Tefrika Numarası « 117 Altı Düşman Şalöpesi Iyiden İyiye Yaklaştılar O Vakte Kadar Sükünetini Muhafaza Eden Tufan Reis Bir Kere Daha Başını Çevirerek Topların Namlularına Baktı j Aradaki mesafe 250 metre ka- Ürd. Şalopelerin 6 çifte kürek- İti kuları köpürterek sür'atle ta ttlera doğru ilerliyor, bir Rus harb Ümisini batıran Türk d mtikam almak harsile için ir kaynayışla fikirdiyan Rus iyelileri hedeflerine yakla- #Yorlardı. Takalar, destroyerlerin korkunç İplarile tehdlâ ve tesbit edilmiş- | Anadirin kumanda köprü: Vaziyeti tetkik eden — flotillâ modoru albay Çakalnf, süvari ** geminin kumanda heyetine da- zabitler harekâtı gurür ve a» “metle seyrediyorlar, biraz son- T& geminin güvertesine çıkarıla- Tik cesur Türk denizcilerile alay #meğe hazırl: Şalopeler dâr sükünetini muhafaza eden ; Hüda gemisinin baş tarafına isa- [ | gömü ciye, Rus topları ateşe girişinci - ye kadar 6 şalopeyi de altüst et- | mişlerdi. Destroyerlerden atılan toplar çarçabuk hedeflerini buldular. Bir mermi, Tufan reisin İhsanı bet etti, burada topile düş- mana kan kusturan Receb reisi ve | küçük topu yerinden kopardı, de- | nize fızlatlı, ön kısmı parçalanan w taka iki dakika içinde Tufan reis ve geri kalan mürettebatile suya Diğer bir Rus mermisi, Tufan reis grupunun ikinci gemisi $ hini Bahriyi sıyırtmış, müteessir olmıyan gemide bir petrol tenekesi kargaşalıkta ateş | almış, taka yangın yanındakine si- Yazan:ı Rahmi YAĞIZ | rayet tmesin diye yelkenlerini #- çarak Rus destroyerlerine dk olanca hizlle ilerlemeğe başla - kırışları, nâralar ve korku dolu dakikalarla geçen harb sahnesi - nin içinde kanlı ve korkunç - bir meş'aleyi andıran yanar takanın Anadire doğru - gelişi albay (3a- | alofu çileden çıkardı. Rus albayı avaz avaz haykırı - yar, ter, ter tepiniyordu: — Hey... Topçular, güverte mü- rettebatı... Şu mel'un kundakçı- | ların marifetine mâni olun... Ate- şe verdikleri gemilerini üzeri - mize saldırtıyorlar... Ateş edin, | batırın bu yüzer kundağı.. (Devamı var) | İtalyanın Afrikada Büyük Emellerı (4 üncü sayfadan devam) rine bir taarruz yapabilmek içi kuşbakışı 1,500 kilometroluk bir göl sahasını geçmek, yolda gerek nakliyat ve gerek iaşe için birçok zorluklarla karşılaşmak (l | decektir. Kuşbakışı bin baş vüz kil o ise çölde tam 1U00 ki- lometro olduğunu hessb edi yorlar. Burada motörlü kat'alar da çe yaramaz Giyorlar. Libiden Hartum. üzer yeceği farzedilem İtal rına yardım için Haseşist da yine Hartum üzerine asker zun—ı dermek lâzım gelecek. bu cihet- id cereyan edeceği faraolunduğuna göredir. Halbuki Sudana yardım edilecektir. İngiliz kuvvetleri ge- tirilerek Sudanın müdafaası temin | olunacaktır. | Bunları İta an erkânıharbiye- | si bilmez değildi Onun içta vak cinde yapılacak harekâta, burada İtalyanlı | iş baş Juk;ıırnr; | arın giri- görünmüyor. Çad ile Frat L talyan hududu arası fe de 8 kilometrodan fazi miş. İtalyan tayyarel uçuşacıktır. Bu sayede moförlü kıt'aları n | daki me: zorluğa deki © mesel tır. Trablusgarbdan Çada kadar olan mesat ok kamyonl. işleterek laşeyi temin etmek mec- buriyetinde kaiacaktır. Bu kam- yon tmek için de yanacak maddelere ihtiyaçi vardır. Sonra kullanılacak nakliyat — vasıtaları çabuk eskiyecektir. Bunların ye- rine ise İtalyadan yenilerini ge - tirtmek lâzemi gelecek. Halbuki İ- | D talya