DUYUYORLAR, ACABA?, — KÜFRETMEK SIHHİ BİR TEDBİR İMİŞ HADiİSELER MACUBİYET Mİ u seneki kadın modası - çuıde, bilhassa şapkalar ü- zerinde nağarı dikkatinizi celbederim. Şapkalar, bir çiçekçi işportasına benziyor, Ekseriya, ge- niş kenarları var. Bir tabla gibi... Üzerinde renk renk güller... Son “günlerde dikkat ediyorum: Ka - dınlar, yüzlerine kocaman tüller de örtüyorlar.. Bu tüller, şapka- nın ön tarafından doğru geliyor, bilhassa, burun hizasında yüzü kapatıyor. Bu tülün neye alâmet olduğunu bir türlü anlıyamadım. Mahcubiyet mi duyuyorlar, aca- ba?, ON KİLO ŞARAB —— . İÇEN ADAM — Adanada, on kilo şarab içen bi- risi, kalbi durarak ölmüş... On ki- 16 şarab içmek kolay değil.. Fil- vaki bu, İnhisarlar İdaresinin le- hine kaydedilecek bir hâdise, Yeşilay Cemiyetinin de aleyhine bir vak'adır. Fakat, bu zavallı bedbaht vatandaşın on kilo şarab içmek merakının veya zarureti- nin nereden geldiğini bilmiyoruz. Şarab alkolü az içkilerdendir. Fakat, insanı böyle öldürüyor iş- te.. Rakının bir iyiliği vardır: Böyle on kilosu birden içilmez. Birkaç şişe içti mi sızar, Fazla i- çecek hali kalmaz. Bir Alman muharririnin iddia- sına göre küfretmek iyi birşey l- miş. Bvvelâ sıhhi imiş... İnsanın kalbine fetahlık verirmiş... Asa- biyeti geçirirmiş.. Kızdığımız za- mâanlar, heyecanımızı — içimizde Saklamamalı, boyuna köüfretmeli #miş.. Almanyada, cürmümeşhud ka- nunu yok galiba.. İnsan asabile - şince küfredip sülkün buluyorsa, bunu Alman muharriri, şu gün- lerde, bilhassa fazla asbileşmiş o- lan Almanlara tavsiye etsin.. ÇEKOSLOVAKYA i ı BAORÇTAN KURTULDU Birleşik Amerika devletlerinin, birçok Avrupa devletler'nden 2- lacağı vardır, Bunun yekânu mli- * Vali ve Belediye Reisi Lütfi Kırdar, yanında Belediye muha- sebecisi olduğu halde yarın An- karaya gideceklir. * Mudanya ilâve postalarının yapılmasına bugünden — itibaren başlanmıştır. Bu posta akşam 10 da İstanbuldan Mudanyaya kalb- kacaktır. * Yakın sahiller için bugün - den itibaren başlanan ve haftada üç defa yapılacak olan seferlerde - Böç eşyası yüzde elli tenzilâtla naklolunacaktır. * Şarköy civarında İnceburun- —a karaya oturan 9000 ton tayyara benzini hamuleli Mittalmor va- puru bir haftalık uğraşmadan son- ra bu sabah kurtarılmıştır. * Haydarpaşa lisesini bitiren - TYarihi Romamı No. 87T Bu haberin doğruluğuna bir tür-| lü inanmak istemiyordu. Fakat, Maryanadan - son günlerde - o da hoşlanmağa, İspanıyol dilberini © da sevmeğe başlamıştı.. Bu ka- dar hoşlandığı ve herkesten esir- gediği bir kadın, yabancılarla giz-i liden gizliye nasıl konuşabilirdi? Kabile efradı arasında Maryana ile dost! olan bir tek erkek yoktu. O, Tahirle — konuşmuştu amma. Şeyhin itiyadına göre Maryana ar- tak Tahirle de tamas etmiyordu. Şeyh Baid Ayşeye: KN Halifenin Sara_yındaI Bir ispanyol Güzeli KARŞISIND Son Telgr yonlarca Hiradır. Teksit nmınıl yine gelmiş.. 