| SAADETİN TEMELİ yazmış; diyor ki: « — Gül. melidir.» | hatı, razı olmiyan — insanları güldür bakalım?. ÜRGEREDEN BULMUŞLAR? Aferikadaki kasındaki muharebelere ait İngilizlerin bir tebliğini oku- dum:; «Taarruza uğrayan İ- ate devam ediyor.» Diyor. O halde, mihvercilerin ma- kine yağı vesaire sıkıntısı çek- tiği doğru değil! Öyle ya, bu müfrezeler bo- yuna kaçtıklarına göre, Nef yağını nereden bulmuşlar?. — BEKLEYE | DURURKEN Bayramın ikinci akşamı,bi- im basın birliği gazetecileri, reni taksim gazinosuna yeme- | gedavetetti. Gitmedim yemek © kaçırılırmı, diyeceksiniz. Ha- yar.. Bu sizin bil, z davet- lerden değil.. Yemek yiyece- &iz, fakat, bedeli olan 110 ku- | ruşu biz vereceğiz. Dün, arkadaşlar, neden gelmediğimi sordular.. —4« Gelecektim dedim, ev- | den çıktun; vapur, otobüs, | trmvay bekliye bekliye, birde | baktım, vakit gece yarısı ol- muş! | SİNİRLENMEYİNİZ | EFENDİM İtalyanların resmi ajatısı olan Sitefani, muharebeye | dair neşredilen iki taraf teb- liğlerini iyi vermediğimiz i- | çin Türk gazetelerine kızıyor- | müş. Yunan tebliğlerini neş- ! %— . ı t rediyor, İtalyan - tebliğlerini tam neşretmiyormuşuz. Ne diye kızıyorsun, sinyon? ğ lata bakğ Türk Ekâbir oturmayınca.. Şehrin bakılmıyan semtlerinden biri de Üsküdardır. Üsküdarda, Ahmediyeden başlayıp — iskelede biten bir cadde vardır ki, kaldı - | ramları bozuktur. Yağmurlu gün- lerde bu yolun ne kadar bozul - muş olduğu daha iyi görülüyor. Bu müteyazı semtin yollarını acaba, neden yapmıyoruz?. Halkın sesi Muyor, diye m BÜRHAN CEVAT — Fena!. Dedi. — Hayır. Dedim, ilâve ettim. — İspirto, esrar olmazsa ben yaşıyamam ki! Ve. o sormağa, ben söylemeğe | devam ettik. — Niçin bunlara alıştın?. — Bilmem ki. kendiliğinden oldu!. — İçmesen olmaz mı?. Olmaz!. — Ne kadar içiyorsun?. — Tartısı yok, Ne kadar bula- 1 | — Birakamaz misin?, — Hayır!, he i biraz ş-ılııu_ k çıkmıyor, bu civarda ekâbir otur- | “Doktor Hafiz Cemal, bir yazı | mek, neşelenmek saadetin te- | Peki ama, ya hafız, gülme- | çırı 2in, neşelenmenin temeli sa- | adet degilmidir?. Parası, a | l Mavi nil mınta - talyan keşif müfrezeleri ric- | | | | | tutan toprak sahanın yolları parke- | Son Telgraf'ın edebi romun:: VAS GÖZYAŞLARI| .© ,ETEM İZZET BENİCE | | | Valide camiinden iti- | baren istim'âklere hız verilecek | Yenikapıdan Gazi köprüsüne ka- dar uzanacak olan Gazi açılmı kadar sarfolunan paranın miktarı bin sekiz vüz yetmiş se- | 'a uştüur. Vali ve be- lediye reisi B. Lütfi Kırdar bu bul-| le acılması için faali- ve istimlâklerin arttırılma- vetin ını ali ünasebetle dün .s.m-b S | 3 bulvarı için istimlâk- lere hiz vererek kısa bir zamanda Valdecamlinden — Saraçhanabaşına ve Zeyrekten Unkapanına götüre- ceğiz, Esasen bulvarın Yenika « pıdan Valde camüne kadar - olan | kısmmı yapılmıştır.» — Koca Ragıp, Şair