2-SON TELGRAF -—25 MART 1M0 | HALK PARKLARA GİTMİYOR MU? | Bazı arkadaşlar da İstanbulun perklarilç uğraşmağa başladılar. Halk parklara neden çok rajbet etmiyor, yormuş?, Bir mu - harcire göre, parklarda, halkın ra- hatça oturup yiylp içmesine müsür # yerler olmalıdır. Herkes evin- de nevalesini hazırlamalı, patlı - can dalmalarını, kuzuları, helvaları hazırlamalı, hattâ, bir de küçük #ise yan cebe yerleştirip parkın yolunu tutmalıdır. O zaman, halk, parklardan azami istidade eder, bilhassa yazın, herkes parklara ko- şar; bedavadan eğlenir... Bahçeli gaanolarda ateş pahasına kahve içmekten de bu suretle kurtulmuş olur. Fakat, o vakit, beledive parkla- rın bir eksiğini tamamlamalıdır: Her parka bir zurnacı, bir de çif- #o nâracı bemin etmeli. O zaman, b nüdda Ha Hatasaküre görkinr da Kâğıthane sefasını!, 10 TONLUK YENİ TAYYARELER Amnerikalılar, adına tuçan de- ritnot» dedikleri 70 tonluk mu - dazam tayyareler yapınışlar... Bunlar 28 ton ağırlığında bomba taşıyabiliyormuş!. 20 tonluk tay- yarenin cesameti karşısında unsan | şöyle bir duraklıyor. | Artık, havalarda, zavallı kuşla- a da rahat kalmıyacak?. Bu dev- Asâ tayyarelerin homurtusundan, zavallı kuşlar, kaçacak delik arr yacaklar, nihayet, kuytu orman lara girip saklanmağa mecbur olar Ta, uçan değlil, yerde sürünen hay- vanlâr olacak!. ŞOFÖRLER MEKTEBİ VE DERSLER Şoförler cemiyeti mektep açmıya karar vermiş! Aferin, öl mektebinde öğretilecek detsler a- rasında neler var, bilmiyorum. F- — —- Arkadaşının kanını ıçmek isteyen adam ! Üle ceki ahbap arasında tehad- düs eden, bir sölümle tehdit» ve hakaret davasına dün nöbetçi bu- | kunan asliye 7 inci ceza mahkeme- | sinde bakılmıştır. Vak'a şudur: Züktikar oğlu Mehme! Duramaz He Ali oğlu Hasan Savaş iki eski arkadaştırlar. Bunlardan Hasan Savaş hayatını amelelik yapmak, | Yyük taşımak suretile kazanmakta, Mehmet Duramaz ise küçük Çit âın seyyar sâtıcılık yapmaktar . 2-ahbap eskiden büyük bir fab- Tikada çalışırlarken birbirlerile tam nışmışlar, fakat bilâhare fabrika- nm kapanması üzerine ayrı ayrı gecim yolları tuttuklarından ay- rılmışlardır. Lâkin vine arasıra cumartesi ak- şamları veya nazar günleri yek- diğerile buluşmakta ve beraberce | | I HÂDİSELER”KARŞISINDA Son Telgraf | sokakları hakkında geniş ve esaslı LOKANTACILARIN VE GAZİNOLAR kat, bu mektepte, bir de, otobüs kullanacaklar hukkında, ayrıca ih- | tisas kursu açmalı. Bu ayrı ki- | sımda, otobüs şoförlenine İstanbul | malümat yerimeli, yollar etraf- hca öğretilmelidir. Neden, derse- miz, çünkü, şehir olobüslerinin gectiği yollar, her aybaçı bir kere değiştriliyor da, ondan... BİR YETİ Lokantacılar, Ci şikâyet etmişler; demişler ki: — Mahallebiciler de tavuk, pi> lâv gibi yemekler satıyorlar, bizim müşterilerimizi alıyorlar. Onlar, yemek satmasınlar... B Belediyemiz bu şikâyelö tetkik ediyormuş.. Bize kalırsa Mahalle- biciler de buna mukabil, bir teklif yapmalıdır: Bülr maballebi, Jâç, aşüre gibi tatlılar satılmamır hdır. Herkes