10 Eylül 1940 Tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 2

10 Eylül 1940 tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

L SA N HADiSELER KARŞISINDA MEVSİM DOLAYISİLE.. âkür, sinemal yormuş. Bu » glence y nin heni vazlık eğlence yerlerinin * ı sıralarda, mevzu buh - Artık, buz ih- hsedemezsiniz. Bah- serin., Fiat tarifesi ülâ, ne yazacağız?. ok şükür halimize, garip kuşun açılma- kaparsa, öteki kapıyı açıyor. Hamdolsun!, HALİMİZ NE OLUR?. Ben, bazan, kendı kendime dü- şünürüm, Lâtife etliğimiz mevzu- | ları birer birer gözden geçiririm. Ya, Allah göstermesin, bir gün, bu mevzular ortadan kalksa, halimiz ne olur?. Kârımız, kisbimiz kesada Uğrar, ne iş yaparız, nasıl geçini- riz? Filvaki her, bir lokma ekmek bulur, amma.. bizimki zor... Bü- tün ömrünü lâklâkıyat ve alay ile geçirmiş bir insanı düşünün. Meselâ, bir gün 1âtife edecek hicbir mevzu kalmasa, tramvaye lar Taksim gazinosu salonu kadar rahat olsa, İstanbulda ihtikâr hâ- disesine raslanmasa, belediye şeh- rin iktisadi meselelerini hale yola koysa, ekmekler patnuk gibi nelis ve beyaz çıksa.. Hulâsa, aklınıza ne geliyorsa, bütün bu İşler dü - îılse bizim halimiz sonra ne o- ar?, NE MESLEK TYUTARIM?. İşte o zaman. bizim halimiz du- anandır. Öyle bir iş bulmak, ge- çim yolu seçmek lâzım ki, can sik- masın, eğlencesi bol, üzüntüsü az, parası dise dokunurca olsun!. E- | AVRUPA HARBİ VENİ MESELELERİ Saat gibi işlemek... Yazan: Ali Kemal SUNMAN Avrupa harbinin orlaya çıkar- dij yeni lerden de Fransaam malüm şekildeki mağ- lübiyetinden sonra © memlekette kalkınma çareleri aranırken genç- Diğe verilecek istikametin ne ola- cağıdır. Herşeyde olduğu gibi za- manın biç ilamal etmiyen tedriç ve tekâmül safhaları gelip geçe- çek. Şimdi düşünülen ne varsa bunların müsbet veya menfi neti- celeri kendini gösterecektir. 1871 mağlübiyetinden sonra Fransada uyanan kalkınma hare- keti bir gün her sahada kendini göstermiş, o memlekette pek bü- HLİŞ, © ülmüştür. Pram. felâketin daha acı ııllıı(uııı ise tasvire lüzum yok. Vaklile Al- manyanın birliği teşekkül etme- den evvel Prusya da türlü mağlü- biyet acıları çekmiş, nihayet bir n kendini toplamıştı. Onun için milletlerin çektikleri hep birbir- lerine ders olmaktadır. Gecen gün bir Fransız muharriri vazıyordu: Bu selerki harpte meşhur Alman generallerin- den birisi daha pek genc iken, kırk gene evvel ahbap almuşlar. Birlikte İsviçrenin yüksek dağ - karından birine tırmanmışlar, Bu çetin yol arkadaşlığı onları genc- liğin de verdiği samimiyet ile bir- birlerine dertlerini dökmeğe sev- ketmiş. Genç Alman kendisinin askerliği tercih ettiğini, kimbilir belki de bir gün meşhur bir gene- ral olacağını da umduğunu sakla- Son Telgraf'ın edebi romanı: 53 ——— —— GÖZYAŞLARI ETEM İZZET BENİCE &ı ile muvaffakiyet nisbeti- ek, müekkilesinin vâris - lerinden de bu muvaffakiyet de- Tecesinde para Çekeceklerdir. Bun- dan da endişe etmesinler. Ortadaki eürüm rdırdır. Ben katilim, Kur- tulmak da istemiyorum!. Yaşa - makla ölüm arasındaki farkı kal- dınnu vaziyette birisiyim!, İsle« tek şey kendimi, Naranı ve bu elim maceranın bütün safaha- tını gözönüne koymaktır. Hem, bu benim hakkım değil mi?. Avu- kat bey bana ağız açtırmadan mt beni mahkü: k istiyorlar?. Hâkimler bana müdafaa hak - kımı veren, cinayetimden çok es- ki olan hatıralarıma okutmak ve dinletmek müsasdesini veren siz değilmisiniz?. O balde bu “tesdi- ı tat- | | , Kıymetli | reis ve heyeti idare azaları bele- Sörn Telgraf | vet, o zaman, ben, nasil bir iş tut- m?, Ki sem, & İ olduğu: ü kaparlar.. ©O halde rahat ve eğlenceli bir iş nedir, ne olabilir Daha olmamıs, ben de gider, ya ihtikâr ka onuna, ya, fiat mu- Takabe komisyonuna aza olur, hoş> | ça vakit geçirir, keyif çatarım, BU DA AYRI HİKÂYE için kapıyı yü- arkadaşımız Selimi İzzet Seçles, gecenlerde, bazı genç- lerin çıkardığı bir mecmuaya dair bir yazı yazmış!'. Vay, sen misin vazan?. Gençler, Selümi İzzete bir cevap döşenmişler, şöyle diyor - larmış: «Bu ilmi bahislere karış- mazdan evvel bütün eski Yunan filooflarını oku, lâtinceyi öğren.. Mecmuamız lâtince dersi vermek- | tedir. Müracaat edebilirsin.. Halbuki, aksi gibi, Maarif Ve- kâleti de lâtince ile değil, son se- nelerde çok zayıfladığı için türkçe ile uğraşıyor. Türkçe öğreten bir | mecmua çıksaydı, daha isabetli | olundu!. BİZİM LEHÇE Vatan rafikimizin birinci sahi- fesinde kısacık fıkralar çıkıyor. Geçen gün bir tanesini okuyalım, dedik, Bir mana çıkaramadık. Çün- kü, baktık ki, bizim âcizane bil- diğimiz eski usul gramer mazbut eümleleri yok.. Kelimeler yer de- Hiştirmiş.. Bilhassa fail cümlenin sonuna, fiiller, cümlenin baş ta- rafına gelmiş' Yahu, bu fıkraları, bizim leh- cemizle konuşan bir arkadaş vaz- sa da, okuduğumuzu- anlasak!, AHMET RAUF mamış. Genç nin kalem sahi tiğini söylemiş. Birisi kılıç, kalem sahibi olmayı kuran her iki gençtir, Dereden tepeden ko - nuşmuşlar. Nihayet o yüksek da- Ha da tırmanımışlar. Bir yerde otu- rarak dinlenirkca müstakbel Al- man generali cebinden saatini çı- karınış. Önüne saydığı mendiline saatin birer birer her tarafını aça- rak dökmüş. Hayretle bakan ar- kadaşının gözü önünde sonra tek- rar bu parçaları toplıyarak saali yeniden yapmış, işletmiş: — İşte, demiş, şimdi içim rahat. Her tür- lü aksamı tamam olan bir saati | yeniden vücude getirebi ir gün yüksek Ben bir taraftan bir kumandan olmak emelinde - | yim. Fakat şimdiki halde usta bir içinde e kadar bir çok cark var, Fakat en küçüğü de en büyüğü kadar elzem, Biri ol - maksızın ılnmlıll işletmek müm- Binşena alslaşlağın Dasllii çıkardığı netice şu olsa gerek: at gibi işlemek isliyen bir cemi- | yette lüzumsuz görülecek hiçbir çurk yoktur, Elverir ki her çark üşimi bilsir eee A M Gayrikâfi bir kontrol teşkilâtı Belediye veisliği esnafın ve müs- tahdeminin muayene cüzdanları- nun kontroluna devam etmektedir. Fakat alâkadar esnaf cemiyetleri dive teşkilâtının bu kontrol için gavri kâfi olduğul mevcut dar kadrolu memurlı kontrol va- pılamıyacağını - söylemektedirler, | Yüksek İi zar vermistir. Keyfiyet vali ve belediye reisl | B. Lütfi Kırdarın da ehemmievile | nazarı dikkatine konulmuşlur. nin ağız kalabalığına neden mey- dan veriyorsunuz?. Müdafaamı el- belte yapacasım, Naranın ölümü üzerinde değil ölümünü ve ölümi mü icap ettiren sebepler ve içti- mai hükümler üzerinde clbette duracağım. Kendim İçin bundan daha iptidat bir hak tasavvur et- miyorum!. Katil burada biraz sustu. Dur - du. Yutkundu, sesi daha tilrek, sdaha içli bir hal aldı ve.. tekrar söylemeğe başladı: — Reis bey! Bütün irfanını, vic- danı germayesini alacağı dava- nın mahiyetine göre ayar eden, kendi hüviyet ve karakterinin sa- imi ilhamlarını boğarak, sustüra- rtak sadece önüne koyduğa mev- yUNMLanlarına aâze sörEeyn, dü- | kaldırım Beyoğlu ile İstanbulun : |bu ana iltisak yolu sür'utle düzeltilecek Belediye rekliği — İstasbul ile asında Tünekler sonra *Yüksekkaldırım» 1 esasli bir şe- kilde islah edip düzeltmeğe ka - Belediye reis muavinlerinden B. Lütfi Aksoy burada yaptığı tet- ikiklerde keye çevrilm â kaldırımların par- ü ve hava gazi tenviratının 'elekiriğe lahyili ican ettüi görmüştür. Bunun üzerine Yüksekkaldırı - mın Tünelden itibaren nısıf kısmı parkeye çevrilmiş ve tekmil hava Razi lâmbaları yerine — elektrik Tâmbası konulmuştur. Yüksekkaldırımın parke biten kısmından Karaköy tramvay cad- desine kadar olan merdivenli kıs- anının da bugünlerde parkeye çev-| rilmesi ve bu ana yolun diğer kı- | sımlarının da islahi kararlaştırıl- ! amıştır. Halen bu maksatla — sarfı icabeden paranın kesfi vanıL'nak- tadır. BAA c Havluların da: gılııı- masına başlandı 1 evlükden itibaren Bursada imal| olunan tekmil havlulara Bursa ti- caret odasında damga vurulmasına başlanıkmıştır. Bu suretle âdi havlular ve taklit! mallar şehrimizde ve diğer yerler- | de Bursa mamulâtı diye salıla - mıyacaktır. Bu mtinasebetle Bursa havlu - ları icin yeknasak tin, boya ve kavlar da tesbit olunmustur., Bur- #a ticaret odasının damgasını ta- sımıyan bavluların Bursa malı olmavıp taklit bulunduğu dün şeh- rimizdeki alâkadarlara da bildi- rilmiştir. —— Sabıkalı ve kustıh biletçiler ! Bazı otobüslerde küstah bir ta- vırla tnüşterilere hakaret eden bi letçilerin mevcut olduğu polis ta- ndan belediyeye - bildirilerek nazarı dikkati celbetmiştir. Filhakika son halta icinde bu kabil iki otobüs biletçisi, kendile- pars verip bilet — istiven rinde: öleti tarafından Kafa şışıren ıılleı | Geçenlerde Bostancı tramvayile gidiyorduk. Acı düştük. İki defa makası açamadı. Biletçinin ziline kulak asmıyor, arabayı rahat götüremiyor, hulâ- i olduğu her halinden belli | yle acemi adamları atman diye bırakmak, | doğru mudun oluyordu. tek başına v bilmi yoru: Sonra, Bostancı tramvaylarının arka arabalarının zilleri de ekse- riya bozuk oluyor.. Ya, çalmağa başladığı vakit susmak bilmiyor, kala ağrıtıyor, yahut da, hiç çal- mayor. Bunlar ufak şeyler, Düzel- tivermeli!. BÜRHAN CEVAT şünen, kazanmayı ve galebe et- n, bu efendinin dur - | mevzudur. Bet ,dün de temak et- | | hasatları ya | lunan mü: Çocuk başı boş bırakılamaz 1L | Neden sımıfta kalıyorlar, suali- | nin cevabı birka€ ayrı cepheden ve uzun uzun tetkike muhlaç bir tiğim gibi, meselenin yalnız - bir | cephesini ele alıyorum. İçtimai bayatımız büyük bir de- Zişiklik geçirmiştir. Dünkü aile ile bugünkü aile bir fark vardır, işe başlardı. Bugünkü çocuk ki- tapla arkadaşlık etmek istemiyor. Onun giti yer sinemadır, Sine- iyatro ile olan farkı gibi, satıhtır. Orada herşey basit, kolay, huyat bir rüyadır. Çocuk, yahut da, gezme merak- Tısıdır. Sokaklarda üç aşağı beş yukarı dolaşıyor. Biraz büyüdü mü kahve müdavimi oluyor, şu meşhur kibar kumarı olan pokere başlıyor. Sonra, — mahalle eklüpe işe karışıyo dikoduları, şu gali; p seleleri, cocuğu isgal eden ve yo- ran başlı başına bir âlem oluyor. İtiraf etmek Tâzımdır: Yeni ha- | yata tamamen adapte olmuş deği- | Tiz. Henüz araştırma halindeyiz. | Böyle intikal devirlerinde, çocuk ruhu üzerinde daha fazla durmak Tözem, Kız, erkek, bütün çocuklar üzerinde en mühim âmil her za- man, daima ailedir. Mektep değil- dir. Evvelce <aile baskısı» adını verdiğimiz kuvveti, şimdi, <aile kontrolü» ismile, dünkünden da- ha fazla çocuk üzerinde hissettir- meliyiz. Çocuk serbest büyüsün, otomatik bir makine değli, irade, şuur sahibi olsun lâkırdıları pa- layradır. Her aile, çocuğunun bülün ha- reketlerini, en titiz bir fikri takip- | le, adım adım kovalamalıdır. REŞAT FEYZİ arasındaki İki sahte mülehassıs yakalandı Son günlerde şehrimizin muh - | telif semtlerinde kaçak dişçilerin 've bu meyanda da hacamat yapan #kan alan» mütebassısların (!) ço- italdığı hakkında - bazı ihbarlar vapılmıstır, Bunun üzerine sihhiye te: harekete geçirilmiş ve bu sahte | mütehassısların ikisi ele geçiril- | miştir. Bir dişci yamında çalışan bu diplomasız dişçiler takip olun- maktar —— Trakyada zarar gören mahsuller | Son yağan yağmurların Trak- | yada en zivade mısır Bibi henüz amıs olan mah - gullere Zarar verdiği anlaşılmış- tır, Su baskı rlerde bu- a masile harman yerleri, pancar - tarlaları | 've bostanlar da zarar gürmüş ve bu meyanda İpsala ve civarında | bazı çiftlik tarlaları, ehemmiyetli| zarara uğlramıştır, Şehrimizin bir haftalık in bazi Sehrimizden son 1 halta icinde | yapılan ibracatın resmi kıymeti 651 bin liraya baliğ olmustur. Bu | ihracatımızın 20 bin liralığı Ro » | manyaya, 174 bin caristana yapılmıştır. letine, varlığına iltira ediyor; bel- ki de bir romancıya yazdırdılar, di- yor. Hâkim efendi, buna ne ihti- Karsınızda omnıı | elepçeli adam - hiç | güphe yok ki bütün hakaretleri davet edecek birisidir. Fakat, ma- "t ve İnsanlık onun bu vaziye- | tinden istifade etmemektir. İnsan | terbiyesi, insan ahlâkı, insan irfan | ve vicdanı böyle emreder. Halbu- ki avukat efendi, benimifen ma - Sum, en temiz, en kıskanç his ve | fiki taarruz etti. Onlara | hakaret etü. Kendime, kalıbıma, yaşayışıma, içi l | hayat şartlarına hiç ebemmiyet | vermiyorum. Kim ne derse desin!. Fakat, yazılarım!, Onlara si dır. Onlar güneş yüzünü daha defa burada, bu mahkeme salo - nupda görüyorlar. Her şeyimi fe- da ettim, her şeyimi kaybe fakat onların satırını bile pözle rimden kıskandım; korudum, en düşkün ar a bile koynumdan ve kalbimin üzerinden ayınma « dım!. La de bir afemdi bi yavıla- rırndan şüpbe »diyar, sasızlsl Aka- | oldu. Fakat hapislik bunun çok a | suz yenen bir ekmek, yatacak bir | yaç var?. Ölmüş bir dan korkum yok. Ölen bir adam iki defa, üç defa, beş defa öldürü- lemez! Hapsedilmek mi? O benim için en büyük tyilik. Hic olmazsa dilenmeden, didinmeden bir lok- ma ekmek bulabileceğim! — Vezirliği bitti, rezilliği başla. Derler. Benim icin havat böyle aksidir. Ö zaman iste tekrar Te - bitecek, vezirliğim bas - levacak. Sıcak bir çorba, kaygu- tahta üstü, örtünecek bir battaniye | Özmrümün sonunda bana bundan daha büyük mimet, daha büyük vezirlik ne olabilir?. Ve., katil sesine, söylenisine sikd- det ver. — Reis bey, Okunacak. İlk sa- tırından son satırına kadar oku- nacak. Bunu hak diye istiyorum!. fArkan van) ihracatı bi | Amerika, ' İstanbul On beş günde bir va purla ticari nakliyat yapılacak Amerika ile İstanbul arasında | 15 günde bir vapurla ticari nakli- yat yapılması için harekete geçil- Mmiş Amerikadan şehrimize lif malzeme ge- tirilebilecek Ezcümle Angira isimli bir va- nobil lâstiği ve yedek yo, demir ve eme sali eşyayı hâmilen 2 hafta evvel | Ne: an Timarıımıza hareket sehrimizdeki alâkadarlara biklirilmiştir. Amerikadan vüklenen bu eşya- ların memlekelimize getirilmesi için Akdenizde icap eden kontrol vesikaları da alınmıştır. Patriya isimli bir vapur da İz- mirden hareketle Amerikaya tü- tün, haşhaş, lületaşı götünmek ü- | zere yola çıkmıştır. Bazı Ameri - kan firmaları da Rasra yolile mal göndermeyi tercih etmektedirler. KUÇÜK HABERLERİ * Muammer isminde bir cocuk Kumkapı sahilinde dolaşan güm- Tük ©uhafaza memurları tarafın- dan süphe üzerine yakılanmıs ve elindeki iki paket ercini vutmuz- tur. Cerrahpaşa hastanesinde mi- desi yıkanarak paketlerden biri bozulmadan aştar. * İzmir fuarı — münasebetile | trenler çok kalabalık olduğu halde fazla vagon konulmadığı ve mevici | yolcularının koridorlarda avakta sabahladıkları hakkında şikâyet- let yapılmıştır. * İstanbul maarifinin en kıy - | metli muallimlerinden — Kabataş | lisesi kimva öğretmeni Kudsi dün vefat etmiş ve cenazesi bu sabah kaldıı tar. v Kadıköyünün imarına müte- allik nâzım plân Dahiliye Vekâ- | letince tasdik olunarak beledi - yeye gönderilmiştir. v Üsküdar - Kadil vatlarının heyeti esinin dünkü fevkalâde toplantısında he-| sapları tetkik için belediye mek- tupcusu Necati, hukuk işleri m dürü ve muhasebeci Muhtardan mürekkep bir heyet - seçilmiştir. Hevetin raporuna göre tasfiye isi| görüşülecekti * Tuz ruhlarına yüzde 10 nis- betinde soda karıştırıl v halk tram-| zerine ti kata gecmistir. 4 Beykozda oturan Ahmedin 11 yaşındaki kızı evinde dün su ıst- tirken sıçrayan kıvılcamlardan dö-) seme tahtaları tutusmuş, yangın söndürülmüstür, ** Pamuk rekoltemizin bu yıl 300 bin balye olacağı ve memle - ketimize 25 milyon lira getireceği anlaş:lmıştı * Topkapıdaki Ermeni okulun-| da olduğu gibi Esayan kız orta mektebinde de Türk muallimlerin maaşlarının muntazam verilmediği. maarife şikâyet olünmüstur. Bu kabil mektenler icabında kana - tılacaklardır. * Başı şüpheli eşhasın kendi - lerine flat mürakabe kamisyonu uru süsü vererek esnafı k a yeltendikleri görülmüş, ta- * Taksim - Si sike, Ayasof' 'Yol inşaatına koordir tince izin verilmiştir. “No: 157 Cemi, Papa mı zehirletmiş idi ? Fakat, herkes şehzadeyi Papa- | nın zehirlemiş olduğundan şüphe Tenivordu. | Lâkin Milân nedik elcisine: — Evet, bu ölüm büyük bir e- hemmiyeti haizdir. Mes'uliyeti de Kral Şarle aittir. Cemi peşinde ta- şıyan ve hiç bir tedbir ittihaz et- möden, havası yaramıyacak yer- lere götüren, odur. | Diyordu. Birçokları da, — Kral ı İ Sarlin adamlarından birinin Sul- | tan Ceme her gün bir parça zehir | yedirdiği, Kral Şarlin Sultan Be- yazıtla uyuşmuş olduğunu söy - Tüyordu. Halbuki, Sultan Cem ecelile ve- fat etmişti. Elem, keder, esaret, | Tamonu çağırmıstır. POLİSİ, MAEKEV.;İELER | Hâç meraklısı | genç hırsız! Yenipostane arkasında Boton ecza deposunda dün vukua gelen garip bir hırsı muhakemesi akşam üstü netik lendirilmiştir. Davanın suçlusu İsak adında bir gençtir. İsak dün sabah; henüz dükkânların açıldığı bir sırada bu depoya gitmiş kendisine müşteri süsü vererek bir aspirin istemiştir. Bu esnada dükkân müstahdem- lerinden Avram Barbon ile Sala- mon mağazanın iç kısmında istif kle meşgul olduklarım - | r gelinciye kadar — İsak | alt dolaplardan birisinin sürme ka- | pağını aralıyarak 40 küsur lira kay- metinde bir ilâ ü içeriye kapı önün - deki hamallardan biri girmiş, da paketi yavaşça kapımın yanına bırakmışsa da paketi güren ha « mal: —Burada bir paket var? | Niye yerde duruyor?» diyerek Sa- Salamon da gelip bakmea — ve dolap sürgüsünü açık görünce iş anlaşılmış, İsak dükkündan kaç - mak istemiştir. Fakat hamallar - danbiri tutarak diğeri polis getir- miştir. Birinci sulh ceza mabkemesi bu ilâc meraklısı hırsızı 3 ay 26 gün hapse mahküâm edip derhal tev - kif eylemiştir. * Delirten aşk! Maçkada oturan Zekiye ismin- de zengin bir dul bir müddet ev- vel bahçesini temizlemek üzere Ömer oğlu Ömer Cihan isminde bir amele tutmuş, fakat Ömer ka- dmı görünce üşık olmuştur. Zeki- ye genç ameleye yüz vermeyince Ömer süşık garipe İmzasile aşk mektupları göndermeğe ve niha- yet ölümle tehdide başlamıştır. Bunun üzerine Bayan Zekiye mab- kemeye müraecaat etmiş 3 ay hapse malıküm edilmiştir. Lâ- | kin Ömer tevkifhaneden de aşk mektapları yollamağa devam et- Miş ve tıbbindlide müşahede altına | alımınca <karasevda> ve maraz! | tahayyül hastalıklarma —müptelâ olduğu anlaşılıp Bakırköyüne te- daviye günderilmesi dün karar - Taştırılmıştır. anlaşılmıştır. —— ——— 1 * Sanayi mektebi müdürü Yu-| suf Ziyayı sokakta tabanca ile ya- ralıyan Kemal isminde bir gencin: dün ikinci adır cezada vapılan mu- hakemesinde müddelumum!likçe | ceralandırılması istenmiştir. Dava | karara kalmışıtır. —— — | Birimizin Derdi! Hepimizla Derdi Düşkünlerevi cadde- sinin pisliği Feriköyünde oturan bir o- kuyucumuzdan aldığımız bir mektupta Feriköy ıourıııı- nn yanından geçmekte olan Düşkünlerevi caddesinin çok pis olduğu ve lâğımlarım açık- ta aktığ, bildirilerek: Merzkür yol civarında o- izlerin hayat ve sıh - hatleri bu hazin halden daimi tehlike içindedir. Şehirdeki tekmil muzır mecraları temiz- lemeyi kararlaştıran belediye evvelâ burasını gör e denilmektedir. Belediyenin na- zarı dikkatini celbederiz. | mahrumiyet, meyusiyet zâfını art- tırmış, kışın yollarda — soğuktan muztarip olmuş, düçar olduğu ma- raza zayıf '2"'" d::;'ı:.ııı:ııh. Şehzade Cemin i bu zi- yadan dilhundular. Öksüz ve kim- sesiz kalmışlardı. Küffar elinde, beylerinin nüşi başında ağlaşıp durayorlardı. Sultan Cem seher vakti şeha - det arzede ede can teslim Beyleri o tarihe kadar Sultan Ce- min hizmetini kendilerine şeref bilmişlerdi. Sultan Cemin sen nefesinde şe- hadet getire getire vefat ettiğini sağ kalan beyleri itiraf Yedi sene Fransada, altı sene İ- talyada, şehzadeden bir dakika HL | kası tar () Vakalı Sullan Cem, 5- # Romanya faciasi Yazan; AHMET ŞÜKRÜ ES Yabancı devletlerden hepti' dostluğucu kaybetmiş, Rumclft tanını parçalamış, Rumen d€ adamlarının düşmanlığımı KAM mış, Rumen milleti tarafından H kedilmiş bir vaziyette, Romafifj krah Karol, nihayet tahtındat İğİ tacından feragat ederek gilmiştir. Dabili ve barici iflâs halinde bulunat M rolün arkasından kimse dökmiyecektir. Karol, on sene evvel, iayyare'ili Bülcse Kelir GN luna karşı tertip ettiği darbe ficesinde memlektin. muka hakkuk etmiş, büyük kurulmuştu. Kedadı tı sİs edilen rejim — iy üyaf Karol iktidarı eline alır almit | şahsi bir idare kurmuya teşebbi Di etti. Bir partiyi diğer parti a€ hine, bir politikacıyı diğer tikacı aleyhine tahrik ederek manyanın mücsses rejimini a ve nihayet kanumu exasi rak siyasi partileri ilga etti. BZ dan sonra Romanyada rejim Ft | mi Cakip etti ve sık sık hükül ler değişti. Fakat bunlar ki diktaörlüğünü örtmek için bir nevradan ibaretti. Hakikatte manyanın iç ve dış politikası VX takım sönük politikacılar vattl sile doğrudan doğruya kral ti fından idare edilmekte idi. K Ruwen milletinin mukaddı idare ettiği bu seneler fı kimseye - itimat telkin Rumen politikacılarının basi obsirüksiyon yolumu tuttular zıları açık muhalefete geçtiler. şist temayülleri olan demir mi fızlar ise, terör yapmıya başl lar. Karol bu terörü daha terör ile bastırmıya çalıştı. D pınısine karşı takip ettiği si Karola, garp demokrasil sempatisini kaybettirmişti. P muhafızlar hakkındaki şiddek litikası da mihver devletlerini detlendirdi. Hiç bir devlet lun masıl bir hareket hattı edeceğini kestiremiyordu. eee karbi Rumen pelitik di ıım Bundan sonra Romanya için kötü bir cereya! muya başladı. Romanya bir evvel eski müttefiki yanın parçalanmısına karşı kayıt kalmıştı. Şimdi de W ki müttefiki, Polonyanın karşı elleri kolları lıılııı.uı manya lııuı-_ıı ve Eri garantilerini kabul etmişti. F! &e ' Er ETESİ LEAKAKİİE giliz mühendislerini fen çıkarmıya başladı. Mihvet litikasına karşı gösterilen bu İğ mayül Sovyetleri - kuşkulandifğ | ve bu yolda daha ileri gitmesiği yer vermeden Sovyetler B Besarabya meselesini kallet: karar verdi. Mihver devletleri ümit elliği yardımı çörmiyen K rol, Sovyet ültimatomu — önül! boyun eğdi. Fakat Besarabya # selesinden sonra Dobrice ve ı,*h' silvanya meseleleri ortaya (Devamı 3 üncü sahifcde! M EL ayrılmıyan bevler onun kı)' İ dilhun idiler. Beyler, gehzadenin vefalı rine derhal bazırlığa — başladi Su ısıtitlar, şehzadenin cesedifi ılı' indirdiler. Bir tabta üzerine yalt dılar, Mi Beylerden Celâl bey su dv W d 'ı ) Cemi, sarığı tü fenlediler.. Külfar ılınieı bir almadılar. Matyetinden altı Ö toplandılar, garbet diyarında V, | baht şebzadenin namazımı usul erkânile kıldılar. Fakat, Şarl tabiplerini v Bunlar nüşin isin pük .ıı.ıu. ni bir. k,lı içine ko; 4 !!f—!f!t[[_!!i?i. - bifnn b#& j ye edüp Ö | bi muşammaa sarup bir kurşutt Ç K buta koyup kapucu başı Sinaf, f' vluc—ıiıiıbııhııbev"î İ rine halız kodular (1). elit Venedik Cumhuriyeti hâlâ $E | » dişe içinde idi. Sultan B"Wğ ke raderinin vefatı a harbe kıyam eder diye karktı M (Devamı :

Bu sayıdan diğer sayfalar: