On Birinci Yerlimallar Sergisi * Serginin Hedefi, Gayesi Nedir ? Halka erlimallarımızı Tanıt- tksa, Dühuliyeyi Kaldırmalıyız h Yazar. F. SERTELLİ m?" dolaşıyorum. Ziyaretei- aa heme ayni görüş ve "'ı*:ıc anlatıyorlar: lar. K;"ırhr yığın yığın mür kümeleri. de- lar, bronz mamulâ- her şey ve göz &- ni hır Müzede sanıyo- hatı, ince ı..ııpıın İk etmeden bir şey ____u"'*mıun değil. Broşür- *lı MMansız bir müzede hey- | '*ı,,,""f* A eşyalar insana nasıl NLY bir çey söylemyiorsa, Üdağy Oalar da tipkı öyle. Sere “%ş_:l'*bm iz, broşürsüz, ter- ’W..b" bir Müzedeyim, * w_.___,"'uırmı manası ve hede- & sayın Valimi- ç ikunda — söyledikleri bi Sânayiimizin inkişaf ve diye cevab vermek | olgy kat, acaba, bizim | “e'lmhı sergi bu mu- | A işteri çekme ba- x temin etmiştir? isini görenler, birkaç | tafatlı di Paviyonları kar- * 8. —f büküp duruyorlar. | a yince, bütün yer- n A kucaklıyan, onlara 1 F Bösteriş ..muL.- nek için ne yabancı KS X çeki y Yapan mem- giler gözümün ö- & bir havlucunun içi kadar yeri "t kiraya güçlükle kira- | ei Gi a meselâ eli nde, meselâ ! beş kuruşa | | Yüze, * çakı sahibi gibi en :'h Özde yirmi yirmi beş ten- | 'xıh :Y-ıı dar. Bundaki ga- | 1» '*ş Veriş yaparak, o fir- | x oK iRTka Üzerine nazarı ı betmek ve bu süretle | '—ıınm:ık( T | e ki; «Biz sa- | milli mensucatımı- | ;.":ndu Kösterdiği tekâ- Yü h,,% Yİ tanıtmak istiyo- Fm“ Ki —maksadımız. satış hııığd Sadece - firmayı ve arkasında duran £ ve endüstrideki Böstermek istiyo - bu * ?ı bir mantık veya te- *sidir. Fakat, meşhur kazanmak için, her rüre, Müşteriyi kârlı yolk- Öneğe sevkedeceksi - broşürlerle olamaz- * vitrininizin önün- Cakga A içine - çekmeğe M Ekkan Di Yupu,.,mz yenilik- i KSNi a Müşteriyi tenvir e- S üya Un B Ki Birbirile dekor ya - DU paviyanlarda nca- aç Kişi ten d 'Yerli mallar sergisinin bu gatafatlı vitrinlerin cazibesine tutulan kaç kişi, dışarda, bu em- Hanın satıldığı mağazalara baş - | vurmuştur? | & | Üstelik (Karneci) nin tasav- vur ettiği müşteri, bizim memle- ketimizdeki a san beşini teşkil eden çekinge: kek, mütereddit müşteridir. Kuv- vetli bir sebep ve vesile ca, bir firmaya bağlı ifemiz olduğu hal- kapıya beş kuruşluk koyuyoruz. , bazı günler yetmiş ziyaretci gelen sergiye bugün beş bin kişi bile gelmemesile de bunun man: «Biz, 1 ı Tn dekorlarından biri harzırlanırken termek latiyoruzl. demektir, Hak buki, sergiyi ziyaret elmek, ce - | binde beş ku fan adamın yarın cebin- de beş bin lirası.. Beş yüz bin li- Bana şu cevabı verdi. Fazla ayak takımı geliyord Hakiki ziyaretcilerin gelmelerine | mani oluyorlardı! !! Hayretimden az kaklı küçük İ yutacaktım. Arkadaşlarım erek geçtiler. Fakat ben ta- | nmül edemedim: — Ayak t: kımi nleri kasdediy etciler ım., Muha « manalı bir sü- k yanımdan rsü- Şehri: YAFA Yata en büyük ve en | mühim limanla - W | timin tından birtdir. Yafanın 62000 u vardır. Bu nun 32000 1 Ya- hudi, 21,000 £ mü lümandır. Kudüs- ten, Hayfadan ve Gazzeden şi: difer veya otomo- bil ile gelen sey - yahlara, çölün or- tasında bir mamu- en - | re gibi görünür. Suları, — yeşll ağaçlarile yeryü- zünden bir cen - net manzarası ar zeder, Şehrin et- 'afı portakal ve yva bahçeleri ile çevrilidir. Deniz tarafın « büsbütün başka - , Birçok asri evler, antrepolar görülür. Limanı, Beyrut limanı gi- bi tabil bir körfezin / içerisin değildir. Dalgaların şiddetini kı » bir «dalgukıranı Buna rağmen çok işlektir. Filis- ü 1 buradan sevkolüs | nur: Harscden getirilen mallar bu limana çıkarılır. Yafa her sene, ilk kânundan mart nihayetine kadar en azı 38 şer kiloluk $0,000 sandık sevke - c, Bu sandıkların içerisinde, bü- € 136-160 portakal var- Kudüs şimendilerleri, eşek ve | *Yafa Mühim Bir Liman Olduğu Kadar Güzelliği ile de Meşhurdur. | mahalleyi ve apartımanı değişti- — Farzediniz kt babanızın tar- | | ziye yüz, bakkala elli, kömürcü- | | ye on lira borzcu var. Bunlardan | kurtulmak için ne yapar?. Ne yapacak? Bir pazar günü rir.. | KAYNANA Bvlenmişsin, Allah — dirlik düzenlik versin. Nasıl, bari kay- nanan iyi bir kadın mı?, — Melek gibi... Öyle sevimli bir i, öyle kibar bir tavrı var | Şu halde iyi geçiniyorsunuz ek? Beraber mi otutuyotsu - — Cennette ol: — Anlıyamadı. — Anla iki $ NİÇ! vacak ne var? Öleli ÖKSJIRÜYORMU! uza tesadüf et- | öksürüyordu. Herkes kendisine bakıyordu. Has- ta hasta dışarı çıkma: müssade tim, Mütemad Arkasındaki robu | aptırdı da herkes baksın di- ürüyordur. Bay eczacı... Bu bir şişenin ye kâfi gelece- musunuz? çünkü ikinci defa | hiç olmadı. Dogrumu") Avrupa gazeteleri, hâdiselerinde da, Kont Ciano'nun çok tesiri ol- duğunu söylüyorlar, Fakat bu tesiri siy: bütün başka re Kont Ci mutlaka bir son İsp bahsederken bun- İ değil, büs- mumi kinmııı Bö- giderse W r ötürü - | i, gezdiği yerlerin utlaka bir musibete, ir r Gazete - söylemekle kal- Bir çok da misal göste- İşte bir kaçı âsı; Kont Ciano Şang - y-Şek le- hiı irad ettiği meşhur nutkun- dan sonra başladı. l nun felâketi, Kraliçe | irken Kont Cia- | no'yu şahit intihap ettiği günden rmiş. r, Yalnız lı zyorlar —BSON. T AF — 2 AĞUSTOS 1888 Holuvudun Cazibesi yıllardanberi dünyanın en Bgüzel en kıvrak ve en san'atkâr kadınlarını kendi- e çekiyor. Holivud stüdyolarını idare eden reji- sözler ayaklarına kadar gelen çeşit çeşit dilberler arasından kolayca seçtikler; yeni yıldızları bize | | GORLT) YALNIZ GÜZELLİK DEĞİL | YAPILACAK nıtırlar. Yukardaki güzel kadın da Holivud'un yeni ke- şillerindendir. Adı Jean Ferlay olan bu kadın yık dız güzelliğile değil san'atının kuvveti ile muvaffalı W"Marselı İntıkam Almağı Düşunüyordum,, I Paris Cinayetlerinden ©On Yıl Sonra Eski îArıstokrat Köpekler Karısını Öldürdü | Yurdu Kıskanıyor, Pariste gün geçmez ki bir cina- yet, bir hırsızlık yapılmamış olsun. Herhangi bri yevmi gazeteyi ele alsanız, mutlaka bir iki cinayet, | hirsızlık vek'asına tesadüf eder- Başvekilinin bi inden birinin yahudi ğu, Kont Ciano'nun Peşteyi ziya- inin ertesi günü meydana çık- ar. yyadineviç'in — başvekâletten sukutu, Kont Clano'nun elini sık- tığının ertesi günüdür. Kont Ciano'nun Varşovaya git- mesi Polonyanın mihver devlet- | derile arasının açılmasına sebep | | olmuştur. | Yafada süpürgeci deve kervanları dahilden birçok ticari eşya gelirir. Bunlar, va - purlarla, yelkenli gemilerle Mı- | ra ve sair yabancı memleketlere gönderilir. Gazze tarlalarının ar- paları, Hebron ve Ramle tepele rinden toplanan üzümler Nab - iptidal fabrikalarında ya - pılan sabunlar ve boyalar, Lüt gö- lünden çıkarılan tuzlu maddeler, Beytillâhmda yapılan dini şeyler, Yürden'in meşhur karpuzları, zey- yünleri hep Yafa li- , meydanları, rıhtımları gü men her sâa- (Devomi 7 inci sayfada) Kont Ciano maksadile İspanyaya hh gün General Franko ile Gene- ral Keipo dö Liano'nun araları a- «dostane ziyaret» | çılmıştır. Faydalı Bilgiler : Parlayan kumaşlar Bazı kumaşların dirsek yer-| | leri ve dizleri parlar. Bunu i- zale etmek çok kolaydır. Bir bardak suya bir kuhve kaşığı sirke koyunuz iyi bez parça- sı ile parlak yerlere sürünüz, a tersinden - ütüleyiniz. Parlaklık kaybolur. Mermer Heykeller Nasıl Temizlenir elâ, 1lik ve sabunlu bir su ile ve bir diş veya tırnak fırçası ile fırçalıyarak yıka - Bol sudan geçirdikten bezle güzelce ku- Tebeşir tozu ve bir 1 ile parlatmalı, temiz rutmalı. fanile par | cası tarafı: siniz. İşte son gelen Detekti ni bir esrarlı cinayetten şu suret- le bahsediyor: Geçen çarşamba günü Madam Buff6 adlı yaşlı bir çiftçi kadı tütün almak için evinin biraz ile- risindeki tütüncü dükkânıma gi- diyor, kapı açık. Fakat içeride kim- seler yok, sesleniyor. cevap veren olmuyor, ikapıdan başını uzatıyor, bakıyor. Masalar, sandalyeler yer- li yerinde. Yalnız kasanın önünde kimse yok. Madam Buffö merak ediyor, içeri giriyor, kâsaniın ya- nına geliyor, gözlerin açıkdığını, içindeki kâğıdların yerlere atıldı- ha görüyor, hemen dışarı çıkı - r, komşulara, ve zabıtaya haber ir manzara : Güzel Ma: a tabibi muayene edi- yor. Kadının şakağına sıkılan bir röyolver kurşunile öldürüldüğünü söylüyor. Narsel Üç sene evvel çok güzel bir kadındır. evlenmiştir, fakat | geçinemiyerek kocasından ayrıl » n birinden aldı- - kahve aç- mış. Akrabası! Bi mirasla bir lokanta mış, tütün de satıyor. geçinip gi- diyor, Müşterisi de çok. ta, bir hafta süren tahki - kattan sonra, n, sabık n intikam maksadile t etmiş. ve öldürüldi ü tesbi (Devamı 7 inci sayfada) Eski devirlerde de köpeklere e- hemmiyet verilir, sevilirdl. Fakat bu sadık dostlarımız, son zaman- lardaki rahatı, konforu hiçbir de- virde görmemişlerdi. -Avrupada, Amerikada birçok köpek hastane- leri, dişlerini muayene için husust klinikler var. Amerikada zengin bir kadın, yalnız aristokrat (-), yani cins köpeklere mahsus bir yurd tosla etmiş. Buraya kabul olunan kö- pekler, ömürlerinin sonuna kadar yiyor, içiyorlar, Rahat ediyorlar. Kabul olunmanın şartı: Cins ol> mak!, Adi sokak köpekleri, yurdun kabul olunanlar, yirmi dört saat kapısından giremiyorlar. Yurda husust bir yerde alıkonuyor, son- ra iyice yıkanıyor. Husus! yerine götürülüyor. Bir baytar, her sabah ne kadar köpek varsa birer birer muayene ediyor. Sonra tüyleri siliniyor, ta- | ranıyor. Muayyen saatlerde yi « yecekleri veriliyor. Bu, her gün değişiyor. Bir gün sığır, ertesi gün koyun eti parçaları, arasıra yu - murta karışık ezme (et suyu ile tirid haline getirilmiş ekmek, ilâ.. veriliyor. Yukarıdaki resim, yurdda bu- lunan iki köpeğin, muşamba ör- tülü bir masada yemek yedikle- rini gösteriyor. Temiz giyinmiş, el bir hizmetçi kız iki porse- len kapla yemeklerini getiriyor, örlerine koyuyor. Köpekler, ön ya dayıyorlar, yes meklerini yiyorlar, Sonra istira- hat etmek veya uyumak için yer- lerine gidiyorlar, Bu talili köpelt lerin Ondanw aline gıpta mu acaba?,