HADİSELER SÖON TELG A F — 16 AĞUSTOS KARŞISINDA İSTANBULUN İstanbul halkı nerede eğlenece- Kini artık, vallahi şaşırdı. Sabah - ama kadar sinin başında, evrak, müarrele, / kâğıt kalemle an vatandaşlar, bir guzinoyu, mi, orada da, ra. hat yüzü görmüyarlar. Gazinola- rın, bu seneki hali malüm.. Fakat kırtasi muamele hastalığı, plâjl ra da girayet etti. Baksanıza, bele- diye, Florya plâjlarına haciz koy- dürmüş!. Madem ki, artık İstanbulun plâj- ları, gazinoları eğlence yeri ol - maktah çıktı, o halde, yeni eğlen. €e mahalleri bulmak lizan, değil mi?, KÂTİP VE , Bir sabah gazetesinde şu serlev. hayi okudum: «Zavallı bir çocum Zun beyni patladı, öldü.» Merak ettim, havadisi okudum. - İçinde Şöyle deniyor: Filân yerde kâtip olan Hamparsomun beyni patlı- yarak ölmüştür.. Avol, kâtip Hamparsom efendi çocuk elur mu?. Bu gazete, her- kesi, böyle küçücük mü görüyor?. GAZİNO LOKANTA Münakaşa edilen mühim bir hu- kuki mevzu ortaya atılmış bülü- nuyor: Efendim, kanuna göre, k- kanta olan müesseseler ecnebi gare gazinolar, son kullar bi garson kı Sön Telgraf yapılmıştır, doğrusu, pek aklımız Fakat, bir müessedeyi rak gazino mudur, blcana ta madir, nasil z kanta, yenilen yer, gazino içilen yer, diye tasnif edilse, yine hata miş olur. Çünkü, yeni fiat ta- zinolarda rahat içilebiliyor, ne io- kantalarda rahat BAKKAL DÜKKÂNINDA Geçen gün Divanyolunda garip bir hırsızlık vak'ası olmuş: — Bir bakkal dükkânına giren bir kaç ikişi, orada tamam 36 saat kal - mışlar ve üç kasa bıra içmişler.. Gazetelerin, bu hâdiseye hırsız- lık ismi venmelerini doğru bul - madım.. Yahu, bu adamlar, bak. kal dükkânına hırsızlığa değil, eğlenmeğe gelmişler.. Ne yapsın- lar, belki, bir gazinoya gitseler, yine bir sürü ve zabet tutulma işile karşılaşacaklar.. İyi- si mi, bakkal dükkânında, rahat rahat eğlenmişlerdir. KİTAP UCUZLUĞU Bir gazete şöyle ilân ediyor: «Beş kitap 20 kuruşa, okuyucula- Tımiza müjde...> Bu fiata şaşmayınız, 40 paraya, 60 paraya gezete satılırsa, tabil; beş kocaman kitap da, 20 kuruşa satılacaktır. Bu hesaba göre, bu sene, mektep kitaplarının gok ucuz olması lâzım. (.;gti bir çeyrek, beşi bir mecidiye İene AHMET RAUF Üç esra Dün sehrimizde ik esrarlı ölüm, hâtlisesi o Sarıyerde oturan Fatma ismin- de bir kadın evinde bir baygın- hk geçirmiş ve bu baygınlık uzun sürdüğü için kadıncağız hastaneye kaklırılmış; dakat hastanede öl- | mnüştür. Ölümün sebebi anlaşıla- madığından cesedi Morga kaldı - rılmıştır. Eski mebuslardan ve halen Am- ikarada avukatlık yapmakta olan B. Şükrü, dün Tepobasında Bris- tol ötelinde oturup müekkillerim den bir kadınla konuşurken, bir- denbire fenalaşmış ve biraz sonra da düşüp ölmüştür. Hidiseden cok korkan kadın - cağız vakayı adliyeye haber ver- miştir, Cesedi muayene eden tabibi ad- li B. Enver Karan ölümü süpheli görmüş ve cesedi muayene için morga kaldırtmıştır. — Evukatın » sektesinden öldüğü zanne - ilmektedir. Florya plâjı sahillerinde bulun - duğunu hâber verdiğimiz bir a- meleve ait cesetten sonra, dün de bir erkek cesedi — bulunmustur. sebebinin kat'iyetle tesbit | sı için bu cesed de morga | rle ölüm kaldırılmıştır. Maamafih boğazı- zin sıkılarak öldürülmüs olması daha muhtemel görülmektedir, İki deniz kazası | — Yağ kapanından aldığı müşte- il Ayvansaraya götüren Ziya isminde birinin sandalına diğer ziyanın idare ettiği motör çarpa- rak sandalın içindeki müşteriler denize dökülmüşlerdir. tarılmıslardır. Kömür yüklü olan Ceylânı bahri yelkenlisi - Heybeliadada mendirek dısında dururken Ce - fakâr isimli bir motör yelkenliye kısmen batmış ve oturmuşlur. A- dalar hâkimi Niyazi düm hâdise mahalline giderek delilleri tesbit etmiştr. ——— Bursalı kızların şehri- mizde açtıkları sergi Bursa kız muallim mektebi tar leri şehrimiz halkına da göster- | mek maksadile Eminönü Halke - vinde güzel bir «resim ve tezvini san'atlar sergisie açmışlardır, Ser-| Ki herkese acık ve duhuliye ser- besttir. rifesi tatbik edildi edileli ne ge- | - Hepsi kurs siddetle çarpmıştır. Neticede gemi| lebeleri yaptıkları muvaffak eser-i işçilerin hakkı i Hastalanan, kazaen ya- ralanan müstahdemlerin | haklarının ziyaına meydan verilmiyecek İz osnasında kazaen yaralanan 4HM bastakanan kıı kadin, eri de 10 - 15 lira gibi cüz'1 bir yardımla kaza- zede iscilerin savuşturulduğu. bi dirilmiştir. Bunun üzerine İkt ”Z sat Vekâleti iacilerin — bu ki haklarının korunmasını iş daire- lerine ehomaniyetiç bildirmiştir. a larane tırılan — elektrikler Belediye reisliği Eminönü mey- danına yeniden S0 büyük elektrik lümbası koyarak — meydanı bir amisli aydınlatmıştır. Karaköy ve Beyazıt meydanları da ayni - Su- vetle bir misli aydınlatılacaktır. Diğer taraftan belediye par - kında geceleri saat 23 de elektnil- lerin söndürüldüğü görüldüğün - öen bunların da gazinonun kapa- masına kadar söndürülmemesi bib dirilmiştir. Yeni seri pullar Beynelmilel İzmir fuarı müna- #ebetile 20 ağustostan itibaren fu> ar posta pulları çıkarılacaktır. Diğer taraftan Yunan milli pas- ta idaresi <Yunan milli gençlik teşkilât) hatırası» olmak üzere 333 drahmi kıymetinde yeni bir seri pul çıkardığını posta idaremize bildirmiştir. İKÜÇÜK HABERLERİ * Bağdat tüccarları mal almak üzere memleketimize gelmeğe buş. Jamışlardır. İlk olarak şehrimiz - den Bağdada trenle 2500 kilo do- kuma gönderikmiştir. * İstanbul - İskenderun arasın- da şilep seferlerine tahsis oluna- nacak vapur bulunamadı Denizyolları idaresi vapur ara . makta, armatörler daha kârlı olan İstanbul - Zonguldak hattını tere cih ederek vapur venmemektedir- I:r * Topkapı yolu üzerimdeki hu susi şahıslara ait mezarlık bele - diyece istimlâk edilip yol genişle. tilecek, burada bir de park vücu- de getirilecektir. * EKminönü meydanındaki mu- caktır. Meydanın asfaltlanması ee- nasında halk ve vesaiti nakliya yine tahta köprüden geçeceklir. -. Hindistandan yüklediği çu - val ve kanaviçeleri İlmanımıza ge. tirirken Çanakkale haricinde ka- raya oturan Yunan bandıralı Kli- yantis vapuru Alemdar tahlisiye- since kurtarılmıştır. İki metre de- rinliğinde