Spor çalışmaları Spor İşlerimiz için 4 senede 2 milyon lira harcanacak ! Her vilâyete bir (spor sahası) , Kop, Elmadağ. ve Uludağda da türlü spar ti yapılıyor Sporun memleketimizde team. | müm ve inkişafı ijin Büyük MIL | let Meclisinin son toplantısında | kabul edilen kanun, gençlerimiz | ve bütün halkımız tarafından bü- | yük alâka ve seviçle karşılanmış. | tır, Diğer taratftan kanunun emret. ı tiği hususların tatbikine başlanıl- | masi için hazırlıklara geçilmek | üzeredir. İ İlk faaliyet, 4 seneye taksim o. lunmuştur. Evvelâ spor sahası ol. | mayan vilâyetlere muhakkak bir | spor sahası yapılacaktır. - l Şimdiye kadarki mesai ile vilâ- yetirden Afyon, Aydın, Bursa, Diyarıbakır, Edirne, Eiğziz, Eski. şehir, İzmir, Karşıyaka, Kastamo. nu, Kırklareli, Kocaeli, Konya, Kütahya, Manisa, Muğla, Samsun, Adana, Sivas, Tekirdağı, Trabzon, Zonguldak. Kazalardan: Bandırma, Ayva- hik, Nazilli, Eyüp, Beşiktaş ve ay. yıca Fenerbahçe, Mecidiye köyü gibi yerlerimin sahaları alınmış. tır. Bunların beynelmilel teknik ölçülere uygun olarak hazırlan. malarına başlanmıştır. Şimdiye kadar bu bir yıl zarfında yani 1937 . 1838 seneleri arasında sırf bu sahalar içinde sarfettiğimiz pa- raların miktarı 413 bin liradır. Bu yerlerden başka Kop, Elma- dağ, Uludağ ve daha bir çok dağ- larda kış ve kayak evleri tür! spor tesisatı yapılacaktır. Bunlar; iki milyona baliğ olacak bir mas. rafı istilzam etmektedir. Bu mas- raf dört seneye taksim edilecektir. 'Dört sene sonra bu vilâyet ve ka. zalarda yüzme havuzları, tenis kortları dahil olduğu halde tam teşekküllü spor sahaları tamam- Tanmış olacaktır. Bu meyanda di. ğer yerlerde de spor sahaları ha- zırlanmağa başlanacaktır. Haik san'atkârları arasında Bütün âzaların mecburt vazife başında oldu- ğu bir günde kengre yapılır mı ? San'atkâr Naşld tulüat tistlerinin dilek ve arzularını tesbit ederken kimsenin tanımadığı bir teşekkül peyda oldu ! Bugün Beyoğlu Halk Evinde bir | kısım . tulüatçıların tanımadık!. (Tiyatro sanatkârları birliği) ve | Beçen hafta ekseriyet olmadığı lçını | Yapılamıyan kongresini aktede- tektir. Bu cemiyet işinin ihtilâflı olduğu, —Halk - sanatkârlarının, kendilerini bu teşekkülün temsil edemiyeceğini ısrarla feri sür. dükleri malümdur. Bir senedenberi faali e bu. =m halde bugün 'Ş'Ğİ kan. in! yapacak olan (Tiyatro atkârları birliği) bu(î,unalskığ; | Naşit olduğu halde kimse tafafın. dan tanınmamaktadır. Hşlbukt bu köngre ile cemiyet rezmen te. gekkül edeceğini iddia eylemekte. dir. Geçen pazar apılan tolantıda, bir gazete halk sanatkârlarının himayesi için İstanbula gelen Ra- #id rızanın da bulunduğunu yaz- mıştı. Halbuki bu münasebetle Malümatına müracaat ettiğimiz | tadı Naşit | | | yazsınlar, bunları | topla bana ver» dedi. ) Beyoğlu Halk Evinde yapılar | toplantıdan kerdisinin haberi bile yoktur. Biz Raşit Rıza, Behzad, Şadi ve ben geçenlerde toplandık. Halk sanatkârlarının himayesi yo. lunda yapılacak işleri kararlaştır dik. Yaksa bu cemiyetten ve faali. yetlen kimsenin haberi yoktur. Pazar günü kongre yapmak, tah. maln edeceğiniz gibi manalı bir ga- W yeye matuftur. Malümdur ki, Pazar günleri bü. | ü | dir. Bu yüzden kimse gidemiye- cek, nizamname mucibince ekse. riyet olmasa bile intihap yapıla. cağı için yine ayni adamlar Iç başı a geçecekler, kendi kenditerini seçecekler demektir. Pazar günü bütün tiyatrolar fa. aliyettedir. -Herkes reyini kulla. nabilmesi, ükümetin bu sanatkâr. lara elini uzattığı bir zamanda kendilerini temsil edecek iyi bir cemiyete sahip olabilmelerini te. min için köngrenin adi bir günde yapılması doğru olur. Amele ve Usta Aranıyor Mahsul zamanımın yaklaşması münasebetile İstanbulda çöpçüler ve bazı seyyar satıcılar gibi köy- lüler ve İzmir, Zonguldak gibi şe- | hirlerimizde de; bir çok ameleler; işlerini bırakarak köylerine git | mişlerdir. Bu sebeple açılan yerlere yeni | ameleler aranmaktadır. Ezcümle İzmir vilâyeti;; dün; vilâyetler meyanında vilâyetimize de baş vurarak şehirde fuar ve yöl Inşaatında çalıştırılmak üzere amele ve ustaya ihtiyaç olduğunu bildirmiştir. Arzu eden ustalar ve ameleler; İzmir belediyesine müracaat ede. rek iş bulabilirler. Ayni veçhile, Zonguldakta: bazı ; işçi aranmakta. madenler için dır. ELİ GÖNLÜM YAZAN |— NUSRET SAFA COŞKUN ] — EDEBİ ROMAN: Ili O da; «rahatsız ederim, vadinde bulundu. Hakikaten sözünde durdü. Bir gün babamı ziyaret etmiş. Bu zi- biribirine, yaret onları bamı ona & olacak ki, bu akşam (i eve yemeğe davet etmi Bu akşam bize yömeğe gelece- Üi haberini biz müjde gibi kar- gıladım. Gündüzden * babama uğramış. Beraber geldiler. Tomrisi, babasını, Sanihayı ça- Bomıştik. Üç genç kızın zevki bir araya gelince ne olmarz; bahçeye enfes Babamla Tomrisin babası ye - mekten evvel birkaç kadeh içti - ler, O içki kullatımıyordu. Tomrisin babası onu İstanbul- gı iken tamıdığında ısrar ediyor. a — Hatırlıyor musunuz Beye fendi; sizinle tanıştık. İmkânı yok, hafızam beni aldatmaz. Kuv. vetle eminim ki Tanaşın meyha. mesinde zâti âlilerine takdim e . dilmek şerefini kazandımdı. Ragib Hulüsi Bey arasıra tek. rarladığı bu iddlayı gülümsiyerek dinliyor: — Yanlışınız var.. benzetiyorsunuz Ceyabını veriyor. her balde e Polis mektebine | Girmek isfiyenler Çoğalıyor ! —| | Teşrinievvelde 62 1Inci | de ine başiyacak olan bu mektebi bitiren- lere 20 lira asll maaş verilecek Beşiktaşta Yıldızdakt polis oku- Tunun 52 inci devresine stajyer a. Hnacağını yazmıştık. Her şehiri. mizde Emniyet Müdürlüklerine mütcaddit gençler müracaat ede. Tek bu mektebe yazılmak istedik- lerini bildirmeğe başlamışlardır. | Yüksek şeref taşıyan ve Cüm. huriyet içerisinde çok kıymetle. nen zabıta teşkilâtımıza Lise, Orta mektep tahsili gören ve yabancı dil bilen gençlerimiz tercihan ka. bul edilmektedirler. Kayit muamelesine şimdiden girişilmekle beraber; mektepte derslere teşrin evvelde başlanıla- caktr. Her yolda istikballeri düşünü. len ve temin edilmekte olan bil. gili ve vrimli gençlerimizin de. Berli zabıta teşklâtina dahil ola- bilmeleri şayanı memnuniyet gö rülmektedir. Lisan bilen gençlerimiz tercihan kabul edileceklerdir. Polis mektebinden mezun olan. lara ilk defa 20 lira asli maaş veri. lecektir. ——— — * İlk okul öğretmenlerinin de umuümt Mmüvazeneye alınmaları tedkik edilmektedir. * Ankara İ.ımrlpışa)hı ensti. : tüsü müdürlüğüne Beyağlu akşam | kız san'at mektebi müdürü Ba. yan Ayşe tayin edilmiştir. * Dün şehrimizde sütten iki ki. gi daha zehirlenmiştir. Her Halkevi bir kütübhaneye sahib oluyor Yeniden bir çok Halkevlerin- de kitab sarayları kuruldu Şehrimizde — mevcud — tekmil | «Halkevlerir nin birer kütübha . neye sahib olmaları için başlanan çalışmalar neticelenmiştir. Ez . cümle Fatih ve Kadıköy Ha)kev- lerinde birer külüphane tesis o. lunmuştur. Fatih Halkevı Düşünmek - lözimgelirse. — içki kullanmıyan bir odamam meyha. nede ne işi olabilirdi? Lükin bu ısrar da tuhaf Aeğil mi idi? 'Tomrisin babası, kendisine mu. harrir, hattâ bir gözetenin müdü. Tü olarak takdim edildiğini söy. düyordu. Suad, meslekten çekilmiş bir mu. allim olduğuna göre Tomrisin ba. bası yanılmıyor demektir Maaha. za bu tahminin onu sıktığını fark ettim. Ve üzerinde durdum. Yok. Sa hakiki şahsiyetini saklıyor mu idi?. Yemek çok neş'eli geçti. O az konüşüyor, daha zivade dinlemeyi tercih ediyordu. Benimle yakından alâkadar ol. ması Saniha ile Tomrisin gözün. den kaçmamıştı, Tahsilimin dere. cesini, hangi mekteblerde oku - duğumu sormuştu. Hınzır Tom. Ti kulağıma eğiliyor: Bir de Türkçe kursu | mek de bilmem bizim bakkımız | Basın birliği kanunu, gazeteci. ler için birçok dilekler vadediyor. Kuvvetli gazete müesseseleri. olursa Türk matbuatında da inşa.. allah ideal kuvvette ve relahta, elemanlar olacak. Gazete sahibi kazanacak,. mu. | harir kazanacak, sigortalar, teka. | üitlükler, yüksek refah şartları te- | essils edecek, bügüne kadar gelen. | atırablı sahnelerden iz. ve eser. kalmıyacak. Basın Birliği bütün bu güzel vaitler arasında muhar.. rirlerin daha çok olgunlaşmasına hiz vermek için, kurslar açmayı. da vaad ediyor. muharriri isteni. len hedefe ulaştırmış ve ulaştır. | makta bulunan bütün bu tedbir. ler arasında açılacak kürsa en başta bir müderris İlâvesini iste. | olur mu?, İstediğimiz bu ders, adına: .— Türkçe ; : Dediğimiz derstir. Doğru yazı yazmayı, doğru söylemeği temin edecek ders. Zira, bazı gazete. lerin ve bazı muharrirlerin yazı- Yarında ve koydukları ser levha. larda öyle garip şive, gramer ha. taları görüyoraz ki, bunu istemek- te kendimiz için bir hak tasavvur ediyoruz. Muharririn, en başta bütün hak. Tarı kurtarılan ve korunan muhar. ririm ilk meslek malzemesi: — Türkçedi Türkçeyi bilmeyen muharririn ne kazanç, ne okuyucu yoksullu- huğunu ise ne kanununun; ne bir. g Müreffeh —muharrir, kendi Hiyakatile yaratan hüvi < yettir. Geride kalanlar hep vasıtadır. BÜRHAN CEVAD hatini bozması Geçenlerde gürültüyle müca - deleden bahsetmiştik. Son zaman. larda bu mücadeleye ehemmiyet verilmiyor. Kadıköyünde Mühür. darda oturan bir akuyucumuz - dan aldığımız bir mektubda şu sa- tırları okuduk: — Her sabalı saat yedide, ka - pimizin önünden bir araba geç - mektedir. Arabanın — tekerlekleri demirden olduğu için her geçtiği sokakta büyük bir gürültü çıkar- | maktadır. Bu gürültünün yüzün. den uyumak mümkün - değildir. Halbuki bu saatlerde, seyyar sa - tıcıların nara atmaları yasaktır. Fakat demir tekelekli arabaların çıkrdığı gürültü, bu nara sesin - den daha az değildir. Demir te- kerlekli bir arabanın, bütün ma- halleyi uykudan uyandırmağa ne hakkı var?» Bu satırları okuduktan sonra, sayın okuyucumuza hak verdik. Fakat şehirde gürültüye sebebi - yet veren demir tekerlekli ara - balar değildir. GRAMOFON SESİNDEN KAÇAN BİR PROFESÖR Göçenlerde bu semtlerde otu - ran bir profesör gramofon neşri- yatından dolayı, bulunduğu evi terketmiştir. Geceleri evinde ki. tab okumak mecburiyetinde olan bu profesör yanıbaşında bulunan bir kahvenin plâklarından pek ra. | hatsız olmuştur. Sabahtan ak - şama kadar aynı havaları çalan, kahveci, nihayet profesörü ma - halleden kaçırmağa — muvaffak olmuştur. müş ve her gün saat 14 den 21 e kadar herkesin faydalanmasına açılmışır. Resmimiz, Fatih Halkevinin ye- ni kütüphanesini her akşam dol. dura nkalabalik geçlerden - bir grupu mütalea esnasında göster. ÇOCUKLAR VE GRAMOFON Mahalle aralarında, hangi saat. lerde gramofon çalınır? Bunu da belediye dairesi bir talimatna - meyle tesbit etmelidir. Halbuki bir kahvecinin sabaktan akşama kadar ayni plâkları çalarak, hal- kı rahatsız etmesine hakkı yok « tur. Bu lüzumsuz gramofan neş - riyatı, halkı, müzikten soğutmağa da sebeb olmaktadır. Açık saçık halk şarkılarının mahalie arala . rında çalınması da, çocukların terbiyesile de alâkadar bir iştir. Küçük — çocuklar, bu şarkıların içindeki açık saçık cümleleri pok mükemmel bir surette zaptetmek- tedirler. Şüpbesiz ki müzik kültürü ço. cukların — terbiyesine en büyük hizmeti —ifa eden bir vasıtadır. Halbuki kahvecilerin gramofon . ları yüzünden, çocukların terbi « yesi bozulmaktadır Sinemalara küçük - çocukların girmesini yasak ettik, Fakot evi - 'nin penceresinden bakan bir ço- cuğa, bu açık saçık şarkıları din. mektedir. - Oh. gözün uydın.. abayı yak. t galiba!. Diye takılıyordu. Yemekten sorira kahveleri içer. ken bir edebiyat münakaşasına daldik. Müharrirlerden ve romanlar « dan bahsediyorduk. Ona, bol bol okuyorum, dediğini hatırlatarak '€n çok hangi muharrirleri ve han. gi eserleri sevdiğini sordum. — Hiç bir tercih yapmam.. eli. me ne geçerse okurum! cevabini verdi Suad Sadinin rumanlarımı nasıl bulduğunu sordum. Dudaklarını büktü; — Garibdir, İlhan Hanım.. ben bu müharririn puk az kitabını o. kudum. En son çıkan «Bu da bir aşk masalır islmli romanı için en iyisi, en kuvvetlisi diyorlar. Hal. buki ben hiç beğenmedim. Bir . hayli-sakat tarafı var, Siz nasıl buşuyovıuınx!_ Jetmemek için ne yapmalı? Benim, Suad Sadinin eserlerini ne kadar çok sevdiğimi bilirsin! — Çok beğeniyorum! — dedim. Güzel yazıyor, kıvrak bir üslübu “var. Sonra mevzuları daima ha . yattan alınma.. Güldü. Bu öyle bir gülüştü ki, mânasını çözemedim. Zevkimle alay mı ediyordu. Yoksa, üslübunu kıvrak, kale. mini realist bulduğuma mı gül « müştü?. Geç vakte kadar neş'eli bir va. kit geçirdik.” Bir aralık, kaşla ona şu süali sordum: — Suad Bey, gerek çiftliğe geldi. ğimiz zaman, gerekse konferansı. nızla üzerimde hasıl ettiğiniz bir Intıba var. Öyle zannediyorum ki, - sizin böyle yalnızlığı, sessizliği, sükü. neti tercih edişiniz, yaradılıştan değil de, ârızi.. sizi bazı hâdiseler böyle olmiya sevketmişe benziyor. iz arasında Şehir meseleleri Gürültü ile müca- dele etmeliyiz Satıcılar nara atarak, arabalar gürültü ederek halkın istira- doğru değildir. OTOMOBİL KORNALARI Evi otomobil bekleme — yerine yerine yakın olan bir kimsenin uyku uyumasına İmkân yoktur. Bazı şoförler, mütemadiyen kor. nayı öttürmekten zevk alırlar. Halbuki bir zamanlar bu, yasak Sakabaşı parkı — Evvelkigoce deniz bayron kutlülzdik. — Şehr, lunandda naw gümilerin — denizdeki pırılt İarını geç vakle kadar seyretti. — Ben de bütün semt halkım gibi evimden çıkarak donanma ve bay. ram yapan denizi görmek için ci hangir yangın yerine gittim. ü da Sakabaşı denilen bir yer var ki Marmarayı hiç bir yerden Temiyocek kadar avucunun İçi alıyor. Sakabaşı hıncahınç idi. Tesadi ettiğim bir bildiğe: — Ne kalabalık? dedim. e: — Burası her akşam böyledi Bu kalabalık bu akşam gerçi niz bayramı seyretmeğe gelmiş edilmişti. Lüzumsuz yere korna çalmak süretile halk rahatsız e- dip şoförleri cezalandırmak müm. kün değil mi? GÜRÜLTÜ İLE MÜCADELE ETMELİYİZ Gürültü ile mücadele etmek i. çin, yukarıya birkaç misal yardık. Gürültüye sebebiyet veren hâdi. seler de yalnız bunlardan ibaret değildir. Satıcıların nâra etması, arabaların gürültüsü ve aairedir. Bütün bunların önüne geçmek i- çin belediyenin sıkı tedbirler al. ması Tâzımdır. Çünkü evinde ra. hat rahat ve sakin bir huyat ge- çirmek istiyenlerin, gürültüden uzak yaşamaları Tâzımdır. Demir tekerlekli bir arabanın yüzlerce kişiyi uykudan uyandır- mağa hakkı yoktur. Umumi isti. rahati bozmak bir belediye cür . müdür. Bir arabacının bu cürmü işlemesine göz yummamalıyız Dahili talimatname Yapmıyan iş yerlerine Mühlet |.. Bunlar için yeniden 6 aylık bir müsaade verildi İş kanununa ek olarak hazır. landığını ve Büyük Millet Mee. lisinde kabul edildiğini haber ver. diğimiz yeni kanunun muvakkat maddesi, henüz müesseselerine a- 1d bir dahli talimatnama hazırla. mamış olanları alâkadar etmekte. dir: Bu maddeye göre; yeni kanu. nun neşri tarihine kadar; iş ka. nununun 29 ncu maddesi müci- bince; dahili talimatamelerini sa- lâhiyettar makamlara henüz lev. di etmemiş olan iş verenlere; bu muamelelerinin ikmali için bir de. faya mahsuz olmak üzere; yeni. den © aylık bir mühlet verilmiştir, Bu kanununun neşrinde evvel salâhiyettar makamlara verilmiş olup da; henüz muameleleri ik- mal edilmemiş olan dahili talimat. namele dahi; 6 ay içinde; ya tas. dik edilecek veya bunların; red sebepleri; iş verenlere bildirile. cektir, Bu kabil kendisine iade olunan talimatnameleri; müessese sahip- rak ayni makama yeniden vere. ceklerdir. VAf arasında ve konferansınızda hemcinsinize pe kfazla hücum e- iyorsunuz ve ettiniz. Sizde bu derece kin ve nefret hasıl eden gebebleri insan gayrüihtiyari öğ- renmek istiyor, İnsanlar bu derece fena mahlüklar mıdır? Yüzüme dikkatle baktı, Kaşları bir parça daha çatılmıştı: — Beni sükünete, sessizliğe, yalnızlığa çekip götüren sebebler kabili izah değildiz. Şunun için değildir ki, bazı insanın kendisine has gırları vardır, bunlar, her me. rak edene açılacak kadar anonim değildirler. İnsanlara gelince., bu derece fena veya bu derecenin üs, tünde iyi midirler, bunu bilmem. Muhakkak olan bir şey güngünden fenalaşıyorlar. — Niçin acaba? — Medenileştikleri için!.. varsa, ama, başka akşamlar buraya ha- va alınak için, en güzel yerinden İstanbulun —akşamını seyretmiyet gelenler bu kalabalıktan daha a değildir. Adeta burası bir mesire . dedi. y Dün akşam tekrar 8 gittim ve civar halkından bir ak, şam evvel bırakığım ayni kala balığı olduğu gibi yerlere otur müş, limanı — seyrediyorken bul- | dum. Ve kani aldum ki burası bir | Rark dalissilası içindedir. « | — Zira büyük yangından sonra İse tanbulun en mamur bir köşesi ha line gelmiş olan Cihangirin halkt yaz akşamlarını evlerinde narak geçirmek istemiyor. —O Sakabaşında sedlerle vücude ge. tirilmiş, arklarla, — fiskiyelerle süslenmiş bir park hediye © lâzım geliyor. Şehir plânını yapanların batmak üzere iken bir | Ve şehrin ihtiyaçlarını masa şında düşünmenin doğru olmadı. ia kanaatini besliyoruz. ——— — HALK FİLOZOF Birimizin derdi —— Hepimizin derdi. Fatih kaymakamınd bir rica S Fatihte Karaman caddesi Ni v de oturan Osman — Nayan İ simli bür karitmizden uidığ mektubda ezcümle şüyle mektedir: 5 Mubterem gazeteniz vas sile Terkos çeşmeleri ilk nulduğu zaman — mahallemizin Karaman cadâ fi ısında tarihi Sakızağacının Gibine | terkos çeşmesi konulmasını İsa temiştik. Gazetede yazınız üzü rine Fatih Belediyesi *tarafınla dan bu tarihi ağacın dibini gü« Hip yazdılar. Bununla - kaldi, Bugüne kadar bekledik ise de hiç bir emmare görülmedi. B günlerde yine muhterem ga2t« tenizde İstanbulun — muhtelli yerlerine sular idaresi t dan 150 kadar terkos çı konulacağı yazılmasından isteği tekrar gazeteniz vasıta sile makamına arzetmenizi çok rica ediyoruz. 4 Şöyle ki: Çeşme istediğir mahal, Karaman caddesinin başında dört ana boruları Va gdir. Mezkür ağacın dibi bir meydancık teşkil etmel dir. Karaman caddesinin 4 tarafı Fatih Kaymakamlığı, yı “karı tarafı Fatih Askerlik şubi si, diğer cadde Ars'anhâne Naherlardır. Miherlar cadd Atparzarmıma, Aslanhane kse Fi tih tramvay — durağına gid Burada, Fatih hazretlerin Ş4 Nakşidil Hanımın tarihi besi vardır. Bunun sebili çeşmeleri şimdi kapalıdır; me istediğimiz mevkiin etraf erbaasında beş yüz mefreye kadar hiç bir çeşme olmu ğgından mevkilmizde p bulmak imkânsızdır. Sakal; nazına dayanamamakla be ber burda meskün biz fi hali yevmiye sakalara 10 | su parası ödemekten di Yalvararak istiyoruz. Yu yazılan yazıda bir mübali varsa bizi reddetsinler. Buraj bir çeşme konulmak — su bizlerin susuzluktan ku mamızı mühterem Fatfb K