TAN DONARAK ÖLEN BİR KADIN u pazar, ilk defa, yazın gel- d ladık. Hatırı sayılır bulda, son günlere kadar devam e- den soğuklar, gelen baberlerden anlıyoruz ki, bir kısım - Anadolu şehirlerinde hâlâ devam ediyor. Bulanık kaşabası yaylasına kar yağmış, , fırtıma ve soğuktan bir kadın ve 25 koyun donarak öl- müş, Haziran ayı biterken, soğuktan donarak ölenlere ait havadis oku- mak insana garib geliyor. Ne ol- du?. Dünyanın şirazesi mi bozul- | du?. | İÇİNDE TAŞ BULUNAN EKMEKLER azetelerin yazdığına güre şeh- rin bazı semtlerinde taşlı, toprak- li unlardan ekmek yapılıyormuş. Yerken, gıcir gicir dişe dokunu- yormuş... Hakikaten, balka, böyle taş ye- | diren fırınlar vatrsa, Allah onları da taş yapsın. - Ayıbdır, halkın | sıhhati, para kazanmak uğruna bu derece istismar edilemez. VECİZELER VE DERLEME, TERLEME Turhan Tan nam” muharrir, a- rasır: vecizelerden — mürekkeb w «Derleme» ler neşrediyor. Dünya- ca tanınmış büyük adamların cüm-| lelerini alt alta sıralayarak, fıkra | yazıldığını ilk defa iyoruz. Tek kelimesi bu muharrire ait olmı- yan bu vecizelerin üstünde yil «Yazan: Turhan Tank ibaresi gö- ze çarpıyor. Bu mevzuu arkadaşlar arasında konuşurken,birisi : KARŞISINDA "Son Telgrof- vhada tertib hatası ol- tek, dedi. «Derleme» değil, «Terleme> olacak.. (*) FIKARAPRVRLERİN KOÖNGRESİ Dünkü gazetelerde şöyle bir serlevha gözüme ilişti: Fukaraper- verlerin köngresi yapıldı.. âlâ, kongre yapa- cak kâdar sayıları çok mu imiş?. DENİZBANK YANGINI HAVADİSİ Size, bir başka serlevha: Deniz- bank yangınında kasd yok!. Nasıl kasd yok yahu!.. Yandı, kül oldu koca bankal, Baksanıza, Satie binasına kadar ateş sıçra - miş, oradaki elektrikler bile kon- tak yapını: SATİE KELİMESİNİN MANASI NEDİR? Satie binası satın alınma tahkikatının ne safhada ol cümlece malümdur. Böyle, ismi etrafında bir hayli hâdiseler cere- yan eden Satie kelimesinin ne ol- duğunu merak ettik. Lügatları ka- rıştırdık, bulamadık. İptida spor- cu, bilâhara bankacı hâlen de ar- pacı kumrusu olan bir mütehassı- sa (!) sorduk: — Kuzum Allahını seversen, bu Satle'nin mânası nedir? -Bü kelime, bir 'rı> ismi mürek- kebdir. İki kelimeedn yapılmıştır. Birinci kelime «Sat- tır. İkincisi «Yer dir. Biri satmak masdarın- dan emri hazır, diğeri yemek mas- darından., AHMED RAUF Terlemek masdarında: Tihazır, l em- ——— KÜÇÜK HABERLER *& Yalova kaplıcalarının işlet - me ve islahi işleri Sıhhat Vesd - letine raptedilmiştir. W Maarif Vekâleti Türk alfa - sinde tadilât yapılacağı hakkın - daki şaylaları tekzib etmiştir. * Hamidiye mekteb gemisi Zovguldaktadır. Ziyaretler yapıl- mış, halk dün sabahtan Akşama kadar gemiyi ziyaret eti 'e Ordu malüller birliği İstan - bul şubesi umumi heyeti dün der- nek binasında içtima etmiştir. * İstanbul fırııcılarının murah- hasları dün Belediyede — iktısad istişare heyeti-tarafından dinlen- mişlerdir. İmaliye ücretlerinin Arttırılıp arttırılmaması hakkın- da perşembe günü tekrar — bir toplantı yapılarak karar verile - cektir. * Yeni inşa olunan Kadıköy Maliye talisil şubesi 15 temmuz - da merasimle açılacaktır. * Toprak mahsülleri olisi, İs - tanbul ekmeği için değirmenci ve kırmacılara verdiği buğday hali- tasını yeniden değiştirmiştir. Ye- İskelelerdeki Hamallar Taşıma işleri Bir ZabtveRabta Alınacak Belediye iktisad müdürlüğü; şehrimizin muhtelif iskelelerinde bulunan hamalların börüklerinde Bu tettiş- ler neticesinde bir çok hanal bö- lüklerinde «taşıma» tarifesi olma- dığı ve işin rastgele, ıkla yapıldığı anlaşılmıştır. Ayrıca tahmil ve tahliya işleri- nin de muntazam devam etmedi- ği görülmüştür. Bunun üzerine taşı: le: de sür'atin ve tarifelerin berhal- de tatbik ve temini için alâkadar- lara emirler verilmiştir. Bundan başka, şimdiyc tarife tedarik etmiyerek va: lerinde ihmal ve Börülen bir çok memurlara da ten el çektirilmiştir. kızılca ve 2 sert buğday bulun - maktadır. Fakat bu yeni halita da pazs: sulistimalleri ip- ni halitada 7 de 3 beyaz, 7 de 2 ı7 Pelin bir kahkaha attı: — Çekinmeyiniz, Mecdi Bey! Aramızda doktor var, Rahatsızla- | nırsanız, derhal imdadınıza yeti- | Mecdi gülümsedi: — Rakıdan korkulur mu?! Sa - baha kadar içtiğim geceler çok - tur. | Feridun sordu: — Her akşam kullanır mısınız, Beyetendi? — Evet, İçmediğim gece uyuya- mam. — Çoktanberi mi içiyorsunuz? — On beş sene oluyor.. — Eski bir itiyad. Artık rakı ile candan arkadaş olmuş sayılırsı Bayrikâfi görülmektedir. Yazan: İskender F. SERTELLİ — Evet, en samimi arkadaşım o« | dur, Ondan başka bir şeye bu de rece inhirmakim yoktur. — Benim sigaraya olan dük - künlüğüm gibi. — Çok mu içersiniz? — Çok demek de lâf mı?! Gün- de Üç paket. — Pek çok.. — Bereket versin ki, içime çek- mem. Sadece dudak tiryakisiyim, Pelin atıldı: — Ona sigara içmek demezler, doktor! Hele bir içine çek de gör, | sigara içmek basıl olur.. — İçime çekemiyorüm.. Bir gün denemek istedim.. Az kaldı boğu- luyordum, Nikotin ağzımda dağı- kadar | e -| Eğlence Yerleri Tarifeleri Tenzilâtlı Tarifeler Bir Haftaya Kadar Hazırlanıyor Belediye İklisad müdürlüğü eğ- lençe yerlerinin fiyat listeleri ü- zerinde tetkikata devam etmekte- dir. Bu işin bir haftaya kadar ik- mali aştırılmıştır. Çünkü mevsim ilerlemekte, bir taraftan halk kandırılmaktadır. Sayfiye yerlerindeki bahçe ve gazinolarda ve şehirdeki bahçeler- de belediyeden tasdikli liste isti- yenlere hiç çekinmeden geçen se- nenin listeleri gösterilmektedir. Belediyenin bu işi en kısa za- manda halletmesi beklenmekte - dir. Vali Muavininin | | itilâfın da Akdenizin emniyeti ba- Bir Taziye Ziyareti Vefat Eden Amerikan Ataşe Komersiyalinin | Refikasının Sözleri Evvelki gün şehrimizde vefat eden Amerikanın memleketimiz Atage Kommersiyalı ve maruf Türk dostu M. Pillepine'nin zev- cesini dün vali muavini B. Muzaf- fer Akalın ziyaret etmiştir. Başvekilimiz B. Refik Saydam tarafından verilen emir üzerine yapılan bu ziyarette vali mua 'nimiz müteyeffanın zevcesine ta- ziyetlerini bildirmiştir. Gösterilen bu alâkaya karşı mü- tehassis olan kadın B. Muzaffer Akalına aynen şu sözleri söyle - miştir: <— Bu çok muztarib zamanı - mızda bizi teselli eden şey; zevci- min son nefesini çok sevdiği bir memlekette vermiş olmasıdır. Bütün çocuklarım burada doğ- du. Buradan ayrilirken son arzum l ber zaman gördüğümüz alâka ve muhabbetten dolayı sevgili Reisi- cunihur hazretlerine şükran hisle- rimizin arzına tavassut olunması- dır. Keşke Türkçe bilseydim de bu Bünu kıymetli bir daijma yantmda saklıyacağım —- Bir Karar Hakkında Tebliğ Bundan bir müddet evvel Dan- yal Öztemel hakkı devlet mu- bayaasına 5 sene müddetle sokul- maması hakkında karar verilmi | t Bu kararın Devlet Şürası tora- fından tasdik edilerek müddetin 1 seneye indirildiği ancak bu bir se- ne de bittiğinden dam edilebileceği dün Vilâyete tebliğ olunmuştur. hyor, Duman ciğerlerime gitmi- yor. — Şu halde zararı da nisbeten azdır. — Şüphesiz. Pelin, Münir Nureddinin şar - kılarından birinin bestesini mırıl- danmağa başladı, Feridun: — Kulaklarımız paslandı a ca- tım.. Biraz da biz dinliyelim. Diyordu. Melin atıldı: — Bugün yeni bir şarkı öğren- dim, abla! dedi. Senin kadar iyi | söyliyemem amma.. güftesi o ka- | dar hoşuma gitti ki. Başınızı ağ- rıtmazsam söyliyeym.. Mecdi Bey gülerek başını sal- Tadı. Feridun: — Aman efendim, dedi. lütfe - izl. Bendeniz şarkıya ba; lırım. Hele kadın ağcından din - | lersem.. atıra olarak | UA AİG SITATKASSİ âZzeleler -G CUMHURİYET; ! 'unus Nadi «Medeni bir eseri - Yalova kaplıcaları» isimli bugünkü başmakzlesinde Yalo - va kaplıcalarının at ve İçtli - mai Muavenet Vekâletine bağ - lanması kararını alkışlamakta ve bu kaplıcaların Cumhuriyet Tür- kiyesine cidden şeref verecek bir mükemmeliyet derecesine yük - birkaç yıl meselesi haline inmiş bulun- duğunu söylemektedir. 'TAN: Zekeriya Sertel «Akdeniz an - Taşmalarının ehemmiye' nası> isimli bugünkü başmakale- sinde; Türk - İngiliz anlaşmasın- dan sonra; Fransızlarla da Ak -« denizde sulhu ve emniyeti muha- za için ayni mahiyette karşılıklı ve uzun müddetli bir y mu- ahedesi imza etmemizin büyük e- hemmiyeti olduğunu ve her iki ve ma - kımınd- yüksek mâna ve şümu- lü buluzduğunu söyliyerek di- yor ki : «Bu anlaşmaların hedefi, Ak - denizde başgösteren harb tehli- kesinin önüne geçmek ve bu de- nizlerde yaşıyan bütün milletle - rin sulh ve sükün içinde coğrafi vaziyetlerinin feyizlerinden isti - fade etmelerini lemin etmektir.. VAKİT: Asım Us «Almanyanın sulh ve seti> isimli bugünkü bış | Bizim bildi gimiz Avrupa sulhünü | temin için bir çare vardır. Bu da kendisi için hayat sahası arayan Almanyanın başks milletlerin ha- larma hürznet etmesinden | ibarettir ve bu esas bir kere ka- bul edildikten sorra ne garbi Av- Tupada, ne