lütfen YAZAN: REŞAD FEYZİ ye neşi — iz. Belki, uZ taraflar V ilduğu hi zümiyerek haksızlık ettiğim'z ir da çokur. Biz daha ziyade okuy Siplarına kapılırız. Filân yerde - bir okuyucu, bize hir mektup İaten Yazar, Sikâyet eder, atar Fakât, mek- ,,ğg-—ı » hem şikâyeti yazar, hem m_&!mı aöresini ve imzasını yaz- Baçlan çekinir. Fakat, bu mek - ŞeğM kim yollüyor, neden yollu biziştçin yolluyor?.-Bütün bi Okun İfin meçhuldür. Binaer Hü tcülar her yolladıkları mek- | İi eErİh ve muvazzah adres ve Mahlerini ilâve etmeği unutma - Uladırlar. hıfı"' okuyucular da varı milârına adres ve isimlerini G işlardır. Fakat, altında şu Mek- z Bdünüze * «Adresimin ve is- H::"m Bizli tutulmasını rica ede- mğ_—ıw. Bu, ekseriya belli de - bi lir, Eğer, yazmaktan çekiriyor- ıı:k' neden yazı nuz? Yazı- ::mn nüsbet ve yüzde yüz | iso, & den Kşşee, #sminizi saklamağa ne- | Zum görüyorsunuz? Hulâsa, y ai şüpheli olan bir mektubu | iş Etmezsiniz. İmzasız ve adres- Ka Mektup yoll ütu, birka deta, size kafa 1 yazar: tubu neden neş- Yazın ki, hakikst | n.. Neden çekini ede: bu. şayanı z ve Tüzsünüz 'ki, ka hi ”. C) mektubunun altında, da- * Yine adres ve ( Glide adres ve imza yoktur. MaşCtelere düşen vazife böyle za- k"——ıniı_ bu mektupların iddia - Ka tevsik ve tetkik — etmektir. heit çok defa, bu şikâyetler, öy- .__""lııuL çapraşık mevzularda - bazgi Punun tahkiki için, bir mu- Bini » Arkadaş, bir günlük mesa - yırmalıdır. Halbuki, bir ga- MiğYe her — gün, böyle bir sürü şP gelir. Eğer, her mektubun %k'k' İçin bir arkadaş tavzif el- | ni İcap etse, gazetelerin kadro - | Bo daki arkadaşlar kâfi gelmez. | ı%::l da, gazetenin asıl diğer iş- | Dhr -klln-n görecek, diğer yazıla - | im yazacak?. ."â;ilhı Razete ile okuyucunun Mapitebetleri bir garip âlemdir, l ve mantıki düşünen okur r, şikâyetlerini sarih yazan ideübalâğaya kapılmazlar, sarih' & Ve i ilâve etmeği âs. _—:guııru Gazetede bu gibi - | Veya iğtTeder. / Alâkadar d tan, Piüessese de, bu neşriyatı na- ki d'l;lkı: adır. Bir ihmal, bir N im ) bir yanlışlık — varsa, | h’;z bertaraf eder. n :lvran. gazetede, bu işlere | ;,,:dh% tkadaşlar, — okuyucunun a Pünu kâfi müsbet vesika ad- Ve derhal neşrederler. Ba- e vhıı. ertesi gün, alâkadar da- | *Ya Mücssese, derhal bir tek- | .,m':.!kıııbu yollamıştır. Tekzip | ç Sbunu — neşretmek - doğru ' PakaşdNunen mecburidir. — , haklanık Razeteler nasıl yanılırsa, | ı,."kn"lndı_bir şikâyot Mİtişar et- wwmdcrde. bazan yar | Okınca FK, Bir gazetede şikâyet | Serhal, alâkedar mücssese Amiri, | — İtman Mü'eessir olur, hatta kızar, çu ı,m'l"llndekl şefi çağırır: &y Vıı:dıı.' ıf"’ bir şikâyet mev- n? yi ığ:'rgüyh bir iş üzerinde o daki- b lüşünmemiştir, bile.. Fakat, | Gd al cevap vermek Jâzım:| a | Biğün etendim.. Yoktur. lim , hamen tekzip ede- ler nasıl bazan, tahkik t müesseseler de * Kralı bu gibi kanunlara ehemmiyet ver» ? le Gazetelerle okuyucular arasında Bir şikâyetim var,--::55 yazar mısınız? Gazetelerde kari mektupları, tekzipler ve bunların maceraları yanılabilir. Bunun en yakin bir | misali, geçen gün geçti. Her gün | şahit olduğum bir küçük mesele vazdır. Bir ol linde, bizzat kendim gazeteye dım Yazının çıktığı günün akşamı, o müessesenin direktörü matbaaya adar geldi. Pürtelâş ve hiddetti çalışkan ve işi için, geceleri rahatsız olurcasırza Tet etmiştim. e başlar başlamaz zıyı kim yazmışsa, dedi, n ati için yazmıştır. Böy- le bir vaziyet yoktur. Biz icabeden bütün tedbirleri aldık. Neşriyat yalandır., Cebinden birçok kâğıtlar, cet - | veller vesikalar, evrak çıkardı. Sözünü isbata çalışıyordu. Muh - vn muhatabim sözlernde çok samimi idi. Kendi noktai mazarına göre, doğru söylüyordu. l Yeni harp kanunları Son yüz yılın başlangıcında Al- man büyük erkânıharbiyesi «harp kanunları» serlevhası altında bir | vesika neşre'miştir: | «İşgal olunan şehir ve kasaba - | ları, tahrip etmek, bu şehir ve ka- | sabalarda bulunan evleri, dükkân- ları yağma eylemek kat'iyyen ya- asktır. Buna cür'et edenler bir cani gibi cezalandırılacaktır. «Hususi evlere, müesseselere do- kunulmıyacaktır. İşgal olunan yer-. ler ahalisinin mallarına, canlarına | ilişilmiyecektir. Paralarını, mü - cevherlerini — gasbedenler — hırsiz müuamelesi görecektir., «İşgal olunan yerler ahalisinin 3rz ve namusuna tasallut olunmu- yacaktır. Askerler, askerlerle har- bettiklerin kat'iyyen ha'ırdan ç- karmamalıdır..» ekizirci yüz yılda Prusya | inel Fredrik (1712 - 1786) | On mezdi: «Politika keltmesinden benim anladığım şudur: Şahsi menfaa - tini temin için başkalarını aldat - ' mak sam'atı... Hakikaten muvaffak olmak için bundan daha iyi usul yoktur. Menfaati yalnız size ait | olmak şârtile muahedeler, muka- | veleler akdetmekten çekinmeyi-'| niz ve şu sözümü daima hatırda | tutu öz: Komşunuzu zayıf birak- cum etmesinin önüne geçmiş olur- sunuz... İkinci Predriğin hatıralarından birkaç cümle: «İhtiyacınız olan şeyleri cebren almaktan — çekinmeyiniz. Bu bir hata, bir kusur- değüdir. İadeye mecbur kalırsanız hata olur..» ŞN Mltesi a Avrupada, ilk posta pulu, 8 mayıs 1890 da büyük Britanyada çıkarılmış- 'tır. Şu halde gelecek sene, Posta pulla- rının 100 üncü yıldönümü kutlana - caktır. Amerikada, ilk posta pulu kullanan hükümet Brezilyadır. İlk posta pulu 1843 te tedavüle çıkarılmıştır. Bütün devletler, bilhassa İsviçşe, Fransa, Bel- gika, Holanda, Lüksemburg, İspanya, Danimarka, Portekiz, İtalyan ve Al- man Dükalıkları İngiltere ve Brezil- yayı taklit etmişlerdir. BEYNELMİLEL POSTA İTTİHADI NE ZAMAN YAPILDI? Merkezi Bezn şetirinde bulunan bey- nelmilel posta ittihadı 1875 de akdo- lunmuştur, Karilerimizin mektubları Kadıköyün ecnebiler üzerinde bırakbı” Ve posta pulu istimali ka- ir. Güyesi, devletler ara- taztisini kolaylaştırmaktır. FİNLANDİYANIN SERVETİ lya bir zirast memleketidir. Ahalisinin yüzde T #i ziraatle ve ziral mahsul ihracı ile iştigal eder. Kereste sanayli de çok müterakkidir. Kâğıt ha- mmuru ve sellülce çok mebzüldür. Tü- tün de yetiştirilmektedir. Finlandiya- nın tereyağlarımın, peynirlerinin ne - İaseti bütün dünyada meşburdur. Fin- landiya her sene S00 milyon markkas ve yahut Finmarklık tereyağı ve pey- nir ihTaç edar. HOLANDA HÜKÜMETİ Holanda Krallığının arazisi — 35,000 kilometro murabbardır. Zülderze, Vad- Sözünü bitirmişti. den, Dollar, cenubi Holanda şehirleri Bu sefer, ben söze başladım. | ve Zelanda dahil olmamak şartile... Dedim ki. Nüfusu 8,900,000 dur. Kilometro ba- — Yazılan bu yazı doğrudur. Yâ- şına 234 kişi tesadüf edec. Holunda as- şahsi menfaat için yazılı dise rivayet halinde dı iyı yazan benim ve göz- kerleri kur'a ile alınır. Harp zamanın- ve terbiye görmüş 600 - 700 bin asker çıkarabilir. Hava kuvvetleri, gördüğüm bir vaziyeti | ticaret filosu çok mühimdir. Samimi ve kıymotli muhatabım, DÜNYANIN EN BÜYÜK