deniz y le Trablusgarb arasındaki olu acata İngiliz ve Fran- ları serbest bıraka - | İler İtalya bakımından işlerin müsa-| ““ tan Parbinde m vesi k hava ve gerek ka da işe çok yaramıştı. Fakat moti törlü k lâzım: Yakacak el- zem. Eğer yakacak olmazsı demir yığınından y değildir. bundan sonra Af c karbe teşebbüs edeceği za- ğr İngliz - ise hem bu ve- ma - törlü vesai da bi man karşısında bular ler, hem de o vesaiti vardır. Onlara bir tarai gelecektir. Çünkü deni dedir Afrika harbinde İtalyanlı giliz ve Fransız karşı den tabilmeleri pek zor bir meseledir. t büsbütün imkânsız değildi e bütün bunlar gözönüne erkânı- kten sonra lı lyar 'l'—: N LGRAF— | HIKÂYE: DALGINLIK (* üncü sayfadan devam) Sami uzun bir kahkaha attı | Sonra: —Ne0 Yoksa sen de anahtarı kapıcıda mi unuttun?, | a beteri, üyorsun?. Geçenlerde çok güzel denilebilecek bir kadın- la tanıştım. Konuşmamızda en hararetli mevzu dalgınlık olmuştar. Perihan dalgınlığın mana z bir hastalık olduğunu, dalgin (-xek- Ti hiç sevmediğini ve hattü noca- sından bile dalgınlığı yünü sen ayrıldığını söyledi. Tabil ben de fasdik cttim. Hem de hararetle... Dün Perihandan bir mekt um, derhal cevap yorduü. İşler de ba - hademe ile inderdim. A- saat geçmişti. Masanın zerindeki kâğıtları toplarken bir ? Yazdı- önümde değil mi?, Düşündüm. İki tane yazma - rıştırınca anladım. Perihanın mek- tubunu zarfa koyup geri gönder- mişim... Ne yapacağımı ça: Eğer dalgınlıkla olan birşey olduğunu, affetmesini rica etsem para etmi- yecek. Çünkü dalgınlardan nef - retle kaçıyor. Hiçbir şey yapma « mağa karar verdim. Ne dersin?. Ben senin yerinde olsam yaz- dığım mektubu da gönderir onu meraka düşürürdüm. — Olmaz birader bana birçok şeyler sormuştu. Mektubunu gön- derdiğim için suallerini hatırlıya- miyorum — Senin yazdığın mektub ne- rede?. Bir evrakla beraber Vekâlet postasına vermişim. —— fSayın Müşterilerimiz Tokalan Kremi vazolarının müsabakasına aid keşidesi tehir edildiğini rihi ayrıca gazetelerle ilân edileceğini b: dan dolayı mazur görmenizi rica edı ndan ak köşide 1 burt teahhur: | il 3t | geç ka - | x yollarını ellerinde tu- | İstanbul Belbuiyesinde, günde on beş bin kilo ek: ikramiyelerin bi apı- an ve bu hare şehrin muhtelif mıntakalarında, b kür- pamıyacaklardır. İtalyan kat'i hareketli ek çıkarabilecek küdrette asri fıruı Bu işle alâkadar müesseselerin tek r Belediye İktisad İşleri da ne girmel etmek zor herhangi istiye- Tufan reis son bir defa üzerleri- Re çevrili top namlılarına gö: B dumanlı bakışlarını, emirl Dans Eden Bir bu süretle — çabi | mağa ka e e azlar amına ki Müdürlü- hürtiyen ve çarçat lk eden arkadaşlarının üz: Yolaştırdı, ve birdenbire top pat- layışına rahmet okutan bir gür - , gölen kayıklara ateş Rörelim sizi çocuklar... İSükünetle başarıfan — hailenin *l İlk kani: perdesi birdenbire ateş- | lenen minimini top ve takırdılar- la denizm yüzünü velveleye ve - | ten, Karadenizin kırışık yüzün- | de hayret ve hoşmutsuzluk ür - | Pertileri meydana getiren muaz- | Tam bir takırtı başladı. Birbiri ar- dina ateşlenen topun üç mermi'- Hinden biri yüzbaşı Lean Dimitr- Yefin bulunduğu şalopeye asabet #imiş, müthiş bir catırtı ve çığ - in bodosla- asker do- i ters çevirerek suyun ü- Terini kanlı cesedler ve ümitı Şırpınan yaralılarla doldurmuştu. mermi Anadirin üst