Ho. 49 Binlerce Kadının Gözü Şehza— nin Üzerinde Toplanmıştı — Mehtab âleminde bulunan bin- lerce kadının gözü şehzadenin ü- aerinde toplanmıştı. Her Bizans kadını kulaktan kulağa fısıldaşı - jyor ve gözünün ucile erkek güzeli olan şehzadeyi gösteriyordu. Şehaade Orhanın Bizans saray- larında oynadığı kadın oyunu badden aşırı idi. İmparator Kos - tantin bile Orhanı kıskanıyordu. Hemen her kadın ve kız bu Türk erkeğine meftun idi. Anna; natıla bir fırsat bulup Orhanı görmüştü. Mehtabın ve şürabın verdiği neş'e ile bu dilber kız muhakkak bu gece Orhana ka- gacaktı. Orhan sandalı yaklaştırdıkça yaklaştırdı. Nihayet; birbirine gi- Ten bu aşk âlemi içinde Annanın bulunduğu sandalla elele verdi. Artık, iki gönül birbirine çok yakınlaşmıştı. Türk şehzadesinin Annanınİsandalma yaklaşması ve haltâ rampa etmesi bir an içinde cemiyeti beyecana getirmeğe kâ- fi geldi. Bütün kadınlar Annayı kıskanmışlardı. Demek, Türk şehzadesi binlerce dilber içinde ancak Notarasın ev- Mdlığı olan Annayı seçmişti. Çok geçmedi. Herkes yine âle- mine daldı. Etrafı bağlarla — ve saraylarla örülü Haliç koyu bin- ce üşiki sinesine çekmiş, haya- 'tan en tatlı demlerini yaşıyordu. Küçüle, küçüle kaleler içine s- Zinıp kalan Bizansın lâfzı murad imparatorluğunun muztarib halkı sanki bunlar değikdi. Eğlence, debdebe, aşk, işünüş âleminin sedası semaya yükseli - yor.. Her dilberin ve her erkeğin ağzından: — Aşk, aşk! Diye feryadlar işitiliyordu. Bü derece kendini kaybetmiş olan bir cemiyetin içinde bir an için şehza- de Orhanla, Annaya dikilen şüp- heli ve hariz gözler çok geçmeden yine kendi kendilerini bulmuştu. erererererererereneemenea Kadıköy Birinci Sulh Hukuk hâ- kimliğinden: Kadıköyünde Caferağa mahal- kesinin Şair Lâtifi sokağında 1 nu- maralı evde oturmakta iken hâlen Avrupada bulunduğu ve ikamet- gâhi meçhul oklluğu — anlaşılan Makruhi namı diğer Fortine'ye: Kadiköyünde Sakızağacında 1 numaradı evde Arsine vekili avu- kat V. Hüdaverdi tarafından aley- hinizde ikame edilen Kadıköyün- de Caferağla mahallesinin Sakız- ağacı sokağında eski 5 mükerrer ve yeni 1 numaralı bahçeli bir e- vin 3/4 hissesi müekkili Arsine ve 1/4 hissesi sizin tahtı tasarrufı nuzda bulunan mezkür hanenin | kabiliyeti taksimiyesi olmadığın- dan bahisle mahkemenin 999/330 sayılı dosyasile açmış olduğu iza- leyi şuyu davası üzerine namın- za gönderilen davetnamenin bilâ sebliğ geri gönderilmiş ve bitta- teb hakkınında 20 gün müddetle ilânen tebligat icrasına karar ve- rihmiş olduğundan muhakemenize bakılmak için tayin kılınan 16/3/ | 9309 çarşamba günü saat 10 da Ka- dwköy Birinci Sulh Hukuk mahke- - | lemiyaruz. Çünkü, Almanların «be- mesinde bizzat veya tarafınızdan musaddak vekâletname ile bir ve- kil göndermek suretiyle hazır bu- tunmadığınız takdirde hakkınız - da giyab Kargı İttihaz olunacağı ve bu babdaki dava arzuhalile da- vetnamenin mahkeme divanhane- sine talik edilmiş olduğu tebliğ ma-| kamıma kaim olmak üzere ilün o- < BÜ ee ŞOÜ aA Orhan Annanın sandalına yak- laşır yaklaşmaz iki el birbirine