HAYAL PEŞİNDE Cözm p rer Nazım Telli — hayalperest gencti, Şimdiki delikanlıların ak - sine... Olmuyacak şeyler peşinde koşar, olmıyacak hâdiselerle uğ- raşır; gecelerce, hulya — uğrundi uykusunu feda ederdi. Geçen sene bir artist kartı top- lamak merakına tutulmuştı kadar sihema yildızı varsa, la | dilemez, hafta ile £ Ne | ep - | ginin birer resmi, Nazım Tellinin i iki ay. bir | çekti, zarfladı. Postaya veror. Düşünüyordu: Bu harp zama - nında, mektup kaç günde Ame - rikaya gidebilir?. Günle hesap e- saplamak lâ- zam, dedi.. Ta, Holivuda en çabuk gitse 20 günde, en geç gitse, bir ayda. Bi da cevabı gelirdi. Tam Bir hat ; Mektup, ar- husust kölleksiyonu arasında mev-., tistin hususi kâtibinin bürosunda cuttu; İşte, bu kolleksiyon merakı onda, tedavisi mümkün olmıyan bir hastalığın baslangıcı oldu. Zevk bu ya. Nazım Telli de, sarı saçlı artistlere bayılırdı. En mihayet Ginger Rogers dedikleri, #u; daima danslı, şarkılı filimlerde rvol alan Amerikan yıklızına tu » tuldu. Bir zaman, nasıl yapıp da Amerikaya — gidebileceğini dü - şündü. Fakat, sonra bu fikirden vaz geçti. Çünkü, kendisi de an- lıyordu ki, mümkün değildi. Nazan Telli, mutevazı bütçeli, mutavassıt geçinen bir insandı. (Meşhur bir avukatın yanında kâ- tiplik ediyordu. Amerikaya gitmekten vaz geç- ti amma, bu sarışın yıldıza âçik olmaktan vaz geçmedi. — Sevdası Kittikçe gönlüne işliyor, bir kara sevda haline geliyordu. Artık Gin- ger 'in resimlerinden ayrı bir albüm telif boyda ve pozda 150 kadar fo- toğrafını toplamıştı. Her akşam, pansiyonuna gidince, bu resimlere birer biner bakar, içini çekerdi. Bu yıldızın çevirdiği bir filâm İs- tanbula gelmiş olsun da Nazım Telli görmesin.. Bu, mümkün de- ğildi. Hatta, ayni filmi birkaç de- fa seyrettiği de olurdu. Bir gün düşündü: Bu aşkın so- nu ne olacaktı? Kendisini çok ço- cuk ve budala buldu. Acı acı gü- lümsedi. Fakat, hakikat olan bir şey varsa, o da, bu Amerikalı ka- Yine bir gün, gazete okurken, küçük sinema haberleri arasında, delikanlının aklını başından ala- çak bir havadis gördü: «Sinema yıldın. Ginger Rogers kocasm Fred Aster'den ayrılnuştır. Bu hâdise Amerika sinema üle - minde günün en hararetli mev - zutt olarak müthiş bir dedikodü halinde konuşuluyor. Bundan son- ra, iki sabık karıkoca, ayrı ayrı Hlim çevireceklerdir.. Nazım Telli bu havadisi okuyun- ca, birden, kalbi dufacakmış gibi sarsıldı. Kocasından ayrılmış ha?.. O halde, derhal bir mektup ya- Zib aşkımı itiraf etmeli ve evlen- enek üzere teklif yapmalı idi, Oturdu. Acele bir mtüsvedde yazdı. Tekrar okudu. Bazı yerle- rini tashih etti. Daktiloda temize vücuüde getirmişti. Muh- sıra-beklerdi. Hulâsa, iki bucuk ay sonra, Nazım