ON TEL AZİRAN 1398 O da İttifaka Girecek mi. ğ Ü ispanya Çok Nazik- --- aziyette! |spanyacıa İki Kuvvetli Cereyan Mücadeleye Girışfi Bir — Krallık Taraftarları Başka Türlü, Franko'nun Başkumandan ve Devlet Reisi Olarak Kalmasını İstiyenler Başka Türlü Düşünüyorlar gpanyanın Avrupa politika - da aldığı ve alacağı vazi- dünya matbuatını bugün- gene çok meşgul etmeğe başı le ladı. İspanyadaki dahili harbe karış- miş olan İtalyan gödüllüleri - ki 22000 olduğu söyleniyor - mem- leketlerine yollandı. Alman gö - nüllüleri de memleketlerine gitti- ler. Şimdi üzerinde durulması lâ- zım gelen nokta bu yabancı as - kerlerin - çıkarılması hi Fransanın General Frani bulunmakla alan İşpanya in daha çok iyileş geliyor diye, düşün bin devam etti I Pranko Fraj rmedi değil şiradi Fransızlar kerdisine rlar. Fakat General rağmen 930 bi arko buna Eki İspanyol Kealı on üçüncü Al fons bir hastaneyi ziyareti sırasında 4 da Bolşevikliğe karşı mü 'n ceryan az olmadığı gibı emri ver misaka işti - et mukadderatını yalnız Ge - | i. Ondan sonra Almanı cal Frarıkonun tayin ve tensi- | ya, ve İtalya gibi o da Mil- , bine bırakmak istemiyen Kr cemiyetinden çekilmiş taraftarları da ı letler sırasına geçti. İ Almanya ve İtalya ile münase- İtalya batı çok sıklaştırmak isti, heyet gö panyollar da vardır. Bunlar Fran İşte İspanyanın şimdi tereddüt 1 nokta budür. Al t © da bun t ki Almanı a girmek için kendisinde şiddetli bir arzu duymuyor, Böyle bir arzü duyacük olsa bilö İspan- | » y nak ve İtalyah aleyhtarı u düşünüyor | - İtalya Tâflı bir mı | huriyet hüküm nenin altır Framı altınların ladesi & ndedir mış olan İspanyolların iadesini ve Fransaya re ileri sürerek ile gerginlik gös- eşyanıs ve kiy- İspanyaya iade ZI eşya var ki larıı aya yoll 1 evvelce hazi- da saklamak üze Şimdi pürüzlü larm bir Bu hafta TAKSİM Sinemasında Aşkın Göz Yaşları TÜRKÇE SÖZLÜ - ARABÇA ŞARKILI Şarkın Bülbüü ABDÜLVEHAB'ın Sesini Dinleyiniz. Yaz Flatları: 15 « 20 - 25 Kr. Loca 100 Kuruş | yasına karşı böyle düşünüyorlar Si teşkil ediyor. Dahili harp- lmuş, harab olmüş - bir ette altının büyük lüzu - | mu olduğunu söylemeğe haceti | yok. Fakat Pi e bu - ; gün Fransada he n mah - | rum, aç, billâç İs; llar var ki | bunları barı kümetinin çi ti, ne lâzım gelen dirmak Fransa işidir. Bunları almak bugünkü İspanyol hüküme- ne de vatandaşla vesaite almakta 0 hükümeti pek de aceleye lüzum görmüyor. Çünkü bunları ne ile yapacak?. Memleket peri- şan, ziraat sahaları harab olmuş- tur. Fazla olarak Franko hüküme- | ti İtalyadan 3 - 4 mülyar liret borç r. Bunün faizini nasıl ödi- | yeceğini düşünüyor. Pransadan, İngiltereden borç almak sözleri çıktığı zaman İspanyol gözeteleri bunun şiddetle aleyhinde bulun Çünkü bunu İspanyarın is- aykırı buldulari, İşte Fransızlar Franko İspan - Pr ün 400,000 kadar İspanyol mültecisi vardır Bun- | |Meraklı Şeylerl AÇLIKTAN ÖLEN BİR —AŞLIKTAN ÖLEN BİR ANCI | ir aşça raz garip açlıklan ölmesini bi. buluyotsunuz değil -. Fakal, bu söylediğimiz doğ- dur, oııı de Çar İkinci Nikolanın Aşçıbaşısı Malloel'tr. Nevyorkta sela- Tetten, açlıktan ölmüştür. Malicef, çok usta İdi. Carın emniyet ve ilimadını kazanmış idi. Rir kaç ke- ve Çar ve Çariçe ile bir sofrada olur- müş, yemek de yemişti. MEYDANA ÇIKARAN $u Amerikalılar çok tuhaf adamlar! | Yalanı meydana çıkaran, ölümü haber | #ren, heyecanın derecesini ölçen ma- | inoler koadl ettikleri gibi şimdi de sar- oşların