| ( İ ğğ Son | İ t 4—30N TELGRAF — 14 Hariran 1938 Profesörün köpeği karant inede kaldı tereye bir senelerde ingii- çok köpek getirilmiş ! Bunlar; Ispanya, Almanya ve Avusturyadan Büyük bir şöhret sahibi olan sı. nir hekimi Froyd'un Avusturya. dan İngiltereye gelmesi üzerine İngiliz gazetelerinde bugünlerde 'ona dair yazı yazılmadığı görül . müyor. Froyd Yayudi olduğu için Avusturyada artık çalışmasına imkân kalmamış, nihayet orayı bırakarak çıkıp gitmesine izin ve. rilmiştir. Kızı ve eşi ile seksen iki- lik ihtiyar İngilteyere gelmiş bu. lunüyor. Londra - gazetelerinin Froyd'e Londraya gelerek yerleş. mesi etrafında yazılan şeylere şim di bir de köpek bahsi ilâve edil. miş oldu:Froyd'in bir köpeği var- dır. İngiltereye harioden getirilen köpekler altı aylık bir karantine. ye tâbi tutulmaktadır. Froyd'in de sekiz yaşlarında Şov adı veri. len bir köpeği varmış Onu Avus. turyadan gelirken getirmiş ise de şimdi hayvancığın altı ay bu su- retle sahibinden ayrıldığı gibi ih. tiyar döktor da sekiz senelik kö. peğinden altı ay ayrı kalmış ola. caktır. Bu suretle İngiltereye gelen ve karantineye tâbi olan köpeklerin miktarı gittikçe çoğalmaktadır. İngiltereye getirilen köpeklerin çokluğuna bakarak şu son se: rin dünya politikasına dair ( « edinmek te kabil olsa gerek sene evvel İspanyadan birçok kö. pek gelmiştir. Çünkü İspanyadan birçok kimseler orada dahili harb başlayınca kendilörini dışari at . mışlar, İngiltereye gelmişlerdir.. Sonra Almanyadan birçök kö. pek gelmeğe başlamıştır. Bunların da sahibleri İngiltereye gelen Ya- | hudilerdi. Sonra Almanya ve A. | vusturyanın birleşmesi çıktı. Bu. | nun Üüzerine Avusturyadan çıka. bilen ve İngütereye giden Yahu- dilerin beraberlerinde getirdikle. Fi köpekleri vardır. Fakat İngiltereye getirilen kö. Pekler yalnız bu memleketlerden gelenler değilmiş. Son zamanlarda Fransadan, Amerikadan, Hindis — tandan, Cenubi Afrıkadan getiri- lenler de pek çoktür. Oralardan İngiltereye gelenler de beraberle. rinde köpek getiriyorlarmış. Froyd'in köpeğine gelince; ka. rantinehanede onu alıkoyduktan. beri köpeğin sahibini aradığı hissi nazaridikkati çok celbetmiştir. Froyd telefon etmiş ve çok yorgun olduğu için gidip köpeğini görme- diğine teossüf etmiştir. Froyd da. ha yol yorgunluğunu geçireme - miş, ancak bir hafta sonra çıka. bileceğini söylemiştir. Karantine- banedeki köpekler - telörgülerle ayrılmış yerlerde yalnız olarak bakılmaktadır. Uzaktan uzağa hav ki bu neşriyatla meşhur oldu. Herkes iyor, açıyor. raber.. onun tarafında! Ancak, Damad Ferid hükümeti! Bundan ne bekliyorlar ki?.. Refik, sanki, bunu Biliyor. Ne yapsın?.. Hastarın başında: — Söylediğim gibi efendim.. Söylediğim — gibi Üzülecek bir şey yok. Yaşıyacak ümidim var, 'Tevekkülün ifadesi: İnşailah. Ve temenni: Yaşasın Allahım.. Doktorun ilâçları tekrarı: Şimdi beş damla. Sonra, her üç saatte beş damla. Tozlardan da altışar saatte Fİniz, — Yemak?. üt, yoğurt. Başka le- Yarın tekrar göreceğim. Endişenin kuvveti ve tekerrürler: — Ümidsiz.. Ümid yok değil mi bu kadar çok çırpınıyor?.. İnilti neden?.. Beün Ve.. bütün Türk kalbeleri onunla be. hükümetten haber yok, hükümetten ses yok, hükümetten yardım yok!. Yazmış olduğu için yazıyor. İçini boşaltmak, zehrini dökmek için yazıyor!.. hiçbir şey. Bu gece böy. gelmişler.. layıp bağırmakta iseler de birbir. lerine diş geçirememektedirler. Köpeklerin rahat etmeleri için herşey temin edilmiştir. Sahibleri bunları muayyen günlerde gele - rek görürlermiş. Karantinehanede yapılan tedkikata göre köpekler ihtiyarladıkça yalmızlığı arıyor - larmış. Dışarıdan kudüz. ve sair hastalıkların gelmesine mâni ol - * için bu altı aylık karantineye “ema görülmektedir. Taristik oteller Beynelmilel — yataklı vagonlar şirketi umum müdürü Mosgu, mezkür şirketin idafe komitesi reisi Mayer Röne ve şirketin mem. leketimiz mümessili Hüsnü £ dık dün Ankaradan — şehrimize gelmişlerdir. Bu heyet pek yakında Iraka bağlanacak olan demiryollarımız. da yataklı vagon işleri ve ayrıca memleketimizde tutistik oteller ir-> alunması hakkında — Nafın Voz.lmiz Ali Çetinkaya ile görüş. müş ve bunların işletilmesi işine de teyas etmetir. Yumurtaların Kontrolu- na devam edilecek Yumurta ihracatçıları tarafın. dan ihraç nizamnamesi aleyhine yapılan şikâyetlere İktisaçl Ve - kâletince bir cevab verilmiştir. Bu cevabda yumurta (hracatını kontrola devam etmenin zarur! olduğu bildirilmekte ve nizam . nameden sonra yumurta ihraca . tımızın geçen seneye nazaran *6 100 tezayüd otmiş olduğu, sandık. lara daima iri yumurtaların ko - nulması lâzım geldiği kontrolun sıkı olmasının gayet tabii bulun. duğu kaydolunmaktadır. onu biliyor, ta. beklenir ve ne bilmiyor mu? | | Teminat var mı ? Fransa - İspanya A Arasındaki hâdiseler nasıl bağlanabilir ? Fransa; hududlar kapatılarak hükümetçilere yardım edilmezse buna karşı ne fayda gösterileceğini soruyor. Diğer devletler ne diyorlar ? İspanyadaki İtalyan gönüllüle , rinin geri çekilmesi meselesi ko . nuşula dursun Avrupa gazeteleri oldukça mühim bir dedikodu ile az meşgul ölmüyorlar. Bu dedi - kodunun mevzut şudur: General Frankoya yardıma giden İtalyan subaylarile İspanyol sübayları a- rasında kavga çıkmış... Son gün. lerde bunun etrafından dönen şa. yiaların yanlış olduğunu İtalyan | gazeteleri yazıyor. Bu şayialar dö | nerken bunda şaşılacak birşey de | yoktur. Çünkü İspanyolların is. ter General Franko tarafında ol- sun, İster cumhuriyetçiler tara - | fında olsun kendi memleketlerine. | gelmiş olan yabancılar karşısında mallli bir gurür taşıdıklarını gös - teren misaller az değildir. Fransız Başvekilinin Fransa - İspanya hududunu teftiş etmesi de | İspanya meselesi etrafında söy - lenen şeylere daha başka şeyler de | Nâve etmiş oldu. İ Fransa - İspanya hududunda tam 60,000 Fransız askeri mevcud | olduğu söylenmektedir. İspanya işlerine müdahale edil. | mesin diye daha başlangıçtanberi | ortaya konan politikanın ne hale geldiğini söylemeğe lüzum yok - tur. Fransızlar ademi müdahale siyasetinin daha ilk günlerde Fran a hükümeti tarafından ortaya “ransız hududunda Frankocuların konduğunu, sonra — İngiltere ile Fransa arasında bu politikada se- bat edilmek istenerek şimdiye ka. dar müdafaa edildiğini söylüyor . lar. Fransızlar buna rağmen bu gün İspanyada hirçok İtalyan ve birçok Alman