15 haziranda, borçlu | devletler, muayyen parayı öde- | meli imiş... | Amerika, borçlulara bir nota | göndererek borçlarını hatırlat - muş. Fakat, ilk defa olarak Çe- koslovakyaya nota gönderilmemiş. Neyse Çekoslovakya borçtan kurtuldu.. Fakat, Allah kimsenin başına böyle borçtan kurtulma vermesin!. NELERİ YEMELİ, BUNU BİLMİYORUZ Kİ.. Üsküdarda, bir kadın yine pey- nirden zehirlenmiş.. Ne garib in- sanlar var?. Ölen de mi, öldüren de mi kabahat?. Hâlâ, peynirin zehirli ve yenmez bir madde oldu- ğunu bilmiyenler var. İstanbul sıhhiye müdürlüğü, afişler yapıp sokaklara asmalı. Halkı tenvir etmeli, Meselâ, şöyle propagan- dalar yapılabilir: Peynirin bir gıda maddesi ol- duğunu zannedenler, aldanırlar.. Peynir bir gıda maddesi değil, bir zehirdir. Süt içmek, bilhassa mayısta, i- yidir, derler. Sakın inanmayınız. Süt insanları zehirler. Balık denizden çıkar. Temizdir, sanırsınız, Fakat, mikrop yuva - sıdır. Yemek için kullanılmama- hdır. Kavanozlara konup, evler - de seyrine bakılabilir, Yazın, boyalı şerbetlere imren- meyiniz.. O boya, gözünüzü boya- mak içindir. Sizi zehirliyebilir. ZARURİ BİR İSTİRAHAT İHTİYACI DOLAYISİLE Bugün, Yeni Sabah refikimiz- den bahsedemiyeceğim, Kusura bakmasın. Çünkü, dün bu refiki- mizi açıp okuyamadım. İstifade | edemedim, mahrum kaldım. Fil- vaki, Yeni Sabah refikimizi ilti- Tatımdan mahrum etmek istemez- dim. Fakat, ne çare ki, dünkü sa- yısında okunmağa değer bir şey bulamadım.. - Soğukalğınlığından biraz Tahatsız bulunduğumdan, doktar, kendimi üşütmemekliği- mi tavsiye etti. Refikimizin birkaç gün müsaa- desini rica ederim. AHMED RAUF ler cemiyeti azaları dün Değir - mendereye kadar bir tenezzüh yapmışlardır. | ve Dün sabah Kandilli sahille- rinde bulunan erkek cesedinin hüyiyeti hakkında tahkikata de- vam edilmektedir. w Samsunda beşinci yerli mal- lar sergisi dün törenle açılmıştır. vk Amasyada çekirge âleti baş- lamıştır. Mahalli vesaitle yapılan mücadele kâfi gelmediğinden mer- kezden yardım istenmiştir. * Hatay Meclisi Türk ordusu- nun Hataya girdiği 5 temmuz gü- nünü kurtuluş ve Mocltsin açıl - dığı 2 eylül gününü kuruluş bay- ramı olarak kabul etmiştir. ** Sebze halinin üst tarafındaki binaların büyük bir kısmı istim- Yazan: CELAL CENGİZ tağına gir ve yat! Ben bu işi tah- kik ve takib edeceğim. Ayşe gözlerini süzerek Şeyhin yanından uzaklaştı.. Kendi daire- sine geçti. Zenci hizmetçi bu sırada bir kü- çük tepsinin içine birkaç avuç ince kum koyarak, tepsiyi kucağına al- mış, fal bakıyondu. Ayşe hizmetçisini görünce: — Yine mi yalanlar düzüyor - sun, Zamo? Yine mi beni kan - a hazırlanıyorsun? — Artık |Eski Projeler Üzerinde Tedkikat Devam Ediyor | ğer dediklerim ve kumda gör - Trenlerde Yeni Bir Usul Yolcuların Biletleri Numaralı Olacak Trenlerde şeyahat eden bazı yol- cuların yanlarındaki boş yerleri - sahibi varmış gibi göstererek - işgal ettikleri ve bu suretle diğer yolcuları ayakta seyahate mecbur bıraktıkları görülmektedir. Devlet Demiryolları Umum Mü- dürlüğü hem bunu önlemek ve hem de geç gelen yolcuların a - çıkta kalmamalarını temin etmek için yeni ve güzel bir karar ver- müştir: Bu karara göre badema trenler. de biletler numaralı olarak satı- lacaktır. Her yolcu elindeki biletin mev- ki numarasına göre yerini işgal edecektir. Bu suretle; artık yolcular yer kağınak için istasyonlara erken- den gidip tren kapılarının açılma- sını beklemek gibi külfetlerden kurtarılmış olacaklardır. Öğrendiğimize göre bu isabetli kararın tatbikine haziranın 14 ün- den itibaren başlanılacaktır. BÜPI Yeni Bir Tersane Yapılacak Evvelce yapılan limanları inşa projeleri yeniden tetkik edilmek- tedir. İstanbul limantada rıhtımların inşası işine bu yıl içinde başlan - ması mutasavverdir. Toykeklü üti Güzel San'at- mek olacağını da unutmamak lâ- | kiyetler — silsilesinin yeni bir hız lar Akademisine ve Sirkeci vıh . | Sdar. BreĞİE, Şamı da Sarayburnuna uzatıla - ee Nİ caktır, Tenzilâtlı Yunan Şimdiye kadar sürüncemede ka- lan bu işin başarılmasile birlikte Tenezzüh Adalarına Kurüçeşmede kurulması kararlaşı Z g ç turlan kömür depolarınta faşasına Trenleri — |Jvapur işletilecek geçilecektir. Fakat kömür depo - li larının Kürüçeşmede yapılıp ya - | Kararın Bu Sabahtan- | İzmirden İlk Va ur | pilmaması meselesi de yeniden İheri Tatbikına Başlandı. Adalara Hareket Etti bahi$ mevzuu olmuştur. Muha - bere ve Münakale Vekâleti kö - mür depolarının yerini kat't ola - rak kararlaştırılacaktır. Bundan başka haber verildiğine göre, Haliçte inşa edilecek tersa- ne hakkında evvelce yapılan tet « kiklerle hazırlanan projeler de yeniden tetkik edilmektedir. Ve- âlet bilhassa tersane işine çok ehemmiyet vermektedir. Tersane inşaatına da bu sene sonuna doğ- ru başlanması muhtemeldir. lâk edilerek yıktırılacaktır. Bu sahanıh bir kısmı caddeye gide - cek, diğer kısmında da bir tica - ret sarayı inşa edilecektir. onu çok çabuk boğacak... Zamo, şeyhin karısının ayakla- Tını öptü.. yalvardı — Bu seler olsun beni dinle - yin, sitti! Benim falım yalan söy- lernez. Hele bir kere deneyin! E- düklerim tahakkuk etmezse, bir hafta aç kalmağa razıyı Ayşenin sinirleri — gevşemişti. Hizmetcisinin sözlerine inanmak |* istememekle beraber, etki ölkesi geçmişti. Gülerek yanına sokul- du: — Haydi, âl şu kum - tepsisini kucağına! Neler göreceksin ba - akını kaydı- | rarak, Ayşenin yüzüne dikkatle | baktı: — Kuma eşref saatte bakılırsa, her istenilen şey — görünür, Sitti! IG 81:& WI î mıı:n Nadir Nadx tarihin verdiği ders- lerden bir tanesini ele ahoyr diyor ki: «Tek taraflı sulh iştemek, harbi hazırlamaktan başka birşeye ya- rayamaz. Unutmıyalım ki bugünü doğuran Versailler idiyse Versa « illes'i doğuran da Kaiser Alman- yasının taşkın istilâ emelleri idi. Tarihten ders almasını ne za- man öğreneceğiz?