de şarki Avrupada bü- yük bir konferans masası e da müzakere yolu ile halle yecek bir mesele kalmaz.» yat YENİ SABAH: İKDAM: A N, Karacan «Türk - Franı lâfı münasebetile isimli bugü: kü başmakalesinde; Türkü ve Fransımı uzun ayrılık yıllarından sonra bir daha birbirile yanyana gelmiş görmektlen bususi zevk duy-) duğunu söyliyerek diyor ki: «Ayni arz derecesi üzerinde ni grup ve tuldu seyrederek ve ayni ılık kâinatın çocuğu olarak yelişen, büyüyen ve hayata mut- gülerek bakmak insiyakile bu iki millet çocukları için hasım olmak hiçbir zaman mu - kadder sayılamazdı. Bugün 914 ten yirmi baş yıl sonra Türkü Fransızı karşı karşıya getirmiş o- | lan kötü takdiri bir daha teker Tür etmemek üzere siyasi ufuk - lardan uzaklaşmış görüyoruz.» ve | Hüseyin Cahid Yalçın «İngilte- re ortadan kalkarsa» isiml; bu - İngiliz ka se- günkü — başmakalesinde; Kral ve Kraliçesinin Am yahatinde; Amerikâ Relsicumhur muavini Garver tarafından Ma- jeste Jorja sorulan; — Bir harbde İngiltere mağlüb olursa İngiltere imparatorluğu - nun hali ne olacaktır ? Suzline karşı Majestenin: bi - vermesini | ahseden bir İtalyan ga- neşriyatını tahlil ede - mevzuu zetesin rek diy ere ortadan kalkarsa ra- nefes alabilecek olan Berlin Roma rahat rahat etrafımı yağ- edevek, kendilerine peyda edecek de- mektir. Bugün Çekoslavakyada hüküm süren <Terreur» idaresi, Arnavutluktaki — zalimane şiddet mihver devletlerinin ortalığı ser best bulmaları takdirinde beşeri- yeti bekliyen felâketler hakkında bize küçük bir fikir verebilir.. mâ ve perişan sürü sürü köl Mekteblerde imtihanlar TALEBE İlk mekteblerin son sınıflarında çocuklara karneler dağıtılmıştır. Bu man alındığı tahmin edilmektedir. Umumi netice yakında belli olacak- tr. Melin gözlerini süzerek okuma- Ba başladı: Sana gönül verdmi, beni bırakma! Gözümde tutuş da kalbimi yakma! Bir garib üşıkım, kusura bakma. Bırakma beni sen, beni bırakma! Ferldun: — Vallahi çok güzel, dedi, siz iki kardeş. ikiniz de ruha şelâle gibi akan tatlı, tatlı sesiniz var!, Mecdi Bey sigarasını yaktı. Belli ki, o da nişanlısının sesini ilk defa duyuyordu. “Pelin: — Söyler kâtir.. Diye mırıldardı. Melin, #blasının yüzüne baktı: — Bumun ârkası da var, değil mi? Haydi, Feridun: — Bekliyoruz, baldız hanım.. Diyordu. Melin düşündü.. | Sarkının arkasını hatırladı: yleserlk. İWTİHANDA gmezuniyet imtihanları dün bitmiş, Denizbankf Tasfiye — işleri Açıkta Fazla Memur Kalmıyacağı bildiriliyor Münakalât Vekili Ali Çetinka- ya tetkiklerine bugün de devam et- miş, Denizbankın lâğvile bu mü- essesenin yerini alacak teşekkü- lün müstakbel vaziyeti üzerinde alâkadarlara bazı direktifler ver- miştir. Donizbankın tasfiyesine 1 tem- muz 939 dan İtibaren başlanacak | ve aynı tarihte Denizyoll. müdürlüğüe Limanlar Umum müdürlüğü fasliyete geçecektir. Verilen malümata göre iki yeni Umum müdürlüğün faaliyete gç- mesile mülga Denizbanktan pek