| İngiliz müstemlekelerin- UD TELG RA F — 18 Haziran IhtilâN. de karışıklık Şayanı dikkat bir memleket olan Jamayka nasıl bir yerdir? HER SENE NEKADAR Jamayka dünyanın en lâtif yer. lerinden biridir. Amerikanın An. tiül denizinde sıcak iklimi ile gü. zelliği meşhur olan bu ada İngi . lizlerdedir. Birkaç haftadır. İn - giliz gazetelerini meşgul eden ha. berler gösteriyor ki bu güzel yer. den ihtilâl ateşi çıkmış, bastırı! . mış. Adanın merkezi olan Kin . İNSAN ÖLÜYOR? başka tütünü vardır, kahvesi var. dır. Aydan aya bir veya iki şilin ücret alabilen Jamayka'lı bundan memnun ve mes'ud imiş: Ancak dünya değişmiş, gitgide Jamay . ka'lı da hesab öğrenmiş, rakarı. ları birbiri üzerine koyarak top - lamağı, biribirnden çıkarmağı öğ. | renmiş. Jamayka'lının çocuğu ne Jamaykanın merkezinde polis nümayişçileri dağıtıyor eston'da birçok vukuat olmuştur. Şimdi İngiliz parlâmentosu, hâ . kümeti bu İngiliz müstemlekesin. de ne süretle ihtilâl — çıktığının tedkiki ile buna — sebeb olan ne varsa onu öğrenmek, ondan son. ra bis daha böyle bir karışıklığa meydan bırakmıyacak tedbirleri almakla meşgül oluyor Kahve, ka. kao, tütün, muz ve şeker kamışı yetiştiren yerli zencilerin ken - dilerine hâkim olan beyaz İngi . lizlere karşı baş kaldırmaları çok manalı bir keyfiyet olarak nazatı dikkati celbediyor. Bundan dok. san dokuz sene evvel İngiliz Kra. liçesi Viktoryanın emrile Jamay. ka'da esaret kaldırılmıştı. Köle ve halayı! Fakat zencilerin yetiştirdiğ! şeker kamışı ile muzun satışından on . ların eline geçen para” azaldıkça azalıyor. İngiliz matbuatı bu le . tafetile meşhur olan adanın yerli halkı nasıl bir buhran içinde kıv. ranıyor diye derde dokanıyor, bu mevzu üzerindeki neşriyata de . vam ediyor. Adanın tabil serveti olarak şeker kamışından, muzdan Gündüz kü hüvi alım — satımı olmüyor. kadar öğretiliyorsu o kadar oku. yor, büyüdükçe anlıyor ki dünya yalnız o adadan ibaret değildir. Eline geçen parayı hesab ediyor, ölçüyor. Şimdi; belki eline hafta. da geçen 5 şilin olmuştur. Lâkin masrafı da ona göre artmıştır. Es. kiden haftada bir şilin ile mem. nun olan zenci şimdi bu beş şi - linin yetişmediğini görüyor. Z, ciler adanın muhtelif yeclerindi çalışan bir kısım işçilerin — daha çok haftalık — olduklarını, hatta kendi ellerine bir haftada geçen paranın bunların eline bir saatte geçtiğini ve saireyi duyarak niha. yet hoşnudsuzluk - havası içinde ihtilâl de baş göstermiş. İngil-erenin bu müstemlekede bundan sonra nasıl bir idare tat . bik edeceği parlâmentonun ve hü. kümetin vereceği kararlardan an. laşılacaktır. Bu münasebetle Jamayka bir mevzu teşkil etmektedir. eni Bu adanın yerlileri sıcak bir ik. limde kendilerine mâhsus bir ya. şayış tarzı gösteriyorlar, Bir İn - giliz valisi kendisile görüşen bir etler sıyrılacak. Kendilerin: kasıp İngiliz gazetecisine gülerek şunu anlatmış: — Burada bir adam vardır ki beraber yaşadığı — kadını ancak Kürk sene sonra Nikâh merasimi olurken bu a - damla kadının