4—SON TELGRAF — İOHAZİRAN 1910 NAZLI RIZ Kızın adı Nazlı idi. Kendisi bu isımi hiç sevmezdi, Fakat, ne yap- sın?. Bir kere takılmış. Nüfus kâ- gıdına geçmiş.. Kütüğe düşmüş.. Annesinin anlattığına göre Nazlı, baba annesinin ismi idi. İhtiyar kadın, bir torunu olunca,hem de kız doğunca, kendi adını vermek istemiş, bu teklife o zamanda, kim-| se itiraz etmek cür'etini göstere- memişti. Nazh ismile müsamma, tam adı- nan manasını taşıyan bir genç kız- dı. Hakikaten, nazlı mu, nazlı idi. Çıtkırıldım, ürkek, hassas, içli bir tip. Bir aile doktoru vandı. Nazlı için — Bu çocukta maraz halinde bir hassasiyet var, derdi. Genç kız büvüdü, serpildi. Yaşı ©n sekiz oldu. Evlenecek çağda, gelinlik devrede idi. Bizkaç talip de vardı. Neden talip olmasınlar?. Güzel bir kızdı. Kimse: — Ağzının üstünde burnu var, diyemezdi ya.. Halleri vakitleri de yerinde idi. Nazlının babası iyi kazançlı bir adamdı. Azıcık dünyalıkları var - &. Hatta, eve damat girecek de- Hikanlıva küçük bir apartımanı dü- Rün hediyesi olarak vermeği dü- şünür, konuşurlardı. Nazlının annesinin bütün endişe- si, kızının hali ince, hassas oluşu üzerinde toplanıyordu. — Koca kahrı çekmek kolay mı?| lündü. Bizim kızımız naz- h büyüdü, nazlı yetişti, elini sıcak sudan soğuk suya — sokturmadık. Amma, el, bunu düşünür mü? İş isterler., Genc kız, biran evvel evlenmek istiyen tazelenden değildi. Talip - ler, birer birer reddedildikçe, bu halden, hatta memnun oluyordu. Cünkü ev kadını olmanın maddi, mnanevi binbir mes'uliyetini düşü- nüyordu. Fakal, netice ne olacaktı? Naz- danın annesi, babası bunu merak e- diyordu. Bövle, seneler geçecek, kaz büvüyecek, vası — ilerliyecek, mıydı?. Şimdi, tam zamanı idi. Evlendirmeli, müna - Gin, kibar, nazik, iyi bir insan ev- lâdı olan bir delikanlıyı damat o- Jarak almalı idi. Seneler geçtikçe, bu mescle, da-| ha mühim olacak, daha çok üzüntü. Vveren bir hal alacaktı. Kızın yaşı yinmi beşi geçince, şimdiki talip - Ter azalmaz mıydı? Nazlı, kendisi, bütün - bunların Yarkında değildi. Sayfiyede, yeni taşındıkları köşkün bahcesinde, &-| Pacların altına şezlongunu uzatı- 'yar, roman okuyordu. Akşam üs- tü de, asfaltta geziniyor, yür yanıvordu. Sayfiveye taşındıkl; Tun ön beşinci #ünü idi. Bir kamaa köskün sahibi — olduğunu sövlüven, kıranta bir zat misafir geldi. Bahçede oturdular. Nazlı asfalta çıkmıştı. -Komsu köşk sahibi, hos beşlen ve kahve- ler isildikiten sonra, dedi ki: — Efendim, bir istirhama gel dim. Bendeniz, Allahın emri, Pey- gamberin kavlile, — kızınız bayan No.B3 Cem Sultanın bu yazısından tamamen kaç- maya karar verdiği anlaşılıyordu İ Sehzade oradan oraya elden ele ( kaçırılıyordu. Burganof — şatosu, | doğrudan doğruya Dübossonun kendi malikânesi idi. Sehzadeyi kaçırmasınlar ve ya- hut kaçmasın