ku':kaç kişi ( Tiyatro San'atkârları Birliği ) İ muşlar, faaliyette bulunuyorlar ! Halbuki Oyle bir teşekkülden tiyatrocular, haber- dar olmadıklarını söylüyorlar. Şehir Tiyatrosu dışında kalanların teşkil etmeleri lazımgelen bu Semiyetde, Naşit, Ertuğrul Sadi, Halk Opereti, Dümbüllü, Ce- Sahir, Şevki, Cevdet gibi tiyatro hey'etleri dahil bulunmazsa bö: Ni .*' İçin Hocanın ebeye yar. bisİ icab etmiş hç ınn.ı çocuğu almış, bu. '&h İNCisi takib etmiş. Hoca, B Ç o, SA PÜf demiş, mumu sön- Yapacağım. Hüyor. ÇK açi hisse son zamanlarda A Mdoluyu ve gerek İstan. 'e istilâsı gibi türedi Kb.;" adeta kapladığını gör. '!—ı San'atkârlarının Işığı gören ina. a başlıyan cereyanın . ten ben aktorum, aktı Ortaya çıktı. Meslek şe. Vu—uı ve istismara Uğ. tt zevki namına, Nas. ._lı tayı taklid ederek mu. .._“p bu işi önleyecek bir N ütkin, ilk akla gelen K et kurmak fikri idi. lekten olmıyan, özür. tinden büyük asılları, lirsiz bir takım kimse. ih tiyatro zevkini bal. hm önüne geçmek, bu İPlin altına almak, hem ütını, derdlerini kar - (ımiyete sahib ol . !ı__ bbüsler yapılmağa Aaçdl bir sırada (Türk ti. x"“’hrıu) birliği adında teşekkül ettiğini işit. K_ kendine kurulup, he - ' de kendi kendine mey.- hu eemiyetin reisi ol. yliyen bir 7-t beni ga. “'v_t_“'lu Gayeler ni anlattı. :ı,ü tosu dışında kalan bü. İn başta değerli san- Hd olduğu halde cemi - luklarını söyledi. Mu. hiş Ülledim. Tebrik ettim. © İ Emiyete olan ihtiyaç. ÜŞ h Çüz ettirmeğe çalıştım. lalyasız nazıra ben. ıl.“ Bözeteye bir de res - di kendime teşekkül Sduğunu, kimsenin ha. hi Perimiz yok, diyı KM böyle bir cemiyı a Ü için ilk şart bu a. 'iyı toplamak ve bir le bir cemi Vesikası vermeğe S1 san'atkârları o - | ı—u:m Safa Coşkun Subhi Samyeli ile konuşuyor x% n Hocanın karısı do - | N— lüş. Evde başka kimse | yundan menetmeğe — ki para alması haklı olarak bir infia. li mucib olmuş, ihtiyaçlara tam manasile tekabül eden hakiki bir cemiyet kurulması için teşebbüz. ler başlamıştı. (Son Telgraf) bu teşebbüslerin başındakileri yakından “tanıdığı ve işin ciddiyetine emin olduğu için bir havadis olarak bu haberi neşretmişti. Bunun üzerine etekleri tutuşan birlikçiler geçen gün bana sekre . terleri bayanı göndererek bu ha. va mal sordurdular, Böyle bir cem bir ikincisine ne lüzum — olduğunu, sanki müteşebbis ben imişim gi bi, izahını istediler. Dün sabah, Darülbedayiin ve Ra şit Riza tiyatrosunun sabık süflörü Subhi Samyeline rasladım. Subhi Samyeli uzun yıllar kulis arka « sından, ve süflör kutusunun toz'u isin etmiş bir arkadaştır. Şimdi halk san'atkârı Naşidin yanındadır. - Yahu İki gözüm dedim.. Sizin cemiyet hissei şayialı bir mala döndü. Bir türlü mübarek nesneyi taksim edemiyorlar. Sen ne dersin bu işe, İşin içinde sa - yılırsın. Sevabına biraz bizi ay - dınlatıver. Meslek tesanüdünü — artırmak, bütün bu meslek mensublarını bir araya toplamak için cemiyetin ku. rulmasına