BULUNAN ZİNCİR NE ZAMANA AİT.. İslanbul llmanı temizleniyor.. Asır- Gide İstanbul sularının allından waler gıkmayor, acler.. Gazelelerin haber ver- Giğine göre, geçen gün, 60 ton ağırlı Aında, çok eski devirlerden katma kos- kocaman bir de yindir çıkmış. Kln- bilir. bu zincir meyin nesidir?. — Os - manlılardan kalma ma, Bizansldardan kalmamı?. Romadan kalma mu?, Yök- #a daha mi eski. Malüm ya, tariki de- virlerden evveiki iük devir maden dev- Fidir. Muhakkak olan şu ki, bu sincir, maden devrinden daba eski değildir. Fakat, yeni tarih ulemasının Hddiaları me merkezdedir. o0u da bilmem. AMRXYİT YOKUŞUNUN / İSMİNİ DÜZZLTMELİ Şişhane yokuşandan — Permacebü- | zarına inen meşbür. — Meyliyokuşunun Başını belediye tanzim edccekmiş.. Bu | yoküşün evvelâ, adüu taszln elmeli. | Meyyü, malüm olduğu üzere ölü de- | mektir, Nereden, nasıl olmuş da — bu | yokuşa bu isim verilmiş, bilmiyorum. Acaba, Şişhane yokuşuna yakın oldu- Bu içla mi?. Şişhane yokuşunun tarihe Zeçen vesalii makliye — kazalarından Mülhem olması mühtemeldir. diyecek- tim amıma, sonra halırladım ki, henüz #ramvay, olobüs, otombil lenp edil - ameden evvel de, Meyyilyokuşu ismi vardı. İHTİKARA AİT HİKAYELER BAŞLADI İhtikâr mezelesi hükümet tarafından edbirlerle karşılanınca, — ne | hikâyeler başladı. Baksanıza, bir Göktor, 25 bin Üralık manlfatura 0$- yası salın almış, şimdi. elden çıkarmak için çırpımıyormuaş.. Fakal, alan yok. Çünkü, hatlar düşecek.. Amirine hakaret eden muavin Vazife esnasında — Yeniköy zahiye müdürü Muhsine bakarel eliiği iddia- Gile muhakemeye verilen KHasan Basrl isminde bir polis muavininin muha - Kemesine düa asliye birinci cezada ta- Kılmuştir. İddiaya güre Mulhsin; eytülün üçüncü | günü tefliş Yeta Tarabya Polis karako- huna gitmiş ve o vaman bu karakolda şimdi de Arnavulköyünde vazife gür. mekte olan polla muavlal Hasan Bus- | Fiyi yerinde bulamamışlır. Dünkü ceksede Muhsin hâdisenin bun. | dan sanraki safkasını şa şekilde anlat- mişlür: «— Bunu karakol deflerine yazmak Asledim. Arıltığım halde bulamadığımı Gdeflere geçirmek Üüsere daha bir satır yazmışlım ki içeriye zirdi. Defteri elim- den kaptı. yere fırlaktı. orada bulunan polis Şakire ekaldır şunur dedi. O da Gefleri kaldırdı. Baktım vaziyet fena, Kkaymakamla başkomisere haber ver - mek üzere elefon etmek ktedim. Ko- Mmiser muavini, telefon etmeme de mâ- zi olarak oradaki kapıları kapatlırdı ve | Bana «seni barada alıkoyuyoram, mev- kulsuns dedi. Komker muavini, — bir tarallar da bana sarbet olduğumu e- malla muzyene için polis Şakir vasıta. Bile mütehastıs hekim çağırtmağa kal- kıştı. Bir aralık telefonun mikrofomı | dir. Çabuk gelinz dedim. Sonunda baş- ( sik oldi Bisce, bu dakter, kâr ve kisp için, burnunu başka bir işe sokuşunun ce- zasını çekiyer. Yahu, doktorlüklar daha — kazançlı dş mi olur?. Komşunun davağu, — komşuya görünürmüş! CÜCELER DE HARP ESİRİ OLDULAR Marp esirleri arasına cüceler de ka- tramvay, olobüs, olomabil icap edil - mek üzere, vaktile, Amerikaya bir sü- Tü cüce gönderilmişti. Şundi, bunlar Avrupaya dönüyorlar. Cüceler, purla dönerken, bir harp remisi rafından çevrilmiş ve esir edilmişlier. Riz, eücelerin yakalanışıma hayrel