diye bu büyük ku- Tunü vusta şafosunun yüksek ka- lelerinden birine hapsetmişlerdi. Şehzade Ceme tahsis olunan ku- lenin ismi, vaktile şövalyelerden =ıııı mamile anılan Lâstik kulesi Sultan Cem burada yirmi gün kadar kaldı. Fakat Şövalyeler bu- rayı da emniyetli bulmadılar. Da- ha içerilere döğru götürmeğe ka- rar verdiler, Şövalyeler Cemi Rurganoltan aldılar. Monteye götürdüler, Bus ranın gahibi Dübessonun kardeşi idi, Şövalyeler Cem Sultanı şatodan satoya sürüklüyorlardı. Her şalo- ya geldikçe karataşların ruhu sı- kan maazarası karşısında — kalın kuleler içinde şehzade ıztırap du- yuyarda. Sözalyoler, gehzadeyi Montey- Nazlıyı oğluma almak istiyorum. Eğer, münasi> görür, sorar, sorüş- turur, muvafakat ederseniz, her halkde çak hayırlı bir is yapmış o- | luruz. Cocuklar mes'ut olur, biz de mahzuz.. Komsu köşk sahibi, oğlu hakkın- da uzun boylu izahat verdi. Mes- leğini, meşrebini anlattı. Sonra, eebinden bir fotograf cıkârdı. Ortadaki mermer masanın üze- rine kovarken; Ç — İşte efendim, bu da resmi.. Söz bekliyorum. — İnşallah olur.. Havdi Allaha ısmarladık.. Dedi ve çıktı gitti. Bu hâdise evin içinde, günler- ©e mevzu oldu. Fakat, Nazlıya ha-| ber verilmemisti. Bu — ziyaretten sonra, günün her saatinde, ana ve baba, komşu köşkün oğlunu gö- zetlivorlar, bir de yakından gör- mek istiyorlardı. Fakat, bu köşke gir> cekan, böyle bir genç adam | yoktu. Komşu zat, ilk ziyarete geldiği gün; | — Oğlum, henüz 30 yaşında, de- mişti. Aradan birkaç #ün daha geç - mişti. Akşam, günes batma sırasın-| da idi. Nazlı, halecanla, koşa koşa hahçeye girdi. Doöru annesinin ya-i nına «eldi. İlk defa, hoppa bir ha- Hi vardı; annesinin boynuna sarıl- di şapur. şupur. — yanaklarından öptü! Anneciğim, dedi, sana bir şey sövliyeceğim amma, darılmıyacak- sn, değil mi?, — Sövle, bakayım, nedir 0?. —. Söz ver, evvelâ darılmıya - cağıma, Peki, darılmam.. — Anneciğim.. Beni o komşu- nun oğluna verecek misiniz?.. Anne, şöyle bir geri cekildi. Kaş- larını çatmıştı: — Sen bunu nareden duydun ba- kayım7. Nazlı önüne bakıyordu: ü — Adnan söyledi.. — Ne, ismini de biliyorsun. ha.., Kız, sen haltlar karıştırıyorsun?.. Yoksa... Ha, yoksa.. Görüşüyor mu- sun. ©o çocukla.. Nazlı ağlamağa başladı. Hüngür| hünsür a?ladı. Annesi dayanama- d Güler yüz söstermeğe mecbur oldu. O vakit, Nazlı, bir roman g-| bi, macerayı anlattı. Meğer, onlar, çoktan işi kararlaştırmışlar.., Nazlı, içini ceke çeke: — Seviyorum, hem de çok se- viyorum, anneciğim, Dive yalvardıkça, kadıncağızda el, etek tutustu. Gece, Nazlının babası, durgün Bir hâlde eve geldi. Daha bahçe- deki sezlonga, vorgun yorgun otu- | Türken, başsını iki tarafa sallıyarak, akır ağır karısına söyleniyordu: — Şu kızın vaziyeti beni düşün- dürüp duruyor. Bu nazlıy: ne ya- pacağız