ötedemberi ca: la çalışan Suphi Samyeli meğers se tıka bosa doluymuş. Bu suallır San'atkâr Naşid Özcan içinde birikenlerin tıpasını açma. ğa vesile oldu: *— Derdimi deştin bayım, de - di. Sana anlatayım bu hikâ; bu son terakki asırlarında insan. lar nasıl münferid yaşıyamazlar. $a hiçbir meslek ve san'at saliki de kendi san'at ve meslekdaşla - rile temas mecburiyetinden va - kışması, | etin ne faydası olur ? n: Nusret Safa COŞKUN reste kalamaz. Gerek sanat ve mes leklerinin inkişafı yolundaki za- ruretle, gerekse yürüdükleri san'. at yolunda karşılaşacakları meza. him ve müşkülât onları muhak . kak bir cemiyet halinde yaşa - mağa mecbur eder. Meşrutiyet zamanlarında mübhem ve silik 'bir şekilde başlıyan bu «san'at ve £ cemiyetlendirilmesir ha - Cumhuriyet devrinde en modern ve kat'i şeklini almış ve her cihetten müsbet neticeler el. de edilmiştir; bu, mutlak bir ha. kikattir. Bundan haylice evvel zanne « dersem - ki ben o zaman burada yoktum - Ertuğrul Muhsin ve Şe. hir tiyatrosundaki kıymotli ar . kadaşlar, Kendi teşekkül çerçe - (Devamı 6 ıncı subifede , Bir bar artisli kendisini gahneye hazırlıyor Fen adamlarının son fedkiklerine / göre en büyük muı:rım güneş! N is'de bir kongre toplanıyor Yeni bir ilim doğdu: Kozmobi. yoloji, yahud güneşin, arz ve bil. hasaa insanların harekâtı üzerin. deki nüfuz ve tesirlerinin tedkiki | ilmi... Kozmobiyolojinin Astroloji ile karabeti bulunan bir lim olduğu- nu söylemeğe lüzum olmasa gerek. Kozmobiyolojinin bakası olan | Doktor Moris For, uzun seneler . | denberi (Nis) de oturur, İlmi ted. kikatla uğraşır, Enstitü azasından Darsonval, Paris rasatanesi sabık müdürü Delandr, tıb akademisi a. zasından A. Lümiyer gibi zamanı- mızm büyük âlimleri, Moris Forin tedkikatile yakından #lâkadar ol. maktadırlar. | — Parisli meslekdaşlarımızdan biri, Doktor Forla görüşmüş, enstitüsü. nü ziyarlt etmiş, başlıca aletlerini görmüştür. Kocaman bir dürbün farzediniz. etinde siyah bir kutu, kutu. arkasında buzlu bir cam var. eşin Tekeleri bu cama aksedi- >r For, Parisli arkadaşi - — Bu lekelerden üçü, 13, 15 ve 17 mayısa tesadüf ediyor. Diğer. leri de daha sonraki günlere.. — Bu lekelerden ne anlıyorsu. nuz?. Bugünlerde vukua gelecek bazı kazalar... Fakat, mahiyetle- rini anlamak kabil aeği — Güneş lekelerinin kazalarda tesiri var mı? Doktor For muhabire bu sual üzerinde de fikirlerini şu suretle anlatmıştır: — 1926 senesindenberi, güneş. teki lekelerin sayısı arttı ve cesa. | Meselâ, intiharların — artmasında bunların pek çok tesiri vardır. yetler üzerinde de öyle, Sebebsiz yere yapılan cinayetleri | düşününüz. Hiç yoktan, sarhoşluk yüzünden öldürülenlerin sayısı arttıkça artıyor...