torunlarının ço < cukları gelerek büyük anneleri olan gelinin eteğini tutuyorlardı! Bundan bahseden İngiliz gaze . tesi diyor ki: «Hayır.. Onlarca bu yaşayış bir ahlâksızlık değildir. Bir erkek bir kadınla beraber yaşar ve uzun z. man birbirlerinden Bunun sabebi tamamile iktısadi. dir. Çünkü erkek kendisi için pek €lzem olan bir işçi arkadaş arar. Bu arkadaş kadındır. Eğer birbır. lerinden memnun olmazlarsa ay. (Devamı yedinci sal lemizde) Bakınız, Frankfor Dür Mayn rasat evi müdürü ne diyor: «İş. lerler yolunda gitmiyor, mal pa. ra etmiyor, her yerde kriz var, diye üzülüyor, telâşa düşüyörsı nuz. Bazılarınız harp çıkmasız dan korkuyorsunuz. «Fakat, beyhude teldâşa düşme. yiniz, korkmayınız. 1939 senesine de bütün bu üzüntülerden, kor. kulardan Çünkü dünya ile beraber hep batacağız, yak olacağız!... kurtulacağız. pakınız.... yok Bu gibi rivayetler nikâhlamıştır!. | ayrılmazlar. | kavuran hayat zincirleri kopacak. Rutiları boşana. cak, Bundan sonra, dosdoğru evlerine gidip sızacaklar. Uyurken uyanamlarının ihtimali yoktur. Kederlenmelerinin ihtimali yoktur. Okumalar.. mın #htimali yoktur, yazmalarının ihtimsli yoktur, uzun gecelerle başbaşa kalmalarının ihtimali yoktur. Sızacaklar ve bir naaş gibi yataklarında uzanıp kalacaklardır. Sabah olunca; hayatın mubassırlığı, sürünün hakkümü, midenin cebri zaten bildiği gibi yapı ... Refik niçin böyle yapıyor?. Neden her gece mat. baadân çıkar çıkmaz bir meyhaneye düşüyor?, Niye göce yarısından sonra ancak evinin kapısını bulabili. yor ve öndan ötesini unutuyor?. Bular hep birer sualdir. Yerinde birer sval! Fa. Fakat ne yazsın?. Çazesizlik. Bu, böyle gidecek! Kisesizlikten yılıyor, koesalıkla başbaşa kalmaktan yılıyor.. Çıldırmaktan, 1zt rabın: yenmek için bir gün boğazımı sıkacağından korkuyor. Tâ, ki yeni bir selli, yeni bir kudret hayatına girsin, yürüdüğü Bir teklif var. Malum teklif. Nimetin teklifi. Boş evlenemez kararını çok'evvelden vermedi mi?. Yal. nız söylemedi. Kaçtı, sakındı görünmedi. Hala öyle / şündi söylesinmi söylemesinmi?. Evde, mesele. Yeni Edebi Roman No.18 vaziyetin icabı aklından bir çok şeyler geçiyot. Haydi, Nimetle evlenmesin de güzel bir kıza ha. yatını ortak etsin. Âlâ, Damad olmak, iç güveysi gitmek var, Bir de kızı kendi evine getirtmek var, İç güveyliği hiç aklı. nu yatmıyor. Kız anasının, kız babasının tahakkümü. Yeni bir inzıbat.. Alışamadığı bir inzıbat! Baldızla. rının arzusu. Kayın biraderlerin istedikleri. Kalabalık bir ev. Bir başkasının evi. Kendinin Yalnızlığı. sof. rağa tereddüd: Acaba, çok mgu yedim, az mı? Kayın pedere hürmette noksan var mı? Kayın valideyi mem.. tun edebildi mi?. Daha bir sürü derd. Gaile. Bu olmaz. Kızı eve getirmek... Bu en iyisi, Ancak, bir nokta: Ev yapyalnızdır. Güzel kız, yalnızlığa razı mıdır?. Alışabilecek midir?. Hem de ne.yalnızlı! Kocanın yüzünü karanlıktan karanlığa görmek ve bütün gündüzleri yalnız geçirmek! Öyle ya..: Re. 1939 yılında batıyoruz!. Bir Alman âlim, bu iddianın