Teftika Numarası « 92 Toplar Hazırdı. Dursun Kaptanın Çelik Sesi Duyuldu R"_ Tek Heceli Müthiş_Em_ir, Cafer Kaptanın Bizzat Çektiği Kama İpi İle Yerine Getirildi Ali Reis merkezde kal- a Tufan reisin idare - | relsin 4 parça kuvveti gerti. Serenler-) ;"ü çaları deli poyrazın şişir - Yelkenlerle takalar oklaşan | #üpbeli dümanları üze - Te saldırdılar.. Tarihin kaydet- bir karşılaşma meydana Serenlerinde ufacık ay a gZL kırmızı bayrak dalgalanan ÜÇ grupta ilerleyen siyah tek- İRİl Türk takaları prova serenle- Tinin cundalarında beyaz zemin Ürrine mavi çaprast haçlı Çarlık Sytaklarını rüzgüra kaptırmiş, » eti toplarının namluları bu tekneli milis filosuna çevrili! * donanmasının üç destroyerile; buruna gelmişlerdi. donanmasının — Nebogatöf ;—tmyeımaen ateşlenen il< top, | aslıkları çalarak halk filosu- Sün Üzerinden uçtu. Geride, bir l kadar uzakta denize gömüle Minare boyu bir su sütunu Yükseleti. Bunu #kinci, üçüncü salvolar ta- b ettiler, Rus bahriyelilerinin bu nisbetsiz; Harşilaşmadan duydukları heye- San iyi çatal teşkil etmelerine, a- — gğrini Türk takalarının üzerin- — Ü teksife mâni oluyor, mermiler Beçerek denizin buruşuk yü: ide yer yer yükselen su di - t meydana getiriyordu. k:'inı deniz milisleri birer ars- kesilmişlerdi: Daha ilk mermi Dursun Ali re filotillâsındaki gemilerin ü- :':M ağarken kaplanlaşan reis Cu ihda, top başında bekliyen '©r kaptana haykırdı: " Toplar hazır mi? — Hazır reisim!, | Bir dakikalık süküt, Rus top - | şiddetli gümbürtüleri, de- kımıldıyan yüzünde akisler ı.qıııııı getirirken düşman top- tidan daha gürültülü bir ku- Dursun kaptanın çelik se- X duyuldü: Ş > Ateşi, ,:». tek heceli müthiş emir, Ca- h_"—ımıım bizzat çektiği top '&ile yerine gtirildi. Rus do- ;r:umm çelik yağmurundan taan Gümbürtüyü bastıracak bir %”:: ateşlenen Türk topu ilk Ye Bisini borda hattında ilerli- Rus destroyerlerinin arasına | | ü, "::" kaptan dürbünle düşman ejderlerini seyre, manevra- hn:. tesbite uğraşan Relisin ikinci | İNi beklemeden topunu — bir | u"î bir daha, bir daha ateşle - | d Finci mermi gemilerin önün- Ohiş YA üçüncü gemide müthiş Myçütirtı çıkartarak Neboğatöf'ün | A serenini çanaklık hizasın- Darçaladı, bacanın — Üüzerine i. Bu İSabet, mütearrız Rus desi- rihin maneviyatını da kır- SBa kâfi getmişti ; '*bogatör destroyerinde baş- " korku ve dehşet çarçabuk 7 Bömilere de sirayet etti. “"ıî kaptanın ateşine iştirak ..mm*lh iki grupun topları da niT bir isabetle düşman h.,__ L'u"ı Mermi ya, runa Lü- BK ç düellenun faydasız ola- ina Kestiren düşman filosu yap- Bir ga Pitman olmuş gibi 18 kerte “’Wı':ısl: geldiği istikamette sa- h'ılıd., tararlaştırdı, manevraya N B __V_%ııwrun kırılan direği ba- Zedeliyerek güverleye yuva: M_-?