yemeğini yedikten | sonra, sütlâcını, gelip bizim dük- kânda yemelidir. Bu, makul bir teklif olmaz mı?, '. MEYVA FİATI Bir gazetede bir karikatür gö- züme ilişti. Manavlarda — satılan meyvalar, kooperatüflerde satılan- lardan daha ucuzmuş.. Çünkü koo- peratifin müdür, meelisi idape mas- ral'arı ve saire var, İ Fince balırima, geçen elma ve norlıkıllm' hatırıma geb di. Kırk, yı'ın basında, bir hovar. dalık yadalım, dedik. " Bör calgılı | Razinoya gitlik. Ismarlad:örmız seylerle birlikte, meyva da istedik. Bir tabağın içinde - hilâf yok - ta- mam bes elma ile iki portakal vandı. Bu mevvai'çin hesap pusulasına ne yazsalar beğenirsiniz'. Tamam 150 kurus!. Ne buyurulur, belediye iktısat müdürlüğü?. | AHMET RAUF Rez'p keselerinin müsaade kadar icerek eğlenmel Mehmetle Hasanı evvelki akşamı da bu suretle buluşmuşlar, Bal. pazarında ki yulmuslardır. O gün, fazlaca yük taşımış ©- lan Hasan evvelâ arkadaşına bır vişe rakı ikram cimiş ve bir şişe Şina sıranın & söyliyerek: | « — Haydi bakalım... Şimdi de sen birer şişe getirt!.. demiştir, Lâ- kin Mehmet buna razı olmamıştır. Bunun üzerine de Hasan kend sinde paranın bittiğini binaenaleyh artık kalkmaları icap ettiğini söy- lemiş ve: *— Zaten sen hasisin birisin! Her böyle yaparsın. Bir daha ge- vi | badıktan sonra artık fırıncıların | Cumhuriyet Merkez Bankası | Ceza az geliyor Ekmekleri islâh için Belediye yeni bir ceza müeyyedesi koyuyor Mükenddik iltarlara, — cezalara ve hatta musadere — kararlarına Teğinen yizm şebrimizdeki frın - lecdan hemen ekserisinin eksik ve ya bozuk ekmek cikarmalla de - vam öxikleri görülmüştür. Ezcümle vimz bir hallta içinda Besiktaş, Fakih ve Bminönü kazar lacında 490, Kadıköy kazası dahi- #nde 120 ve Üsküdar fırınirında Ka 209 bozuk veyabut poksan vek zinik ekmek bulunmuştur. Bu eke- meklerin hecsi Darülâezeye gön- derilmiştir. Belediye reistâği kaymakamlık- dara bu hususta mükerreren şii- dekü cenürker verdiği ve bu emir- ler yevlerine gotirilip İırmeslara pana cezaları kesildiği halde f- rıncıların hâlâ bozuk vevahut. nok- san ektnek çıkarmaları yeni ted- birler alınanasını icabettirmizlir. Bilhassa Üsküdar yakasındaki fıarıcılar eksik ve bozuk çıkar - makta rekor kırdıklarından Üskü- dar kaymakamı B. İhsan, bu ksbll fırınci er için daha tesirli bir ceza müevyidesi — bulunmasını parti kongreslerle mevzuu behsettiği gi- bi keyfiyeti Belediye reislütine de bildirmiştir. Öğrendiğimize — göre Buledüye reisliği, kondisi fırın açıncıya kar dar mükerreren eksik ve bozuk « eknek çıkartınağı iliyat eden fır rınlar bakkında <«sed> kararı ve- Tiümesine şehir meclisinden mü - saade istiyeceklir. Bu müsaadı a- halka bocuk veya eksik ekmek ye- dirtmeklen vaz geçecekkeri ümüd olunmktadır. Heyetiumumiye Toplantısı beyeti ummur nok perşembe günü tapla - acaktır. lip beni arama!.» Devip meyhane- den çıkmıştır!. Hasanın yüksek sesle söylediği bu sözlere Mehmet çok kızmış ve © kapıdan çıkar çıkmaz tezsüh ba- gına giderek adamakıllı