AŞK ve GÜNAH Yazanı REŞAT. FEYZİ Ruşen Bekir, uzun uzun sizara- sanım dümanlarımı seyrettikten son- va, sözüne şöyle devam etti: — Büyük şehirlerde hayat neka» dar dakdapalı, gürültülü ve vek- masak geçer.. Yaşamak çok maddi- ir, İnsanlar bir makinenin muay- 'yen ve muntazam çarhları halindes| dir. Hayatın zevki, eğlencesi, gü- zelliği, neş'esi bile ölçülü, kalınlı ve can sıkıcıdır. Her şeyde bir ka- at ve şart aranar. Halbuki, ruhu- murda çok zaman, genişlik, namü- tenahilik, , sonsuzlük, kayılsız çart- | #z hürriyet thtiyacı belirir. Tabi- tin ortasında, sakin, yalmaz olmak isteriz.. İsteriz ki, hareketlerimiz ve düşünüşlerimiz hic bir bağ al- ada olmasın. Biraz şiir isteriz. Bu, bizim hakkımız değil midir?. Bütün büyük şehirleri -gezdim, Gdolaştam. Oralarda yıllarca kaldım. 'Yalmız İstanbu) değil.. Parisi, Lon-! grayı, Viyanavı, Berlini gördüm. Bu şehirlerin binbir. eğlence yer- Terini gezdim. Bütün buralarda ha> 'yat nekadar müttarit bir ahenk | içinde akıp gidiyor. Ruşen Bekirin yüzünde, bir ha- yal âlemini hatırlıyan insanlara -| mahsus bir heyecan ve haz vardı. Arkadaşı Sıtkı Cansever oturduğu koltuktan kalkmıs, yanına gel Mişti. Elini omuzuna koyarak: —— Tabiate dönmek, münzevi ya-, şamak arzusu, bir nevi medeniyet- ten kacış, iptidailiğe dönüş değil mmidir? Sende, bir başka haleti'ru- - Kki, bir takım fevkalâde kuvvetle- Filştesiri altındasın.. Içinde bir sıkıntı varsa, bu, bü- yük şehirlerin ahenginden değil penin içindeki ahenksizlikten doğu- yor, Sıtkı Cansever, birkac adım ge- | riledi. Sonra, arkasımı — dönerek, | pencerenin önüne doğru yürümeğe başladı. Sörzüne devam ediy — Korkarım, Ruğşen, dedi, sende, tahmin ettiğim gibi, siddetli bir #çk başlamıştır. Baslamak üzere, demiyorum. Çünkü bu haleti ruhi- ye'bir açkın başlangıcında değil, ortasında sezilir., Ruşen Bekir, birden ayağa kalk- moştı, Arkadası ile yüz yüze gel- mişti. Heyecanla sardu: — Aşkın başlangıcı ve ortası mı vardır?, Sıtkı güldi — Tabil.. Bütün Mdbalu Kibi.. | Baslangıcı ve ortası vardır. Sonra ilâve etti: —— Evet, hatta bir de sonu.. “.n Bekirin gö — Hayır.. Hayır.. Aşkta henüz yoktur. — Görüyorum ki, Ruşen, sen a- gdam akıllı tutkunsun. Hem de o Ansanlardansan ki, askın nihayetsiz,| #onsuz okluğuna kanisin. — Öyvle değil midir?. — Elbette değildir. Aksi halde, ibütün tabiat kanunlarını inkâr et #miş olursun.. Aşk da, beşeri ve ru- hi bir hâdisedir. Binaenaleyh, bir başlansıcı, bir ortası, ve bir de so- nu olacaktır, Ruşen Bekir, Setkı Canseverin .yanına yaklaştı. Elini arkadaşının Oomuzuna koyarak, titrek bir ssele konuştu: — Sıtkı.. Seni temin ederim ki, benim sevmiyeceğim bir an yacaktır. Bu kadını, örnrümün $0- mama kadar sevecekim.. Aşkta son tammıyorum. Eğer, elimde olm- yan kuvvetlerin tesiri altında, bir gün aşkım da sona erecek olursa, ben, artık, yaşamnyacağım.. Bil ki, ben, o anda, hayatta değilim., Srtkı Canseverin yüzünde bir hüzün bulutu dolaştı. Bir-an, arka-) daşına acımıştı: — Çök seviyorsun Ruşen. dödi.. Yazık.. Acıyarıum, sanu... — Bu ne tuhaf lâkırdı, Sitki?. Bilâkis çok mes'udum. Aşkım vı saadetim karşısında bu şefkatini «idden garip buluyorum. Hiç de acınacak halde değilim., Sıtkı Cansever susıryordu. Önü- ne bakmıstı. Sanra, başını