FRANSIZ DONANMASI Fransız donanmasının hali melâlini seyrettikce, insana basıyor. Zavallı talihsiz danan - ma...İki cami arasında kalmış bi- namaza döndü. Donanma da ne vapacağını Daha düne ka- dar, müttefiki bulunan İngiliz do- nanması ile, ayni aye için çar. donanması, bugün tutturmuş: — İllâ duşmana teslim olacağım, diyor Bu yeni harp sürprizler harbi oldu. Bir yıldır öyle hâdiseler olu- yor ki, insan, ne söyliyeceğini şa- gırıyor. Hayret!, Değrusu!, Bir rivayete göre de, Peten hü- kümeti, İngiltereye karşi harp i- lân edecekmiş!. Bir, bu eksikti. Peki amma, Fransizlar, bü kadar Çok harbetmeğe teçne imişler de, meden, daha önce, kendilerini gös- tememişler?. -Bir milyon tonluk muazzam donanma durürken, mil. yonlarca kisilik ordu teslim oldu, silâhlarını bıraktı. Bu, nasıl iş, tne, sanın aklı ermiyor. Fransa, şimdi öyle bir muamına ki, ne söylense boş., Çünkü, bütün tahminler aksine çıkıyor HALÂ EBEDİ SULH HİKÂYESİ serika Cumhurreisi Ruzvelt dünyada ebedi sulhun vücut bul- | anası için, beş şart lâzzm olduğunu | söylüyor. Bu beş şarttan birincisi, bütün milletlerin silâhlarını bı - rakması imiş... Eğer, silâhlar ler- kedilirse ebedi sulh, dünyayı cen- mete döndürürmüş!. ma, sayın ekselâns, bütün lahlarını bırakmıryorlar Zaten, harp de bundan çıkmı- | SARAP, Ü Birkaç millet, silâhları weya bütün bütün kal- dıralım gibi hayallerle uğraşırken konförağıklar toplavıp boşböşuna ıiı?uv yaparken, Öle tarafta, bir diğer millet, dişine kadar silâk- lanıyor, ötekileri gafil avlıyor. Yahu, hâlâ mı, olmuyacak şeyler için çene çalınacak?, DEMİR TEL BUHRANI Şimdi, bir de demirtel buhranı başgöstermiş.. Demir tel, malüm ya, ambalaj yapmağa, sandık bağ- lamağa ve saireye yarar, Şu za- manda demir tel bulurnının çık - ması, benim garibime gitti. Çünkü, aksine olarak, dünyada ayrı ayrı telden çalan © kadar çok ayrı nağ- me var ki... Tel buhranı varsa, be ayrı ayrı telden çalmalar nedir?. Galiba, herkes bif ayrı tel çal. mağa başlayınca, ortada, tel kal- madı. Baydi, hayırlısı!. RAP YARMAK SERBEST OLUNCA... Bir havadise göre, şarap yapıp #atmak veya içmek arlık serbost olacakmış!, Demek, bu madde, in- hisar halinden çıkayor. Ben, şah- san şarabı yapıp satacaklardan ve- va içeceklerden değilim. Çünkü, #vvelâ, bu iş için vaktim yok, san- Ta, yapmasını bilmem, daha sonra içmesini sevmem. Bilmiyorum, erbabı, bu müsaa- deden, bu serbestiden memnun ka. lacak mi?, Fakat ,herkes şarap yapmağa başlayınca, alıcı bulun- mayacak... Öyle ya, kim kime se- tacak?. O zaman, herkesin yaptığı şarap elinde kalacak, mahzenlere konacak, yıllarca bekliyecek. Bek- leyince &e, bu artık şaraplıktan çe kap şampanya olacak! Gördünüz mü şu kârle işi?, AHMET RAUF I Avrupa Harbinin Yeni Meseleleri I Fransız filosu ve müstemlekeleri Fransız ve İngiliz donanmaları i hüdiseler Avrupa har- binin safahatına yeni vekayi ilâve etti. Bundan sonra mukavemet hareketine geçecek Fransızlar için denizaşırı yerlerdeki milstemle - kelerden bu harpte nasıl istilade edileceği meselesi günden güne &- hemmiyet ve nezaket kesbediyor. Londrada teşkilâ vücude getire - rek İngütere ile bir gaye uğrunda mücadeleye devam kararında o- lan Fransızlar, başta General dö ol olduğu halde Afrikada ve müs- temlekâtta mukavemet işinden vazgeçmiyeceklerini hor vesile ile söylermi; General ile bera. berindekiler, Fransanın Avrupa kıl'asındaki mağlübiyeti düşma - mın yalnız tank ve tayyare gibi ve- saitini veni manevralarla idare et- mesinden ve sayı itibarile üstün- lüğünden ileri geldiği kanaatinde- dirler, Buna mukabil daha pek çok şey yapılabilirdi, diyorlar. Fakat ne olduysa oldu, Avrupa kıl'asında mukavemete artık ni- hayet verilmiş olmasına rağınca diğer yerlerde, denizaşırı — cesim ülkelerde Fransızların harekete geçmemeleri için bir sebep yok. tur ve daba iş bitmiş değildir. İste bu kanaat ile çalışmağa ko- yulanlara faaliyet şahası olarak Köze çarpan yer Airikadır, o kıt'a- man şimalinde ve garbinde Fran - sazların elindeki yerlerdir. Burası Avrupadan daha geniştir. Alman- ya iki sene evvel malüm şekilde A- vusturyayı, arası çok geçmeden Çekaslavakyadaki Südetleri al - makla tam Alman olarak 80 mi yonluk bir kütle vücude geliri ve orta Avrupayı hakimiyeti al - tına almağa karar verdiği zaman .Fransa istikbal için az endişeye düşmemişi. - Fransanın demizaşırı yerlerinde mevcut 60 milyon nü- fusu ile Fransız imparatorluğunun müdalaası pek mümkün olacağı hesap ediliyordu. Bugün de Av - rupa kıt'asında Fransanın maği biyetine rüğmen denizaşırı ülke- lerde bu müdafaanın başarılabile- | ceği ümidi beslenmektedir. Şimali ve garbi Alrika yerlileri dünyanın birinci derecede muha. rip insanları olmak, her türlü ror- huklara katlanmak itibarile pek mükemmel askerdir. Şarki Afri- kadaki Madagaskarda İngilizlerin cenubi Atrika domiayonuna yakın olması itibarile ehemmiyetli bir mevkidedir. İngiltere cenubi Af- rikayı ihmal edemiyecektir. Hu- Tâsa ne noktadan bakılsa İngilizler için Alrikada Fransızların elinde- Ki yerlerin bir gün başkalarına, yani İngiltereye düşman olanlara geçmemesi ekzem sayılacaktır, 1869 da Süveyş kanalımı Fransız mühendisinin becerdiği © zaman İngilizlerce İstihfaf c miş, lâkin kanalı ele geçirmek için hisse senetlerini satın almak Lond. raca hiç ihmal olunmamıştı. 1904 İngitiz - Fransız itilâfına gelinciye kadar her iki tarafın arasındaki başlıca ihtilâf hep Afrikadaki me- mafi için değil miydi?. 1900 de bir Fransız Amirali de donanmasının ni söndürerek bir gece larık boğazının istihkâm- ları önünden geçirmiş, bu suretle İngilizlere meydan okumak ist mişti. Fakat 9 de samimi itilâfın akdinden sonra artık iki taraf an- lasmış, Afrikada birbirlerinin me- nafiine ilişmiyeceklerini söylemiş. lerdi. O zamandanberi geçen 36 se- ne zarfında ise İngiltere ile Fran- lendi. Geçen harbi Almanyaya karşı beraber olarak yaptılar, Bu harbi de öylece nihayete ve zafere erdirmek istiyorlardı. Fakat Av- rupa kat'asında harbin talihi bu seler başka türlü göründü. Yalmız kalan İngiltere bundan sonru da sebatla mücadeleye devam etmek emelindedir. Fransa - İngiltere it. tifakına sadık olan Franşızlar da fenerleri: Cebel “müşterek gaye için çalışınak ve Avrupadaki Fransız teprağını da bir gün kurtarmak üzere İngiliz. lerle birleşmiş olduklarını söyle - mişlerdir. Fas, Cezair, Tunus, C- butli ve Madagaskar Fransızlarda- dir, Cebelüttarık, Malta, Kıbru, Zengibar İngilizlerin elindedir. Müsırlılarla da muahedeleri vardır. el_lıııı_ı da Libya ile Habişistanı geçirmiş bulunuyor. Yuvarlak bir hesapla bir buçuk de Mareşal Petenin muavini Laval dan bunu istemişi, Bütün vekayi gözönünden geçirilirken İngiliz - lerin harbe devam için kendilerin- ce lüzumlu sayılan harokâta kat- iyetle giriştikleri görülüyor. Vazan: Ali Kemal SUNMAN |Paraşüte dair konferans Eminönü Halkevinde paraşütçü. lüğe, havacılığ dair konferanslar veriliyor. Bu konferanslar, yurdun diğer köşelerinde de devam edi - yor. İstanbul büyük şehirdir. Biz temenni ediyoruz ki, Halkevleri salonlarında — paraşlitçülüğe dair konferanslar verilmekle iktifa e- lunmasın, şehrin, büyük ve umum! 'danlarında il ŞÜF Ü n ea ge ea Tukabil todbirler DiNEİ gözterli Ümit ederiz ki, hava kurumu, bu güsteriler için de önayak olur. BÜRHAN CEVAT , Meccani | talebeler Muhtelif okullara leyli meccani kız, erkek talebe alınmasına başlanıldı Muhtelif mekteplere leyli, mec- | Ücan! talebe alınmasına peyderpey| | başlanılmıştır. Ezcü, kâleti hesabına selirimizdeki meccani up talebe yurtlarına T5 talebe alınmaktadır. Müracaatlar 30 ylüle kadar doğrudan doğruya lete olacaktır. Bunların ter - Ve zaran yapılacaktır. Taliplerin pek iyi veya ivi derecede lise mezunu | | ve olgunluk imtihan: vermiş bu - Hunmaları, evli olmamaları, sağlam| olup, yaşlarının da 22 yi geçme - | miş olması icabetmoktedir. Diğer taraftan sehrimizdeki ne- bart ve Corumdaki — leyli kücük | sıhhat memurları mekteplerine de 18 - 20 yaş arasındaki orta mek- .tep mezunları alınmasına başla - nılmıştır. Yaşları 26 vı tecavüz edenler askerlikle (lişiklikleri kal- madlığı takdirde de alınmaktadır- lar. İstidalar 15 eylüle kadar Çorum “maktabi için Sıhhat Vekületine, İstanbul mektebi icin de şehri - miz sılhhat müdürlüğü vasıtasile mezkür okul müdürlüğüne gün - derilecek ve bunlara icabeden ev- rek da raptolunacaktır. ORTA OKUL VE LİSELERDE Askeri, disçi, eczacı, doktor ye- tistirmek üzere bu tmekteplere a- hmacak levli. meccani talebelerin şartları da tasradakilere bir kolağe Tik olmak üzere tekmil üdür- Jüklerine ve askerlik şubelerine bildirilmistir. Diğer taraftan örta mektep ve li-| selere ahnacak kız. erkek leyli ve, mectaftıl talebâler icin de buzün - lende emir bekleminekledir. Açık iş ve memuriyetler Gümrük ve İnhisarlar Vekâleti | yüksek mektep mezunları arasın- dan 2 