içmiştir. Kısa bir zaman içinde kafayı tüt- süliyen Mehmet meyhaneden çı- kınca doğruca civardaki bir kah- veye gitmiştir. Kahvenin vakininde bir medre- sede yatan Hasgn da meyhaneden çıkınca doğruca buraya geldiğin - den 2 eski arkadaş yine karşılaş: mışlardır. , Hasanın kendisini — meyhanede rezil etmesine kızan ve çok kavgacı bir adam olan Mehmet: onu kah- vede görür görmez heman bağırıp küfür etmeğe başlamış ve sonra da:| «— Ben bu gece senin ks çeceğim!. Seni öldürmezsem haram olsun!'» diyerek ölümle tehdit et- mistir. Bu çenada hemen memuürlar y- tişmisler ve Mehme lardır. Mahkenre h şın cürmünü sab't görmüş; kendi- Eyüp otobüsü Seferler, Haliç işletme- sinin kârı için ilgami olunacak ? Haliç vapurları idaresinia Deniz yollarına bağlanması hakikımdaki dükâr Dahiliye Vekülelce vygun görülmemiştir. Vekâlet, bu idareyi tamamie belediyeye verip işletr meyi esaslı bir şekilde lah etme-| yi daha muvafık bulmaktadır. Ve bu hususta yakında kat'i ka- var verikcektlir. Diğer taraftan belediye reieliği Dahiiye Vekâletine bir rapar göcr| denmdştir. Bu rapor için yapıtırılan netkbikat netikrsinde Haliç salille- Tinxdle oluran balkın sayısını demadiyen artlığı ve bu sahill Ki fabriksların fasliy nişlenesi ila yolcularım 'ta olduğu lesbit ounmuşlur. Fa- (ikaş çoğaışa rağmen Haliç işletme- #inin yme kâr edehlediği göcül - müştür. Buna sebep olarak d rin rekaboli ileri A.Wlxdın bazı! ki otcbüs seferlerinin il vafik gönmektledir ker, Eğer Dehiliye Vekiteti de Haliç sahillerinden, isletmenin — kârını Közeterek olobüs seferlerini mene-| derse Belhdiye de ona göre hare- ket edecektir. ötobüsle- Peynir. piyasası FPeynir ihracmen men'i hakkın- daki kararın hükümetçe kakdırılıp| | peynirerimizin lisansa tübi olmak gartile fracına müsasde olunması| bakkındaki son tebliğ peynir pt- yasasında tesirii göstemmeğe baş| İamıştar. Fiatflar — şimdiden nisbi bir şekölde yükselmiştir. Ezcümle yağlı poynirin tenekesi 510 - 530 kuruşa çıkımıştır. Yeni peynir ima$i — mevsiminin yaklaşmasına reğmen — sütçölerle kunturat yapmaşğa cesaret edemi- yen peynik imalâthaneleni sahip- leri de bu karar üzerme — hemen sülçü wri konturatla — kendilerine bağlarnda İkoyulmuslardır. taraftan veytürlerimizin Yunanistan ve Mısirda yine ceki müşterilerini bulacağı da kuvvet- le tahınin olunmktadır. Füzuli müdahale İki tanınmış doktor, bir ecnebi dilden “Tenasüli hayatımız» isimli ilmi bir tıp eserini tercüme ettiler, Rağbet gören ıemtler | İstanbulun kendine — mahsus, yerli mevxularından biri de, yaz | meysimi — başlangıcında, sayfiye | meselesidir. Geçen gün bir ahbap meclisinde konuşuluyordu: Ana dolu yakasında, yani Fenerbahçe- | den Pendiğe kadar uzanan sahil | kısmında, hemen bütün evler şim. diden tutulmuş.. Bir çok kimseler, aradıkları gibi ev bulamıyorlar - miş.. İstanbulun bu semti, son sene - | lerin yaz mevsimi İ kine gelmiş bir sayi müstur. Bu fazla rağbete muka- bil, bu taraflarda yeniden yapılan evlerin sayısı çok