Alatköprüsünden dasıl geçtim?.. Ögq,, koğuşu,tarihi Inna!aı-daı a gören kısmetli mahkümlar N ve. görüşler. %_MUR)AT KAYAHAN N gün €vvel hapishaneyi | bir eşerin kimin tarafından ya. .,,%'me. ihtilâfı bitarf anlatmıştım. Hapisha. W“'n €t fazla göze çar. l“î Şüphesiz sırat köp 'Hzımı tahta merdiven- tü Ymeti olup olmadı. h_ 'h'ıck ve kıiymet tak. | bentm salâhiyetim da- oA :g amma gördüğümü -h'leeek çağda bu. —“lıu kanaatimizi umu. N üuı; AyYar edip or- ımmde oldu. Ğ ında işaret edin bz tenkit etmek sana- KOK kimselerin bevesli ı.ı_: zamanda ihtiyatlı Beçmek tehlike- İhiç Ze aldığımızı sorar- Üyar b ir İstenbullu h,.,ş: "nh.h iğe giriştik.Teker Zi gibi sıraya dizil- İ "'au ven — mazallah | y hayatımızm sonu. kalmaktan kurtu. GS '—“X%X_“ .g “&ı T ’"4: bulunan sayın | Ai yp AY ebilirim ki hayı M âl“'!uuıl'naz müca. &, * meşgül bülü- *N Mbeh ge ! , riş fAzetesinin nam- Mkişty 1 Kendi görüşle- L.ıh""nı istediği . bel. Baksız - iddialarile ı,m işinde anlaşılmaz M ÜUnuyor, Bir kaç se. kimiyetini ve B’.N İzahatın kıyme. lar hiç şüphe- unutmuyacak. s'b."""'rıııı bilardo topu & "l Olmaması, bir ı...nn”îlv harekete Nıı tuha: D mi. *A Ssnın y a1 ;tnlrnn lar tazliN yoruz. bul edemiyece. SÜ taktir edilen pildiği, ne zaman — yapıldığı tez sahibi tarafından tesbit edilemi. yor. Eğer tezlerimizi kabul ettir. mek istersek hele böyle bir mem. leket işinde vesaikle gürüşleri. Mııııı kiremit kubbeli damında gareteciler... Mizi müdafaa etmezsek sonumuz ne olur. Sübyan koğuşu... Banliyo hat. tında çalışan küçük vagonlar bo. yunda, altı ayak üzerinde duran harap bir yer. İçinde sayısını ha- tırlıyamadığım çok kalabalık suç. lu var, Bunlar sefil bir vaziyette: Diyeceksiniz ki mahkümlara kon. forlu daire tahsis edilecek değil- ya, Evet konforlu daire tahsis ce dilecek değil amma Hikmet Ona. tın işaret ettiği gibi rutubet ve küf içerisinde hasta olmalarına da meydan vermemek lâzım, Süb- yan kağuşu küçük mahkümların | bulunduğu bu yer İstanbul için tahammül edilmemesi icab eden hapishanenin hiç şüphesiz en iyi | koğuşlarından biridir. Artık siz kötülerin? gözünüzün önüne ge. tinin bunun sebebi bazı fikir sa. hiblerinin — kabul edemedikleri gibi değildir. Mahküimları başka bir binaya nakletmekle yeni ha- | pikbane binasının inşası suya dü. gecektir. Hiç yoktan ortaya afı. lan bu tarihi kıymet meselesinde kast aramak mecburüyet haline giriyor Belki de ispat edilemiyen bu iddialar şahsi işlere bağlı bu lunmaktadır. — Hapishanei. umu minin sırat köprüsünü, harap ko. ğüşlarını bu günkü vaziyette bi- rakan sebeblerin ortadan — kalk. | ması için ilk kazmanın vurulması lâzım. Belki biraz mübalâgalı o. lacak bana kalırsa hapishadlei u- mumiyi dinamitle ortadan kaldır.. mak en doğru iş olur. İstanbul hapishanesindeki suç. lular doğrusu bahtiyar insanlar, Öyleya tarihi bir binada yaşıyan insanlar bahtiyar sayılmaz da tak simde veya her hangi bir semtte mijfkellet apartımanda — oturan. lar mı sayılır. İşte tarihi sserlerin tarihi hi- kâyest için de görüşlerini anlaşıl. mıyan tezlerle müdafaa etmek is. töyenlerin himaye ettikleri hapis- hane binası İstanbulun tarihle dolu hudutları içerisinde adım at. mâk cesaretimizi kırmıya kâfi de. (Devamı 7 inci sahifemizde) an Davası! korkunç harb nasıl başlar ve.. nasıl biter ? En büyük kan davaları «Dişe diş, göze göz ve kana kan.» yani kan isteme, kan ile intikam | alma., Korsikalılar buna evende. | ta» derler ve son derece riayel e- derler. Bir biç yüzünden çıkan bir «kan davasır bazan bü'ün bir ailkenin köküne incir diğer. Bütün bir sü. lâlenin sönmesine sebeb olur, Erkek olsun, kadın olzun veya | bir zümre olsun kan davası güddü- mü bunu gizlemez, hasmını bir pusuya düşürüp — öldürmez. Bu. kahbelik sayılır. Taarruza, haka - rete uğrıyan, maddi ve manevi za. rara uğrıyan, veya uzak yakin akrabasından birisi öldürülen has- manı bulür ve umümün muvace. hesinde: — Kendi kolla, der. Ben de ken- dimi kolluyorum!. Bu bir ilâmharb demekti. Dü külen kan mutlaka kazla temizle. nir. Faraza birişi birini öldüvdü. Ölenin cesedi, atles! veya dostları tarafından bayraklarla süsletimiş bür sediye ile evine — nakloluhur: Cesed uzakta, bir dağın başında bulunursa büyük bir matem alayı tertib olunur. Ölü bir katıra hin. dirtlir, dik durması için çenesinin altına çatal bir değnek konulur. Köyüne getirilir. Erkek, kadın, ço | cuk evin önüne toplanır, kapılar | ardına kadar açılır, cesed avluda ( bir masanın üzerine yatırılır. Ay- dınlıklar söndürülür, pencerelerin pançurları kapanır, Ve katil ce . zasını bulunciya, yanı öldürülün. ciye kadar açılmaz. Maktulün kan. l gömleği duvara asılır, intikamı alınıncıya kadar asılı durur. Karısı siyah bir elbise giyer ve | matem başlar. Köyün kadınları | toplanırlar, acıklı şarkılar, mer - siyeler söyliyerek saçlarını ya . larla, gözyaşarı dökorler, ağlar « lar. hep birden bağırırlar — Dihi Dih! Dih!, Sonra üstlerini ve başlarını yır. tarlar, arasıra erkekler de: Ohim' Ohim! Ohum!. zikt» Diye bağırıltıya iştirak ederler, Ölenin karısı, güneş batarken söze başlar, ve «kan davası» nt tavsiye dere. — Bir gün gelecek düşmanları. mın barsaklarını köpeklere ataca- Bim, etlerini doğruyacağım karga. lara vereceğim Hazır bulunanlar dağılırlar, in- tikam almak kime düşüvorsa si. Tâhını alır, köyün en yüksek te- pesine çıkara bağırır: — Di il söle ti vede, il mio pi. om bo ti-ta öca. (Güneş çıkarken kurşunumu vü. göreceksin! (Ya - cudünde *Kan davası» ilân olunmuş de- mektir. Sonuna kadar devam e . der. Tuzağa düşürmek, bir kö - şeye saklanıp öldürmek, arkadan hançerlemek... Hepsino cevaz var dır. Korsikalı kadınlar, kan davala: rına filen iştirak — etmezler. -Bu, erkeklere düşen bir vanifedir. Bu. nunla beraber kocalarını, oğul - larıni intikama teşvik ve teşçi et | mekten bir an hâli kalmazlar. Kız. | lar öntikari Alacak erkeğe vücüd- | lerini, kalblerini feda ederler. — , Korsikalı kadınlar ekan dava « sis na çok ehemmiyet verirler, | riayet ederler. Erkek çocuklarını, babalarının kanlı cesedi önüne gö- türürler. Ve büyüyünce intikamı. nt alacağına yemin' ettirirler ve: — Öldürülen bir babaya ağlan- Öldüren kim Servetini kaybeden asıl- zadenin Bakkal dükkânında cesedi bulundu Labat sokağında 50 numaralı bak.| kal dükkânımın kepekleri iki güü- denberi açılmıyor,, derin bir ses. sizlik hüküm sürüyordu. Bu, kom- şuların dikkat nazarını çekti, kas rakola haber verdiler. Komiser geldi. Dükkânın kilidi kırıldı ke- pekleri açıldı, içeri girild. Dükkünin arka tarafında sefil Cnayete sahne olan oda. Kontu boğmak için kullanılan ip. Madalyonda: Kontun son resimlerinden biri, vir odai Dört paraça eşyadan baş.| ka birşey yok. Duvarda tallar asılı, demri bir karyola. Örtüsü kaldırıldı.. Yatakta kan. İar içinde bir cesed yatıyor. Ağzına bir havlu tıkanmış, başı bir bezle sarılmış. Bir iple böğuzi sıkılarak öldürülmüş... Yerde kan lekeleri... Moktul, genç bir — İtalyandır. 1913 de Romada doğmuş, gecen ilk SON TELG AF — 2 Ağustos 1938 “>> | Türk - Efgan Aradaki kardeş dost- luğunun bugünkü tesirleri Efganistan Türkiyeden yüksek tahsil öğretmeni alacaklar.. maz, intikamı alinır!. İ Derler Grafori adlı bir kadının, kocası — bizzat -kendi — kardeşi | tarafından öldürülmüştü. Kadın binicik çocuğunu ölünün yanına götürdü. Yemin ettirdi. Çocük on ikt yaşında idi Ön öene sonra, adayı baştan başa yaya ka- tetti, Korkudan Korsika burnuna kaçan amcasını buldu, öldürdü!.. (Devamı 7 iucl sahifemizde) sonu teşrinde Labat sokağına yerleş- miştir. İsminin Kont Fransesko dö la Vil - sür - İlon olduğunu, aile sinin Romada olduğunu iddia edi- yordu, Halbuki Romada kendisini tanıyan, bilen yok. Bir bakkal dükkânı açmış ve üzerine şu levhayı asmıştı: «Bu. cada, hayat pahalılığı ile imüca — M dele olunür...» Genç kontun bak. kallıktan anlamadığı gibi müşte- rilerile de pek alâkadar olmuyor, ehemmiyet vermiyordu Dükkânın arkasındaki odâda o. turuyör, arasıra dostlarını kabul ve asaletinden, ailesinin servetin- den bahsediyordu. — Fransesko, karteğielerinin — üzerine bir taç koydurmuştu. Napolide kimyevi (Devamı Gucı sayfamızda) Ankara Şarkın kâbesidir! Yazan A.İsa Kılıç Etganistan ile Türkiye Cum « | huriyeti arasında mün'akid Saa- dabad paktile tekid ve takviye edilmiş olan dostluk —mushedesi şarkta sulh ve müsalemet yolun. da atılmış emin bur destektir. Bu gruba dahil İran ve İrak devletle- vi de bu desteğin kuvvet bulun - masında mühim birer âmildirler, Biganistan Türkiye ile dost ve kardeşgibi geçinmeğe — azmetmiş orta Asyanın on iki küsur milyon- luk nüfusunu havi bir devlettir. Emir Abdurrahman Han, Efgan | kabilelerini bir araya topladı, mü-| halif ve müstakil yaşıyan hanlık - larını harben kendi hükmü altına aldı ve arazilerini kendi yurduna katmıştı. Bu suretle ortaya yarı müstakil bör Efgan emirliği mey- dana gelmişti. Evvelce ufak arazi sahibi bulunan ve ta eski cihangir İranlı Efşarlı Nadir zamanında onun ölümü ile istiklâlini alan bu emirlik hayli büyümüştü. Bu e - maretin hanici siyaseti İngiliz ve- sayası altında ve yalnız dahili işle vinde müstakil idi. Bu emirin za. manında İskender han adli bir prens gelmiş ve Abdülâziz Hana adli bir prens gelmiş ve Abdülâziz hana Türkler hakkında Efganlı - larin sempatisini bildirmişti. Bu şiddet taraftarı emirin vefa. tından sonra, yerine tahta geçen oğlu sulhsover Habibullah Han, uzun müddet Osmanlı İmparator- luğunda ihtiyarılkamet eden şatr Mehmod Tarzinin oğlu Mahmud Tarzi Beyi vatanına davet etmiş. ©. Mahmud Tarzinin arkadaşı Bür- | haneddini Belhinin maliye nazırı Reşad Paşa nezdinde tavassutu ile 940 licadan ibaret müterakim ma- aşatını almış ve Efganistana git - | miştir. KâBtde — Mahmud Tarzi Han | (Seracülâhbarı Efganiye) adlı bir| gazete çıkarmağa başlamığştı. Bu | siyasi gazete 1911 den 1919 tarihi. ne kadar tam sekiz sene intişar et- tk Bu gazete yazılarile halkı is. tiklâl uğrunda cidale teşvik edi - yordu. Seracülahbarı Efganiye ay. ni zamanda memleketimizi bu u- zak ülkede tanıtmağa bir vesile olmuştu. Bu gazete Bâlkan harbi sırala . rında Edirne ve civarındaki Bul- gar mezalimini fasvir yollu yazı | ve resimlerle dolu idi. Bu gibi naş. | riyat üzerine Etganistan ve Hin- distan gibi yerlerden Kızılay için aneler toplanıyor ve harbe gönül. | lü gelmek istiyenler oluyordu Emir Habibullah Han, her dev-| letle dost geçinmek gayesini esas prensip addettiğinden Umumi har. sıralarında malüm cihad ilân e . düdiği halde cihada kulak asma. mış, rahatına bakmıştı. Bu emir - Liği tarafımıza imale için birçok siyasal delegeler yola çıkarılmışt Merhum saylav Bay Ubeydullah, İranlı âlim Şeyhülrcis Efendi, sL yasi müşaviri Bay S. Celâl, ve en son da Bürhaneddini Belhi Efen. di ve maiyeti. Fakat, bu son heyi tin gönderilmesinden heyeti vü. kelâ kararile vaz geçilmişti. Se . beb: Bağdadın sukutu ve yolun tehdid altına girmesi idi. Bunların bu barış sever emir nezdindeki t şebbüsleri semere vermiyecekti. Zaten bu arzettiğim zevatın te . şebbüsleri yarı yolda kalmıştı. Buna sebeb şudur; Habibullah Han, Osmanlı İmparatorluğu ve Almanlar lehine İngiüz ve Ruslar aleyhine harbe — girdiği zaman Türkiyede muvasala yolu olma - dığından insanca yardımsızlık ve mühimmatça yardımsızlıktan mah volacağını ileri sürmüştü. Evren. sel savaşta, Kürmanşah ve Heme. dan civarında Rus — kuvvetlerile çarpışan 13 üncü kolordumuzun Bgayesi Rus ve İngiliz askeri kor- danlarını bertaraf ve bu muvasak yolunu — açmaktı. Bu da bittabi mümkü nolmadı. Harb sıralarında Efgan hanedanı kükümdarisinden Serdar Mühib Han isminde bir prens gelmiş ve Topkapıda Me . eldiye kasyında misafir edilmiş we mihmandarlığına süvar kaymaka. ı Arif tayin edilmişti. Başku - mandan vekili Enver Paşa bu zatı ilkide bir züyarete giderdi 1919 Efgan inkilâbi ile şehid dü şen Eğir Habibullah Hanın ye - rine tahta geçen Amanullah Han ve Efgan nasyonalistleri İngiliz - lerle çetin bir mücadeleden sonra muzaffer çıkmışlardı. Bu Efgan istöklâl harbi idk Efgan xüel delegelerile İngiliz. ler arasında İlkevvel (Reval Pendi de mütareke yapıldı, ondan sonra Hindistanın (Mansuri) — şehrinde çetin giden barış müzakerelerine başlanmıştı. Bu şehirde Efgan Hariciye Na zırı Mahmud Tarzi Hanın riyaset ettiği heyetle İngiliz heyeti ara - sında konuşmalar çok çetin saf - halar arzetti. Bu çet'n safhalar, her iki devlet arasında ötedenberi müstakil yaşıyan - Çatral emirli- ğinden gayri - Afridi, Veziri, Me sud ve Mumen gibi kabail hakkın. da idü (Devamı 6 ıncı sahifede)