Fitnat, ağa çeşmesi yolları Lâlelide Koca Ragıp, Şair Fitmat ve Ağaceşimme vollarının, Eminönü meydanının a çevrilmesi ile çıkan parke taslarile örtülerek ya- lması isi vek yakında bitecektir. ralarda 4000 metre murabbat ve cevrilirken tretuarları da karo- simene tahvil olunmaktadır. Hi gnnn Suvarı müvezziliği — teşkilâtı genişletilecek Adli tebligatın posta ile yapıl- ması sayesinde köyler için süvari müvezzilikleri ihdas olunmustur. | Bu —müvezziler her 10 günde bir vilâyetler ve kazal zaman köylere se zeteleri köylülerin - evine kadar götürmektedirler. teşkilâtını peyderpey genişletmeği kararlaştırmıstır. A 40 kuruşluk bir merkep yükü odun 130 kuruşa çıkmış Ceyhan 4 (Son Tekgraf) — Ka- sabamızda odun, kömür buhranı devam etmektedir. Geçen yıl zar- fında bir merkeb yükü odun 40-50 kuruş iken bugün 190 kuruştan a- sağı almak kabil değildir. Araba- larla gelen odumlar ise 300 - 400 la- Tuşa cıkmıştır. Önie Topkapı mezarlığının bir kıs- mına ölü gömülmiyecek Topkapı mezarlıklarının orta kıs- mana ölü gümülmesi — belediyece menolunmuştur, Peyderpey diğer kısımlarda da menolunacaktır. Diğer taraftan bu mezarlığın ba- sından Fransız mezarlığına kadar olan kısmına da taze fidanlar di- kilmektedir. İleride burası bir or- manlık haline konulacaktır. Hüi Eminönü meydanı kaçmilyona mal oldu? Eminönü meydanının acılması icih yalnız istimlâk parası olarak iki milyon. yüz kırk yedi bin dört- yüz elli dokuz liza harcandığı an- laşılmıştır. Meydanın tanzimi için de ayrıca yüz otuz bir bin altıyüz on iki muştur. Tre ae a Sehrimiz ilk tedrisat muallim - lerine ait ikinci kadro da Maarif Ve. kületinden tebliğ olunmuşlur. v Bu yıl ipek rekoltesinin geçen yıldan noksan olduğu anlaşılmıştır. Bu yüzden fiatlar kilo başına geçen yıldan wf | mahduttur. Yollar geniş ve ser - | besi darlara bildirmiştir. Mus| ; İKÜÇÜK HABERLER | (Eitezotu Böyle olur tramvay dediğin ! | Üsküdar ve Kadıköy havalisin- de işliyen yardır. İsmi de halk dır. Fakat, bu idare halkın tam bizmetinde — olmaktan — bayli uzaktır. — Evvelâ, bu — tarafta tramvay işletmek İstanbuldan çok daha kolay olmak lâzımdır. Çün- kü'hatlar mahdüttur, Yolcu sayısı a adedi kâlidir. tramvay bu tarafta yoktur. Daha bu ida- renia yeti teşekkülüğde, her işsiz kalan vatandaşa, iltimasına göre bir mâkam bulmak gayesi gözönünde tutulmuştur. Bu zihai- yetin izleri bugün hâlâ vardır. Amma, tramvaycılıktan anlar - mış, anlamazmış; bu, © kadar mü- him bir mesele değildir. | Bu tarafta, servis, asla oloma- | tik bir hal arzetmez. Hele üc gün bayramda, bu halk tramvaylarının hali — görülecek şeydi. Allah sizi imandırsın, bir istasyonda, bavramın ikinci günü | akşamı tam 40 dakika tramvay bekledim. Bu idare, halkın naklini teshil değil, işkâl ediyor. Bilsek ki, ara- balar muntazam gelip gitmez, ya- yan