mahdutlur. Ya- pilanlerin mühim bir kısmı da, bizzat sahipleri tarafından işgal | edilmektedir. Rağbetin - çokluğu, | bina sayısının mahdut oluşu, tabil | netice doğuruyor; kirslar yük- | oluyor, Çünkü, kiracıya arze- mek üzere yapılmış, bina azdır. Üc odalı bir ev için yazi lira istendiği vakidir. Biraz daha büyük ve konforu yerinde, bahçesi geniş evlerin, kaça kiralanabilece- Zini düşününüz. Geçen mevsim, | yazlığı 1200 liraya kiralanan evler olduğunu yakincn biliyorum. Demek ki, bu sahil kısnında, faz- laca binaya ihtiyaç vardır. İslan- bulun imar plânında, burası Prost tarafından, esasen sayfiye yeri rak tesbit edilmiştir. Zannmediyo- | Tum ki, ak sermayedar bir teşekkül, bu civarda, yazlık evler inşa etsc. birçok bakımlardan fay- dalı olur, Evvelâ, bu sahiller /mar edilir. Sonra, bugünkü ev sıkıntısı giderilir. Daha sonra da, kira be- delleri düşer, Toptan yapılacak inşant, herhalde ucuza malolur. | Sarfedilecek sermayenin, kısa za- | manda ödeneceğine şüphe yoktur. Muayyon ve müsait taksilerle arru edenlere de ev yaptırmak âlâ mümkündür. — "L[ Bu işte, belediyemiz, nâzım bir | Tol oyuuyamaz mi?, REŞAT FEYZİ Otomobil lâstiği Olabüs ve otomobil löstüklerinin &z gelmesi yüzünden araba sahip- Terile gofördarin müşkül veriyote düşlükkerüni yazmaştık. Otomabil Köstiği tüccarları çar- çamba günü bu müksatla yaptak- Jarı toplantıdan — sonra bugünkü pazartesi günü de topkanmayı ka- parlaştırmışlardır. İhracali teşkilâtlandırma mü - dürü B. Hakkı » nn yanımıda yapılacak o.an bu içtiimada herhan- Forma forma çıkan bu kitap, der- hal münakaşaları mucip oldu. Hat- tâ müstehcen damgasını vuranlar | bulundu. Cumhuriyet Müddeiumu- | milisi eseri tetkik etti. Ve icap e- | den hükmünü verdi. Anık mesele kapanmıştır, değil | ?. Hayır bir takım kimseler, eser üzerinde duruyorlar. Bu kitap Afroditten m açık saçık, ilimle alâkası yok. diyorlar. veya bu tarıda mütalea heyan et- mek, hem garip, hem fuzuli ve yersiz müdahale değil midir?. BÜRHAN CEVAT Diye sordu. Fikrive göldü — Müstakbei kocası. Ve hernen ilüve etti: Cüvadın beyründen axaki bir kiRİ zan kaynamış su dökmüşlerdi. Ab mandan boncuk tanesi gibi terler Bökülüyo., dizleri titriyordu. — İnanmam, Fikriye. — Bu bir Büzpriz olsu gevek. Diye muridanacak yerine otur- | Yazan; İskender F. SERTELLİ BAR ÇİÇEKLERİ ı.lll Bi Şaşaldılar. Selma, arkaday'u - rını da Semih Kâmrana tanittık- tan sonra; — Şimdi uzun uzun konuşabi - Bizüz.. Diyerek oturmuştu. de bana bir şey söylememiş, sada- e: «Çatitasını alm “ifti. demişti, Seni birgün sonra burada bulu - cağımı aklımdan bile geçinme - Hız ne yapcaktınız? — Arayacaktım.. fstanbulun her| Köşesini doksarak seni bulmağa ealışacaktam. Çünkü, benden ay- rılsan bile. Bunun sebebini an - darnak istiyondum. Biliyorsun &i, dün Kakünırtam ayrlarken, ara - entada en ufak bir Phtilâf bile yok- tü Akşam üstü dörünce seni bu- lamadım.. Beydimden yıldırımla vurulmusa döndüm. Sabaha ka - dar gözümü yummadım.. Uyumar dım. Htp seni düşündüm. Yalnız BÜNL. Semnifh, sevgilisile biraz. konüş- tuktan sonra, doktor Cevada dön- Sumâh Bev de Selmanın yanına| dü: otundu. Doktor Cevat hafızasını yok » Tuyondu. — Teşerrüf ettim beyefendi.. 