> TAN M. Zekeriya Sertel İngiltere ile ticaretimizi mevzuu bahsediyor. Diyor ki: «Ekonomiyi siyasetten ayırmak mümkün değildir. Eko- noeni siyasetin belkemiğini teşkil eder. Bununla beraber, İngiltere ile yaptığımız uzun vadeli siya- &t anlaşma üzerine, şüphesiz Al- manlarla olan iktasadi münasebet- lerimiz de bozulacak değildir. Şim- di Alman firmaları Türk piyasa- sında ne bulurlarsa Almağa ve İngilizlere satın alacak mal bı - rakmamağa açlışmaktadırlar. İn- gilizlerle yapılan siyasi anlaşma- yı takib edecek Iktısadi anlaşma- da bu noktaların gözönünde bu- lundurulacağı şüphesizdir.. VAKİT: Asım Us Türk - İngiliz anlaş - maşının Türk - Alman iktısadi münasebetlerini bozup bozmiya- cağını soruyor. Şimdi Alman mehafilinde ve matbuatında Türk - İngiliz anlaş- masına karşı yapılan hi ten- kitler Türk - Alman iktısadi mü- nasobetleri hakkındaki şayisların çıkmasını mucib oluyor. Ortada hiçbir makul sebeb mev- cud değilken Almanların sadece geçici — hissiyatlarına — kapılarak Türkiye ile olan iktısadi münâ - sebetlerini gevşetmeğe kalkma - | ları zarurt olarak Almanyadan Türkiyeyo ithal edilegelen mal - | ların kesilmesi neticesini verece- ğinden bu tarzda bir hareket Al- manlık menfaatlerini yıkmak de- | İngiliz Başvekili bir harb olduğu | takdirde Almanyanın civarında YENİ SABAH: Hüseyin Cahid Yalçın «Bir sinir buhranı» ndan bahsediyor. bulran, Türk - İngiliz mı.qm- | sından sonra Almanyada görünen sinar buhranıdır. Almanlar bu vesile ile Umumt Harbdeki dost- luğu mütemadiyen ileriye sürü - yorlar. Fakat harb oldu bitti. Tür- kiyenin kalbinde hiçbir devlete karşı bir kin ve husumete mahal | verecek bir yara kalmadı. Evet, Suriyeyi, Filistini, Lrakı elimizden alan Almanya olamadı. Umumi Harbde bizim taraf ga- lib gölseydi ve karşı taraf ciddi surette ezilseydi, bugün Türkiye ı müstakil bir devlet olmaktan çı- kacak ve Almanyanın kölesi hü- Mne düşecekti. İKDAM: Ali Naci Karacan, Balkan pak- tanın henüz aktedilmediği sıralar» | da, müzakereler cereyan ederken | kurulacâk yeni muvazenenin leh ve aleyhinde girişilmiş olan çetin | mücadeleyi anlattıktan sonra, bu paktın imzalanmasında — bilhassa Türkiyenin ısrar ettiğini, İsmet | İnönü gibi uzağı gören bir hükü- met ressinin birçok vaziyetleri he- #sab eden temkinli idaresi sayesin- de paktın tahakkuk ettiğinit söy- lediklen sonra diyor ki: , ,sİngiliz Başvekilinin avam ka- marasındaki nutkunu okuduktan sonra. bu hâtıra şimşek gibi zih - nimde canlandı. Hangi Türk İn- giliz Başvekilinin memleketimiz hakkındaki sözlerini göğsü ka - bararak ve iftiharla okumamıştır? İngiltereye bütün — kuvvetlerile yardım edecek büyük ve erkek bir| milletin bulunduğunu söylemiştir. Bu