Şu dünya ne garibtir. Iki aç ae- ne evvel, Ispanya dahili harbi sı- rasında, yüz binlerce İspanyol mül- Simdi de göfüyaruz ki, kafile kas file Pransız mültecileri İspanyaya akın ediyor, Framsızlar o zaman, İspanyolla» ra iyi bakmışlar ,sıhhatlerine, gi- dalarına dikkat etmişlerdi. Şimdi gra İsbanyollarda... Onların da, bu sefer, ayni dikkat ve itina ile Fransızlara bakınası lâzım gelir. Medeniyet dünyasında, yeni harp| insanları âdeta köşekapmaca oyu- nuna çıkardı. Acaba, bu oyun da- ha ne kadar devam edecek?, DÜNYA, BU, BELLİ OLMAZ.. Bupdan evvelki Fransiz kabine- sinde harbiye müsteşarı olan Ge, neral Gol Londraya gitmiş, ora- dan, radyo ile bir nutuk söyliye- rek Pransız kuvvetlerini İngilte- reye davet etmiş, yeni bir ordu kuracağ'ını söylemişti. Şimdi, Bor- deaux'da budunan Fransız hükü- meti, işgüzar generali geri ça- ğiriyor ve onun sözlerinin, Fran. sız hükümeti namına söylenme - miş olduğunu ifade ediyar. Hakikaten bu generalin yaptığı iş de tuhaf!. Böyle felâketli günlerde, bütün aklı erenler birlik olmalı! ne ya- pılacaksa beraber yapılmalıdır. ün bir tarafa çekmesi, kuv- veti daha beter dağıtmaz am?. Yoksa, bu general, aklı sıra, ko- lavca kahraman kesilmek ve dev- let kurmak mi istiyor?. Dünya gu, belli olmaz.. NEDEN BÖYLE ACABA?, e, mekteplere nazar değ- Orta mekteplerdeki * derecesinin düşük Liselerde olğunluk imtihanına başlandı Lise bitirme imtihanlarında mu- vaflak olarak üniversileye ve ya- hut yüksek mekteplere girmek is- tiyen talebenin olgunluk imtihan- larına bu sabahtan itibaren başla- nılyüştır. Bugün ilk defa türkçe grupu - nun tahşiri olarak imtihanı yapıl- miştir. Vekâletten gönderilmiş olan im. tihan sualleri Galatasaray, Pertev- niyat, Kabataş, Haydarpaşa, Eren- köy ve İstanbul kız liselerinde top- lanan talebenin ve Maarif Vekâ - leti umum müfetiğşlerinin önün- de açılmış ve talebe hemen cevap venmeğe başlamıştır. Bu yıl lise bitirme imtihanla - rında muvaffak olan talebenin sa. yısı pek az olduğundan bugünkü imtihanlara da mahdut miktarda talebe girmiştir. Bu imtihanlar 28 haziranda bit- miş olacaktır. - Tp Bulgar talebesinin üniversitemize rağbeti Şehrimiz üniversitesi disci ve ızarı fakültesine 150 kız ve erkek talebe devam etmektedir. Bunların| arasında cnebiler de bulummakta Yazan: İskender F. SERTELLİ — Elinizde böyle bir servet işa- Teti görünmüyor da. — Evet. Bu da doğru. Kaybolan gerdanlığı ben alnımın terile ka- zanmış değilim. Bana onu büyük babam hediye vermişti, Ne yazık ki, vek az kullanabildim. — Hâlk bulamadınız mı, küçük hanım? — Hayır. Polis ufraşıyor amma ben bu iş İçin tevkil edilenleri SUÇSUZ. samıYOCUM. — O 'hakde kimdea şüpheleni - yınazın bulunduğunu ha - riniz de boş yere uğraşma. ebahat: — Hakkın var, dedi, fakat'ben bunu vapamam. Annem, hakiki olduğunu anlamakta *ahmin edersin! özerinize alacak kadar cocuk de- ilsiniz!. : — Sen bu mesele üzerinde ne « SÜTE SU KARIŞTIRMAK | rıyorlar, Fakir sütcüler de rekabet VAPURLARIN *|HİRSİZ KiM? — EnDE rıf.pJİ_J ikan, şimdi de, ha çıktı. düğü söylenip di liselerin işi meyd Bir kazete VAT S Rilik e (dolandırmaya - yeltenen- ıf geçmiş!. Bu netice, cokyflha... Acaba, se- bebi ne olsa gel Codüklar mi | çalışmıyor, mudlllriler mi öğret- miyor, kitaplar mı fena, program- lar mı?. Tedrisat şartları, mektep | binaları, smıf mevcutları ve saire ve sajre... Elbette bir sebebi veya birçok sebebi vardır. Yoksa, yeniden bir maarif şü- rası daha mı toplamalı?, Sütçülerin belediyeye yaptıkla- 1 garin bir müracaat var: — Efendim, demişler, süte narh koyunuz, çünkü, zengin ve büyük | mandıralar ucuta satarak flat kı. mecburiyeti dolayısile süte su ka- tıyorlar..Su katılmasının önüne #eçmek isterseniz, narh koyunuz. Yaptıkları hileyi bu kadar sa - mimi ve açık bir lisanla söyliyen başka esnaf gördünüz mü?, Belediyenin yerinde ben olsam, sütçüler cemiyetine bir madalya veririm. BOYASI Geçen kış karaya oturan ve ar- tik'işe yaramaz diye ümit dahi ke- silen şu meşhur Tırhan vapuru ta- mir oldu ve eskisinden daha sağ- lam halde meydana çıktı. Turhan evvelce beyaz boyalı iken, şimdi | r siyaha boyanıyormuş! Bu, neden | acaba?. Başından kaza geçti de, matem alâmeti olsun, ölye mi?. «rada tabil şu EBtcüsk vapuru da siyaha boyana. gaktır. Zavallı, © talihsizin de e- peyce macerası var. Bütün kış beyazlar giyinmi lan vapurlar, demek, yazın bürünecek?, AHMET RAUF IKUÇUKHAB RLER' Şehrimizdeki canavar düdük- | lerinin öttürülmesi tecrübesi salı Rünü sabâhleyin saat 11 de yapıla- caktır. * Büyükderede bulundn birkaç Fransız gemisi dünden itibaren İn- | Kiliz bayrağı çekmişlerdir. Dim: reisliği bu keyliyetlen haberdar olunmamışlır. ' 4 Elazığda geçenlerde herkesi alâkadar eden bir hâdise olmuş ve doktor Kâzım isminde birisi manevi kızının bikrini izale edip hümile bıraktıktan sonra zavallı Kızcağızı morfinle âtıl bir hale ge- tirip Murat suyuna atarak boğ . muştu. Elâzığ ağırceza mah doktor Kâzımla — vak'ada işti. len karısını 30 yıl ağır haşıse mahküm etmiştir. Karlar teşkil etmekter kız ve erkek talebeler üniversite- mize her yil daha arlar bet göstermektedirler, Yeni ders yılında fakülteye ya- zılmak üzere simdiden Bulgaris - tandan 3 kız ve 2 erkek talebe mü- rataat etmiştir. ' Tak ve mizcerü remann 43 den duruyorsun? Elimde başka birşev görüyorsan, bana haber ver. Hususi islerime müdahaleve hak- kın yoktur. — Estağfirullah, kanımefendi! Size acıdım da. Kusuruma bak - Ben de bağrı yanıklardan Servetim, Mmemleketim, ailem, herseyim kayboldu. Butun acısını ben bilirim. Nobahat elini çekti... Cebinden yirmi bes kuruş çıkordı: — Alınız... yabik — Teşekkür ederim. * Faltı fazla birşey söylemedi Babçeden çıkıp gitti. Nebâabt kendi kendine mırıkdar mıydı —e gario adam! Birçok şeyler Böyledi.. Bazılarında çok isabetler var. Fakst, ben onun gibi, hiç de imle hayatımı kaza - imiz, dükkânlarımız da yar. - Söylenerek bir ağacın dibine kadaryürüdür? » h-ı-- b LÜ birisi bana: «Sen 1 misip? Kırk bin lira kıyme- tindeki gerdanlığın çalındı da, ne- | den kederlenmiyorsun?. diyecek olsa, na cevap vereceğim. Düşünüyordu., ler yakalanıyor Şehirimizde . bazı açıkgözlerin- sövli musan sığınak yaptırma mecburiyetin - den istifade ederek halkımızi landırmağa kulkıştıkları görül - müştür. Ezcümle bazı kimselecin €v ve aparlımanlara giderek: «— Biz sığınak inşa toşkilâti - na (!) mensubuz. Sizin evinize si- ınak yapacağız!.. diye yüksek pa- ta almağa teşebbüs ettikleri, av- rıca yine birkaç kişinin de aynl suz retle sıhhi ecza, ilk yardım leva- zımatı satmağa yeltendikleri ha- ber alınmıştır. Kadıköy ve Moda semtinde de pasif korunma kitaplarını meçburi | | imiş gübi yöksek fiatla ev sahip - lerine satmağa kalkışan birisi ya- kalanmıştır. Emniyet müdürlüğü sahtekârlhklara ve halkımızı do « İandırmak istiyenlere - kat'iyyen meydan birakılaması için icap e- Gden emirleri vermiştir. Halkımızın bu kabil ahvalde be. Mhön en yaktın olisö müracaatları icap etmektedir. Tahririnufusda 30 ton evrak 20 teşrinievvelde şehrimizde ve memleketimizin her tarafında ya- pılacak olan umumt tahriri nüfus ile şehrimizdeki nüme- 'eti ekser semtlerde ik- olunmuştur. Bu hususta ay - şında her tara umumi bir kanıtrol vapılacaktır. ftan yeni sayım tali- y iteye , İstatistik U. Müdürü Celâl Aybarın beyanatına göre sa- a evrakının da tab'ina başla . Yılmıştır ve tekmil memleket nü- fusunun yazılacağı bu evrakın a- Bırlığ: 30 ton tutmaktadır. ea Elc'er ve sıhhat memurları 'Tekmil belediye ve kusust idare- lerde çalışan sıhhat memurları ile ebelerin barem kanunu şümulüne alınmaları kararlaştırılmıştır. Akan sular durur Florya plâğları hâlâ açılamadı. 20 zün sonra, ancak halka açıla- bilirmiş. Buradaki kabineler, sair tesisat da kismen / harap olmuş. Çünkü, geçen yıldanberi sahipsiz kalmış, Kumlar da pismiş, Temiz - lenmek Tazımmış. — Hulüsa, daha bir sitrü formaliteden dolayı, Flor- ya plâjları bir müddet daha hal- kın istifedesine arzedilemiyor. Şu veya bu sebepten, her ne olursa olsun, biz, bu hâdisede, bu işle alâkadar olanların esbabı mu. çihesine biz asla kulak asmıyoruz. Florya plâjlarının benüz açı - lamamasının ve daha bir müddet açılamıyacağının bir tek sebebi lt vardır: l. BÜRHMAN CEVAT Dalgındı.. Müteredditti. Birdenbire bahçe kapısı çalındı. Nebahat uzaktan kapıya baktı.. — A... Ne iyi tesadüf! Yıldırım Cemal Bey geliyor. ç Diyerek, parmaklığa doğru koş- : — Buyurunuz Cemal Bey.. Bu- yurunuz... * Polis hafiyesinin bir hilesi — Dündenberi sizi görmeğe ge- Yöcektim. harirmefendi! Valideniz evde yokdar mi? — Komşulardan birine gitmiş..” Neredevse