Telli, ferah ferah ar- zusuna kavuşurdu. Fakat, acaba, gelecok cevap ne olabilirdi?. Red mi?. Buna ihtimal vermek istemiyordu. O takdirde, artık, ya- şamanın, hayatın Nazım Telli için hiç bir zevki kalmazdı. * Delikanlı, iki buçuk ayı, ne bü- yük bir sabırsızlıkla geçirdi. Ar- fık, yıldız, her gece rüyasına gi- riyordu. Hakikaten, tahmin ettiği gibi oldu. Tamam iki buçuk ay geç - mişti. Bir gün, postacı, üzerinde Amerika birleşik devletleri ve Ho- livut damgası tasıyan ve ingilizce yazılmış bir mektup getirdi. Na- zım Tellinin yüreği küt küt çar - pıyordu. Zarfı telâşla açtı. On sa- tırlık kısa bir mektup. — İmzaya baktı.. Okuyamadı. Zaten mektu- bu okutmak için de İngilizce bilen bir adama ihtiyaç vardı. Acele yazıhaneden fırladı. O et vardaki bir tercüme bürosuna koş-) tu. Mektubu tercüme ettirdi. Ho- livuddan şu satırlar yazılıyordu: «Muhterem bayım, Maaşınızın arttırılmasımı isti - yorsunuz. Halbuki, yıldızın ya - manda çalışan mevcut müstahde - min arasında isminize tesadüf e- demedik, Evleneceğiniz için ma - aşınızın artfırılmasımı — istemeniz maktuldür. Ne yapalımki, bizimle olan alâka derecenizi anlıyama - dık.. Sonra, Ginger Rogers bir a- vukat değil, bir sir yıldızı - dır. Daha sonra, yaldiz erkek de- 1, kadındır. Mektubunuzda «bays-) dive hitap ediyorsunuz. Hürmetler.. Hususi kâtip #rmand Nazım Telli, beyninden vurul - muşa döndü. Patronu olan avu - kata yazdığı mektubı dan, şaşkınlıkla, Ameril derdiği zarfın içine koymaştı Fakat, ya, avukatının, vüzüne Unasıl bakacaktı?. İki bucuk aydır hiç sesini çıkarmıyan avukat da, almış değil miydi?. Ertesi günden itibaren, işine gi- demedi. Hayali askı — yüzünden, Şimdi boşta kalmıştı. EREĞLİ KÖMÜRLERİ iŞLETMES İ Kömür Satış Şubesinden: Ereğli Kömürleri İşletmesi Kömür Satış Şubesinin bilâmum mevcudat, taahhüdat ve matlubatı bütün hukuk ve veci 3780 numaralı kanıma müsteniden 2/12899 numaralı kararnamenin 3 sayılı kararı hükmüne göre teşkil edilen «Ereğli Havzası Kömürleri Satış Birliğine» | ' ». « Devredilmiş olduğundan alâkadarların her türlü işleri için 15 Mayıs 1940 tarihinden itibaren bulunacak olan adı geçen Satış Birliğine müracaat etmeleri. Merkezi. ZONGULDAKTA Ka Şirketi Hayriyeden: Boğazın muhtelif mıntakalarına göre 9/9 25 ten 50 ye kadar TENZİLÂTI HAVİ 1 ve 3 aylık kart abonemanlarımız Yenileri mayısın 11 inci gününden itibaren mer'i yete konulacağından muhterem yolcularımızdan almak | | istiyenlerin şimdiden idare merkezinde Kontrol kale- | | minde ve Köprü gişelerine müracaatları ilân olunur. ı a KEK | I İSTANBUL BELEDİYESİ İLÂNLARI l Yallık ll | | kirası teminat 180,00 - 13,50 Bebekte Bebek eaddesinde 109/1 numaralı arsa | 40,00 — 3,00 Beşiktaşta Sinanpaşa mahâllesinin Hasfırın Cad. 11 No. dükkân 60,00 — 4,50 Kadıköy Kızıltoprak Bağdat cad. T1 No. Zühtüpaşa mektebi binası 8000 — 6.00 Kalamışla Zühtüpaşa sokağında deniz banyo yeri 35000 (1,25 Kadıköy Caferağa Mah. Muvakkilhane ced. 3 No. lu dükkân | 1750,00 - 131,25 Kadıköy Caferağa Mah. Muvakkithane cad. 8/5 No. lu dükkân 90,00 — 6,75 Kadıköy Osmanağa Mah. Rıhtım cad. Hükde Si No. lu dükkân 144400 1080 Kadıköy Osmanağa Mah. Rıhtım cad. Hâlde 53 No. lu dükkân 126,00 — 945 Kadıköy Osmanağa Mah. Rıhtım cad. Hâlde 1/17 No.lu | dükkân 12,00 — 0,90 Eyüpte Büyükcami Mah. Bostan iskelesi So. 1 No. | Mihrişah vakle sultan mektebi binası İ 36,00 — 270 Eyüpte Büyükcami Mah. 31 No. Ebüssuud mektebi | binası 18,00 1356 Kapalı çarşıda Divrik sokağında 21 mumaralı dükkân 430 3225 Köprüaltı Galata tarafında ve Haliç cihetinde 39 No. lu oda 10200 — 7,66 Unkapanında Papaz zade Mah. Zeyrek caddesinde 18 No. lu dükkân 60,00 — 4,50 Hoca Hayrettin Mah. Ayazma kapı caddesinde 67 No. dükkân 2400 — 1,80 İshakpaşada 35/13 No. lu İmrahorağa mektebi binası 300,00 2250 Babığlide Lala Hayrettin Mah. Fatma Sultan So, 5 No. Haci Beşirağa medresesi 48,00 — 3,60 Çemberlitaşta Hüseyinağa mahallesinin Cami So. 34 No, lu Mimar Kasımağa medresesi 84,00 — 6,80 Cağaloğlunda Cezrikasım Mah, Hilâliğhmer So, 1/21 No. Aralık mahalli 192,00 1440 Cağaloğlunda Cezrikasım Mah. Hilâliahmer So. Ha- | dun Hasanpaşa medresesi 8 No. lu oda | 540,00 — 40,50 Divanyolunda Hüseyinağa Mah. Yeniçeriler So. 38 No. Sinanpaşa — medresesi 300,00 22,60 Sirkecide Hocapaşa Mah. Tramvay cad. 11 No, lu dükkân Yıllık kira muhammenleri ile ilk teminat miktarları yukarıda ya- İzli gayrimenküller 1 ilâ 3 sene müddetle kiraya verilmek üzere ayrı layrı açık arttırmaya konulmuştur. Şartnameler zabıt ve muamelât İmüdürlüğü kaleminde görülecektir. İhale 16/5/940 perşembe günü saat 14 de daimi encümende yapılacaktır. Taliplerin ilk teminat makbuz iveya mektuplarile ihale günü muayyen saatte dalm! encümende bulun- imaları, (3519) EREĞLİ HAVZASI eg yaa edilmiyecektir. BZ aK İle Sabah, Öğle ve .Akşam Her yemekten sunra günde 3 defa muntazaman dişlerinizi fırçalayınız. BALSAMİN Rimelleri BALSAMİN Pudraları BALSAMİN Rujları Mahfillerin Kullandıkları ve Bütün Dünyaca Güzellik Müstahzarlarıdır. En Kibar 'Tanınmış — Sıhhi Toprak Mahsulleri Ofisinden: Hâlen sahipleri elinde bulunan 1939 ve daha evvelki seneler mah- sulü afyonların toprak mahsulleri ofisince aşağıdaki şartlarla ve peşin para ile mübayaasına karar verilmiştir. A — Afyonlar 1940 senesi mayıs nihayetine kadar İstanbul depo-, suna teslim edilmiş tulunacaktır. B — Bu müddet zarfında getirilen afyon depoya giris sırasile muaye- | neye tâbi tutulacak, ince ve kabası tefrik edildikten sonra usulü da- | iresinde nümunesi almarak tahlil ve bunu müteakıp tartısı ve kat'i tesellümü yapılarak bedelleri öden xektir. İ C — Hikemi muayene neticesinde mağsuş bulunan afyonlar mübar-| Kömürleri Satış Birliğinden: 3780 numaralı kanıma müxteniden 2/12899 numaralı kararna- menin 3 sayılı kararına göre teşekkül eden «Ereğli Havzası Kömürleri Satış Birliği » Merkezi ZONGULDAKTADIR. Birlikten kömür almak istiyen müstehliklerin 15 Mayıs 1940 tarihine kadar İstanbulda Tophanede İskele Caddesinde 28 numa- rada ve 15 Mayıs ©40 tarihinden itibaren de doğrudan — doğruya Zonguldakta SATIŞ BİRLİĞİ MERKEZİNE müracnat eyleme- leri lâzımdır. KÖMÜR SATIŞ ŞERAİTİ: 1— Kömür alıcılarının kömür şarttır. 2— Kömürler Havzada F. O. B. olarek teslim edilecektir. 'ONGULDAK - SATIKÖMÜR - Telefon: 145 ZONGULDAK âmmmaa aa zN Wı Inhiserlar U. Müdürlüğünden: | 1 — Şartnı «i mucibince 50 bin kilo kuru ambalâj otu pazarlık- atın alınacak n vazım ve bedelini peşinen ödemeleri Telgraf adre: Pazarlık 13/V/940 pazartesi günü saat 14 mübaya: Kabataşta e- şubesindeki alım komisyonunda y geçen şubeden parasız alınabilir. , içintayin olunan gün ve saatte | rın beher enorfin derecesi «30> otuz kuruştur. D — Bu afyonlar ıçin takdir edilen kıymet ince toplanmış olan- Jarın beher morfin derecesi «40» kırk kuruş ve kaba toplanmış olanla- E — İstanbul haricinde bulunan mutlavassıt veya zürra ellerinde bulunan afyonlarını bizz. bula getirmedikleri takdirde afyonları- 'nın iptidai ve kat'i teslim ve tesellüm muamelesi, bedellerinin tahsili için noterden musaddak bir vekâletname ile İstanbulda münasip göre- cekleri bir mutemedi vekil teyin edebilirler. «3820» Salip ve neşiryatı idare eden Başmuharriri ETEM İZZET BENİCE Basıldığı yer: SON TELGRAF Matbaası | D Amiral hem fırtına ile, hem de korsanlarla ve yabancı gemilerle uğraşıyordu Nihayet, bin müşkülâtla bir a- dayâ geldiler. Güçhal ile adanın bir koyuna liler, kat, iş çafallaşmıştı. Çünkü, krallığının on yedi gemisi demirli duruyordu, Bereket versin Napolililer Sultan Cemi sarmadılar, Eğer, Cemi so- rup bir de gemiyi aramıya kalk- muş olsalardı. şövalyeler kozu kay- betmis olacaklardı. Denizde fırtına o derece çok idi | ) | di, dışarı çıkmak yüzde yüz teh- | Tikeli idi. Lâkin Amiral Napoli ge- micilerinden yakasını kurtarmak için limandan çekilmeğe karar werdi ve acık denize acıldı. Adadan sonra gemi enginlere acılmıştı. Amiral, hem fırtınalarla uğraşıyor, hem de korsanlarla ve yabancı gemilerle... Eğer, yabancı gemiler - Sultan Cemin amiralin gemisinde oldu- gunu bilmiş olsulardı derhal mu- barebeyi kabyl edip müsadereye şürü eylerlerdi. « Bereket versin şövalyelerin a- mirali gayet kurnaz hareket edi yordu, Gemisini enginlere vi amiral şimdi biraz müsterih idi. Artık kara görünmüyordu. Ge- mi engine açılınca Sultan Cem vı =ıııl alt ambarlarda kalmış - İ Amiral hayret etmişti. Ne ola- bilirdi. Merakını defetmek için: — Af buyurunuz şehzadem.. Se- bebi nedir? — Gözümüzü başka şekilde gör- amiral yanına gelerek: — Şehzadem tehlike var.. Kor- san ve yabancı devlet gemileri do- | laşıyorlar. Maazallah zatiâlinizin | gemide olduklarını bilmiş olsalar | meğe alıştırmamak için.. üzerimize çı lar, Tedbirli o | — — Dini bir mesele mi bu?, mak gerek. | — Hem dini, hem de milli ter- Sultan Cem, o kadar sıkılmıştı ki, bir gün amirle şunları söyledi: — Amiral.. çok sıkıldım.. biraz güverteye çıkıp hava alsam.. Amiral cevap verdi: — Lütfediniz şehzadem, tehli- kelidir. — Fakat; çok bunaldım. | — Eğer, kıyaletinizi tebdil e- | derseniz olur. | — Ne gibi?. | mlye elbiselerinden biri- sini giymek.. Deyince, Sultan Cem, gülerek: — Öyle ise dursun.. biye icabıdır.. dedi. Amiral, Türkleri fevkalâde mu- taassıp olduklarından dolayı tak- dir etmişti. Sultan Ceme muka - bele etti: — Sehzadem.. Şövalyeler de çok mutaassıptırlar. — İşitirim öyledir. — Hıristiyan şövalyelerin taas- subu meşhurdur. — Evet. — Bir şövalye, hıri an'anesi için hiçbir şey mez, Fakat, siz Türklerin bizden mutaassıp olduğunu görüyorum. — Neden?. — Türkler, an'anelerine sadıktır- — Bir Türk, ümkânı yok başka | lar, elbise giyemez. | — Bir hiristiyan şövalye, sizin — Sebep? | yerinizde olmuş olsaydı tebdili kı- — Böyle. Biz Türkler kendi kisvemizden başkasına bürüne - meyiz. dedi. yafet için başka bir elbiseyi gi < yerdi. | — Bizde olamaz.. Hattâ en ufak | maiyetime müracaat etmiş olsa - | niz kabul etmez.. dedi. Geceleyin kuşlar geminin dire- | iine konarlardı. Şövalyeler de bunları avlamakla meşgul olurlar- dı. Birçokları karanlıkta uçama - dıklarından denize düyerlerdi. «....bir gün kuşluk vaktin- ra, Vilfransa geli burası Savua Dükesinin mplikâ- nesi idi. Sultan Cem, Vilfransa çıktığı zaman şehirde veba vardı. Şehzade| karaya çıkmak istedi. Fakat; amiral şunları söyledi: — Şehzadem, şehirde veba illeti var. Karaya çıkmanız tehlikelidir. DEVREDİLECEK geklif edilmekte v RADYĞ İ — Dalga Uzunluğu '0 O | 1648m. 182 Kof ÜBf | İLAP, 3L7 m. M;';*";'_ıı wl: “A.O. 19.75m, 151 18— Program vt Ü saat ayarı, 1805 M tür ve opera aryaldri İbrahim Özgür), 191 dın geçit konseri - &Ö ile, Çalanlar: Kemâl Ruşen Kam, Cevdet Ç Kopuz, Hasan Gür, oğlö İ 19,45 Memleket saat Y67 4ĞN ve meteoroloji ııııbe'“n”" | Müzik: Fasıl he,ı(u.”w N ma (umumi terbiye bivesi), 2045 Müzik! Reşad Erer, Kemal N zettin Ökte, Fahri KORU yan; Nebile Reif, 2140 BU (Fen ve tabiat bilgil Bld Konser takdimi: H netken ve Müzik: a Beethoven: Yaylt sAfİR A j (Opus 95, Pa Mmı'ır)w 0 Erkin: Yaylı sazlar İi haei Tanlar: Lâcco Amar Üai man); Enver Ki 1 ( kemani; Mesut Cemi sel), 22.30 Memleket Sölkgeüi Ajans haberleri; Zirdüt Ü y tahvilât, kambijyi (iyat), 2250 M :,» j (pl.), 23,25/23,30 Y 3 ve kapanış. 7 ç . seFi DABKOV'' gürekâsi —— vi " Hellenic M | Mıdıterr'ü.ğ Yeni ve muntazamt g” : d NS Andros ve Thrâ g| | Birinci sınıf vaj DarSĞR Pire, İskenderiye, ",d u"'ı'-euâv,W Yelen * Bayayi Sçüğğar rizim - Her türlü S Pireden hareket Cİye mıs, Suriye, o, hattını ve THRAKİ VEfe Mısır, Filistin, SUriy Tıs hattını takip €ÖĞi P Tafsilât için Galstölkeki hanında umumi o#d:“ SĞY| lefon: 44708 ve ND0 mında 25 No, şu! gü RO yazıhanesine 'Tolefan: 43777 - SKİ ? Grip BaşveDiş aörıLarı B NEVRALJİ-ARTRiTİZM-ROMATİZMA ğ;_"";;':',’:,'îîe::, /i KAŞE ulira beratının tativi GEYÜYİ d y bu kerte başkasınl gir cadı Türkiyede ırîv:““ ak için icara dali teklif edilmekte M | susa fazlı malümat _,y— yerlerin Galatada, Af / kat 1 - 3 mumaralara Temeleri ilân olunu” DEVREDİLECEK w Çt «Bevilları h»** ÂN icat «çin sanayi Ür ” ı,l Ç den istihsal odi m!sN; & 1938 tarihı ve 2555[ NY Teknın ihtiva eViRİ | kerre başkasna * GÜĞ icadı Türkiyede mt” mak için tcara e/ , de bir balık zâhiroldu. ki sırtı sı dan taşra görünüyordu. Keenne kadirga döndürmüşlerdi. Ağzı ile püfkürdüğü su iki söğüt boyu mik- tar ha giderdi. Bunun ululu- taaccüp edicek kâfirler ettiler: — Bunda balıklar tutulur yarıl yağı çıkar. Varil dediklı küçük fıcılardır. Yağ koyarlar (1). <..« Andan sonra bir de neviz koruları gözüktüğü yerde bir Artık Fransız sahi meğe başlamıştı. Sultan Cem - ve maiyeti güvertede dolaşabiliyor- lardı. Nis şehrinin lâtif koruları 'gö- rünüyordu. Nis şehri hıristiyan a- sılzadelerinin makarrı idi. Sultan Cem, nihayet bir çok fırtınalar ve mesakkatlerden son- (D Vâkıatı Sultan Cem, S. 9, susa fazla mali Amiralin bu sözlerini hüsnü te- lâkki etmiyen şehzade: — Çıksak fena olmaz.. dedi. — Sehzadem görüyorsunuz ve- ba şiddetlidir.. Hayatınız bizce lâ- zım olduğu cihetle sizi maalesef karaya çıkaramıyacağım. Deyince, şehzade, amiralin son sözlerini ve sokakta geçen ölüleri görünce hüsnü kabule mecbur ol- du. Gemi Vilfransın limanıma de - mirlemişti.. O gece orada kalındı. * Sehirle kat'iyyen münasebette bu- Tunulmadı. Hakikaten debşetli ves | ba hüküm sürüyordu. İ Ertesi sabab Nise hareket olun- | | du. Vilfrans ile Nis sahilleri şai- | rane idi. Sultan Cem bu sahillerin | verdiği güzellikle kararan ruhu biraz aydınlanmıştı. (Devamı var)