te- mas etmişti. Dilber kızın yumuk elleri çok geçmeden arslan pen- çesine geçmişti. İki taraf da sıt- ma nöbetleri geçirmeğe başladı- lar. Orhan beş ön dakikalık el oyu- nundan sonra, bütün hararetini kızın kalbine zerk etmişti. Buzlu şarabını doldurdu. Litros köyü- nün iri elmalarından bir tane bil- lür tabaktan aldı. Ve.. Annaya hi- taben: — Lütuf buyurulur mu? Diye uzattı. Anna tereddüd et- meden şarabı ve elmayı aldı ve bir dikişte koca kupayı içti. Şehzade güzel rumca ve lâtince biliyordu. Bir iki şarabdan sonra; iki genç anlaşmıya başladılar. Orhan sordu: — Bizi gördüğüm gündenberi âramımı kaybettim.. — Notaras neden sizi benden Eğlence, Iyşınüş Sadası Semaya Yükseliyor, Kadın, Erkek Herkes Haykırıyordu — Bvet. — Tekliflerimi kabul etmiş bu- lunüyor musunuz? — Sükütunuzu neye hamlet - miş bulunayım? İki genç hem konuşuyor — ve hem de birbirlerine daha ziyade yaklaşıyorlardı. Nihayet Orhanın son süzleri üzerine iki hararetli dudâk birbirini buldu ve sandal- ları ayıran ayrılık yekvücud ola- rak birleşmişti. Orhan Annanın sandalına geç- mişti. Şarab ve elma iki âşıkın hararetini o derece tezyid etti ki; birbirlerini tatmin ve teskin et mekten başka çare yoktu. Zaten bu sukut etmiş cemiyetin mehtab | âlemi nihayet; gece yarısından son- | ra, sabaha karşı hep böyle devam edip geçerdi. Arüık, iki genç birbirine o derece ssınmışlardı ki; yabancılıkları kal- mamıştı. Halicin şarab ve aşk â- | leminde birbirini bulan ve cinsi ihtiraslarını dinlendiren bu iki | çift istedikleri gibi konuşabiliyor- lardı. — Devamı var — Hitler Rejimi Alman Milletini Aldatıyor (1 inci sahifeden devam) ler. Alman hükümetinin, yakın- da Almanyanın Balkanlara ve Tür-) kiyeye ineceği hakkında Alman milletini ikna etmiş olduğunu gös- termesi itibarile dikkate değer. Alman ve İtalyan ordularının büyük manevralara hazırlandık- ları, İtalyanların an iki adada tah- kimat ve tahşidat yaptıkları za - manlara tesadüf eden bu sözler, 'Türk matbuatına aksettiği zaman, dalma soğukkanlılıkla karşılan - mıştır. Hiç bir zaman Türk gaze- telerinde mütecaviz emellere kar- p dürüşt bir Hisan kullanılma - mıştır. Yoksa burnumuzun dibin- deki On iki adada bugüne kadar | yapılan hazırlıklara bakarak, Al - marndarın Bulgaristanı mâhver di letlerine çekmek için sarfettikleri gayretleri hesab ederek, İlalyan Hariciye nazırının <İlk hedefimiz | boğazlardır» diye yazdığı yazıla- n inceleyerek ve daha buna ben- zer hâdiseleri haddeden geçirerek, bizim de bir çok sözler söylemeğe yerden göğ kadar hakkımız var- &. Biz de pek &lâ: «Türkiyenin hududu Arnavutluk sahillerinden başlar» diyebilirdik. Bunları söy- yaz muhareber, yahut «sinir mü- harebesi> diye ad koydukları bu yavan propagandalara kulak as- mağa vaktimiz dahi yoktur. 