sözleri İngiliz - Başvekiline söyletmek, ancak kuvvetinden e- min olana ve ancak her — zaman imerd kalmış olana mahsus bir ge ve şuurun bu mes'ud merhalesi Türke mukadder büyük muvaffa- Devlet Demiryolları idaresi her sene olduğu gibi bu yıl da yaz mevsiminde tatil günleri halkımmı- zın civar yerlere kolayca gidip eğ-| lenebilmeleri için büyük tenzilâtlı tenezzüb trenleri işletmeğe karar bahtan itibaron başlanmıştır. Bu sabah saat 6,55 de Haydar - paşadan ilk tren hıncahınç dolu olduğu halde Adapazarı ve Saban- caya hareket etmiştir. 730 da da bunu ikinci bir tren dahâ takib etmiştir. Yine bu sa- bahtan itibaren Alsancak - Tire - Ödemiş ve Ankara - Çankırı, Zon- guldak - Filyos gibi tenezzüh pos- taları da işlemeğe başlamıştır, , Ve gözlerini birdenbire indirdi. linin baş parmağile kumun | üstüne müselles bir kaç çizgi çiz- dikten sonra, başını yerden kal- dırmadan, yavaş yavaş söylenme- ğe başladı: — İşte bir uzun yol. Geniş bir meydanda iki baş görüyorum. İn san başı.. İşte atları da yanların da, Ayşe yavaşca sordu: — Erkek mi, kadın mı onlar?, — Biri erkek: Öteki kadın. — O kadımı tanıyamadın mı? — Uzun boylu. Bize yabancı bir kadın. — Ona benziyor mu? Zamo sadece başını salladı., Sustu. Ayşe mırıldandı: — Demek ki, Maryan bir er - kekle kaçacak.. . — Evet. İşte yollarına devam e- İşte şimdi tam ım yarısı. !ın( BLAL GRİĞ c diyorlar. Hem dı atlarını yıldı— Sakız, Midilli, Sişam gibi Yu- nan adalarile memleketimiz ara- sında vapur işletilmesi kararlaş - tırılmıştır. Maruf bir Yunan kumpanyası bu karar üzerine fasliyete geç - miştir. Bu adalar ile İzmir ara - | sında ilk vapur birkaç gün evvel işlemiştir. Badema her salı günü mezkür kumpanyanın bir vapuru İzmirle | adalar ve Pire arasında seyrüsefer| edecektir. BN * Hatay - Suriye arasındaki hududü tahdid eden komisyon işi- ni bitirmiştir. Ayşe yumruklarını sıkarak ba- ğire — Hayır. O buradan kaçamı - yacak. Onu geberteceğiz. — Neden ona bu kadar düşman oldunuz, Sitti! — Onu gebertmek hakkımdır, Zamo! O burada kaldıkça benim saadetimi çalacaktır. Bü saadet hırsızının bir an evvel cezasını vermeliyim. «ÂŞIKIN GÖZÜ DAİMA KÖR- | DÜR.. BİRŞEY GÖRMEZ!. — | Ayni gece. Ayşe, Şeyhin odasından uzak- Taşınca, Saldin uykusu kaçtı,, Bir müddet aşağı yukarı dolaştı. Ha - | lifenin 'yanından kaçan ve nene- | ye gitmek istediği bir türlü anla- l şılamıyan İspanyol dilberi o gün- | lerde Şeyh Saidi fazlaca meşgul | etmeğe başlamıştı. — ÂAyşenin onu kıskanmakta Mkh var, | yakın kasaba ve şehirlerimiz ara- | fazla görülmektedir. Şehirler | Arası telefonları Bu İş Sahibleri Ücretleı'uı4 İndirilmesini İstiyorlar İstanbul ile dahili ve harlet şe- birler arasında yapılan — telefon mükâlemelerinin adedi artmakta- dır, Bu münasebetle posta, telgrat ve telefon umum müdürlüğü şe- hirler arası konuşmalarını - daha kolaylıkla temin etmek maksa « dile son sistem sanirallar getir- mekte ve bunları muhtelif şehir- lere gönderip monte etmektedir. Ezcümle bu kere de İzmite son. sistem bir santral konulmuştur. Buü suretle her istenildiği zaman gehirler arasında konuşmak müm- kün olacak ve halk; mükâleme i- çin beklemiyecektir. Diğer tarafta.. İstanbul ile bazı sında 3 dakikalık bir telefon mü- kâlemesi için alınan ücretler çok Tüccar ve iş sahibleri bilhassa 715 kuruşluk 3 dakika mükâleme ücretlerinin hiç olmazsa 50 kuruşa indirilmesini 1stemketedirler, İdare bu hususta da tetkikat yapmaktadır. Avukatlık Haysiyet Divanı Adliye Vekâleti avukatlık ka - nununun 110 uncu maddesine gö- re avukallar haysiyet divanımı soç- miştir. Bu seçimde haysiyet-di - | vanı reişliğine Temyiz mahkemesi! reisi B. İhsan, ikinci — reisliğine Temyiz mahkemesi - birinci ceza dalresi reisi Halil, azalıklara Tem- yiz mahkemesi ticaret dalresi aza-| sından Şefkati ve Memduh, İstan- bul avukatlarından Hasan Ferit, İzmir avukatlarından Süleyman Faik, Ankara avukatlarından İb- rahim Ayaşlı seçilmişlerdir. Yedek azalıklara Temyiz mah- kemesi hukuk dairesi azasından Selim Nafiz ve Şemseddin, lera da-| iresinden Necati, İstanbul avu - katlarından Sadettin Ferit, Anka: ra avukatlarından Hâmid Şevket İnce, İstanbul avukatlarından Şü- küfe seçilmişlerdir. Tramvay ve Elektrik Ne varidat Getirecek Yeni bir kanunla — Belediyeye devredilmekte olan Elektrik, Tram- vay ve Tünel idareleri, tahmin e- dildiğine göre şehir bütçesine se- nede 2, milyon lira kadar bir va- ridat temin edeceklerdir. Ucuz Menba Suyu Evkaf idaresinin bu sene elinde bulunan memba sularının fiatla- rında yeniden tenzilât apması halk)| arasında büyük bir memnuniyet uandırmıştır. Bu sebeble şehrin muhtelif yerlerinde bulunmakta olan memba suları satış yerlerinin. adedleri bu yaz daha fazla arttı- Tılacak ve halkın her türlü sıhht tedbirlerden geçmşi olan bu su- lardan içmesi imkânları hazırlan- mış olacaktır. yali gözünün önünden geçti. Ne güzel kadın, melekler dar saf ve temiz. Onu yurdundan ve aile yuvasından ayırıp burala- ra gönderen Elhârisin hiç de aklı yokmuş. Bu kadar güzel ve se - vimli bir mahlüku yanında ah - kaymamak delilik değil midir? Sonra birden gülmeğe başladı: — Ayni deliliği az kaldı ben de yapacaktım.. Maryanayı Şama | göndermeye karar vermiştim. Hal- buki, bu kadın bugün, benim has- mun olan Halifenin gözdesidir. Onu ele geçirmişken, ters yüzü- ne Şama göndermenin manası bu- dur; Bu nefiş meyvayı ben yiye- medim, Sana iade ediyorum! Şeyh Said, kendi kendine bir | bayli söylendikten sonra, Marya- | nayı zaviyesinden ayırmamağa kârar vermisti Hi'de yabıtin atılmaz, deği uduba Mütyana adamlarımdan birile giz- Türkiye ve Al “) K Yazan: n.ıuıııl ne Alman ıueuııi T yapılan neşriyatın — tonu d Savrulan tehdidlerin hiçbir yapmadığını gören eeki Tımız, şimdi biribirimizin nazarını görüp anlamaktan setmektedirler. D. N. B. ajansı, Berliner B sen Zeitung gazetesinin bİF zısnı hulâsa ediyor. Bu YWT Alman refikimiz ezcümle Şi yazmaktadır: «Mademki Türk guüruru, mülletini Parisin bit mahal'e de cebri bir sulh Tmuahedi tezlil etmek istiyenleri affetmif ; hi bilmiştir; kendisini a Anında İngiliz sisteminin içME tan şayiaların da asılsızlığın! lamakta gecikmiyeceği ııııııd lunabili: 4 Türkiye ile İngiltere ve arasındaki münasebetler h daki imayı bir tarafa bi Alman gazetesi unutuyor ki *” his mevzuu olan muahededet © sene sonra Parisin bir mahi sinde değil, İsviçrenin bir rinde ayni devletlerle Türk letini tatmin eden başka bir TÜ ahede imzalanmıştır. Ve bu ahede iİmzalandıktan sonra kiye artık geçmişin üzeril sünger çekmiştir. Sevr muabt desini imzalatmıya teşebbüs- denlere karşı ebediyen düşm&© © olacağız? Palmerstondun — dedt gibi devletler srasındaki — siyii münasebetlerde ebedi dostlukl” ve ebedi düşmanlıklar yoktur. bedi menfaat meseleleri vardıf. Fakat biz Alman gmxewin kinci fıkrası üzerinde durmak Ü tiyoruz. Eğer Almanlar, Türkiyt” İngiltere ile iş birliği yapmabl sevkeden sebebleri hakikasen V miyorlarsa, biz kendilerine bir * fa daha tekrar edelim: Bu $8 ” bebleri, Börsen gazetesinin dağı gibi, şayialarda değil, alarda aramak gerektir. Versaill sulhunun zincirlerini kırmak YÜ Tundaki Alman teşebbüsü TÜf milleti tarafından dajma sempi” ile karşılanmıştır. - Almanyatll” silâhlanması Türkiyede sevinç yandırdı. Avusturyanın ilhakı, Â man milli birliği tahakkukuna d? Tü bir adım telâkki edildi. mıntakasının milli hudutlar me alınması da ayni mânaya ' dı.. Fakat Almanya burada dÜ7 |— madı. Nazi ırk nazariyesine #7 ü kızı olduğu halde bir gün &! Çekyayı ilhak ederek orta AY P Tupada bir müstemleke kurdu. F tesi gün Balkanlı bir müttefiki mizi tazyik etmeğe başladı. Bgazeteleri de bir takım emeliet b den bahsettiler. İtalya BZ müdafaasız bir küçük mem ilhak ederek Balkanlara bastı. Bundan sonra İtalyan zeteleri, Balkan ântantının te kinden bahsettiler. Bi alar değil vâkıalardır. Bu ç altında — Türkiyepin — emniyt * tini başka kombinezonlarda ” raması pek tabil idi. Plâtonik man dostluğu Türkiyeye bu niyeti verebilir miydi? Bu suv! cevabını tarihe birakalım. Alman gazetesi biribirimiz noktal nazarını anlıyalım di Biz de bunu istiyoruz. Kendi yetimiz budur. Fakat İngiltere yaplığımız bu anlaşmadan d0 yı Almanyanın neden bu di kuşkulandığını — anlayamıyo İngiliz - Türk anlaşması tecav önlemek için yapılmıştır. Ortâ * da tecavüz maksadını güden yoksa kuşkulanmak için sebeb Ö? yoklur. Bu bahiste tekrar, İng” | iiz - Türk deklârasyorunun yâ pıldiğı gün Kâzım Özalpin söyl' diği söze geliyoruz: Yalmız maksadile yapılan bu anlaşm şüphe edenler varsa, biz de kile onların hüsnüniy .â' | | |