ADASI ilkönce sarfettiği sözlerden dolayı KT Barncodur. Mesahal sathiyesi 554,000 kilometrn murabburdır. Naf Holanda- nin, nisfi dâ Büyük Britanyanın ida- resindodir. Avustralyanın bu çok zengin adası Fransa, kadar büyüktür. PORTEKİZE DAİR: 2 tuhaf oldu. Kendisini ikma im ve hüdisenin yazıldığı gibi olduğunu deltllerile isbat ettim. —| Sonra, anlaştık. Mesele şu idi ikar çıkmmaz, mües li - Rim zat, derha maiyetindeki me - murları, şefleri çağırmış, izahat al- mıştı. Onlar bir takım - kâğıtlar, cetveller, evrak göslererek, yaz nın yanlış olduğunu söylemişler, âmirlerini ikna etmişlerdi. Fakat, Bi şesenin âmiri olduğunu söy Bu memleket Si T milyondur. Mesahai sathiyesi, Aşar adalarile bera- ber 93,000 kilometro murabbamdır. Baş-| hen şehirleri Lizbon (nüfusu (1,000,000) | de bir oyuna benzer, Seven, sevdi- bizim yazımızda işaret — ettiğimiz | Porto (nüfusu 350,000). — Fortekizin yanlışlığı da, hemen o sabah, ace- | Atrikn ve Asyadaki müstemlekeleri - le, elaltından, müdüre duyurma - | nin mesahai sathiyesi 2,200,000 İkilo- dan düzeltmişlerdi. metro murabbatdır. Nüfusu da 12,000,000| (Devamı 7 inci sahifede) | kadardır. NASIL SEVİŞ N YE 4 İKİNCİ" İYORLAR menin de kendine mahsus âdap ve erkânı var Birbirini seven bir çiftte birinin sahip, diğerinin de esir olması tabii bir kaide sayılıyor. Doğru mu? Sevmenin de kendine mahsus u- sulleri vardır. Bunlardan biri sa- ğime istediği gibi sahip olur; iste- diği gibi zevklerini, — hodbinisini tatmin eder. Bu despotizme kadar gider, Sevince tamamile zevkle - rini yerine gelirmekbir hak farzo- lunur, Seven, gevdiği vücude ta- mamile sahip olmak ve etmek ister. Bir çiftte sahip, bir de esir vardır. Bir baş- ka sevgi daha vardır ki bu son za- manlarda pek nadirleşmiştir. diğinden birşey istemeden sev - meku , Sovenler, hemen her memlekette kavileştirmek isterler. inyanın öbür uçlarında, me - selâ Groenland'da olsun, Tuma - motu adalarında ölsün, her nerede olursa olsun bir çiftin sevgisi izdi- la neticelenir. Ve bu her mem- lekete göre değişir. Bazı memle « ketlerde katlının ehemmiyeti bü- yüktür. Adeta bir Kraliçe gibi mu- amele görür, hünmet edilir. Kadın, alle binasının temel direğidir. Bazı memtleketlerde de esindir. Pazardan almır, bıkılınca yitle pazara gön- derilir, satılır. Medeniyet sahasında ilerliyon, harikalar gösteren garplilerin sev» dikleri, evlenmek istedikleri ka - dınlardan drahoma talep etmeleri henüz devam etmektedir. Az veya çok drahoması olmıyan bir kız ko- | caya varmakta müşkülât çekor. Halbuki şarkta erkek, sevdiği kızm babasına gider: «Kızınızla hayatımı birleştirmek arzu ediyo- rum. Şu kadar servetim var, ayda da şu kadar kazanıyorum. Hepsi onun olacatk.... der. HİNDİSTANDA İZDİVAÇ Hintli bir delikanlı, bir kıza gö- TANKLARIN ECDADI Otomobillerin üzerine seyyar bir istihkâm oturtmayı ilk düşünen eski Alman imparatoru olmuştu 8 iğe myıçı!şınıx.&ınm&duııu—*mn—mı-mıuı.u.ıuııı-ıı"ınımııınnum-.ıv—oı.ıuıııyunıumımuıı.u..., Arabası, 3— 1853 senesine ait buharlı ve seyyar bir istihkâm projesi. 4— Babık Kayzer tarafından 1807 de — çizilen istihkâm otemobili.. İnciliz Bahriye Nazırı Vinsten Çör- | Tırbılı arabalar, İngiltz Krahı sekizinci uı—ıı—ı—uııwlııı-!m—nı—nıı—mım—- liz Erkânıharbiyesinin tankları ne sü- | bik Alman imparatoru ikinci Giyam, vetle kabul etliğini anlatıyor. | etomabillerden istifadeyi ve bunların Umumi harbin sonlarına doğru kul- | Üzerine seyyar bir istihkâm oturtmayı damıları bu zarhlı arabaların müttefik — düşündü. Hattâ birzat rexmini de çizdi. ordulara çok yardımı olmuştu. İlk | Fakat tasavyurunu — yerine gelirmiye muvaffak olamadı. İlk tank Üngilizler tarafından yapıl- dı. Bu sırhlı arabalar harp meydanın- da barekâta geçince Almanlar şaşır - dılar, 1918 de müttefiklerin harbi ka- zanmalarında tankların çok lesiri ol- muştar, nüf verdi mi hemen pederine mü- | racnat eder, nişanlanırlar. Her gün nişanlısına çiçek işlemeli ropluk, deri pabuç, güzel kokular gönde- rir. Kayinpederine, kayinbirader - lerine silâhlar, kaynanasına da bi- 1 gelir, nişanlısını alır, bür fil üzeri- ne bindirir, evine götürür. SEYLAN ADASINDA Hint — denizitin idlik ve kokulu rüzgârları bu adada bir sevda hâ- vası yaratır. Bu hava içinde yaşı- yanlar için sevmk ve sevilmek bü- yük bir ihtiyaçtar. Seylân kadınları evlerine, eşle- rine çok moerbutturlar. Bütün gö işlerile meşgul olurlar. Kocaları, bir iş için bir yere gitmek mec - buriyetinde kaldi mı kadın evder dışarı çıkmaz, kimse ile görüşme: Seylân adasında garip bir âdet yardır: Kocası uzun müddet gay- bubet ederse kadın bir başkası ile evlenebilir... Eski koca avdet edin ce yenisi sessiz v sadasız çekilir gidr. Polineziyen'ler sevdikleri kızlar sokakta tesadüf edince boynuna bir çiçek gerdanlık takarlar, Bu ni şan yüzüğü gibidir. Sonra, gün - düzleri buluşurlar, sandalla gez - miye çıkarlar, geceleri ormanları! kuytu yerlerinde dolaşırlar. Ni - şanlısını terkeden yok gibidir. BE Hırsız | | Gecen gün Büyükçarşıda bir kuyu Mer biri dört cevap veriyor. Bu cevapla kik ederseklz, hirstin hangisl olduğunu 1— Ben İstanbulda değildim. 2— Elmas tilân çalmadım. Hırsızlıktan haberim yok. Bıçan ve ben himtizlik olduğu İzmirde idik. İRİBOY VELİNİN CEVABI Ben masumum. ©O gün Sıçanla beraber Adada 3— Ahmedi ömrümde görmedim, tanımdın. A Ahmet masumdür. DÜZTABANIN CEVARL 1— Kuyumcuyu soyan İriboy Veli- dir. 2— Ahmet ve Sıçan Şükrü İstan- bulda değildiler. 3 Ben masurmum, &— Ahmet, kuyumcuyu soyması 1- gin İriboy Veliye yardım etti. BIÇAN ŞÜKRÜNÜN CEKVABI ——— l Ben hirsizlik. yapmadım. £— Ahmetle İzmirde idim. 8— Düztabanı bugün ilk defa ola- rak görüyorum. K 4— Düztaban Ahmedin İriboya yar dun ettiğini söylemekle ona iftim e- diyor. / Cevaplar T inci sahilemizdedir. hangisi mucunun dükkâmı soyuluyor. — Şüphe ile rın birt yalan. Aşağıdaki cevapları tet- anlıyabilirsiniz?. 25 bin fabrika Kanadanın 25 bin fabrikası var- dır, Bu fabrikalar, dünya nikel is- tihsalâtının yüzde 90 ını temin eder. Kanadada senede 300 milyon kile bakır, 250 bin kile kurşun, 7 milyon fıçı petrol ihraç eder. Kanadada 20 bin pilot vardır. Kanadanın, Büyük Britanya impa- ratorluğuna — yardımı nt olacaktır?. Bunu anlıysbilmek için vumm! harp- teki yardımını gözden geçirmek kâfi- dir. Kanadanın 1914 de 7 milyon nüfusu vurdı. Bunun 500 binini garp cephe « sine gönderdi. Bugün Kanadanın nü- Yusu 10 milyondan fazladır. 194 de 194000 fabrikası vardı. - Bugün ise 18,000 dir. , Kanada, son günlerde pilot maktep- deri açmıştır. Altı aya varmadan İn- giliz ordusunu 30 bin pilot gönderebi- decektir. İlk parti garp cephekine seva kettiği akerlerin sayısı 70 bindir. Kanadanın büyük on üç girketi harp tayyareleri imalin& başlamıştır. Büyük Britanya hükümetine harp masrafı 1« çin ilk açtığı kredi 36 milyon İngiliz