sarheşluk derecesini ülçmek in bir âlet icad etmişler... Buş gocukların uçurdukları balon- Yara behzer, Bir nevi gazla şişirilmiş- ir. Sarhoş olmadıklarını iddia eden- er, bunu isbat için balana üflerler. Söz- wri döğrü ise balonda bir - değişiklik | | | Grülmüyor. Aksi hülde rengi başka- 'or A SULMU İÇİN ——— Papa 11 inci Pi, geçen eyiâi buh- ranında dünya sulhunu muhalara için sanımı fedaya bazır olduğunu söyle- müşti. Papa 12 inci Pi de, bütün dünya katolik çocuklarını, sulhun idamesi i- vin kiliselerde duaya derlerken ilindistandan bir sex yül seldi. Gandinin sesi: «Sulh için mücadele odiyorum. Sulh için öleceğim!. «Garp ülemini tehdid eden —harhin önüne geçmek için örüç tularak ölme- ve hazırım..a EGER KRAL İSTKMİŞ OLSA... İngili Krah Majesie 6 mcı Jerj ye- ni dünya seyahatine devam — ediyor. Madeste kralın bir çok bukuku vardır. Bunları istimal etmiş olma: Bütün ordu ve donanmayı, zabilleri ve mürettebatı dahil olmak şartile tet his etmek hakkını haizdir. İstemiş el sa bütün harb gemilerini de satabili Harb zühüründa, — sülha — isde içi aille prensliği üzerindeki hak- larından vazgeçebilir. Tebaasından., istediklerine asalet vanı verebilir. Hapishanelerin kapılarını açtırmak, mahıpasları sahvermek hakkıdır. Fakat, majeste 6 bu hakla- ERGENLİK - çük bezlerin (guddeler. li ve koyu bir neşretme- lerinden ibaret bir hastalık - | tır ki, yüzde hasıl olur. Bu da kılları besliyen gudde rının kapanmasından ileri ge- Bu suretle yüzde çıkan e ergenlik derler ki, midenin muğötazam ilâ dahilinde bulunan ve kılların büyüme - sine hizmet eden kü- yolla- ekseriya aki tertib de ergen- iyi bir merhemdir: lardan bir kısmı F ine girmekte ve er sız ordusuna yazılı raklıiır İ (Devamı 7 inci sayfada) Vazelin 10 grcam | | Üstübeç K Kâfuru Bi Asidborik 15 » | Bu merhem sivilce yer ne sürülür. | | zerken ye girdi, etrafına ba - K kındı, kapıya yakın masa - n birine yaklaştı, bir iskemle çekti; mütereddid bakış- ranın manasına hiç uyı atlıkla oturdu, aldı. Daha kahvenin kapısından gi - insanı önleyen garson, 0- nun girdiğini ve oturduğunu gör memiş gibiydi. Her halde, kahvenin gediklile - rinden olmalıydı. Göz ucile bakı- yordum. Üstü başı yıprak dene- cek kadar eski, fakat temizdi. A- ğarmış saçlarını ihtimamla tara- | dığı, buruşuk yüzünü ihtimamla tıraş ettiği belliydi. Hep, sokağa bakıyordu. Tenha kahvede işsiz duran garson, ona yaklaştı, Rumca konuşmağa baş- ladılar. Garson, ikidebir, gülerek onun omzuna vuruyor, kısa çığlıklar ko- parıyordu. — Vre Tikero: ©, garso bire &; Garson. onun böyle birdenbire kalkıp çıkışına şaşırmadı, arka sından uzun uzun baktıktan son: Iki yumruğunu beline daya - yarak tekrar — Tikeros! Garson, eski tanıdığımdı, ça - Birdim: ra, — Yani, kim bu adam? Yani, benim soruşumu şaştı: — Panayotu tanımıyorsunuz? — Hayır! — Tikeros Panayoti? — Nasıl tanımıyorsunuz? Onu, tarımıyan yoktur. — Zorla değil ya, miyo - rum! Garson Yani. ocak tarafına hak- tı; patron, piket partisine dalmış- tı. Bir iskemle alı turdu: V — Tikeros, rumca, - bilirsiniz, kısmetli demektir. Amma, bu a- dam, kendi kısmetini kenı Allaha bırakmaz kendi bulur. — Nasıl bulur? Yani, yâlnız benim değil, kendi saflığına da gül — Buluyor işte... Panayotinin, çoluğu, çocuğu, kimsesi, evi, odası! filân yoktur. — Sokakta mi yatar? — Yok, bayım. Sokakta değil, O, her gece, tertemiz yataklardı yatar, Eğer, 6 Tikeros Pan memiş olsaydım, belki l0 dür, diye Fakat, #Jigolo> olmadan da, yine gül . Marifet ehli insan- lar da vardı: Ev, yahud para işle- yanıma ©o - r «Jigo- şüphelenebilirdim. ten gizli sermayedar, kurbanları- | nar, mahkümlarının ikramile de geçinip gidiyorlardı Kahvede kapıya yakın oturma- bir teviye sokağı gözetlemesi de kelabileceğimi hiç düşünmedim. Bi kapıldım. Sabahleyin eve gidince mie nastl anlatabi teni ben bu gece kalırım dedim ar ma, nazıl hissime nerede kaldığı- ir, ne yalan uydurabilirim?. K de kaldım desem babam mutlaka gider, sorar. Yala- nım ortaya çıkıncada babam beni ev tıkar, bir daha YOSMA — — bir yere çıkarmaz. - Kaçmamız da, evlenmemiz d geyeaaeamaemaa V ÖS gaa hepsi suya düşer!.. u bu sözl islerine, damar tile Nesrini hem haklı ında tutuşan buluyor, teşe kapı- — Giütme, kal. Ne olursak olalım, aldırma!.. kere'daha anlattı ver Diyordu. Fakat, Nestin daha serin kanlı idi, Dü- üncelerini daha sağlam fikirlere tutturarak ona bir — Yavrucuğum, bu kadar bekledik. Daha iki üç gün hiç bir gey değil, Ondan sonra ölünciye kadar bi- ribirimizin olacağız. Dedi ve: — Ben gidiyorum. Dive kalktı. şapkasını başına yerleştirmeğe ko- yuldu. Ferit bu ayrılıştan deli olacak gibi idi, fakat, dü- şünüyor, düşünüyor, yapılacak bir başka şey bula- miyordu. Ve. Nesrin onu avunduruyordu: —— Sâabahleyin yine geleceğim, Sen pasaportları En son en son iki üç gün içinde de İstanbuld miş olacağız. ayrıl- O GECE Ferit yine odasının içinde yapayalınız kalınca ne yapacağını şaşırmıştı yecanlı ve yepyeni Hayatının bu kadar yüklü, he- bir yolu, gidişi, devrimi içinde derliyen bir anını daha hatırlıyamıyordu. — Nesrini alıyı orUm.. Diye seviniyordu. — Kaçıyorum!. Diye ürküyordu. — Avrupada ne yapacağız, nasıl bir hayata gi- riyoruz' Diye heyecan duyuyordu. — Nesrin evde bul Diye merak ediyordu. — Kaçarken yakalanırsak.. mayınca neler olacak?.. Yazan: ETEM İZZET BİNICİ' Bütün bu birbirinin tersi düşü çırpınırken Zib dü: — 'Benim param tükeniyor. anacak bir iki yıl yaşatabilir. Sonra reden para alacağım, nerede çalışabili nasıl beklediği sürerli gönenci verebi biraz param var diyo rada kalsaydık, elimdeki para ile bir olsa mayalanırdım. Sanki o bana | açtıktan sonra babası uymamazlık etse bile ne çıkan ruyamaz mı idim? Bu asılmak, kesilmek, parça par- ça olmak hep Nesrin'in fazla korkusu Belki de hiçbir şey olmaz. Birçok böyle olgular ol- Müyor mu?. GÜNEŞ i başka başka konulara da kayıyor- . Fakat, ne kadar bilmiyorum?.. Hem ben onun parasına el bile sürmek istemem. Bu- nce içinde bi niyet Direktörlüğ pasaportları bitirii Böyle böyle geldi ve bu yi — İlk işim hi yaptırmak olsun!. ne olacak?.. Ne- leceğim, Nesrine ileceğim?. O da ise girişir, nasıl di, ben anü ko- — — Nişan tarihim!- kazdı sundan doğuyor. koydursam?. coşturuyor, hisler DOGARKEN du! mla konuşurken, birden- a kalktı, sokağa fırladı. | sının terasına çıktı. Dedi vo.. karar istiyen yeni bir düşünceye saptı: yüzüklerinin içine ilk onu gördüğüm 3m, Bu soru onu fırtınadan kabaran bir deniz gibi deki yıllanmış aşk ihtiraslarını birden HİKÂYE CANLI TAKVIM pek manasız değildi Gittikçe artan bir merakla sor> | dum: Bu Tikeros Panayı yapar? Garson Yani, omuz silkti: — Hiç bir iş yapmaz. — Demek, hazırdan yiyor! Yani, kahkaha ile gül — On parası yoktur. o'.ı.ıııiıi | Birşey söylemedim, soramadım, yüzüne baktım. Garson gidi dün tından gülmeği » bayım, on parası yök- amma, işte böyle, fa- yine temiz gi akısını içer, her terniz yataklarda ya- tür. Yaktı kir fikara halinde, yinir, her al gece de ter tar, | Hiç ses çıkarmadan onu dinli- | yardum. Yani, başını sallıya sab- | lya adeta bir ders verir gibi an- latıyordu: — Onun, düsen — düğmelerini | | söktüklerini dikerler, esvabına ya- ma yaparlar, cebine bir paket de sigara koyarlar. Bu, inanılmıyacak mekten usanıverdim: Yani, sen, arasıra, çifle kâ- ğıd çeker mizin? Kızmadı, gün görmüş, ehli dil, kalender garson, kendi kendine acır gibi boynunu büktü: — Gençlikte, esrar, afyon, ketf namına ne varsa hepsini yaş Artık, bizden geçti. -Anlıyor imanmıyorsunuz. Size, saka, ulay gelyor ma, ben de yakmdan İmesem, sizin gibi saka, alay sa- ğum, Tikeros — Pa kimsesi yoktur, gi parası pulu yoktur, dinle - | | İ amma, aklı , bir yel tutmus.| likte yaşa * Bu da. akla yakın değildi: t afirlikte, bir gün, | beş gün, on gün, bir ay, bilemedin te alk de ben de B lusafir lı ya- | müusafir - | — Yılbaşından başlıyalım. Or- yunalar Ferit güneş doğarken oda- 1. Orada da uzun uzün oturdü. uzun uzun düşündü. Güneş sinirlerini biraz yatıştırmış, fi- 12,80 Program. kilerini durultmuş, kafa: eki karmakarı- 1225 Türk müziği « PL pıklığı gidermişti | 1800 Memlekel saat ayarı, ajans ve metsoroloji haberleri. — Karar verdik bir kere.. peylergEreap İ AOA Diyor, yoldaki düşüncesini- sürdürüyordi |a v ımelı'r arasında — — Gideceğiz. Bir iki yıl hiçbir şey düşünmek te, | söylemek te boş. Ne olacağını bilmiyoruz. Bu bir ma- | yani ire Di ceradır ki sonu ya çok iyiye, ya çok kötüye çıkabilir. Rebiulâhir İ İstediğim gibi beni Ben bu gün hemen pasaport işlerine başlarım, Em- 20 ç ım var. Çarçabuk rim, ken birden aklına yeni bir | eniliğin heyecanma kapıldı: emen kuyumcuya gidip iki yüzük yoksa 8/10/1883 tarihi mi rini içine sığmaz ediyor ve için - taşırıyor (Di | van iner yökuşa. todoksların, katoliklerin, yılbaşı- ları ayrı günlerdedir. — Evet, — Yortular da var, — Evet. — Peki isim günleti? — Nasıl isim günleri? — Bizde isim günleri, herkesir bayramıdır. Yılbaşında, yortular da, isim günlerinde, a) ni kucak- er ev, düşmanlarına bile kar de, o gecelerde, lmez; kimse - düri esirgenmez. Her gele- den birşe ne kapı açık! arkılar söylenir, nır. Kimse kimseni bakmaz. Yemek içmek Çalgılar çalınır; suruna cabadır. (Devamı 7 inci sayfada) Ankara Radyosu BUGÜN 18.00 Program. 193 Müzik (Melodiler - Pl). 19.16 Türk müziği (İnce saz faslı - Bafiye Tokayın iştirakile). 20,00 Memleket gsat ayarı, ajans ve meteereleji haberleri, BOÇIS Neşeli plâklar « R. 2020 Türk müsiği, i— Rest peşrevi, &— Abdi Efendinin - Rast şarkı » Benin aşkınla çâk oldum. $— Faik Beyin » Rast şarkı - Bir da- me düşürdü ki beni, — Tanbur taksimi. 5— Lütfi Beyin - Hicaskâr şarkı - Sana noldu gönül. Arif Beyin » Mieszkât şarkı - Acıl ey goneni müberk. " T Arif Beyin - Hicarkâr şarkı - Güldü acıldı. yine, 8— Acem kürdi şarkı - Bir vefasız yüre düşlüm. 9 — Şemsettin Ziyanın - Hicaz şar- kı » Kim görse seni, — Malk türküsü - Akşam öleir ker. 21,00 Konuşma (Zirsat saati). 45 Müzik (Fİdt solo - Mükerrem Berk: Tremolo (Varyasyonlu parça), 2125 Müzik (Küçlk erkestra - Şeli Necip' Aşkın). 2145 Konuşma, 42,00 Müzik (Küçük urkesira - Şel: Necip Aşkın), 22440 Müzik (Operetler - Pi.) 23,00 Son ajans haberleri, ziraat, es- Ram, tahvilki, kambiyo - nukut ber- sası (flyat) 2320 Müzik (Carband - PL). 21.56-244 Yarınki program. YARIN 1939, Ay 6, Gün 159, Hızır 34 8 Haziran PERŞEMBE 1 Vakitler | V sati