doğru olduğunu isbata çalışıyor “ğer son senelerde arzımızda vukua gelen gayri tabil hâdiseleri dikkatle takip etmiş olsaydıı yüphesiz bunu anlardınız. Hararetin değişmes.. yanar dağların yeniden faaliyete başlaması, tayfunlar, lâh.. tün bunlar, sür'atle kürremize yaktaşın seresinde kürremizle batacak olan bir kuy dazın tesiridir. Buna karşı koyabilmenin, bı nin onünü alabilmenin imkânı yoktur. Binaenaleyh, heybude üzüntürerle vakıt geçireceğir sr zatmandan, hayatın zevklerinden istifade etmiye Fakat, Alman âlimi gibi bedbin olmıya lüzum bir çok defalar 1861 de bir kuyruklu yıldızın çarparak dünyayı ya. Fransada bir senede | Nekadar demir Madeni çıkarıldı ? Fransada, 1929 senesinde 37 mil. yon 1769,000 ton demir çıkarıi - mıştır. 16,530,000 ton Briey havzasın . da, 15,629,000 ton Mozel'de, 2 mil. yon 258,000 ton Lengvi'de, | mül. yön 891,000 ton Normandiya'da, müftebakisi de Nansi, Anju, Pre. tanyi, Pirene ilâh... da çıkarıl - Mmıştır, İhracat, 1936 senesine nisbetle 4,491,000 ton fazladır. Bu sene içinde Almanyaya ve Belçikaya — 19,980,000 ton demir satılmıştır. e MEKTUB ZARFINI KİM İCAD ETTİ? Vak'ile — mektublar dört köşe kâğıdlara yazılır, Sonra dörde kat. lanır ve mühürlenerek , kapanır, beyaz kalan tarafına da adresi yazılırdı. 1837 de Pariste, bir kâ- ipder bugtİn kullandığımız zarf - ları icad etti. e ÇİLEĞİ NASIL YEMELİ? Bir çokları çileği — yıkamadan yerler, Halbuki bu tehlikelid Çünkü çilekte birçok kum, rop vardır. Birkaç kere sudan ge. çirmek şartile yenebilir. Fakat, çileği yıkayınca lezzeti, kokusu | kaybolur, diyenler de vardır. Bir dereceye kadar da haklıdırlar. Bu- nun için çileği bir defa yıkadık . | tan sonra ezmeli ve bırakmalı. Çileğin suyu mikroblarını öldü - rür, Daha iyisi komposto yapıp yemeli... z hiç ve 1939 klu yıl. tehlike. ize aradaki kı. çıkmıştır. Süneş git gide yaşlanıyor. Faaliyetini kaybediyor. Bir gün gelecek büsbütün kuvvetten düşecek. Dü. şünce de vay geldi dünyanın, dünyadakilerin başına.. Bu ise ancak, milyarlarca sene sonra olacaktır. ©O zamanki dünyanın, insanların hal! ne olacak? Yani nasil yok olacaklar?.. Buu, şimdiden t mek güç bir şey değil. Güneş faaliyetter düşmiye, hararetini gaybetmiye başladı mı, derelerin, nehir. lerin, okyanusların suları donacak, Kâinat buzlara | bürünecek. Hararet git gide düşecek, evvelâ karbo. nik gazler, soara oksijen ve azot da buz kesilecek... Dünyada canlı bir mahlük kalmıyacak.. | AŞKIN EVAMİRİ AŞERESİ Yazan:Nusret Safa COŞKUN Başını çevirdi. Şimdi tersliye. cek, münasebetsizliğimi bir iki sert cümle ile yüzüme vuracak diyordum. Başını çevirince rahat. lamıştım. Çünkü hafifçe gülümse. yordu. Ve bir dakikayı niçin iste. diğimi soran bir istifham vatdı yü zünde.; K e Mendilimle alnımda koşmaca oy nıyan ter damlalarısı silerken: kekeledim: — Sizi çok tanımak istiyardum. Bu arzu o derece kuvvetli ki, böy- le herkesin ortasında size yak . laşıp söz söyliyecek kadar küs . tah bir cesaret verdi bana'. Gülüşünü artırmıştı. Bir lâf söy. lemiş olmak için: — Yan.. Dedi. Sonra.,, * — Sonra.. Sonra.. Sonrası bu işte.. Böyle yapmağa mecburdum. Sıralardan birine oturduk. Ne. ler konuştuk. Bunları bugün bile aradan on sene geçtiği halde teker teker hatırlıyorum. Ona çok ace. mi bir dille kendisini beğendiğimi | söylemiş, o da hep yüzünde ayni | tebessüim beni dinlemişti. | Şimdi size ikinci perdeyi açıyo. kacağı ilân olunmuştu. Halbuki kuyruklu yıldız. göründü, geçti. Dünyaya da bir şey olmadı. 9 İlkteşrin 1933 de ayni naka. rTat tekrar olundu. Hamdolsun bu da kazasız geçli. Dünya Batacak mı? Şüphesiz... Fakat müsterih olu- nuz, zira ne bugün, ne de yarın batacağız... Bu da, küyruklu - bir yıldızın çarpmasile değil, güneşin harare. tinin azalmasile vukua gelecektir. Bir İngiliz âtiminin dediği gibi; in et. | tarafı. Yalnız bu yadar mı?, | Fum. Çünkü senaryonun - birinci kısmı burada biter, Yeni bir bö - lüm başlar. Dünyayı bile gözümde sisliyen çok kuvvetli bir aşktı benimkisi. Ruhumda en ateşli gençlik yı!. larının sürükleyip bir yere yığdı nek arzusu ve ihtiyacı öyle İf aşk denizi meydana ge tirmişti ki, bu ucsuz bucaksız um. man ortasında ikimiz kaybolmuş gibiydik. Lâkin onun beni, benim kadar sevdiğini, hattâ sevgis'nin, sem - patiden ileri geçtiğini zanneti yordum. Ben önü kalbimle bağlıydım. O ise bana bir maceranın geçici he. yecanile... Tecrübesizliğime, — toyluğuma Tağinen bunu çabucak ferketmek- te gecikmet Bir kitabda okumuştum. Meş. hur bir frenk muharriri aşkı ka. zandıraân; nefse itimaddır, diyor- du. Ru fikir bana çok doğru görün. dü. Onu tamamen tesir çerçevem içine alabileceğimi kendi kendime telkin etmeğe başladım. Zaman ve zamimiyetim, aşkın hududsuzluğu onu bana kazandırabilir diye dü. şünüyordum. Zannettiğim gihi çıkmadı. Sukutu hayale uğramıştım. Kafamdaki hayal kuleleri birer zelzele ile yıkılı, yıkılıverdi. Etrafımda bir sürü rakiblerin türediğini hayrot ve hayreti, hay. rette bırakan bir iztırabla müşa - hede ettim. Gururum depreşmiş. ti. Sıyrılmak istedim. Ne müm. kün!. Birtürlü ayrılamıyordum. Ayrılamıyordum, çünkü, gönül ferman dinlemiyordu. Aşkın a1 tıncı emri de buydu Gözül fer . Bir kadın anne de ol- Etem İzzet BENİCE fik, sabahleyin evinden çıkacak, geceleyin gelecek. Gazeteci için akşam: En erken, dokuz, dokuz buçuk. tur! Sonra, bir fikir: — Gazetecinin karısı hem çirkin olmalı, hem de güzel olmalı... Diyor. Hangisi?. Çirkin olmalı. Çünkü, uzun yalnızlık saatlerinde bir başka erkek tarafından se. vilmek, yahud da sevilmeğe özenmek endişesi ko. canın zihnini kemirmesin! Güzel olmalı. Çünkü, gözeteci kendi karısından başka kadın görmiyecek. tir. Nerede, ne vakit, nasıl görsün?, Ne zaman var, ne imkân?. Bu iki zıddı nasıl telif etmeli?. Evlenmek kolay da değil. Pâra ister, devamlı kazanc ister, Refikin evlenmek için tasarladığı kadın- herşeyden evvel kendisine yakın bir seviye beraberliğidir. Okumaya alışmış olmalı, Yazabilmeli: Düşünebilmeli, Temsil ve aile nedir?. -Anlamalı. Bu, işin kültür ve kafa maldır. En yeni fikirlerle en iyi anne. «Otoriter» bir anne, Ailenin kurumu, refahı, yarını için bütün anasırı ve kudretleri haiz bir anne', Refik, bir İnsan olmak itibarile böyle bir kadına belki iyi bir koca olabilecektir. Fakat, gazeteci Refik, muharrir Re. fik bu hayali hakikat yapabilecek mi?, Mesleğinde iştikrar yok, sâyinde istikbal yok. Şimdiye kadar belki, on gazete değiştirdi. Niçin?. İstiyerek mi?, Hayır! Ya hükümet gazeteyi kapattı, ya gazete ka. pandı. Değil, irmi beş otuz senelik ma. zi sahibi hangi gazete var?. Hangi gazetenin bugün en yeni kudretlerle, en çetin kuvvetlerle çıkmasına ve en çok satış yapmasına rağmen yarın kapatılmı. yacağı veya kapanmıyacağı temin edilebilir. mi?. Kim diyebilir ki, gazeteler tıpkı bir mağaza, bir şir. ket, bir banka gibi sadece birer müessesedirler. Sa. hibi ölebilir. Başmuharriri tevkif edilebilir. İçindeki şahıslar birer birer gidebilir, şekli baştan başa de- Hişebilir, fakat bir banka gibi, bir şirket gibi, bir demiryolu idaresi gibi mücssese devam eder. «Ta; mis» asırların gazetesidir. «Tan» buna yakındır. Fa. kat, Refik bir «yirmi beş yıllık» gazetede bile çalış. mamıştır. Demek ki, temel yok. İstinad noktası yok. Meslek yok. Sadece, ömrün ,bir hayhuyle geçii midenin her gün dolup buşalışı var, Bir günden ö. bür güne emniyet edilemez. - Karaşultanın — yarın kalkıp da; (Devamı var) Onu kolundan tutarak bir uçurum kenarından beyhude yere anlatmıyaâ Nafile. bir elini gözünü ihtiras, diğer elini de hef ruhunu avucu içinde tuteP can ve maceralı bir hâ) mek arzusu tutuyordu. Bu iki kuvvete karşil dım. Kıskançlık vücudü! lev gibi kavuruyordu. H&f T5 mı yer yer yakan bü .ı:;,» den diri çıkmıya uğraR' Ü, Göte'yi hatırladım. aşkı öldürür.. der... sıl olsa sektei kajbden zereydi. Buna rağmefi lığın elile intihar nmv*d:, medim. Hazmetmeğe $i İkinci perde işte böy bir hava içinde devam Bir gün yine, işte ÖZ hikâyemi anlattığım ayakucunda buluşmuştuk Müteessir görünüyordü ğ Ndul bu teessürün sun'i ©! Y min edebilirim. ” — Bu son kovıuln"""a Dedi. z Gözlerim açıldı. Nefes Bibi oldu: — Ne diyorsun?.. — » — Böyle lâzım geliyot” — Sebebi.. — Böyle lâzım! Şaşırmıştım. Bir *? ğimi, ne cevab verre” madım. — Benim seni > k:”vğ e tümieti z gimi bilmi vi bf“l sİz ne yaparım etmiyorsun 'a debr ni T Unutman lâzım! © w* mâni olmak ister misif Ö g * — Bu izdivac seni “:”,ı cek mi, evleneceğin yor musun?.. - Evet!.. O anda aşkın "sekt" tebellüğ ettim, Sevenlef e kâr olurlar. eriml Ki — Sen çolk: gençili tursun!.. ein ci v İçimi çektim. cbılı narından sıyriliveret i göstermemeğe ç.ıııı;: KA Peki, dedim- 3 ter ki sen mes'ud Ol'- DA Ve. arkama bakmal f Taştım. 0"“':;) Lkin nasıl olur dt (Ş fi şehirde yaşayabilirC . | onu bir arada gördük? dıracaktım. yi Bana — dudaklarıni”i j tt kazıyüfı acıyor, hat . e Gelin de bunu kalbiri Söyledim size ya! dinlemiyor. Aldım başımı : Carmın yanına gittim Çi İkmekteb hocalığı Dü (Devamı 7 inti gerarefi