25 Aralık 1938 Tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 6

25 Aralık 1938 tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Ne. 59 mı, Türk cengâveri başında kendi arkından kumandanlar olduğu za- maâ dünyayı istilâ eden bir zafer akını ile ana vatanlarından bir- Terce, on binlerce, yüz binlerce Kilometre uzaktaki ülkelerde fü- tubat yapmışlar, tarihte yeni bir devir açan dünya — milletlerinin mükadderatında bir dönüm nök- fası meydana getiren — <uluslar göçmenliği (1) » ni ortaya koy - muşlardı. Türk ordusu, Türk donanması- , Ünlü Türk bakanlarından At - tilânın Roma mabedlerinde, ma- bedlerin mukaddes mihrabında at- Jarına yem kestirdiği, Farm mey- danında Türk cirideilerinin milli ayunlarını gösterdiği, satvetli Ro- ma imparatorluğunun, deri elbi- seli Türk süvari kılıçlarına — baş eğdiği herkesin bildiği hakikat- lerdir, Timuçin Hanin akıl durduran akınları, Hülâgünun Arab illerini tirtir titreten muzaffer ilerleyişi tarihte birer merhâle olan büyük hâdiselerdir. İ 'Türk askeri; esas vazifesi olan döğüşmenin nasıl büyük bir te- ragati nefisle başarılacağını, mut- Jak itaat, ölümü hor görme, her | zorluğa göğüs germe, gömüle- | veği toprağı kanile suluyarak ko- | Tuma işlerinde ne ileri, ne ya- | man bir kudret olduğunu yine bu | amuzaffer tarihinin her safha ve | her sahifesinde isbat etmiştir. —| 'Türk denizcileri... Yüce kaptan | Barbarosun, Turgudun, Seydi Tli! ve Murad reisin ustalığına varis | torunları, dünya — denizcilerinin parmak ısırdıkları harikalarla her| zaman ve her denizde önlerine çı-| kan düşman kuvvetlerine saldır- | maktan çekinmemişler, her saldı-| rışlarını da küçük veya büş ik bir zaferle taçlandırmaktan geri | kalmamışlardır. Bir vakitler Akdenizi, Karade- Bizi, Kızı) denizi birer Türk gölü haline —sokan bu kahramanlar Hind sularında İspanyol ve Por- tekiz denizcilerinin büyük de - | () Tarihteki muhacereti ak - vamın türkçe karşılığı — R. No. 36 Cazın kemancısi arkamıza gel- | mişti. Vücudünü öne döğrü eğr. I İ | ikimizin ortasına kadar — uzar elile yalnız bizim için çalıyordu. Tıpkı filimlerdeki gibi.. Hani bazı filimlerde sevgililer bir gazinoya yahud kır lokantası- na giderler, orada kemancı gel onlar için içli aşk serenadları ç lar, Aynen öyle. Gözlerimi sıkı sıkı yümdüm. — Ooooh aradığım, hasret çektiğim âlemde idim. Arzuladıklarım bi- ver birer karşıma dekiliyordu. Kemancı dakikalarca bizim için | çaldı. Koça bahçeyi delduran, kala - Ne kadar da güzel çalıyordu. l Denizcilerimiz, önlerine Çıkan Düşmana Saldırmışlardır Bir Vakitler Akdenizi, Karadenizi, Kızıldenizi Bir Türk Gölü Haline Böyle Sokmuşlardı nanmalarına meydan okuyan yü- ce destanlarını, kadirgalarır bordolarında kılıç şakırdatarak tanzim etmişler, sonra bu man - zümeleri yine tunç toplarının deh- şetli salvolarile bestelemişlerdi Korsanlığın en satvetli donan- malara sahib devlet denlclilerini korkuttuğu büyük Okyanusta se fere çıkan Porlekiz donanma man korsan taarruzları karşı aizze resimlerini gemi cunda rına asarak kendi kudret ve me- haretlerinden değil, bu resimle- rin boyalı maneviyatından meded umdukları sıralarda Ak ve Kara- denizler Türk deniz kanunlarına riayet etme şartile dünyanın en | €min suları haline girmişti. Aferin Kadına! (8 inei sahifeden devam) | Meşhur şairin aflesine mensub olduğu halde şimdi böyle bir vak- anın kahraman: olmak gibi bed- bahtlığa uğrıyan Vilgred Hart için annesi büyük bir teessür duy- maktadır. Diğer taraftan yetmişlik ihtiyar kadın vak'anın nasıl — olduğunu şöyle anlatmaktadır: — Oğlum Con ile beraber ek- | | | şam sokaktan eve gelmiştik. O- daları karıma karışık bir halde bulduk. Vilgred Hari yukarıda bir arıştırıyor- çekmecenin içerisini du. Elinde yuvarlak bir fener vardı. Ben de bir elimde basto - num, diğerinde de bir meş'ale ol- duğu halde yanma gittim. Onu orada bir tabanca ile oynuyor zan- netmiştim. Eğer ateş etmek iste- seydi bastonumla eline vuracak silâhı düşürecektim. Fakat ateş etmeğe hazırlanmamıştı. Bir soba demiri alarak bana üç dört defa vurdu. Ben de bastonumla mu- kabele ettim. Benden sonra oğluma vurmağa başladı. Sonre da benim girtla - Yakalı beni rdü, fırlattı. Ondan ğima sarıldı yatağıma gi Baş,Diş, Nezle,Grıp Komuauzıma nevralji,kırıklık ve bütün ağrılarınızı derhal kes » nabilir. OB Yazan: Nusret Sala COŞKUN Balık insan yığını arusında gelip bizi bulması ve falnız bizim için çalması'ne höş değil mi?. p gittikten sonra, Sermed , dudaklarına gö - Mesudum Belma!. Cevab verdim: Bende Sermedi. Beraber bahçenin iç tarafındaki ağaçlıklara doğru yürüdük. Renk- li aşıklar buraya kadar uzamamı - L Arkamı bir ağaca daya - dim. Gözlerimi yaldızlı bir konak | tavanını andıran gökyüzüne kal dırdım. Derin derin nefes #lıyor dum. Belimi bir kolun sardığını, | dü- | | | | Yazan: RAHMİ YAĞIZ Kumar Ve | Kumarbazlar (5 inci sahifedan devam) | birçok hileler yapılıyormuş. Son saltanat yıllarının kötü v4>-| resi bu yenilmek bilmez ordu ve | deniz kuvvetlerini de mağlübivet- | le başbaşa getirmiş, onlara en acı buldukları, zehirden farksız soy- | dıkları mağlübiyetin ağır ve da- | yanılmaz mükellefiyetlerini yük lemişlerdi. Yalnız, vazıtasızlık, idaresizlik yoksulluk içinde bile döğüşmek - ten çekinmiyen bu — kuvvetleri yenilişinde de göze çarpan, tak - dir edilen, zaferle eş tutulan Vâr mağlübiyetin - bulunduğunu biz değil, dünya müverrihleri, dünya denizcileri itiraf ediyorlar. (Devamı var) sonra oğluma hücum etti. Oğlu - yaun yüzünden kan aktığını gö rüyardum. O zaman oğluma ses- bendim: — Vur, Con, vur!. Ateş eli Yok- sa o bizi öldürecek!. Kendimi top- ladım. Bulunduğum yerden kal- karak ateş ettim. Her ikisi de bir- nân başında idiler. Bunun üz: ben de oğluma yardım ettim. Vilg- red Hartı merdivenden aşağı yu- varladık. Sonradan Hart benim elimi tutarak şöyle demişti: — Yaptığıma çok pişman ol dum. Fakat vak'adan palisi ha berdar etmeyiniz. Çünkü annem ine bunu duyarsa pek müteessir ola- caktır. Ben de o zaman kendisine şu cevabı verdim: — Sen fena bir adamsın. Bu teya hırsızlığa gelmeden — evvel anpene danışmadın, bana da sör- madın değil mi? Viktor dö Tarantn Bir gece bakara salonunda bü- yük bir ederke Müdür tü başı temiz bir adam işaretle, Bu, dedi, gazinonun eski mür- tahdemininden — birisidir. Şimdi prensler gibi yaşar. Buna nasıl muvaffak oldu biliyor musunuz? Malüm a, bakara altı kâğıdla ey- Banka, sağa iki, sola da İki kâğıd da ken- nu mü - | dürle konuşuyordum. ıs- nanır. iki kâğıd verir. disi alır. Bu kâğıdlar masanın üzerinde kalır. Oyuncular arttırırlar. Sa yısı çok olan kazanır. On sıfır de mektir. Bazan oyuncular, bankadan bir kâğıd daha isterler. Tabil bunlar, masanın üzerindeki kâğıdları ta mırlarsa kazanacakları muhakkak tır. | yetlerden İşte Muani, bu gösterdiğim « - dam oyun kâğıdlarının muhafaza-| Sına memur İdi. Kumarhanede, her ayunda kâğıdların değiştiril mesi âdettir. Zira lerine işaret yaparlar. hafifçe kıvırırlar. pcular ürer- Köşelerini Muani, kumarbazlardan anlaşır. kâğıd destelerin: açar, üzerlerine fosfarla birer işa- Tet koyar | birite | bellisiz | Bunu - görebilmek için mut koyu renkli bir gözlük ister, Ku Mmarhaneye devama başlıyan oyun- culardan birinin vapur dümanı bir gözlük kullandığı kimsenin dikkat| nazarını çekmedi. Bu adam hemen! her gece kazanıyor, tabii kumar - | hane, bir şey kaybetmiyor, zararı oyuncular çekiyordu. Hilebazlar kazandıkları milyon- lazı aralarında — taksim ediyorlar. Muani'ye de yüzde 20 veriyorlar - mış. Eğeraralarında ihtilâf çıkıp da içlerinden birisi polise haber ver- memiş olsaydı bu hile devam edip gidecekmiş. Bunlar, ortaklar Amerikaya “a> tılar. Fakat Muani yakalandı. Bir sene hapse mahküm oldu. Geçen lerde çıktı. Şimdi, biriktirdiği pa ralarla prensler gibi yaşıyor. Hâli tasfiyede bulunan — -Hayim ve Alber oğlu | malleştirecek umumi bir iti İzidor. — Köllektif Şirketi — tasfiğye 'memurluğundan. | İstanbul Asliye birinci Ticaret! mahkemesi kararile tasliyesine ka-; rar verilen yukarıda yazılı şirketten alacaklı bulunan eşhas ve müessesatın ellerindeki evrak ve vesalk ile birlikte tarihi ilândan iti-| ibaren bir ay zarfında Sirkecide,| - |Sirkeci palas 3 No, lu yazıhanede! bulunan — tasfiye memuru — avukat Süat Ziya Kant'a müracaat etmele- Fakat görüyordum ki Vilgred fena bir halde idi. Yüzünden kan akıyordu. Yarasını sardım. İhtiyar kadının oğlu Con da şunları söylemektedir: © bana elindeki demirle vu- ismi rurken kendisine tabancamla &- söylüyardum. L ndan korkmuyordu. Vur diyordu, beni ancak kur- menedebi Vilgred Hart ev sâhibi içeri rla eve girip hır- d iyi oluncuy ştü. ye götürül. Fakat Şekspir ailesi bil sayılan bu çocı ölmüştür. daklarımda bir nefesin gerindi - ğini Mukavemet: teslimiyetle kendimi bıraktım Balonun tesiri, bizim için, kamıı lman keman, ağaç ah tında birleşon dudaklar ve bütün bunlarır intıbaları günlerce beni meşgul etti Dudaklarımız birleştiği ben ilk 'defa bir erki arasına giren ve üzerinde sert erkek dudaklarının esintisini ilk defa duyan bir genç ktz vazi- yetin o tim. Bu satırları yazarken, hâlâ © geceyi yaşıyorum, Bu derece ro- mantik de görülmemiş şey değil yissettim. ar- kolları Bin ar bambaşka ve değişik - İşte Semih, günlerim böyle ge- çiyar, bilmiyorum sonu ne ola cak Mektubu sakın mevdanda bi - rakma, Kocan görürse herhalde - ri ilâ nolunur. < bir | | İ zaman, | nosu dünyada — milyonlarca Sovyet - Japonya İhtilâfı let arasında m di hakkındaki teklifin tan sevma cevablar Taksitlerin tediyesi için hükümetne müracaat edilmesi Jâ- zım olduğunu bildirirken, balık avı itilâfının teedidinde israr et- miştir. Sovyetler bu cevablarda iyi niyet görmediklerinden balık avı itilâfini tecdid etmeğe yanaç mamışlardır. Şimdi son anlaşmanın müddeti bitmek üzeredir. İapon balıkçı - € sahillerinde balık av- k olurlarsa, Japonyan'ın iaşe vaziyeti hayli zorlaşacaktır. Binaenaleyh Japon hükümeti, 24 | birincikânuna - bu güne - kadaz kat'i bir cevab verilmesini So' istemiştir. Tokyodan göre, bir cevab ve bildirildiğine rilmediği takdirde Japonya büyük elçizi Togo'yu Moskovadan geri çekecektir. Yani ikidevlet arasın- da Siyasi münasebetler fili suret. te inkıtaa uğrıyacaktır Balık &vı meselesinin Japonya- için kat'i ehemmiyeti haiz bir me- sele olduğunu Sovyetler de tak. dir etmiş olacaklardır. Fakat Sav- yetlerii kuvvetli olduğu şüp- he kaldırmıyan noktai nazârları | şudür: Japonya sularımız içinde or balık avlamak isti , bize kar- şı düşmanlık ifade eden hareket Jerden vazgeçmelidir. Japanya bl: taraftar — Mançurya'yı istilâ ve Sövyet topraklarını taarruzla teh- did ederken, Sovyet gemilerinin Amur nehri üzerinde serbesi sey- rü seferine mâni olurken, şimen- difer taksitlerini - ödemezken hele antikomünist paktı - ki ye yetlerin — nazarında — antisovyet pakttan ibarettir - girerken, su - larımız içinde balık avlamak hak- Japonya bizim hak- kını isti, larımı: İdar kendisi de den hak iddiasında bulunsun. Fakat Japonya — balık meselesile diğer işler arasında münasebet görüldüğünü beyan e- | derek itilâfın ve bu defa uzunca bir müddet istemekted temdidini ısrar vi ihtilâfi Uzakşark için tehlikel; olabilir. Ertuğru| Sadi Tek TİYATROSU Taksimde (Bu gene) ÜÇÜZLER Vodvil 3 perde Yakında büyük bir temsil h (İNSAN MABUT) pöre Ttan Koli- zeval seve seve kullunırlar, Tüpün muhteviyatı teksif edilmiş olduğundan uzun müddetle ihtiyacınızı temin eder. Büyük tüpü 40, küçüx tüpü 22,5 kuruştur. kaçmaz, Karısına bu derece Sena dersler veren bir kadınla ar- kadaşlık etmeni doğru bulmaz. Fakat bilmezsin, ne kadar bun- ları yazmak, içimi boşaltmak ih- tiyacındaydım. Bir macera ki, ba- zan o beni, bazan ben enu sürük- 'orum. Eni ve boyu ne tutacak? Cevab emermn. Mukadderat dediğimiz kuvve - eline yakamı bıraktım. Sasti 'e doğru ve yahud istodiği - Bibi işletmek elimiz/de mi?, Vakti gelince akreb ve yelku- in muayyen rakamın üzerinde duraçak, Durduğu yer o saattir. Mukadderat da bir saate benzer Semih. Bir fark var: Bizim mu- kadderatımızı Allah kurar, saati de biz. tir. ger miz İkimizi de yürümekten menede meyiz. Saat kurulu olduğu müddetçe işliyecek,; mukadderat yaşadığı - ; dd muz müddetce yürüyecektir. Ba- kalım içine bindiğim mukadder: gemisi beni nereye sürüklüyecek' Gelelim sana şeker kardeşim. Denirden çıkarılan adam! Aşk yaşamak kaadr, bazan sana ölmek arzusunu da verir. — Dekor: Deniz kenarı Vakit: Şa* ıslar Tek kişi, genç bir adam, sonra bir motör ve bir kaç insan.. (Devamı varı Eğer son dükika bir £ zemini bulunmazsa, balık a-| günü er geç sant Mahalle Evlerinde Ve — “Kahvelerinde... (8 inci sahifeden devam) — Ah Bem de ne kız r, yanağının a) dar lar... Allah için. h oktur, işiten yökü Söre lâdem kat, söyler hakikel ” Söylenenler içil alar yok mudür? k Şüphesiz vardır amma b'; BÜk geyi, diğer bir kimsenin hş,—aımî aki. bakikatler, VAS niçin alâkadar etsin? z Kendi kendime düşünüyeü” Niçin dedi kodu yaparlar Şu neticeye varıyorum: Dedi kodu cehaletin, bi liğin mahsulüdür. Yüksek sınıf dedi kodu YAPT” ; gahe Çivi çiviyi söker derler, Böyle kadın meclislerinde de dedikodu- lar, dedi kodu mevzuları birbi - Fini söker, birbirini kovalar, tıpkı bostan dolaplarında dönerek su çeken kovalar gibi.. Dedikodu yapanlar için, birçok kimselerin mukaddesatına dil u- zatmak, ileri geri hükümler ve: mek ne müşahedeye, ne de isbata Tm©uhtaç bir keyfiyettir. Oturup saâtlerce birisi hakkında dedi kı du yapanlara, o kimsenin sut ahlö-| Ka dai eşöyle imişi. — «böyle | imiş!» diye saya saya bitiremi lere: Igisil ” mı?, Yaj fakat daha »2 V* makul sebebierle,.. Z Düşününüz: Birkaç kişi K, mak için bir araya gelinc" nuşmak ihtiyacındadırlar amma, xataları bütün dütYi gilerine kilidlenmiş olanlar bi vi a.. küm görmüş? Diye sor evak n iye soruldu mü alınacak cevab | y aN len vak şudür yilirler'” Cünel Ui mtel ŞAİ « d ea el İA z Recai İnhisarlar U. Müdürlüğünder | Kaytfk T— İdaremirin Paşabahçede müskirat fabrikasındakı derin KUN Gn mevzu sterlirk tulumbası için şartname resim ve nümunesint V ya olmak üzere satın abnacak (4ö) adet paslarımaz çelik mil (6) çe ı_p,ıı:lanmnv manşön ve - (135) adet bronz fosior yataktan İl v Van 225 parça yedek aksam pazarlık süretile eksiltmeye h ae | 2 — Heyeti umumiyesinin muhammen bedeli — (231750) tise İmuvakkat teminatı (173.82) liradır. * Ü 3 — Eksitme 2/1/830 tarihine rastlıyan Pazartesi — günü ":»P İda Kabataşta Levazım ve Mübayaat şubesindeki alım komisye” yapıakcaktır. di 4 — Şartnameler parasız olarak İnbisarlar Umum gö Tüskirat fabrikalar şubesinden almabileceği gibi nümunelef şubede ve resimleri de levazım mübayaat şubesinde görülebilr 13 5 — İsteklilerin eksime için tayin edilen gün ve saali€ e güvenme paralarile birlikte yukarıda adı geçen komizyona f' ilân olunur. vi M5 ç 1 — İdaremizin Puşabahçe fabrikasında yaptırılacağı V€ *’:5 ftarihinde ihale edileceği ilân edilen 1520240 Jira muhamme? — a betonarme döşemelerle sair müteferrik işlerin eksiltmesi görült” üzerine hir hafta sonraya talik edilmiştir. N — Eksiltme 3/1/939 tarihine rastlıyan sab günü saat 15 Jbataşta levazım ve mübayaat şubesindeki alım komisyı caktır. ge $ Sya Hi — Mühürlü teklif mektubuna kanuni vesaik ile inşaat "vf; 'den alınaca kehliyet vesikası ve 473 güvenme param makbül' yıgıf banka teminat mektubunu ihtiva edecek olan kapalı zarfların “ | 14 € kadar yukarıda adı geçen ahım komisY0' kanlığına makbuz mukabili verilmesi lâzımdır. ) (408) » LEVAZIM: Cinsi Sade yağı (ikinci ermiş Kars) 16 88 250 Börülce (İzmir) «.n v0 b Pirinç çorbalık (Antalya kırığı) 5 06 450 | — Pirinç pilâvlik (Maraş) . .. 600 Ş İ .— xüellüne vekillar imrtki için yukarıda yazılı erzak “; biri ayrı ayrı eksiltme ile alınacaklır. İhaleleri 2/1/939 P";'_u |enat 15 de Kadıköy vakıflar müdürlüğünde yapılacağından e 7,5 teminatile beraber müracaatları, (9184) Devlet Demiryolları ve Limanlâ'” İşletme U. İdaresi İlânları Muharnmnen bedeli 7502 lira 31 kuruş olan 19350 adek Y” p 23247 kilo muhtelif eb'adda somuniyle beraber ankraj bWlOP” yi #det ve takriben 954 kilo 7/8” luk ankraj bulonu için somu” çarşamba günü saat 15 de Haydarpaşada Gar binasındaki $4 |misyonu tarafından pazarlıkla satın almacaktır. & »'" Bu işe girmek istiyenlerin kanunun tayin ettiği vestik betinde 1125 lira 30 koruşluk Kat teminatlarile birlikte PY saatine kadar komisyona müracaat ları lâzımdır ; y Bu işe ait şartnameler Haydarpaşada Gar binasındöki g30i — tarafından parasız olarak dağıtılmaktadır. ' & TARAĞA İSYAN EDEN SAĞ Ekseriya bulundukları yeri terketmek armısundt z olanlardır. Binaenaleyh 4 Saçlarınızı itaate alıştırın'” İ TİNİ Bunun en iyi çaresi PERTEV BRiYAN Kullanmak Bit

Bu sayıdan diğer sayfalar: