. ğ ) p v lal SON TELGRAF—27 FRA NK O İspanya - Almanya münase- batında yeni vaziyetler.. Ispanya işlerini yakından takib eden Almanya- nın İtalya ile Çekoslovak meselelerini müşterek idare ettikleri zannediliyor Yine İspanya işlerinden bah . getmek lâzım. Fakat ademi mü- | dahale komtesinin kararları tat « | kik edilecek mi edilmiyecek mi Bahsini tazelemek suretile değil.. | Bugünlerde Almanyanın İspan . “yaya karşı almış olduğu vaziyet dolayısile Almanyanın Çekoslo . a işlerile çok meşgul olduğu | . Her halde Prağda neler olduğu Berlinde büyük bir merak- Is takib ediliyor. Buna şüphe yok. tur, Fakat görülüyor ki İspanyada T olduğu da Almanları dü - şündürmektedir. Politika âlemin- de herşey karşılıklı heşab üzerine yapıldığına göre Almanların İs . panya işlerini 0 kadar y takib etmelerinde de biz sebeb ol.| sa gerek. Bu sebeb gizli değildir. | İspanyaya en ziyade alâkadar o- İspanyada General Franköya | €n çok yardım yellamış olan İtal. yadır. İtalyanın bu alâkasını bil. için Almanya tarafından Ber- a - Roma mihvari hesabına yeni bir siyasi faaliyet gi jmak - | tadır. Almanyanın asıl maksadı Çekoslovakyı Almanları dolayı - sile orta Avrupada kendisine mü- | bim ve faal bir mevki temin et . mektir. Bu maksıt va — varmak | se İtal yardımı az e- ermektedir. O | çin anı yanın siyaseti ne olursa olsun İ« talya buna yardım edecektir. A. vusturyanın Almanya tarafından malüm şekilde alınması asnasın - da İtalya ses çıkarmadığı gibi Çe. koslovakya işlerinde de yine İtal. yanın alacağı vaziyet Almanya le- hine bir bitaraflık olacaktır İşte gimdiki İtalyanın politika. sını sik sık anlatarak yazı yazan bu baş muharririn Çekoslovakya işleri dolayısile Almanyaya karşı Romanın takib edeceği siyaseti anlatan makalesi — hulasa olarak budur. Şindi, Berlin - Roma mih - verinin diğer mühim işlerde ala. Cağı vaziyete gelmek iktıza edi .'» Franko Ispanya harbinin galibi mi lin - Roma mihverinin İspan lerinde yeniden fasliyete geçti. ğine hükmetmemek kabil değil . dir, Lâkin Almât - matbuatının neşriyatında hazati dikkati celbe- den diğer bir nökta daha vardır; Alman gazeleleri tiyorlar: Avrüpanın emniyeti mi lâzım?, Hava kuvvetlerinin tecavüz et - memesi, her devletin emin olma- Sı mı iktiza ediyor?. Bunün kola. yı vardır. Şu İspanya işi ile şu | Çekoslovakya Almanları meselesi | bir kere halledilsin, ondan sonra. sı kolaydır!. İşte bu suretle İspan- ya meselesinde İtalyanın noktal nazarı ne ise Almanya ona müza. heret odecek, Çekaslovakya işle. rinde de Almanyanın dediği: talya kabul etmiş olacaktır. Ge . n Mareşali Balbo 'e* etmişti, Bu zi. yarete o günlerde hayki chs yet verilmişti. Hattâ «Son Tel - graf» bunun etrafında neler söy- den alarak hulâsa etmişti. Berlin. den yine Avrupalı muhabirleri: aldıkları malümata göre Ma: Balbonun Berlini ziyareti esna. sında uzun uzadıya konuşulmuş ve İtalya ile Almanya arasında ileride hava kuvvetleri itibarile v demek is. | dendiğini de Avrupa gazetelerin- B Diğer mühim işler nedir? Söyle- meğe hacet yok ki nevakit ve ne suretle halledileceği hiç kestirile. miyen bir İspanya meselesi var « dır. İşte gimdi nazarı dikkati cel- beden mühim keyfiyet Almanya. nın İspanya işlerine karşı göster. mekte olduğu alâkadır. Çok za- mandanberi Berkinin İspanya iş. lerine karşı ihtiyatkâr bir vaziyet aldığı, bunu muhafaza ettiği ma. lümdur. Şimdi bu politikada bü- yük bir değişiklik göze çarpmağa başladı. Bunun alâmeti de şudur: İtalyanlar ademi müdebale komi. tesinin vermiş olduğu k: ne gibi bir teşriki mesai kabil o0. lacağı düşünülmüştür. Tabiidir ki İspanya meselesi de konuşulmuş- tur, Berlin - Roma mihveri politika âleminde böyle bir vaziyet almış bulunurken İtalya ve Fransa mü, SEVE c ra mkara, 26 (Telefonla) A hemmiyetli gi riayet edilmediğini, Çi nun için Beflin - Roma mihveri | yadaki Cumhuriyet Ü — gine faaliyettedir. Yransedan — ve ba; |ne tebliğ olunacaktır. Avrupa gazetelesinin Berlinde- | kı muhabirleri tarafından veril yeni malümata göre son daman Krda Almanya il> İalya birbir . ım etmek, arka olmak için * sözleşmişlerdir. Bir Alman mecmuasında İtalyan mu- harriri Sinyor Gayda tarafından yazılmış şayanı dikkat bir maka. | leden bahsedilmektedir. Fu ma. | lerinı | | | | | rüyorlar. Şmdi Alman gazet, mi müdahale komitesinin karar- larına riavet NÇN |Yamaktadır. bu kararlar hilâfına olarak İspan- |— Orta tedrisat kadrosunı yada Cumhurivet bükümetine |mak üzere yardım edilmeğe devam olundu. fanu öyle bir soruşları ve bu ve- ile ile de öyle bir bücuma giriş. r ki buna bakılınca Ber. kalede söylendiğine göre Al — Hay yaşasın bet Sen de yaşa, başefendi de — yaşasın... Refiğin bir çılgın gibi ağzını alıştırdığı bu lâfı işiten ihtiyar, sırıttı, yürüdü:” — Peki, bir varup başefendiye söyliyeyim... Haydi ihtiyarım... Haydi, göreyim seni İki gündür iyiden hoşuma gidiyorsun... Utandırma beni bari... Bu da, angaryanın rüşveti!' Ancak, ihtiyar bir mezar sükünetini andıran taş koridorlarda her vakit- ki gibi nalçınlı kunduralarını sürüyüp giderken bu kaba, kulağı örseliyen nalçın ve kundura takırtısı Refiki birdenbire düşündürdü: — Bu ihtiyar iki gün evvelisine gelinciye kadar — sabahları bir görümür, ekmeği, suyu dar verir, hemen — sivışırdi. Şimdi neden bekliyor?. Neden merhabama: «Merhaba...» diyor, ne diyeceğimi bekliyor?. Bu, bir değişiklik, geçen günlerin cehennemi mihnetini yürekte tazeleyen kocaman bir istifham?, B — Neden böyle, niçin böyle oluyor?. — İhtiyar kuru ekmekle diyet tutmaktan çıkan bir açın nasıl doyduğunu mu seyrediyor?. — Başefendi hizmetime iyi bakmasını mı söyle- W a: — Fikirler iplik “dü mü başamıp & — da ihtiyara: — Bir kahve... Dediği zaman zihnine resmolunan İstifham bir- birbiri arkasına bü d, çi- amağı gibidir. Bit ucundan çözül. , Refiğin sigarasını tutuşturup " nsan kasabı Vaydman Hapishanedeki cürüm ortağı Miliyon'da bir sürü aşk mektubu bulundu Bundan birkaç ay evvel Fran. sada işledikleri cinayetleri mey - dana çıktıktan sonra dünya mat. Buatında isimleri insan kasabı di ye anılan ve günlerce cinayetle. rinden, kurbanlarından bahsedi - len Vaydmanla suç ortağı Milon ve metresi epey zamandır unu « tuldu. Katiller şimdi muhakemel görülmek üzere tevkifhanede bek lemektedirler. Son gelen Fransız gazetelerinde okunduğuna göre bunlardan Mi- lonun üzerinde bir seri aşk mek- tubları bulunmuştur. Bu mektub. lar Frankfurt hapisanesinden gel mekte ve Milonun orada Roger isimli bir kadınla olan aşk mace. ralarından bahsetmektedir. İnsan kasabı unvanını alan kâ- (l bu mektublara cevab vermek için hazırlanırken: «Eğer bu suçtan da kurtulur, hapisaneden çıkarsam - bir daha hiçbir fenalik yapmıyacağım, dün. yanın en dürüst bir insanı olaca. İam. Hayalımı inttzam altına ala- cağım» demektedir. İşin daha tuhaf tarafı Milonu sevdiği anlaşılan kadının, onun bassas ve iyi kalbli bir adam Ol. duğunu iddia edişidir. — nasebatı hep eski- halindedir. Fransa ile İtalyâ arasında bir an- laşmaya — varmak için girişilen müzakereler yarıda kaldıktan son- ra bunların tekrar ne vakit baş. lıyacağını kestirmek şimdi kabil görünmüyor. İtalyan gazeteleri. nin yeniden Fransa aleyhine baş- ladığı hücumlar da bunu gü Aşkca susamış bir kalbin coşkun | ; a nti köl » Belki yıllarca önün. Yazan : Fatin Fuad OÖzer geçecek zamanını,ömrünü kıska. nıyordu âdeta... Hafif dalgalı siyah saçlarının den geçen her narin, her kıvrak yücude bir türlü takılamıyan göz lerin birden bulutlanışı... Yine yıllardır hiç bir kadın te- nine sürtülemiyen ellerin, par - | makların kimbilir belki de ha - yor. İtalyan gazetelerinin sinirli nöşriyatına sebeb olarak görülen gey gudür: İspanyadaki Cumhuriyet hükü. metine Fransa tarafından yardım Maarif tayinleri Yeni liste hazırlanıyor, Ağustos sonunda tebliğ edilecek Maarif Vekâleti, bu yıl hastalık, evlenmek ve sair meşru sebeblerle bir vilâyetten diğer bir vilâyete verilecek ilk tedrisat muallimlerinin listesini hazırlamaktadır. içinde Maarif Vekilinin tasdikinden geçecek ve Kültür direktörlükleri- |— Diğer taraftan Maarif Vekâleti bu yıl müddetini ikmal ederek kı- dem zammı alacak olan muallimlere ait listenin hazırlığını ikmal etmek (üzeredir. Liste, önümüzdeki hafta içinde Vekâlet makamının tasdikine rinin bunu ele alarak neden #de. — L ni gazete ile neşrolunacaktır. Vekâlet bir taraftan da naklolunacak orta tedrisat muallimlerine nit tayin kararnamesini hazır- noksan olan muallim kadrosunu doldür- tedrisat muallimleri arasında yapılan tahriri imtihana gi- rerek muvaffak olanların şifahi imtihanları evvelki gün ve dün Gazi Terbiye Enstitüsünde yapılmıştır. İmtihanda muvaffak olanlar ağustos sonuna kadar belli olacak ve yeni orta tedrisat muallimlerimizi leri de büyük tayin ve makil kararnamesile birlikte yapılacaktır. ediliyor!. İtalyan gazeteleri Ce - li bir varlık önü ğ (Devamı 7 inci sahifemizde) Çaye varlık önünde büyük bir ihtilâç içinde bükülüşü, kıvrım - lanışı... Ömründe tek bir kadın peşin- den kaşmıya, yürümiye alışmamış! ayakların günlerce bir evin tahta penceresi önünde durmadan, din- | lenmeden çırpınırcasına hırpalanı. Şı... Ve en nihayet aşkın bütün vücudde titreyişi, ürperişi.. Feridun işte bu halde her gün kızın, Nüveyrenin evinin önünde mekik dokumıya başlamıştı. Seviyordu... Fakat.. Buna sevgi denemez... Çünkü... Çünkü herkesin bu zamanda ismini verdiği maddileşmiş his - lerden — bambaşka — bir duygu... Halk dilinde müptezelleşmiş aşk- tan çok daha yüksek çok daha ul- 4| vt bir meyti... Feridun zihninde - pergelleşen hislerinin çizdiği gayri munta - zam, iğri büğrü münhanilerle do. lu kafasını bir an olsun dinlen - dirmiye beş dakikasını feda ede miyor, Nüveyresiz, ondan uzak Liste eylâl ayı tayin- perçemlerini omuzlarında taşıyan bir başta ışıldıyan, gece bile fos. forlanmış pırıltılarile saçlarını ha-, relendiren bir çift elâgöz... Uzunca bir boyun kucakladığı bir vücud, yürüdükçe halif hafif titriyen omuzlar... Güldükçe ya. naklarını çukurlaştıran — gurüub renkli dudaklar... Ve tekmil bu evsafın buluştuğu birbirde kay. naştığı bir varlık... Nüvöyre. Ayaklarının dibi o ana kadar kaç kalbe mezar ölmüş, düdült « ları kaç ruha ölüm fısıltısını a. şılamıştı kim bilir?... Genç kızlık çağında peşinde ko. şuşan erkeklerden hiçbirine me. telik vermeyişi, hepsine karşı 1. fadsiz lâkayd çevrilen nazarları ilk defa olarak nasılsa Feriduna karşı ilkönceleri biraz ifadelen « miş, sonraları da yavâaş yavaş de. rinleşmiye, dumanlarımıya vel - hasıl bir aşk yolunun — karanlık geçidini ışıklandırmıya; kıvilerm. nun gözlerinde çakan kıvileim « ların Nüveyreninkilerde #levlen. miye başlamıştı. Bu uzaktan uzağa yalnız ba - kışmalardan ibaret sevgi tam Üç ay devam etti. Her dakikanın birbirine daha sıkı düğümlediği bir sevgi, her Edebi Roman No. 88 kir yumağı çözülüp boşanmaya başladı. — Müddeiumumiye zindanda çürüyüp mahvol- duğumu söylemiştim. Acaba tevkifhane müdürünü çağırıp: «Bir siyaset maznununu — müebbed zincir- bendler gibi taş zindana kapatmakta ne mana vardı.. Niçin böyle yaptınız?..» mı dedi. Bunun için mi tev- kifhane idaresinin etekleri tutuştu da şimdi bu bol bol ikramlarla gönlümü mü almak istiyorlar?.. Eğer, böyle ine zindardan da çıkaracaklar, demc Hele, bu sual #htiyarın gelip gidişini büsbütün uhutturdu. Zihni hep bu nokta etrafında çalışmıya başladı. Kendi kendine boyuna soruyor: — Bu kleri kim gönderebilir?. — Parayı kim veriyor?. —-İki kap sıcak yemek, bir paket alâ sigara gön- dermek kuru ekmekten sonra bir fevkalâdelik olabi- lirdi, bunu harikulâde bir mertebeye çıkarmaktaki sebeb ne?, Yazan! Etem İzzet BENİCE — Her halde, bugün bir kaç lira masraf edilmiş olmalı?. — Paralar tevkifhane müdürünün cebinden mi çıkıyor?. Neden ve nasıl bu ağır masrafı yapıyor?. — Baş efendi gönderirse, bu adam kim oluyor?. — Hem, bu taczda masrafı devam ettirebilmek için mühim bir paranın harcanmasını göze aldırması lüzım, orta kazançlı bir memur bu masrafı nasıl ya- pabilir? — Vaziyetini son derece ağır addettikleri bir maznuna birdenbire bu derece iyi bakılmasını bir türlü anlıyamıyorum, ne var?. Eğer, bir saniye, üç saniye, beş saniyo daha vak- Hi olsa bu sualler yirmiye, otuza, kırka çıkabilir! Zih- nin içi sanki bir- sinema perdesi ve.. muhakeme bir istifham şeridi! Sinemlada da tıpkı böyledir. Müşteri- nin merakını tahrik için perde üzerinde hiç izahsız arka arkasına açılan ve bir şimşek sür'atile sıralanan istifhamlar vardır. Refiğin zihninde de bundan ne fark var?. Sual yığınları boyuna, ardı arkası kesil- meden gelip geçiyor, merakını tahrik ediyor! — Acaba, yarın, öbür gün de heb bu enfes ve- mekler devam edecek mi?.. — İstievabım ne zaman!. — Mahkeme ne diyecek?. — Tevkifim, sui kasd tertibatı ile hakikaten alâ- kadar mı?, İhtiyar kahveyi getirdi, bu sual silsilesi burada tevkif etti. — Refik Bey kahveniz!.. — Getirdin mi?. — Evet.. — Hay yaşayasın be beybaba?.. Refik tabağı fincanın ağzına örtülmüş kahvevi aldı: — Beybaba bu senden mi? yoksa baş efendiden mi?.. İhtiyar sırıttı, kendine de bir pay ayırdı? — İkimizden de... — Hay ikiniz de yaşayasınız... * Refik kahvesini de içti, sigarasını da tamamladı, ihtiyar da gitti, hazım da yoluna girdi. Keyif temam, Ne tema mı, mükemmel! Fakat kafa bir türlü rahat durmuyor. Yalnız kalır kalmaz beynin içindeki istif- ham şeridi yine açıldı, perde yine kuruldu, zihin yire çalışmıya başladı; geçen günün elinde ale ile büsbütün bir aşktı bu suttağı B Nihayet göze görünmez ’ğ’ yekdiğerine bağlanmış DU ğti bi taşıyan 'bu iki vücüd Y_"y İ mehtablı bir. gecede izbe bir yolun üzerii "*:u' Beş daktka... Konuşmiyâ: mıiya ve büsbütün h% olmağa kâfi geldi. Elleri Ü, terinin avuçları ;qaııı*w,j,a ken ertesi gece deniz İ yap buluşup bir sandal gerintiki mıya karar verdiler... ği * Ertesi gece!... Mehtab.., Deniz... Birbirine kavuşan Eö! rennümü... Küreklerin haf fif suya batışı, etrafa vA ların havada billürlaşışt- gh P şıklarının denizde oy! ufuklarda dolaşan, kâh ÖL | rine takılan perişan . be lerin titreyişi ve... Geçenit VA giirli sükünetini ııaıml“’;y_ karırış gibi dudaklardan G çok yavaş bir fısıltı: p — Nüveyre ne kadar bu gece... Hayatımın FEa ilk işık yollarında beliren i) Teğl j; DEĞAR dun.., Buna inanırsın Kız cevap vermiyor. ğinik saçlarının ııınııüın"*f,b lerile düzelterek gözleriüi larda gezdiriyor... e Sanki yüzünde "W mamış bir. ömrün yuğrulmuş dakikaların 'ı', yelerini yaşıyan bir . Sararmış bir rengin Üai daşılmaz hislerin çi bir çehre... Heyecandafi h'î: lanan bir göğelin sik sik U]:,ı kışı... Söylemek- istediği lan bir tekım cümleleri % ucuna kadar getirip Or8d* mahküm eden dudaklar. p Feridun kürekleri "( Yerinden doğruluyot... ğ nin .yamna, onu dahâ .k! doya doya görmek içip V alıyor sandalın içinde. — Öyi © ana kadar munis “’ menbat olan gölgeli ıs::,g bir ümldsizlik içinde 4 yor birden Nüveyrenine —— Arkadan acı bir ıııı:;', —Feridun sokulma $' "jy Feridun beklenmiyeü W0 yp” rin doldurduğu wh"“:ıf Bi tallaştırdığı acayıb bir b Ü gi Neden yanına D Nüveyre... Üç aydır bU » ir B # gaa T A Z DU S ŞA S z aa dırdığı bir beniz.., Bir e lemiyor muyduk iklbir Yig Eski munis, sevimli mek için büyük bir SST ettiği belli kızın... vört — Daha bu akşam şumuzda... diyebiliyor — yf — Peki bundan mwş lerimiz daha üç ay © ş birinin değil miydi?. TÇ gel daha yakından seyret l detini benden esrgiy0” — Aşkımızın xuvîg':,ı’ etmiyelim — Feridun. y hiç değilse ük — bulat ya e biraz uzaktan seyin değil mi... Bu sana BIZM Ki Feridun fazla israr Tn — Peki öyle olsun--. oti ıı_l*”* » mu? Yine eei yerine larda akışına takılan reklerin tekrar kıl tekrar birbirini bulan ” Feridun bir indti hali niyar... * Nüveyre benim n"ı'; »i İster misin hemen Yüf ilenden isteyim?. Sonradan sanki mef bi kablelvukuun dudakl y Nüveyre bütün .zığw tün feragati nefsini bi kârlığını bir anda * lıştığı belli... Yik zarıyor...