gelir. Gerdanlığım hâlâ bulunmadı, değil mi?. — Bulamadık. Maalesel, bul . zmuş #ibiyiz. Birçok izler üzerinde yürüyoruz. — O halde mühendis Sadi Bev bakkındaki tevkil kararı, kat'i ve müsbet bir delile müstenit değil. Böyle olsaydı, bırsızın Sadi oldu. gunu kat'iy — Bunu ancak mahkeme tayin edebilir, hanımetendi! Biz, hiç kimseye «sen bırsızsın!» diyeme- yiz. Elimizdeki emareleri, delilleri adliveve verdik. İş artık bizdi çıkmış gididir. — © halde ziyaretinizin sebebi nedir?, — Bir süpheyi izale etmek, bir noktayı aydınlatmak — istiyorum. Fakat.. Nebahat dikkatle laharri komi- serinin yüzüne baktı: (Devamı var) bu kabil | 'do. | öyle titriyordu ki, sanırsınız, ağ- | iddia edebilirdiniz. | | Peansa, hic mi, anima hiç hazır- Zevk ve sefa İhliyar, 83 lik Fransız Mareşali Petain, Fransanın neden mağlüp olduğunu anlatan, hazin bir nutuk Bordeaux radyosunda ko- i muzaffer askerin sesi Tamaktadır. Fetainin sözleri umumi bir çer- çeve ile kucaklanırsa iyi değildi. Fakat, bir takım hakikatleri fade 'eden çok doğru, çok yerinde öyle eümleleri de vardı ki, bir harika idi, Zaten, © cümleleri, Petainden başka bir Fransız devlet adamı, he- le bir politikacı söyliyemezdi. Çün- kü, ihtivar askerin söylediği bu cümleler. çırıl çıplak hakikat ve zehir zemberek acı idi, Poğüin, güyle diyor: Zaferdenberi, vekise di Az hizmet edilmiş, fakat, çok ta Gayret esir- felâket ge- Bü bâleti rahiye içinde olan amıştır. Yine Petainin itiraf i gibi, nsa, bu harbe, 1944 rhinden dâha küçük bir ordu, daha a7 şilâh, daha fema teçhizat | ve daha az hazırlıkla girmiştir. — | Bu şartlar altında, bittabi zaler beklenemezdi. » Nitekim, Pransız ordusu da mağlüp oldu. yar Fransız Mareşalinin ü- assa durduğu fedakâr- Uzun şülh yıltarında, 1218 zaferinin sarhoşluğile, Fran. sızlar, yalnız zevkiselayı düşün- e, rahatlarını, koenforlarını, para kazanmasını - hesaplamışlar, memlekel için fedakârlık ve lera- gat hislerini gittikçe kaybetinişler- dir. Fransız kadınları, cocuk do - hatını, hiçbir şeye feda etmemişti: Tatlı ve çılgın bir ömür süren Fran-, sız cemiyeli, nihayet bu barple Vargı Karşiya gelinbü aahere öta | cak sağlam bünyeli çok az genç | upların hırs ve politikala- takım menfaat ve iş züm- relerinin gayelerine âlet olmuş, milli müdafaa için kâfi tahsisat ve- Tilmemiş, esirgenmiştir. Bu kıskançlığa mukabil, Fransa- da, herkes şahsi servet sahibi ol- mak, çok para kazanıp, binbir ge- ğu gibi, zevki çe masallarında olduğu sefa, eğlençe ve ihlişam içinde ya. Bu Ninle bir eei | dünyanın en muazzam harbini ka- | zamabilmesi, bittabi mümkün de- Fransız bahriyesinin ruhu Eğer Fransa ikinci derecede bir deviet mevkiine innek istemiyorsu bunu eski an'anesine riayet ederek nesillerdenberi asker yetiştiren - ve en ağır fedakarlık . iecen kalesinde Fransız Amirali Durand Vicl söylüyordu. Bilhassa deniz zabili- yetiştirmek için Fransada uzün uzadı- riyesinin ruhunu izah ediyordu. Bugün karada, adet ve vesail kar- şommda mağlür kabul ile düsmanından sulh istiyen Fran- sanın her türlü kahramanlığı gös- hazır bir ruha, en mü . kemmel vesaiti kullawacak xekâ ve marilete malik bir de donan - ması vardır. İşte bu donanma bu- gün mağlübiyeti kabul - etmiyor Fransız — balıriyelisine — mağ- lübiyeli kabul etmek ağır oldu. igu kadar da imkânsız sayılmak - tadır, İki şebepten dolayı: Evvelâ Fransanın — denizaşırı " yerlerde, Bahrimubitlerin ötesinde sahip ol. duğu yerlorin güzelliği, büyük - Tüğü, serveti ve daha pek çok sa- a değer kıymeti ile gözünü- e getirilince © yerlerin kolay ko: day birakılır gibi - olmadıklarını Fransre Bahriyelisi cok iyi anla- mıştır. Çünkü bütün © yerleri gi- dip görmüştür, sevmiştir. O yer. deri, Fransaya temin eden de de- miz kuvvetidir. Onun için Fransız bahrivelisi Pransız deniz kuvve- tinin ne suretle olursa olsun işe yaramıyarak nihavet düşmana teslim olabilmesini havsalasına sığdıramıyacaktır. İkinci sebep deniz hayatının da- a müşkülâtla, mücadele ile geç- mesi, bir harp gemisinin içindeki- lerden, derece derece her gün ar- tan büyük birer gayret ve faali. yet istemesidir ki her bahriyeliyi azami surette fedakâr bir ruh ile yetiştirmektedir. Gayret, fedakâr. hk deniz hayatının değişmiyen bir kanumudur. Onun için Framsız bahriyelisi de | ; lardan bir |O muşlarsa bunun - üzerine azami İvarı, Boğazict Üsküdar, Adalar, Ye pirinç kâri Bu sabahtan itibaren kahve, limon gibi bun- lar da resmi kâr nisbetlerile satılıyor Şehrimiz fiat murakabe komis - yonunun kahve ve limon fiatları- ha narh koyacağını dün yazmıştık. 'Dün öğleden sonra Ticaret Vekili Nazmi Tonçuoğlunun reisli, toplanan flat murakabe komiayo- nu bu fiatları şu şekilde tesbil et. miştir. | Bu sabahtan itibaren çiğ kahve yarı toptancı (zahireciler) de ki- Tosu 145 kuruşa, tekmil peraken « decilerde 155 kuruşa, kavrulmuş kahve de perakende olarak her yerde 190 kuruşa satılacaktır. 420 adet liman bulunan sandık- & İmon 100 paraya ve 400 adet limon bulunan sandık- Jardan da tek limon BÜ paradan Yazlaya Sat lattıyataktır. Dider taraftari kemnisyor. berafen- deci ve toptancıların kâr nisbetle- rini de şu suretle kararlaşlırmış. ıi Zeytinyağı toptancıları zeytin- yağının kilosunu kaç Kifuşa al - $ 5 kâr koyarak satabilecekler - dir. Perakendeciler ise toptancı ve ya yarı toptancıdan zeytinyağını aldıkları fiatın kilo başı Özerine azaml 9o 10 kâr ilâve edip satabi- iecel r. Ayni süretle sadeyağlara top - tancılar ©© 5, yarı toptancılar 96 Ö, ü ler Ve 14 f.ılbnndlını.w 1 toptarcılar Ço 5, pe- rakendediler 9t 15, pirince toptancı ve yarı toptancılar 96 , peraken- deciler $6 10 - 12 zam Vapabile - | dir. U SABAN KONTROLLARA BAŞLANDI Kadıköy, Kartal, Pendik ve ci- dikule, Bakırköy civarı #ibi uzak yerlerdeki bakkallar ve perakena decilerin nakliye masrafı çak ola- cağından bunlar 96 10 kür yerine $» 12 kâr alabileceklerdir. Bu resmi fiatlar bu sabalı tek - mil kaymakamlıklara bildirilmiş olduğundan hiçbir sat:cı vukarı - daki kâr nisbetini tecavüz odemi- yecektir. Memurlar hemen kont- Tola geçip her satıcıdan malı kaça aldıklarını gösterir faturalar so- racaklar ve faturada yazılı olan fiatına perakende satıcı yukarıdakt nisbetlerden fazla kâr zammedip yüksek fiatla satiş va. pıyarsa derhal milli korunma ka- nununa göre müddeiumumiliğe verilip tevkif olunacaklardır. | bugün ve yarın kendisinden nasıl bir gayret, ne büyük bir fedakâr- lık istenirse istensin bunun aza- mi derecesini göstermek mevkiin- 938 sonbaharı Avrupada büyü malüm yayı e- le ı'ı-drîl:ı bu bubran Avrupanın | €n büyük meselesi olmuştu. — Ne | olursa olsum Almanlara mukavemet etmek taraftarları ile ne olursa olsun. sulbu 'a Setmek İstiyenler her yerde göze çarpıyordu. Fransada da parlâmento ve matbuat saha- larında bu münakasalar olurken 938 sonbaharında Fransada mem- leketin mukadderatını idare mev- kiinde bulunan devlet adamları sulhu muhafaza etmek istiyenlerle beraber olarak malüm Blinih an- laşmasına gitmişlerdi, Onlar o za. man sulbm kurtarmakla vazilele - rini yapmışlar, çünkü hal ve vazi- yete herkesten ziyade vükıf bu - Junmak, her gün her yerden türlü malümat aimak mevkiinde olduk- ları için karar verirken de herkes- ten ziyade salâhiyet sahibi bulu - nuyorlardı -— Fransız Amiralinin bundan on beş ay evvel neşrettiği o yazıyı bu- gün tekrar okurken Fransız bah- riyesinin şimdi nasıl çetin bir işe #irişmeğe hazırlandıtını daha bü. Yük bir isabetle tahmin edilebilir. Çekosloyakya bubramı esnasında 938 sonboharımnda Fransanın dev- let adamları Almanyaya karşı mu- kavemet yoluna değil, sullhu kur- tarmak cihetine gitmişlerdi. Bu - gün de Fransanın mes'ul devlet a- damları halin icapları, zaruretleri kurşısımda düşmanla şeref ve hay- | siyet, hakkaniyet dairesinde bir | sulha varmak için calışıyorlar. Bu onların vazifesidir. Fukat Fransız milletinin ruhu ölmüş değildir. ALİ KEMAL SUNMAN z Yağ,sabun|rorLis |7 MAHKEMELER “Kocamdan niçin ayrılmak istiyorum?,, Aslive 6 incı hukuk mahkeme - sinin kapısından omuzları - gizli gizli sarsılarak çıkan genc, güzel bir kadın mülereddit yabı Na zarlarla bir müddet etrafı süzdük- ten sonra, ağır ağır ileridekl boş sıraya verleşti. Ve sonra mahzun durgün bir tavırla düşünmeğe baş- | Tadı, İşteo vakit herkes gibi bende de uyanan büyük merakı yenmek, bu kadar güzel ve genç bir kadımın nasıl olup da bu yaşta evini dağıt- mak istediğini öğrenmek için ya- nına oturup ehbaplık etmem ara- mızda bir tanışmıya ve nihayet Oonun mücsgjr macerasını öğrenme- ie vesile verdi: «— İnsanın mazisini ve orada yaşanan hazin yılları bit yaban « Cının önüneaçması biç de kolay değil. Fakat bijr ibret olsun, ham- cinslerim duysun diye kısaca an- latayım bu boş gönül masalını size..! vrak bir akraba sonra bir gün evlendiriklim, Ha - jyatta yavvalnız, tesellisiz yaşadı - Bim icin bütün sevinelm, Bevgim, bel m bu izdivaçtı. man: «— Bir kocam, bir ğ O bana her şe- eçm mahzun benliği- liğkmi urütturacak, onu kadar severek beraber tf» diye kendi kendime rarak avunur, kim. n garipliğini bu se avutlr « dum. isız, bululsuz yaşı Ne büyük yanlışlık!, Evlendikten sanra ilk altı ayda çok mes'at oldum. Fakat onu taki- ben her şey değişti. O eskiden her akşam evine munlazaman gelen ve şen sesile yuvamızı neş'eye bo- cağımı n Ban adam artık ihmalkâr bir köca olmağa başlamıştı. Aradan kısa bir zamean daha ge büzbütün an- ladlım ki «O» kalbinden çok, İ ni dinliyen bir erkekti. Evliliği - mizin tatlı saadeti onun için altı ayda gelip geçmiş o hayattan a. Tacağını almış bir İnsan tokluğu ile tekrar mühendislik işine, hem de dışarıdaki eğlencesine dalmışlı!. Halbuki ben daha henüz pek genç vaşta ve kelimenin bütün manasile arzu, emel, ümitle tutu- şan bir kadındım. Her kadın ya - :'ı:'!uk. gezmek, sevmek, sevilmek leri Yar: deyince kocamın ak- lına bir sürü âletlerin, karışık he- sapların arasına gömülüm krokiler, notlar icinde yuvarlanmak, türlü türlü rivari meseleleri birbiri pe - gine sıralamak ve sonra da ak - şamları arkadaşlarile dışarıda eğ. lenmek geliyordu!. Halbuki benim için yaşamak; herşeyden evvel yanıbaşımda, her an için bir hayat arkadaşı bulun- mak, önün müşfik çevresinde baş- baüça saf, kavınsız bütün bir ömür geçirmek demekti. Fakat bu düşünceme — rağmen ine herşeye: «— Kaderim bövle imilşt Diyerek boyun eğiyor, koca - mun evini, beni unutup sık sık dı- şarıda kalmasına sessiz bir tevek- külle razı oluyordum!. Artık zaman geçtikçe o evden büsbütün uzaklaşıyor, gecelerini bana, karısına değil, büsbütün iş- lerine, arkadaşlarına ve gieli zevk. lerine veriyordu. Onun gelmediği geçeler bomboş kalan yerine bakarak için için ağ- lardım. Böylece her gece yastık- larımı, vorganlarımı - dişlerimle didikler, göğsümü parçalar ve: «— Yıllarca beklediğim, ruhu- mun özlediği erkek, yaradılışımın eşi bu mu?, derdim, Bu hayat elbbette böyle sürüp gi- demezdi Bir gün onun; Beyoğlunun ca âdi bir kadınına ve bütün herşoyi, vücut güzelliğinden ibaret bulu - nan bir artiste kalbini ve sonra servetini. kaptırdığını işittim. Ar- tık bu son darbe ve çektiğim acı be-, ni hayaf soğutacak kadar kuv- yetlendirmişti. Hemen evden kaç: tım ve doğruca ı;nlm:& için mahe kemeve geldim. Ne yapalım, bana hayatta, izdivacta mes'ut olmak mükadder değilmisi, HALÜK CEMAL SrRmReTİĞirr SN Edirne yolunda feci bir kaza Cortadan bildirildiğine göre Ye- mnibaölar mevkiinde feci bir otomo- bil kazası olmuştur: Şoför Muharremin idaresindeki kamyon İstanbul - Edirne asfalt yolundan geçerken devrilmiş ve yolçulardan bir kişi ölmüş, üç kişi | hükümetlerin üstünden M de yaralanmıştır. DİŞ POLİTİKA N Fransız donanm: etrafında pazar ; Yazan: AMMET ŞÜKRÜ E Hitler ve Musoliniden kinsenin malümatı yoktk Fransız / hükümeti bile müz bunu bilmiyer, B raber, her taraftan Alı şartları hakkında tahmü mektedir. Roma radyosu, P q şele hakkımda yalnız «' bi larmnı batırlıyarak bunlari! e -t labilcceti düşünebilir. dir. Filhakika bu, sulh şa mahiyeti hakkında hayli UN yi ukl::lı. Diğer t ynağı, imari Fransız donanmasile Franttfifi B N ) kika bunlar da Versayt () 4 şartlardır. Diğer taraftât bi geçenlerde bir Amerikalı #& Ş ye verdiği mülükatta Vei İ yakla duramadıklan sopra: ÜÜna n h şari derecesinde ağır sull şl# devamlı bir salh temin € ceğini bildirmişti. Fakat bi natın müphem bir çeti dır: Hitler, devamlı sulhun YÖ li anlaşmalarla temin edilemiği, ni ilâve etmiş ve demislir — Bence stulhuu illetleri biribirine sızlığının neticeleri: mek istiyen beynelmilel b çaktır. Biraz da 19 harbinitl hitap ederek yeni bir «nisâfl, racağmı söyliven Bi Cumhurseisi Vilsonun netö ği ne benziyen bu dokteinin Bi manya tarafından mağlüP ğ G hakkında nasıl tatbik edilect den merak edilecek bir Fakat bütün bu tahminler, Fraosız donanmasından geçemiyeceği muhakkaktir İi birkac gündenberi bütün $7 ve pararlık yıpranmaralt B el Emem yi iktadır. İagiltere ile mücadeleyi dEVE tirmek için Fransız donAP ; muhtaçlır. Bu donanmasile birli ablukasını yıkabilir. DİREL Üa hı—ııwı.ıg"',d ü sında bile mücadeleyi İ tirmek kararında asla sar3A ça di .mı' u"'u:: ine İAfE ü el geçmesi Kaşt kalamaz. Hakikat SÜ Bl Fransanın istilâsı, İn gilterenin Almanyaya v:—. M ettisi mücadele tâbiy: kıkaya davanmışlır. İszilt 57 rupa kıl'asında yalnız hut da ittifakına alacakt Örg derle birlikte Almanyayâ: i arruza geçmeği asla düsÜZÜ, tir. Almanyayı abluka ; zak uzün bir mücadelede der olan meticeyi ; nihayet Fransanm isgali 'iç çelin zeyi strateji bakımından — Vç ol di amüşkül bir vaziyete makla beraber, topraklarını istilaya kafSi | faa edebileceklerine ee A'di fi Pa me etmek. Her iki vazifede de H: manmasının çok müessir BİT. gid Sayacağından şüphe yoklUl, yili Fransır donanması kurtar L ynif, se, İngilterenin strateji dan Fransanın istilâsı, istilâsından biraz dahâ yetli ve sümullü bir dudünü geçemez. donanması karşı tarafa K” Tarsa, bu İngiltere için ket olacaktır. ğ Fakat eğer Fransa İapa İi ea .:,ıb—a decek olursa, Fili olarak Şijik ae Soğan niçin kuruşa Şehrimizde soğan fıı'î'ıln’;î demadiyen yükseldiği t Tın'nazarı dikkatini celbEk 4Eı:aümln daha birll% â",. 14 kuruş olan soğan sabah bakkallarda 179 çurütf amıştır. asd3 fi Halbuki geçen yıl bü #i sati albuki geçen kw j nin çift okkası T0 makta idi, Belediye reisliği "kııll kel üzerine soğan fiatlarıf! çt sebeplerini tetkike baslı” ı1ği