19 Kasım 1938 Tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 4

19 Kasım 1938 tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

4—SON «i Teşrim 1938 ATATÜU Som pemokrat Üniversel Usta na karşı en büyük günahı, O'na «diktatör» diyenler işledi. Anlamadılar ki, O'nun tahtı milletin sevgisi, saygısı ve ina- ni üstüne kurulmuştu. Görmediler ki, O, milletin bütünlüğüne dayandığı için Tek'ti. Demokrasi, halkın hükimiyeti demekse, Tarih, ilk «son de- mokrats 1 O'nun şahsında yaşadı. En demokrat memleketlerde bile, halkın mutlak ve tam hâkimiyeti erişilmez bir idealdir: Reylerin yüzde clli biriyle iktifa olunur. O, milletinin daima yüzde yüzünü kazanmasını bildi. Turihini nen çetin anlarında bile, düşman topları Ankara- rken bile, O, «zafere den önce, dalma Büyük Millet kazandı. dan işi Meclisinin erey Alem bilir ki, O, konuşmasını ve konuşturmasını çok iyi bilirdi. Bir halk içtimamda, bir genç O'na şu suali sordu: — Paşam, sana diktatör diyorlar, ne dersin' — Ben, diktatör olsaydım, sen bana şimdi bu sunli sora- mazdın! O'na diktatör diyenler muhakkak ki en büyük günahı işle- diler. * Milletin yüzde yüzüne sahip olmak an'anesi ondan bize kalan mirasların en mukaddesidir: Yeni Cumhur Reisimiz İs- met İnönlü, bütün bir cihanın hayranlığı karşısında, bu mirasın dipdiri yaşadığını isbat eden ikinci som - demokratımızdır. * Bütün insanlık, O'nun ölümü karşısında bir tek ağız gibi konuşuyor. O, yalnız tüzk milletinin değil, Insanlığın malı oldu- gunu İsbat etti: Şimdi O'nun şal tün dillere destan oldu. Üniversal Adam, bunu sağlığında sezmiş ve şöyle ifade etmiş- ti; «Türk milletinin düşmanı yoktur. Eğer varsa o, türk milletinin değil, insanlığın düşmanıdır!.» 'eti ve eseri bir «bedbahte kuvveti ile bü- Gene ülem bilir ki O'nun en büyük zevki, her zaferini ve her İ şeyini milletine maletmekti. * O'nun yarattığı ve bıraktığı eser, bir san'at şaheseri gibi tam- dır ve güzeldir. Bu sebeptendir ki, onun karşısında duyulan heye- çan, âlemşümuldür: Her büyük san'at eseri, ruhları böyle fethe- der, Siyaseti ve inkılâbı bir «güzel san'at» mertebesine yükselt- mek, tarihte hiçbir devlet adanıma nasip olmamış bir mazhariyet- ür. Bunun içindir ki, O'nu bir sinkılâb Ustasıs - olarak bütün insanlık selâmlıyor. Şimdi inkılâbımız, bir ikinci «Ustas nn eline geçti: Ne mutlu © milletlere ki, inkılâblarını bir Usta elinden bir Usta eline devredebilirler. VEDAD TÖR Türk ordusunu en büyük kuvvet ve kudret kaynağı haline yüks: Ulu ve Ebedi Şef Trakya manevralarındı ECEL VE ATAM Hıçkaran bir milletle yarıya inen bayrak, Seni sevindirdi mi? Söyle aç gözlü toprak. Nedir bu acı Tanrım, nedir bu bin ıztırab, Nedir bu dinmeyen yaş, nedir ruha bu azab, Muradına erdin mi? Söyle ey hain ecel, Bu on sekiz milyonu öksüz koyan zalim el.. Neydi kasdın bu masum, mert ve temiz millete, Onu elden almakla beşeri bir lânete, Mahküm oldun ne alsan bundan sonra kıymetin, Belki daha ehvenı yanında bu zilletin. Aldın fakat cismini, aldığın kemik ve et, Bu alış sana zillet, bize de ebediyet... Verdi baykır, ve kavrıl artık ey hain ecel, Ata adı her türke en güzel addan güzel... Gün geçtikçe artmada, gör bu elemin hızı, Yaş değil, kan ağlıyor, bu yurdun oğlu, kızı., Uyu mübarek Atam, uyu rahat uykunda.. Çünkü senin haşre dek ismetinle yolunda, Nasil istedinse dün, bugün öyle gidecek.. Yarın da yükselecek, bu millet, yükselecek... Hıçkıran bir ulusla yarıya inen bayrak.. Sevin, ey kara toprak, sevin aç gözlü toprak.... HALİL BEDİİ FIRAT | hareket eden bir körük | tarih daima gönüllerin kenâ / Atatürk . '|Ve cihan Uzaklaş- tıkça büyüyen aĞı.. Her acıyı unutturan ve her yas raya merhem süren zaman, bi -« zim acımızın üzerinde durmadan vazifesi görüyor. Günler geçtikçe kay - bımizin azametini derinden du « | YÜY Dağ bizden uzaklaştıke | ça gözlerimizde heybetini artı - rıiyor. Ardında bu kadar metin bir e- | rin yanında bu kadar cihanşüm bir acı bırakmak hangi - fan nasip olmuştur? Hangi fani ar- dında kem söz k bir tek, | ama bir tek in: m dünyadan göç şebilmiştir. söyliyer dan bu etine eri - Korkunç haberin bir zelsele gi- bi düny şamı, bi dırdiğı c vah tülle dasında — Atatürk Ğ ün si bürülü portresinin 8. | luyas nünde mumlar yakarak, yaşlı göz-| üklüğün - sahnesinden ancak bir küçük mi- | salidir. | Hangi memlekette şef, | hangi bir azlık dar varan b hissi ilham tasavvuru bile & inden biridir. ; etmiyelim, bugün uğumuz muhabb bir emane sillere te Atatürk'ün adı, Türk ve mükadderatı ran ve ümidle çevrileceği bir tan- | gibi ebediyen menkuş kalac AŞAR NABİ | tatürk'ün Ültmünde Türk tarıcısın bettiği gibi düm hun büyük kor betmiştir. Bu bü abancı gazelelerin neşriyatı, türk'ün — sulhseverliği üzerin- de çok durmuştu. Bir Danimar - ka gazetesi, <O zaferi kazandık - tan sonra kılıcinı birakmıştır.» diyor. Diğer biri İskandinav ga- esi de diyor ki: Atmtürk'ün dış politikası» ta- e bir imtisal nümunesi olarak kalacaktır.» Dünyanın en büyük askeri o - lan Atatürk, şüphesiz sulhun da en büyük koruyucusu idi. Ata - türk Türk milletinin mukadde & ratını eline aldığı zaman, Yakın | Şark, belki de tarihte misli gö - | rülmemiş bir anarşi içinde idi. Atatürk milli mücadeleyi, Türk | milletinin hayat ve çalışma hak - kını temin etmek için yapmıştır. Fakat bugünkü vaziyet de güs - | terdiği gibi ayni zamanda sulh ve | müsalemet uğrunda yapılmış bir | mücadele olmuştur. Danimarka gazetesinin çok doğru olarak yaz- dığı gibi, Atatürk, Yakın Şark'ta sulhun istikrarı için elzem ad - dettiği hedefe vardıktan — sonra kılıcı birakı Türk milletine A. Ş. ESMER (Devamı 6 me: İDEAL AKINCISI ; Yazan: Fazıl Ahmed AYKAÇ MT D AT K DN fakat fe - aktadır. İptida millet bir çağlıyan gibi taş-| t Arkasından bütün memlsket ve insaniyet bir matem tufanına yezan t ilk anda acımız | üyük bir de hayretimiz vardı. Her şeye hayat veren bir kendisi için bile olsun kabul edebileceğine ina - or gibiydik. Halbuki gün - ler geçtikçe kürenin ne büyük bir zıyaa uğradığımı daha iyi görü - yoruz. Çok doğru; «Onun eksi eresan olmaktan 4 ti> diyen kalem, beşer dehâsında | iğiyle ığı he denebilir. testen iyi görmü: Atatürk'ün eliyle kür- tulan yurt, tıri gün yalnız onun h siyle doludur... çlerin taze gönlünde,, ihti- yarların nice acı çekmiş yüreğin- mdi sadece Ulu Başbuğu bu- z. Meğer kendisini çi Üzerine he titriyerek tebell ett dakikalarda bile dünya kalbi: saniye ne kadar - onun aziz mevkiin - ? Hakikat şim iliyor. Bu A - | iye için bir lümü bilef dikmiş. ki hangi cephesini m birini de m; bir gün görsek ki Himalâya yıkılmıştır, Yahut Ok- İnanın ki kürenin dehâ enesinde de- bugün böyle milletin gözü önünde tekrarlamak istiyordu, Her- $ canından kopanı söylemekte Atatürk diyor ki: “—Benim için bir tarafım. O da Cumhuriyet tarafdarlığı, fikrt, içtimat inkılâo tarafdarlığI.., “—Benim için dünyada en büyük mükâfat milletimin en ufak bir takdir ve ilti'atıdır.,, idi. Lâkin bütün o gü; alkışlarken hepimiz ayı L sözleri rüyorduk. En y le gidenin nekadar altında kalı - yor! Düşündük, düşündük vı nu gördük. Atatürkün tunç h heybetli, ancak bir nabilir: Kend bedi süki Fakat bu süküt bize şimdi ne- ler söylemiyor? Bütün geçm bütün geleceğin emre U vazifeleri dahi, kı saatte oradan işitmektedir. isinin atürk ne idi? Her şey, am şeyi Lâkin bil ideal akıncısı! mu sa bir e kadar genç kalan inmiyen susçluk il Her zaman ruhunda hiç bu oldu: Datma i ideale doğru! <«Ordular! İlk hedefiniz Akde- nizdir!,, veci deki (ilk ke - limesi üzeri gün diki miz, husust bir itina ile durmalı- dır. Çünkü z kapı ve maddi iğrenen hilkati, n fü yamazdı. Artık O'nun bu ebedi kur sına koşacak z n hiç birine çalışmıya yeniden ant iç- r gençlik ve Şim - diden sonra her ilerilik alanında- elere Türk de- lidir. İşte gördük, o dehanın en bü - yük sancaktarını insanlık nasıl tâzim ile anıyor! Ey Türk gençliği! Vaktile hitabını dinlediğin Şe- fin gibi sana da şimdi bu vazife manın çaresi bir ta - nedir. Şerefle, gürültüsüz çalışmak! Fazil Ahmet AYKAÇ taraflık vardır. Bir RK EBEDİYET YOLUNDAYKE EZZMUKEETELEELLNLN A AMT Ulu Önder, Türk milletinin istikbal ve İ lâline kâkim kıldığı Atatürk ordulari! manevrasında Mareşal üniformasile: -— Başkumandan - Büy inkılâbcı | ir mürlet kurtardı.. Uçurumun kenarında felâketini B millet, Bir vatan kurdu.. Her bucağında baykuşlar öten V' Bir ordu yarattı.. Büyük savaştan mağlüb çıkmış, ordu. Ş Tarihte büyük ordular sevk ve idare etmiş ve bu ordular! ulaştırmış sayılı kumandanlar görülmüştür. Cihan harb tarihi dir sayfnlarını doldurmuş ve ortaya koydukları bazı harb usulifi ders halinde nesillere intikal ettirmiş olan bu gibi kumandan Türk dünyasında ve diğer milletler âleminde rastlanmıştır. devirlerinde büyük orduları kıtalardan kıtalara geçirerek zAf zanmak, ülkeleri çiğneyip geçmek ve böylece şan ve nam Mmanımıza nişbetle daha kolay sayılabilirdi. Fakat; asrımızıfi meydanları kumandandan zekâ, bilgi, enerji, yüksek sevk ve İ |biliyeti, millete ve orduya kendisini sevdirmek gibi, eskisine çok daya üstün hususi bir karakter, derin bir kudret ve müst” yaradılış ister. Savaş cebheleri ölüm cehheleridir. Bir milletk duyu cebheye severek koşturan kuvvet, Başkumandanın bt nan toplu iladesidir. Bu meziyetleri ve hassaları, geçmişteki mandanları gölgede bırakacak bir varlık halinde kendisinde, |ve daima muvaffakiyet kazanmış olan Atatürk; yalnız Türk ” rihinin değil bütün dünya tarihinin en büyük kahramanı, € ve üstün bir kumandanı idi. Onu, büyük adını almış kumandati| |mek, başarılarını ve kabiliyetlerini onlarınkilerle karşılaştırmak İ|yük hata olur. Yakın harb tarihinin sayfaları baştanbaşa onun şanlı zaferi' )ludur. Ordusuna (Taarruz yok, ölüm var) diyebilecek kadaf |hâkim bir kumandan. | — Çamakkale, Irak, Kafkas cebheleri Atatürk'ün zafer ve taslarmı kaykırmışlır. Kurtuluş savaşı, bütün bir cihan önü0ü| Yüksek dehâsının, müstesna varlığının tam zaferi olmuştur. * Gerilikleri bir anda aşarak, köhne fikirleri birden de' dern vo ileri bir zihniyet, medeni bir hayat, milli bir yapt Türk milleitne en doğru ve nurlu yolları açan Atatürk, €© inkılâbeı, idi. Türk tarihini talihi gibi yepyeni bir devre ula$? hayat İçin, ileri refah ve medeniyet için cihan önünde mili faşatmak ve tanıtmak için, milli sahada olduğu kadar mi da da yükselmek için, kurduğu Türkiye Cumhuriyeti ve bunt” lulıı.ı büyük Türk inkılâbları, Atatürk'ün eşsiz dehâsından " Atatürk, yalnız kumandan, yalnız inkılâbeı değil; o ber YE) şer varlığının üstünde bir kudret... İlâhi bir kudret ve şah$ * |— — Yazainiz çok derinç Bematz hüllin Tei l M Tlinde.. Güzyaşları, yüreklerde şeaan elem volkanı önünde V su... Ona bu kadar bağlı olduğumuzu şimdi daha iyi anladık” |kiş Atatürk ölmemiştir. O ölmez, O dalma yaşıyacaktır. Et V€ ibaret olduğundan daha fazla... Koyduğu prensipler, kurduğU ıJ-" gösterdiği yollardan şaşmadan, durmadan bütün hızı ve haft |ri ve doğru götürülecektir, Savaşta, sulhta ve inkılâblarda Omun en kuvvetli * mesai arkadaşının, yekpare bir vücut gibi, birliğini ve inkılâb? iınt muhteşem bir tezabürle isabet etmiş olan milletimizin mesi, derin acımızın tek tesellisi olmuştur. büy KADRİ YA”

Bu sayıdan diğer sayfalar: