ON TELGRAF Ekalliyetler meselesi Avrupanın | bir türlü halledilemiyen mesele . | lerindendir. Umum! Harpten son- | te galiblerle mağlüblar arasında topraklar dağılırken müyonlarca nüfusun bir devletin tâbüyetin . den çıkarak ötekine geçtiği gö - rüldü. İşte meselâ Avusturya impara. | >orluğu taksim edilerek Çekoslo - | vakya devleti vücude getirilifken imparatorluğun tebaası olan Al matların bir kısmı -3,500,000 kişi. Gağruca yeni devletin, Çekoslo - Yakyanın tebaası oldu. Bugün de Avrupayı meşgul eden Almanlar bunlar olduğu gibi, Avrupada di. ier ekalliyetlerin yüzünden çıka. rak devam eden meseleler de var. dır. Çekoslovakya Almanları için mahalli idare, muhtariyet vesaire verilmesi esas itibarile kararlaştı- rılmıştır. Bunun için lâzım olan şeklin tayin edilmesi konuşulu - »yör, 21 mayısta Çekoslovakya me- selesi baş göstermiş, Avrupayı çok düşündüren bir mesele olmuş, he. le birkaç gün sulhun tehlikeye gir- mesinden çok endişe edilmiştir. Haftalardanberi cereyan eden hâ. Çeklerin tezi diseler malüm. Çekoslovakyadaki | Alman ekalliyeti mevzuu bahso. | Turken diğer yerlerdeki ekalliyet. | ler ne yapıyor? Şimdi bu cihet | kendini göstermiştir. Müzmin olan | bu meselelerin vakit vakit mey.-.| dana çıkarak ortalığı meşgül et. çilemiyecek şeyler. i yine ekalliyetlerden r. Yeni gelen Avrupa gazetelerinin verdiği malümat şa. .yanı dikkattir. Çünkü ekalliyet meselesi yalnız Çeko'ovakya için | Bu, onun narası, Odayı oldu. Refik de içiyor. Üst üste, Dolı di. Kendini koyuverdi. Pürneş'e! — Tahir Ağa rakı getir. — Emrederler... di. Kendil Pür neş'e: — Yaşa Refik.. koyüverdi. kolunu bir kement gibi alıyor; du Belki de memnundu!.. Rakı bu, cın gelmiye başlamışdı. — Nimet bir kadeh daha — Yetmez mi artık?, — Yetmez. »- H-vrti öyle olsun.. Ver. ç ». Çekoslavakyada geçen haftaların heyecanlı günlerinde kendinden — geçiverecek, Belli. Fakat, rakı ti, Rakı ister, Rakı!. Yeni bir şişe. — Tahir Ağa rakı getir... — Emrederler... Nimetin sarhoşluğu tuhaf. Delişmen kadın gev. Bitti. Rakı ister, Rakı!. Yeni bir şişe.. Nimet'n sarhoşluğu tuhaf, Delişmen kadın gev. Dedikçe, genç muharririn iri, tüysüz, sarışın ba- , dudaklarına getiriyordu. Refik'de itiraz yok. landıkca pire deve görünür; en çirkin en 4 Temmuz 1935 değil, Almanya için de vardır. Al- manyadaki Lehler namına bir he. yet Almanya Dahiliye Nazırı Dr, Firiki ziyaret ederek Lehlilerin is. tediklerini söylemiştir. Mülâkat uzun sürmüştür. Neticede bir teb. liğ neşredilerek Almanyadaki Leh li azlığın idaresi etrafında görü - şüldüğü bildirilmiştir. Lâkin da. ha ziyade birşey söylenmiyor. Al. manyadaki Lehliter için müsaid bir politika takib edileceği anla - şılmakla beraber bunun ne ola- cağına dair harice kat'i malümat verilmemiştir. Berlin ile Varşovanın münase - batı iyi olduğundan her vakit bahsedilegelmiştir. Varşova hükü meti Orta Avrupada müessir oi - makla beraber bitaraf bir politika takib ederek münasebetleri Te etmek istemektedir. Lâkin Âl- manyadaki Lehli ekalliyetler bah. | Si kurcalandıktan sonra iki tara. fın münasebatına bir başkalık ge- lecek mi, gelmiyecek Bunu möselenin takib edeceği bundan sonraki safhalar — gösterecektir. Orta Avrupa işlerinin etrafında ahüratı söylenecek şeyler arasnda bundan sonra ekalliyetler meselesi - yine | birinciliği almış olacak görünü - yor. Çekoslovakya meselesi artık eski gerginliğini kaybetmiştir. İntihabat gürültüleri artık bitti ve ehemmiyetli denecek, yürekler oynatacak yeni hâdiseler çıkma - dı. Henlayn'in arkasında bütün Çekoslovakyadaki Almanların bir | leşmiş olduğu söylenirken bir | taraftan da Çekoslovakya devleti. | ni teşkil eden diğer mühim unsur ! Çabuk sar. u dizgin Çekler hazırlanıyorlar.. Askerlik müddeti üç seneye çıkarılınca kuvvetli ordu kurmak kabil olacak mı ? 300,000 kişilik ordu!. Arta arta Avrupanın sulh kuvvetini daima koruyabilir mi ? İki Çek komutanı lar, Slovakların muhtariyet iste. dikleri bahsi çıkmıştı. Bu çok şa- yanı dikkat köylüleri muhtariyet hareketine karşı dayanmışlar, devleti küv - vetlendirmeğe hizmet etmişlerdir. Prag hükümeti Henlayn ile ko - nuşmaktadır. Yeni gelen Avrupa gazetelerinin verdiği malümata göre müzakereler devam ediyör, Artık Çekoslovakyanın 5: ğinden vazgeçildiği gibi na çağırılmış olan — ihtiyatlar da evlerine, tarlalarma, işleri başına fade edilmiş oldu. Çekaslovakya matbuatında, si - yasi fırkalar arasında münakaşa. lar başlamıştır. Alman ekalli; nin alacağı idare şekli ne olacağı meselesi bütün Çekleri, Slovakları ve diğer ekalliyetleri de meşgul etmektedir. Herahlde devletin is- tiklâli İle aykırı olacak herhangi bir şeklin kabulü mümkün gö - rülmediği gibi verilecek hakkın idu. Fakat Slovak yalnız Almanlara münhasır kal . mamak, diğer ekalliyetlerce de is. tifade edilmek keyfiyeti vardır. İşte bu mevzu eli da Çekoslo. vakyadaki siyasi mehafil, matbu. at, efkâtı umumiye şiddetli bir alâka göstermektedir. Alâkadar . larla müzakereler netlcetenmeden daha bu hususta kat'i birşey söy- gçıkan rivayatler Çiftçi fırk gazetesi olan Venkof gazetesi ma- nalı bir yazı yazarak diyor ki: Ar. tık herşeyin değişmez - olduğunu (Devamı 7 inci sahlfemizde) sının Edebi Roman — Çek.. — Yatı No. 34 — Aferin Nimet, gözüme girmeğe başladın.. — Evet. Böle olmalı. İçkisiz keyf on para etmez.. Fazlası fazla idi. Nimeti hem şımartıyor, hem - deli daklarını çe Gözler bu - güzel kalmaktı! sgarı kadın, Refiğin zorudan gözleri dö- nünce birden bire yerinden kaltı. Soyundu. Bu te- peden trnaga soyunmak, çısçıplak, anadan doğma Bu halinde Nimeti düşününüz: Salkım salkım etleri, iri kemikleri, kos kocaman vücüdün, suratın, çiçek bozuğu yüzün, kat kat gerdanın, yal- tablalı u! Fakat, Refik.. ser nız güzi gözlerin manz: hoş Belik, içli Refik, kendini mukadderatın cerya- nına kapıp koyveren Refik dinler mi ya?. - Enfes... Oh.. Oh.. şöyle yanıma gel şekrim... Diyor; Nimeti bu üryan halinde huriler