yürüyeceğiz. Yahut, parası e- lan bir taksiye atlıyacak, | Sonra, bu idarenin, neden mali | müşkülât içinde olduğunu, ben, bu bayram keşfettim. Arabular, zuhurat kabilinden gelip geçliği için, istasyonlarda halk birikiyor. Bir tramvay göründü mü, millet hücum ediyor. Basamaklara ka - dar tıklım tıklım doluyor, Ekse - risi zaten acemi olan biletçiler, bil- hassa kısa mesafelerde, bütün yol- culara bilet kesmeğe vakit bula - mıyor, Analordan seyahat eden birçok yolcuları görümle gördüm. ineceğim istasyona gel- biletçi ile te- şerrül elmiş değildim. Arka sa - hanlıkta yanımda duran daha hir kaç yolcu ile, menzili maksudu - muzda iniyorduk. Kaldırım üstün- de, iki şeritli bir kontrolör bizden bilet istedi. Çıkardık, paralarımızı verdik. Bilet paralarile avucunu dolduran kontrolör, bize, bilet kes- tirmek imkânını bulamadan, baya atladı, zili çekti. İste, bu tramvayla-, bir âlem, lüm!, K ARE REŞAT FEYZİ »e Verilen kontenjan üzerine Bul - garistandan gehrimize —mühim mik - tarda manga! kâmürü gelmeğe başla- mıştır. Düa de iki büyük motlör do - kısu kömür 4 İstanbul parti müfettişi Reşat Mimaroğlu Ankaraya gitmiştir. Birkaç güne kadar şehrimize dönecektir. * Devlet Demiryolları idaresi mo- törlü trenlerin sayısını artırmağı ka- rarlaştırmıştır. e Bazı örta meklep ve liselerde kız den bunun men'i alikadarlara bildiril- mlştir. * Belediye vergi ve resimleci ka- nunu> on altı yıllık eski bir kanun ol- duğundan bunun tadili için yeni bir Kanun hazırlanmıştır. Bununla şehri mizde ve diğer.bazı şehirlerde - halka | 'yük olmıyacak derecede - yeni hazı re- Simler ihdas olunacaktır. x Hiç okuma, yazma bilmiyen veya | a bilen valandaşlar için Eminönü Hai- | kevinde meccani kurslar açılmaktadır. Talipler ikişer fotografla müfsesat et- iki buçuk ilra fazlasile 15 - 16 İlraya çıkmıştır. — Niye bu hale geldin?. — Onu ben de bilmiyorum!, Konuşmamızın bu şeklinden sı- kılmağa başladım ve.. yine: | — Hanımetendi ne verecekse - niz verseniz de gitseml. Dedim. O hiç oralarda değildi. Boyuna lâfı uzatıyordu: — Nereye gideceksin?. — Meyhaneye!, İspirto içmiye mi?. — Evet!, — Daha sanra? — Esrarcıyı — Esrarı nerede çekiyorsun?. — Cok para verirsem tayfayı toplar Saraypalasa kabak çekme- e gideriz.. — Kaç para istersint n kâğıt da sen vermezsin?. Ben böyle söyleyince, güldü: — Ben daha çok veririm!, Dedi. Rakam saydı: — Yüz, iki yüz, beş yüz.. . ilâve etti: — Fakat, san?. Yüz kâğıt, Birden zihnimi karıştırdı. — Galiba alay ediyor!. Dedim. Amma bozmadan: — On kâğıt almadan gitmem. Bu kadar maytap on kâğıda bi- le olmaz!. Kararını verdim. Yine o söyle- | meğe başlamıştı: — Sana yazık. Esrarı, ispirtoyu | filân bırakacaksın. Seni giyindi - | roceğim.. Kuşatacağım.. Yatacak, oturacak, yiyecek yer gösterece - Bim!, Bol da para vereceğim. Ne- dir | saha acılmaktadır. inönü gezgisi | Taksimde Belediyece | bu namla yeni ve güzel bir saha açılıyor Taksimde <ni mile belediyec gemgisir na - yeni ve güzel bir Başlangıcımı | yeni mermer tribünler teşkil eden| sahanın sür'atle imarı için ça- aktadır. Bunun için. stad - | yıkılması işi iki, üç aya ka- dar tekemmül etmiş olacak, bir ga da toprak tesviyesine de- vam olunacakır. Tesviye biter bilmez bu gez - ginin ağaclıklı gezi yolları aci- lıp tanzim işine geçilecektir. Bu- rada gezinenler denizi ve Marma- rayı bütün açıklığı Hle görebilecek-| lerdir. Burasının imar plânı mu - cibince tanzimi de önümüzdeki yıl tamamlanmış olacaktır. Sehrimizin Lunapark sahası Taksimden Gazhane yolile Dolk- mabahceye inen kısım ve aradaki bostanlar şehrimizin - «Lunapark sahası» olarak ayrılmıştır. Vali ve beledive reisi B. Lütfi Kırdar bu sahanın tanziminin de | önümüzdeki vı! tamamlanmış ola- cağını söylemiştir. ——— | Son yılda şehrimizde nekadar cöp toplandı? Son yıl icinde belediyece şeh - rimizde daksan bir bin sekiz yüz yirmi beş bucuk ton çöp toplattı- rılmıştır. Bu miktar 1938 yılına na- zaran bir misli ve daha evvelki yıl- lara göre de iki misli fazladır. Şe- hir ihiyacına cevap verebilmek için önümüzdeki yıllarda temizlik teş- kilâtı daha geniştilecektir. ee İtfaiyeye harcanan paralar Sehrimiz itfaiyesine malzeme ve| yedek aksam temini için 1939 ve | 1940 yıllarında 21 bin 336 lira har-| €anmış ve 10 bin 438 lira hortum | tamiratına, 36 bin 917 lira melbu- sat ve efrat techizatına sarfolun- musur. Ayrıca 14 bin 850 liraya 6 adet #kamyon şasesi satın alınmıştır. Diğer taraftan hariçten malze- me temini zorluğu karfısında bu- Tada muhelif malzeme imalâtı im- ları aranmasıma reçilmiştin MAHK E'IIİ ELER Kamyon altında can veren kadın lanmış ve ağır surette yaralanarak hemen ölmüştür. Müddeiumumilik hâidseve el koymuş, soför Mehmet yakalanmıstır. Bir sarhoş tevkif edildi Süleyman isminde biri evvelki Hün Beşiktaşta sarhos olup nara atarken yakalanmış ve polise de hakaret ettili iddiasile dün Sul- ahmet | inci sulh cezaya veril- iştir. Hâkim Süleymanı tevkif istir. Üsküdarda Paşakapısında yeni yapılmış olan adliye sarayının al- tından su cıkmış ve bodrum katını| kaısmen kaplamıştır. Suyun zarar vermemesi için tetkiklere geçil - miştir. murlar içinde derilerin patlamış, ısırlanmış. Saç sakaldan yüzün Közün, görünmüyor!. Zayıflı sın, Kurumuşsun.. Dal gibi kal - Rengin sapsarı. Gözleri: nin şığı solmuş, İspirtoyu filân keser, biraz muntazam gıda alır, tedavi görürsen yine eski Ruhi e- labilirsin!, Sana hem çok kolay isler yaptıracağım. Çok da para | O kadar küvvetli, o kadar aci ve tesirli söylüyordu ki damarla - rımda, kafarın içinde birden bir | kaynaşma oldu, yüreğim sanki ya- | bancı bir el ile sıkılmağa başladı. | Beynim burgulanıyordu. | Bu kadın ve.. onun sesi birer birer