'Türkiye yolunu çizmiş, istika- melini tayin etmiştir. Her türlü avaze rağmen, kervan yürümek- tedir. Alman — milletinin Türkiyede | « matbuatın ne kadar serbest oldu- ğunu bilmesine imkân yoktur. Çünkü bu millet Nasyonal Sosya- Hzmin teessüsündenberi, boyun - durüuklü matbuatın — yazdıklarını bir hakikat olarak kabul etmeğe alışmıştır. Biz, bunu da bildiği - miz için aldırış etmiyoruz ve aldırış etmemek de nezaketimiz icabıdır. Alman propagandasının bilhassa 'Türkiyeye taallük eden cihetlende bu noktayı takdir etmesini şidiye kadar takip ettikleri sinir muha- rebesinin Türk sinirini zinhar bo- zamıyacağını iyice bilmesini çok arnı ederdik. BULGARLAR MİHVERE YA- NAŞMIYORLAR Paris 25 (Hususi) Bulgar meclisi reisi Muşanofun Londra- dan sonra Perisi ziyareti. siyasi mahafilde ehemmiyetle telâkki e- dilmektedir. Muşanof'un temas - ları iktısadi olduğu kadar da siya sidir. Zannedildiğine göre, Muşa- nof, şimdiye kadar ticaretinin bü- yük bir kasmını Almanlarlı yapan Bulgaristanı Berlinin nüfuzun - dan kurtarmak için İngiltere ve FPransada mahrecler aramaktadır. Bulgaristan, cenubi Dobrıca ve Ege denizindeki mahrec meselele- rini Almanların yardımile değil, bilâkis İngiltere ve Pransanın ta- vassutu ile halletmek emelinde - dir, Bu sebepledir ki, Köseivanof Berlini ziyareti esnasında Alman hükümetine karşı hiç bir taahhü- de girişmemiştir. Nafıa Vekalehndem 10/8/939 perşembe günü saat 15 de Ankarada Nafıa Vekâleti binası içinde Malzeme müdürlüğü odasında toplanan Malzeme eksiltme ko- misyonunda 381875 lira mühammen bedelli 9000 litre karmızı benzin ile| 660 teneke beyaz berzinin açık eksiltme usulü ile eksiltmesi yapılar| gaktır. Tüğünden almabilir. Muvakkat teminat 206 1i İsteklilerin n Vâzımdır. 43257) (5543) Eksilime şartnamesi ve teferrüatı bedelsiz olarak Malzeme müdür- 41 koruştur. lakkat teminat ve şartnamesinde yazılı “vesaik ile) bu kıymetli dergiyi çocuklara, ço- ikte ayn! gün aat 15 e kadar mezkür b—ıyondıhım'hlumılı- <uklu ana ve babalara 'ıvıtıı - Meslek Seçmek İstiyen Gençlere (Çocuk babaları ve velileri ile kendilerine bir meslek intihab etmek istiyon genç- lere bir kolaylık olmak ü- zere şehrimizdeki mekteb- lerin kayıd ve kabul şart - larmı sıra ile derce devam ediyoruz.) İpekböceği Mektebleri Meleketimizin bazı mıntakaları ipekböceği istihsaline ve ipek sa- nayiinin inkişafına çok elverişli- dir. Hem bu sanayle iptidaf mad- de, hem de bir ihracat maddesi ©- lan ipekböceği ve ham ipek ye- tiştirmek maksadile Antalya, D nizli, Diyarbakır, Edirne ve Bursü vilâyetlerinde ipekböceği mek - tebleri açılmıştır. Bu mektebler kurs mahiyetin - dedirler. Tahsil müddetleri dör- | der aydır. Buralara ilk mexteb | mezunları kabul edilir. Bu mües- seselere girmek için Türkiye Cumhuriyeti — vatandaşı — olmak, hastalıksız olduğuna dair bir ra- por ve ayrıca çiçek aşısı raporu ibraz etmek kâfidir. BRARRRRL AT 'Sahil Yolu Hiç Bir Zaman |Kapatılmıyacak (4 üncü sayfadan aevam) | iilerin gayret ve faaliyetten geri kalmadıklarını söylemeğe hacet olmasa gerek. Maddeten ne kadar küçük olur- sa olsun Lehistanın donanması da vardır. Bu donanmayı vücüde ge- tirmek için gösterilen gayret ise Lehlilerin vatanseverliklerini bir kere daha isbat ettiği cihetle pek kıymetlidir. Lehistanın 5 tahtel- bahiri vardır. Gidinyadaki tezgü- han 500 tonluk yüzen bir havuzu vardır. Denizciliğe verilen ehem miyet gitgide artmaktadır. Leh « lerin bu faaliyeti de Baltık sahil- tutmak için hiç bir fedakârlıktan geri kalmıyacak - larımı İsbat ediyor. ——— Berberlik, Heykeltraşlık | | j : lerini elde | (8 önci sayladan devam) | tabii bir takım ifrazatı kaybeder- Dker. Yaplığımız tavsiyelere göre fır- çalanan ve itina gören saçlar ipek gibi hafif olurlar ve fırçıya da, ta- rağa da kolayca «itaat» ederler, Her türlü ondülâsyon ve kuafüre çok iyi gelirler. İşte bu, saçlarınıza her gün hasredeceğiniz on dakika- hk itinanın neticesidir. Şunu da söylöyelim ki, saçların huyu çok tatbdır: Kendisile biraz meşgul olursanız size somurtmaz, her dediğinizi yapar. O zaman en ufak bir itina ile parlak ve yumu- şak bir hale gelir. Sıhhatte, itina görmüş saçların tabii kokuları da, bazı parfömlerle çok iyi imtizaç eder. Her berbere gidiç, bir de şam- puan yaptırmanızı icab ettirmez. Eğer saçlarınımı kıvırtacaksanız, | karısı ile birlikte denizde bir t- ( inci sahifeden devam) Binaenaleyb Danzigin Almanyaya | ilhakı Polonya için bir zarar teş- | kil etmez. Alman orduları başkumandanı General Brauhiç Polonya hududu civarında Tanenberg şehrine ge- lerek, askeri mekteb talebesine hitaben bir nutuk söyliyerek bil- hassa demiştir ki: — Bu topraklar Alman toprak- larıdır ve Alman toprakları ya - bancı hâkimjyet tanımaz. Danzig 25 (Hususi) — Buradaki Polonya ataşemiliteri Sobocinski nezzüh yaparken, Danzig polisi tarafındın tevkif edilerek hüvi- yet cüzdanı muayene edilmiş ve kendisi karakolda yedi saat mev- kuf tutulmuştur. Polonyanın Dan- zig komiseri bu hareketi protesto etmiştir. Londra 25 (Hususi) — Üç hafta- danberi devam eden Balina kon - feransında Almanyayı doktor Vol- ta temsil etmektedir. Fakat dok- tor Volta Balinalardan ziyade da- ha başka meselelerle meşgul ol - maktadır. Bilhassa eski Alman dev- let bankası müdürü doktor Şaht ın bir plânını teklif etmiş bulun- İngiltere ve Uzak Şark (1 inci sahifeden tevam) İngiltere bu esaslı talebi kabul etmediği takdirde, müzakereler inkıtaa uğrıyacaktır. ÇEMBERLAYN FEDAKÂRLIK YAPMIŞ Waşington 25 (AA.)— İngiliz « Japon itilâfları hakkında mütale- alar serdeden sallıhiyettar müşa- hitler, büyük Britanyanın Japon- yyaya bazı fedakârlıklarda bulun- masının içtinabı gayrikabil oldu- ğunu beyan etmektedirler. Müşahidler, diyorlar ki: *Tiyençin işinin bidayetinden - beri Amerika hüküretinin Büyük Britanya ile Uzak Şarkta bir teş- riki mesai siyaseti takib etmek taabhüdüne girişmek istememiş- tir. Halbuki Çemberlayn, ancak Çöyle bir taahhüd sayesinde Ja- ponyaya karşı fedakârlıklarda bu- Tunmaktan imtina edebilirdi. Hariciye nezareti, âyan mee - | lisinin infiradcı bir hattı hareket takib elmekte olması sebebile fa- al bir teşriki mesai siyasetine gi- rişmeyi hiç de aklından geçirme- mektedir. Bu sebebden - dolayı Çemberleynin avam kamfırasın- daki dünkü beyanatı, Japonyaya karşı azimkârane bir siyaset ta- kibine taraftar olan mehafilde ha- yal inkisarı tevlid etmekle bera- ber