> Doktor For, nazariyatını deldil fle isbata çalışıyor. Kahvesini madığı için 24 yaşındaki karı Devamı 7 inci sahifemizde meti büyüdü. Gayritabif birçok | hâdiseler zuhuruna - delâlet eder, | İnsan sonu gelmiyen bir istihalenin ifade- Bir ihtirasımız tükenir, başlar. Hayata yalnız maddeci gözü ile bak - mıyanlar için tabiyat ve mevsim de sonsuz bir ihtiras meş'alesidir. İçimizde ve dışımızda H Z.,ıy)ş)n sidir.. derler. Volga altında Petrol Borusu Astrakanda Volga nehrinin iki sahili arasında petrol nakliyatı i. çin sualtı ferşiyatına başlanmış - tır. Ekonomi bakımından büyük e- hemmiyeti olan bu borunun ilk i. ki parçası muvaffakiyetle Volga nehrinin dibine yerleştirilmiştir. Bu yerleştirilen boruların her bi. rinin uzunluğu 1.300 metredi: Fondanlı pandispanya 12 aded yumurta 500 gram kristalize şeker 500 gram un 45 gram tereyağ 100 gram çekilmiş badem biraz limon kabuğu rendesi yarım li - Taon suyu. YAPILMASI beş dakika vuru - er ilâye edilecek 25 ulacak, sonra, erimiş tereyağ, un, bader, 1 kabuğu rendesi ve limon suyu ilâ-. ve edilecek hafifçe karıştırılacak Yumurta! rulacak - şel dakika yon bir tepsiye iki parmak kalın yapılacak orta fırında hiç açma - dan 35 - 40 dakika pişirilecek fi rından çıkınca üzerine ızgara pıhi tel konacak sonra © kısımlardan kesilerek taksim edilecek üzerine -— ——KADIN Bademli rulo 100 gram — kayrulmuş çekilmiş badem 18 aded yumur 100 gram pudr 100 m un 50 gram tereyağ 'Yarım limon kabuğu rendesi YAPILMASI Yumurtalar pudra şekerle be. 25 dakika kadar vurulacak ev toreyağ ilâve edile şeker cek sonra badem, unla limon ka. buğu rendesi hafifçe karıştırıla - ağ kâğıdı ( rer san. üm kalınlığında y fırında 20.25 dakika pi Fırından çıktıktan sonra di | kabda erimiş çikolata biraz vije. | talin karıştırılarak sürülecek. Işının yağlı kremi 4 yumurtâ beyazı e şeker YAPILMASI Şekerin üzerini geçiniye kadar su konur- Hiç karıştırmadan kay. patıl Koy a başlayınca soğuk suya daml, yumuşak bir halde d line getirilen yumurta beyazı sı. cak olarak ilâve edilir. karıştırılır. Soğuktan sonra diğer kabda ter kile şeker yavaş yavaş karıştırılır. Ayni zamanda vanilya ilâve edi. lir. Bu lonın rasına konur, nuyorsa sıkı kar Süratle ğ ezilir, Yumurta a. krem yapılan bademli ro. ha | S—SUN TELGRA F — 10 Haziran 1938 htilâflı bir mesele:; Cinayetlri —MEVSİMIZ Güneş mi İyatrocuların cemiyet işi hısseı* Yaptırıyor şâyıalı bir mal davasına döndü ölüm bu alevin taze yangınını buluruz. Yukarıdaki resim bunun ne güzel ifadesidir. Genç kadın ürüm mevsiminin başlangıcında en güzel kol- veyi ve en iri iki inci tanesini tabintin kadın kadar tatlı meyvasında buluyor. DA YAZAN: DANYEL DAPYÖ Munju'nun konuşması pek tat. | h. İnsan dinter Öyle şeyler anlatıyor ki... Manju, bi pek çok sıkın. tı çektiğini inkâr etmiyor. Haki- katen sâyi sayesinde yeniden yıl. dız olmaya muvaffak olmuştur. Bu müstesna br şeydir. Çünki | yottı Holfvud'da bir yıldız. nazardan düştü mü bir daha dirilmesine imkân yoktur. Fakat Manju, şöhretini servetini faza eti ir. Ve çok da zen. gindir. Bana da çok yardımı dokundu. Tecrübelerinden tavsi, ( Devamı 7 inci sayfada )