kaldı: — Fakat, bu ruh tağyanının ızti- Tabı da yok mudur?.. Âcı ve zti rap çektiğin dakikalar olmuyor mu?.. Meselâ, az evvel, büyük şe- hirler hayatının sana müthiş bir sıkıntı verdiğinden bahsediyordun.. Bu, vedir?. Ruşen Bekir, yanındaki koltuğa, bir külçe halinde çökmüştü. Başı- n avucları arasına âldi. Titreyen panmaklarile sakaklarını ııknıu'— dü. Boğuk bir sesle: — Hakkın var, Srikı,diye mınl- Baş, Diş, Nezle Grip, Romatizma Almanya neyi bekliyor ? (2 tnci sayfadan devam) ferle nihayetlenebilir. İngiltero ve Fransa bir zaman, eğer daha önce Almanya taarruza geçmezse, bu taarruza geçeceklerimi söylemiş - lerdir. Fakat acaba Alınanya bu inisiyatifi İngiltereye ve Fransaya vermek istiyecek mi?. Vermek is- temezse meyi bekliyor?. Garp cephesinde geçilecek bir eut olduğunu söyküyorlar: Birin- Cünkü, sevdiğim kadına asla sa» | Öi İsviçre yolu. Bımlardan - her hip olamıyacağım... Halbuki, iİsti- yorum ki, o, tamamen ve yalnız benim olsun.. İnsanların bulundu- Bu bu kalabahk şehirden beraber uzaklaşalım.. Bütün mahlük- ların gözünden uzak bir dağ başın- yasnya ancak bu yolların hirinden gecebilir. Buna bildikleri içindir. ki güzete ve ajans — muhal kâh bir ve kâh diğer cephede A da, bir deniz kenarında başbaşa kür manyanm hazırlıkta bunoduğunu K yanm hazırlıl nundüğ lalım.. Onu, benden baska kinse | yazmaktadırlar. Belki de erşeç Al- Rörmesin.. O, btnden başka kimi- l se ile konu İ ellerimden başka eller tutmasın. b Taktır, O, başkasının ismini cağırmasın.. Benden başka erkek tanımasın.. O- Nu müthiş kıskanıyorum. Adıra bi-| Söyyeflerle yapacağı anlaşma ile le kıskanıyorum. Simdi sana, onun adamı söylersem, sen, o ismi tekrar | edeceksin, dive üzülüyorum. Önun için, beni affet.. Sana onün İam: göylememekliğimi mazur gör,. Bir. kadın iste.. Beni aylardır düşün- düren bir kadı Kadın diyorum.. — Cünkü, kadı bence, her seyi ifade eden en kerv- vetli kelimedir. Sıtkı Cansever, Ruşen Bekirin yamna gelmisti: —Sen hastasın Ruşen.. — Hayır.. Sadece — şeviyorum.. Eğer, sevgi bir hastalıksa, evet.. Sıtkı icini çekti: — Ona anla sahip olamıyacağını söylemiştin, anlıyamadım... — Evet. Asla sahip olıınıyıar cağım.. Ruşen Bekir, oturduğu kolhıkhm ağır ağır kalktı. Gözleri irileşmiş ve buğulanmıştı. Yüzünde korkunç bir haj vardı. Bir adım attı. Kalla- rımı yavaş yavaş kaldırdı. Sıtkının arkadaşının yü - Yazan: M. SAMI KABAİEI. Venedikliler vahşet ibraz edıyorlardı, ellerine geçirdikleri çoluk çocuğu kesiyorlardı WM&NI“ : ıl'lıuıdıılılkhvıYdıhkh- lli_.l—ı.ldnıılı-ı temizletili Midillide Venediklilerin zararma olarak Floransalılara bazı imti - yazler verilmişti. Bu da rımıııı hükümeti tarafından ehlisalip ve Papa entrikaları hakkında günü gününe malümat verilmesinden i- Teri geliyordu. Floransa hükümeti o devirde, â- deta Fatihe casusiuk - ediyordu. Venedik ve Papa hakkında bil - :ikluiııl dergâhı âliye bildiriyor- u. Venedik, bu sebeple Floransaya diş biliyordu. Venedik, şikâyet - lere başlamıştı. f T f Küi bey, Venediklilerin idaresinde Idi. Venedikliler, İskender beyi hima- * ye ediyortardı. İskender bey de Türkler üzerine hazırlanıyordu. ımuı Arnsvutluk | i Mtab Yunlarma müktemlekaleri- Yurda. İskodra, merkezi bile Venediklile