4 Semih Kâmranı tanı- mağa çahısıyordu. Bir türlü Katırlıyamamıştı. Kendi ikendine: — Bu sima bana yabancı doğiü, Acaba nerde gördüm! Diyordu. Semih Kâmran çok neş'e| Bydi. Üçüncü defa kaybettiği sev- gölisini - güzel tecaclüf ekeri ola- Tük - yine bulmuştu, Bir aralık Setmenın kulağına: — Vellahi ben çok talihli bir a. damam. Diye fısıldadı. Bu sefer ümidimi kesniştim, Ku kacrduşka — Biz de Kalamışta oturuyo- vuz, beyefendi! Yarın saaş iki bu- gçukta nikâhimiz kıyılacak. Müte- vazı, ülüyişsiz bir merasim, Maa- mafih siz mademki komşusunuz. Hanımetendi ile birlikte bir ger- | betimizi içmek üzere deşrif eder- geniz memnun oluruz. Cevat, Fikrüyenin yüzüne baktı. — Hay, bay büyefendi, Fakat, nikâh bu kodar acele mi?. — Bizim için acele dağil, Ön - ceden kararlaştırmıştık. Fikriye, Semanın — nikâhında bulunmayı çök - istyordu. Köce - Bıma: — Yarın gideriz, değil mi? Dekli Bu, Cevat için kaçırılar bulunmak bir acı olacaktı. Fakat, Selmayı bir kere daha w fır- — Hay hay, dedi, gideriz. Semih, kaybetliği servete ka - vuşan bir bazirştân t#halükile bize| müsaade ediniz.. —Aksşam oluyor. Vakbinde evimize gidelim. Hepsi öriden ayağta kalktılar. Selma, arkadaşının kulağına f- sıkdadı: — Çantam sizde — kalsın, « mi Fiktiyeciğim! Birkaç gün sonta size uğrar alırım. Ve para meselesini de ihmal ei müş olmamak düşüncesile yavaş- ça Üüve etti: — Amcamdan alacağım paradan size vadettiğim miktacını da ver- mede calışacağım. — Sakın merak ekne. Vodalaştılar.. Ayrıldısir w Kalamıs yolunda. SemıhK-'un.ı:r;ı Sıehnılnuıu— Selma soruyor: — Biraz önce Fener kulesi di- bihde vendiğiniz sözü unufmadır nız, değil mi? — Hayır. Unutmadım... Ve emân ol ki, kız kardeşimtin yaptığı bu | münesebetsislürter. Çok — maheup ve mütcessrim. — Benim yerimde başka bir kas dın olsaydı, bu kadar hakamet gör- düğü ayni eve tikrar gilmezdi. (Devamı var) Bi bir bulırana meydan venme - mek üÜzeni daha esss'i bir tedbir #ınması işi görüşülecektir. | —e— Bilet dolandırıcılığı Ia Cumamlesi günü — başlıyarak üç gün devam öedecek olan komedi Ramez tkemsillirine ait biletlerin sıtaşı Dükmislür. Bir takım a ıh.»ıız.— İlerin, daüha evve'den Diletleri sa < 'tın alarak, birikaç lira fazlasile şuna buna sottıkları baber alınmıştır. Zakıta bul si yapan cür'etkâr bir şhsın XĞi üzecindedir. l Avrupanın simalindeki harp 106 gün sürdükten sonra malikm tekil: de bitti. Fakat Avrupanın o tara- fındaki buhran ve endişe öyle ko- | lay kolay nihayete erecek gibi de- | Bildir. Soyyet - Finlandiya mua- | hedesi yeni bir vaziyet meydana | getirdi. Bu vaziyet tabildir ki bun- dan sonrası için çok bahsedilecek türlü meselelere yol açacaktır. Sovyetler Baltık dıhlıdı ileride Almanlar tarafından vukubulacak bir taarruza karşı kendi mevkiini tahkim etli. Leningradın emniyeti