E—SoN rTELgkaAK M «HADİSELER KARSISIN DA İA RÜZGARDAN ÖLÜNÜR MÜZ. Ekispresin sürati ve yaptığı rüzgâr, hat kenarında duran bir kadını düşürüp öldürmüş! Rüzgürdan adam ölür mü?. Ölmüş, işte.. Bir de,derler ki, bizde, nakil vasıtaları ağır gi- der.Ekispres, kuş gibi uçmasa, adam öldürecek kadar rüzgâr yapar mi?, İKİSİNİN ORTASI Şehir tiyatrosu, tertip ede- ceği şiir matineleri için bir anket açmış, ediblerin fikrini sormuş.. hangi şiirleri okuya- k, diyor.. Bu, hakikaten, nazik mese- le: eski şiirleri artistler anla- maz; yeni şiirleri desek, halk anlamaz.. Ne yapmalı, bil- mem.. Mesele, ikisinin ortası- nt bulmakta.. BELEDİYE LOKANTASI Bir gazetede, şu ıclıvhı gözüme ilişti: «Belediye lo- | kantası hiç kimseyi doyura- | mıyor.» Ayol, orası imaret mi?.. Ta- bi doyurmaz.. Belediye lo- kantası doyumluk değil, ta- dımlik yemek - verir. Beğe- nenler, sonra, ayni yemeği ev- lerinde yaptırıp yerler.. | NETİCE NE OLACAK? Tramvaylarda — izdihamın | önüne geçmek meselesi hak- kında, idare, gazetecilere iza- hat verdi. Günde, 250 bin yol- cu taşınıyor, ve bu insanlar ancak 156 araba ile nakledi- lebiliyormuş! Halbuki iki se- ne evvel 185 araba ile günde ancak 175 bin kişi taşınıyor- müş. —— Bu vaziyette izdiham ol - ması tabii! Arabalar gittik- çe çörüge çıkmakta devam | edince, netice nereye vara- cak, ben onu düşünüyorum. AHMED RAUF 100 kuruşa bir boru Bir arkadaşımız anlatlı: | «Evde sobamı kuracaktım. Bir | kaç vyeni boruya ihtiyac hasıl ol- du. Bir dükkânda tanesine 150 ku- vüş istediler. Nihayet, güç bfll 100 kuruşa aldım, Bir tek boru 100 kurus.. Bu ihtikâr değil mi?. Bu bir.. İkincisi, hani, nerede pazarlıksız satış kanunu?, Bu bo- ruların üstüne neden eliket kon- muyor?. “” | BÜRHANCEVAT Yeni yollar Şehrin bazı caddeleri asfalt yerine mozaik pareke yapılacak ! Mozayik parke ve parke taşı ile inşa edilen yolların sağlamlığını u- zun müddet muhafaza ettiği gö - Tülmüş, parke taşı tedariki için be- lediye tarafından Marmara mınta- kasına bir momur gönderilmiştir. Bazı yollar tercihan mozayik par- ke olarak yapılacaktır. Beleciye zeksliği, adat yol inşaatının her | tatbik edilmesinin doğru nhv—ı. hakkındaki iddiaları tetkik ettirmektedir. Şehrin ee asfalt yolları tercihan mozar yık parke olarak yapılacaktır. —— Altı ilkmektep tamir ediliyor İstanbul 21 inci, 62 ıncı, Kadı - köy 35 inci, Bakırköy 1 inci, Be - | yoğlu 48 ve 48 inci ilk mekteple- | rin maarif idaresince esaslı bir şe- | kilde tamir olunmasına geçilmiş- tir. Tatil günlerinde apartımanları vo evleri dalaşarak gizli benberlik edenlerle berberler cemi Tika ıi.ır aolmadığı hakkını zar günleri Beyoğlu semtinde bu an ve kadın saçı da ke- yapan eşhasın ehliyet- nameleri dahi olmadığı iddla cail- mektedir. —-ec— Şehirde yarım kalan inşaat Belediye, yarım kalan apartıman ve ev inşaatının kış başlamadan önce bitirilmesini temine çalış - maktadır. Riyaset makamının fen heveti müdürlüğünden bu husuz- taki suale su cevap veril: «Duvarları beton blnalur dö- şeme, tavan ve saçaklarının ah « sap olarak inşasındn bir mahzur yoktur. Bu gibi inşaat sahipleri belediyenin kontrolü altında işa- Tet edilen şekilde inşaat yapabi - lirler. Yahız ok ahşap bina- Oteller umumi bir kontroldan geçirilecek Bazı otellerde müşterilerden mu- ayyen tarifelerden fazin fiat altı dığı hakkında belediyeye bazı şi- kâvetler vapılmıştır. x Bu mçyanda bazı Süncü sımıl o- tellerde tek yatağa T5 kuruş zlen- diği-ve odaların da kâfi derecede temiz olmadığı da iddia edildi - Zinden Sirkeci, Galata ve Beyoğ- lundaki otellerin umurai bir kant- roldan geçirilmesi karatlaşlırı! - Tıştır. K —— Açık iş ve memuriyetler Üç Inşaat ustabaşısı ari dır, 'Talipler Ankarada Kalabaköyü Toy gar ÇIftIği clvarında ceza evi ratldür- Tüğüne müracast ebnelidirler. Askarada Gezi terbiye Enstitüsü - nün 56 lira maaglı Andar memurtuğu münüldir. Tülipler ayın 25 ine kadar Diyarbakır serbest ünhaldir. 5 ieş « ü h- kuk igleri müdürlüğüne müracast v- Tunabilir. 100 tira aylık Ücretli Zonguldak be- lediyesinin fen memurluğu münhal dir. Talipler 25 teşrinlevvele — kadar müracaat odebilirler. Şehrimiz belediyesi hukuk işleri ve muhasebe müdürlüklerine —memurlar aranmaktadır. BaTcEy(k 1 'ıılılLBıgıı.ılıkılılvemılı- Fılezofu Hayat pahalılığı Bir sene kadar evvel, resmi a- Halar, bayatın yüzde on beş ni inde pahalandığını ilade et - hassısların iddiasına göre, bu nis- bet, yüzde yirı çıkmıştır. Yani, harpten evvelki normal za- manlarda, yüz kuruş kiymetindeki bir maddeyi bugün, 128 kuruşa alabilirsiniz. Şüphesiz, bu vasati bir tenasübün neticesidir. Daha az veya daha yüksek bir nisbet i- çinde fiat tebeddülüne — uğrıyan maddeler vardır. Gecen gün bir arkadaşım şunu anlattı: «— Soğuklar başlayınca, altı kazçuktan sağlam, su geçmez bir ayakkabı almak istedim. Mümkün olduğu kadar ucuzunu aradım. 2? liradan asağısını bulamadım. “Faş bil, tahmin edersin ki, alamadan, kunduracı dükkânından çıktım. #— 30 sene evvel, 22 altın lira- ya, Edirnekapı taraflarında, insan odalı bir evi pekâlâ satın ala- dünyada haşını sokacak bir sahibi olurdu.» Allıulı kâğıt farkını hesap edi- niz. Elde edeceğiniz yekünla bu- gün ayni işi göremezsiniz, Yürzde yirmi bes de hayat pahalılığı far- vve ediniz. Yine hayır.. a) pahahlığı mevzuu, bar- bin getirdiği bir yeni mesele de- gildir. Daha senclerce evvel, hü- kümet, hovat pahalılığını takdir etmiş ve etüdler yaptırmakla bu- Tunmustu. Anlaşılıyor ki, ihtiyaclarımızı ve aile bütcelerini yeniden tanzim etmeğe mecburuz. RESAT FEYZİ | ae D Bu nasıl iş? Nihat Silâdaroğlu isminde bir çocuk yabancı bir devlet hesabına | proparanda yapmak sucile yaka - | lanın hapise mahküm olunmustu. Köprü başları Meyit yokuşunun açıl- masına başlandı. Emin önü kısmı kalıyor Atatürk köprüsünün — Meyit - yokuşu başına raslıyan kısmının açılması — kararlaştırılmıştı. - Bu maksalla havuzlar önündeki dük- kânların yıkılmasına başlanmıştır. Bilâhare — burada bir meydân | vücude getirilecektir. Diğer taraftan Eminönünden E- 'yübe kadar uzanacak olan yeni caddenin acılması icin ilk kısımda-, ki istimlâk faaliyeti bitmistir. Bu dashu Babkhane ile Yemiş iske - lesi civarına kadar olan saha teşkil| etmektedir. FAncak'kıs mevsimi gelmiş oldu- Bundan belediye reisliği — burada yıkım faaliyetine ilkbaharda baş- h ve isi o vakte kadar tehir etmeğdi kararlaştırmıştır. Gd ği bi Süt işi bu hafta görüşülecek! Beledive reisliği süt fiatlarının artması isini flat murakabe ko - misyonuna havale etmişti. Komisvon bu hafta içinde inek- çileri dinleyip süt fiatlarına zam | talebi hakkında bir karar vere - cektir. eei Bayram açık gözlülüğü mü? Bayram münasebetile bazı gi - yim eşyası fiatları yüzde 40 nis- betinde yükseltilmiştir. Ba me - yanda pardesülerin gecen yıldan 5 - 6 lira fazlaya satıklığı, çocuk Dükkân sahipleri bu yüksekliği kısmen malzemenin pahalılaşma- sına ve kısmen de Anadolu — ve Trakyadan - toplancı elbisecilerin ine atfetmekktedirler. Suclunun tevkifhanede de rahat durmavarak mahkümlar arasında propacanda yaptıdı müddelumu- | bu yeni cü- | ya verilmiş- | beraest etmiştir. tir. Nihat bu defa 21 ||KÜÇÜK HABERLER | MTük Rumen ticaret — anlaşması Dü gönlerde tastik için Büyük Millet Meclisine verilecektir. AePiyasada satılan yün ipeklilerin | beher çilede 30 gram eksik çıkdığı hak- kındadaki şikâyetler üzerine her gleye | ebüçile 80 gramdır> elketleri kanul- ması kazarlaştırılmıştır. *& Zirsat Vekâletinden verilen ma- Iümala göre tekmil —yurtla yeni yıl zer'iyatına başlanılunışlır. e Mevsimin ilk karı düm gece Kay- seride Erciyeğ — dağına ve eteğindeki köylere yağmıştır. # Ziraat bunkası Şubeleri Küçük çiliçlcre 23 Tiradan S0 .nnııı kadar ktedi açınışlardır. a Müddelumumilik şehrimizde ço - cuk düşünen doktof ve ebeler bulü - mup bulunmadığın emniyet müdür - düğünden sonmuştur. Buna sebep bir Şüzetede gidi kürtajların — arttığının iddia olunmasıdır. * Amorikadan getirtilen — Yeuhtelit züirnat makinelerinin 30n partileri de vilâyetlere yollanmıştır. | 4 Her esnaf cemiyeti umumi kâti- | binin bir mesmi raporu —hazirlıyarak Vcaret müdürlüğüne — verilmesi tenaf | cemiyetlerine bildirilmiştir. * Sehrimizde ve civur yerlerde ge- | decek yıla devrolmacak karlar odün | ve kömür stokları — mevest olduğu | halde flatlarda ihtikâr yepıldığı hak-| kında #ikâyetler artını Odunun çekisinin 20 kuruş ucuzlatılacağı dh . İaşılmaktadır. K Amerikalıların — şehrimizden — ve memlekelimizden zeytinyağ — talepleri çoğalmıştır. | ga: İ gi sulh ceza mahkemesinde iki On beşer yaşla- | rında yedişer 'sabıkalı ikihırsız! Evvelki gün Suİtanahmet bınır er yaşlarında olm simdiye kadar yodiser sabıka ka- zanmılsar ve mühtelif semtlerde | bırsızlıklar yapmıslardır. İki küçük sabıkalının son vak- alarnı da Beyoğlunda açık: bul - dukları bir apartıman'n kapısın- dan iceri pirip metdiven ve hal - lordeki amnpulleri çalmak teşkil e- diyotdu. SOKAKTA BULUNAN AMPULLELI Suçlulardan Ahmet hâkimin ö- nünde vazırdan umulmıyacak bir elddiyet ve itina He düruyor- ve okunan tahkikat evrakım dik - katle dinliyordu. Nihayet okunma bitip hâkim: e- Bak Ahmet, ne diyeceksin? Sen arkadaşınla am - pulleri calmişs.n'.» diye sorunca dik bir sösle cevap verdi. «—- Hayır, bay hâkim.. Vallaki yalan.. Biz ö ampulleri apartman- dan sökmedik. Sakakta bulduk. Bozulduğundan atmışlardı.. Fakat evrakta ampullerin yeni ve 45 er kuruş kıymetinde oldu- Bu, Ç m kapıcı Sadettinin gördüğü vazılıyordu. Hâkim bu | ciheti kücük yaramazlara hatır « Tattı ve onları tevkif etti. İşte bu zamanlarımda ne yapaca- İ y eSsirmyorum!, İ İçimden taşkın bir arzu geliyor. -- Kosayım.. Saldıra Atılayım. Vuravım!. Öldürevim!. Diyorum. Ve.. etrafım: aranıyo- rum!, neles, cigara çe Kiyorum. Yavaş ya- was yatışıyorum. Sinirlerim Revşi- yyor,. İçim rabatlaşıyor. beynim u- Yuşuyor, kanım dağılıyor!. Bilmem bütün bunlar ne?. — Deli.. Ben deli miyim?. Deli mi oluyorum?. ONUN KAPISINDAN BİR DİLİM! | İki hafta Dün mabhalle aralarına çıktım!. Dilencilikle hudut yok. Serseri- lik gibi: — Her kapı senin, hlv-bl“'— nin değil!, . «sÖnüme geleni çalıyor: ei YA Diyorum. Veren veriyor, ver « miyene de kızmıvorum!. Öbürü - nü, daha öbürünü çalıyorum. İs- tanbul o kadar büyük ki, her gün bir mahallesini bile dolaşmağa imkân yok!, ha dönmek için seneler lâzım. Dün 'yine sokak aralarında cansız bir hayal gibi dolaşıvordum. Beş on kuruş cıkarmıştım. bir kapının zilini çaldım. | Kücük, dokuz on yasinda bir çocük çıktı. Güzel, çok güzel se- vimli ve şirin bir çocuk. Birden- bire haşuma gitti. Birdenbire çok- ftan unuttuğum çocuk sevgisini bend& Adeta canlandırdı. Sesi de vumusak, cana geçen bir sesti: — Ne istiyorsun baba? Dedi. — Dilenci oğlum.. Dedim ve. avucumu uzattım: — Babaya besş on para. Cocuk baktı baktı, içeriye kaş- tu. Bekliyordum. 'Tekrar koşarak geldi. baba.. Diye kalınca bir dilim ekmek &- zattı, arkasından da avuc — Bu da benden... Diye bir on kuruşluk koydu. — Cok yaşa sen oğlum!. Kiminle konuşuyorsun?. Ve.. Uu-.ı yakınlaşıyordu. Bu küçüğün ismi demekti. Ce - vap verdi: — İhtiyar baba aönbej Ve.. Ümit cümlesini bitirirken sesin sahibi de kapıya gelmişti. Ben de kapıdan ayrılmak için ilk | adımımı atıyordum. — © Ruhi baba sen misin?, Dedi. Kafamı çevirdim, Ona dik- katle bek almıştım. Onu ta- nıyacaktım, Bu genç yüz, bu spor #ömlekli ve gölf pantalanlu deli - kanlı gözlerimdeydi. Fakat kim- di, ne>*? nereden tanıyordum?, Kafamı zorluyor, hatıralarımı can- land: galışıyordum. Galiba T u birden tanımadı- hi o da anladı ki sordu ve kendisi söyledi: i tanımadın mı baba?, — Be Hani bisikletten düşen çacuk!, Derdemez kafamın — içinde bir | ! Tekrar tekrar ona bak- tım, vürümeğe hazırlandım, Ar - kadan bir ses geliyordu; — Kim o Üm“ i sarsıntı oldu. Bir iki defa daha dü- | şündüm, — Hinhbli., Anladım!. (Devamı var) | sonra geminin | derek Bigzados sahiline doğru iler- | DÖNMIYENFİILO * Büyük Tarihi Yazan: RAHMİ YAĞIZ No. 19 Amiral Suşon Barbaros süvari- | sile Peykişevket kumandanının rape-larına göz gezdirdi. Cevat | 'tanın raporunda hâdiseye dair verilen tafsilât çok mühimdi. Evvelâ vak'anın cereyanı şöyle Çanakkaleden İstanbul pastası- mı hâmilen dönen Peykişevket, tahtelbahir tehlikesine karşı her Ân müteyakkız bulunarak — yolu çıkmıs, sayısı arttırılan rasat var- diyaları denizi devamlı bir gözet- leyişle kontrolda bulundurmuşlar, Bisados sahillerine bir mil mesa- fede, sancak güverle — vardiyası tehlike ihbarile haykırmıştı: —Sancak istikametimizde tah- Bu ıııııı. duyar duymaz kerte inhirafını serdümene cmreden süvari Cevat kaptan daha kama- üne çıkarken — müthiş bir infilâk sesile karsılaşmış, et- rafı saran sarı ve pis kokulu bir * dumanın icinde haykırışmalar baş- lamıştı: — Vasat kısınımızdan, kazan ü- zerinden bir torpito isabeti aldık. Süvari, soğukkanlılığını muha- fazaya muvatfak olmuş, hemen kumanda mevkiline koşmus, zat yakaladığı dümen tekerli sür'atle iskeleye alahanda ederek hedefi kücültmeğe, ikinci bir tor- Pite isabetine mâni olmağa çalış- mıs, diğer taraftan da emri bas- tırmıştı: — Topcular top başına.. Tahtel- bahire ateş.. İkinci torpitosunu da kovm yerlestiren düşman tahtelbahiri, bu ani vaziyete rağmen hiç saş - kanlık göstermeden toplarımı ateş- liyen Türk bahriyelilerinin mü- essir endahti karşısında, ikinci forpi' u da suya salıverdikten peşini bırakmış, kaçmak, kendisini " mermilerden kurtarmak çaresine başvurmuş - tu (1). Peykisevketih yarası cok va - himdi.. Gemiye kazan üzerinden açılan bu delikten dolan sularla iskele tarafına meyletmiş, torpito infilâkının şiddeti -Peykişevketim güvertesini kanburlaştırmış, mu- yazenesini - süvarinin - levkalâde gayretile muhafaza eden gemi, bir taraftan da kıç tapumun lahtel - | bahire devamlı ateşini temin e- | lemiş, baslankara etmişti. İste, Peykişevket karaya otur- (1) Kabviten Nazmetin «Marma- rada denizailti cevelânları» adlı ha- AVRUPA — HARBİNİN YENİ Nazariyattan hakikata.. Daha evvel nazariyat sahasında görülen birçok tehlikeler kat kat hakikat olarak kendilerini gös- terdi. Vekaylin inanılmıyacak bir sür'ati görüldü. İneiltereye asker çıkarabilmek askeri mütehassıslarca daima şüp- heli bir keyfiyet olarak sayılmış- tır. Tarihteki birkaç mühim teşeb- büs akim kalmışlır. İngilizler her zamanın kuvvet ve vesaitine gö- re kendi adalarını haricin istilâ - xına karşı müdafan edegelmişler - dir, Bu seferki harpte ise Alman- lar ümitlerinin fevkinde — olarak ilk haftalarda seri muvaffakiyet- ler elde etükleri için İngiltereye taarruz ve orayı istilâ etmek ta- savvurlarını da imkân dahiline gi- recek saymışlardır. Avrupalı ae keri mütehassıslara göre harp başlamadan evvel Holanda- nin istilâya uğrıyarak Almanların oradan, Roterdam limanından cep kruvazörleri ile, denizaltı gemile- rile ve daha kimbilir Alman hü- » her ve marifetinin vücude getire- ceği irili ufaklı vesait sayesinde asker sevkederek İngiltereye ç- karmak teşebbüsünden geri kal- mıyacağını hesap :dlyoılııdı. Bedef yeni değildir. Almanla- rın tasavvurları da daha harplem evvel meçhul değildi. Meselâ Fram- sanın pek tanınmış askeri bir mu- harriri olan General Armengo bu- nu gayet etrallı bir surette tarif ederken daha 937 de şüyle demiştir Alman hava ordusu için tereye varılmak istenen bir gaye, bir hedef teskil etmektedir. Bu mütalcaya bakılınca Holan- danın bir kere Almanlar eline geç- mesi üzerine buradan İngiltereye karşı gerek denizden ve gerek ha- vadan, fakat bilhassa havadan e- dilecek taarruzların şiddeti 'l.ııı MESELELERİ Evvelâ vak'anın cereyanını hulâsa Tefrika duğu sırada tahtelbahirin savur - duğü ikinci torpito hedefini bula- mıyarak sahile gelmiş, kuma çık- mıs, pati kalmıştı. Pevkişevket karaya eturduktan biraz sonra, süvari gemiyi mua - yene ederken bir infilâk daha ol- kovanına gelince; bu da zedelen- mekle beraber bağları kopma - | mış, fakat karaya oturduktan son- ra ihtizazlarla dolu bulunan ko - vandaki torpito denize kaymış, biraz ilerideki kayalığa giden mer- mi orada iafilâk etmişti. Karaya çıkan düşman terpito- sunu muayeneden sonra raporuna ilâve ettiği bir cümle ile Cevat kaptan bunun İngiliz mermi duğunu haber veriyor, kendisinin tarzı hareketi hakkında donanma kumandanlığından emir bekli - vordu. Suşon, Yarhisar ve Taşoz muh- riplerini Peykişevkete vardım et- mek üzere gönderirken Cevat kaplana da gemisini yüzdürüp İs- | tanbula getirmesini emretti. Peskisevket bir gün uğraşmak ve tonoz atmakla kurtarıldı. Son- ra Yarhisarın arkasına bağlandı İstanbula getirildi. Tamir - için | Haliçe, bhavusa alımdı. Cevat kaptanın fevkalâde bir soğukkanlılıkla gemisini kurtar - ması yalnız kaptanlığının bir eseri olmakla kalmadı, Bahriye Nezareti tarafından bir de takdirname ile | taltif edildi, Bu ranorların ardından amirale sunular — mezaret - tezkeresinde, Marmaradaki tahtelbahir faali - yetinin siddetini artlırdığından, bunlara karşı donanma kuman - danlığı tarafından sür'atle tedbir alınarak nezarele bildirilmesi lü- zumu ehemmiyetle rica olunu - yordu, Suşon, tedbir almak noktasından ihmal göstermedi. Yalnız, aldığı tedbirlerin yerinde ve müni ted - birler olup olmadığını da, sonra- dan inkişal eden hâdiseler çerçe- vesinde tetkik edeceğiz. Amiryalin tahtelbahirlere karşı ilk tedbirleri. Marmaraya Sultan- hisar, Yarhisar, Samsun, Demirhi- sar mubrinlerini gündererek Mar- marayı taramcak, Marmara ndası- nı Üs İttihaz etmek suretile bu a- meliyata devam etmek vazifesi verildi, (Devamı var) dilebiliyordu. Fakat o zaman bu mütalesları yürüten ve her şeyi daha bedbin ihtimallerle gören bir kısım #skeri mütehassısların ya- zıları, tahminleri vekaylin sür - atli ve saşırtıcı cereyanı ile ar - kada kalmış olmadı mı?. Cünkü Almanlar değil yalnız Holandayı, Norveci de ellerine geçirmiş ol - duelar. Bu kadarla da kalınmadı. Norvec, Danimarka, Holanda - ve Belçika ve Fransa sahilleri İngil- tereye karşı hep Almanların elin- dedir. Harpten evvel en bedbin ihtümalleri göze alan askeri mu- hartirler bu kadatını görüp yaza. mamışlardır. Fakat bunlar hep ilkbaharda nisanda başlıyarak yaz aylarına kadar üç ay zarfında ol- muştur. Demek ki Avrupa kıt'asında Al- man muvaffakiyeti İngilterenin aleyhine olarak tahakkuk etti. İn- gillereye karşı sahiller elinde o- yanın ayni zamanda pek üstün bir hava hn-ı-ul vardı. Ön- dan sonra ne Eğer bedbin nhıınıu de harfi harfine çıkacak olsaydı İngiltere elindeki hava kuvveti ile kendini fam bir surette müdafaa edemi- yecekti. Fakat vekayi başka bir yol takib etmeğe başladı: İngiliz mükavemeti günden güne kendi- mi götlerdi ve arttıkça arttı. Mu- kavemetin bu şeklini daha evvel tahmin edememiş olanların yürüt- tükleri hesapda Holanda dayana- cak, Belcika kendini müdafâaa e- decek, Fransa uğraşacak, İngilte- vede de öyle mukavemet edecek- ti. Halbuki İngiltere pek çabuk yalnız kalmıştır. Böyle kalmak ise yalnız kendinin maddi ve manevi kuvvetini işleterek mukavemet i- çin İngiltereyi uyandırmış oldu. Artık uykuda iken gafil avlanma- sun yerine uyanık bulunarak de- | nizlerde olduğu gibi havalarda da | hâkimi olmayı temin etmek için | çalışmak devri işte bu suretle gel- di. Yoksa General Armengonun dediği yanlış değildir; Alman ha- va ordusu icin asıl hedef ve gaye İ DS "e Vatikan ve ycnl Ja ALİ KEMAL & Papa on ikinci Pi ;/ı genç katolik kızlar © h bir heyeti kabul cderek mın bügünkü halındet, gç) sonra harabelerden yef vüeude geleceğinden, lıktan bahsetmiştir. GE tenberi yirmi sene 1 'üf tolik kilisesi muhtelif & tında bazı teşkilât vü miştir. Genç kızlar t lardan biri olsa gerek ) Şimdiki Fransadu dâ YT Tik teşkilâtı vücude getTÜL, ııe kilisenin nüfuz ve !© da olarak.. Fakat bahit Mü-takbel âlem barbin ÜD harabelerden nasıl doğüe Papalık makamınct madar. evvel ve çıklıklil her yesile ile «âdilâne dan bahsedilegelmiştir, geei bir sulh masıl olmalı?. Yağğal, halde bu hesusta kendi yi bir noktai nazarı ol mak istemekten geri Birlesik Amerikarla 40 tolik pulundu; ahi 120 mülyonun üçte biri Pa on ikinci Pi ile Relt sulh yolunda görülmüs * aliyetlerini kolayirstif Avrapada harbin — Özü geçilmedi meselesi de kat haro artık önüne felâket olarak bir kert sonra müstakbel sulhul/ j, | cağını düsünmeyi Vatik dince en büyük iş bi Lâkin müstakbel sıİ' çok zaman geçecek görül ü müddet zarfında ise PÜ tipler, şekiller altndü daha başka yerlerde termek, gelecek dünyâYilye miya çalısmak katolik | sâlemsümül> va: p rından sayılmaktadır. ÖğÜY verilecek yeni nizamdat İği) ıed gi su günlerde F noktai nazarı P€ Ç ) oli ü üvrepa' d meselelerinden biri elt Katolik âlemini mü Dğe karşı bir mukavertti halinde birleştirmek $ Hu senedenberi Valikantn lel siyaset sahasındaki İin başlıca hedef teşkil etmği tolik memleketlerin yesinde nasıl bir mek Tâzıın geleceği VĞ Kün düşünülen bir ket dir. Uzun bir devir p, meşhur Papa on ü mcu asrın mın mesleği olarak zet ve kârı kabul etimis 4, kendi hukuk ve mak için ıllııırekı muvafık görmüş, f ietimal her teşkilâtın mun menafli çıkamıyacağını ilân Vatikan için şu veyt ve kat'i mahiyette hit P içtimal usulü terviç tine gidilmemiş, fakaf hiyette olarak bir esü$ © da ymumi menafii b tık bunu tefsir etlmek ©, HÜ ç S ASNi t î £ Vatikanın gördüğü tolik ıııılırılıı. sının büyük bir nüli ve sözünü Wlıl:“'ı âlemi dünyanın tediği gibi. düşünebili, W şearn AYU küçük hükümetler YÜÇK | kazı ile yeni N aati ve siyasi cihetildi lik Avusturya imi çalanarak onun rildi. Eski imparatı cihi nelere yol açtığı bahti ) letler tesis edildi Almanyanın karşısınd & BAA Birimizin F Ha ıılıılzlı M