(Tarihin en korkunç casusu! Para Babaları!.. SON TELGRAF — 16 Ağ tos 1938 |Her gece başlîa bir serserinin ispirto kokulu Açlıktan ölen, zavallılar (? çil dudaklarına hedef olan fahişe.. Jaltınlarınereye saklamışlar ? “"Nüzelliği ve zekâsı sayesinde evvelâ Markiz Tahtabacaktan çıkan 100 tane Fİ P| '1 l W:h’“hlrumuk devrinin İ tasuslarından biri ve di 1871 harbini kaybet. Ş €n büyük âmil olan an», 1819 de Mosko. '"hn:lı;u Babası, bir kulü- içi #biseler satıyor, zar D A SStiyordu. «Terez», Parisin P Gu ** kadınlarından biri ol | çok sefil bir hayat a %Scı.m.m çamurlar, | » hd: büyüdü. On dokuz koyadar her gece bir sarho. ,_"'H arasında yattı. Niha. İti 8 adlı bir terzi e ev- Ü he" güzel, zeki ve son de. Üğe ç" bir kadındı. Kocasını ÜÜ ç, “Stu biraktı, kaçtı. Ü * Viyanay ra Berli ya, sonra Berli. ha İstanbula; en sonra da ) Burada, kenar ma - laşıyor, tesadüf et. KA adamlarla — konu - Üf ettiği âdi adamlarla yordu. Her geceyi bir W n * Besiriyordu. bi *le biraz para topladı. Açını düzdü. Gazinolara, 9 devama başladı. Yazın e ti Rerç in gön a lünla yaşıyor, Birip çıkıyordu. san'atkârı «Tü. M ha davet etmişti. Horç, ” , de beraber götürmek Yang GD pek uyanık hafiye. Tser| kadının saraya ediler. çin pek acı 5 ©ldu. O gönden sonra Müdhiş kibar £ D Akşamları Viyaya lokantada ye- x ,;:“— Hususi apartımanı. Erada Jocası vardı. İs- ı"îı halkının dilinden L Her yerde, herkes ; K Hamgalord. Kibar ve zen- aT pi len koşuyor. »i " 4 # ör Masında «Albino dö Pa- * Marki yardı. Porte. İf aileye mensubdu. Ovarda, sefih bir de- Memleketini bırak - !.’.Slmıyı başlamıştı Y'dz Paraca sıkıntıya %;huklı idâ. Hai arın yardımile ge. * eç ERtnek teklitinde bulan 8 "vıı,ı;“lr Güsündü, bu tek. :lldı. Markiz olacak, ©. saraylara — gire- f:"u Marki kıskanç nt değildi. UKL Fakat birkaç ay &LH v N Iğtı, gitti Gider - kapı K.::'nü,,""'m bütün elmasla. Br ç LEZ ZF D £ £ £ ÖT £ F, Ç YA şı' H , 4 kımlarını alıı - * p gö utmadı. Ka B aapit Parasili yi İNGE zz urşunile öldü. ÜTT A ').,,'ğnhşh" gün bir baş. - * Si bae hın şöhreti Pa. MNR xn“*“le bırakıyordu. N"M *Henkel» ismin. 'Man Parise geldi. Blab"“m bir vazife h NOt tarafından mah Yeni usul Fransa payıtahtına gönderildi. «Paviya> bu zengin Almani da teshir etti. sasen o da Parise, ken. dini göstermek için böyle bir ka. dın arıyordu. Prusyada büyük leri, milyonarca serveti ol. duğunu söylüyordu. —aeara İki senedenberi devam eden İs- panya dahili harbi, dolandırıcılara yeni kazanç yolu açtı. Bir takım açık gözler, zeng'n ve biraz safça adamları kandırmak, paralarını çekmek için pek garip bir yol tutmuşlar, Bunlar, gözlerine kestirdikleri. adama evvelâ bir mektub gönde. larında çok mik- tarda parası bulunan banger Pr . nando dö Kortez'i kurtarınız. Bu na muvaffak olursanız hem insa- niyete hizmet etmiş, bir canı kur. Bu mektulu alan, yanıldı da cevab verdi mi yandı demektir. Zira, ikinci ve uzun bir mektup daha alacaktır: marye adalarında — bir idim. espekü- lâsyon neticesi çok zarara uğra. dim. Ve ecnebi diyara kaçmıya mecbur oldum. Bunu size tafsi- lâtile anlatmak güçtür. *Fakat, şahsi servetimi kurtar. dım, şüpheyi davet etmemek için Fransız parasına çevirdim. 1000 er franklık 1,800 bankonot olmak ü- zere tamam 1,800,000 frank param vardır. Bunları, husust yaptırdı. ğim bir sandığın dibine sakladım. «Dostlarımın yardımile — kızım ve kendim için İngiltereye git- mek Ürere bir pasaport çikarttım. İngiltereden Fransaya geçecek. tim. Fakat, ilk vapurla hareket et- mek mecburiyetinde kaldım. ya- nımda iki çanta vardı. Bunlardan birisinin astarı arasında, Liyonda hamiline tediye olunmak üzere | bir çek sakladım. Kadiko'dan gön- | derdiğim iki sandığın İlmihaberi de bunün içnde Idi. i en | «Henkel» Prusya erkânıharbi. yesinin gözü gibi idi. Tam bir sa. lâhiyetle Parise gönderilmiş idi Kendisine yardım edecek kadını da bulmuştu. Kesesinin ağzını açtı, muhte - şem bir konak yaptırdı «İspanya hududunu geçerken tevkif olundum. tabil eşyalarım da müsadere edildi. Lâkin içinde kilerin farkına varmadılar, İçinde 1,800,000 frank bulunan sandık (Lyon) da beni bekliyor. «Barslon mahkemesi benl üç sene habse ve ,00 yeçeta para ce. zasına mühküm etti. «Binaenaleyh, ne yapıb yapıb çantalarımı kurtarmak mecburi- yetindeyim. Aksi takdirde bun- ları mezada koyup satacaklar. Bir kin yüzünden koca memleketi vefmek istiy kadın! *"Çrq B dolandırıcılık! İspanya harbi'nin vesile olduğu bu dolandırıcılık şimdiye kadar görülmemiştir! Harbden istifade eden açık gözler plânları nasıl kuruyorlar? | mahvolacağım, servetim elimden | gidecek... <Hapiste bulunduğum ve pa. ram da olmadığı için size, sizin ulüvvücenabınıza mürecaat ediyo rum. Bu 7,000 beçetayı ödeyiniz, çantalarımı kurtarınız. - İçindeki çeki ve ilmühaberi alımz. Bu su. retle «Liyon» istasyonundaki san- dıkta bulunan milyonumu kurta. rınız. «Bunu insaniyet namına sizden rica ediyorum. Hem beni, hem de bir günahı olmıyan bütün gün. zzi ğği d ea aai l eee eee sonra sayılı prenseslerden oldu! Bu konak 8 milyon tranga mal oldu Bugün, Parisin tarihi bina. ları arasında muhafaza olunan bu konağın kıiymeti en aşağı 50 mü. yon franktır. «Pavia» bu mühteşem konağa yerleştikten sonra ziyafetler ver. meğe, süvareler - tertib etmeğe başladı. Salonarına Parisin en meşhur san'atkârarını, ediblerini, diplomatlarını, zabitlerini toplu. yordu. Bunlar arasında Gramon, Giz gibi dükler, Emil Jirardin, Sen Bov, Ten, Rönan, Jerom, Döla. | krua, Th. Gotiye gibi edibler, san atkârlar bulunuyordu. «Paviya» nın salonları siyasi ri- eslin toplanma mahalli olmuştu Her gece burada birleşiyorlar, konuşuyorlar, en mahrem şey - lerden bahsediy Bütün bunlar, n sus kadına ajanlık yapıyorlardı. #LMAN İSTİHBARAT BÜ. ROSUNUN ŞUBSİ «Berlin istihbarat büresu» her 1Devamı 7 iuci sahifemizde) ç n lerini göz yaşlarile geçiren ma- sum bir kızı kurtarıcaksınız. eHacizde bulunan çantaları kur. tardıktan, içindeki evrakı aldık. tan sonra kızımla beraber «Li- yön» İstasyonuna gider, sandığı alırsınız. -İçindeki paranın üçte birini, yani 625,000 frangını size terk ediyorum. Geri kalanını da Pariste, ismini büdiremyeceğim bir bankaya, namima yatırırsı. nız. 15,000 frangını da, burada ba. na yardım eden gardyana vermek üzere gönderirsiniz. «Tevkif olunduğumdan bahse- den gazetelerle müsadere olunan mücevheratımın — makbuzlarını, mahkeme ilâmının bir suretini de gönderiyorum. Para cezası 7,000 peçeta, mahkeme masrafı 987 pe. çeta olmak üzere mecmuu 11,987 | peçeta, yani 25 bin frank kadardır. Yalnız, çok rica ederim. ketum dayranınız. Kimseye birşey söy. lemeyini. Buraya gelir, parayı binlilz_ Bir çok kimseler vardır ki ser. | | vetlerile, zenginliklerile başka. Tarını rette Lırakmak, dikkıt nazarlarını üzerine çekmek ister- ler. Sonra yine bir çokları - var. dır ki zahiren servet sahibi rünürler, yahut ta kendilerin le göstermiye çalışırlar. Kıyafet- leri muntazamdır. Pantalonları daima ütülü, potinleri daima bo. yalıdır. Fakat, şöyle bir ceblerini karıştırırsanız, metelik bulamaz- Sınız, Sonra, bunların aksine bir çok kimseler de vardır ki dalma po- rasızlıktan, işsizlikten bahseder- ler. Halbbuki bunların kemerleri | altınla doludur. Fankada cari he- sabları da vardır. Geçenlerde «Perte Göşerde. de küçük bir lokantaya fakir bir a- | Gam müracaat eder, bir tas çorba ile bir parça ekmek ister ve geco- yi samanlıkta geçirmesine müsa- ade olunmasını rica eder. Bu, yaşlı ve pek bitkin, cidden acınacak bir adamdı. Lokanta sa. hibi, istediği çorbayı verdi,saman- lıkta yatmasında da bir mahzur | görmedi. Sabahleyin fakir adamı | ölü buldular. — Zavallı adaj — Bu yaşta sefalet müşkül şey... Kimsesizlik ihtiyarlık... Ne ola. cak sonu bu... Tabil zabıtaya haber verdiler. İnsanlar, en iptidaf devirlerde bile yüzük kullanırlardı. Pariste «Luvr» müzesinde, Mısırın ükk bükümdar sülâlesine mensup krallara ald yüzükler var. dır. Yüzük, 0 devirlerde kudret, kuvvet alâmeti idi. Fıraun tam bir salâhiyetle vezir nasbettiği «Yusuf» un parma « ğına bir altın halka geçirmişti. Miısırlılar, Finikeliler, Babilli. ler yüzüğü bazan sağ elerinin dör. düncü parmağına takarlar, bazan da boyunlarında dolanarak — gö- ğüslerine inen doğru sarkan bir zincirin ucuna asarlardı. Yunanlılar Romalılar sol ellerinin parmaklarını yüzükler. le donatırlardı. Herkesin, mühür hizmetini gören bir halka taşı. ması üdetti. Halkaların Üst kıs- manda bir Hâhım yahut da maruf bir adamın tasviri bulunurdu. «Silla» nın yüzük taşında ve | küs» resmi vardı. «Sezars in yü. «Venüs» « Pom - zük — taşında — bir başı — mahkük — idi. ri, çantaları alırsınız. Ötesini kı. (Devamı & ancı sahifemizde) pee> ninkinde bir arslan, «Ogust» ün taşıdığı yüzük tasında da bir Doktor geldi. Ölüyü muayene et- ti. İhtiyar fakirin koynundan 15 bin frank ile bir deste tahvil çık. tı. Bunların hebsi 50 bin franktan fazla tutuyordu. 1930 da, Dijon kilisesini ziyaret ettiğim zaman pıdan gireceğim sırada zatmış, sadaka İstemişti. Ben de 80 santim vermiştim . | Bunu hayretle isde Bir franktan aşağı sadaka kabul et- mediğini söylemişti. Dilencinin bu halini biraz garip görmekle beraber arzusunu yerine getirmiş, frankı vermiştim. Bunu, ertesi gün - dostlarımdan birine anlattığım zaman: — O daima böyledir. Hele sey. yahlardan beş franktan aşağı al- maz, Çok ta parası vardır. Demişti. Birkaç sene sonra bu | dilencinin öldüğünü, kulübesinde yatağının altında 100 bin frank bulunduğunu gazetelerde okur. dum. Bunları, hayır — sevenleri — sa. daka vermekten soutmak için yezmıyorum. Bence, ihtiyacı ol- miyanlara sadaka — verip aldat. mak, ihtiyacı olanlara vermeyip sefaletlerini arttırmaktan daha iyidir. Çünkü hakikaten ihtiyacı olanları, muavenete ve yardıma ««Stenks> vey fili blunuşordu. Romalılar bu tın yüzüklere <Annulus - sigillatus — Mühür halkasi» derlerdi, Roma şövalyeleri, «Kan» mu. harebesinden sonra uzun müddet | bu yüzükleri taşıdılar. <Anibal», Kartace ye bu yüzük. | derle dolü üç kova göndermişti. imbparatorluğu devrinde «İskendere n pro- dolar sahibi.. muhtaç bulunanları ayırmak pek güçtür. Bunların bir çoklarının az ve çok geçinccekleri vardır. Kendi- lerine sorarsanız: — Evet, ekngek alacak, geçine. cek, küçük bir kulübede otura. cak param var. Fakat gene dilen- miye mecburum. Evvelâ panamı sarfedip bifirmemek, sonra par ram olduğunu — hissettirmemek Derler. Bu adamlar paralarını © kadar gizli saklarlar Ki ancak öldükten sonra meydana çıkar. Bunlar para âşıkı harislerdir. Zevkleri para biriktirmektir. HEYKELİN KOLUNDAN DÖ. KÜLEN ALTINLAR Geçen yüzyılın sonlarında «Ro. ma> da Aleksandızıni adlı. ihti- yar bir antikacı vardı. Dükkâ- nında bir çok antikalar, heykel. ler, altın ve güm yordu. Buna rağmen parasızlık- tan şikâyet ediyordu. Günün rinde öldü. Varisleri dükkâünda para namına bir şey bulamadılar ihtiyarın zengin olduğunu, para. sını bir yere sakladığını biliyor. lardı. Dükkânı altüst ettiler, ara- dılar, beyhüde... Nihayet eşyaları kaldırmıya ka- rar verdiler. Hamallardan birisi büyük bronz bir heykeli çıkarır . ken kapıya çarptı, kolu kırıldı Bir şankırtı koptu. Haykelin ko. lundan sarı sarı altınlar dökülü - yyordu. Meğer hasis ihtiyar, para. larını beykelin içerisine doldur . Tmuş. Çıkan paralar 600 bin frank. tan fazla idi. SERVET GETİREN BAYKUŞ İngilterede genç bir talebeye amcası küçük bir evle bazı eşya Tajras bırakmıştı. Para namına bir gey yoktu. Genç talebe, amcasının çok pa- Tası olduğunu, ölmezden bir kaç ay evvel bankadan çektiğini ha- ber aldı. Bu para ne oldu? sarf mı etti, yoksa bir yere mi verdi?. Bunu öğrenmek istedi. tahkikata (Devamı 6 ımcı sabifede! üş eşya bulunu. BİR YÜZÜK ve.. BİR KRAL! Birçoklarımızın ehemmiyet verdikleri bu süs nelere vesile oldu ? Akla, hayale gelmiyen moda. yüzük modası aldı, yürüdü. Bi- dayette bir yüzükle iktifa eden erkekler, bilâhara kadınları tak. Hit ve hattâ onları geçtiler. Kadın. larla rekabet ediyorlarmış gibi ellerinin bütün parmaklarını . yal mız orta parmak müstesna - yü. züklerle doldurmıya başladılar O derecede ki parmaklarının et- leri görünmez oldu. £onraları, mevsime göre başka başka yüzükler takmak modası çıktı. Yazın, ince ve hafif, kışın kalın ve ağır yüzükler kullanılmı. ya başlandı. Bu kadın mukallitlerinin en çıl, gınlarından biri olan «Hitlegabal» bir kullandığı yüzüğü bir daha kullanmamakla temayüz etti. Ayak parmaklarına takılan yü- zükler, yalnız hafif meşrepler şuh kadınlara mahsus idi, ÖLÜM HALKASI Orta çağ hükümdarları, mühür yerine parmaklarında birer hal- ka bulunduruyorlardı. Kendilerini Adrivatik hâkimi sayan Venedik Dükaları, nişan. (Devamı Gucı sayfamızda) hdi zan di dsdninaank a ea di Odi Lilllk