hasıl oldu. Şimalde de Buzlu da- nizde mevkie büsbütün hâkim o- Tabilmek için Sovyetler şimalde nuba doğru 150 kilometre genişli iğnde ve €0 kilemetre derinliğ de bir nüfuz sahası ele geçirmiş - layor. Sovyetler artık İsveç, Norveç ile de Finlandiya arazisinden temin dettiği gecitler sayesinde komşu al- du.Sovyetlerle Finlandiya barbi bit tiklen sonra ortaya şimal devlet. leri arasında bir tedafüi ittifak ak- di sözleri çıktı. Fakat Finlandiya bundan sonra Sovyetlerin muvafa- kati olmadan herhamgi bir ittifaka girecek gibi değildir. Em ile Nor- vec ne pahasına olursa olsun her- | hangi bir harbe girmemek | ettizmeğe karar vermiştir. | vüön geririlecektir. | turist şehri olması için Bursa Be- Avrupa Harbinin Yeni Meseleleri Şimali Avrupanın yeni vaziyeti | hışıp duracaklardır. Finlandi. | velce bunlara ittifak teklif et Onlar kabul etmemişlerdi. Şimd onların teklif edeceği hir Hilfakı da Finlerin kabul edip etmemesi Tarihi esener Bunları yenıden tasnıf için bir heyet memleket-. te seyahate çıktı Maarif Vekâleti Memdleketümiz içündeki tarıhi ve eski esecleri ye- | miden ve esaslı bir surette tetikik | Bu karer cümlesinden olmak ü- gid Kuruklan mürekdep bir beyeli evvolki gün Ankaradan hareket etmnişlir. Heyet evvelâ Srvasa gitmiştir. Oradaki abideleri totikikter sonra da Tokada, Amasyaya ve hava - lüsine geçecektir. Bir ay ievikdat | edkecek olan bu seyahatten sonra ehrimisdeki ve Trakya hevali - sirdeki abideler de esaslı bir tüe- imam ğüpe, Tz n Sovyetleri durdi Yeni bir Afrodit mağlüp etmis olmayat: d Fakat buna cevap — avası daha var; divorlar ki: — © Öyehl sAdrodit» yomanı — etrafindeki | — Sevyetler bir gün Tüleiiğ neşriyatlan dolayı, müddelamu - | atacak olursa?. Eğer FĞĞ miik taradlımdan yeni bir dava da- #ETdIM elseydik Sovre selİ ha açılmışlır. Bu seferki — dava | Büvyada ilerlemekle ei Gençlik: gezetasi aleybinedir. Plürduk Sovyetler Norye 2 lunca İingiltel Bu haftalık gaöede, 29 şubat 140 | ga Gkumuş olacaklafi ; Buna karşı da gu cövi cevtbiği Fenni nalkant kuı"ıu Bilgih ve tecrübeli nalbant ye- ek üzere birkaç yıldanberi ekmiyedeki fen tat- bikat melktkbinde fasltyotte bu - kunmalıta olan leyif ve meccanl denni nalbant kursu» nun & inci | devresine de başlamlmıştır. Bu münasebotle Trakyanın mütead- di köylerinden secilen genç nal- bal fettis ik urıı!ııı'i.ın Verilmekte o- n bu efenni nalband kürsü» nun ikmi| mesrafları hakr Ziraat Ve kâletf tarafından tesviye olunmak- tadır. KÜÇÜKHABERLER * Güzel san'atlar akademisinde bir takbe bitiği teşekkül etmiş ve birtik bör tanışma çayı vermiş- * Üsküdar mevdanının taazimi| için 8l bina deha yıkılacaklır. * Ticavet Vükileti Bursanın bir kdiyesine yacdım edecekitir. * Eğellerin terlip eltiği goe ePlencesi çok iyi gecmiştir | * Nafra Vakili Salühlide Gediz sularını betkik etmiştir. | * Sehizde iki bine yakın sebze | bahçesinden bir kısınının hâlâ Jâ- | n sülarile sulandığı görümüs- tür. Bostanlar kontrol edilecktir, * Vali ve Bekdiye reisi Lütli: Kordarın bu akşam Arikaraya git- mesi mühtemeldir. Sevyet - Fin ademi u<ıvlu müuahe- desine uygun görüli mesine bakıyor. Bunu da Moskova fayin etmiştir. Fin hükümetinin şimdi en meş- Bul olduğu cihet Sovyetlerle mü - nasebatını iyileştirmek ve istik - balde Finlandiyanın varlığına bir tehlike ve tehdit gelmemesini ic- Mmine uğraşmak oluyor, Kahraman Fin milletinin üç bu- çuk ay en büyük fedakârlıklarla | uğraşarak nihayot üstün kuvvet- ! lere karşı sulhu kabul etmesi ve arazisinin 10 da 1 sahası ile 500 bin nüfusluk bir yeri Ruslara ter- ) ketmeğe mecbur olması karşısın- | da dünyanın Finlandivaya karşı duyduğu teveccüh ve hürmet her vesile ile görünmektedir. Geçen gün avam kamarasında bu tevoccüh hararetli surette güsteril. mişti. Fakat o sırada Sovyetler a- leyhinde de sözler söylenmişti. Bundan bahsederken Londralı Deyli Ekspresin yazdığı birkaç sa- m— manalıdır. Bu sözler Finlandi- yı kurtarmaz, diyor, fakat Sov- ıvllcr aleyhindeki sözler İngiliz - Sovyet münasebatının İyileşme - sine mâni olabilir. Görülüyor ki Fin - Sovyet har- binden sonra şimali Avrupanın va- ziyeti dalma mevzuu bahsolacuk ve bugünkü büyük meselelerin bir- birine ne kadar bağlı olduğu gö - rülecektir, T TEKMi ara verili hazır« Yazan: ALİ KEMALS” tarafındaf İi Müttefikler devam edilmesi ne safha; mekten kat'i bir miveceği fikrinde olanlAF Zy — Hayır, İngiltere hareket neticesi sergüzeşt olurdu. Pafik gitltikten başka pek Tef olacaktı. Bilhasta rimizin eksilmesi hiç caktı. Onlar İngiti Sı için elzemdir. lar: Norveç Sovyetlerit da kalırsa İngiltere o sir suratte harekete kü Norveç İngiliz top' zilinden vzak değildir. landiya uxzak, çok uzakti! Sovvet-Fin harbindet ler harekete geçmedi | dinav milletleri gözl tarafına çevirmisle: nizinin bir Alman Kunu söyl hurrıhınlıi ©o günler geçti. milletleri birgün Soryel tında kalırlarsa Alma! dım göremiyecekerini lar, Hulâsa Sovyet-i sonra hal böyle olmuş##f İskundinav M şı Almanların şimdi lerine gelince; Al bitaraf memleketlerit dan öğrenildiğine güre hafili artık İskandinat .....-ı-“ Almanlar Yirmi senedenberi lerin harici siyaseti ve tesiri altında idi. rile Almanya batın yeni bir safhaya düşünüyormuş. divorlarmış: demir satmlanın ö dinay böyle değildir. İskandi©iyi ketleri İngiltereye Mmir ve saireyi yine sat? İngiltere aldığı malm şin vermektedir. Mal satarak pe: her yer gibi ı.ıııııüı“" Bunu da ancak İngilter” debilir. İskandinavya Birimiz Hepimizif ince 'ava yardım İçİl eydi bunun neticesi li ceğine dair İngiliz | münakaşaların ımrt—' y tir. Sovyetlerle daki malüm barışıklıktar 7 mevruda mütalcalar VA Paladle ae gö 'nlandiyaya asker Bi simden ve Sovyetlerle eiT zere İngiltere Berl a devletlerine tesir yapılamıvacağını. mehafili söylüyormu$ _._A ıııl:' 5 l ” | | "bî da' S ği y Y Terini S lı ae in pACpd Talebe ":İ'./’ hat mmtll"’ f | -Vılueıınid' j zasına tâbi «Po) deki ilk okulda Tara deni kiremit slda ĞKY W 0 Talebe "'“:;d f"'j tedrisatın da söylemektedir. betmeni: