HÂDiSELER KARŞISINDA * BİR ANKET AÇIYORUM emiyetler kanununa göre C nihayet 13 temmuz tarihi- ne kadar, İstanbulun maruf 18 spor - kulübünün isimlerinin mutlaka i dâzim - miş! Kanun bu, kanunün — kes - tiği parmak acımaz.. Fenerbahçe, Galatasaray, Beşiktaş gibi, bir mintaka, bir semt adı taşıyan ku- düpler, isimlerini değiştirerekler.. Şimdi, mesele büyük: ne ad koymalı?,, Ben, âcizane, bu köşe- ciğime, bir anket açıyorum. Oku- yucularan, bu kulüplere müna- sip isimler bulacak olursa, bana yazsınlar, neşredeceğim.. Şartlarım şunlardır: 1— Oyuncuları spora teşvik e- dici olmalı, fakat kavga ve döğü- şe teşvik edici olmamalı. 2- Konacak isim ebediyyen ka- lacağı için «Şeref stadyomu» nun adı gibi, leride, muhtelif sebep - lerle yazar bozar tahtası haline gelmemeli, 3— İsimde uğur olmalı. Meselâ, bu kulübe girecekler bir banka - da, bir başka müessesede derhal bir iş bulabilmelidir. 4— İsim, sporcuya bir istikbal hazırlıyacak &adar uzağı gören bir mofhum olmalı. Meselâ, yeni Spor Kurumu teşkilâtına müşavir olmağı kolaylaştırmalı. $— Öz Türkçe olmalı, fakat moktöp kitaplarının terimleri gi- bi 99 defa değişen cinsinden ol- Tamalı.. 6— Estetik güzelliği, ahengi ve armonisi olmalı. Meselâ stadyam- da «Yaşa... Bilmem ne kulübi diye bağıcırken, kulağa haş gel- meli. T— Yazılacak cevaplar kısa, va- mh olmalı. 8— İmlâsı, ifedesi, dünkü Son Postada Muhiddin Birgenin neş- Meni israfat kararı verildikten KÜÇÜK HABERLER * Son buhranlı vaziyet üzerine arttırılmış olan sigortaların harb rizikolası tekrar eski haddine in- dirilmiştir. İk Beylerbeyi sarayı müştemi- lâtından bulunan «Sarı köşk. mil- N saraylar idaresince tamir olu - | nacaktır. * Müzelerimizden beynelmilel Nevyork sergisine gönderilmiş 0- lan eşyalar haziran sonunda yo- 'ak şehrimize getirile- * İstanbul bicaret müdürü Ce- mal Ziyanın Vekâlette bir vazi - | feye tayini ile İstanbul ticaret mü- dürlüğüne İzmir ticaret odası u- mumi kâtibi Mehmed Alinin ge- tirilmesi kararlaştırılmıştır. * Ekmek narkı fiatları dün ay- nen ipka olunmuştur. — Vallahi ben bu kadar sicak ve ruha bir şelâle gibi akan bir ses duymadım. Tebrik ederim şi- zi Necdet de tebrikte gecikmedi: — İşte bir plâj bülbülü. Ben, bu doğmadan an beyim, dedi. bu ka- dar fedakârlığa lüzum yak. Siz bana bir plâj resmi yapamsanız, ben bütün yaz sizin bahçenizde ge- He, bülbül gibi şakırım. —21 ıAıııŞı 1939 Son — Telgraf- sonra, bütün otekcileri bir telâş al- dı: düğünlerin otlelerde yapılma- sına müsaade edilmeyince, bu a- damcağızlar nasıl ve nereden ek- mek yesinler?. Şimdi. muhtelif yerlere baş vu- rarak, derdlerine çare arıyorlar.. Bizim aklımıza bir çare geldi: bo- şanma hidiseleri için bir mera- #im icad etmell, Her boşanan çift bir otel ne resmen: — Elveda, demeli, Bu meras'm masrafsız, israfsız- dır. Bu suretle hem meni israfat kararı yerine gelmiş, hem de o- telciler, üç beş kuruş ekmek pa- rasını doğrulturlar.. MÜTEHASSIS KİME DENİR, TARİFİ. 