ellerinde idi. Padisahın Arna> | yürümesi apaçık Fatih, Venediklilerle muharebe | etmek için vesile arıyordu. Bu sı- | ralarda Atina Türk muhafızı be- yin bir kölesi elendisinin parasını çalarak Venediklilerin elinde bu- lunan (Koron) külesine kaçmıştı. cevap vermişlerdi: — Tekrer hiristiyanlığı kabul et- ti. Veremeyiz. « Onun için sadece! üzerine yürü - ğ manya bu yollardan biri ıııcnnkn yürümek mecburiyelinde kala » Bundan başka Almanyanın giri- geceği teşebbüsün mehiyeti do dağer şartlara bağlıdır. Şu helde bir tarsftan Yagiliz - Sevyel mü- nasebetlerinin ve diğer tarfaton da İ | gmaküsen mülenesip olarak yürü- yen Sevyet - Alman münasebet- lerinin İakisafı günün en ebem- yetil meselesidir. Mı züne baktı. baktı. — Hayır, hayır, diye, haykırdı.. Ona asla sahip olamıyacağım.. Ha- yır.. Ona rsla sahip olmema: ©O masumdur, o günahsızdır. O, | her seyden Dibâberdi. u, İuubu - | miyetini muhafazaya borçlu oldu- | İtura bir kadındır. Ruşen Bekir, az evvel oturduğu költuğa tekrar çökmüstü. Başını tekrar elleri arasına aklı. Omuzları sarsıla sarsıla, hiekirarak ağlıyor- dür — Sus, sus, Sıtkı, diyordu. Sakın onun adını sorma.. Yalvarının sa- na.. Sönra, bir daha, birbirimizi xade Ömn Bey imebahtı sahille- rine yayıldı. Bir üçüncü — Yürk kıt'ası (Modon) üÜzerine da çoğırdı. (Lwiji Loredano) yu denatinia kumandanlığına (Berteldot) u da kara orduları kumandanlığına ta- yin ile Türk orduları ve donanması üzerine sevi . Her iki kumandan, Mora ve &- daler balkını propagandaları saye- sinde iğfal ettiler. Adalarda ve Mo- yada bulunan hiristiyanlar umu- men ayaklandılar. Arnavutlar da bu meyanda idi. İş büyümüstü. Fakat; Fatih, hiç telâş göstermedi. Çünkü; evvelce bunların olacağı düşünülmüş ve ona göre hazırlanılınıştı. Venedikliler — muharebelerde Vahşet ibraz ediyorlardı. Ellerine geçirdikleri çoluk çocuğu kesiyor- | lardı, Girit adası hapishaneleri Vene- diğin kürek mahalli idi. Girit hapishanesinde bulunan guniler salıverildi. Harpte yarar- hık edenlere kumandanlıklar vâ - dedildi. Argos kalesi defaatla elden ele geçti. Evvelâ Turhan zade Ömer Bev, sonra da muazzam kuvvet - lerle sabık veziriszam — Mahmut Paşa, Yunanistanın cenubuna doğ Nevralji, Kırıklık vebütün ağrıları | Inhisarlar U. Müdürlüğünden: İ 12500 16 I Sırlnım!m mucibince yukarıda yıınlı 2 kalem ecza pazarlıkla | Batın almacaktır. M — Pazarlık 26/1/940 cuma günü Kabataşta levazım ve mübayaal | alım komisyonunda - yapılacaktır. idare tarafından verilecektir. tayin edilen gün ve saatlerde 6 76 te mezkür komisyona gelmeleri, cvğı Lıuı Aıı! Bi ıuwrnw pudı l İstanbul Orman Müdürlüğünden : 1 — Şilenin Korucadüğ'Dövlet ormamının A ve B sözisinden | 5082 | ae el karışık körnür açık artlırma ile satılacaktır. tturma - 21/1/940 tatihine müsadif cumartesi günü sast 10 ga dandı...Ben, acınacak bir adamım. | Cti Şilakda ve Belçika yolu. İkin- | yapılacaktır. 