ıu dibinde duran ge- İlyan Üğe, minin baş vardabandırası Miha- dovski ile iki bahriyeliyi de ez - miş, kanlar içerisinde güvertenin üzerine sermişti. Süvarı yukarıdan bağırıyordu — Hey... Seyir zabiti kapiten Grodenskit, Ve. sağdan soldan patlıyan Türk toplarının gürültüsü ile bo- ğulan sesine cevab — alamayınca haykırışını tekrarlıyotdu: — Şeytan alsın seni... Nerede - dir Grodenski? Bir bahriyeli cevab verdi: — Seyir zabitini mi arıyorsu - nuz Mazör? — Evet! Nerede o geytan ala - sıca?i. Bahriyeli başını eğerek karşılık verdi: — Baş tarette... Yaralı'. Süvari heyecanla sorgusunu tekrarladı: — üe?, Ne dedin? Baş tarette yaralı mı — Evet maşör!. — Nasil yaralandı?. — Baş tarete bir isabet vaki ol- du. Mermi namlu mazgalinin ara- sından geçmiş, taretin içinde in- filâk etti. Topçu kaptanı İvanof, başgedikli Petrovsky, seyir zabiti Grodenski ağır yaralı, 6 nefer de ölü var.. Süvarinin bembeyaz kesilen yü- | zünde bariz bir korkunun izleri be- Vapurların haftalık hareket tarifesi 24 Nisandan 1 Mayısa kadar Muhtelif hatlara kalkacak vapurların isimle kalkış gün ve saatleri ve kalkacakları rıhlımlar Karadeniz hettna — Salı 12 de (Cümhuriyet), Perşembe 12 de (Aksu), Galata rıhtımından. — Salı 18 de (Antalya), Cumartesi 18 de (Ülgen). Sirkeci rıhtımından. — Salı, Perşembe ve Puzar 9.30 da (U - gur). Tophane rıhtımından. — Her gün 845 de (Marakaz) sistemi va- purlardan biri. Cumartesi ayrıca 13.30 da (Trak). Tophane rıhtımından. — Salı ve Cuma 19 da (Bursa), Tophane rıhtımından. — Pazartesi, Çarşamba ve Cuma 815 de (Trak). Ayrıca Çarşamba 20 de (Ül - gen) ve Cumartesi 20 de (Antalya). Tophane rıhtımından, — Puzar saat 9 da (Tayyar). rıhtımından. — Çarşamba 15 de (Sandet), Cumartesi 15 de (Mersin). Sirkeci rıhtımından. İzmir sörethattına — Pazar 11 de (Ankara), Galata rıhtı » Bertın. hattina İzmit hattına Mudanya hattına Keredige hattına #endirma hettına İmroz hattina Ayvalık hatrına mından. Mersin hattına — Salı 10 da (Çanakkale), Cuma 10 da (Btrüsk), Sirkeci rıhtımından. Not: Vapur seferleri hakkında her türlü malümat aşağıda telefon numaraları yazılı acentelerden öğrenilir. Karaköy Acenteliği — Karaköy, Köprübaşı Galata Acenteliği — Galata, De Müd. Binası altında Sirkeci Acenteliği — Sirkeci, Yolcu salonu. ADEMi iKTiDAR a VE BEL GEVŞEKLİĞİNE KARŞI HORMOBiN Tabletleri. Her eczanede arayınız. Yazanı Rahmi YAĞIZ : Ateş lirmişti. Korkunç bir kararsızlığa kapılan süvari aşağı seslendi: — Hey... Vardabandıra!, Baş i- şarctçi. — İşaretçiler... Kimseler vok mu orada?. Güvertede hemen hemen kim- seler kalmamıştı.. Küçük borda toplarının başındaki neferler bas- kın Tüzk ateşinin karışısında bi- rer bucağa sinmişler, ses çıkarmı- yorlar; kendilerini alâkadar «t miyen bu haykırışa cevab vermi- yorlardı. Süvari korku, yes ve yalnızlı ğin tesirile çıldıracak hale gel - mişti, bir türlü susmak bilmi - yen ağzından bu — şecef de ikin - ciyi aramak için seslenmeler dö- külüyordu: — İkinci nerede, ikinci?. Nere- de o sersem Pişof?. Kaptan köpri bir ses duyuldu: 1 geriye döndü, Neboga - taf'un kıç güvertesine düşen” ve dehşetli bir infilâkla gemiyi baş- tan aşağı sarsan bir merminin ser-) pintilerinden korunmak ster gi- bi s0l kolunu yüzüne kapatırken konuştu: — Allah belânı versin sersem herif! (Devamı var) Pazar 16 da (Güneysu). Tophane Ticareti | Öğleden sonra, evinden — çıktı. Şadanın çalıştığı şirkete geldi. Şa- danın odasının önüne pelmişti. İ- | | içeriye g | ra çok Haseki Kadın Daha Genişletilmeli ! (» inci sayfadan devam) — | müsalt oldukça bunları da yıktı- np ne büyük bir paviyon daha — yaptırmaktır . — O ka - dar büyük bir ihtiyaç kar- şısında bulunuyoruz ki.. — Böyle 50 yataklı bir paviyonla bunu kar- gplamak ne mümkün?.. Benim, ge- len hastayı geri çevirmeğe yüre- ğim dayannııyor. İcabında bir karyolada iki hasta yatırıyoruz.. | Olmazsa yere yatak serip yatırı- yoruz, Gelen hastayı geri çevir - miş olmamak bahasına kendi me- ga odamda yatırmağa dahi göze almış vaziyetteyim... Doktorun vazifeden başka insa- ni olan bu düşüncesi karşısında tatlı, sıcak bir. heyecanla bir an durdum ve düşündüm. Bu büyük takdir hissimi ona nasıl ifade ede- bilirdim?.. Sordum: —Kaç senedenberi burada bu- lunuyorsunuz?. — Altı senedir... Altı sene ev- vel burası çok sönük ve ihtiyaca | büsbütün gayrikâfi bir halde idi. | Hert sene, mümkün olanı yapmak suretile şimdiye kadar ancak bu hale getirehildik Meselâ, o zaman bastahane dahilinde hemen he - men hiç yol yoktu. Araba, oto - mobil giremezdi, Şu gördüğünüz asfalt yolları yaptırdım. Şimdi bu Bibi vasıtalar hastahanenin her ta- rafına girebiliyor Bu yolları ha- demelere yaptırdım, hademeleri - min elinden her iş gelir, Çıkardı- ğim adamın bütün müracaatlarır na rağmen kat'iyyen acımadım. Daima işin görülmesine bakarım. Çünkü bunda menfaat — umumi, müşterek, şümullüdür; diğerin » de ise ferdidir, mahduttur. «Şu- rada bir adam geçinsin. diye, ya- puacak mühim işleri feda etmek doğru olamaz. Ben de hemen bü- tün vaktimi buraya hasretmiş va- ziyetteyim. Evim şurada.. Sabah- | | | Fakültesi bu sömestre kadar, Gu- | Jarak tedavi olunur ve bunların | Hastahanesi tan. gece on ikiye kadar her a: dığım zaman burada bulumurum. Artık bubenim için bir yetten ziyade zevk mesrle: — Hastahinenin umumi yatak adedi ne kadardir? — 330 yatak vardır. — Paviyanla beraber, demek 400 ü bulacad.. Bu halde ihtiyaç tamamen karşılanmış dır?. — Buna imkân var mı?, Bu ih- tiyaç göz önünde tutularak Tıb ş olacak mı- raba hastahanesinde 90 yataklı yeni bir nisaiye ve doğum kıs- ı açacak. Senede ne kadar hasta teda- —80 binden fazla ayak tedavi- &i görür, 9 binden fazla da yatırı- | €en büyük kısmı memleketin di - ğer taraflarından gelenler teşkyil eder. — Son zamanlarda, muayene i- çin gelenlerden yirmişer kuruş a- | hmiyormuş... — Evet bu eskiden bizde yoktu. Fakat diğer Belediye hastahane- lerinde vardı, Şimdi synen bizde de o usul tatbik ediliyor. Yalnız muayene için değil, muhtelif şey- ler için muhtelif miktarda ücret alınıyor. Meselâ yaterak — tedavi olanlar, - yatacağı yere göre - 1-2 -3 lira ücret verirler. Bu Be- lediyenin diğer hastahanelerin - den ayrı ve yepyeni bir usul de- Bildir. Ancak bu usülden, mahal- lesinden bir ilmühaberle gelen ler, yani fakirler istisna edilir Nazmi Selcan'le konuşa konuşa kapiye kadar geldik, onu mesai - sinden daha uzun müddet alıkoy- mamak içir müsaadesini diledim ve teşekkürlerimi bildirerek ay « rildim, HİKÂYE: Sevilmenin ; Gururu (4 üncü sayfadan devam) Uyanır uyanmaz, ilk aklına gelen | şey Şadandı. Bugün, mutlaka, o- nu arayıp bulmağa karar verdi. çinde bir tereddüt ve halecan var- di. | — Tak, tak.. kapıyı vurdu. Sonra, kapıyı yevaşce — açarak, | . İlk gördüğü manza- | ve korkunçtu. Şadan, şirketteki daktilolardan en genç ve güzel'i turtmuş, ayıkladığı — şamfıstıkla- fını minyon kızın küçük ağzına veriyordu. Handan, bayılıp düşmemek için Kapıya dayandı. Yüzü evvelâ kıp- kırmızı, sonra, sapstri kesilmişti. Dudakları mosmardu. Titriyordu. Konuşamıyordu. Daktilo, derhal yerinden fırla - miş, yan kapıdan, içeriki - odaya | kaçmıştı. Şadan hareketsiz ve korku içinde idi. Manasız gözle şaşkın şaşkın Handana bakıyor - dü. Genç kadım hizli hizli soluyor- du. Soura, binden geri döndü, kar pıdan çıkıverdi. Başını çevirme- den: — Nihayet, senin de bir erkek olduğunu düşünmeden çılgınca | gevmişim; diye mırıldandı. REŞAD FEYZİ BAKER ayakkapları Rehat ve sağlamdırlar, Bu ayakkabılari almakla iktı- aad etmiş olacaksınız. Haliha - zırda yerli ve ecnebi malı zen- gin çeşitlerimiz vardır. Geliniz, görünüz ve intihab ediniz. h Sahibi ve neşriyatı idare eden Baş muharriri ETEM İZZET BENİCE Son Telgraf Matbaası Hayvanlari Hor Görmeyiniz — ($ inci sayfadan 3evam) Karısı, cesedin baş ucunda otu. | rup ağlamıya başlamış. Az sonra kaplan yeniden gelmiş, cesedi a- hıp götürmüş. Kadına — ilişmemiş. Acaba acıdığından mıf?... Keşmir'de bir kadın, on iki şındaki çocuğunu bir dere kenı rına bırakır, biraz ileride suya gi- rer. yıkanır. Az sonra çocuğun ya- | nına gelince korkudan dona ka- hr; kocaman bir yılan —çocuğun vücudüne sarılmış. Çocuk — gülü- yor, yılanla oynuyor. Kadın koşarak köye gider, köy- | lülere haber verir, tüfeğini, sapa- sını yakalayan köylüler çocuğun | bulunduğu yere gelirler. — Yılan köylüleri görünce başını — uzatır, zehirli dilini çıkarır. Köylüleri kaçırır. Sonra yine çocukla oyna- mıya başlar. Nihayet yorulur, çö- zülür, otların arasına — süzülür. Çocuk da serbest kalır, evine dö- ner, Hayvanlar — zannettiğimiz gibi | ahmak, budala, ve muzır değildir. Onları tanımıya çalışalım... 20 Nisanda Sonra Neler Olacak? (4 üncü sayfadan devam) kendilerini müdafan için derhal tedbirler almak lüzumunu duy - müuşlardı. Belçikada, Danimarkada geçen- lerde yapılan intihablarda nazi- ler tahrikâtta bulunarak bu mem- leketlerin birliklerini bozmak için uğraştılar, Belçika hükümeti bü- nu Berlinde protesto etti. Danimarka Başvekili de söyle- diği bir nutkunda evvelce Hit - | ler'in aytık Avrupada gözü olma- dığına olan beyanatını hatırlat - mıştır. Ayni zamanda Danimarka diğer komşuları gibi kendini mü- | | | 7—SON TELGRAF — 24NİSAN 1919 Gazetelerden İktibaslar Be ynelmilel Hâdiseler içinde Bulgarlar Bugünkü Siyasi Vaziyette Bulgaristan - Sofyadaki Arnavud Sefirinin Söyledikleri «Dnes> yazıyor: «Beynelmilel hâdiseler ve Bul- | garistan» başlığı altındeki başma- kalede son vaziyetler karşısında Bulgaristanın durumu tetkik € dilmektedir. Bu —makaleye göre Köscivanof hükümeti, — herhangi , bir sergüzeşteu politika peşinde | koşmaktan uzaktır. Takib etmek- e olduğu siyaset, bitaraftar ve bu| itibarla gerek komşalarının ve ge- rek büyük devletlerin takdirlerile ve sempatilerile karşılanmaktadır. | Bunun içindir ki beyrelmile! hâ-| millet n huzur ve | sükfin içinde kendisini mukaddes | hayatına vermiştir. Hiçbir en- | dişe ve tereddüdü yoktur bir taraftan Yugoslavya, diğ n Türkiye gibi iki büyük, m ve kiymetli doğa ve kon şuya etmektedir. Bu iki dost memleket, Balkanlar üstün- | deki kara bulutlarır dağılmazına ve Balkan milletlem arasındaki le halledil - lerdir. Bul- ve gürü: runu tade eden en yen'hâdise olan Selânik anlaşması, işte bu sayede | elde edilmiştir. Bu anlaşma, Bal- | kanlardaki emniyeti ifade eder. Bu, barış dostluk ve devamlı bir istinad meselelerin barış y mesine yardım. eti gar ordusunun anlaşmı ve sevişme poliytika - | sıdır. Meşhur halk dartı — meselidir: «Dostluk sıkır zamanda belli olur» Böyle birzamanda bu sözlerin reol manasıni müdrik — bulunmalıyız | Bulgaristan bugün de Gospodin Köscivanof'un çizdiği dostluk yo- lunda — yürüyecek ve bu yoldan ayrılmıyacaktır. Çünkü; bu yol Bulgaristana daha parlak ve daha| mutlu yarınlar temin edecektir. | SOFYADAKİ ARNAVUD SEFİRİNİN SÖZLERİ «Utro» yazıyor: Gospodin Tanef, «En büyük Bul- gar dostu Arnavut, Hariciye Ve- kili oldu.» başlığı altında yazdığı başmakalesinde — Arnavutluğun Sofya sefiri Cemil Dino'dan bah- setmekte ve yeni Arnavut hükü- metinin Hariciye Vekilliğine ta- yin olunan bir zatın çok büyük bir, Bulgar dostu olduğunu söylemek- | tedir. Muharrire göre Cemil Dino, eski bir İtalyan dostudur. İtalya - Arnavutluk arasındaki anlaşmayı yapan bu adam Duçenin de samimt ve şahsi dostudur. Vaktile Kral Zogonun sadık bir diplomatı olan Cemil Dino, bilâhare Kraldan ay- rılmıştır ve bunasebeb, Kral Zo- | gönün şahsi menfaatini düşünme- Si ve kendisine büyük bir servet mış olmasıdır spodin Tanef, Arnavutluğun işgalini müteakıb Cemil Dino'yu ziyaretle tebrik ve son vaziyet kında kendisinden şu malümatı al- mıştır. İhzari millet meclisi, Arnavut - luk tacının İtalyan Kralı Emanoel hazretlerine tevdiine taşkın heye- canlarla karar vermiş bulunuyor. Bu, iki memleket arasındaki mü- nasebetten maada Bulgar - Arnı vut münasebatımı da sıklaştıra - caktır. Zira Kral hazvetleri Bul - gar kraliçesi Yoanna'nın da ba - basıdır. Arnavud milleti İtalyan ordusumu, *kandisini bir müstebit- ten kurlaran bir halüskâr olarak istikbal etmiğtir. Eğer İtalyan kat'aları bir mu - kabele görmüş ise bunu, Zogoya | satılmış kimselerin”yaptığına şüp- he yoktur. Arnavutlkta — Düçeye karşı büyük bir sempati — vardır. Onun memleketimize yaptığı İyi- likleri herkes bilir. O olmasaydı daha birkaç yıl önce Arnavutluk parçalanmış olurdu. O, Arnavut milletinin büyük ve samimi dos- tudur ve öyle kalacaktır. Gazete, bu yazının altına Cemil Dino'nun Duçeye gözderdiği tel- grafın tam metnini yerleştirmiştir. Bu yazılarla birlikte Cemil Di- no'nun Sofyadaki İtalyan sefaret- hanesi erkânile bir aradı çekilmiş resimleri neşredilmektedir. Bun - lardan biri Cemil Dino'nur İtalyan sefirile kucaklaşıp öpüştüğünü ğös termektedir. FRANSIZ - RUMEN TİCARET ANLAŞMASI «Mir» yazıyor: Mir gazetesine Bükreşten ya zıldığına göre Bükreş efkârı umu miyesi Pariste imzalanan Rumen- Fransız ticaret anlaşmasını tered- düd ve şüphe ile karşılamıştır. Bu anlaşmanın esasını Romanyanın Fransaya ham madde vermesi ve böylelikle Fransaya olan borcunu ödemesi teşkil etmektedir. Bu ya- zıya göre 1 nisan 1939 tarihirde Romanyanın Fransaya olan bor - cunun 78 milyar ley olduğu tes- bit edilmiştir. Bu, — Romanyanın harice olan umumi! borcunun yüz- de 35 ini teşkil etmektedir. Romen hükümeti bu borca yüzde yedi bu- çuk faiz vermek mecburiyetinde dir” Hükümet, eski idareler za - manında yapılan bu borcu bir an evvel ödemiye azmetmiş bulun- duğundan son ticaret anlaşması ahkâmına göre Pransaya petrol, zahire ve kereste verecektir. Türk Hava Kurumu 27 incl Tertip Büyük Piyangosu 1inci Keşide 11Mayıs 939 dadır Büyük Ikramiye 40.000 — (Çiral. Bundan başka: 15.000, 12.000 10.000 Liralık ikramiyelerle (20.000) ve 10.000 Liralık iki adet Mükâfat vardır. Yeni tertipten bir bilet alarak iştirak etmeyi ihmal etmeyiniz. Siz de piyangu- nun mes'ud ve bahtiyarları arasına girmiş olursunuz... dafaa için sarfettiği para 933 de | 61.20 000 İngiliz lirası olarak tah- yani Almanyada nazi hükümeti geldiği zaman, 2,000,000 İngiliz li- rasından az olduğu hakde 930 da sis edilmiştir. Almanyanın diğer komşuları da böyle yapıyor. hei deel dt a l d h ZD el lll