fazla memur açıkta kalınıyacak- tır. Yeni kadrolar şahıslandırıl! ken icabeden tedbirler alınmış, ta- sarruf gözönünde tutulmakla be- raber bu cihetin peyderpey yapıl- ması daha muvafık bulunmuştur. Bu gtibarla tasorruf. İstifa veya herhangi bir sebepel vazifesi r hayet bulan m yerine yeni memurlar alınmaması sü: tile temin edilecektir. Bazı gazeteler ilk anda açıkta kalacak memur adedinin altmışı bulacağını yazmışlardır. Alâka -« darlar bu rakamı mubalâğalı bul- maktadırlar. ——— İlk Mekteb Muallimleri urlarn Hazirandan İtibaren Maaşlarını Umumi Büdcelerden Alacaklar! İlk mektep mua vazenet umümiyeye a ltmlerinin mu- amalarının ğrendiğimize göre bu husus- ta Maarif” Vekâleti ile Dahiliye Vekâleti arasında temaslara baş- larmıştır. İlk tedrisat öğretmenlerinin u- mumi muvazeneye alımmaları; bu temaslarla kat'i surette kararlaş- tırılmıştır. Buna ait bir kanun projesi yakında hazırlanacak ve Büyük Millet Meclisine verile - cektir. Bu suretle 940 haziranından i- tibaren ilk tedrisat muallimle: nin maaşlarının umumi bütçeden verilmeğe başlanacaktır. Bu karar sayesinde muallimle rin vaziyetleri ve tereffüleri de | mleri mesleğe bağlamak sene geçen yıldan dahâ iyi randı- Sana bağlanan aldanıyormuş.. Yüzünü görenler ay sanıyormuş.. Aşkına düşenler hep yanıyormuş.. Ölürsem acırsın, beni bırakma! Feridün, Melini ablasından faz- la sevmeğe başlamıştı. İçinder — Bu ne ateşli kız, yarabbi! Diyor ve mütem: ren içiyor- — Oldu olacak, dedi, sonunu da oku bari. Melin: — Baş ağrıtmıyorsam.. Diyerek herkesin yüzüne ayrı ayrı baktıktan sonra: — Bu bir aşk şarkısıdır. Güfte- den de anlaşılıyor ya. Diye güldü. Mecdi Bey kırk yılda bir cevher | yumurtlıyan garib bir softa eda- silo mıtıldandı: — Hepimiz âşıkız, gözüm Feridun, müstakbel bacanağını için bu kararla beraber terfi şek- U için de bazı yeni hükümler ka- nacağı anlaşılmaktadır. ai İstanbul Jandarma Kumandanlığı tanbul jandarma kumandan- lığına Diyarbakır jandarma ku- mandan vekili yarbay Ziya tayin olunmuştur. İstanbul jandarma kumandanı binbaşı Nihad da Çatalcaya ta- yin olunmuştur, isinin sön küplesini okuyar- du: Vejfasız sevgilim aldatma beni, Öksüzüm, hicrana gel atma beni, Yüzüme bakıp ta avutma beni, Bu akşam göğrüne sarı gül takma! Melin şarkısını bitirdi. ve göğ- süne tesadüfen taklığı sarı gülü gapından çekip kokladı.. Meodiye uzattı: — Hangi renkten hoşlanırsınız siz? — Sarı rengi sevmem. Kırmızı- yı beğenirim. Feridun atıldı: in her rengi sevilir a ku- Bi rengi elinize alsanız, mis gibi kokar, Ben güllerde kat'iyyen | renk aramam... Ve hepsini seve - | rim, Melin cevap verdi: | — Herkes sizin gibi olmaz. eniş- | | te 1918 senesindeki felâkı | vasını, Montrö'de Boğazlar da: Nihayet Hatay'a Kavuştuk Yazan: Ahmed Şükrü ESMER Üç senedenberi yalnız — türklef | için değil, Fransızlar için de bif üzüntü mevzuu olan Hatay me- selesi nihayet halledilmiştir. Türk