bilmem.. Hâlâ, bir karar veremedim.. Karısı hemen atıldı: — Hiç üzülme, dedi, Nazlının bü- tün nazı geçti.. Meğer, o nazlar, o edalar hep bize karşı imiç.. havdi söz veriyorum, a silen sonra |" |! eyazıdı Veli Yazan: M, SAMİ KARAYEL den de kaldırdılar. Morterula ge- | tirdiler. Bu şato, dört köşeli, üc kat du- varlı bir yerdi. Bir taraflında büyük bir göl vardı. Etrafı su ile kuşa « tılmıştı. Şövalyeler burayı da emniyetli görmediler, Şehzadeyi buradan da kaldırdılar, Buvalama getirdiler.. Burada tam iki sene kalındı. Bu şatonun da bir taralı göl, her tarafı su ile muhattı. Şehzade Cem, şatodan şaloya sü- | rünüyordu. Hassas kalbi ezili - | yordu. Bakımız Cem nasıl feryat ediyor: Tacü kubavı terkedip uryan olayım bir zaman u heman Bezmi belâda ney gibi nölân olayım bir zaman Keh düşünüp, kâhı durup, kih Güleyim kâh ağlavıp T. İŞ. BANKASI 1940 Küçük Cari Hesaplar İKRAMİYE PLÂNI 6 2 40 15 zi0 Keşsideler: X gubat, 1 mayıs, 1 ağustos, 1 ikinciteşrin tarih- lerinde yapılır. lik Tahmin bedeli — Teminatı STAO — 430 Fatihde adada 2918 harita numaralı ve 5740 metre murabbai sa-| halı arsa. 400,00 — 30,00 Fatihde Hocaüveys Mal 98.30 metre murabbat sahalı arsa. 39,00 — 3,02 Fatihde Sarıgüzel Çarıkcı So. 100 üncü adada 1784 murabbal arsa, | 8400 — 6,30 Fatih yangın yerinde Muhtesip İskender Mah. Balipaşa| ve Kasideci So. 136 incı adada 27,75 metre — murabbar sahalı arsa, 840,00 — 63,00 Fatihte Kirmasti Mah. Boyacıkapısı So. 57 inci adada| 13837 metre murabbat sabalı arsa. 150,00 11,25 Aksaray yangın yerinde Mesihpaşa Mah. Aksaray Cad. 56 ıncı adada 944 hazita numaralı ve 20 metre murabbal sahalı arsa, 106,00 — 7,88 Aksaray yangın yerinde Kemalpaşa Mah. Gümrükemini So. 45 inci adada 35 metre murabbar sahalı arsa. 30,00 — 225 Aksaray yangın yerinde Azimkâr So. 13 üncü adada| 10,00 meire murabbaı sahalı arsa. 3500 — 268 Hocaüveys Mah. Şemsettin cami s0, T4 üncüğ nin halihazır ökametgâhı mechul Kemalettin Mah. Karagümrükte Karabaş Mah. Güldede So, 77 inci adada 6937 metre murabbal sahalı arsa. 'Tahmin bedelleri ile ilk teminat miktarları yukarıda yazılı 9 parça arsa ayrı ayrı satılmak üzere açık arttırmaya konulmustur. Şartname- ler zabit ve muamelât müdürlüğü kaleminde görülecektir. İhale 20/6/) 940 perşembe günü saat 14 de daimlencümende yapılacaktır. ilk teminat makbuz veya mektuplarile ihale günü muayyen saatte da- imi encümende bulunmaları. (4644) mile kaçmağa karar vermiş el - duğu anlaşılıyor. O, herşeye kat- lanmağa karar cağını sezdikleti için sıkı bir ne- zaret altında bulunduruyorlardı. e ,kaçmak fırsalını elde etmek için maiyetinde bulunan bendegânından Sofu Hüseyin Beyi kâfir kisvesine koydu. | zik: Cazbant | Yarınki program ve kapanış. — | Hatıfidan So. İ14 üncü adada| Sarıgüzel harita No. lu ve 9/15 metre! Taliplerin 1648 m. 182 Kefs. 120 Kw. |İEAL. 3LT m. 9465 Kefs. 120 Kw.