sinirlerimi cımbızlıyor; kalbimin üzerindeki kabuğu yer yer deliyor, kaldırıyor; kafatasımı örten kalın, kâbuslu, sisli ve pıhtih perdeyi yavaş yavaş yırtıyor, kanatıyor, içimde bir his üyan - dırıyordu. Ve. belki bu tesirledir ki ona sordum: bu haliri. Kendine acrmıyor çendinden iğ | calıştılar.. | merasiminde, Bor “gile bayram havası ğ DÖNMİYENFILO TEzmD| Büyük - Tarihi N z Yazan: RAHMİ YAĞIZ Tefrika ' Süvari fırsat kaçırmak istemedi Artık kumandanın emrini tathik ederek bu fırsalı kuçırmayı mu- vafık bulmayan süvari ceneralı, alaylarını hücum tertibine soktu, arkasından boruları çaldırarak hi- gu gibi Avusturya ordusunun sol cenahına yüklendi. Bu ani ta- arruz, dehşetli hücum karşısında Avusturya kuvvetleri şaşırdılar.. takibi bıraktılar.. kendilerini Fran- sex kılıçlarına karşı, yandan yapı- lan ve en hafif noktalarıma tevcih edilen bu hücuma karşı koymıya 'at eden ordu, fir - sattan bilistifade laarruza peçti. Yarım sant evvel zafcre doğru sür- atle koşan Avusturya ordusu bu buskınla mağlübiyeltin - kucağına düşmüş, dağılmış, büyük kısmı imha, geri kalanı da esir olmuztu. Harbin sonunda, maiyet ku - mandanlarının tebriklerini kahul eden Bonapart, tebrik sırası gü - mün kahran t dö Naney”ı gelince manidar bir tavır takmıdı. Genç ve cür'etkâr süvari cenczali bilmukabele tebrik ederek itüve etti: tebrik ederim Kont.. Şüp- hesiz günün kahramanı ve bu za- ferin biricik âmilisini; Sonra kendi gö; çıkarıp Kontun göğsüne takmiş, devam etmişti: — Bu nişan, şu anda sizin göğ- sünüzü süslemekle şeref duyacak- tır. Şimdi bu kısım bitti. İkinci safhaya gelince: Kumandanın'zın emrine itaat etmediğiniz için sizi harp meydanında itaatsizlik suçile divanı harbe tevdi ediyorum, Kı- hemızı teslim ediniz general, mev- kufsunuz!. Üç gün sonra, diyanı harbin ver- diği Idam kararile Kont dö Naney kurşuma dizilmiş, yapıl elile göğsüne taktığı nişan bir yas- tık üzerinde ve tabutun önüsra taşınmıştı. Hemen herkesin bildiği bu vak- ayı hatırlıyan iki cesur Türk de- nizcisi, Ahmet ve Lütfi kaptanlar gemilerine döndüler, Zafer Hey'e- mem - leket şarkıları çağıran mürelte - bata ıslanan bakışlarını çevirdi - ler. Ahmet kaptan sordu: — Hareketimizden nadim misin Lütfi bey? Öteki omuz silkti: — Ne münasebet kaptanım. Bi- Tükis meranunum. — Ben de öyle.. Fakat Amiral Unkapanında oturan soför Mehe mnedin iaresindeki 4152 mumarali (AYRUPA — HARBİNİN kamyon Zeytinburnu çimento fab-İYENİ — MESELELERİ Hai eadüğden ee Ti len levs is- minde bir kadına şiddetle çarpmaş-| Romalıların tır. Sademenin tesirile kadınca - #az yandaki hendeğin içine yuvar- torunla" v aleyhine, ne de Macarların Ru- menler aleyhine söylenecek söz- leri bitmiş, tükenmiş değildir. Bo- munyada kalmış Macarlar olduğu gibi yeni karardan sonra Maca - ristan idaresine geçmiş Rumenler de var, Romanyadaki