gü- de bunun Tinden aşarak santak kıç omuz- luğunda duran Suvirin kumanda köprüsüne isabet etmiş, Rus file- Ullâsında muazzam bir hercümerç Meydana getirmişti. Makineli tüfekler şalopelerin ü- terine tevcih ettikleri sürekli teşlerle ortalığı kana boğmuşlar, 'adlar, inütider, silâh sesleri asında şaşkınlığını çabuk sa - Yan ve: — Bützün toplar... Ateş! © Diye deli gibi haykıran albay — Çakalafun emri yerine getirilin - Ulklar arasında şalope a. Makineli Adam (5 inci sayfadan devam) — | lir bir zıya ile harekete geçmekte- dir. Yine böyle ufacık bir tesirle paviyonları dolaşmakta, bina ara larında, koridorlarda gezmekte - | dir ve bu, çok feerik bir dekor ar- zetmektledir. Bu fserik dekor da zamanımı - zın müterakki medeniyetina çok uygundur, Makine asrının muci - zelerini tebarüz ettiren bu Robot- ların içleri, dışlarından daha zi - yade hayret verecek yapılıştadır. Serginin açıldığının ertesi gü- nü Bay Ruzvelt büyük bir ziya - fete riyaset ediyordu. Robot da sofrada idi. Birdenbire kal kur adımlarla sofranın öbür u - cunda — oturan matmazel Gros | Goldvartinin yanına gitti, eğile - rek selâmlâdı ve kendisini danse davet etti. G i, Va- nç kız dayoti kabul ediyor, in hayretle irleşen göz- önünde ve Robotun çelik kol- | arasında bir fokstrot oynuyor.| Dans bittikten sorra yerine dö- nen kıza teşekkür ediyor ve da - vetlilere içtimal, iktısadi havadis- | ler veriyor. Robot, kendisine gösterilen muh- telif renkleri kolaylıkla Çanıyor, tereddilisüz isimlerini söylüyor. Robotun en çok hayret uyandı - ran tarafı da bu oluyor. BSergide, Robotun bulunduğu le: ları *Arasında Farklar adan Sevam) yüz binlerce genç | , çelik paviyona her gün ddd girip çikıyor. kızların attıkları çiçekli ayakları altında eziliyor. Asıl hayret edilen noktalardan binisi de, Amerikanın meşhur sah- ne yıldızlarından birinin Robota çıldırasıya gönül vermesidir. Fa- , garib bir Amerika hi- telâkki etmek daha doğ - Eski Sergilerle | Yeniler r hayret 'ordu. , Nev son Aemdinamik- otomabiller lunuyor. ve takdirle | 'ork sergisi Börülecek | enler, kü bır ye B buraya paviyon! çocukları da burada eğieniyorlar, «Çöcuklardünyası» n idare e « den bir kadındır. Birçok doktar- dar, hastabakıcılar, dadılar ve sütnineler vardır. Çocuklar, burada — oynuyorlar, eğleniyorlar. Anneleri kendilerini almağa geldiği zaman gitmek is- temiyorlar, ağlıyorlar. | gösterece şırtacaklardır. Ancak bu İtaly ilk muvatfakiyetten lar git g bir. mukavemetle şılaşacaklardır. — İtal sunun müstakbel bir harbde datma çabuk ve kat'i bir hareketle vazlk yete hâkim olmek ve işi kısa kes- | mek çarelerini bulmak üzere ha- Alöslil tarorbel eeei hassıslarca bugün artık besbelli | bir keyfiyettir. Onun için faraza | Afrikada da İtalyanlar bir gün her hangi bir harekete geçecek olur- | larsa bunu çabuk ve kat'i olarak yapmayı harbi lehlerine derhal neticelendirmeyi düşüne sonra tan kendi geçmek besabına uygun di İnek Südünden (3 inci soayfadan devam) lirdi. Hatta Japonyadan g zöz malzemesi bile vardı. cekleri anlaşılıyor. Fakat diğer ta- | $ raf yerek h reh acele etmeğe lüzum görm rbe da" | lar Afrıkanın h döür. Çünkü Avrupad Afrikada da İngiliz ü kendin er İm- | Bilizlerin, ister Fransızların clle- rinde bulunan Afrika memleket- Terinden birine t uz edecok o- lurlarsa karşılarında İngiliz — ve | Fransız kuvvetlerinin mukave - metini göreceklerdir. İtalya o za- man kendi sevkiyat yollarının tehdid edilmesi karşısında kala - caktır. Hem taarruzlara karşı koy- mak, hem de arkasını korumak meoburiyetinde kalacağı anlaşılan İtalyan ordusu iaşe bususunda da miyor. Meselâ gazoz şişt masler zımdır. Bu ti yapılı zozlar Memhb: inap'a: azyik yerli tlyor. Gak rkos suy le gazoz ııpı»lıgmı ürikü idare etmez. Bir suya şişe gazoz beş kuruşadı olanlar da var. Fakat, onlar yapılışı pis ve gayri İçindeki malzeme de fen: şeker yörine Tayi r. Me- selâ, mei halini dinletmi rada sabahı bulurduk. — Pastalara gelince, dedi. önümdeki dondurmayı çok-| tan yemiş, bitirmiştim.. — Haydi Allaha — usmarladık. | dedim.. Dükkündan çıktım.. REŞAD FEYZİ * güne tevdi eylemeleri | rikada büyük büyük hareketlere | Tereyağı Yokmu? | ve merdivenle bi İKREM Bıı.sımııı KANZUK Bütün dünyaca takdır edil - miş sıhhi güzellik kremleridir. Gece için yağlı, gündüz. için yağsız balis acıbadem çeşitleri hüsüsi vazo ve tüplerde salı - he İNGİLİZ KANZUK ECZANESİ İSTANBUL - BEYOĞLU Devren Satılık Dükkân; Anadoluya azimet - dolayisile | müskirat ve bakkaliye dükkünı acele devren salılıktır. | Uzunçarşı caddesi dörtyol ağzı namara 2 ZORBALAR SALTANATI No 165 Ramiz Paşa plânını çizmiş va- ziyette idi. Saraydan kaçıp Üs- küdara geçmek, ve gemi tedariki- le Karadenizin yolunu Lulmak ve Yahud Geliboluya çıkarak Rus - tükta soluğu almak, orada Boş- nak ağa ve Köse Kâhya kuvvet- | lerine iltihak ederek İstanbul ü- Zerine harekele geçmek... Fakat; bu fikrini Padişaha açıp açmamakta mütereddid idi. Son vekayi üzerine padişahın samimi- Tyetinden şüpheye düşmeğe baş - lamıştı. Lâkin, bu mahrem fikrini Kadı Paşaya açabilirdi. Kadı Pa- anın sualine cevab verdi: Yazan: M. Sami KAKAYEL — Paşa; yapılacak birşey kab- | madı sanırım... Alemdar Mustafa Paşaya yardıma gitmiş olsaydık bu iş bu neticeyi almazdı. şünüyorum. İsyana harekete geçmek lâzımdı. Boşu- | boşuna kuvvetlerimizi olduğu - | muz yerde tuttuk. | — Peki amma, bunun mes'ulü n? — Açık söylemek lâzım gelirse Sultan Mahmuddur. — Ben de ayni kanaste vardım. Alemdar paşa ortadan kalktıktan sonra, bizi sarayın muhşfazasına ÜYEZ Ainüela —— —— çağırmaktı acaba? — Paşa hazretleri sizden fikir. lerimi saklamağa lüzum görmem.. Ben bu işte bazı entrikalar sez - meğe başladım. — Ben de... — Meselâ: — Alemdar Mustafa Paşanın vü- cudünü ortadan kaldırmak. — Ben de aynını düşünüyor - | dum. ne mana var dersin — Bu hale nazaran cümlemiz uykuya dalmış ve iğfal edilmişiz demektir. — Hiç şüphe et — Osman oğulları tahakküme gelmezler... Alemdar Mustafa Pa-| şanın padişahı gölgede bırakırca - | sına aldığı âmirane vaziyet, Sul - tan Mahmudu bu yola sevkettiği kanaatindeyim. — Evet; herhalde Yeniçeri is- yanımı Padişah körüklemiş ola - cak. Ve bizim kuvvetlerimizi de ne.. a he N ÖL eai çekilmiş oturuyar. | den b füzuli bir surette olduğu yerde tut- tü. Alemdar Paşanın vücudü or- tadan kalktıktan sonra bizi saraya çağırdı. Jste sultan Mustafayı da bize katlettirdi. Şimdi bir köşeye — Tabit varisi saltanat kalmadı.| — Yapılacak şey biran evvel a- damlarımız vasıtasile Saraybur - nuna rampa cimiş olan gemiler - e atlıyarak yolu tutmak- tır. — Evet be rum.. dedi. * Ve.. her ikisi de hemen sarayı hümayundan çıkıp yalı köşküne le hazırla li kırlangıç de öyle düşünüyo- sine atladılar Kadı ve Ramiz paşalarla bera« ber Bahriye Nazırı Moralı Ali e- fendi de vardı. Firarilerin maksadları Üsküdar tarafına geçmekti, Fakat Üsküdar kıyılarına yaklaştıkları vakit et- İ | kıt'a brik ge —— rafı eşkiya güruhile tutulmuş bul-| dular Vaziyetin vehametini an - Ramiz paşa, Bahriye Nazırı | Ali efendi vasıtasile bir çektirme | tedarik etmeğe muvaffak oldu. yüz. elli kişi kadar olan maiyeti erkâ- nile paşalar bu çektirmeye ak! ma ettiler. naraya doğru yelken aç- kin, eşkiya güruhu paşa- arın bir çektirme ile firar ettik - lerini enladıklarından derhal bir sine atlıyarak fira- rileri takibe koyuldular. Şimdi Marmarada heyecanlı Bir| kaçma ve kovalama — başlamıştı lar ve maiyeti erkânı ölüm ya- yapıyorları Eğer, eşkiya eline düşerlerse | halleri harab olurdu. raf da gemleiliktek gösleriyordu. Paşaların maksadları kendileri- ni Geliboluya atmaktı. Lâkin, eş- kiyayı hâmil olan brik gemisi ya- vaş yavaş çektirmeğe yanaşmağa başlamıştı. — Yakalanacaklarını anlıyan firariler ne yapacaklarını | şaşırdıkları zaman Ramiz Paşanın | gür sesi işitildi: | — Kurtulmak imkânı yoktur. | Biran evvel karaya baştan kara edip kaçmak daha evlâdır.. Ne bu- yurursunu zefendim? Paaşlar Ramiz Paşanın fikrini kabul etmişlerdi. Derhal Aasta - tanos (Yeşilköy) sahillerine baj tankara ettiler. Eşkiayı hâmil olan brik gemisi | sahile gelip yanaşıncıay kadar pa- şalar ve maiyeti vakit kazanarak firar etmişlerdi. Fakat, eşkiya peşlerini bırak - . Onlar da sahile çıkar çık - maz takibe koyuldular.. * 'angın İstanbulu başlan başa silip süpürüyordu. Halk canile uğ- raşırken eşkiya güruhu da bir yan- dan yağmıya devam ediyordu. Or- falıkta hükümet filân kalmamıştı. (Devamı var) | olan Belediye | ğer alâkadı (3527) (B) Eyüb icra memurluğundan şaylan mu- tasarrıf oldukları Küçük Mustafa - paşa Eski Tatarağa yeni £ sokak eski 10 yeni 18 No. lu ev şue izalesi zımnında açık arttır- maya çıkarılmıştır. Evsafı: Bve girildikte; zemini çimento döşeli dar bir koridor ü- zerinde bir duvar ocağı ve bir oda inci kata çıkıl- dıkta bir sofa üzerinde bir oda, Kıymeti muhammenesi: yüz elli Hizadır. ci Di arttırma 22/6/939 per- M den 16 ya ka nisbetinde pey akçesi bir bankanın mektubunu te' meleri lâzumdır. » €i, tenviriye. tanzifiyeden ( rüsumMU ve vakıf dcaresi hissedarlara, lâliye ve yirmi senı rüsumu viz bedeli müşteriye alddir. Bi - rinci arttırmada kıymetin yüzde yetmiş beşini bulursa müşteri ü- zerinde bırakılır. Aksi takdirde €en son arttıranın taahhüdü baki kalmak üzere on beş gün daha u- zatılarak T/7/939 cuma günü ayni saatte ikinci arttırması iera edi- lir. İpotek sahibi alacaklılarla di- rın ve iytifak hak- kı sahiblerinin gayri menkul üze- Tindeki haklarını hususile fatz ve masraflara da :ddialarını evrakı müsbitelerile birlikte yirmi gün içinde dalremize bildirmeleri ak- si takdirde hakları tapu sicille - rile sabit olmadıkça paylaşmadan hariç - kalacakları ve daha fazla malümat almak istiyenlerin da - iremizin 939/655 sayılı dosyasına müracsatları ilân olunur, (17928) Doktor — Operatör Orhan Toros Kulak, Boğaz, Burun mütehassısı 'Taksim - Abdülhak Hâmtt Caddesi, Geyik Abartımam Diş Tabibi Ratip Türkoğlu Adres: Sirkecide Viyana öleli suram birlmel kat No, 26 Muayeme çati Öğleden soura 14-30.