kadar güzel, , melekler kadar nurani görüyordu, Ve tam serhoştu! Pullar kralı Alıcı bulamadı. *Pullar Kralı», aid bir puldur. Bu pul geçenlerde Berlinde müzayedeye çıkarılmışlır. Dün - yanın en kıymetli puludur, Ve az mevcudu vardır. Buna sebeb, tahı olunduğu zaman üzerindeki ya- | zılardan birinin yanlış olduğu an. laşılmış ve tabına nihayet veril . miştir. Tedavüle ancak birkaç ta. nesi çıkmıştır. Berlinde bulunan pulun sahibi 25,000 mark istemiş. Fakat müş . teri bulamamış. — «Pullar kralı» Landrada mezada konulacaktır. Moris adasına . Soja Yeni bir sebze Âlimlerin' söylediğine bakılırsa gelecek devirlerde yenilecek seb. ze ancak budur, Soja... Bu yeni sebze, 17'inci yüz yıl. da patates, nasıl dünyaya yayıl. | dıysa Soja da öyle yayılmcak, u- mumf gıdayı teşkil edecektir. Soja, Mançukoda yetişmekte - dir, Bazı yerlerde «Çin bezelya. sır, bazı yerlerde de «yağlı fa. Sulye» denilir. | Besleme hassası çok yüksektir. | Bir libre Soja iki libre ete ve | bir libre una faiktir. Japonlar bununla'Sho-You de. dikleri salçayı yaparlar. Alman. | lar umumi harbden leri muhakka | sülyeden pilıyor ve ucuza maloluy zacılar da, şeker hastalığı müp. telâlarına mahsus bir nevi mek yapmaktadırlar. Meşhur Ford, geçenlerde — bir gazete muhabirine: eyakın bir â- tide otomobillerimi Sojadan ya. pacağım...* demişti, Anlaşılan bu yeni sebzeyi ta lere nasib olmıyacak... Çünkü bu fa- , sinem i ek - nımak bi o Beraber ;Beğulan kadının katili ransada, —Burj civarında, Berti kanalında — Ali Leş adlı bir kadının cesedi bu. lunmüştüur. —» | ta nsonra 37 yaşlarında Leon Jiro adlı bir jandarma ile yaşıyardu. Bu jandarma geçenlerde kırk gün hapse mahküm laya geldiği vakit ef lak ve çamur ve sorguya gi | Leon ifadesinde: Bir gece ev. | vel dostu beraber bulunduk. | larını, kadının ümidsiz bir halde kendisine: «Beraber ölel: de. | ğini söyledikten sanra ilâve et. miştir: Ve beni suya Bu kadın, kocasından ayrıldık. ı Yazan: Etem İzzet BENİCE Fakat birden Retiğin zihninde yeni hareketler belirdi. Ferhunde gözlerinin önünde birdenbire di- ahrir müdürü ile kavgası hatırası da canlandı! Acaba Ferhunde şimdi ne yapıyor?. Bana ne rildi; diyor beni düşünüyor mu? diye daldı. İki saniye.. Üç saniye.. Nimet bu dalgınlığın yine he. men farkına vardı? — Ne oldu Sonra, Refiğin di. — Kaldır şu başını.Düşünme... Ot canımı yaktın Nimet!. — Ne oldun yinet?... k?,. — Bir şey olduğum yok, Sana öyle geliyor. Ferhunde Hanımı düşünüyorum... Deme de, Jandarmanın iddiaları kabul edilebilir mi nasıl cezalandırılmalı ? an saçlarından tutu, başını çek. ile, fakat, ciddi: gu HİKÂYE KONTURAT Yazan : Halil Bedi Fırat Kıvrak kadın anlamamış gibi tatlı bir gülüşle onun yüzüne bak. t, Fevzi Cemil yalvarır bir sesle ilâve etti: — Bu gece odanızı kiralamak istiyorum. Beni her halde sokak. ta bırakmazsınız dedi. Kabul et. tiğinizi pencereye asacağınız kâ- Bdla anlıyacağım Feride... Genç kadın — gözlerinin içine kadar — kızarmıştı. Bir — hayal gibi Fevzi Cemilin kollarından sarılarak köşke - girdi. Ayın on dördü idi.. İlik, durgun ve sevgi dolu bir Bgece... Fevzi Cemil bahçeye dön. dü. Feridenin odazına yakın bir çamağacının altına oturdu., Saat on biri geçiyordu.. Ümidsizlik bağ. fıhi neşterliyordu. Güzel dulun odası hâlâ karanlıktı.. Birkaç sigara içti.. Saate bak. tı. On iki.. Ümidleriboşa çıkmıştı.. Onu hakikaten seviyordu.. Bir sigara daha yaktı. Kederli, köşke dönü- yordu. Tam o sırada Feridenin o. dasındaki elektrik bir lâhza yan. mıiş ve Fevzi Cemil pencerede bir. beyaz küğıd görmüştü.. Sevinçten az daha aklını oy - natacaktı.. Hızla merdivenleri çık- irkaç — dakika inündeydi.. Onu bir iki de. fa fiskeledi. Kapı açıldı. Gözleri. ne inanamıyordu. Sanki bir hayal âlemindeydi. kadın bi güzeldi.. Ona tedemiyerek sonra — ka - | fevkalâde f arzuyu zap- yordu. Omuz başlarile, göğsünün dol. gün kısmını / örtemiyen pembe ipekli tuvaletinin filizi garnitürü mermer gibi beyaz ve cazib cudüne iştiha verici ve hakikaten | baş döndürücü 'ir güzellik veri. yordu. ölelim — ? ; kamdan kendisi de atıldı. Ben yüzerek çıktım. — Dostunuzu kurtarmıya te . şebbüs etmediniz mi? — Hayır!.. Jandarma, bir gün sonra yeni- den sorguya çeki'miştir. Hükü - met tabibi, fethi meyit ameliya. tında kadının cebren suya daldı. rıldığına dair bazı emmareler görmüştür. Katil jandarma tev- kif olunmuştur. Halk, kâtilin nasıl cezalandırı. Tacağını merakla beklemektedir. Üç yüz seksen mektubda fmden, katilin mu. hakkak idama mahküm edilmesi istenmektedir. imza taşıyan bir — Ayol kendin — Ne zaman?. — Bugün... — Sahi söylüyoru Sarhoşluk sır tuti Genç adam bu bir içim su gibi halefinin şaheserini bir an evvel kolları arasına almak için çırpı. nıyordu.. Elini söndürmek — için elektrik düğmesine uzatıyordu ki Feride kolunu tuttu: — Af buyurunuz. Bu bir alış. kanlıkttır. Odalarımızı kunturat. sız kiraya veremeyiz dedi.. Ve bir zarf uzattı.. Genç adam bir Iâhza durakladı. Sonra onu süratle açti. İçinden çıkan bir kâ. Bıdıi oküdü. «Bayan Ferideden bir senelik kiraya karşılık yüz yirmi lirayı aldığıma dair tenedimdir.> Bir lâhza düşündü. Sonra için- den — Adam sen de. Niye söz bir Allah bir. Cebden para çıkmıyor ya dedi.. Ve kâğıdı imzaladı... Aradan günler geçti. Bazı er . kekleri bir bezmi vuslat ihtıras . larını unutturacak kadar değiş . tirir.. Yine bazı kadınlar bir zifaf- la erkekleri kendilerine müebbe. den bağlarla. Fevzi Cemilin bu son macerası ikinci dereceye bağlanmıştı. Ar . tık onu iyiden İyiye seviyordu... Bir genç kız alsa belki bu kadar mes'ud olamıyacaktı.. Günlerce düşündü. Nihayet Fe. ride ile evlenmeğe karar verdi. Fakat genç dül izdivac teklifini bir iki defa reddetmişti.. -Fevzi Cemil srar ediyordu. Nihayet bir akşamdı. Genç a - dam odasına girdiği zaman masa. sının üzerinde bir zarf buldu., Feridenin yazısını tanımıştı.. söyledin! — Maaimafih, ben onu düşünmüyorum, Büsbü - tün başka, Hem, onunla hiçbir alâkam yok ki... — Uydur bakalım... um. Akşam da anlattım ya... — No düşünüyorsun öyle ise... maz. Ketum olmak için sarhoş olmamak lüzımdır. Taş çatlasa söyletir: —Net?.. müdü: — Niçin?... — Senin için. Bir saniye... Evet, — Gazetede küçük bir mesele oldu da... — Hiç canım... Ehemmiyetsiz... Tahrir heyeti ile biraz atıştık... Benim için mi?. İnsan ne kadar sarhoş olursa olsun, eğer sızma- tındaki coşkunluğu kı Jenip toplanıverir! — E, niye duruyorsun söylesene... — Değmez, mişsa, kendine ald bir bahis oldu mu hemen gidişa. açıverir ve akıl saniyede der. — Hayır... Hayır... Söyle. — Sekizde sana yetişmek için yazılarımı bitir. dim. Çıkıyordum. Fikret Bey yeni bir yazı verdi. Vaktim olmadığını söyledim. Kızdı. Ben ona söy- — Sen Ferhundenin ismini nereden biliyorsun?, lendim, o da bana söylendi. Açtı. Okudu. Pevzi: «Benimle izdivac etmek için 1s- rar ediyorsun.. Olabilir. Fakat gü. | zelsin. Üstelik servetin de var, Bir genç kızla evlenebilirsin. Ben kim. sesiz bir dulum, Senin hayatın bir çok maceralarla doludür. Günün birinde beni de pek çabuk unuta. bilirsin.. Sevgine inanmıyor de . Hilim, Fakat beni — düşünmen lâzım. Eğer muhakkak evlenmek istiyor. san mektuba ilişik kâğıdi imzalar şu adrese gönderirsin. Ben birkaç gün için İzmite gidiyorum, Selâm. lar.. «Ferider Mektubu bir kenara koydu. İli- Şik kâğıdı okudu.. «Bayan — Feride Jle evlendiğim takdirde Suadiyedek! köşkümü ona bağşılıyorum..» Kâğıdı birkaç defa okudu. Evir. . di, çevirdi" Sonra kendisini yor . gun bir halde koltuğa salıverdi. Gede sabaha kadar uyumadı. Düşündü. Düşündü. — Ferideye yavaş yavaş hak veriyordu. Dul kadın doğru söylüyordu. Macera. ları çoktu. FPakat onu hakikaten ciddiyetle sevdiğini nasıl inandı- rabilirdi.. Bu asırda hakiki aşk var mıydı? Kırk günlük gelinler bile çok sevdiklerinin ufak bir parasızlıklarını görseler kaçıyor. lardı.. Parayı ararken nice nice kızlar ve kadınlar hakiki servet . lerini kaybediyorlardı. , | — Saat ikiyi geçiyordu. Uykusuz. Tük onu dehşetli bırpalıyordu, Bir sigara daha yaktı. Ortalığı dinledi. ———— ——— 'a ) Ses yok. | — Çok sevdiği kadın yuvasından | uzaklaşmıştı.. Biraz daha düşün - dü. Sonra elektrik lâmbasımı sön. dürürken şezlonga uzandı: — Adam sen de. Köşkü bağış - lamakla cebden para çıkmıyor ya, Yine söz bir Allah bir.. dedi.... Bir hafta sonra nikâhlandılar.. Gürültüsüz bir düğün yapacak . lardi. En yakın eş ve dostlarını akşam yemeğine çağırdılar..” Eğlendiler.. Geceyarısı köşk de. rin bir sessizliğe kâvuşmuştu. Ka. rısı Fevzi Cemil Beyi hazırladığı odalarına götürdü.. Annesini yok- lamak bahanesile onu yalnız bıra. karak aşağıya indi.. Genç adam odaya girince masa. nın üzerinde duran bir zarf gö - züne ilişti. Onu açtı. Bir mektub ve bir de köşkü bağışladığına da. ir kâğıd çıktı Satırları bir yudum. da içer gibi okudu: Fevziciğim.. Seni ben de çok - seviyordum. Fakat vaktile verilmiş bir sözüm (Devamı 7 inci sahifemizde)