| İT.AR. 19.75m. 15195 Ke/s. 20 Kw.| l | 18— Program ve memleket saat ayarı, 18,05 Müzik: Oda mü- ziği (pl.), 1830 Müzik: Radyo caz orkestrası (Şej: İbrahim Üzgür), 1910 Müzik: — Çalanlar: Ruşen Kam, Cevdet Kozan, Vecihe, O- kuyanlar: Necmi Rıza Akıskan, Radife Erten, 19,45 Memleket sa- at ayarı, Ajans ve meteoroloji haberleri, 20.— Müzik: Fasıl he- yeti, 20,30 Konuşma (umumi ter- biye ve beden terbiyesi), 24,45 Müzik; Çalınlar; Cevdet Çağla, Kemal N, Seyhun, Fahri Koyuz, İzzettin Ökte, Okuyan: Nebile Raif, 21 Müzik: Müzik P: dorumuzdar örmekler, Sedi Ya- | ver Ataman, 2110 Konuşma (Fen ve tabiat bilgileri), 2130 Kon- ser takdimi: Halil Bedii Yönetken ve müzik: Radyo orkestrası, (Şef: H. Ferid Alnar), 22.30 Memleket saat ayarı, Ajans haberleri; Zi- raat, esham - tahvilât, kambiyo - mukut borsası (fiyat), 22,50 Mü- (DL), 2325/23,30 İ | Majino - Zigfrit Bu isim altında Fransız kurmay subaylarından birbaşı (Cazal) ta- | rafından yazılan bu roman mukte-| dir bir kalemle dilimize tercüme edilmiştir. Günümi rini çok evvelden haber v harp, heyecan, askerlik ve casus- lük romanını okuvucularımıza bil- hassa tavsiye ederiz. İstanbul Valiliğinden | — Maliye bazinesine izafetle İstan- bul maliye muhakemat müdürlü- Rü avukatlarından 8. Bilik tara- | fından Galatada Kılıçali caddesin- de 126 No. da Ali Sadettin aleyhi- | ne kazanc — vergisinden dolayı 39 - 8043 evrak 36458 dosya No. sile Süravı Devlet (4) deavi da - ireşinde açılan davada dava edile- olmasına binaen kendisine tebli - | gat yapılamadığından — tebli ma- kamma kaim olmak üzere davacı maliye hazinesi tarafından Şürayı devlete verilen arzuhalin İstanbul vilâyeti divanhanesine taltk olun- | duğü ilân olunur. — 1416 İ;tanbul Valiliğinden Maliye hazinesine izafetle İstan- bul maliye muhakemat müdürlü - gü avukatlarından Ö. Banş tara- fından Hoca Alâettin mahallesi Makulyan han 6 No. da kamisyon- cu Bünyamin — aleyhine kazanc vergisinden dolayı 39 - 7144 Har. 37427 dosya No, sile Şürayı Devlet (4) dcavi dairesinde açılan davada dava edilenin halihazır ikamet - gâhı meçhul olmasına binaen ken-i disine tebligat yapılamadığından tebliğ makamına kaim olmak üze- re davacı maliye hafinesi tara - fından Şürayı Devlete verilen ar- zuhalin İstanbul vilâyeti divanha- nesine talik olunduğu lli.vzı olunur, 1219 T Devlet Demiryolları ve Limanları U. İdaresi İlânları Muhammen bedeli 2200 Yra olan 2 adet Motopomp — ÜÜişi müteharrik yağ tulumbası) 24/6/540 — pazarlesi beşte Haydarpaşada Gar binası dahilindeki komisyon gpalı zarf üsülile satın alınacaktır. Bu işe girmek istiyenlerin 165 liralık muvakkat temititi nun tayin ettiği vesikalarla tekliflerini muhtevi zarflarili aat (14) on dörde kadar komisyon reisliğine vermeleri Bu işe ait şartnameler komisyondan parasız olarak MÜD tadır. — (4749) Muhterem doktorların, ecza depol ve eczacıların nazarı dikkatine: DOKTOR RICHARD WEISS'in ve dinç hayvanatın husye ve hormonlarından müst Zafiyet, ademi iktidar için kullanı VİRİLİNET tabletleri piyasamıza gelmiştir: ünyada tanımımlt ütün günü Muhammen tbedeli (33.000) Hira olan aşağıda yazıtı iki K melik deri 25/6/1940 salı günü saat 15 de kapalı zarf usulİ da idare binasında satın almacaktır. Bu işe girmek istiyenlerin (2475) liralık muvakkat kaları ve tekliflerini ine vermeleri lâzımdır. Sartnameler (165) kuruşa Ankara ve Haydarpasa Ve? nunun tayin ettiği komisyon rel: tılmaktadır. (4T19) 400,000 Des2. Daşemelik deri yeşil 200,000 Des. 2 Döşemelik deri kınmızı. KUPONLU VAD ü ile aynı gün ME TÜRK TİCARETBANKASI Bahip ve neşiryatı idare eden Başmuharriri ETEM İZZET BENİCE ; Yazan: Rahmi YAĞIZ Donanma Geliyor No: 126 ——— bardağı yerine bırakırken söylendi: — Ooof, ne kadar da sıcak var. Miloviç Bluz'unku çıkardı, saçlarını çözdü, Beni ateş bastı doğrusu! Basıldığı yer: SON TELGRAF n_ı:/ — Evet., b»; Milevic de ayağt kanlının kolundan t0t? 'ürü., t — Neriye gidiyori g) y — Evin alt MM Karanlıkta el yolür yerek kapıya geldilef” xi dafi toplarının gec€ yırtan infilâkları Şehzadenin bendegânından Ce- Jâl Bey de yanında bulunuyordu. O da Solu Hüseyin Beyle beraber oldu. Yani kâfir elbsesi giydiler. Sofu Hüseyin Beyle, Celâl Bey Burbon beyine gidecekler arzıbal ne kadın, Ben serup öğrendiğim noktaları | sıralayınca Lenanın köyle içi a- bir gçıkı tarafından kaçırıl- dığı nelicesine varıyorum., ne kadın! dıklarımı kendi kalplerine tekrar- hyorlardı. Miloviç tekrar sözü bu mevzuda JW Davust ayağa kalkmıştı. Bile - | kindeki saate 6, tu- valetinin çıkardı. Saçlarını önünce delikanlıyı ayakta gördü. Söy - | lendi: — Ne o, niçin ayağa kalktın ka- kin bir metür sesi Kt zıldamağa başlamın Apartımanın .:ıl ğ koşuşanların ayak cekler, firar çarelerini arı- yacaklardı. Şehzade Cemin canına tak eylemi: liyordu. Kendisine namusu üze- rine söz veren, şerefini ve haysi- yetini teslim eden bir adamı dini ayrı bir hükümdar elinde buziçe ediyor, ona âdeta esir hayalı ya- şatıyordu. Avrupa hıristiyan hükümetleri içinde Cemle alâkadar olmıyan tek İnosan, her tarafa gönderiyor.. huristiyan büküm - derları bir yere toplıyarak Türk- Tere karsı lip seferi hazırla- maya çalısıyordu. Bu ittifaka Papa, Napoli Krah, Milâr Dükası, Floransa Cumhuri- yeti, dalı lacaktı. Hattâ, Türkler aneızın Sicilyaya donanmalarile hücum etmesinler Keh ken yudüp — sarkoş olup sekran olayım bir zaman Bu şiirile Cem Sultanın tama- dive Kastil Kralhma bile haber vermislerdi. (Devamı var) / — Ben, buna inanmıyorum.. — Sebep? hirde