et- Kik. Cüce wereye olsa sığabilir.. Vapur- da, nasıl olmuş da, bürdelğe saklana- mamışlar?. FINDIK, FISTIK TİYATRO VE BELEDİYA Allah ranı olsun, belediye üyatre - darda fındik, faslık gibi kuru yemiş genmesini menetti. ki bu karı yeknazarda, tasarruf haftasının ferda- sında, yerli yemiş yemek hususundaki propagar dalara aykırı gibi geliyorsa da Uyalro salonu bir yemek salanu veya Bu kararın derhal müsmir metlceleri Ge görülmüştür. Yalnız, şu garip cilveye bakınız Ki | lemsillerden sonra, Üyatro süpürülür- ken, en fazla fındık, fıstık kabuğumun, belediye erkânının yüksek şahıslarına fahsis edilmiş olan Üç adet sahih lo- gadan çıkmakla olduğunu kemali bür- melle belediye riyaseline arzederiz. AHMET RAUF benim elimde, makinesi onun elinde kaldı. Tutium, bir çöpçü vasılasile ber gündermeyi düşündüm, bentm sade onlara karışabileceğimi, sözümün sade ealara geçebileceğini söylemeğe başla- dı. Çöpçü yoktu. Güçlükle karşıdaki bak Kal vasılasile umumü santraldan Yeni- köyü buldurarak evaziyelim İyi değil Komiserin — müdabalesile — karakaldan kurtuldum, başkomiserle beraber ka, makama gittim, hâdiseden dolayı $iki yel etilm, Bunun üzerine de tahkikat yapıldı.r Mülcakiber nahiye müdürü Muh - vinle polis Şakir Çetin yüzleştirilmiş ve | Şakir, edeflerin yere fırlatıldığını sör- | medim. Doktora haber İşine gelince, böyle birşey işlitim. Lâkin ben hasla idim, Komiser muavini de bunu, beni tedavi ettirmek üzere dakler çağırma- | M izlediği yeklinde izah ediyora de - miştir. Polis muavini Hasan Basri se kendisinin nahiye müdürüne — dalma hürmelkâf bulunduğunu, Cakat bir me- seleden delayı evvelden aralarının a- unu söylemiştir. Netivede ma- hakeme tahkikatın renişletilmesi kara- '(Gümrükte kolaylık Muameleleri basitleşti- l ren bir kanun hazırlanıyor Öğrendiğiniize göre hâlen kul- lanılmakla olan gümrük nunun esasir bir şekilde değişliril- mesi kararlaştırılmıştır. Bu mak- satla büyük bir komisyon kurul - Gümrükler umum — müdürü ve müsteşar vekili B. Mahmut Nedim Gündüzalpın resslişinde bulunan bu komisyon Gümrük ve T- lar Vekâeti hukuk müşaviri B. Baha, ekonomik işler müdürü Celâdet Barbarosoğlu, teknik müdürü B. Sinan Onlulaktan mü- rekkep bulunmatadır. | Komisyon yeni — gümrük banı projesini — hazırlamak ileri memleketler gümrük mevzuatını da tetkik etmiştir. Yeni proje eskisinden cok farklı| ve bu; ü ihtiyaclarla mütena - olacaktır. Bu şayede gümrük muameleleri de daha kolay ve pek basit bir şekle sokulacaklardır. | ——— Mekteplerde müdür ve muavinlerin dersleri Orta mekteplerde idari vazife | alan müdür ve muavinler haftada 12 saatten fazla aldıkları dersler | İçim Vekâlet ücreti — ödenniemesi icobetilği halde bazı yerlerde bu lilerine para verildiği Maarif Vekâleti dün | maarif müdürlüğüne gönderdiği bir emirle badema idarecilere huftada 12 saaften fazla ders te verilme - mesini bildirmiştir. Ğ ei İstanbul - tarafının tiyatro ihtiyacı Şehir tiyatrosu ve balk opereti | temsillerinin Beyokluna münhasır | kalması ve İstanbul cihetinde bir | tiyatro, operet bulunmamasının sikâyetleri mucip olduğunu yaz - mıştik. Öğrendiğimize göre bu boşhuğu ve sırf telif eserler oynamak üzere yeni bir öperet temsil