bulunarak bunların | General Franko tarafından hü - | kümetçilere karşı harbettiklerini, | onun için artık Fransanın da ken- dini düşünmesi lâzım geldiğini i. leri sürmektedirler. Fransanın bugün İspanyadan ne istediği izah edilmek gerektir. Edebi Roman No.14 dar. Yarın hastanın bol bol uyuduğunu, çok rahat. laştığını göreceksiniz. — Ya, bu şişler?. — Ehemmiyetsiz. İdrar sökünce olar da inecek. Süküt. Ümid. Gözlerin tesellisi — Allaha ismarladık efendim.. — Teşekkür ederim doktar... birer tane ve. Kapıya doğru yürüyüş! Çıkacaklar. Yine, uzun bir inilti ve çığlık.. — Bak, doktor gittikçe fenalaşıyor. — Hayır.. Hayır.. İyileşecek. doktor?. - Niçin —— İnşallah... — Nasıl, ümid yok efendim?.. Var, Var, Beyhbu. de kendinizi üzüyorsunuz. Yaşıyacak. Bizim kadar yaşıyucak. Bu, kriz muvakkattir. Kalb zayıf. O ka. — Onun ıstırabı. Gecelerin ıstırabil Kalbin ıstırabından sancılanması ve ümid: ... Doktor gitt. Gecenin yarısı?. İstirab - saatleri. Şu son günlerin hâdiseleri gös. terdi ki ” İspanya hududundaki Fransızlar için havadan atılan bombalarla daimi bir tehlike baş. göstermiştir. Bu bombaları atan- lar kimlerdir? İtalyan gazeteleri General Frankonun galib olduğu- nu Herl sürerek böyle bir takım hâdiselere yol açmağa. Fransız toprakları üzerinde fayyare uçur. Mağa lüzum görmiyeceğini yazı - yorlar. Fakat İtalyan gazeteleri ne derse desin F n istediği a tık bu hâdiselerin önüne geçil! sidir. Londra da bunu istiyor. Diğer taraftan Fransiz . İspan. yol hududunda birçok İspanyol Mültecisi vardı. Bunları “ne büsbütün içeri slabilmektedir, yollamakta - dır. Mülticilerin hali çok düşünü. lecek şeylerdendir. Fransa bunun da halledilmesini istiyor. Fakat bunlar bugünkü vaziye. tin icabı dolayısile istenen şeyler. dir. Halbüki İspanyanın hal ve Hikball Itibarili etmek İstediği bir iki mühim nok. 'ta vardır. Bu noktaların temin e. dilmesi Fransanın bugünkü — ve nki siyaseti için Pariste elzem görülüyor. Meselâ Fransa bugün alabildiğine silâhlanmaktadır. Di. ğer Avrupa devletleri gibi onun için de bir takım iptidal mad bombardımanına uğrıyan bir küy lere ihtiyaç vardır. Silâh ve mü. himmat yapmakta elzem olan bir çok maddeleri Fransa kendi elin. | deki yerlerden bol bol çıkarabili. Fransanin elde | | | | | Fransa | şudur; Şimdiye kadar ne Alman- lara, ne de İtalyanlara İspanyaeda hiçbir yer verilmiş değildir. Fran. sa aleyhine kullanılmak üzere İs- panyada İtalyarır ve Almanyanın ekde ettiği hiçbir nokta mevcud değildir. Fransanın şimali Afri - kadaki elinde bulunan yerlere karşı harekâta geçmek üzere İs. panyada İtalyanlara ve Almanla. ra hiçbir yer verilmiş değildir. Fransa ile şimali Afrika arasında. ki deniz yollarını tehdid edecek hiçbir nokta Genera! Franko t rafından İtalyanlara ve Almanla- ra bırakılmış değildir. İşte Fransa bu hususta teminat istemektedir. Evvelce — General Feanko birkaç defa bu mevzua te. mas ederek İspanyada İtalyanlara ve Almanlara hiçbir yer verilme. diğini söylemişti. Fransızlar bun. dan hakikaten emin olmak Isti - yorlar, Fransa ile İspanya hududları kapanarak artık Fransadan İspan. yol cumhüriyetçilerine yardım | gönderilmezse bundan dolayı Ttal. yanlarla Almanlar ve General | Franko taraftarları Paris hüküme | tine teşekkürler edeceklerdir. Fransız matbuatı hududu kapa- | mağa mukabil General Franko - dan Fransa lehine nasıl bir temi. | nat alınacağını — soruşturuyorlar. Mesele Pramsayı çok yakındat a. | lâkadar ediyor. Seneler geçtiği halde | Zavalînm eski Kabahatı Unutulmamış, İngiliz gazetelerinde okundu - ğuna göre Lotdrada şöyle bir vaka olmuştur: Büyük bir kitabeı dük. kânında sivil bir polis memuru - nun nazarı dikkatini gene bir a. dam celbetmiş. Bu gencin üzerin. de geniş bir pardesâ varmış. Eline aldığı bir kitabı evirip çevirdik . ten sonra kimseye sezdinmeden pardesünün altına yerleştirmiş. sonra ikinci ve üçüncü kitabları da böyle yaparak dükkândan dı- yorsa da pirit denilen maddeyi İs- | panyadan tedarik etmek istiyor. Pirit gibi mevaddı iptidaiyenin İs. panyadan alınmasında Fransaya kolaylıklar temin edilmesi isten. mektedir. Lâkin asıl mühim olan cihet başkadır. Fransızlar diyorlar ki: — İspanyadan (yani General Frankodan) istediğimiz bilhassa Yazan: Etem İzzet BENİCE Bu saatlerde Refikin nekadar çok bunaldığını biliriz. Bu gece, her geceden fazla. Çünkü, çok hasta! Birdenbire ağırlaştı! Kendini bilmiyor! Sayıklayor!. Kalb ağrılarına, yürek saneılarına, nefes darlı. ğına dayanamıyor! Ölecek m Hele bu sual, bu su: kılığına girip Refikin yi sının içi bir cehennemdir; zesi başından ayıramıyor. korkusu, mihnetin insan ründe dirildiği saniyelerde ne dehşet verici oluyor! Zavallı çocuk bu anda adeta beyin kemiklerinin çatladığını ve yarıklardan içe. riye alev boşandığını hissediyor. O zaman kafa ta. i beyin hummaya tutul. müştur! Zaten, bu humma, bu cehennem, bu korku ve bu dehşet değil mi ki?, Onu anasının canlı cena- şarı çıkınca arkasından gelen si. vil memurlar tarafınan yakalan - | mıştur. Tahkikata girişildiği za - man yirmi yaşında ve Con ismin- de olan bu gencin çok iyi tahsil görmüş olduğu anlaşılmış ve al - dığı kitabların 7 İngiliz lirası ka- dar tuttuğu görülmüştür. Çon bir şey saklamağa lüzüm — görmemiş ve anlatmış: ik dets değildir. Daha ev — Efendim?... Fakat, mukabele hep uzayıp giden Sevim Necibi seviyordu. Bu his hakiki ve samimi değil, gelip ge- istek— kıskanç. lığın doğurduğu bir ihtiras sevgi- siydi. 'Necib, bankaların birinde yük- sek bir mevkiye sahipti. Kibarlığı dürüst ahlâkiyle tanınmış yakışık. h bir gençti. Uzun boyu, dalağalı saçları, zengin denilebilecek - ka. darda parası vardı. Çok Iyi ve yakından tanıdığı Sevtme karşı, zaafı yok denemezdi | Fakat, onun geçici huyu ve ahlâ kını bildiği için — korkuyordu! Bunca yıldır, hiç kimseye bağla. madığı,kalbinin körleşmesinden, tömiz duygularına saf hisler bu. lunmayacağından korkuyordu. *Olacağa müni olunamıyor. Za- man onu hazırlıyor, istenmesine rağmen!» Necibin ronunda, min arzularına mukabele göster. diği gibi! İlk zamanlar, gene erkek değiş. tiğini, o hedetsir emellerden vaz geçtiğini umarak, onu sevmiye çalışıyor. <!» İçini kemiren, bu yerinde korkuya rağmen onu be- nimsemek ikteyor. İlk günler, ilk aylar Sevim Ne. ebe beklenilniyen, umulmuyan bağlılığı gösteriyor. Halbuki «huylar hiç bir zaman değiyşmez, yalnız gizleni: Sonunda, Sevimin hakiki çehre ve bayağı ruhu meydana çıkarak! Necibe asıl değer'ni belli ettiği gibi Genç erkek, Sevime acı hakikatı anlatabilmek için çok uğraşıyor. Ne yalvarma, ne tehdid onu git- tiği yoldan döğrultumıyor. Ve Bu hareketler, genç kızda Ne. cibin kendisine fşık olduğu!- zan- nile seviniyor.. İşte!. yeni parlak bir düşünce. vel de o dükkândan bazı kitablar almıştım. Başka söyliyecek sözüm yuktur. Fakat bu gene ve okumuş deli. kanlığının hırsızlık cürmile hapse atılması muvafık — görülmiyerek bir sene müddetle zabıtanın ne - — k..n...h...İnhi, — Oo0...f. — A D aahir — Ölüyorum... — Re...fi...k... Refik... Refik, hâlâ karyolunın başı ucunda: Bekliyor ve | soruyor! Soruyor ve. Cevab veriyor: inöltiler.. Buhranın çoğalması oluyor. Yarabbi, bu ha; annesi J mar da çatlayıver staya biraz ferahlık. Biraz.. Bi. raz ferahlık ve. Ümid! Dayanamıyor!. Dayanamıyor, kalb durüverecek! sıkıntıdan bir Tir- Bari, biraz açılsa. Kendini bilecek kadar açılsa. Bu, ne müthiş derd?. Soldur. du, Takattan düşürdü. Bir deri, bir kemik bıraktı. Şişler inerse tanınmıyacak! Bir iskelet tanınır mı?.. Yüz niçin toptak rengini alıyor?.. Gütgide toprakla. — Kes... Suyu Sayıklıyor. İki geldi.. Taştı! şacak ma?, Topraktan yapıldık.. Diyorlar toprağı mi kes... Havuz taşıyor! gün evvel ne iyi idi?... Bahçeye kadar gidebildi. Havuzun başında oturdu. Su, fazla Şimdi, onu hatırlıyor. Sıhhat istiyor! vi- | kın Kıskançlığllll Yazan : R. I. GOKSEL | | etmiş " mam mesai hayatımf & dırarak, — kendine merbutiyet elde etmek raşıyor. Fakat... 4 Rilâkis, Necibin birai Ü hametten doğan sevgisle Fiğ vaş sönerek, günden den soğuyor ve genç © gide nefretini kazanıy Sevim ize, nahoş bi devamda hâlâ usanmıi? cibin eski sevgisini bir düşüncenin içinde B? tmknsız hayalleri, hi bilecek zannını güdi * Necib, kalbinde hazif ? rakan, bu âdi sevgidet mişti. Terbiyeli, — kibafı 'i çok bir afle kızile yakif niyordu. Bu haberi duyan daha koyu bir kıskançi hıyordu. Bu sefer hakl disine lâyık olmıyan bakiki bir sevgiyi kaj Tanıdıklarına, yakınl vtm: , — Necibi bıraktım. () yunuyör, ve perde Ptf yükselterek: — Peşim sıra boşunl Misırlı bir milyonerle - Bimi (!) duyunca, kenl Teniyormuş. Kıskanç! İi yapae-y sanki. «Fellik Şim sıra dolaştığını N€ nuttu?!.. Diye, bir birini tutmi terle, kendi kendini uğraşıyordu. * Toy görüş ve aşkin F Sevimi hakiki sevgidett zareti altında kalmasin? rilmiştir. Bü syretle genc bif dan ibret alarak bir © bir hırsızlık etmez müştür. Fakat bu vak'adan içtimai meseleleri d nazarı dikkatinı relb Londralı gazete diâ€f anlatıyor: Vaktile :ıö.";’ bir cünhadan dolayı PP tine alınmış, hapse KOT gencin mazideki bu V landığı zamana kadaf muvaffakiyetlerine müni tur. Bundan bahsçden yör ki: Bir müddet İ Zareti altına alınarak ret alması ve bir dahâ lememesi cihetine gid bilâhara senelerce S0t ve salâhiyettar hâkil tüb yazarak şunü «Otuz bir yaşındayıM ggi İki de çocuğum var. zabita nezareti altin y meme müni - oluyot Londranın büyük bİF 3 ne iyi bir işle alınıy0 vaktile zabıta nezar' lunmuş olmam #D0 a almadılar. Halbuki SFÜygglf geçmiştir. Ben o zamö” N, derece muntazam İT ğum halde.»