Yugoslavya Birl rta Avrupada şu son bir se- nedir birbirini takiş eden vukuâtın neticelerine doğru ğruya alâkadar olan bir devlet de Yugoslavya oldu. Bel» Avrupalı muha- gelen mehafil ile erine yazdıkları ya- yor ki Yugos « lavya devletinin dahili vaziye « tinde de yehi bir takım değişik - likler görülmektedir. Geçen ay - larda Yugoslavyada hükümet de- ğişti. Hükümetin değişmesi istik. bal için alınacak tedbirler itiba - tile pek manalı görülüyordu. Gün geçtikçe bu keyfiyet kendini da- ha göstermektedir. Yugoslavy in eski a» dı Sirb - Hirv Krallığı idi. Kral Aleksandr on sene evvel bunu değiştirdi. Cenub Slavları manasına gelen Yugoslavya Kral- "lğı adını verdi. | Fakat 3ırb olmiyan diğer anası- | gın, bilhassa Hırvatların mevcu - r. Senelerden- gradda bulun: ugoslavya devletinin var« oplu bir halde muhafazı we temin için ne lâzımsa kararlaş- tumak yani Hırvatlarla her ma- nasile anlaşmak işi şimdiki hükü- mete kalan bir iş oluyor. Orta Av« rupada olan vekayi, yani Alman- | yânın gitgide nüfuz tesirini arttır- | Ması, Avusturyanın malüm şekil- * de alınmasile başlıyarak nihayet | Çekoslovakyanın malüm- âkıbete ğraması karşısında Sıri da, | »vatlar da kendi aralarında da- > | | | iği Sırblar ve Hırvatlar Anlaşacaklar Her İki Taraf Arasında Anlaşma Emelleri Kuvvetleniyor Hırvatlar Yabancı Bir Devletin Müdahalesine Lüzum Görmüyor Ö KİND NÖNER DA |Hırvatların en büyük şehri ve eski hükümet —merkezleri — Zagreb'den bir görünüş ha iyi anlaşarak memleketlerinin mevcudiyetini ve sulh ve sükün dairesinde çatışmasını temin et - meği düşünüyorlar. — Hırvatl, merkezi olan Zagrebde de bu ar zu kendini göstermektedir. Yirmi sene evvel, Sırb - Hırvat - Sloven Krallığı ismi altında tesis edilmiş plan Yuğotlavya yirmi senedeh- beri Hırvat meselesile meşguldür. Öyle zamanlar olmuştur ki da - hili vaziyet pek karışmış, Hırvat- larla Sırbların arası açıldıkça a- çılmıştır. Fakât bugüne kadar göze çar - pan bir değişiklik var!. Hırvatla- rın reist Dr. Maçek eskiden birçok Avustralyada İngilterenin Avsstralya komiseri Stanlay Brus Parlâmento Reisini Niçin Öldürdüler ngllizlerin Avustralya dominyo- nunda Kinisland"n merkezi o- lan Brisban'da parlâmentonun reisi Core Polok parlâmento bina- sında ölü olarak bulunmuştur. Eh veli silâh sesi işitilerek koşulmuş, | sonra parlâmento reisinin ağır ya- ralı olarak öldüğü - görülmüştür. | takibata uğramıştı. Şimdi ayni Dr. 'Tabanca da yanında bulunmuştur.! Bütün bu bakışmalardan sonra Mazhar Osman Güneye: iz bizi biraz yalnız bırakacaksınız.. Dedi. Genç kadın bu önergeyi güler yüzle kar- gıladı. Odadan çıktı. Fakat, uzağa gitmedi. Cam böl- melerle ayrılan yandaki bir odaya geçti, gaların konuşmalarına verdi. Mazhar Osı — İki gözürı doktorca, açık komuşacağız. Kurtuln.ak, kendine gelmek istiyorsan söz Fazıla anlatıyordu: kulağını aaaaımamanını VS 122 gezamaams Y37 ETEM İZZET BENİCE gezaaaramınmzı karımı bırakmak, geziye çıkmak, da vereceğim, Maçek. gazetelere öyle beyanatta bulunuyor ki bunlar değiştirilme- den matbuatın sütunlarına geç - mekte gecikmiyor. Halbuki aynl laki beyanat evwelce hiç hoş görülür gibi değildi. Şayanı dık- kat olan-en mühim keyfiyet şu- dur* İki taraf da bir anlaşmıya var- mak, vakit geçirmeksizin bu he- defi elde etmek istiyor. Buna nasıl varılacağı bahsine lince; bunu tayin etmek pek on sene evvel Hir - ak Belgrada re ediliyorlar. mt 7 incl sayfada) surette i (Dev, BUGÜN MATİN! Senenin ca muazzam ve cn güzel ANNA BELLA - TYRON PO Filmin Framsızca sözlü nüshusu aylık bir dolaşma, dinlenme sana eski durumı verebilir. Kendmni toplarsın. Ben gereken ilâçları | Nevrorkda. 90 yaşını goçmiş yalnız bir | ia ücret almak için imtihana Yâbi tu. | krtacağını yazıyorlar. RDEN İTİBAREN TÜRKÇE SÖZLÜ ŞAHESERİ MELEK Meraklı Şeyler İSTATİSTİK DİYARI merika, hiç şüphesir. istatistik dirarıdır. Geçenlerde birisi Nevsorkta ( bulunan müuallim ve münlilmelerin ne kadar yaşadıklarını hesab etmiş. Bu hesaba göre müailimler, muatli- melerden daha — genç ölüyorlarmış. ualimi varınış Pakal, ayal yaştaki meuallimelerin sayısı 19 imiş. Muallln- derin en kıdemlisi 101 yaşında bulu - muyormuş. BEKLENİLMİYEN BİR MİRAS «Radle Litye Nevyorkun en Vüks ve en kibar sinemalarından biridir. Geçen sene. program değiştiği gece- der, fakirane giylnmiş yaşlı bir kadın geliyormuz. Şüphesiz yer bulmak in olacak ki acans başlamazdan bir saat evvel bi detini ahyer, kapının önünde bekli- yormuş. Kapıcı, Vilyam ah ve iyl yürekli bir adam. Yaşlı kadını ayakta beklet- memek içi — Valide, diyormuş. Haydi, gir, otur içeride. Program satan kızlardan Birisi önü- düşüyor, en iyt bir yer gösteriyor- muş Geçenlerde, bütün Nevyork gazela- deri Alin Eiyot adlı bir müyoner ka- dinın vefat ettiğini yarmışlar. Meğer bu mllyoner kadınla sine - maya gelen yaşlı kadın bir imiş. Bâlün servetini sinemanın kaptcısı Me prorram satan genç kıra birakmış. Vasiyetnamesine şu cümle ile nihayet vermiş: <Zenzin olduğumu bilmedik- deri halde bana karşı çok mazik — ve HütüfkAr davranmışlardı.. BMOKİNLİ KORKULUK Hüdson mehrt-> min iki sahilinde büyük bahçeler, bah- gelerin ortasında da köşkler vardır. Buradan gecen çazele mühabirlerim- den biri, büyük bir bahçenin ortasın- da çok garip bir korkuluk görmüş Korkul ürerinde yepyeni — bir smokin. parlak kolalı ve temiz — bir gümlek varmış. Başında da silindir bir gapka., Muhabir, merakımı yenememiş. bah- çeye girmiş. bahçıyanı bulmuş. — Ba" garib korkuluk — hakkında — kendisini tenvir etmesi ricasındı Bahçıvanın verditi cevab rib, Korkuluğun kolalı gömleğini, ya- kasını haftada iki defa değiştiren, sme- kinla, şapkasının — tozlarını — süpüren © imiş. Bunu, patronu olan zengin ve yaşlı bir kadının emrile yapıyormuş. Yaşlı kadın, korkuluğun da uşaklar ve hizmetçi kızlar çibi temiz olmasını istiyormuş. KATİB RUZVELT Amerika Camhurretsi Mösyö Ruz velt'in küçük oğlu, hâftada 18 dalar Ücretle kainpederinin mağazasına kâ- b olmuş. Amerika gazeteleri, genç Ruzveltin daha yüksşek bir mevkle geçmek, faz- ASN iPEK'te VER - LORETTA YOUN! sintemnasında gösterilmektedir. nü bütün gücile şişizen bir HHKAYE üyük harbin üçüncü yılı. Bir yaz gecesi. Reç çıkmıştı. Beyoğl i zaman, pastahçne önünde bir arkadaşına rastladı: gtdiyorsun, Kemal? — Tepebaşına. Haydi beraber Nereye | gidetim. — Henüz yemek yemedim. Maa- | mafih başım ağrıyor. Hiç iştiham yok, Canım birşey istermiyor.. Sen| yemek yeşğin mi? Nihâd o akşam yazıhanesin- rum. Ben bu kadar kıvrak, bu de- 1> | rece insanı teshir eden bir kadın | | zibe var, Yakicı, öldürücü bir ca- — Hayır, Niyetim orada birkaç| kadeh içmek. Ve gülerek ilâve etti. Yeni gelen artistten haberin yok galiba?, Ne 07.. Yeni bir mal mı gel- Öyle zeki, öyle güzel, öyle şeker şey ki.. İs « panyola benz Kemal, Nihadın koluna girdi. Tepebaşı bahçesine doğru yü- rüdüler. k İçiyorlardı. Kalabalık bastırmıştı. Nihad sordu? — Yeni mi geldi bu kadın? — Evet. İlk numarasını dün ge- €e yaptı. — Ürstüste ikt gece göreceksin demek onu? onsuz olamam. Ona karşı sevgim, o kadar taşkın bir hal almağa başladı ki, onu her şeyden, sudah, havadan, esintiden, yalnızlıktan. pencereden, cam- dan, odudan bile kıskanıyorum. Mazhar Osman kendisini tutamdanı — Öyle ise delilik ediyorsun. ilâve etti: — Böyle olgun, herkesin tanıdığı, sevdiği, uz- lığına inandığı bir hekim bunları söylerse ve yaparsa başkaları ne yapsın, ne söylesin? Dedi, İşte, onun 5a | birsizlık içinde birbirlerile fısmılda- — İki gece değil, >on gece de görsem, doymuyacağım — sanıyo - görmedim doğrusu. — Rok medhetme, Hele perde a- Çılsın a ben de bir numara ve - reyim ona, — Zevkime itimad et, Nihadeı- ğım! Bu kadında müthiş bir ca - zibe,, Perde açılıp kapanıyor, küçük, basit varyete numaraları birbirini takbi ediyordu. Seyi: göze çarpan bir sa - dardı: Fregolya ne zaman çıka - cak?» e— Ah yarabbi! O ne müthiş kadın...> «— İnsan onu görünce, güneş karşısında eriyen bir buz parçası gibi, eriyor. Mahvoluyor!» Nihad bu konuşmaları duy - dukça merak ve tecesslisü artıyor.| gy O da herkes gibi sabırsızlariryore | du. İşte, müthiş bir el şakırtısı. Perde açılıyor. Fregolya sahnode, Uzun boylu, sehhar bakışlı, ka- ra gözlü, kıvrak bir kadın, Kömal yavaşça arkadaşının ku- lağına eğildi: mü dinler in. İstemezsen, üst yanını da sen bilir- tin. Sinirlerin çok bozuk. Bu gidiş çok kötü, «pa- ralizi jeneral» da içinde olarak Lirçok ağır sonuç- lar doğurabilir. Karın genç, sen yaşlısın. Bu yaş- lılığınla karına çok düşkünlük göstermen kesin 9- larak son b lmalıdır. Başka türlü kurluluş yok - tur. Ölürsün. Sinirlerinin bozulması, zayıf düş - men, çalışmandaki düzensizlik, dimağındaki gev- geme, Baş ağrıların, — vücudünün genel çalışması içindeki” bozgunluk, bağırman, vehme kapılman, bacaklarındaki takatsi: hep bundan. İlk yapa - sağın iş yatak odanı ayırmak, karından uzak kal- fMak ve uzun bir zaman için kendıni bu ayrılığa alıştırmak olmalıdır. Hatta karını buradı birakı- tâk bir Avrupa gezisine de çıksân iyi edersir. Üç Fazıl, dalgın dalgın başını önüne eğmiş, Maz- har Osmanın dediklerini dinliyor, arada bir ciğer- lerini yerinden sökecekmiş gibi deirn soluklar alı- yordu: Mazhar Osman binden: — İşte bu iç çekişlerin, geniş soluk almaların bile hep ondan. Dedi, kesti att: — Dediğin:! hemen yapmalısın. Fazıl ölü, boğazından zorla - biribirini ite ite çıkan kotimeleri arka arkaya takarak" — Yataklarımızı ayırmak, odalarımızı ayır. » mak. Bunc büyük bir özverenlikle yapayım. Fa - — Kendi üzerime nmak İstemiyordum am- ma, zaten bumun böyle olduğunu biliyordum. Diye, devsır. etti. — Mazhar, kardeşim. Biribirimizi çok eski ta nıyoruz. Ben kadın denilen şeyden hiç hoşlanmaz- dım. Onlardan daima kaçardım. — Fakat, Güneyi birden gördüm, birden ona tutuldum. Onu çok se- viyorum. Ömüzlerimiz arasındaki mesafeyi de kı- saltmak istemiyerek onu sevdim, Ve Fazıl artık, hiçbir duygusunu, hiçbir dü - şüncesini saklamadan söylüyordu: — Pndan ayrılmak, ondan uzak kalmak, onu gözümden kaybetmek benim için ölümdür. Ben Fahrettin Kerim başını salladı: — Doğru.. Ramiz de onlara katıldı: — Başka ne denir? Fazıl yine içinin bütün gizini dökmeği sürau- tüyordu: —— — Onu ne kadar içten, hastalık derecesinde - sev- diğimi size anlatabilmek için bir tek şey söyliye- * Apartımanlarımı hiçbir tereddüde kapılma- dan ona verebildim. Herkes beni cımri, nekes diye anar. Gerçekten de öyleydim. Belki yine öyleyim- dir. Huy canın altındadır derler. Fakat, ona karşı bu'en güçlü tarafımı bile kaybettim. Verirken hiç birisini gözüm bile görmedi! B (Deovaumnı var) Yazan: İSKENDER F. SERTELLİ — Nasıl, Nihadcığım? — Hakkın varmış.. Cidden n fis, sehhar bir kadın. Fregolya ükönce almanca bif türkü söyledi. Ondan sonra, ke * manla birlikte İspanyol şarkıla söyliyerek, sahnede dönmeğe ladı. Seyircilerin coşkun ve sürekli alkışları perdeyi birkaç kere aç * tırmağa sebeb oldu. Fregolya p gramdaki numaralarından başki birşey yapmadı.. Sadece perde #” rasından boşını uzattı ve halkı se* Tamlayıp gitti * Kemal, Fregolya'yı seyrettiktef sorra bahçede fazla kalmamıştı. — Bana müsaade., Dün gecedif üykusuzum. Diyerek ayrıldı Nihad © günlerde - karısındaf yeni ayrılmıştı. Bekârliğa alışa * mıyan bu çapkın ve yükışıklı gel cin kafasında birdenbire garib bif istifham kıvrıldı: caba şu kadına bir kart gol benimle konuşur mu? Başı dümanlıydı.. Kartını çıkâaf' (Devamı 7 inci ıny)udd) Ankara Radyosu BTGÜN 1828 Müzik (Remanı, halk çarkir darı ve salre) Pi. 19 Konuşma (Zirsat saati), 1948 Türk müziği (Fasıl heyeti). Çalanlar: Hakkı Derman, Eşref Kad- di, Hasan Gür, Basri Üller, Hamdi Te kay. Okuyanlar: Tokay. 20 Alans, meteoroloji haberleri, 144 vünt borsası (finti. 20.15 Türk müziği, Çalanlar; Zühtü Bardakoğla, Cev- del Cağla, Eşrel Kadri; Kemal Niyasi Seyhun, Okuyanları Badi Hoşses, Melek < Tokgöz, i— Tatyos - Sazinak peşrevi. #— Zeki Arif » Suzinak şarkı - Beve dim seveli. 3— Nooml - Buzlnak çarkı - Bant candan sözlerim var. 4— Y. Asım - Buzlmak şarkı - Ayrt düştüm sevrilimden. 5— Halk türküsü - İndim dağdam ovaya — Kemal Niyazi Seyhan takslınl, 2— Pelee . Gelraban şarkı - Badel vuslat içüsin. 6— Şemsettin Ziya - Ey gönce eçık #— Bçtraban şarkı - Masli demdin 10— 'Tumburi Cemil - Şekmmban « Baz semalsi. a #L Mamleket kant ayarı, Bi Konuşma (Miah mati), ZLAS Ksham, fakvilât, kambiyo « Büküt borsam (Clat), 2128 Neş'li plüklar - D, 2120 Müzik (Şan restlallı Seprane Azize Duru tarafından). 21,40 Dlizik ÇBir solist - PL) £t Müzik (Küçük orkesirs - Şeli Necip Aşkın). 4 23 Müzik (Cszband - Ph. BÜAS - 26 Son afans haberleri »e YARIN 1235 Türk müzişi - bi, 18 Memleket saal ayarı, ajana ve Mmeteoroloji haberleri, 13.15 - 14 Müzik (Karışık program- FL) Tahsin Karakuş, Baftyt * Kemençe 1257 Hieri Sefer 16 1939, Ay, 4, Gün 96, Kasım 150 6 Nisan PERŞEMBE 1355 Rumi