kalan paşazadeler, 1 zadegân çocukları da böyle işleri başarıma kabiliyetinden çok uzak sanlardır. Binaenaleyh kaçırma zayıf bir ihtimal.. Miloviç yeni bir bardak daha doldurdu ve çekti.. Macar güzeli- min yanaklarında ebrüli dana getiren alkol buh. kulâde çehreyi, perileştirircesine bir tesir yapıyordu. Davustun da binbir düsünce ile bunalan dimağı iki kadeh likörle biraz buğulanmış, delikanlı muvakkaten bütün hu- zursuzluğu unutmuştu. Şimdi, yal- nız karşısında oluran ve inci leri arasında tazla kavrulmuş fın- dıkları geveliyen peri kazile meş- gul oluyor, birlikte Lenanın — ne iki genç de birbirlerinden boşlan- olduğunu Mmünakaşa ederlerken | açtır | — Muhakkak olan Lenanın ka- çırıldığıdır . — Kimip tarafından? — Onu bilmiyorum. Bana otel- den verdikleri malümatta, o ak- akşam geç vakit bir adamın Le- mayı çağırdığı, o da dışarı çıkar- ken garsona <şurada bir otomobi- le kadar gidip gelecetim. Madam Miloviç gelirse gitmesin. Beş da- kika beklesin, dediğini bildirdiler.. Madanı Lena, dönmek İ obille hareket etmiş. Acaba bu hareket edişi kendi rizasile mi- dir, yoksa zorla mı olmuştur? Son- ra, otomobil, şimdilik İstanbulda ancak sayılı birkaç kişinin istifa- di nakil vasıtalarındandır. Bu sayılı adamlar da malüm: Şeh- zadeler, Sultanlar, Nazırlar ve bir kaç sayılı tüccardan ibaret, Davustun kafasında bir fikir | aydınlatmak istedi, sordu: — Otomobil masıl bir araba imiş? — Bumu siz sormadınız mı?. — Bana söyliyen garson biçi piten? Nerede ise gabah olacak, Eve dönecebim!. — Bu saatten sonra mı? Arlık ne araba bulabilirsiniz, ne de baş- ka bir vasıta.. Yaya da gidemez - siniz! Burada kalmanızda bir mah- zur yok yı — Bilmem!. Miloviç Davusta sokuldu. Deli- kanlının ceketini sırtmdan aldı. Yeleğini çıkardı. Kendisi de ya - nına yerleşti. İlk tanıştıkları ak- şamı, Yat kulüpteki Bulgurzade- d esini hatırlatan bir sö: giri: genç ve güzel insandan mürekkep bu çiftin muhabbeti koyulttukları sıradaydı.. birdenbire tünelin ve diğer fabrikaların düdükleri acı acı ötmeğe haşladılar. Miloviçle Davust durdular. Bu sese kulak vermeğe kalmadı.. elektrikler sön- dü.. Delikanlı yerinden fırladı, haykırdı: — Tayvareler geldi.. — Düşman tayyareleri., (1) Büyük harp' , ağglı çocuklar! dülden Allaha !ılvh':]",d; sanların dunları GÜYÜ Si M De el ü ge defa hava hüçumlar! Bilhassa harbin Üf senesinde hava DÜCÜ yekece vapılmağl Zamanlar henüz P? va korunma - tedbil #ibi programlı Ve #ından Köntrol e sekilde değildi. l""“! irleri Cei 1 Üa e D yal bönü, y İT bir e reler gelirken şehil düdüklerinin ç yan halkın evlerin a çekilmelerini, ıa_ık'”'y',.ıcfâ. deri bildirilmişti. TA'iğye Er, larının bodrumlarâ W pyyy Bi de ilân olunmuştu. çebrl, cumları gece YAPI İ katef Vç trik çereyanı mu:ıı““ ; yor, İstanbul kari R —