'muna gidip birbirleri. Yeni Baremin müzakeresi ha- raretli bir devreye girdi. Dünkü gazetelerde kimlere mütehassıs deneceği hakkında Mecliste ge - çen müzakere tafsilâtını okudum. Bir meb'us mütehassısın tarifini Eski Unkapanı Köprüsü Belediye İle Şirket Arasında Yeni İhtilâf Çıktı Gazi köprüsünü yapan şirketle Belediye reisliği arasında yeni bir; Mtilâf çıkmıştır. Mevcud müukavele — mücibince | şirket Gazi köprüsünün inşasına başladığı tarihten, inşâatın biterek seyrüsefere açılmasına kadar es- ki Unkapanı — köprüsünü iyi ve seyrisefere müsaid bir gekilde mu- hafaza etmeğe mecbur bulunmak- tadır. Halbuki Unkapanı köprüsü bir fırtına esnasında tamamen hara olarak — kaldırılmış ve şirket bu köprü için hiçbir masraf yapma - miştir. Bu sebeble Belediye reis- liği şirkete vereceği inşa bedelin- den bir miktar para kesmek iste- mektedir. Şirket buna razı olmı maktadır. Bu sebeble çıkan ihti » lâfın halli hakeme havale olun - istiyor. Bizim kanaatimze göre müte- hassıs ol kimseye denir ki, bu ta- Bhli zatı şerif avuçlar dolusu pa- ra alır, Vazfesine gelince: güna gün raporlar tahrir etmektir. 70 BİN LİRA KAZANAN MUHARRİR Londrada bir kadın muharrir, bir piyesinden 70 bin İngilr lira- Si kazanmış!. Evvelâ. rakamın ya- zılışında bir tertip hatası olabile- | ceğini düşündüm Fakat, intikal ettim ki, nihayet, Londrada çıkan bir gazetede tertip hatası olamaz. (Bizimkilerin kulakları çınlasın.) Sonra, bir de bizim neşriyat ha- yatımızı düşündüm. Bizde - mu- balâğa ediyorum zannetmeyin - bir muharrir, bir piyesinden 70 Hira alırsa, kendisini bahtiyar sa- yar.. Ve muhbarrir, bu piyese ay- larca emek vermiş, göz nuru dök- nüştür, l AHMED RAUF * Beyoğlu mintakası İlk mektebi muallimlerile lise ve orta mek - tebler beden terbiyesi hocaları dün. toplanarak talebe ve tedris vazi - | yetile mekteblerin spor faaliyeti | hakkında görüşmüşlerdir. * Dahiliye Vekilimiz Faik Öz- trak dün akşam şehrimizden An- Karaya hareket etmiştir. » Muğlanın Katrancı ki de bir köylüyü parasına tamaan öldüren Ali ile kendi karısını öl- düren Hasan dün idam olun, lardır. Bir Çocuk 8 Metreden Düştü Ayvansarayda Mustafapaşa, caci-| desinde Muhtar sokağında 20 nu-; maralı evde oturan 12 yaşlarında | 1 Şevket adında bir çocuk Kdirne- | Yazan- İşkender F. SERTELLİ Pelini müşkül vaziyete düşürmemek için: — Ben gidiyorum. Necdet! Dedi., Pelniden de müsaade is tiyerek gazinodan çıklı. Feridun, Pelinle Necdeti yalnız bırakmağa mecburdu. Aksi tak - dirde Needet, Ferndunun yakasımı| Birakmıyacaktı. Necdet Feridunun arkasından: afta içinde beklerim, dok- | | | tekrar görmüştü. | | torcuj Diye bağırıyordu.. Feridün şöseye çıktı.. Tramvay istasynundaki ağacın dibinde do- laşmağa başladı. Acaba Pelin sözünde duracak müştur. Diğer taraftan Gazi köprüsüne | vurulan boyaların lâzım gelen ev-| safı haiz olmadıklarından çabucak| ve daha köprü açılmadan bozul - | duklarını yazmıştık. | Belediye bunu da protesto et - miştir. Şirket, yeniden ve Jâzım | gelen evsafı haiz boya vurmadığı takdirde Belediye reisliği icabeden| tedbirlere müracaat edecektir. Be- lediye heyeti fenniye müdürlü - Ründe dün bu hususta bir karar | vermek üzere bir toplantı yapıl- miştir. | Memurlar İçin | Apartmanlar Uzun Köprüden Başka l Mıntakalarda da Memur-. lar için Apartman Yapılacak Uzunköprüde gümrük memur - darı için inşası kararlaştırılan a partımantar görülen lüzum üze - rine gelecek seneye bırakılmıştır. | Bundan bir müddet evvel Uzun-| köprüde tetkikat y sına elverişli yı miştir. Memur apartımanları is - tasyona yakın bir sahada inşa e- dilecektir. Apartımanın her dairesi bir memura tahsis edilecek, mu - kabilinde alınması lâzım gel Ta maaşlardan kesilecektir. Apar- | tımanıd inşasına sarfedilen para kira bedellerinden çıkarıldığı ta- cihten itâbaren bu apartımanlarda ikamet ücreti ehemmiyetl; nisbet-| te tenzil edilecektir. Uzunköprüde olduğu gibi diğer, bazı mintakalarda da memuzlar i-| çin apartıman yapılması kararlaş tırılmıştır. Bir müddet sonra muh- telif mintı larda bu hüsüsta tet- at yapılacaktır. “kapıda kale duvarının üzerine çı- karak oynamakta iken 8 metre yükseklikten düşerek başından ve| muhtelif yerlerinden ağır surette yaralanmıştır Feridun şüphe ve tereddüd için-| de mütemadiyen sişgara içiyor ve | düşünüyordu: — Ya gelmezse.. Necdetin elin- den kurtulup kaçamazsa. Bu ka- | dar ince, zarif ve güzel bir kızı | budalaca Necdetin kucağına terk edişime acırım doğrusu, Ortalık iyiev kararmşıtı. Feridun asfalt cadde Üzerinde yarım saatten fazla dolaştı. Bek- | ledi. Her geçen kadını. — uzaktan Pelin sanıyordu. Pelin hâlâ meydanda yoktu. Haniya Kadıköyüne birlikte gi- deceklerdi! Haniya ona Kadıkö - yüne kadar refakat etmesini rica etmişti! Bütün bunlar birer dolap miydı yoksa? | Acaba bu işte kendisi mi ati mıştı? İştle bDIr gölge. O, Necdeti atlattığını sanıyordu.| | iya Sertel, Mecliste ba-| rzem kanununun müzakereleri de-| layısile Ş dern devlette memur telâkkisini anlatıyor. Diyor ki: «Bizde memur hayatını modern) Türk devletinin yeni ihtiyaçlarına! uydurmuya çalışan bir - teşebbüs var. Bu bakımdan — bizdeki idart mun bir başlangıcına şahid oluyoruz. Mesele yalnız maaşlı ve ücretli memurlar arasında bir mu-| yazene ve teadül vücüde getirmek 1 Türk devletinin modern te lâkkiler dahilinde üzerine aldığı Yunus Nâdi”«Türk gençliğinin bir zaferi» isimli bugünkü başrı kalesinde Tiği için bi hamlesi yor ki ük, kıiymetli bir luğunu kaydederek di «Güzel ve muvaffak oyunile bü- tün memleketin — memnüniyetini tahrik ve temin eden Demirspor kımını samimiyetle tebrik eder- ken bu zaferin ayni — istidaddaki bütün gençliğimize şamil olduğu- nu söylemek isteriz. Sporda mu- vaffak olmak için Demirspor bir örnektir. Dikkatli, çok çalışkan op mak, iyi netice almak için yörul- maz bir enerjile uğraşmak ve bü- tün bunlar içinde centilmence ha-, rekeli ön safta tutmak. Spor sahasında iftiharla şahidi olduğumuz parlak manzaraya gö- re önümüzdeki yıllarda Demirspor| ayarında ve belki daha ileri kulüb- lerimizi ve milli takımlarımızı gö-| rebileceğimize aid tamdır.» VAKİT: Asım Us Avrupa sulhunda İş - panyanın — rolünden — bahsediyor. Diyor ki: etmniyetimiz «İtalyanın Franko İspanyasının| askeri bir ittifakını kazanmak için| ileri türdükleri menfastlerden biri Tanca vaziyetidir. İlalyanlar İs - panyol Fasının içnide beynelmilel bir idareye tâbi olan Tancanın da> | hili harb esnasında General ["nın'î ko aleyhindeki hazeketlere canlı bir kaynak teşkil ettiğini hatırla- tarak bu rejimin ilgası için İspan- yayı totaliter devletler ile bir - | leşmeğe teşvik ediyor. Fakal İtalyanların bu türlü tah-i tini şimsiye Tikâtı Franko hüküm kadar ikna' edernemiştir dahili muharebede gördüğü y dimlardan dolayı. bir Avrupa har- İspanya, bi takdirinde mihver devletlerine | katılmak niyetinde değil! YENİ SABAH: Hüseyin Cahid Yı yanın her zaman bahsettiği hayat | sahalarından neler kasdettiğini an: latiyor. Diyor ki *Bizim anladığımıza göre, şim- diki hududlarına — sığmadıklarını söyliyerek kendilerini yaşatacak topraklar istiyorlar. Almanların iddöa ettikleri gübi, Acaba yine başkası mı geçiyor?' Yoksa bu gelen o mudür? Galiba Pelin geliyor.. Feridun hızlı hızlı yürüdü. Gökten yere iniyor gibi gittikçe uzayan bir gölge bu. Evet Bu gelen oydu. Pelin geliyordu. Feridun yaklaştı: — Pelin Hanım, noden gecik - tiniz bu kadar? Pelin çok heyecanlıydı. — Aman doktor, bir otamobil geçerse, hemen çevirip atlıyalım Bu gece buradan çabuk uzakla - şalım. Diyerek doktorun kolundan tu- tü — Vallahi şimdi düşüp bayıla- cağım. Bu adam çam sakızı gibi yakama yapıştı. Bana, ortada fol yok, yumurta yökken: «Avrupaya | gidelim.. Venedikte — bir bal ayı gegirelim!- diyip — duruyor... Deli, midir, aptal mıdır, nedir?! zdığı baş yazısında mo- İngiliz - futbolcularile yapılan üçüncü maçın Türk genç- T her millet kendi kabiliyetine, ken- di çalışkanlığına göre bir hak da- vasına kalkacak ve bunu hayati bir mesele addedecekse bu dün - yada uzun, kanlı ve vahşi bir harb| devresi açılır. Almanlar böyle iddiaya kalk - lerinde birleşmeğe mecbur ede - ceklerdir. Çünkü dünyada yalnız Alman yoktur, Başka kavimlerin de hayat bakları vardır.» İKDAM: A. N, Karacan İtalyanın Arna- vudlukta yaptığı tahşidattan bah-| sederek diyor ki: sArnavutluktaki İtalyan kuv - vetlerinin arttırılması Türkiye ile| İngiltereyi düşündürmek içinmiş. Balkanların herhangi bir nokta - |osinda eyildirim. sür'atile hücum». | nazariyesine —uygur bir şekilde müdahale — edebilecek — vaziyette bulunmak istiyorlarmış. Fakat vaziyet © haldedir ki, ne | Balkanlarda tehdid ve ihafe ile bir şey kaparmak ihtimali vardır, ne de Balkanlılarda kuru gürül - | tüye pabuç bırakmak haleti ruhi- | yesi kalmı _l;i;ango ve Mahsulâtı Arziye Vergisi Hariciye ve Maliye Vekilleri Dün Parti Grupunda İzahat Verdiler Parti grupu dün saat 15 de Hilmi | Uranın reisliğinde — toplanmıştır Bu içtimada Hariciye Vekili dün-| ğumüz memnüniyeti tebarüz et rafında izahat vermiş ve Rumen, Masir Hariciye Nazırlarının mem- leketimizi ziyaretlerinden duydu-| ğumuz memnpuniyeti tebarüz et tirmiştir Hariciye Vekili bu meyanda ha-| rici politikamızın seyri hakkında tenevvür etmek istiyen — birçok hatibleri de tatmin etmiştir. Meb'uslar, bazı yabâncı mem- Pleker gazetelerinin, Romanya ile | bu gazetelerin mensub oldukları | | memleketler arasındaki ihtilâflar | hakkında yazılar neşrine Galen - ka'nun Ankara ziyar vesile | ittihaz eylemelerini, Romanya için olduğu kadar, Türkiye için de ga: ridostane telâkki etmişlerdir âni | Bundan sonra Muş meb'usu Hak- kı Kılinç takririne Vekili Fuad kaldırılmış olduğunu ve tayyare piyangosunun da badema Cumhu- riyet Merkez Bankası tarafından sdaresinin derpiş olunduğunu söy- lemiştir. BAREM KANUNU BUGÜN DE MÜZAKERE EDİLECEK Büyük Millet Meclisi — bugün Feridun birdenbire şaşaladı. O, Necdetin gizli maksadlarını da bu suretle Üğrenmiş oluyordu. — Demek ki sizinle evlenmeğe karar vermiş.. Fena mı? dedi. O, san'atkâr bir gençtir. Size iyi bir koca olur. — Yalan söylüyorsunuz, dok - tor! O bana.. Benim gibi şen rukdu bir kıza hiçbir zaman iyi bir kos ca olamaz. Ben — onunla evlenir- şem. mahvolurum. O, neş'e düş - mani bir. erkektir. — Düne kadar sade neş'e değil, ni zamanda kadın düşmanıydı da, Fakat, siz onun karşısına çık- tınız.. Birkaç günlük bir temas - tan sonra Necdet bütün kantatle- rini değiştirmiştir. İnsanlar daimal böyledir. Bir şeyin içine girmeden başka türlü düşünülür.. İçine gir- dikten snra düşünüşler. görüşlere | | | işsizlere | iş Veren Teşkilât | İş Yerlerini Kapatacak! Olan Bu Teşkilât Yakında Kurulacak Fak İşsizlere iş bulmak için resmi teşkilât vücude getirilmesi icab etmektedir. Şehirde vakit vaklt «iş bürosu», iş bulma yerie na- mile bürolar açılmkatadır. Bun- iş bulma landırmak yolunu takib etmişler- dir. Bunların çoğu kapatılmıştır. İş kanunu bu işi teşkilâtlandır- mayı âmir olduğurndan — badema «iş büresu» namile iş bulma yer - leri açılması menedilmiştir. Kanuna göre işsizlere iş bula - şkilâtı kuracak olan nizam- bu sene hazir: önce çıkarılan nizamnamelerin e- hemmiyeti dolayısile işler çoğal - dığından iş bulma teşkilâtı nizam- namesi şimdilik tehir edilmişi Bünunla beraber bu sene içinde çıkarılması kuvvetle mühtemel - | dir. İş bulma teşkilâtı mıntaka | sad müdürlüğünde kurulacaktır. Bu teşkilât faaliyete geçer geç - patılacaktır. İşsi ruya mantaka iktısad müdürlü - | ğüne mürsesat edeceklerdir. Bun-, edilecek ve ilk münhale yerleştirilecektir. ların vaziyetleri tetkik ğ Sirkeci Antrepoları İnşaat İkmal Edildi, Edilecek Sirkecide güzel bir meydan in- şası için çalışmalara devam edil- mektedir. Sirkesi — istasyonunun liğer cepbesindeki bahçenin tan- Zimine yaz sonunda başlanacaktır. çe çalgılı gazino olarak kullanıl - miyacaktır. meydan açmak için civardaki ba- zi binaların istimlâkt icab etmek- tedir. Nafta Vekâletile Belediye arasında bu istimlâk iş; maslar yapılmaktadır. çin te - Sirketi camiinin yıkılmasın sonra lan şasına başlanan antrepo- lar ikmal edilmiştir. Bu antrepo - vehane yapılacaktır. tıda yeni barem kanunu müza - lunmaktadır. barettir. Necdet de tıpkı filezof- | lar gibi bergün mantıkını görüş- lerine göre kuran bir erkektir. Bu sırada yukarıdan geçen bir taksiyi çevirdiler.. Feridun, go - före: — Kadıköyüne., Diye seklendi. Pelin otamabi Birince geniş geniş bir neles lmişti. — Aradan kiz: — Hayır, dedi, Kadıköyüne de- Bil. Çamlıcaya gideceğiz, (Devamı var) Bir tashih: Evvelki günkü 9 numaralı tefrikamzım ikinci sütunun « daki şarkının üçüncü musra - ynda: «Boyun iğildir. cümlesi göre derhal değişir. Hiçbir filezo- fun #elsefeleri tecrübe — mahstilü değil. Sadece birer düşünceden & yanlıştıkla <iğildi. şeklinde dizilmiştir. Tashih ederiz. ir alkan Antnntını;ı Ana Prensipleri Yazan: Ahmed Şükrü ESMER , İş kanunu hükümlerinden ola- ların bir kısmı hakikaten işsizlere| maksadile açılmış ise | de, bir çoğu da bazı Bafdilleri kan- dırmak, iş bulmak vadile para do-| tatbik, icab ediyordu. Fakat daha| Bi ti-| mez mevcud bütün iş büroları ka-| ler doğrudan doğ-i Civar Yakında Tanzim Gelecek seneden ilibaren bu bah- İstasyonda yeni inşa edilen ban-, Tiyö peron'nunun önünde geniş bir. ların civarında amele için bir kah-, —nKoamaamm saat 15 de toplanacaktır. Bu toplan-| keresinin ikmali çok muhtemel bu-. bir dakika bile geçmemişti. Genç Balkan antantının anâ prensip” jlerini her balkanlı bilir.. Fakat mür | lüm olsa da bu prensiplerin tekrüf tekrar izahında fayda vardır. Bik hassa antanı konseyinin reisi gibi salâhiyetli bir zat tarafından... BAY Gafenko bu defa Atina'yı ziyarek | ettiği zaman yunan meslektaşlarır imıza antantın ana prensiplerini gŞöyle hülâsa etmiştir: İstiklâl, tesanüt ve sulh yolundt çalışmak. Bunlar tesadüfen sıralanmış d&“ Billerdir. Ancantı teşkll eden dev let'erin her şeyden evvel istiklâlle” rine ehemmiyet vermelerine delir let eder. Evvelâ istiklâl Sonra sult Balkan antantı her ne pahaya O* Tursa alsun sulhun muhafazası İ" çin kurulmamıştir. Yanlış anlaşıl- masan. Balkan memleketlerinin is- tiklâllerini ve mülki tamamlıkları- t1 korumak için teşkil edilmiştir. Eğer bu, sulh yolu İle temin edie lirse ne Blâ? Edilemediği takdir de harple temin edilecektir. D& | mek oluyor ki Balkan memleket- deri, Çekoslovakya'dan farklı ol" gak, evvelâ — istiklâllerini, sonrâ sulhu düşünüyorlar. Ve böyle dü- şündükleri içindir ki sulh korunâ” biltyor. Otoriter devletlerin, Balkan an- tantının «bitaraflığına» ehemiyet verdikleri, bu memleket gazeteleri tarafından son zamanlarda yazılan makalelerden anlaşılmaktadır. Bü takdirde izah edelim: bitaraflık dâ bir gaye değil, vasıtadır. Binaen- âleyh prensip bile sayılamaz. Gay€ Balkan memleketlerinin istiklâlle- rini muhafazadan ibarettir. Bunun muhafazası için harbi göze alan devletler elbette tehlike karşısın” da Bitaraflıktan — ayrılacaklardır. Balkan antantının bitaraflığı, an- cak bu bitaraflık balkanların istik- lüllerini korumak için faydalı ol- duğu zamana kadar devam edebi- | dir. Faydahı olmadığı anlaşıldığı gün bitaraflıktan ayrılmak bir va- ziledir. Gafenko, Yugoslavanın da Bal- kan antantını böyle anladığını söylemiştir. Konsey reisi demiş- tir ki: $ *Ankara ve Atinada müşahede- de ve tesbit ettiğim şeyi yugoslav- mer fektaşım Markoviç ile mülâ: katlarımda da müşahede ve tesbi' etmiştim.. Yugoslavya'nın istiklâl mesele- | sine büyük ehemiyet verdiği, P: Pol tarafından Berline yapılan sor ziyarette de sarih olarak anlaşıl- mışti, Bu ziyaret esnasında $i lenen nutukların bir inceliği belki gözden kaçmıştır. Hitler, söyledi- Bi nutukta «Yugoslavyanın artık daimfleşen müşterek hudutların dan» bahsetmişti. Malümdur ki Avusturyanın ilhakından sonra Yugoslavya a İtalya gibi, Alman- yanın hudüt komşusu — olmuştur. Hitler, İtalyaya Breneri geçme- yeceğine dair söz verdiği gibi Yu- Bgoslavyaya da bu noktada temi- nat vermek istemiş olacaktır. Fakat Prens Pol'ün cevabı dik- kate lâyıktır. Prens, Almanyanın, müşterek hudutlara ve <Yugoslav « istiklâline» hürmet edeceğine da- ir verdiği teminattan dolayı mem- nuniyet beyan etmiştir. | — Bir memleketin istiklâline hür- | met edilmeksizin hudutlarına hür- met edilebilir mi? Edilir. Çekoslo- | vakya'nın hudutlacı hâlâ bakidir. Slovakya duruyor. Hâttâ Arnavut- luk bile. Hudutlar orada fakat is- tiklâi nerede? Alman ve İtalyan hayat sahasının şümul ve mana- sına bakılacak olursa, bu iki dev- let için hudutları değiştirmek en- teresan değildir. Hattâ zavahirde bir siyasi istiklâl de baki kalabi- | lir. Fakat hayat sahası içindeki memleketler iktisaden hak edil- melidir. İstiklâl bahsinde iktisa- df istiklâlin de siyasi istiklâl ka- dar ehemmiyetli olduğu nazarı itibara alınmalıdır. Esasen siyas” İStiklâl iktısadi istiklülden ayrıla- maz. Bunlar birbirini tamamlıyan iki unsurdurdur ki birinin bulun- ;"*iıeı yerde ötekine de yer yök- ur.