3 — Meşe kömürünün mühammen bedeli 16 ve karışık kömürün ken-; mrnukıııııkdllxmmv— İkemtal meşe ve 2791 kentaj tah 12 kuruştur, 4 — Muvakkat teminat 87 lira 85 kuruştur. birinin de ayrı bir takına mah - | zurları bulunmakla Leraber, Al - | y Sartname ve mükavelename projelerini görmek istiyenler İz- #anbul Orman Müdürlüğüne müracaat edebilirler, Fatih sulh ikinci hukuk hâkim- K Ahmed Akkoyunıu Taksim « Talimhane Palas No, 4 Pazardan maada her gün saat ef Cebe vekili avükat Ömer Cemil tarafından İstanbul Urı;er— gitesi umumi emraz enslitüsü lâ- a Yuratafrikda Hüi AĞMA 15 den sonra. Tel: 40127 leyhine yirmi beş liranın lnıı, avu-| katlık ücreti ve muhakeme mas- Faflerile tutarının tahsili hakkın- da ikeme edilen davada on beş gün. müddetle ilânen tebligat icrasına | karar verikmiş olmakla muhakeme Künü olan 7 şubat M0 çarşamba saat (11,30) da mahkemede bizzat veya- bilvekâle hazır - bulunması İüzumu tebllâ makamına kâaim ol- mak üzere ilân olunur, T_İYATROSU dram kısmında Bu akşam saat 20,30 da İSTİKLÂL CADDESİNDE KÖMEDİ KISMI Bu akşam saa! 20,30 da Amıcalar egleniyor HALK OPERETi Bugün matine 16 da 1940, Av 1, Gün 23, Kasım 77 BIHıdeSAIJ dermesi lüzumu tebliğ yerine gec- Ferel | mek üzere ilân olunur. — 39/1172 : pi — MA G « Sahibi ve neşriyatı idare eden EYEM İZZET BENİCE getirdikleri istihkâmları terkile Mabmut Paşa; ede geçen kale - | leri birer birer aldı ve Moraya yı altüst ederc Di /görüace “tarat' (aa berulüraki Açtım, baktı bakmadı, gene bir; Sinirleniyordum, O, hiç-oralasna Geçuul. Bi | ben de cevan veriyotdum: —- Hiç tedavi gördünüz mü?. diyordu. F l. Xen: kli olursa derhal kılıçtan geçiriyorda. İ Mubarebenin ikinci senesinde | Venedik donanması Adalar deni- zine geldi, Hattâ Midüli adesma bile işgal etmeğe muvaflak oldu. | mz?. —İlk çıbanı ne zaman çıkardır. Fokat; Türk donanmasile Mah- mut Paşanın yaklaşmekta oldu- Aunu haber alınca Venedik donan- ması adayı tahiiye ederek - firar — Bilmiyorum. Nasıl çıban?, — Sert, tepesi mukaar etrafı hal- ika halka mor bir çıban. — Hatırlamıyor musunuz? Turhân zade Ömer Bey dahi «Patrasx eivarında büyücek — bir meydan muharebesi kazandı. Ve- nedikliler bu muharebede perişen | oldular. Başkumandanları ile be- Taber on bin düsman askeri mey- danı harpte serili kaldı. Düşma - mım firar edebllen — bekiyesi do | istedi; Türk akıncıları tarafından (Kala- | matya) civarında yetişilerek mah->| Diye söylenmede bile lüzüm gör- | -verildi. Alınan esirlerin haddi yak- | — Dikkat etmemissinizdir. Dedi ve ilâve etti; — Çok zamahnlar hastalar bu çı- banın farkıina varmiyorlar!. Ne sorduğunu, nicin şorduğunu, | ne düşündüğünü, hastalığın ne ol | düğunu bilmediğim için ne demek anlamıyardum. timal ben furkındayım.. müyordu. Sadece: — Evet hostasiniz.. Hemen te daviye başlarız!. Dedi, Halime 'döndü: — Geç kalmış. Baksanıza Roze- Mora, Venediklilerin yerli aha- liyi iöfallerinden dolayı çöle çev- Bu uzun ııııhılıbeıiı ıılılll 1000 Lira İkramiye Beyoflu Ağacamii Sakızağacı Ne 31 -Erment-patrikhanesi Lütfâü Kardeş Aile Matb Husust Gdoktorü nezaretinde krvmcik eti ve tere Aksini isbat edene 1000 lira her semle yemek Rm»dcr&)ı dört kap bir övün 10 ve l övüz 18 Tiradır: Tediyatta KONŞ Firmava dikkat. İstanbul Levazım Âmirli- iinden verilen HARİCİ ASKERİ KITAATI İLANLARI 300,000 kilo sığır eti kapalı zatf- Ja münakasaya çıkarılmıştır. Mu- hammen bedeli 90,000 lira olup ilk | k-ınııılı 5750 lıMıı. İhale 31/1/ 940 Ç Kırklareli eskeri — satınalma ko- misyonunda yapılacaktır. Şartna- mesi her gün kemisyonda gürüle- Taliplerin kanunun 2, 