l B Bunun Altından Ne Çıkacak ? Yazan: ALİ KEMA Bundan yirmi beş sene ©YU" Patis civarındaki güzel seyfif?, Yerde umumi harbin mağiüblarlğ — gölibleri arasında türlü müahl ler aktedilmişti: Versayda hirde Et şrîakliııatı Belediye Şehir İçin Yüzbin Lira Temin Etmek istiyor Şehir Meclisi dün Vali ve Bele- diye Reisi Lütfi Kırdarın riyase- tinde toplanmıştır. Dünkü top - lantıda yeni çıkan kanunla bele- diyeye devredilen şehir et nak- liyat lecek — tarile görüşülmüş ve kısa bir münaka- şadan sonra yeni tarife kabul e- dilmiştir. ; Belediye et nakliyatı için he - nüz teşkilât yapmadığı için bu nakliyatı muvakkaten — herhangi bir mücsseseye yaptırmak fik - rindedir. Eski kasablar şirketi bu husus hakkında belediyeye tek - lifte bulunmuşsa da bu teklif ka- bul edilmemiştir. Zira et nakli- yatının temin ettiği senelik gayri safi kâr 200 bin liraya yakın ol - duğu halde şirket bu kârdan yal- nız 60 bin Jirayı belediyeye dev- retmek teklifinde bulunmuştur. Belediye ise bu işten hiç olmazsa gehir için 100 bin liralık bir va- ridat temin etmek tasavvurun- dadır. Meclis yarın da toplanarak kal- mış olan maddeleri de müzakere ederek fevkalâde içtimaa son ve- recektir. HÂDiSELER KARŞISINDA Sön: Telgref- dir, diye timarhaneye göndermiş. Tımarhane de, deli değildir, diye serbest bırakmış! Bu vaziyette, mahkeme ne yap- sın?. Nasıl karar versin?. Bizce, en iyisi, bu işi, asıl suçludan tev- | sik etmeli. Ona sormalı. Eğer, deliyim, derse, mutlaka akıllıdır. Akıllıyım derse, mutlaka delidir. Çünkü, şimdi insanlar, hep ol- duklarının aksine görünmek iddi- asındadırlar. YEMEK MÜNAKASASI ——— GARİB OLUYOR —K Dünkü gazetelerden birinde bir ilân gördüm. Bir yüksek mekte- bin talebesine verilecek yemek münakasaya konuyordu. — *Filân fakültesi talebesinin yemek mü- nakasası..» diye koskoca bir ser- Bu serlevha beni düşün- dürdü. Çünkü, münakasa, tenkis etmek, kısmak, azaltmak demek- tir. Talebenin yiyeceği yemekten mi kısacağız?, Yani, bu müessese demek ister ki: Bizim talebeye en ucuz kim yemek verecek?. Münakasa kelimesi yerine pa- | arlık dense, daha iyi olmaz mı?. Çünkü, dilhassa, yemekte mü - nakasa, gerib oluyor, insana tu - haf geliyor-. 125 MİLYON LİRAYI — NASIL TAHSİL EDECEKLER? —— —— — çA Telon uçuruyorlar. Maksadları da | Halkın Aldatılmaması | sudur: lya d n , e B şadur: Almanya ve İtalya artık İçin Yeni Bir Lâyiha son darbeyi vurmak mecburiye - tindedirler. Danzig meselesini, o- Hazırlanıyor Ankaradan dün şehrimize ge- nun arkasından diğer dünya me- len iç Hcaret umum müdürü Ca- selelerini halletmek sırası gelmiş- &:ıv"ı“ SpEe "kı'"ğ'.ğ' ":;'İ hid Zamangil tetkiklerine devam mülleri kalthamıştır. Şimdi etmekte, bilhassa pazarlıksız sa- fış kanununun tatbiketı ile mep- lacak? Bizce mihvercilerin ani bir gul olmaktadır. Bu kanunun harekette bulunmalarına bir çok bikatını kolaylaştırmak üzere ye- maniler vardrı. Bir defa sulh ri- vayetleri de çıktıktan sonra artık | / yip layiha daha hazırlanmak- iş pazarlığa düşecektir. tadır. Hükümet, kanunun - tatbi- | VAKİT: katında en küçük müsamahaya meydan vermemek azmindedir. n Ü y Neşriyat hazb - karşısında bazi (aa ça iye lep- noktaltr tahlile #Müzmgörüyor | YaRLAL l olmkdığı görüke Diyor ki: «Ne Alman, hele ne İtal- a OK GERĞDE SÖĞ BN A- | çek, bu vazife belediyeden alına- 'yan milleti harb istemiyor. Bu iki| vi p e ye- | memleket harb istemese bile, bi- — £ Çacoyideler kanacaktır. Bu zim topraklarımız için bir tecavüz | — A0 Kulkın en ziyade müştekl fikri beslemiyor mu? Vesikalar | Oy1 5. Ve çok hileye müsaid eş- onlardan emniyetimizi selbetmiş- | y 44 ihtikârın önüne geçilecek - tir. Bugün bir ateş edebiyatıdır | gp, gidiyor. Bu neşriyat karşısında bi- Ömer Seyfeddin zim plânımız ne olmalıdır? Gerek İçin İhtifal gerçekten, gerek - gösteriş icabı harpten kaçan veya öyle görünen | Basın kurumu başkanlığından: Mahmutbaba merzarlığının kaldı- milletlerin eline bir silâh verme- mek. Biz Şefe bağlanmış, hepimiz tetikteyiz. Hiç bir savaştan kaç - rılması teşebbüsleri üzerine ora- da gömülü bulunan merhum Ö- mer feddinin kabı i mayız. Bir işaret beklenir. Yaban- zarlığa nakli kararlaştırılmıştır. cı milletlerden kim dost, kim düş- man olabilir, yeni öğrenecek deği- liz. İçimizde propagandaya kapı- ovumumeh. 28 ağustos Çar » D l lirade ederek AY Şamba günü saat 10 da merhü - | y ea A Cinda BÜ kemikleri, belediyece, Mah- | PAtIR pob” İ zmun kemikleri, belediyece, Mah- | DÜLE B n D : — BELEDİYEDE ŞİKÂYET F —— " BÜROSU KURULUYOR. —— killere, diyor, lisanı keşmekeşten kurtarmağa çalışıyorlar, İlk çığırı Maarif Vekili Hasan Âli Yücel aç- mıştı. Meselâ Kültür direktörlü- ğü ismi tekrar maarif müdürlüğü olarak değiştirildi. Lisanı sadeleştireceğiz diye ak- lına gelenin böyle bir kelime veya| tâbir icadına kalkışması ve daha denası bunu, salâhiyeti olsun ol- masın, kullanması nihayet yazı - mızda, konuşmamızda hayliden hayliye teşevvüş- husule getirdi. Eğer bu hal biraz daha devam et- | seydi, aşağı yukarı birbirimizin li- | sanını bile anlıyamıyacak bir ha- le gelmemiz tehlikesi vardı Hükümetin İsani — teşevvüşti kurtarmıya, iyiyi ibka, kötüyü W- ga yolunu tuttuğuna bir çok mi - saller zikredilebilir. Bundan dola- yı hükümeti samimiyetle takdir “ve tebrik etmek lâzımgeleceği ise tabildir. CUMHURİYET: Yunus Nadi hava hücumlarına karşı korunmak için milletlerin teşkilâtlı olduğu kadar halkın da uhdesine düşen vazifeyi iyi bilmesi lâzımgeldiğini söylüyor. Doğrusu biz bu işte biraz geç kalmış sayı- hırız. Hükümetlen ricamız. tecrü- belerin gerek İstanbulda, gerek di-| ger şehirlerimizde fazla tatbik - dilmek suretile halkı" şimdiden kedisini korumaya - alıştırmalıdır. Mademki dünyada tayyare var. | Bu bilgiler bir gün bize lâzım o- | Avrupanın birçok belediyele - rinde olduğu gibi, İstanbul bele- diyesinde de sırf halkın şikâyet - derile meşgul olunmak üzere bi “büre tesis edilmesine karar ve - rilmiş. Bu habere sevindim doğ- rusu. Demek, artık, halkın sesi dinlenecek. Bu büronun, İstanbul gazetele- Tinde çıkan halk şikâyetlerini, tenkidlerini de tetkik edeceğini | umarım. Bu büro kurulur kurulmaz, ben bir şikâyette bulunacağım. Bele- diyeye kadar gidip, alâkadar me- murun karşısında elpençe divan /durmak, yahud, kapıda sıra bek- lemek, odacıya derd anlatmaktan ise, şikeytimi, şuracığa yazıyo - /gum. Her şikâyet, kaleme gidip kay| dedilecek, bir numara alınacak — mu, bilmem?. Eğer öyleyse, benim Şikâyetimin kaydı yapılmamış di ye, dinlememezlik ederse, kendim söyleyip, kendim dinliyeceğim, demektir. Her ne hal ise: Efendim, ben - denizin şikâyetim şudur: Şehir dahilinde gürültü etmek yasaktır. Belediye gürültü ile mü- cadele eder. İş böyle olduğu hal- ge, bizzat bazı belediye şubeleri, mütemadiyen, kuru gürültü edi- " yorlar, kafamızı şişiriyorlar. Me- — Selâ, hayatı ucuzlatmak tetkik - leri, eğlence yerlerinde ucuzluk " yapacağız, ve saire gibi sözler... Bizi rahat bıraksınlar... Onlar- * dan hiçbir şey istemiyoruz! HER GÜN DÜĞÜN —— — BAYRAM YAPIYORLAR —M larla, Senjermen de Avustürf? hlarla, Nöyyide Bukıd% nihayet Tiryanonda — Macar Hulâsa etmek lâzım geliri muahedeler — mağlübları ıâ bağladı. Bunların tatbikatı libler için her gün bir detd muştur, " tiği halde bugün görülüyor Ki Tahedeler sulhu kuvebetlerdi” Başrt S Nihayet aradan yirmi $e miş olmaktan çok uzak lardır. Geçen gün İngiliz * kilinin dediği gibi harb gali D çin de mağlüblar için de bE T İ ket olmuş 914 - 18 harbini hatırası daha bir törlü zihlai den silinmemiştir. Ortadaki çe ribatı tamir etmek İse dafik zamanın işidir. Bu böyle iken ikinc bi unutulmüş olması lâzım sd;w“ Halbuki unutulmamıştır. © PU zaman harbin değil, sulhul hinde çalışıyor demektir. Umumi harbin mığlü“rwö. birikmiş kalmış olan hoşaWi$i! ir harbik Belediye muhasebesi için, yeni- den 60 kadar memüur alınacak - miş ..Daha geçenlerde birçok me- mur, tasarruf olsun, diye çıkarı- mıştı. Şimdi de bu ne?. Yeni al- nacakların bir kısmının asli maaşı on lira imiş., Ve bunlara tahmil edilen vazife de gayet mühim: Bugüne kadar ihmal, lâkaydi yü- zünden, belediyenin muhtelif mü- kellefler üzerinde 125 milyon lira alacağı kalmış... İşte, bu on lira asli maaşlılar, yani ellerine ayda 35 lira kadar bir para geçecek memurlar, ta - mam 125 milyon lirayı tahsil e- 'Tix oldcaklâr... 'Hesab, kitab, iah- sil, takib işlerine dair vukufları olacak, mükellefi üzmeden, kır- madan, darıltmadan, belediyeyi izrar etmeden 12,5 milyon lirayı tahsil edecekler. ü nin ada Ve bu hünerverler, ayda yalnız — OLMADIĞI ANLAŞILMADI 85 lira alacaklar. Bununla, gül aeti çoluk çocuklarile, sıhhat ve Bir suçlunun, deli olup olmadığı | âfiyetle, neş'eli, mes'ud bir ha- “bir türlü anlaşılamamış: Tıbbıad- | Yat geçirecekler?. (Ni müessesesi, adamcağızı, deli - AHRMED RAUF l Pamuklu Mensucat Ucuzlıyacak mı ? Son günlerde şehrimizde ma - | nifatura ticarethanelerinde — ve milli fabrikalarımızda mühim mik- tarda pamuklu kumaş ve mensu- cat biriktiği anlaşılmaktladır. Buna sebeb; Avrupadan ve bil- hassa Almanya ile İtalyadan çok pamuklu getirilmiş olması ayni zamanda yerli fabrikalarımızın /da mütemadiyen pamuklu imalâ- tında Hçlunmasıdır. Mecour” kalmışlardır Jacak hiçbir kafa yoktur. Sözde mutbaba mezarlığından alınacak | a ya yaptı. Muahedelerin X ve fillde sulh cephesinin bütün ü ve Üsküdardan aruba vapurile Be- Hüseyin Cahit Yalçın mütareke eecirilerek dezitR şayialarından - bahsederken diyor İ ki; «Eğer Almanya ve İlalya hüs- nü niyetle böyle bir konferans ak- dini düşünmüşlerse, iyi bir neti- | ceye — varılmaması — imkânsızdır. Çünkü bütün dünya sulh istiyor. | Dünyanın bugünkü vaziyetine gö- re, böyle bir konferansla ancak yüksek ve cihanşümul prensipler galebe çalacak ve hâkim olacak - uzuvları birbirine uymalıdır. Şiktaşa ve oradan da asri mezar - | gözden hığa götürülüp saat 13 de evvelce | sini ileri sürdü. J hazırlanan yeni medfenine gö- | — Bu suretle Almanyanın, yüek mülecektir. ai ”j ristanın - ve daha o zam Basın kurumu bu münasebetle, İ A L DAUA Örnee Seyfeddin için bik ihtifal har | CTUE TCT t N nın derece derece minnet, ? zırlamıştır. O gün saat 14,30 da dostluk ve müzaheretini KA Şişli Halkevinin Nişantaşındaki binasında bir toplatı yapılacak | Bilhassa Almanyanın müfü | he we Ömerin aziz hatırasını anmak | İtalya için elzemdi. Çünw"', şistan meselesi çıkarak AM için tanınmış kalem sahibler: söz YUYRAEERA —.. | da valnız kalan İtalya için istiyenler, öğleden evvel Kuşdi - | Yödan başka dost kalmamışt* lindeki merasime iştirak ededi- Muahedeleri dıqı,»_umxkd'," sı bugün yine tazelenmiş bîf, lecekleri gibi istiyenler de öğle - ök zu oldu. Çünkü İtalyan - AT den sonra asri mezarlıkta yapıla- cak merasmde hazır bulunabilir- | hariciye nazırlarının şu 9of gb e lâkatlarında bu mevzua ler. Vakitleri bu iki merasime iş- | » # hrake —müşseki olmuyanlar “ Şişei | , USU sörünüyor. Şimlil S Halkevinde yapılacak — ihtifalde | Tülecek de şu olacak: hazır bulunabilirler. Avusturya cumhuriyetiği da imzaladığı Senjermen M desi gözden geçirilmeli. ü Bütün matbuat Ve edebiyat mensubi ile arzu edenler tu tanın keza 919 da Tiryanondf gi zaladığı muahede deği: ihtifale davetlidiri işmel rincisi değiştirilirse eski AVWE lt Tanzimat İşleri Ke) ya — imparatorluğundan . yerlerin şimdiki Almanyay* Belediye onbaşıların iyi çalış- desi manası çıkıyor. Tiryandf tel Su kü başyazı- sında diyor ki: «Ortada bir takım | sulh rivayetleri “dolaşıyor. Otuz günlük mütareke teklifinden bah- sediliyor. Tıpkı Münih konferan - sından evvelki günlerde olduğu ibi harb tehlikesini yakın gören dadır Mussolini harbetmek niyetinde değildir. Hele Danzig i- | çin İtalyan milletinin harb edece- | ğine kani değildir. Bizce totaliter devletler yni bir | Kasaplar da, tıpkı benberler gi- bi, haftada bir gün tatil yapmak üzere, müsaade eistemişler... E- / ğer, onlara da bir gün tatil ve rilirse, halimiz haraptır. Etler, kânlarda bozulup kokacak: BÜ ATebetirecek! Aman 8a kın ha; böyle bir müsaade verme- yin. Kasaplar her gün düğün bay- Tam yapıyor? Ayrıca tatil de ne “ olüyor?. ZL baçlı yoldan Danzigi ele geçirmek maksadile yapmışlarsa tabiidir ki konferans ölü doğmuş bri çocuk gibi daha toplanmadan sönüp gi- decektir, Meveud stokun 1,5 - 2 senelik ihtiyaca temamile tekabül edebi- lecek derecede olduğu söylenmek-i tedir, Alâkadarlar bu sebeble pa- | muklu kümaş ve mensücat fiat- (: larının ucuzliyacağını söylemek- tedirler. |Pendikte Hayvan Sergisi Maltepede Bir Mezbaha Yapılacak | | — Maltepe belediyesi; muhitin gü- nahiyesinde —açlması mukarrer | 2€İle ve şimdiki harab bulunan ayvan — sergisi — bu- | Vüziyetini gün — Kartal kaymakamı — ta -| Jlşmaktadır. Bu maksadla rafından küşad edilecektir. Ser - | büzı eserler vücude getiril hay - | tir. dit n Maltepede ayrıca bir de son sis- tem fenni mezbaha inşa olunma- Si kararlaştırılmıştı DELİ OLUP | utküdar ve Karlal — kazalarına | bağlı köy'erin iştirakile Pendik DÖ e: l Yeni Türk Kodeksi 1 haziran 930 tarihinden itiba- ren meriyete girmiş bulunan Türk | kodeksi meriyetten — kaldırılarak | yeniden 'teşkil olunan komisyon tarafından tadil edilmiş bulunan yeni Türk kodeksi 1 mart 040 ta- İKÜÇÜK HABERLEK | “ şk İstanbul meb'usları dün Ye- | | gilküye giderek Florya ve Yeşli - *& İstanbul ilkmekteplerinde 75 | bin talebe vardır. Bunların - sıhhi e8i L YYt Sesat DKM 'me köy nahiyesine tâbi Şenlik mahal âni, Safra köyünü, Halkalı Zi aat mektebini ve köyül i, hâva is- - ae durumlarile yakından alâkadar Cen Vekâlet, doktor - kadrosuna ; yedi kişi daha ilâve etmeğe ka- tasyonunu, tohum islah istasyon- | Tar vermiştir. İarı 1tf dileklerini tesbil etmişleri giderek köylülerin muhte- | de İstanbul köylerinde 35 yeni * İstanbul Deniz kumandanlı- | Mektep faaliyete geçecektir. Bun- İına Deniz albayı Cevad tayin e- Yeni kumandan valiyi dilmi iyaret etmiştir. İara ait binalar o vakte kadar ta- mamlanmış olacaktır. * Manrif Vekâleti Teftiş heye- ü —. * Önümüzdeki ders senesi için- rihioden itibaran meriyete konul- | ması İcra Vekilleri heyetince ka- | bul edümiştir. ti reisi Cevad, İstanbulun - orta mektep ihtiyacı hakkında tetkik- lerde bulunmak üzere dün şeh- rimize gelmiştir. Teftiş heyeti ret- | si İstanbulda yüksek mekteplerin || vaziyeti hakkında da tetkiklerde bulunacaktır. — İDOĞUİ| Mecmuası L Bu mezbahanız inşasına ay ba- şından itibaren başlanacaktır. lacaktır. Buna nazaran onbaştaxr evvelâ tekdir olunacak, ayni suçu ikinci defa işledikleri takdirde yevmiyelerinin bir miktarı ke: Kurbağalı Dore Temîzleniyor lecek ve üçüncü tekrarda işlerin- | den çıkarılacaklardır. Kuvbağalıdere civarında o civar | halkının datmi şikâyetini mucib | olan pislik çukurlarının temizlen- | mesi işi tamamlanmıştır. Beledi- | ye 2500 liraya malolan bu temiz- | te: i d | iya malolar ü lenmesi için itab edön mas- | dikten sonra şimdi Kurbağalıde- | rafı hesaplattırmaktadır. renin temizlenmesi işi için faali- yete geçmiş bulunmaktadır. İs - tanbul belediyesi evvelâ derenin |Plâj Bülbülleri Nu 69 mı vardı? / Bira zaonra göz göze gelmişler- Pelin şen bir kahkaha ile Seli- yanına doğru koşmağa başla- — Ayol. hangi rüzgârlar attı se- Mi buraya? lin ablasına görünmek iste - halde, bir yere kaçmak im- nı bulamayınca, zaruri olarak meebur olmuştu. ,— Bu yaz ıpud'vöyie ko- Yazan: İskender F. SERTELLİ nuşmamışmıydık? Dedi. Ne sen geldin benim bulunduğum yere, Ne de ben geldim senin ülkene! Pelin, kız kardeşinin yanına 9- turdu. — Çok asabi görünüyorsun, Se- | var? debilecek bir vaziyetteyim Selin! Eğer başına bir felâket geldiyse... — Hayır.. hayır.. Teşekkür edes rim, Bir şey yok. — Fakat, sabahleyin yalnız o- larak buraya gelmenin elbette bir sebebi olacak. — Yalrız değilim. Bir arkada- | Şim var. j — Nerede..? | imdi gelecek. — Neden ayrı geldiniz?. — Öyle icab etti. Ben otomobil- le geldim. O vapurla gölecek. Çoktanberi beraber misin? Hayır. Çök kısa zamandan- beri. —Nasıl, güzel mi bari?, | — —Eh.Fena değil, Fakat, ahlâkı | ço kiyi. Pelin gülümsedi: — Benimki gibi. hiç değişmemiş. — Seninki de orta yaşlı mı? — Evet. Çok iyi ahlâklı, çok in- ce ruhlu bir adam. — Parası var mı? — Bilmiyorum. Fakal, kazancı yolunda, Zevklerimiz — Suadiyeye geldiğin günden- beri onunla mı yaşıyorsun?. — Evcei, Bir-aralık bir doktor bulmuştüm. Fakat, o da hastaha: nede şimdi. — Aman abla, ne tuhafsın sen de. Ayni zamanda ikisini birden mi idare ediyorsun? — Evet amma, çök güç oluyor- du. Doktoru bıraktım. — Buradakinin mesleği nedir? — Sen söylersen, ben de söyle- rim. — Ren mesleğini bilmiyorum he- nüz.. Pelin güldü: — Kabil mi? şartımız, tamıştığı- mız adamların ilk önce meslekle- rini öğrenmekti. — Soramadım.. — İnanmam. — Yalan söylemiyorum. ——— —a israr etmiyorum, Geçelim bu bah- si, Masanın üstünden bir bisküvi aldı: — Burada çok kalacak mısınız? — Belki bir gece. — Sonra..? e — Yine Floryaya döneceğiz. — Buraya gelmişken, bir kaç gün kalınız bari. — Ben ona tâbiim. — Yine pısırıklığı ele almışsın, Selin! Bu huy sende varken, hiç rahat etmezsin! İnsan erkeğin &- line dizginleri vermemeli, , —Daha çok yeniyiz. Dizgin kul- lanmak biraz zaman meselesidir. Sen dizginleri ele almış görünü - yorsun? — Öyle idi amma, bu gece gel- medi. Çok merak ediyorum, ae z te gitmişti. Akşama dönecekti. Hâ- lâ gelmedi.. — Bviniz yakın mı buraya? — Çok yakın. Hemen şuracık: ta. Saat bire yaklaşıyordu. Pelin: — Haydi, bize gidelim, dedi, ye- mek yedikten sonra yine döndriz. Selin yerinden kımıldamadı. — Akşama kadar burada bekle- meğe mecburum. Gelir de beni buralarda bulamazsa mahvolu - rüm. — Demek o kadar seviyorsun o- nu? Selin başını sallıyarak önüne | baktı: — Evet.. seviyorum. — Budala! Bir erkeğin üzerine bu derece düşülür mü? Biraz tec- rübe görürsen, sen de anlarsın abedesi de tadil edilirse eski caristandan alınan yı verilmesi demek olacal deleri değiştirmek davasıni 985 den evvel, yani — Habi meselesi çıkmadan ileri sürtü | ya olmuştu. Şimdi bu davay! | alacak h:ngl îırıl olacak? Tekiif İtalya mi?. Yoksa Almanyâ Muabedelerin değiştirilmesi artık umumi harbin gılb"d” mağlübları arasında fark v:; ması davası ile ortaya —çıkkt | Avrupa sulhunun ist ::f min etmek, bir daha Hürbe Za e dan vermemek şeklinde V€ kimbilir ne tarzda yürün! lursa meselenin alacağı b yeti izaha Tüzüm kalmıyacekt Çünkü şimdiye kadar Kuti müracaatla “ dediğini yaptanik Kabil olacağını düşünenler B yet küvvete küvvetle karşt &7 anlamışlardır. Madef | artık bu yol çıkmaz olmuştü” » halde neden şimdi de sulhün V mini, Avrupa asayişinin. istik' dav, ele alarak yirmi SeHf vel imzalanmış muahedeler? Biştirmek istemesinler?. İşte di yeni vüzuh peyda etmeğe ” lyan sulh politikasının k;,y K mihyer devletleri böyle - « der — Nereye gitti? Hanya ile Konyayı! — İnanmam dedim ya, Neyse, — İstanbulda teyzesini ziyare- (Devamı var) * SEMEA Ü inür aüi Slülllee ÇÜ A ada istiyorlar. Bunun altından N€ kacak? Şüphesiz ki arazi daVi*”