eylülde imtihanla 2 mütet- tiş alacaktır. Afyonkarahisar mem- | leket — hastanesine bir ahçi aran- maktadır. Talipler mektupla hüs- nühal mazbatalarile birlikte mez- ikür hastana sertabinliğine müra- caat etmelidirler Devlet Denizyolları vapurlarına gemi doktorları alınacaktır. Posta, teleraf ve telefon umum müdürlüğü muhtelif sehir ve ka- sabalar merkezleri için en az orla mektep mezunu — olmak - şartile stajyerler almak icin veni bir im- tihan açmışlır. Bu yeni #etihanlar şehrimizde ve diğer vilâyet merkezlerindeki posta müdürlüklerinde 1 ağlustos perşembe günü saat 9 da yapıla caktır. Talip —olanlar şimdiden Babaeski belediyesinin 70 lira aylık ücretli elektrik memurluğu ve 20 Hira asli maaşlı rauhasebecili-| Bi münhakdir. Tütüncülerin toplantısı Türkiye Tütüncüler Birliğinin umumi heyet toplantısı 15 tem- muz pazartesi günü saat 1430 da | ticaret odası salonunda — yapıla - | caktır. Tuna memleketlerinin buğdayı Avrupada harp var, fakat mü- hartbe yöktu. Muharebesiz geven ayları sarfında Fransa ile ere Tuna — memleketlerinden | buğday satın almağa devam odi - yorlardı. Fransanın — yetiştirdiği buğday İngütereye gidiyor, onum | erine de Romanyadan buğday a- İmayordu. Bu süretle sene başında | 250 bin ton buğday alınmıstır. Di- | | ğer verlerden alınan buğday tabi | bu hesaptan hariçtir Avrupada mu- harebe,basladıktan — sonra ise bu alış verişin altüst olduğunu söyle-| meğde lüzum olmasa gerek. Şinayder fabrikası Dünyanın en meshur top fabri- kalarından biri de Şnayder'dir. Bu Habrika yalnız top silâh, tabanca ve mermi değil, lokomotif ve elek- trik ile işliyen makineler de ya - par. Fransızlar, Krözo fabrikası gibi bunu da, tahrio etmeden Alman - lara terkettiler. Almanlar, wzm menzilli sahiline yerleştirip İngiltereyi döv- meğe hazırlanıyorlar. İnglizler bir| bakımdan buna da kızmaktadırlar, | fabrikasının toplarını Manç| du. Vur abalıya ! Bizde, umumiyet itibarile, e- naf aleyhinde verilmiş hükümler, yerleşmiş yatılış kanaatler vardır. Öeselâ, cesnaf bünsaf, tekerle - mesi, yıllarca halk arasında yer. Teşmiş bir kanaatin ifadesidir. Her meslekte olduğu , gibi, şüphesiz, kanunun «küçük esnaf» diye isim- lendirdiği bu zümre vatandaşlar arasında da insaflısı var, insafsızı var.. Meselâ, ihtikâr mevzuuau ele alırken, gözümüzün önünde can - lanan ilk muhtekir tipi seyyar : Yakından biraz meşgul oldum. Bu vatandaşlar arasında hal ve vakti yerinde, müreffeh, gül gibi inip gidene ender tesadüf et- Ekserisi borçlu, harçlı, vere- siyeye malını kaptırmış, yardıma muhtaç halde, hattâ, bazısı, evini Keçindirmekten âciz bir vaziyette bulunuyor. Bu adamların hepsi çok kazan . salar, hepsi müthiş ihtikâr yapsa- Tar, herhalde zengin olurlar, ferah ve fuhur geçinirlerdi. Halbuki, vazivet hiç de öyle değil.. Esnaf için, büyük bir yürt açı- ması düşünülüyordu. Bu mevzu etrafında tahkikat yapan arkadaş- lardan öğrendiğime göre, şimdilik, böyle bir