3 cü maddelerindeki vesaik ve teminat ve teklif mektuplarını bavi aarf- larını belli gün ve santten bir suat evveline kadar Kırklareli As, Sa- tınalma komisyonuna vermeleri. «1103e — 4280» | Eskişebirde bir hamam İnşası kapalı xarfla eksiltmesi 25/1/M0 Perşembe günü saat 16 da Eski - şehir Kor, satınal komisyonun- da yapılacaktır. Keşif bedeli 31,608 | lira 23 kuruş ilk teminalı 2370 lira 62 kuruştur. Şartnamesi, keşif ve | projeleri Ankara, İstanbul Lv. â- airlikleri ve Eskişehir Kor. sa- tınalma komisyonunda — görülür. d GÜZELLİ. İsteklilerin kanunda yazılı sa kalar ve teminat makbuzunu havi -SIE teklif mektuplarını belli gün ve | 3 -SIKHA satten bir saat evveline kodar ko- l İşte yüksek bir kremde | amisyona vermeleri, <1065> - *206> BB bu meziyetlerin hepsini SÜ KREM - PERTEV temin edebilir 1 — KREM PDTI.'V Bir İstanbul asliye altıncı ——hukuk- müaühkemesinden! Müdâci: Behice Müdâeialeyi: Salih. Niüde vilâyetinin Küçükköy ka- riyesinde mukim seyyar esnaftan Müddei Behice tarafından müd- deki çizgi ve buruşi deisleyh Salih aleyhine acılan bo- ların teşekkülüne J şanma davasına ait arzuhal sureti olur. Deriyi genç ve tebliğ edilmek üze- gin tutar. Fo_ndenımı.m KREM PERTEV: Bir zellik vas lemiş mesamatı s: d n rak ciltteki pürtük VE e bukuk- eülü muhakeme eei göderli leri kanununun 14i H2 143 ve Haa aI ncü maddelerine tevfikan ia- çane far e ferer t ve £ bir halt de kılınan dava arzuhali ile tah- DA kikat gününü gösterir davetiye ya- rakasının mahkeme divmhanesine 9 9 — KREM PERTEV: Bir, asısmasına ve 939/1172 numarada gevasıdır.- Deri. güdi kayıtlı işbu davaya müddcialeyhin Bip işektei UüMÜ (15) gün icinde cevap vermesine Yilce. ve #iyah Bokli karar vorilmiş ve bermucibi kârar arzuhal ile davetiye varakası mah- keme divanhanesine asılmış ol - makla mumaileyh Salih yukarıda yazılı müddet zarfında davaya ce- vap vererek tahkikat icin tayin kı günü olan 7/ subat/ 940 carşamba i (10) da mahkememizde hazır bu- 4 lurması vöya kanüni bir vekil gön- iade kılınması tezahürüne mâni- © Cild adalesini — besli vek kuvyetlendirir. cildler için yağlı, ve sız cildler için yağsız susi tüp ve vazoları V sem ANAPİYOJEN Dr. İhsan Sami ü 4 n ea z || Petrol Nizâ kok, koli; piyosiyaniklerin yaptığı enç bakuni güze'liğit birinci gunııır- 'ah biz şey kalmaz, Balim sordu: — Doktor hastalık ne? O, güyet kasa, soğuk — kanlı ve Mescle yok car gene kaşları çatık cevap verdi: — Geyet aşikâr. Kan almıya bi- le lüzum görmedim. Ve.. Bir tek kelime ile hastalığın. ismini söyledi; Bir insan bunamış olsayd — Frengi. bu kadar kendisini kaybedt İlâve el Hâdiselere karşı oncak BW — İkinci devre. * Kâkayt olabilirdi. Dnımıv — Prengi. î e Kelimesini işitir işitmez yıldı - Frengi hal rımla vuruldum sandım ve sadece| — Oldu. Ve halimin ıuııld" bir çığlık kopardım: sında bir kötürüm gihi M Ş Prengi bati leri zor indii &.. Halim de benim gibi bey - | — Halim, beni vapura b mine bir kurşun sıkılmış gibi hay- | Ot ornobille doğrü Emirdİ kırdı: içinde yalnığ ğ Frongi bi Ondan öt iyorum. San- ki birisi dizli & a bir yumruk vurdu, bacaklarırcı büktü, | 2özıma da bir şamar yedim ve bir den yere düştüm!. Ağzımdaki son kelime gene o ların en kuvvetlisinin bi burusuklukları vardı.