buradaki alâkadar mehefili hiç " de hayrete düşürmemiştir. Muzafferane ileri hareketlerine deva meden Çin kuvvetleri, Ki - angsi eyaleti dahilinde kâin Thoei- 'Tehang'da üç düşman alaymı iha- ta etmiştir. Sağ kalan yoktur. Alman Başkumandanı maktadır. Bu plâna göre, Alman- | ya, İngillereden keedi istemekte- dir. Bu kredi verildiği takdirde Almanya geniş nefes alacak, ta - leblerinde fazla srar göstermiye- cektir, Finansa) Taymis diyor ki: «Almanya bu kredi mukabilin- de silâhlarını azaltmağa muvafa- kat edecektir. Fakat İngiltere hü- kümetinin bu teşebbüse verdiği cevab sarihtir. Evvelâ silâhlarınızı bırakınız. Kredi arkadan gelecek- tir.e Bazı gazeteler, Almanyanın bu teşebbüsünü şeytani bir plân ola- rak tavsif etmektedirler. Londra 26 (Hususi)— Fransız bombardıman tayyareleri bu haf- 'ta içinde müsaid bir havada gece- leyin İngiltere üzerine doğru uça- caklar ve yirmi senederberi gö - rülmemiş nazari bir hava taarru- zunda bulunacaklardır. Berlin 25 (Hususi) — Bütün Al man denzaltı gemilerinin iştiraki- kile Ballık denizinde bir menvra | yapılmışlır. Manevradan maksad | bir harb halinde Baltık denizinde seyrüsefer edecek Alman gemile- rinin emniyetlerinin nasıl temin edileceği meselesidir. «Doğu»Vapuru (1 ünci sahifeden devam) u: vun diğer eşi de denize in- girilmiş bulunmaktadır. Bu va - purlar da «Doğu» gibi inşa edil- diklerine göre, Doğuda yapılacak tadilât bu iki vapuru da teşmil edikcektir. Bu noksanlar yüzün- den yeni vapurlarımızın Jimanı- mıza gelmesi bir müddet daha ge- cikecektir. Doğu tipi üç vapur önce «Krupsal sipariş edilmiş, bu Alman gemi in- şa müessesesi işlerinin çokluğu - nu ileri sürerek vapurların inşa- sını «Neptün Verft> tezgöhlarına havale etinişti. Bu tezgâhlar da böyle büyük vapurları inşa edebi- lecek kabiliyette olmadıklarından Karadeniz tipi jiç vapurun yapıl- ması nihayet <Yavuz: u inşa edean | leştikleri on iki adada ve memleketin yüksek na uygün yürümek T gelen bir konuşuşun saik dandır. Eğer, biz de mtf ana politikasını bir taraft hafifliğe sapsak ve faşist kemiği yoktur.. derler: BAD başta on iki adayı kendit” yati sahası olarak götl ve hakikatte de 'Türk garb hududlarının on iki adadan başlaması İ0 ceği coğrafi ve tabii bir ” On iki da arzın teşekkli ” zaruretlerden istifade | önce ne tarihen, ne Hk mevcud — senekesi — bi hattâ bir dakika bile bında garb sahillerimizi V tında bulundurmak içif etmiye ve askerle d “hiçbir hakları yektur. Ümdesine, milli —Si uygun düşmek için buzl larımızın sabırsırlığına — | mafbuatı hiç değilse bi mizdeki yüksek twtum dan ders almalıdır. Blom Und Fas mücsesesesine dev- redilmişti. Bu teğgühlar «Doğu» dan çok daha büyük vapurlar meydana ge- tirdiğine göre desellürrün tehiri- ni Kabetliren noksanlıkların € - hemmiyetsiz olduğu zarnedilmek- tedir. Bu hususta Devlet Denizyolları Umum müdürü İtrahim Kemal Baybora'dan malümat rica ettik. Gazetelere akseden bu hâdisenin ne dereceye kadar doğru olduğu- nu Borduk. Yeni umum —müdür bize şu cevabı verdi: Gazete havadislerile uğraşar cak vaktimiz yok. Sorduğunuz hâ- diseyi ne tekzib ve ne de teeyyi edecek vaziyette değiliz. Siz de duyduğunuz gibi yazınız..