teşebbüs imkânsız... Çüm- kü, şehirde, et az 50 bin esnafın bu işle alâkadar olması lâzum imiş! Bizde mutavassıt denen ticaret tufeylisi çok olduğu için, küçük ve seyvar esnaf umumiyetle iyi ka- zanamıyor. Bir mal doksan dokuz el dolaşıyor, bittabi, bu daksan do- kuz kişi de uyngi mal üzerinden, biraz kazanmak ve geçinmek kay. gısına düşüyor. Bir mektup aldım. Bir kücük esnaf, esnaf cemiyetlerinin kendi- | lerine bir fayda temin etmediğin- den bahsediyor. Bu oluyucum hüsnüniyet sahibidir. Hüsnüniye - tini şöyle isbat ediyor: «— Cemiyete verdiğimiz aidatı, diyor, tayyare cemiyetine veya Kızılaya versek, daha faydalı bir iş yapmış - Samimi bir teklif. Bütün dava, şehir iktıtadiyatı - nan, bizde, henüz sadiyatı bünyesinden uzağız. RESAT FEYZİ Yeni vapur bileti alma yerleri 'venme yerleri değiştirilmiştir. cular Galatada liman hanı altında-| ki Denizyolları acentesindan, gü- altındaki gişelerden alacaklardır. Bnllarüz Tahvilât satışları Balkan devl t -rinin nüfusu Yunanistan: Nüfusu — 7,000,000, Mesahai sathiyesi: 130,000 kile - metre murabbar, Payıtahtı: Atina şehridir. Pire ile beraber nüfusu 1,000,000 dur. Bulgaristan: Nüfusu — 6,500,000. Mesahai sathiyesi: 1084000 kila - metre nüfusla Sofya. Romanya: Nüfusu — 20,000,000. Mesahai sathiyesi: 295.000 kilo « meüre mürabbar. Payıtahtı 800.000| nüfuşu ile Bükres. Yugoslavya: Nüfusu — 15,000,000 Mesahal sathiyesi: 243,000 kilb - metre murabbar, Payrtahtı: 240,000, nüfusile Belgrat. Orta çağda Fransa alırlardı. Derebeyleri arasında mücadele ekzik clmazdı. Birbirlerile döğü - rabbar, Payıtahtı: 300,000 Cemiyetlerin Islah edili lüzumlu birer teşekkül haline konmaları isteniyor | Sehrimizdeki esnaf cemiyetleri. nin bir çoğundan matlüp faydaın temin olunamadığı ve heyeti umu-| miye toplantlarında vadolunan iş- lerin sadece lâkırdıda kaldığı hak-| kında yapılan şikâyetler artmıştır.| Ezcümle iş bulma, işçi verme, muhtaç azalara — vardım etmek, kredi teminini kolaylaştırmak ve saire gibi esnafın en hayati hu - suzlarında bile bu camivetlerin is- tenilen alâka ve yardımı göster - medikleri tecssürle - söylermek - tedir. Yine bazı esnaf, Avrupa harbi başlangıcında muhtelit malzeme | fdatlarının şehrimizde bir takım Mmuhtekirler tarafından yükseltil- meğe başlanılması üzerine cemi yetlerinden; üsikârlâ alâküdar ol- mnalarını rica ettikleri halde maa- | Tesef bunun yapılmadığını, kundu- | racılar ve marangozlar cemiyeti ibi diğer bir iki cemiyet müstey na olmak üzere esnaf cemiyetleri heyeti idarelerinin nebiyasayı de- vamla tetkik ve ne de fiat teref- füü ile lâyıkile mesmil bulunma- dıklarını iddia ve beyan etmek - tedirler. BİR TÜRLÜ TAHAKKUK ETMİYEN GÜZEL | TASAVVURLAR Birçok esnaf da modern yurtlar,| fakir esnaf çocukları kamoı, kurs- lar açıkması pibi güzel tasavvur - ların vıllardır hâlâ tahakkuk et - mediğini işaret evlemektedirler, Bunlardan başka muhtelif ce - miyetler hakkında münferit dert- ler de şikâyetler arasında bulun- maktadır. Meselâ garsoların yüzde 10 ları işinin el'an — halledilememesi bir Barsonlar mektebi — acılamaması, is müracastlarında adres almakla iktifa olunması garsonlar cemiyeti, azalarının esas şikâyetleri arasında, bulunmaktadır. 