grupu ku- rulmuştur. ıhLçUl& HABENLENI w Özle veya akşam tetillerile sair | günlerde kahvelere giden lise ve orta | mektep talebeleri hemen polisçe yüka- lanacaklardır. Bunlara mektep inzibst komisyonları ağır cezalar verecekler - dir. * İstanbulda çavdar az olduğundan piyasada çavdar ekmeği diye satılan küçük ekmeklerin siyah buğdaydan ya- pıldikları anlaşılmışlır. * Vesalti hakliyenin Beyamıt mey - Ganindan geçerken takip edecekleri yollar yaniden tesbit olunmu; 1 dölüyisile fırincilar ekmekleri kâğıda saramamaktadırlar. Bu sebeple belediye memurları tara » fından verilen para eezalarına fırıncı- dar iliraz etmişlerdir. Sultanahmet Tinci sulh ceza mahkemesi yakında bu işi halledecei * Galatasaray ve Fenerbahçe fut- rile Y2 şubat saat 14 € talik olunmuş- eee bol takımları yarın Taksim stadyomun. da yine karşılaşacıklardır. ——— —a Adliye tebligat müdür- Eczacı kalfaları Bazı işleri için Ankara'ya hey'et gönderdiler İstanbul pratik eczacılar birli tarafından Ankaraya üç kişilik bir beyet gönderilmiştir. Bu heyet bil-. hassa cezacı kalfaiarının hafta ta- tili meselesile alâkadar olacak ve Sıhhat Vekâleti nezdinde teşeb - büslerde bulunacaktır. Kalfalar; ber gün hiç tatil yap- madan çalışmalarından — müşteki bulunmakta ve nöbelle olsun haf- tada bir gün tatil yapmalarına mü- saade olunmasını İstemektedirler. Diğer taraftan cezacı kalfaları nın Vekâsetten bazı istekleri daha | bulunmaktadır. Giden heyet bu hususlar hakkında da alâkadarlarla, temas edecektir. ——— lüğü leğvediliyor Adli evrakın posta ile tebliği işine alt son hazırlıklar da ikmal edismek üzeredir. Önümüzdeki cu- martesi günü akşamından itibaren adüye tebligat müdürlüğü lâğvo- lunacak ve ayıa birinci pazarlesi günü sabahından itibaren de adli tebligat posta ve telgrafla gönde- rilecektir. Öğrendiğimize göre bu münase- betle şehrimiz adliye tebiigat mü dürlüğü memur ve müba, z den hiç kimse açıkta bırakılı cak ve başka kısımlara yerleştirile.| ceklerdir. Köy mübaşirleri ise et kisi gibi çalışacaklardır. l aB Posta paketlerile kaçakçılık Memleketimizden kolipostal sn- retile yapılan sevkiyatta bazı yol- suzluklar ve kaçakcılıklar olduğu ve bilhassa bircok maddelerin bu yol ile ihraç edilmekte oldukları anlaşılmıştır. Bu münasebetle dün gümrükler umum müdürlüğünden gönderilen bir emirle badema kolipostal pa- ketlerinin sıkı bir surette kontrol olunmeları ve bu işe lâzım gelen €hemmiyetin verilmesi tebliğ olun- Ekmek fiatına ne oluyor Ekmek flatlarının ea para yüksel- Ülmesi etrafındaki tetkikler. nihayet Betçelenmişlir. Ba işle alükadar o- kanların idüla ve ifadesine göre, on para zam zararidir. Çünkü, evvelce yapılan on para tenzilâi isabetli — bir hareket değiidi. Fakat, biz, artık gu ekmek mesele - sinin, fistanin halledilmesini btiyoruz. Mütemadiyen, artacak mi, inecek mi, diye düşünmiyedim, uğraşmıyalım.. Muayyen formüllerin tabil ve elddi gartlarına çöre ekmek flatı, olgun man- zara arretmelldir. | BÜRHAN CEVAT —— gerremee Yazan ; İskender F. SERTELLİ BAR ÇİÇEKLERİ — Tabanca sesinden korkarak bayıldı.. Diyeceğiz. Dedi. Odanın kapısını açtılar, İği garson.. 