milletinin istemiyerek sürüklen * diği büyük harbin felâketli neti- e bizden ayrılan bu Var tan cüzü, tekrar milli hududları« miz içine girmektedir. Alsas - L0r Ten'den ayrı kalmanın kırk küsuf asını tutan Fransa, Türk mik n bu an içindeki sevincini ef anlıyan bir memlekettir. Uzut cesi üze, | ve üzücü müzakerelerden dahi olsa, meseleyi lehimiz letmekle Fransa, minnet vı ranlarını kazanmış oluyor Hatay ana vatandan fili surel- or üzes Bundan sonra üç sene kanlı mücadelelere — sahne oldu. Nihayet 1921 sonbaharında imzaladığımız - Ankara Hatayı Sur'ye ile bi daki Türk kardeşlerimizi unut madik: Muatiedenin yodinci mar desi oradaki- ırkdaşlarımız hak - kında duydu. tesbit etm beş sene, Hataya 1921 muahede - sinin temin ettiği haklar üzerinde israr ettik. 1936 senesinde Fransa Suriye ile münasebi yen den tanzim etmeğe teşebhüs edin ce, şartlar tamamile değişti. Bu - nunla berabor, Cumhuriyet hükü- meti, ilk zamanlarda 1921 muka velesinin Hataya temin ettiği hak- ların muhafazasından başka bir Bgaye istihdaf etmiyordu. Bunu gaye istihdaf etmiyordu. Bunu te min için Fransa ile müzakereye iştik. Milletler cemiyetine tik. Çalıştık. — Uğraştık. 1936 da başlıyan bu ihtilâf, tam birer sı ne fasıla ile üç safha geçirmiştir: 1 — Hatayın müstakil bir «var lik» olduğunu tanıtıncıya — kadar bir sene geçti. 2 lik> olduklarını tanıtmak bir sene sürdü ve 18 muzunda bu nokta miya varıldı. Bunda nsonra ayrı «var - rinde anlar 3 — Bir sene sonra, 1929' sene temmuzunda da Hatay büsbütür Anavatana ravuşmaktadır. Bu üç senelik mücadelenin bü - tün safhaları henüz — hafızalardı canlı alduğundan bunların tekr rına lüzum voktur. Yalnız Hatay ana vatana kavuşmak üzere bu- 1 — Evvelâ Hatayın v. dudi içine milletdaşımız alını | vatanın nüfusu o nisbette x Sonra şarki Akdenizin en eh miyetli Timanı elimize — geç İktisadi bakımdan olduğu k da askeri bakımdan kuvvetleşi yoruz. Cumhuriyet Türkiyesinin beynelmilel muvazenedeki ağ, lığı o nisbette artıyor. 2 — İkinci bir nokta: — Çarlı": Rusyasının yıkılması gibi fevka lâde şartlar altında geri aldığım.z Kars ve Ardahan istisna edilecek olursa, 1699 Karlofça muahede - sindenberi ilk defadır ki Türkiye elinden çıkan toprağı geri almıya muvaffak olmuştur. İki buçuk -- sırdanberi Avrupanın vazettiği ve bilhassa 19 uncu asırda tatbik et- tiği düstur şu idi: Hilâlin çıkıp salibin girdiği yeve bir defa dah hilâl giremez.» 313 harbinde Yu- nanistanı mağlüb edib de hudude larımızı tashıh etmek İstediğimiz zaman, Avrupa devletleri karşı- mıza bu düsturu — koymuşlardı. Cumhuziyet Türkiyesi bu an'aneyi kırmıştır. 3 — Üçüncü olarak da şu söy- lenebilir ki, Türkiye, Hatay da- ı gibi, müzakere yolile balletmiştir. Ve bu suretle, kuvvete müracaat etmeden mukavelelerin değişebi. Pleceğini dünyaya — göstermiştir. Boğuazlar ve Hatay — davalarının halli, bazı devletlerin — Hariciye Vekâletleri için birer örnek ol