> Biz de duyduğumuz gibi yazdık. a KN İki Japon Taburu İmha Edildı Heng-Keng 25 (AA.) — Kiang- su eyaletinde kâin Kaonldaki Çin kotaatı, şimal istikametinde Japon buna ait hususi losyanlar da var- dar, Yahut, daha basit olarak, be: bere gitmeden önce siz saçlarım- zı yıkayabilirsiniz. Cilt gibi, saçlar da umumi sıh- Batinizin aynasıdır. En ufak bir rahatsızlık bile saçlarda iesirini gösterir. Herhangi bir saç tuvale- #inin muvaffak olabilmesi, çok de- fa umumi sıhhatinizin iyi olma - sına bağlıdır. Bilhassa permanat yaptıracaksanız, bu noktaya çok dikkat etmehisiniz. — YENİ NEŞRİYAT: Çocuk Mecmuası Çocuk Esirgeme Kurumu Genel Merkezi tarafından - çıkarılmakta olan (ÇOCUK) adlı derginin (148) sayısı çıkmıştır. Yurt yavru- larının sağlık, sosyal, kültürel du- rumlarının inkişafına hizmet eden mevzilerine karşı mukabil taarru- za geçerek iki taburu ihataya mu- vaffak olmuşlar ve bunları der - hal imha etmişlerdir. Düşman pe- Fransa Askeri Tayyareci Alıyor! Paris 25 (AA) — Hükümet, mühim miktarda askeri tayyareci kayıd ve cem'ine başlamıştır. Pa- risten konferanscıları hâmil bir- çak - otomebiller Fransanın her rişan bir halde şimale doğru çe- kilmektedir. Fonghsien'e kadar fi- rarileri takip eden Çinliler, orada kat'i ve kanlı bir muharebe yap- mışlar ve neticede Fongheien'in bütün küçük kasabaları ele geçir- mişlerdir. noktasına müteveecihen hareket etmektedirler. Bu konferanscılar, Bittikleri yerlende konferanslar vererek gençleri pilotluk mekte - bine girmeğe teşvik edeceklrdir. Amerika Anlaşmayı Beğenmedi Nevyork 25 (A.A.) — Sabah ga zeteleri, İngilnz - Japon itilfının imza edilmiş olmasına teessüf et- mektedirler. Gazeteler, bu itilâfin İngiltere- min Uzak Şârkta prestijlerini kay- betmesi ve Japonyanın muharip- lik sıfatının tanmması demek ol- duğu mütaleosını serdediyorlar, Yeni Ispanyol Ordusu Burgos 25 (AA.) — İspanyol ardusunu yeni baştan tensik eğen kararnamenin başlıca yeniliği, F: ta iki kolordu Wdasıdır. Şimdiki halde Fasta bir Sefer heyeti bu - ee lunmaktadır. Franko'nun son beyanatına gö- “re İspanyol ardusunun mevcudu az, yalnız teslihatı fevkalâde ola- /cakbır. kikatte bu davet Hitler olmuştu. Marion da Mane bir Hisanla yazılafi telgrafıni alınca, ' bir tekgraf daha aldı, bt Münihden kendısini aVfj hususi bir tayyare bildiriliyordu. Bir için artiste 1,000 dolar Marioç kabul etti. Andi geldiği zaman, veri Hitler ile erkânıharbiy zır bulunacağını öğret © akşam her zamanıkl vatfakiyetle temsilini VÜ yük bir sepet çiçek Tiyatro direktörü yâ' tin kulağına: — Hitler bu kadar€l etmez, demişti. turmuşlardı. Tiyatro DA rar yanına geldi: Fakat direktör, ke kıp Bitlerin yanına Sit ler hesabına katıyordt | beraber Hitlerin mesi — Peki, siz masaya zaman Hitler yerinder "j — Elbette! Bir sakot © duğu belli! j — Peki sizi tebrik ©Ş siz kendisine ne cevab | — Mersi, dedim, ryımla yemek yemek masama döndüm. Fakat kendisine ne *