2 Ötel sahibi.. Ve bir başka müşteri, En önde de Şinasi ayakta duru- yordu. Avukat Celâl kapıdakileri kar - diz — Ne oldu? Bir adam mı vurul- du? Karım korkudan baygın bir halde yatıyor. Bu ne rezalci?! Biz buraya başımızı — dinlendirmeğe gelmiştik. Diye bağırmağa başladı. Şinasi, kendi bar.nın bu devamlı| Müşterilerini tanımıştı. — Atfedersiniz, dedi, balkondaki Kadın arkadaşım birdenbire bir ta-| banca kurşunile vurulup yere düş-| tü. Saşırdım., Kurşunun bu taraf- tan geldiğini tahmin ederek size koştum. Kapıda toplananlar, heyecanla Şinasinin odasına girerek, Şebbos (yun yanındaki tabancayı görünce: — Yahul Herkesi neden rahatsız| ediyorsunuz? Bu kadın xendini ya kendi tabancasile vurdu.. Yahut ta onu vüran sizsiniz! Bu sözlere muhatap olan Sina - v başka biri değikli, No 23 Cinayetin bütün mes'uliyeti Şi- nasinin üzerine yüklenmişti. 'Tam bu s.rada vak'a mahalline yetişen polis memurları Şinasiyi karakola, (Şebboy) u da hastane- ye kaldırmışlardı. * Semih Kâmran o geceyi ayakta Beçirdi. (Zarbak) uzandılı karyolada sabahâ kadar sızıp katmış. O za- ten sarhoştu.. Baş.mı yastığa ko- yar koymaz uyumuştu. Sabahleyin avukat Celâl (Ble - nekşe) vi bir olomobile atarak, Se-| mih Kâmrandan ayrıldı: — Akşama Lüksemburg gazino- sunda buluşuruz, Semihciğim! Sen, de (Zambak) uyanır uyanmaz bu- redan uzaklaş. Ve yavaşca kulağına ilildi: —liç bir şeyden haberimiz wx,( bi davranacağız.. Anlıyor > suün ya? * Ayni günün sabahı Sast 9 buçuk. (Zambak) gözlerini açtı: — Hâlâ burada mıyız? Semih Kâmcan bir şezlonga u- Zanmıştı, — Evet, gözüm! dedi. Hâlâ' bu- Tadayız. (Zambak) yavaşça başını kal - dırdı.. Etrafa göyle bir göz attı: — Menekşe nerede? — Onlar erkenden gittiler. (Zambak) 3emihin soyunmamış olduğunu görünce, bayretle sordu: — 8x yatmadınız mu? — Hayır. Geceki hüdiseden son- Ta insanın gözüne uyku Girer mi? (Zambak) bir şeyler hatırlamı- yordu. Karyolanın içinde doğruldu: — Hangi hâdiseden hahsediyor- sunuz, Semiih Beş? * 3 Semih Kâmran ayağa kalktı. Sigara kutusunu açtı: — Hangi hâdiseden mi? Tuhaf Şey! İnsan bazan yaptıklarını ha- tırlıyamaz amma, elini kana bo- yadığı dakikayı pekâlâ hatırlıya- bilir, — Ne demek istiyorsunuz. Se - mih Bey? Vallahi bir şeyden ha- berim yok benim. O kadar rahat uvudum ki burada. Ne bir sivrisi- nek vardı.. Ne de tahta kurusu. — Sânki bunları duyacak halde miydin? Horul horul uyudun sa- baha kadar, — Allah aşkıma söyleyin, Semih Beyi Size karşı bir. terbiyesizlik Ti yaplım? Kaibinizi kıracak bir şey mi süyledim? Ne yaplım?.. Semih Kâmran siçarasını yaktır — Arkadaşını vurdun.. Daha ne yapacaksın? (Zambak) gözlerini uğuşturarak karyoladan yere atlad: İ — Ne diyorsunuz.. Arkadaşımı Mi vurdum? (Menekşe) yi mi vur- dum?!. | — Hayır.. (Menekşe) yi değil. — Burada benim ondan başka : arkadaşım yoktu. | — Yan odaya gelen arkadaşını. | Hatta adı da Şebboymuş. | — Bunlar bana bir rüya kadar garib ve yabancı geliyor, Semih | Bey! Bir şeyler hatırlamak istiyo- | Tüm. Evet, Dün akşım denizden i bir motör gelmişti. | — İşle o motörde Şinasi — ile (Sebboy) vardı. Tesadüfen yanı - mızdaki balkonlu odaya gelmiş « ylerdi. — Ey, sonra?.. — Sonrası bu işte. Sen kıskan- dın! (Sedboy) u Şinasinin kolla - rında görünce, onu revolverle vur- dun! Fakat, dua et ki Celâl Beye.. Seni kanunun pençesinden kurta- ran odür, (Zambak) çaşkın şaşkın Semih Kâmranın yüzüne bakıyordu. Ha- Lazasını yakladıkça; — Simdi herşey sinema şeridi Gibi gözünün önünden geçiyor. Ben| neler yapmışım Allahım?! iye söyleniyordu. bdluıbık bir aralık kendini yok- . — Siz cok kibar bir erkeksiniz, Semih Bey! Yabancı, yılışkan bi zamparaya benzemiyorsunuz! Ben karyolada yatarken. yanıma so - kulmamıssınız.. Size teşekkür e- derim, bundan sonra sizi iyi bil dost olarak her zaman arıyacağım.| Demek ki ben (Şebboy) u vür « dum.. Öyle mi? ( Devamı Var ) | Amma, her çün, | var?, Davı |Ürenmek islemiştir. Bütün bu konuş- Neden asabileşiyorlar? İslanbul gareleleri, ihtikâr mevru- unu ciddiyelle ele aldılar. Bâtün va- fandaşların, yeçân yezân mizleessir ol- duğü ihijkâr Hâdisesine karşı alâka- Sazlık olur müydü?, Kğer, Dunu da yazmasaydık, başka ne vazifemiz ka- lırdı?. Sonra, mevcudiyetinden bahse- Gilen ihükâr, öyle bir vükıadır ki, bir Kddia. bir zan, bir tahmin değil.. Mer Zün, herkesin şahil olduğa müsbet hâ- diseler sülsilesi manzarasile, günlük ha- yallmını meşgul ediyor. Fakat, duyuyoruz ki, bir kıtım Hha- âl lacirleri ve piyata — münlesipleri, Gazelelerin bu çok yerinde ve haklı neş- alından dölayı fevkalade asabileşi- | yorlar, Teveran ediyorlar. Hatlâ, gaze- telere, tehdil yollu, imzasız mektup - lar geliyor; şöşle diyorları — İhtlkâr lâfımı burakın; yazacak baş- Ka imevrü bulamıyor musur Ve, geçenlerde ücaret odakında ya- | Pilan mabilalura - kacirleri — içtimainin sonunda, bazı tacirlerin — rarfettikleri cümleler, cidden tecmürümüzü macip Olmuş ve bizi hayrete düşürmüştür. Bir refikimizin nakletliğine göre, tacirler: — İhlikâr meselesini gazeleler yişi- riyorlar, güzelelerin marına yandık.. Demişlerdir. Vaziyet anlaşılıyor! Gözetaler sus- ır, Devlet harekele gelmemelidir. Ve beş an laciz, piyasayı, fiat mese- desini alabildiklerine idare etmelidir. bütün vatandaşlar bundan zarar göreceklermiş, ne bels | ©. beş on tüccarın zenzin olmasıdır. zaye budur. Onların men- faatine dokunulmamalıdır. Bu kadâr vicdansızca bir düşünceye sahip olanlara verllccek lek cevap, be- lediye yasağına Teğmen, yudurz Yüzlerine tükürmek?. REŞAT FEYZİ Ankara belediye reis muavinliği B. Halükun şehrimiz vali mua - inliğine tayin olunmasile sçık kalan Ankara belediye reis mua - vinliğine İstanbul belediye reix muavinliğinden Sıvaş vilâyeti ida-. re heyeti azalığına intihsp edilen B. Rauf Demirtaş tayin olunmuş- tur. Avrupa Harbinin Akdeniz mi, Adriyatik mi ? İtalyanın alacağı vaziyet me olacak? Suali yeknesak bir hal almış, buna verilen cevaplar, bu mevzuda yürü - tülen tahminler de arlık aşağı yukarı birdirine benser hale gelmişli. Sanra Komadaki Avrupalı muhabirlerin mek- tuplarında da tekrar edilea - hemen dalma yu oluyordu: İlalya bekliyor. İtalya hazırlanıyor, İtalya münasıp zamanda müdahale e- decek, Halya bitaraf değildir. yalnız gömdilik harbe karışmıyor.. ve saire, Şimdi yine İlalyanın vaziyeti mese- desinin Avrupa matbualnda tazelen- diği görülüyor, İsim dasrih ederek ve etmiyerek yazılan münah barı yazılâr. var ki bunlarda bilarafların, bitarak ot- mayap sarlece harbe - karışmıyanların, hulâsa kendi hesaplarına göre hareket etmek isliyenlerin vaziyetleri arlık sa- rahat kesbelmek Tüzim #eldifi söyles iyor. Gün geştikçe Avrupa harbi de garp cephesindeki suküna rağmen bir Inkişaf takip etmektedir. Bu inki- gafın icap ettird.ği bir de diplomasi fa- niyeti olduğuna şüpho yok. Biraz da müşahede ürerine söz söy- demek Jâzim geliriç daha geçen gün İlalyadan memlekeline dönmüş olan bir İugilirin anlattıklarını dinlemek faydasız olmuyacak. Mühtelif zümre- derden birçok İtatyanla görüştüğünü söyliyen bu İngilizin dediğine göre kendisi İşçilerden Hariciye Münleşarı- ma kadar bir hayli kimselerin fikrini öğ- malardan çıkan nefice ise şu oluyor: İtalyan halkı Almanyadan ziyade 'İngillere ile Fransaya karşı daha İyi Bisler beslemekledir. Fakat Habeşis- fan harbi sırasında İtalyaya karşı aceri tedbirler almakla olan — İngilterenin, sonra onu dakip ederek Pransanın ba- ga geçiniş olması hâlâ unululmamışlır. Halyanlar zecri tedbirlerin o zaman İ- falyayı zarara sokmaklan başka hiçbir maksalla yapılmadığı - kanaalindedir- der, İtalyanlar şöyle düşünmüşlerdir: — Habeşislan harbinde İtatyaya kar- © örle davranılması, İlalyanın taar- Yuz etmesinden dolayı değlidi. — Eğer bakiki sebep bu olsaydı. Şimdi yine ayni tedbirler alınırdı. İtalyadan mem- dekeline dönca İngilirin orada iken e. dindiği mtıba şa elüyer Ki İngillere 1- çin yapılacak şey UmüMİ siyatetinde öyle tırf kendi menafiini korumak £: yesini takip elmediğine, medeniyet ve kasaniyetin yüksek esaslarımı müda - faaya azmetmiş olduğuna dünyayı ik- ma etmektir. İşte 6 İngilizin anlattıklarından bu çıkıyor. Diğer taraftan da anlaşılıyor Ki Kuzyazın vaziyeli İlalyanları dü » Adii terfiler İstanbulda ve diğer yerlerde yeni tayinler yapıldı Adliye mensupları arasında yeni fayin Ve terliler yapılmışlır. Ez - cümle İstanbul ticurct ıııhhıeıi' resi Hakkı 100 ilra asli maaşla hu- kuk işleri umum müdürlüğüne, 90, lira asli maaşlı İstanbul ücaret mahkemesi reisliğine İstanbul hâ- kimi Münir, 80 sira asli maaşlı temyiz mahkemesi raportörlüğüne terfian raportör Nuri, 70 li â maaslı Balıkesir hâkimli; Femit hâkimi Tahsin, 60 lira asli maaslı Çankırı sull hâkimliğine müddelumumiliğine Ankara hâ- kimi Recai, Çankırı hukuk hâkim- liğine Çankırı azası Nesimi, Ankara hâkim muavinliğine hukuk dekto-| ru Hikmet, Cürüm Cexa bükim - liğine Dinar ceza hâkimi Şükrü. İstanbul — sulh Lâkimi Cevat teyin edilmişlerdir. 40 LİRA ASLİ MAAŞLILAR Yenişehir ceza hâkimi reinihas müddeiumum si Ankara hâkimüğine İzmir müddei- umumi muavini Nadir, Alanya ce- za hâkimliğine Alan; â l ne eski Hayrebolu hâkimi Tevfik, Tokat sulh hâkimliğine Osmaneli | kimiHakkı, Afyon azalığına Sö| Küt hukuk hâkimi Ali Rıza, 35 LİRA ASLİ MAAŞLILAR Ankara nza muavinliğine Uzun-| köprü eski hâkim muavini Sıtkı, Yaş müddeilumumi — muavinliğine Ankara müddeiumumi — muavini Rebia, Ankara müddeiumumi mu- avinliğine Kastamonu müddelu - mumi muavini Tâli, Alanya hâ - kim muavinliğine Gülnar hâkim muavini Hayreddin, Küreinihas müddeiumumi muavinliğine Can- kırı sorgu hâkimi İsmet, Nazilli müddeiumumi muavi! çe sorgu — hâkimi N: müddeiumumi muavinliğine Pi - narbaşı hâkim muavini Memduh, Mersin hâkim muavin'iğine Muş aza musvini İsmail, Muşa tayii olunmuşlardır. ine Kü- Hâmit, Yeni Meseleleri I ş#ündürmeğe devam ediyor. İtalyanın Habeşistarı xaptederek İlalya Kralı- Ha da Habeşislan imparaloru unvanı- Bi aldığını daha Rasya fasdik etme- miştir. Nihayet Kusya larafından Re- maya yeni bır elçi gönderilmiş. fakal bu elçi de daha illmatnamesini ver - meden tekrar Moskavaya çağırılmış- fr, Buna verilen mana Rusyaşın da- ha bir müddet İlalyanın Habeşistam zapletmesini tasdık eümeyi islemediği merkerindedir. Diplomatlar mehafilin- Ge buna ne mana verilirse verilsin İtal. yayı buğün en siyade meşgul eden me- Bele arlık Akdenie vaziyelinin geçen sene nihayelinde olduğu zibi nazari dikkate alınanadığı, busün için İalya- min bülün dakkat ve alâkasına celbe » den sahanın Adriyatik deniri lle Bal- kanlar olduğu anlaşılıyor. Öyle ki ge- çenlerde toplanan büyük Faşist mec- Tistein neşredilen tebliğinde Akdenizin adı bile görülmemesi öyle İhmal edi. lecek bir keytiyet değlldir. Bu pek manalı görülmektedir. Yani buzünkü İtalya artık Akdenisin umumü vazi: eti ile meşgal değil. Onu daha ziyade düşündüren sahalar var. Geçen sene nihayeti ile bu sene nihayeti arasında me büyük fark?. Geçen sene ilkkümun ayının başlangıcında idi ki İlalyada: — Tunusu islerla, Korsikayı isteriz, Cibuliyi isleriz, Sesleri yükselmiş, ga- zeteler hep ba farıda yağılar yazmışlı. Bu isicucn yerler hep Fransadan iste- Biyordu. O zaman Pransanin kat'i o- Tarak verdiği cevap da şu oluyordu: — Pransa kimseye bir karış bile foprak vermiyocektiri. © günler Berlin - Roma mihverin. den çok bahsedilen günlerdi. Akdeni- zin vaziyeli de çok konuşulan, yazılan bir mevxu almakla devam ediyordu. Fakat geçen kaş geçli. Berlin - Ro- ma mihveri büyle müşlerek hareket - dere geçmedi. Vaz geldi, reçli, nihayet sanbaharda Almanyanın Lebistana ta- arruzu üzerine Avrupa harbi çıkla. İ- talya böyle bir harbe taraftar değildi. Onun için müttefiki Almanya ile be- Taber yürümemişlir. Hele Almanyasın Rusya ile anlaşması İtalyayı daha çok düşündürmüş oldu. Buzün İlatlya ma- düm olduğu Gzere Almanyazın mütte- fiki olarak kalıyor. Fakat Almanyanın destu olan Rusyanın emellerinden çok güphere düşmüş bulunuyor. Baki — bir” söz vardır: Dostamun düşmanı benim de düşmanım. Dostomün Gostu benim de dostüm; derler, Pakal bugün İtal. iya sön senelerde çok dösi olduğu Al: manyanın şu üç dört aydanberi anlaş- tağı Busyaya dost değildir. z Fransız Mali İşbirliği Yazan: Ahmad Şükrü Çok defa tekrar edilmiş bir bakt kattir ki zamanımuzın harbi, arasında bir müsademe değil. mülletlerin, maddi ve manevi kuvtek leri arasında bir mücadele, belki BK mükavemet imtihanıdır. Maddi KEY * vetler arasında bir. memicketin maddeleri, endüsirisi, parası, kreditlk hulâsü Iktmadi kudret ifade eden Bf Hasuru dahlidir. Fakat bir devletin SÜY €adeleyi kazanmazı için bu noktalardık zenzin olması kâfi değildir. Z #ini ve kudretini teçhiz ederek düşMi” — ma karşı kullanabilmelidir. l Baçünkü mücadelede İngülerenlin V? Pramsanın maddi küvvet - bakımıadöf İi Almanyaya falk oldukları münakâtk kaldırmıyan bir kakikaltir. Bu falkirek bircok noktalarda mukayese kabul #4 mez. Danunla beraber, Almanyâ başlamazdan evvel, bu nokladan dAbİ. iyi teçbiz edilmiş ve daha iyi hazırlf mıştı. Ve esasen salh zamanındaki Atİ ikusat ve maliye ekozomisi, seferBif — halde Bulunan bir memleketin eketi” anisini audırır. Almanyanın d 4 devletlerle harbi güze alırken, biraz # buna güvendiği, zeçenlerde Funk Ü Tafından söylemen bir nutukları da B” Taşılmakladır. Punk, İngilla ve FTAH XU İklisat ve maliye sislemlerinin hAff gartlarına uygun olmadığını ve İMİ” liz ve Fransız zihniyetlerinin bu *#” temlerini harp şartlarına — uydurmaf mizalt olmadığını bildirmişti. — PWk ayni zamanda İngillerenin ve PramSi” Ban Uktsadi sahada işbirliği ya caklarını kâdia elmişti. Alman İktmat Nazırının bu nutküf” dan sanra yapılan — İngiltr - Framtif mali anlaşması, Funkun bu mukabele teşkil edermiş gibi bir mAh” /zara arzetmekle beraber, Reynat Fransız parlâmentosunda söylediği #0 lerden de anlaşılmaktadır. Ki iki d ” mokral devlet arasındaki ba itilâf, 44h> evvel ve Framsız Maliye Nazırının 6?" çen ay ortasında Londrayı ziyareli ©*7 nasında düşünülmüştü. İngılla ve PrAM” Kız Maliye Nazırlarının arkası sıra ledikleri birer mutukta izah edilen bE iullâfa göre, İngiliz ve Pramsız harp devam settiği müddotçe sulbun üszasından all ay sonraya K” dar biribirine bağlı kalacaklardır. devlet biribirine sormaksızın yapmıyacak, ve imemilekelleri dışındi yapacakları barp masraflarını arak” |) ruda takslm edeceklerdir. — Franiif Maliye Nazıri Reymaud, — parlâmenit kuzurunda söylediği majistral mutklü” Ga bunu etarihte misli görütmemişe BİF anlaşına olarak - vasıflandırmakladif Meynaad, herşeyden evvel, valanda$ * larını, Almanyayı zayıf bir düşman PF zederek nikbinltte kapılmaktan (hti < Yaza davet etmişlir. Zaman devlellerin müttefikidir diyerek oturuP beklemekle Almanya mağtüp olmük Nazi Almanyası İki sene içinde Gİ€f ) mülyondan fazla nüfusu idaresi allı almıştır ve atılukaya karşı rmakave 1914 harbinden daha büyüktür. Almanya hazırlanmıştır. Soara büşlk harple düşmanları olan Rasya, Rermali” ya, Yugoslavya, İlalya ve Belçika J8 Salh halindedir ve bu memleketlerde eşva gelbedecek bir vaziyettedir. RET” nzud buraya kadar sanki De. Funkti #üzile konuşmaktadır. - Fikat Maliy? Nazarı, biçbir hakikati Fransız müle” tünden gizlememektledir. - Geçen x00f yine böyle açık sözü Hedir ki Franstk Mmilletini vazileye çağırmış ve iki buhranı önlemişti. Reynand Pransanın zenzin oldufü” nu. İngillerenin ise, daha çok zenglüi oldukunu ve (ki devlet arasında sıki bir iş birliğinin zaferi temine kâfi Ke- teceğini söylemiştir. T A 5. ESMER tniıi Birimizin Derdi Hepimizin Derdi eŞehirde işliyen etobüslerin ek- gerisinin durak yerleri olsun el » masın lâaletlayin yerlerde müşteri daplamak için dakikalarca bekle « dikleri olayor. Bu arabalar, meselâ Beyarıda gelince stop eder. Ara - banın biletçileri kapının önüne çıkar, âvaz âvar — Haydi Edirnekapı, Karacm- Tük 5 kuruş diye bağırır. Arabanın içindeki yalcuların işi varımış, yok- muş bu husus kale ve nazarı (ll- bare alınmaz. Olabüse müşleri faz- la para verdiği icin tramvaydan fazla sür'at istemekte haklıdır. Ö fobüslerin müşteri alıp bırakma- ları daha mazbül bir hale konula-