TALİNSİZ O ATLARI. Fransız ordusunun bozgunu si- Trasında, birçok Fransız askeri de İsviçreye iltica etmiş. Bu askerler, n içre hükümeti başına bit Üzünlü, bir dert olmuş! Yekünu binlerce olan bu asket Ilı-ı' nasıl ia- zın. Nihayet İsviçre — bu işin kolayını bul — den askerle beraber, binl. — dü hayvanı da İsviçreye geçmiş!, Şu atların talihsizliğine bı.l.uı!. Muharebelerden sapasağlam çık- tılar da, 'anın en asüde mem- leketinde satır altına girdiler!. | .NE yiİyYiP — İÇECEKLER?. İstanbuldaki — ecnebi, ekadiyet moktepleri türkçe hocaları, dün- | yanın talihsiz kulları arasındadır. Yeni kazanç vergisi kanununa gö- — şre, bu hocalar, 6 aylık kazanç ver. ” gisini toptan ödiyeceklermiş!. — Yahu, müallim olan adamda, & | aylık kazanç vergisi bedeli olan “ para ne gezer?. Sonra, bu zaval- hlar, bir iki ay hiç yiyip içmiye- | vekler mi?. Zaten, birçok ek: yet mektepleri maaşları ancak kandilde, bayramda verebiliyorlar. İSTANBUL HADYOSU İstanbul radyosunun açılış ta- rihi eylüle kalmış. İhtimal ki ha- — gırlıkları, neşriyat program: sâlre henüz tamamlarmamıştır. Bu gecikme benim de hoşuma gitti. Çünkü, neşriyat programı ha da bazı dileklerim daha vardı. E. fendim, bendenize kalırsa, İstan- bul radyosu her #kşam konuşma- | Ba başlarken şunları söylemeli - dir: - ve | Sıhiratli, daha yıkuıkh_ daha neş- eli, daha şık, zinde ve genç görü- yorum. Bu, neden böyle, diye sormayı. nız. Çünkü, zaman öyle.. Herke- sin yüzüne gülmek lâzım geliyor. Haddiniz varsa, birisine karşı kö- tü, fakat hakikat olan bir şey söy- leyin!. Bu şekikle İstenbul Tadyosun- dan herkes memnun kalacaktır!. İ GARİP BİR Ceyhanda garıp bir hidue ol- muş: Bir vatandaşın zevcesi olan hamımefendi ile, kerimel iffet ve- | Talihsiz vatandaş eve gelmiş, bir de ne görsün?. Ne karı var, ne ka?. Yalnız, zavallı, — şaşkınlıktan, bayram yerine gidecek verde, liyeye gitmiş!. YENİ EKMEK TECRÜBESİ Efendim, yeni tip bir halk ek- meği çıkarılısak, Birkaç gündür, bu işin tecrübesi yapı diyenin vaptırdığı bu tecrübeler bugüne kadar henüz istenen neti- ceyi vermemiş. Çünkü, bir çuval undan 98 kilo ek zım gelirken, 98 kilo çıkıyormuş!. Bize kalırsa, belediyemiz, tecrübeyi daha altı ay devam ct- tirse, istediği neticeyi Tecrübeyi fırıncılara yaptırma . malı. Ö zaman, seyredin, bir çu - valdan 198 kilo ekn çıkmıyor. muf, e | 'Avrupa Harbinin içinden ı ZI bombalarının menşei Pariste milli kütünlanede bu- kanan sekizinci yüz yıla ai Ması bir eserde, bugr: silâh olarak kullanı! ı İarının ir el bamba- dan icadedilditi " vazümakt Büu bombaların icerisinde kükürt | ve omsali maddeler vardı. El ile | atılıyor ve vere düsünce Datlıyor- | du. Boğucu gazin menşel Âlimlerden Edvar — Furniye'ye Böre boğucu gazın mensei çok ce- kidir. Vatikan saravınd.. kütü>- | hanesinde bulunan eaki bir eserde,| icerisine kokulu bir madde konu- — lan ve natladığı zaman elvafında- kileri boğun öldüren bir duman baçan güllenin imal tarzı yazılıdır.| Kuyruktan dolma tüfekler Bu; on sekizinci yüz yılda çö- walye Dary adnıda bir Fransız ta- rafından düşünülmüş ve yapıl - muşlar. Bu tüfeğin kasaturası yok. Yu ve kuyruktan dolduruluyor ve dakikada altı kurşun atılıyordu. Halbuki, namlusundan dolduru - Tan tüfeklerle fazla kurgun atmak ( Ve kale içindeki evleri k «Hasan - el - Rammah) | adlı bir Arap kimyazeri tarafın - | odır. | Greguar ateşi Bizanslılar, limandaki gemileri e yakmak için eskiden bir Bu ateşe «Rum atesi» de den yondu. Ve terkibi pek gizli tutu - Juyordu. Bu ateşin hususiyeti, su Üzerinde de yanmasında idi. Adeta h.r sal gibi yana yana akıntıya #emileri yakıyordu. âmkânı yaktu. Esrar:, uzun müd- det anlaşılamadı. Nihayet bir Bi- 16 inci Lüive, yüksek bir para mu- kabilinde satıldı, İlk tocrübesi, Versay kanalı ü- Zerinde yapıldı ve muvaffakiyetle heticelendi. Ate- bir anda kanal üzerinde bulunan sandalları vakıv| batırmıştı. Kral, macldi huzuruna cağırdı. bu tehlikeli atesin sırla- Tını kimseye söylereresini, aksi dirdi. Ve 1,000 Egü ı.llm) bağladı. «Grecual İkinci defa olarak kayboldu. kabil olmuyordu Bu tüfek bilâ- cok tadilâte uğramış, bu- .ıı.ııı mavzerlerin, löbellerin şek- Son Telgraf'ın edebi romanı: 18 eee n ee Ürana MDamL eT c amamer — y IGÖ Diye İki tarafıma yalpalıya yal- ralıya dolaşıyor, senki Chat Noirin salonlarında imişim gibi odanın i- çinde' dört dönüyordum. Nesrin bu balime şaşırdı, kaldı. Bir müd- det beni seyretti, sonre Maşaallah beyefendi. Diye yanıma geldi. Ve ilk sözü: — Neredeydin bu saate kadar?. Oldu. Kafamın içinde ve gözle. rimin önünde Narancdan başka hiç birşey, yoktu. — Ne yapacaksın?. Dedim. O her vakitki melek gi- bi, şeker gibi, kuzu gibi kadın bir- den köpürdü, asabileşti, ve ihti- iğrendi: DudL ilâve etti: — Naran han:mefendi ile heuı- Aklım başımda yok lu. Hayıru, Diyebileyim ve.. yelan uydurar Arkadaşlarla beraber şöyle »» in senel devriyesi ZYAŞLARI ETEM İZZET BENİCE Tini almıştır. Ve.. onu teselli edeyim: — Aman karıcığım, benim gö. züm senden başka kimi görür. Bir sen, bir ben, bir dünyas.. Bir de gçocuğumuz!. Hiç şüphe yok ki, birşey bilmi- yordu. Naran.. ismini benim ağ - zımdan kapti. Sarhaş olduğumu | da görünce bükmünü verdi: Moyhaneye gittiler... Ve., ben cevap vermeden yine o söyledi: — Sekiz seneden sonra demek seni bu halde görecektim. Zaten biliyorum. İki üc aydır beni ihmal ediyorsun. Nihayet bu Rece herşeyi vurdün. Bu sözlerinden sonra köpündü, taştı. Beni şiddetle itham etti. — Yapma... Evwme. Yanlış düşünüyorsun!. Naran da kim?, Diyeceğim yerde; . bütün varlığım, herşeyim. D(!'.mx ona — Onu hayat kadar, dünya ka- dar seviyorum, Söndürmek | | | siklikler | rum. Ölesiye seviyorum. Onsuz ya. vapurları Belediye reisliği 10 bin liralık bir yardım yaptı, | eski iskeleler yenilenecek Haliç vapurları idaresinin va - ziyeti belediyece tetkik olunmak-| tadır. Bu hususta bir rabor hazırla- narak belediyeve ıcrıhı_ı r. Ha- İiç ve civarındaki halkın ka Hklaşmasında büyük bir rol oy - gayan bu idarerrin vaz; kişalı belediyece de arzu edil » mektedir. Belediye reksliği haliç vapurları| i 10 bin Hirmlıik nirata bir gekilde temir olunm Pevderpey diğer c ler de tamir edilip Cüzel ve yeni birer sekle sokulac ———t Tekaüt kanununda yedi değişiklik Tekaüt kanununda bazı deği - vanılması için yeni hir lâyiha hacırlanıp Meclise veril . miştir. Bu lâyihaya göre, tekadit san- dığı teşki olmuyan mülhak büt- | çeli dairelerle hususi idarelerden | ve mülga şehremanetlerile İstan- bul mabili arelerinden ve Anka- ra belediyesinden maaş alan me- | mür ve muallimlerden umumi mü- vazeneyo geçenlerin aylıkları son bulundukları yer bütçesinden ve. | rilecek ve evvelki memuriyetleri de sayılacaktı Epna tü Badi nde cuk zendin ve Bü- *& Tatl münasabelile mektep - | lerin boş kalmamaları için hafta- nin İki g © inömurla- erde kal - | yvan nE't ve mih bir buhraa baç! nal ve mih tedariki tadır. »e Şehrimiz matbasların: baskı makinelerind bir ünivers''3 heye - tinin sarka gönderi'mesi kazar - lastırılmıştır. Anadolunun bir iki şehrinde birer konlerans verip, çabucak dönüp gelmeleri hâdisesine, biz «Üniver- sito» haftası ismini başlıyor, başladı, diye, daha evvel, günlerce propagandasını — yaptık. Fakat, baftanın bitişini ve hesabı- mu, Türk efkârı umumiyesine, çok kısa ve sudan bir ifade ile verdik. Erzurumndan avdette bir sür'at rekoru kıran bir profesör, bir gün | gazcterilere: — İlk Üniversite haftası zaferle bitti, dedi, kesip attı. Nereleri gezdiler, neler yaptılar, meler gördüler, halk kendilerini masıl karşıladı, kaçar konlerana verildi, mevzuları neydi, kı ransları kaçar kişi dinledi, dinle- | yicder daha ziyade kimlerdi, se- 4 sadece bir merasimden mi yoksa, asıl gaye - ve ildi mi, yani, türkçesi, masraf edilerek, zahmete kallanı. | ar edilen bu seyahat Lir nadelu şebirlerinde olu- ran vutandaşlarımıza faydalı ol- | bu suallerin cevabını, bu- dar öğrenimiş değiliz. Alâ- kadarlar, belki, diyecekler ki: — Be adam, sana ne?, Şunun için bu mesele hana ait- tir ki, memleketimi ve vatandaş- larımı, en az, bütün diğer Türk yatandaşları kadar severim. İste. tulur, «özle görülür, fayda ve neti cesi tartılır cinsinden hareketler elsun. «hafta» zarfında verilen kon- inin mevzuu- len Anadolu ı—ıııx içinde gör - düm. Hiç de hoşuma gitmedi. İlmi basitleştirmek, halk diline k edecek lıılxıltr vermek uıı â mümk Bu, nasıl yapılır?, Biz, h zi bilir insanız, çiz- meden yukarı çıkmıyoruz, Sayın hocalara bunu da biz öğretecek değilir, ya... l &İ REŞAT FEYZİ Eyüp otobüsleri kaldırılıyor mu ? Byün otamxbillerinin — vaziyeti a belediye tarafından tet- tadır. — Benzinin tedir. Esasen bu otobüsler Halic vapurlarına muvazi olarak seferlerin kaklırıl - ı'muıbm halkın hiçbir zarar gör- niyoceği de anlasılmaktadır Nİ İstanbul Belediyesinden : MUHTEREM MEB'USLARINIZA DAVET İstanbul Vali ve Belediye Reisi Dr. Lütfi Kırdar Taksim bah- çesindeki yeni gazinonun umumi servise açılma: 8/940 Pazar günü sant 17 de gazinoda verilecek münasebetile 4/ Istanbulda bulunan muhterem meb'uslarımızın şeref vermelerini rica eder, Ve.. meydan okudum: Sana karşı mahcubum. Yüzü- ne bakamıyorum, Fakat, hakikat bu. Seviyorum. Deli gibl seviyo - şıyamam, Ve,, yine sıkılmadan ilâve et - — Bu dakikaya kadar onunla beraberdim. Yedik, içtik, danset- tik. Sonra onu evine biraktım. Fa- kat, kalbim de onunla beraber kâldı ve cesedim de işte sana, bu- raya geldi.. Nesrinin gözünden İaynar bir gey boşandığını ve sadece: — Kalpsiz. Dediğini hatırlıyorum. Ondan sonra yüzüme bile bakmadı: — Pekâlâ Sen Naran hanıme- fendiye, o da sana yakışır!. Dedi. Beni olduğum gibi bırak- tı odasına çekildi. Yine bir cümlesini hatırlıyo - TuUm: — Hain erkekler!. Galiba: — Alçaklar, Siz kim kocalık kim, babalık kim?. De dedi! Fakat, bütün bunlar benim bir ikulağımdan giriyor, ö- büründen çıkıyor: — Kim ne derse desin.. Her şey Naranın dediği gibi olacaktır.. Diyordum!. Nitekim, karım be- ni bırakıp da odasına çekilince bir. fikir birden ok gibi zihnime sap- dandı: (6544) Ve., emretti: Narana git.. teşçi etti: 5 Zaten bunu istemiyor müy- u Ve, ben yine: — Rira rira ram trayram.. Diye diye yerimden — kalktım, sarhoş sarhoş duvarlara çarpa car. pa sokak kapısayn yolunu tut - tuzn.. Tam kapıyı açmış, dışarıya çı- kıyordum. Nesrin arkamdan ve - — Neriye mi?, Nırını_. Dedim. Omsuzumdan tuttu, çekti, — Bu saatten sonra hiç bir yere Kidilmez. Haydi otur evinde.. Dedi. Bilmiyorum. Sarhoşum diye mi, yoksa acıdığından mı, bir türlü kocasından vazgeçmemesin- den mi, neden?, — Hayır.. Gidiyorum!. Dedim. Ve., yürüdüm. Ceketim. den tutup çekmek, beni içeriye al- mak Jstedi. Ve., boğazında tıkılan bir sesle; — Sen delisin... ü Dedi. Yine aklırmadım. — Yine gözlerimi herşeye kapadım!, —vı_n_mınmbunı.. MilT piyan go Fenerbahçe stadında merasimle yapılacak bu keşide hakkinda müdürün izahatı Yenl makinelerle şehrimizde ilk defa icra edilecak alan milli piyan- | gönun kesidesi için bir merasim programı hazırlanmıstır. Milli pi yarıko — müdürlerinden B. Kâzun Al in hususiyeti hakkında kendisile görüşen bür muharriri - mize şu isahatı vermiştir; «— Tam öllet ve tam ikramiye | ecasına istinat eden 7 ağustos ke- çekileceki k bir kütle tara- fından alâka ile takip edileceği lan kesideye tekmil İstanbul ünleri o gün halkımıza #rik bulundurulacaktır. Cekisten evvel sehir - bandosu heyeti resinin bir nutku takip e- decoktir. Nutuktan sonra da küçük keşideye kısa bir fesıla verecek- &e: RİN KURULMASINA BAŞLANILDI Bu ikons: | kazana: ayrı çukilip yine kısa bir dinlenme 've müzik fasılası verilecektir. Son- 00 lira ve daha yuka acak olan numa - | 1000 er dir alkamlarına göre deği olacıktır.> dd &- Çocuklarımıza havacılık Mektenlerde, önümüzdeki ders yılmdan itibarcn havacılık dersi başlıyacağını gazetelerde okuduk. Bu ders, tıpkı askerzlik dersleri gi- bi, talebenin smıf geçmesi üzerin- aktır. Dünyada ya- cılık zevki, hi havacılık bilgi Dulma yerde kalanlar, sonra, yer- | de sürünüyorlar. Maarif Vekâle - | tinin bu işi gayet ciddi bir tarsda | tosis edeceğini ümil ediyoruz, BÜRHAN CEVAT Avrupa harbinin tesirleri dün- | yanın her tarafında kendini gös- | termekte, harp sahasına en | glan yerlerde buma karşı kayıtsız kalamamaktadır. Böyle olunca her yerde efkâr derece den fun endişesile meşguldür, da ister istemez bir gerginlik var: Zaten başlangıemdanberi bu har. be esinir mücadelesi» adını ver- mediler mi?, Harbe yakın olsun, uzak olsun bugünkü dünyada her memleketin mademki birbirile © kadar yakın birçok alâkası bulu« | muyor, asabın tesiri de oradan o- | raya sirayet ediyor demektir. O- nun için bilhassa böyle zamanlar- da herkesin kendine hükim ola- e, uyanık bulunmuya dik . kat etmesi daha ehemmiyet alıyor, İngiliz matbuatı bu cihete dik- kat ediyor. Okuyucularına yulaız harp haberleri vermeyi değil, on- ,ların rubunu tatmin, endişelerini teskin edecek ve sinirlerini kuv- vetlendirecek azim — ve iradeden Hlham alan sözler bulup söylü « yorlar, Çünkü hayatın en büyük kanunu nikbinliktir. Uyanık bir nikbinlik, vazifeyi tamamile ifa ederek muvaffakiyetinden hiç ü- midi kesmemek.. İşte bugün de, yarın da hayatın asıl muvaffaki- yet âmlli. Harp çok şey öğrettiği gibi so. da öğretir. Bu da et- yaflı bir surette tarif edilmesi lâ- zım gelen şeylerdendir. Her gün herkesin ağzında dolaştığı halde lâyıkile bilinemiyen birşey... So- Zukkanlılık duygusuzluk değildir. Bilâkis herhangi bir hal karşı- Bında ne duyulmak lâzimsa onu :v:ı:;l:ııhl muhakemesini aşla ybetmiyen ve geleceği çok ı,ı düşünerek sür'atle hesabını ya - ae acele etmeksizin de hare- geçen adamın halidir. Bu öy. l- li ıııixınkll AYAi tarafından istiklâl marşı çalına - | | ©sk ve bunu milli piyango idare | 'ADDA BU SABAH KÜRELE- | rü | rılmak üzere 8 kisi TANIMAktaİ: POLİS MAHKEMELER jarkadaşını vurdu Kınıltoprakta kanlı bir vak'a ol- muştur. Fevzi ve Lütfi lalmlerinde iki arkadaş Kırıltoprak sahille - rindeki çayırlarda bir içki âlemi tertin eimişler ve bir hayli şarab | öemişlerdir. kafaların tüssülenmesi ilerledik- ten sonra görüşme mevzuu ceki bir kadım meselesine intikal ei - mistir. Bu mevzu biraz sonra da müna yet kavga baslamıstır. Kavganın en şiğdetli bir ânında Fevzi bıça- Zını cekerok arkadası Tevfiği ağır; sürette yar; Hidise el kanlı bıçağı ile kaçmağa teseb - büs etmişse de derhal yakalan - mıştır. Yaralı Tevfik hastineye kaldırılmıştır. Elektrik desteresile biçilen kol Kumkapıda Şükrünün odun di posunda çabımakta olan Osman is- minde bir ameli yen vuvarlak testere ile odun kö-| ( serken sağ kolunu testerey» kap- | ftırmış ve ucları cok keskin olan testere zavallı adamın — kolünü odün gibi biçip kesmeğe koyul - | müstur. | Oaman hemen kolunu geri çek- e de bu vakir kadar testere ven Kkolunu kesmisti baycın bir hakde hastan rılpaştır. —ii Açık iş ve memuriyetler Kımlay cemiyeti Erzincan için bir mimar veyahut mühendis ara- Ööretmenliği münhal bulunmak- | kür mektep komutan- | n vâkıf seri yazar I»ı. dak bavan afanmak- tadır, Lisan erin tevcih olu- pacakları bü is için Galataeda Kre-! di Liyoce hanında Türk - Kllas | rirketine müracaat — olunmulıdır. Atatürk köprüsü ve Galata köp-| nde muhalız ol Aylık üc radır, Badana ve ufak lernden anlıyan — kapıcılarla bir ; garson aranmaktadır. Beyoğtlunda Rumeli hanında 14 numaraya mü- | racaat edilmelidir. Yıldızda Harp Akademisi için hesan işlerinden anlar ve dak - tilo bilir 60 lira avlık ücretle bir memür aranmaktadır. 5 ağustosa | kadar okul kornutanlığına müra- cat icabetmektedir. Un' rersite veya vüksek mektep| 1 arasından İzminde hu- ıı.nıî Lu mektebe muallim aran - müaktadır. Lâlelide İzmir kız talebe yur- duna müracaat olunmalıdır. AVRUPA HARBİNİN YENİ MESELELERİI Bilhassa nikbinlik mühimdir.. derecede bulunmaz. Bu da bir çok müşkül imtihanlarla etde edile - cek hassalardandır. Nagihani bir hâdise karşısında kendini tutamıyarak elinin var - dığını yapmak, ağzına geleni söy- Temek asabiyete verilir. Fakat bil- hassa gençlerde uranacak mezi - yet ellerine ve dillerine hâkim ol- maktır. Eğer olamıyorlarsa — bu büyük meziyete sahip olmağa ça. lışmak ister, Çünkü hayatın mu - yaffakiyete gölüren işleri insan - dan sabır, tahmmll ve sebat bek- ler, Nagihani hâdiseler de böyle.. Geçen umumi harpte Arabistanı ayaklandırmağa — muvaffak olan meşhur Lâvrens maceralarla dolu olan hayatında pek çok nagihani yak'alarla karşılaşmıştır. Bir kere hiç bilmediği, yani ne olduğuna ancak coğrafya ve tarih kitapla- rında gördüğü bir muhite gittiği zaman hayat ile nazriyal urasın - hık, harbin tüzum gösterdiği si - nirlere hüküniyet lüzumundan bahsedildi. Lüvrense dair şöyle bir hikâye de vardır; Yolda birisinin otomobili kırılsa da siz de tanımadığınız bu adama bir iyilik olsun diye otomebilini tamir edebilseniz, fakat çalışırken bir demirin fırlamasile kolunuzu kursanız, sonra o adamı da size bir teşekkür bile etmeden arabasını çekip gitse kızar mısımız, kızmaz muasınız? Kızmakta mazursunuz, si hem kolunu kırmış, hem de bir. teşekkür kelimesine bile nail ola- Mmamış, Fakat bu öyle müskül an- da yutkunmuş, birşey söyleme - d-— yaya olarak yoluna devam et- Kadın yüzünden' a haline girmiş ve niha- İ ektrik ile işle- | Fakat İngilizlerin meşhur Lâvren- | Maarif usulle maglübiyet Vazan: Ali Kemal SUNMAN 1870 - 71 mağlübiyeti Pransada ikinci impuratorluğa nihayet ver W miş, üçüncü defa Cumhuriyetin ilânı imkânlarını hazırlamış. 918 mağlübiyeti de Almanyada Kay- zerin saltanatma nihayel vererek Vaymar Cumhuriyetine yol aç * mıştı. 240 felâketi de Fraı Vişi hükümetine başka yol tut * turmuş oldu. Şu son elli gündenberi Fransada olup hiten vekayi başlı başıntı takip etmeğe değer de, artar. Fakal hep birbiri ardınca gelen fevkalir delikler içinde yaşıyan bugünki dünya belki de gözlerini büsbü - tün Fransaya çevirip bakmıyof. Fakat elbette bir gün gelecek şine- di gazete sütunlarında okunan ve eçilen birçok bâdiselerin ehem * miyetini daha iyi öğrenmek — ve tahlil etmek mümkün olacak. Tâ ki sinirler yatışsın, fikirlere bit | gün sükün ve huzur gelebilsin. Avrupadaki mağlüp Framsa şime di yeni bir tecrübeye girmiş gür rünüyor. Hezimetin intikamını ae mak için vurulacağı anlaşılan dâ simdiye kadar devam etmiş olal maaril usulü olacak, nılıı pek sa- rih bir program kat Vişi hükümetinin maarif iş- lerini ele almış olanların beyanır program hazırlamak göstermektedir. maarif usulleri, tede risal programları, bu usullerle ye* tişen mesillerin fikri terbiyesi memt leketin harp gibi en nazik bir ime tiban devresinde hezimetten başr ka bir neticeye varmamış. Demek ki fazla tahısile lüzum yokmut Dimağı çok şeylerle besleyip d asıl İş ve hareket zamanı gelince temin etmekten çok uzak katdiği | görülmüş. Gençliği lisede felselt ile, derin nazariyelerle yetiştir * ektense açık havada beden tere biyesile, daba az, fakut çok sağlanıf bilhassa hayatta çok İşe yarıya « cak, bir gün Fransanın tekrar kal> kınmasına hizmet edecek malü * matla mücehhex nesiller yetiştir- mek Jâzım geldiğini söyliyenler şimdiye kadar Fransanın iftihaf susiyetleri artık bir tarafa bırak” mak istiyorlar demektir. Belki d€ bunlar herşeyi basite irca etmek Kibi kelay bir yoldan giderek bile günkü hezimetin sebeplerini dt elle tutulur, gözle görülür bir balk de anlatmak istiyorlar. Her felâr ketten sonra böyle yapılmak ister mir, Şimdi de Fransada görülen bU haleti ruhiyedir. Yüksek tahsili tahdit ederek Fransaya bundan sonra daha zi “ yade ameli adamlar, çok çalışa * bilen çiftçilerle yorulmak bilmi * yen makinistler yetiştirmek, hi İâsa tahsilde tamamile fayda gö” zetmek bundan sonraki maarif ” sulünün ruhunu teşkil edecekmi$ Gerek Mareşal Petenin, gerek General Veygandın talimı ve ter” biye hususunda, gençliği yetiştir” mekte ötedenberi muayyen fikif> leri vardır. Kaç senedenberi ve” sile buldukca her iki kumandat süyledikleri nutuklarda, yıııııh- vi mükalelerde maarif rine temas etmekten ııu.ııınxd alamamışlardır. Bugün ise Fraf” sada artık düşündükleri gibi ma” arif programları yapacak nüfuz v& salâhiyet ellerinde bulunuyor. Yüksek tahsil görüp de hayatt muvaffak olamıyanların, istedik' leri makama gelemiyenlerin Fraf sada ötedenberi gayrimenun bif tabaka teşkil ettiğine bu yüzden dargın ve küskün olat” ları çoğaltmaktansa her sene a sek şehadetname alanların miktâ” | rını azaltmak ciheti düşünülmek” tedir, Vişi hükümetinin maarif beslediği bildirilen tasavvurlari | bu merkezdedir. Ne kadar münü” l'wı edilecek bir mevzu. rıvm yansızların bileceği şey.. Elbel zaman kendi seyir ve tekâmülünü takip edecek, sanamaramaasanannaanaanaananaaanaAi İkmal kursları tekmil Halkevlerine teşmil edılcı:ek nıfları için rivazive, fizik, 've almanca dersleri üzerine lar acılacaktır. Kayıtlara maştır. A Üİ * Evvelki aksşam Karı y başlıyan fırtına dün ıoız dt ü _ı-nıanuıl'—ı:-———r_ j LÜLELM İ LEE b , bu malümatın beklenen faydayl — edegeldiği ve dünyada kendini cü” © | Tarla tanıttırdığı pek çok fikri hur