bir yar; Çanakkale limanma götürülmüş- tür. Birer misli fazlalaş- çörek genç insanlarda gü- rüyorsunuz. th hali vakti ye - rinde, kalanter geçinen »silelerin bu yaştaki çocuklarına bakınız. Ben, şimdi, bir sayfiyede oturu- yorum. Akşamları asfaltta yürü - yüşe çıkıyorum. Yolumun üzerin- de en ziyade dikkat ettiğim tipler, bu yeni terbiye mahsulü genç kız ve erkekler... Kıyafetleri bir aca- yip, konuşmaları bir acayip, hal ve tavırları bir acayip... Hulüssi kelâm, bir acayip ves. | selâm!, ılcğrr derler, kuyıtsız, şartsız dayağı müdafaa edenler - Fi kırmdan, olur. Çocuk vardır, yüzüne baksanız, kızarır, çocuk vardır, yüzüne tü- kürseniz nisan yağmuru zanneder, Peki, şimdi bütün bu ayrı ayrı çeşit çeşit karakterde karakterdeki çocukların hepsini ayni <kibarlık», ayni <salan> ter- biyesile mi büyüteceğiz?. REŞAT FEYZİ İki bin doktorun çağrıldığı bir film Sehrimiz Btbba Odası doktor- larımıza ve halkımıza faydalı tıib>| bi ülimler göstenmeği kararlaşt»| rarak Bayer ilmi şubesi tarafın- dan temin edilmiş olan «Robert Koh - Ölüme karşı savaş» filmini ilk defa angaje etmistir. Veremle mücadele esaslarını bir sinema ro- manı halinde ihtiva eden ve İtal- yada tertip olunan — beynelmilel filim — müsabakasında birinciliği kazanmış olan bu eser bu akşam saat 18,30 ve 21 de Çemberlitaş Denizin altında, yüzünde ve havada.. Yazan: ALİ KEMAL SUNMAN Bilhassa şa son altı aydanberi | deniz ve hava harp vesaitinin is- tikbaline dair erbabımca yürü - tülmüş mütalcalarda vakit vakit tahavvüller görüldü. İstikbal için çok defa acele ederek hüküm ver. mek yeni değildir. Olacağı ken- disine göre kestirerek hüküm ver- mek istiyenler bu hükmün kat'l olmasını, vekayiin de dediklerini her suretle teyit etmesini isterler. Bu seferki harp çıkınca deniz kuvvetinin herşeyi hailedeceğini, bütün işin deniz kuyveti saye - sinde görülebileceği söylendi. Son- ra anlaşıldı ki hava kuvveli de az ehemmiyetli » O zaman hep bahsin mevzuu İngilterenin havada kuvvetli olması üzerinde cereyan etmeğe başladı. Nihayet tayyarenin ehemmiyeti gitgide ar- tar oldu. O zaman demiz kuvveti ni ehemmiyetsiz gibi görenler, he- le büyük zırklıları daima düşman tayyarelerine hedef teşkil ettiğine hükmedenler çoğaldı. Fakat bu hükümde ncele edildiğini vekayi. in sonraki inkişafı gösteriyor. Bir gün gelecek, hem de yıh'l bir günde o cesim zırhlıların mev- cudiyetinde hiçbir hikmet görül- miyecek, Bombarıman tayyaresi zırhlının yerini tutacak; dediler. Bunu kat'iyetle ia etmiş olan- lara karşı şimdi şüphe ve tered- dütle bakmak lâzım gelecek. Zırh- h ortadan kalkacağa benzemiyor. | Havadan atılacak bombalara zırh- hmın hedef teşkil etmesi de öyle kat'i değil. Bu isabetler de pek çok şeraite tâbi. Zırhlının istikbalde | orltadan kalkacağı faraziyesi ka. bul edilse bile denizin yüründe giden harp vasıtalarının — dalma bulunacağını inkâr etmek müm- kün görünmüyor. İstikbalin deniz | silâhı olarak en ziyade akla gelen u olmuştur: Hem denizin yüzünde gidecek, hem denizin altına dalacak, hem de uçacak gemiler — yapılacaktır. Uzak, yakın herhakle istikbal böyle harp sefineleri görecektir, diyorlar. İstikbali böyle görenler ne çare ki bugünkü her biri 35 bin tonluk büyük zırklıların ba- kası olacağına ihtimal vermiyen- lerdir. Nedense bu büyük zırhlı. lar, o cesim saffıharp gemileri hep Bgöze batıyor, İstikbali keşfetmek merakında bulunanlar, böyle hem denizin yüzünde ve altında, hem de havada kullanılabilecek gemi- lere mevcudiyet vermek isterken artık zırllıların devri geçeceğini ileri sürüyorlar. Çünkü bunlar; ne denizin dibine inebilirler, ne de havaya çıkabilirlermiş. Otuz beş bin tonluk bir çelik kalenin ha- vaya uçtuğunu — tahayyül etmek bile garip olacak... Fakat hiç aceleye lüzum yok. sinemasında moccanen şehir er- kânına, doktorlara, matbuat mü- messilleri ile halkımıza gösteri- lecektir. . Etıibba odası 2000 doktorumuzu| bu münasobetle mozkür sinema- ya davet etmektedir. Son Telgraf'ın edebi romanı: 30 GÖZYAŞLARI ETEM İZZET BENİCE Hiçbir sşey olmasa bile ben ve- himden kendi kendimi yiyorum. Ve. kaç defa hatırlattım: — İlk gündenberi sözlü değil miyiz?. Sen benim, ben senin İs- temediğimiz şeyleri yapmıyacak değil miy Fokat: — Evet... Diya — Peki... Diyor — Olur.. Diyor, — Öyle... Diyor.. Yine herşey ve hepsini mnutuyor, kendi bildiğini yapıyor!. Ne sevgisine, ne hüviyetine, ne varlığına akıl sır ermiyen bir ka- din!, Kâh iki yanağımdan koparak RiDİ tutuyor, kafamı sallıyor sallı- yor, içinden kopup gelen bir sesle: 'i seviyorum! Diyor, isıriyor, koparıyor, i- çine sokmak istiyor. Sonra da böyle ele avuca sığımyor. Fazla sıkıştırınca da; — Eh.. ben böyleyim!, Artık değişememi, Berrden geçmiş; Fazla sıkıya gelomemi, gi Diyor; kızıyor, ağlıyor, #eçen gün beni bıraktı da nasıl gittit. Yine ağzımı açsam ayni şey omk. Halbuki ben bütün bunlar: namıyor ve. kendi kendimi hiivk yağı biten bir zeytinyağı kandili Kibi eritip bitiriyorum. — Sonu hayrolsum!, Demekten başka çare yok, On beş gün sonra.. Sanki benim işlerim bana yetiş- miyormuş gibi şimdi başıma bir de komisyon azalığı çıktı. Her gün toplanıyoruz. Nazır: — Almanlarla bu muahedeyi be- hemehal imzalamalıyız.. Diyor.. Hepimizi sıkıştırıyor. Ve.. biz de Alman murabhaslarını kan- durmağa çalışıp duruyoruz. Fakat, benim için bu muahedenin ehem- miyetinden ziyade sabahları Na- ranın koynundan çıkıp erkenden daireye gelmek var!, Aman, bu ne — Şimdi nikâhlanabiliriz.. Diyorum. Naran, — Kat'iyyen olmaz. Ben nikâh Haai — Nikâha hazırım.. Dedim. Acuze kadın hemen S- rıttı: — Aferin çocuğum, ben de bu. nu: bekliyordum!. Dedi. Fakat, Naranı kandırma- mın, bağlamamın imkânı vok. — Nikâh istemem de istemem!. Diye tuttarmuş gidiyor!, Neden ve niçin?. Bunu pek kestiremiyo- rum. Nikâhsız, serbest yaşamak onun kadar benim de işime yarar bir şey olmalı. Düşünüyorum: Merruliyetsiz iş!. Ve.. kadının olduğu kadar er- keğin de hoşuna gidebilecek bür ve geniş bir esas. Fakat yine düşünüyorum düşünüyo - rTum., Korkak bir muhakeme he. yulâ gibi karşıma dikiliyor. En. diseli hükümler veriyorum: — Nikahlım olursa benden ay- rılamaz. Ona tamamile hâkim olurum!, Yaşayışımıza hiç kimse karış- maz!. Diyorum. Naran ile dün yine bu bahsi uzun uzun münakaşa ettik. — Peki nikâhlanırsak sana ne zararı var?. Daha iyi değil mi?. Karı kocalığınızı herkes tanır. Çocuğumuzun —annesi, babası o- Dedim Sözümün bitmesini zorla bekledi, Hemen atıldı: — Çocuk mu, kat'iyyen iste- mem Ve ilâ ——Sankıbendnhll_mdını olmuşum?. Bu bahis üzerinde hiç münaka- şa kabul etmiyordu. Fakat, ben kızdırmamak için yarı şaka, yarı ciddi hep: — İmkânı yok. Çocuk i İnsan sevgisini daha taşkın — bir sevgi ile arttırmak istemez mi?. Deyib durdum, Nikâh üzerinde tuhaf fikirleri var: — Nikâh da ne?. Nihayet resmi bir bağ değil mi?, Ben bütün hi viyet ve vicdanımla seni sevdik- ten ve kendimi tamamile sana ver- dikten sonra nikâh Mmomurunun önüne gitmek aramızdaki rabı tayı daha mi çok küvvetlendire - cak?, Bilirsin ya: İki «önül bir ok | duktan sonra samanlık seyran ©- kur.. derler. Ben ve yahut sen bu beraberliti tamin edemezsek ni. kâhı bozmak için binbir sebep mi yok?, Fakat, itiraz ediyor: — Nikâhsz olmanın ne faydası var?. Divorum. Ona da bin dereden su getirivor, bir sürü kaçamaklı Cevap veriyor, Bilmem ne yapacağız?. Hoş be- Dediğim yok, — Âşıkın gözü dünya me görür?, (Devamı var) Hususile vekayi sür'atle birbirini ti etse de hâdisatın arasındaki zincirleme rabıtada hiç bir acele göürülmüyor. Bu harbin su son ay- larda sür'atle cereyan eden vekayil bunları muhakeme etmek istiyen- leri aceleye sevkedebilir. Fakat salfıharp gemilerinin istikbali ol- mayacağını, onun yerini başkala. rının gelip tutacağını şimdiden kestirmek doğru görülmüyor, ae0i D Tiyatroya hevesli genç kızlar Tiyatro artistliğine hevesli genç| kız ve erkeklerimizin Halkevlerin- de yetiştirilmelerine ehemmiyet verilmesi bilderilmişlir. Halkevleri; muhitlerindeki ar- tistliğe istidatlı amatör genç kız- Jarımızla erkeklerin müracaatla- yanı kabul edeceklerdir. Beyoğlu Halkevi temsil şubesi de bu kabil müracaatları kahüle taslamıştır. (BİZBİZE Askere gidenlerin a'lesi Beşiktaş Halk Partisinde va . tandaşların — dertlerini dinliyen meb'uslarımıza yapılan dilekler a- rasında şaskere almanların nilele- rine yapılacak yardım şekli de vardı. Bazıları, yardımların ge - | ciktiğini söylüyordu. Bu mevxuda, bütün sehir kazalarında en ciddi iz bir çalışma olduğu mu - Ancak, duydüğümüza göre, An- kara belediyesi, bi daha iyi i- dare etmektle, yardımı daha çok genişletmektedir. Mümkün olan herşeyin yapılacağından biz bu . rada da emin bulunuyoruz. RÜRHAN WAİ Yardımcı | bir hâl Mısır çarşısı içinde kasap, yağcı, sebze- vatcı manav dükkân- ları yapılyor Belediye reisliği tarafından yar- damcı hâl vaziyesine getirilmesi .ırııuşunıın Masır çarşısında is- tömlâkler bil Üzeredir. Bir kı- sım dükkân sahipleri fiatı az gör. düklerinden mahkemeye müraca- at elmişlerdir. Belediyece hazırlanan yeni plâ- na göre Mısır çarşısındaki eski du- varlardan bir kasmm yıkılıp yeni duvarlar yapılacaktır. Eski, küçük pencerelerin yerlerine de yeni pen- cereler açılmak süretile işık, hava âhtiyaçları temin olunacaktır. Mı- ü yağıe, peynirci, aİniz gıda maddeleri nlar yapılacaktır. Bun- lar için çarşıda soğukhava depola- vi da tesiş olunacaktır. Dükkânlar ve soğukhava depoları yapıklık - tan sonra belediye bunları müze- yede ile kiraya verecektir. e a ae Açık iş ve memuriyetler İstanbul, Beyoğlu ve Kadıköy vakıflar idarelerinde müuhal olan 15 şer lira asli maaşlı memuri- yetler için ayın 22 inci günü saat 135 da Çemberlitaştaki vakıllar basmüdürlüğünde bir tahriri im- tihan açılmıştır. Aagari orta mektep mezunu ©- ». lanlar ayın 21 inci günü aksa - Ümma kadar mezkür başmüdi ğe müracaat edebilirler. Ayrıca vakıl paralar — müdürlüğüne de memur aranmaktadır. Maraş belediyesi elektrik ve su isleri için 200 liralık ücretle bir müdür aramaktadır. Hariciye — Vekâletine 11 inci derecede memurlar almak üze eylülün ikinci Rünü yüksek tep mezunları arasında bir imi han yapılacak Tekirdağ memleket hastana - «ine $2 - 50 lira ücretle kadın has- ta bakıcı aranmaktadır. Sultanahmedde Sağlık yurdu da pratik, amelivatlan anlar tecrü - | beli bir hasta bakıcı istemektedir. Kabakçada mütcahhit B. Natık yanında çalısacak diplomalı bir sıhhiye memuru aranmaktadır. Metris çiftliğindeki topcu atış okulu için vemek ve yalmak mü-| esseseye ait olmak üzere 30 lira aylık ücretle bir müerttip aran- maektadır. Acele — mezkür okula ÜPL ei F Bir rakam yanlışlığı 13 tarihli sayımızda «dost İrann dair> yazdığımız bir yazıda, kom- şu memleket nüfusü 16 milyon elacakken, bir tertip sehvi olarak 10 milyon gösterilmiştir. İran kon- solosluğundan aldığımız bir tez. kerede, nülus kâğıdını hâmil olan- ların 16 milyonu mütecaviz oldu- Ku tasrih edilmekle beraber, bu yeküna dahil olmıyan daha birçok halkın mevcut — bulunduğu ilâve edilmektedi. İLGARİP ŞEYLER || Venezuellanın zenginliği' Venezuellâ, Belçikadan otuz de. fa daha büyük olduğu halde, nü- fusu 3 milyon, 500 bin kadardır. Bu geniş arazide binden fazla ne- hir vardır. Venezuellâ arazisi çok münbit- tir. Kahve, kakao, tütün, pamuk, şeker kamışı, kauçuk çok mebzul- | dür. Memleketin yarısı ormanlık- tır. Bu ormanlarda akajo ve aba- nos pek çoktur. Şrapnel nedir ?.. İçerisinde yüzlerce küçük kur. şun bulunan top güllelerine şarap- nel derler. Bu, Fransız topçu za- bitlerinden Robin tarafından icat | ecilmiştir. Silindir şeklinde ve çe- liktendir, havada patlıyarak kü- çük - küçük kurşun hi düşmanın üzerine yağdırır. | Brest -Litovesk mnahe- desi ne zaman imzalandı. İlk evvel Lenin bir mütareke- name imzaladı. Bunu Romanya ta- kip etti. Bu suretle şark cephesi ortadan kalkmış oldu. Almanlar ve Ayusturyalılar bütün kuvvet. lerini garp cephesine naklettiler. Münferit bir sulh ekdi müzake- releri 3 mart 1918 de başladı ve Brest - Litovskda lanan mua- hedensme, Çarlık Rusyasının ara- zisinden 96 4 ünü ve nüfusundan 26 milyonunu kaybetmesine se- bop olmuştu, İtalya şimendiferleri İtalyada demiryollarının ilk kü- şat mıııî ilkteşrin 1888 de yapıl. | ıştır. İlk demiryolu Napoli ile lmmmm DIŞ POLiTik «Bilkuvve » muha Yazan: AHMET SÜKRÜ ESİ” Amerikan filosunun eski mandanı Amiral Stanley, Âtğ kanın harp karşısındaki ıı1 ni izah etmek için güz: bulmustur: Amiral demiştir '; — Muharebe tehlikesindef setmeklen vazgeçelim, Bix bilkuvve harbin içindeyiz. Bugünkü beynelmilel betlerin garibelerinden biri dur ki, milletler harpten k†., lam derken, harp kendilerini bulur ve yavaş yavaş muhariP ği ziyetine geçtikleri halde b! farkına vartmazlar. İşte Am bugün böyle bir vaziyettedir. “' şısında bitaraf vazi fara edemiyeceği geçen *f anlaşılmıstı. hal bırakmıyacak bir şekildt Tattı. Amerika hükümeti de raflığın muhalazası tedbirlerit F Cih ediyor. Ve hekikatle NU'J lıktan avrılıyordu. Amerikanın sempatisi ve lj rikanm menfaati, Amerikayt | Ficen harbe değru x.....ııı.—ıi’ Ve Almanyanın xafer kazi ihtimali arttıkça, Amerikanttt M' rupa harbine doğru ilerleyisi tompo da hızlanmıştır. Ametlkl, nn Avrupa harbi rşı diği bu yakın .nHı M meydandadır: 1— Evvelâ Amerikalılı rasi prensibine bağlıdırlar. İ manyanın zaferinde bu pre için çok tehlike gcırmellndlıl!" 2 Alm: ü, zafer lu.# takdirde A: o ! ni nizam namı altında Avruft caretini inhisarı altına nli Amerikayı Dü a ile Hat asebetine girişmekten mett | deceğini Amerikalılar biliyet 3— Almanya ve bir .ıı.—md" dar da İtalva, cenubi Aııı" yaptıkları faşist ve milli __,,Ü propagandalarile Amerikanıl fuz mıntakasına tecavüz ılı’*’ dir, » Bununla beraber, Amerikâ * serledenberi hiç olmarsa Teti harp dışında | kalmıya caliştiğiy Bunun da sebebi, 1914 harbitt J tirakin hâlâ Amerikada silih! ven kötü intıbamdır. Diğer h" ber de Amerikanın bir arifesinde bulunması ve c“'“ Teisinin intihahat y..,ıııııuil vel muharebe gibi büyük e8 miyetli bir işte karar vermek 4i tememesidir. Ancak hâdil akişı, Ameril 1914 harbifi hafızalarda bıraktığı ize ıılj , harbe doğru sürüklemiştir. sonbaharda seçim _vı'-ılıcı“y intihabatın, harbe girmeğe İlğy far olan şimdiki cumhurreisi * veltin hem memuriyetini, e siyasetini teyit edeceği Kut y söylenebilir. Dört senelik bif da elde ettikten sonra, İıllğ bu yolda daha sür'atle yürüyeğe muhakkaktır. - Bununla bel ot Cumhurreisinin Almanyayâ resmon harp ilân edeceği —'W'ı lidir. Amcrika, İngiltereye ptf kredi verecektir. Amerika İnriltere için çalışacaktır. ; kanın tayyare filoları İngilttğe ımedııecekıır Amerikanıt nunması İngiltere ile _..ıııi'# pacaktır. Fakat hâlâ Amınl" Hulâsa harp bir İngiliz mücadelesi olmaktan crkarâk arasında bir boğuşma mahi: 5 İmaktadır. Amiral Stanlor merika-hakkında kullandığ! * kuüvve muharip> tâbiri pek dedir. gğ — Birlmizin Dardl Hepimizin Dardi 12 senelik kıdett | Balıkesirde bir ilk mek hocası yazıyar: B *Veni bareme göre (lk "Üyü tep muallimlerinin mat$! 25 ilâl Bizim maatji, evvelce 22 lira idi. Yeni' nundan sonra 25 olmamızt Ü, lerken, 20 ye indik. biz 12 senelik muallimit aşımız 20 lira., Mektepti sene mezun olmuş hiç siz bir hocanın maaşı yiff | 4 3