'Tekmil esnafın cemiyetlerine var| zılmalarını temin etmek icin uğ- rasan alâkadarların bu münase - betle cemiyetlere de enerjik, faal bir hal verip onları lüzumlu bir teşekkül haline sokması ümitle beklenmektedir. -| Paçavracı ve kâğıtçı- lerin bir müracaatı Paçavracılar ve kırpıntı halin- de kâğıt alıp satanlar Ticaret Ve ikâletine bir müracsatta bulun - muşlardır. Bunlar, memleketimiz- den paçavra ve kırpıntı kâğıt ih- racatının menolunması üzerine İz- mt kâğıt fabrikasına kullanılmış kâğıt kırpıntısı ve paçavra sat - mak istediklerini fakat iptidaf madde olarak yalnız yeni kâğıt kırpıntisi — aldığını ve bu Sade Keyifiyet tetkik olunmaktadır. Avrupa Harbinin içinden ... | Japonya ile Fransa arasında Avrunada harp başlamadan ev- vel Fransa ile Janonvanın arsaın- daki alış veriş yolunda gidiyorda. Japonlar Fransız müstemlekele - | rirden mevaddı iptidalye alıyon. |lardı. Fransızlar da Japonların ç kardığı eşyayı. Fakat Japonların sür yen kıytmetinde imiş, Fransa- dan alınan mevaddı — iptidaiyein kıymeti daha azdır. 41 milyon kü- #uür yen. Fakat Avrupüda harp çık- | tıktan sonra Fransa artık Japon- yaya mevaadı iptidaiye — veremi- yecetini cükü kendi harp sanayli için buna ihtyacı olduğunu bikdir- mişti. Japonyanın mevaddı ipti - daye aklığı bir memleket de Hindi çinidir. Japonların şimdiki vazi - *' yetten islilade ile Hindiçiniyi ele gecrmek istemesi karşsında bu de lüşünülmektedir. | Hinin âşikane sözlerle üzerine atı- ihracatı daha coktu. 68 miİiyon kü-| tek Ankaraya gitmiştir. vE MAHKEMELER Yolda gördüğü kadını çok beğenen Ali! Asliye 8 inci ceza mahkeme - sinde dün öğleden sonra garip bir | sarhoşluk bâdisesinin muhake - mesi yapılmıştır. ı Davanın suçlusu Ali izminde bir kunduracıdır. Atikalipaşada Medrese sokağın- da 23 numaralı evde oturan Ali evvelki gece müteaddit yerlerde bir hayli içerek sarhoş olmuş ve cebine 1 şişe de 35 lik rakı koya- rak evine gitmek üzere vala dü zülmüştür. z Üstüste içtiği karışık rakıların tesirile kafası dönen Alibir aralık caddede Meryam adında bir kadı- na tesadüf edip beğenmiş ve bu tesadülle bersber evine git- meyi de unutarak Meryemin pe. şine düşmüştür. Biraz sonra Meryem Atikalipaşa civarında oturduğu eve varmış; Ali de arkasından yavaşça dalıp ken- di ikametgâhına giriyormuş gibi sokak kapısını da içeriden kilitle- miştir. Sarhoş kunduracı birkaç saniye içinde cereyan eden bu hâdiseyi mütcakip hermen Meryemin üzeri- ne atılmış ve onâ tecavüz etmek istemiştir. Kapının kilidinin sürül- mesi gürültüsile işin farkına va- tan ve eve bit yabancı adamın gir- | ü sezen Meryem İlk bakışta nu bir hırsız zannetmişse de A. masile kötü niyetini anlıyarak büs- bütün korkmuş ye feryada baş- lamıştır. Kadının çığlıklarını işiten komn- sular biraz sonra yetişmişler ve sarhoş mütecavizi yakalamışlar « dir. Ali derhal polise verilmiş ve 0 raedan da müddelumumiliğe tevdi | olunmuştur. Müddelumumilik hâdiseyi nö. betçi cürmümeşhut mahkomesi o- lan asliye 8 inçj mahkemesine seve| ketmiştir. Suçlu küunduracı mahkemede hâdiseyi tevil etmiş ve; «— Ben Meryemi uzun zaman- danberi tanıyor ve sevişiyorum. tekrar barışmamızı risg ettim, ÖO da kabül etti. Beraber evine gittik. “Yöksü ben Habersizce içeri girmiş ve ona tecavüz etmiş değilim!» de- miştir. Meryem ise vak'anın kat'iyyen bu şekilde cereyan etmediğini ve esasen Aliyi de hiç tanımadığını söylemiştir. Dinlenen 6 komşu şahit de Mer- yemin kendi halinde yaşıyan na. Anuslu bir dul kadın olduğunu ve Aklyi tanımasına imkân bulun - madığını beyan etmişlerdir. Neticede sarhoş kunduracı 6 ay hapse mahküm edilip hemen tev- kif olunmuştur. B n Tek talibi çıkmıyan bugünkü memuriyet imtihanı ! Posta, telgraf ve telefon müdür-| lüğü tarafından — yüksek mektep gezunları arasından — imtihanla memuür alınması kararlaştırılmıştı.| Fakat bu maksatla bugün yapıl - ması icabeden imtihana tek bir ta-| libin bile cıkmadığı hayretle gö- rülmüştür. Bunun üzerine yeniden bir im - tihan açılması kararlaştırılmıştır. 2 inci imtihan ağustosun 8 inci gü- nü yapılacaktır. Bu sabahkialtın fiatları Geçen hafta şehrimizde 23 lira S0 kuruş ölan altın fiatları tenez- zül istidadındadır. Ve fiatlar bu sabah da 22 lira 22 kuruştan yu - karı yükselmemistir. İKÜÇÜKHABERLER ** Maliye Vekili Fuat Ağralı dün akşam Pendikten trene bine- * İstanbul, Trakya ve Mahma- radaki tekmil boş ve müsait ara. zinin ekilip köylünün lazla ziraat yapması kararlaştırılmıştır. * Bu yil nafıa fen mektebin - gençler İstanbal yunda hafifçe çarpışmışlardır. N: fusça zaylat olmamış, birkaç kişi | gürlerdi. Derebeyleri, pek küçük | Tiye ve Adalar iskelelerinin y Te Si Hmeeei. bi yatüe | K gu z kt ürbecle ziyafetler, aölenceler tettip edan | rer srodera gamaml Tei yaelera lor; sabahlara kadar yerler, içer - | Beşiktaş dans ederlerdi. AeniL l | tasındaki taahhüdünden DA el RRA) Kimin donanması Yazan: AHMET ŞÜKRÜ ESMER Geçen gün dünya, 1939 har- binin en feci sahnesine sahit ol- muştur: Harp, on uy kadar evvel başladığı zaman, bu müthiş dra. mıin içinde böyle bir suhnenin de gizli olduğuna kimse ihtimal ve- remezdi. On aydanberi Almanya- ya karşı müşterek gaye uğrunda yanyana döğüşmüş olan deniz kuw vetleri çarpışmışlardır. Fransa ayrı mütareke imzala - mayı düşündüğünü İngiltereye bil- dirince, İngilizler, donanmanın bir İngiliz Timanına ü Mifak ayrı mütareke İmzalamamak nok- meğe hazır olduklarını bi 'Tansızlar belki buna razı olacak- lardı. Fakat donanmalarını il tereye toslim etseler, Almanya ile anlaşamıyacaklardı. Almanya ile anlaşmak ve İngiltere lâla düşmek şıklarından birini tercih vaziyetinde kalan Fransa, donan- mavı Alınanyaya teslim ederek İn- viliz husumetini üzerine celbet - meyi göze almıştır. Gerçi mütare- ke şartlarına göre donanma doğ. rudan doğruya Almanyaya teslim edilmiyor ve Alı göstere- cekleri bir Fransız llmanına geti- rilerek orada Alman, İlalyan zabil> lerinin murakabesi altında silâh- tan tecrit edilecekti. Fakat müta- rekeye bu kaydı yazanlar, bhir şeyâ görmemişler ve yahut da görmez Kibi davranmışlardır: İngilterenim Almanyaya itimadı yoktur. Esa- sen bu herbi doğuran âmil de iti. matsızlıktır. Binaenaleyh l re ilk gündenberi mütarekeni nanma hakkındaki hükümlerini, bu gemileri ellerine geçirmek içim Almanlar iarafından tertip edil - miş hile telâkki etmişlerdir ve ge- milerin Alman eline düşmemesi i- çin her şeyi yapmayı göze almış- hkardır. Fransız a hkahsediliyor. Hakikatte Fransız donanması, mütarekenin imzalan. dığı gündea itibaren Fransaya ait olmaktan çıkmıştır, İngiltere ile Almanya arasında bir mücadela mevzuu olmuştur. Mücadele üç şe kilde nihayetlenebilirdi: 1— İngilizlerin ellerine geçerdi. 2— Almanların ellerine geçerdi. 3$— Batırılır ve yahut da Ameri- ka vibi bitaraf bir devletin lima- nına iltica ederek, harbin sonuna kadar orada kalırdı. Esasen de- nanma bir defa Amerikaya iltica edince, gemileri silâhlarından tec- rit ederek harbin sonuna kadar muhafaza etmek Amerika için bir. vazile halini alacaktı. Takip edilecek en mantıki yol, donanmayı Anierikaya gönder - mekti ve İngilizler de busu teklif ettiler. Fakat Peten hükümeti, do. nanmayı Almanyaya teslim et « mekte ısrar ettiğinden, İngilizler, ellerine geçirebildikleri gemileri l : a gemileri de tahrip ettiler. İngilizler için başka türlü hareket etmek silâh, t sız gemileri Almanyaya geçtiği ve İtalyan donanmasile birleştiği tak- dirde İngilterenin mevcudiyei 'tehlikeye düşebilirdi. Gerçi mü, tareke ahkâmı, Almanyayı gemi- leri kullanınaktan 'or, Fa- kat bu taahhütle bağlı kalmak is- temezse, Almanyayı buna riayete kim icbar edecek?. Eğer Almanya, hakikaten, donanmasına bilâhare kullanmak piyetinde ol- masaydı, gemilerin keudilerine tes Kimini İstemez, onları ya bulun- dukları limanda enterne ettirir, ya bitaraf bir limana gitmelerini ta. lep eder, yahut da oldukları yerde bat isterdi. Almanla - Tın donanmanın kendilerine tesli- mini istemeleri, İngilizleri hakkile güpbelendirmiş ve bu harekete tex vessül etmelerine sebep olmuştur. Cezayir sahillerindeki deniz mu- harebesi, bir İngiliz - Fransz mu- harcbesi değil, İugiliz . Alman mü- — cadelesinin bir safhasından ibaret tir. Gemiler, mütarekenim imza e- dildiği günden itibaren Fransaya ait olmaktan çıkmışlardı. Oran li- manında İngilizlerle kahramanca çarpışan Fransız amirali, mülki- yeti başkalarına geçen gemileri, sahiplerine teslim etmeğe memur- du ve bu boğuşma içinde akan Frunsız kanı da Fransa için değil, Almanya için akmışlır, Milli piyankoda kazananlar