son değişik- likler üzerine Macarlarla Rumen- ler arasındaki davanın hiç olmazsa bir zaman için nisbi bir sükün devresine gireceğini zannedenle - rin tahmini hilâfına bu dava öyle kolay kolay hulledilivereceğe ben- zemediğini göstermiştir. Transilvanya tekrar Macarisla- ma iade edilmekle dava bitmiş ok saydı Rumenler hâlü kendi dedik- lerini isbat için tarihten deliller aramağa liizum görmiyeceklerdi. Rumenler «tarihi> bir nokta ve mazara bağlanarak Transilvanye- nn harkesten evvel kendilerine ait olması lâzım geleceğimi söylü- yorlar, Kitaplara göre pek eski za- manlarda bir Daçya krallığı var- maş ki buraya Romalılar gelmiş, iki taraf arasında şiddetli muha- rebeler olmuş, gclen Romalılar iş- te bugünkü Rumenlerin büyük | babaları olmuş. Bu tarihi nazari- yeye bakınca bugünkü, Rumenler iki cihetten de iftihar ederek milli izzetinefslerini okşıyan hatıraları tazeliyebilirler: Hem Remalı el - mak, hem Daçyalı olmak. Bir zamanlar dünyanın o vakit- ki malüm kıt'alarına hükmetmiş elan Roma imparatorluğunun te- runları olduğunu düşünmek Ra- men milli edebiyatı için pek tath- dır. Meshür. Romalı şair Ovidim Romadan sürülerek şimdiki -Ro- manyanın Köstencesinde yaşama- ga mahküm edilmiş olması da Ru- menleri Romalılara bağlıyan ha- tıralardan sayılmaktadır. MIHI ve tarihi şerefler aranırken her te- | nin görünü Özidemun tehdidini duydun de- ğil mi?, Lütfi kaptan: — Adam sen de... Der gibi salladı, İlâve etti: — Bırak ize yalnız Amiralin vereceği muhturalardan mükkfat kısmını tatbik edecekler.. Aksi de olsa ne çıkar kaptanım., Biz, gör- düğümüz hizmetle asker kardeş- lerimizi bir tacizden kurtarınış, “memleketimize barcumuzu yapımış, düşmanm bir deniz devini imha etmiş, vicdanımızın ve mesleği - Mizin emrini yerine getirmiş bu- lunuyoruz. Sonra, talimnamelerimizla te- şebbüsü şahsiye mes'uliyeti mü- teşebbisin omuzlarına yükleterek ne kadar geniş yer verdiğini pe- kâlâ biliyoruz. Burası Bonapart Framsası de- Kil, Türk vatanıdır kumandanım, biz de Fransız asılzadesi — değil, Türk deniz zabitiyiz.. Özidem bu noktanın farkına varamamış ola- cak. Sutular. Biraz sonra, diğer muhriplerin süvari ve güverte kaptanları ar- kadaşlarını ziyaretle tebrike baş- ladılar. Bu arada Basra süvarisi Küçükmustafapaşalı Hüseyin Bas- ri kaptan, muzaffer Ahmet kap- tanın omuzuna elini koydu, sordu: — Ya bücumda muvaffak cla- masaydınız Ahmet bey ne olucaktı netice?, Muaveneti Milliye süvarısi ye- rinden kalktı.. Kendi çekmecesi - ttı. Orada duran dolu : bir rövelveri işaret ile ilâve etti: — Kendi eczamı kendim vere- | cektim.. Ettesi günü, bu büyük zafer memleketin her tarafında tezahü- ratla kutlulandı. Ahmet ve Lütfi kaptanlara her yerden tebrik telgrafları geliyor- du. Takdir ve terfileri Nezaretçe ihmal edilmiyen bu süvarilı A miral Özidomun tehdit ettiği €i şekil tatbik edilmemiş, Türk askerinin kendi teşebbüsüs çah - sisi ile elde ettiği zaferi teşvikten geri durmıyan yüksek sevk ve i- dare makamları bu kaptanların ayrıca nişanla da taltiflerini sa- raya arzetmişlerdi. (Devamı var) Tabilir. Onun için Ru - menler de Transilvanyanın Macar olamıyacağını müdalandan geri kalmıyorlar, Fakat Avrupanın müzmin ekal- liyetler meselesinin açtığı tariht iddislarm hiç sonu gelecek de - ğildir. Rumenlerin dediğine karşı Macarların da iddiası varır, Onla- rın dediğine göre de meseleye şöy- le bakmak İâzım: Daçya krallığı Roraalıların eline geçerek impa- ratorluğun bir vilâyeti haline in- diktenheri geçen zaman çok de- gildir. Milâdi 107 senesile nihayet Z70 seneleri arasında bir devre, Halbuki Macarların Transilvan- yaya yerleşmiş olmaları bin vene- den fazla bir devri kaplamaktadır. Romalıların buraları istilâ ederek hâkim oldukları devir ancak 150 seneden ibaret iken Macarların Transilvamyadaki hâkimiyeti bi- lükis çek uzun sürmüştür. Bu karşılıklı dava yeni çıkmış olmadığı gibi geçen harpten son- ra Transilvanyanın Macaristan - dan alınarak Romanyaya veril- mesile de baseöstermiş değildir. Avusturya - Macaristan impa- ratorlağu çok evvelden Transil - vanyaya sahip iken Rumenlerin orada vakit vakit Macarlara kar- © isyan ettikleri görülmüştür. Ge- çen selerki Avrupa harbinin bar şında Romanyayı kendi tarafma çekmek çok faydalı olacağını, Re- manyanın buğdayından ve petre- | künden istifadeyi düşünen Kayzer Almanyası Transilvanya cihetin- den Rumenleri memnun edecek bir çare bulunmasını da çok dü - şünmüştür, Fakat ne olursa olsun Macarlar buna razı R nihayet bir gün Romanyanm -kral birinci Karolün ölümünden sonra- Rusya, Fransa ve İngiltere tara- fanı teşkil edem müttefikler lehine harbe girdiği görülmüştür. O za- manki vekayi sırasında Romanya mağlüp olarak Almanlar tarafım dan işgal edilmişti. Bu seferki iş- gal harbe kadar varılmadan ol - muştar. Hedefler malüm, takip e- dilen yollar değişiyor. Vaktile Romalı şalrin menfasa olan şimdi- ki Köstencede Alman deniz üssü | yapıldığı, yapılacağı haberleri kar- | şısında Romanyanın marisi ve hali gözönüne celiyor. bahsetmek ise kehanet 4 gy Avrupa İmpırıml’f K Yazan: Ali Kemal 5 a Şarkta fütuhat yapa! Osmanlı imparatorluğunu dA laka kendi nüfuzu altna #Ç düşünen Napolyon garpte Ka mak istediği saltanatm ancak ç ka da hâkim olabilmekle kâl ğımı besap etmişti. mun tasavvurları, teşebi kim kalan emelleri ve Tüp edilmesi bugünkü A kayiinin cereyamı takip birçok noktalardan bedecek mahiyettedir. hetler de eksik değil. A büyük bir impa sliyenler bir. türl edememislerdir. Napolyı nu derinden derine dü asker, bir siyasidir. vyelâ şu noktayı iktiza ediyor: Napolyı & v K N Mit tE ti ü.îîî x " t t &t îı 3 Vi FELİ S e L 5LA İAPre Bi7 rEn » .. 4A son yazılmış tetkiklerdet * lıyor ki kendisi her ne ııdl;; ka hâkim olmak suret » kurmak - istediği imparal tahkim etmek isterken imparatorluğunu da nnıı:ıı almayı düşünmüş ise torluğun büsbütün taksimi tadan kalkmasına esas İl tiraz edecek değildi. Bu onüf ği — bir menfaat ve fırsat meseleti Osmanlı imparatorluğunu etmek istiyenler pazarlığı © buna çoktan razı olacakti. kiminle anlaşmalı?. rupada küvvetli bir devle! Avusturya — imparatorluğu Avusturya imparatoru ne olursa olsun Napoiyon ile Taae — etmiyor. Çünkü Rusyanın Bt Ga —| lardaki ihtiraslarını bildiği Napolyon ile ittifak demek yaya karsı harbi göze almak mek olacağını düşünüyor. Ya İngiltere?. Bunu gecirmek bile beyhudedir. Napolvonun Osmanlı im Tuğunu nüfuzu altına almı dişah ürüncü Sultan Selimi _'Kx N dW xit & B î'tı Ki Kü Ğî 8i Tar İstanbula girsin. manlı imparatorluğu Na tesir ve nüfuzu altında ııl-'f Fakat İngiltere söyl zum yok ki Rusların yerleşmesine kat'iyyen Böyle bir ihtimal h.u..ıı"nv-"; yi s: Y vetile buna karşı Ancak — Napolyonun karşı Ruslara müzaheret od Lâkin asıl Rusyanın idi?, Napolyon herşeyi lı:" mayı sever, müphem $€İTya hoşlanmaz, diye şöhret Rusyanın vaziyeti ne olacağı Ça |) endişeye düşürmekten ıd",y madığı cihetle Çarın nasıl Pa — tikamet alacağını merak .ıı'v., Napolyon o zaman şöyle di müştür: Muhakkak ki Ruslar hükim olmak istiyorlar. OSTğr « imparatorluğunun taksim Hi Siscapı llli Çünka Baleti tablidir. Çünl Tara sahip olan Osmanlı imPfil torluğuna karşı isyan etmek, Balkanlard: 4 B bütün aki milletler Çarın bir işarı liyorlar. Rusyayı Tun: likleri vererek memuı mümkündür. diğer tarafları, bilhassa Napolyön kendisine saklamak tiyordu. Bu suretle Napoly0f ga tık hüküm n ::.'ı.:(ııuııı çark yaymış olar Hesap Şark işleri artık kendisinit olmaksızın halledilemiy' ier Osmanlı imparatorl sim için ileride bir anlaşınt Ö .sa Suriye ile Mısır mutlakâ Ü gg sanın hissesine düşecektir İi — İy mana kadar ise Rusyaya BÖ yi | larda mukavemet ıül-'f,w Çarın nüfuzu daha evvel Y ğer Di miş olmasın, Çar kuvvılil:”# j k' kide bulunarak ileride N MERe T eei apolyonun bütün yasi hayatında İngillere Ve Tğıyt ile çarpışmalarını uzun W b kalkışmaktan ziy87 yef cadeleleri! gti olarak gözönüne nelefi” İğer diğini kaydetmek erblbini Ç il. diği etraflı malümatları istit' » ge kuY Y * ğ Ğ | h4 âğ Ç| eeei Vh DÜ Vi şu suretle mümkün Avrupa kıt'asında öyİ bir garp ıııwımını_-'__ larak yaşıyabilmesi icin Flip ek şarkta nüfuz ve tesire mak lüzumu mw_ Şarkta mevküni tal çe garpte hâkim olabilmeni” vamlı olinıyacağını Napolrir iyi anlamıştır. Bunan İCİR () riyeyi ve Mısırı elde —J zem görmüştür, we “iğa Taribia yürüyüşü b YOĞE vam etmiş, Ayruna kıt'afi kim olmak istiyen devlet güvenebilirse İngillereye dan doğraya taarrrır ctmeti sünmüştür. :ı'ıı:' a tel demiyer. H Ö x AVE bir Şi di