#— fOPRTFLORAP — 9 Mayıs iP?8 AHAR GELDİ Dün İstanbul halkı Kırlara dokulmuştu. Güneş; uzun zamandanberi ke disine hasret kalan İstanbula tatlı bir gün yaşattı ! Kâğıthane, Mecidiye köyü, İstanbul caddeleri irili ufaklı insanlarla dold Yazan : Bedi GÜNDUZ î böyle güneşli, i İ pazarlı bir günde t kırlara davet| etti. Bu büyük fırsa- & tabil hiç kimse kaçırmadı, hemen j bemen bütün İs - yo - lunda dün sabah 25-30 araba birbiri | ardına sıralanmış- g lar, Haliçte yüz - den fazla - sandal| Köğithanenin yo- lunu tutmuştu. SW AA e C O TTTT çamur “ve su istilâsına uğramış... Mayısa girdiğimiz halde hâlâ kalın paltolar, yün fanilâ, hattâ şoson ve lâstikler modasın! kaybetmemiş. İşte, İstanbulur bir bahar saba- M Fakat öğliyerdoğru güneş kendi- ni gösteriyor.. Hava sıcaklaşıyor.. Seviniyoruz. Artık kış bitti, diyo- fuz. Afmma akşam olunca şiddetli| bir rüzgâr yüzümüzü — kamçılamıya | başlıyor. Yağmur bütün hızile devam edi-| yor Mütereddidiz. Bir gıldız: Son ya nasıl Parladı? Herkesin takdir ettiği bu sevim- li artistin hayatından kısaca bah - | sedelim: Sonya, 1913 de soğuk bir kış gü- » nü (Oslo) da doğdu. 'Takvimin yaprak- Yanılmadığı - larını karıştırıyoruz. mizi anlayınca fiatları hâlâ zemheri soğu-| — Ve sarışın, güler yüzlü, sevimli gundaki mertebesinde. bir kız oldu. Sabahtan akşama ka- Çehreler asık. Kış bir türlü bit -| dar gülüyor, oynuyor, şarkı söylü « mek istemiyor... Yaza i eğlendiriyor, herkesi lunuyoruz. Fakat içimizde yeşilli - yordu. Hani yumuk yu- gibi mini mini kedi İnsan, görünce sevmek - İster. scak günlere minnetle pamuk 1 vardır. laka okşam onlar gibi. Sekiz yaşına gelince, babası ona bir Paten (altı küçük *tekerlekli 8- Sonya, bu- k, yak kızağı) hediye © na pek çok sevindi. Arkadaşları ile beraber buzlar üzerinde patinaj a pmiya başladı. L kamiçiyer at nerede — Genraları, babasının rezareti al- rede güneş? tında yarışlara girdi. Hepsinde de . birinci geldi. Ea tt On bir yaşında iken Norveç pati- sicak ve güneşli. İşte bü-| haj şampiyonu oldu. Dbul balkının bekled 13 yaşında, dünya hu kazandı. Sonya, buz üzerinde yap! danslarla şöhret kazandı. Kendisini oyunlar ve t kumparıyaları mik bir mnun etmiye çah «Beş ye halkı şırlarsa; uzun soğuk İstanbulluları ba-| taklid etmer -|ra, sporla dansı birleştirmeğe mu - ( Devamı 7 inci sayfada ) andanberi urdan, çamıy |mon ve Fici adal: Otobüsler, tramva! istif haline girmiş hir Dün en fazla ler - Mecidiyeköyü, Boğazdı. Mevsim ba; na rağmen cesaret daha uzak mesire ler pek boldu. Kâğıthanede dü e olan eski hay Dl6 hdi zi ilâve edil Zurnalar verleri! he karışmak| — Taze, olgun veya kuru kayısıl ta bir gün daha mlarım si Güzelce yınız, çekirde öbek atıldı reye bir kilo dan yül İ Faydalı Bilgiler » Kanape ve koltukların tahta kı- sıralarını parlafmak için biraz sir- hıe ile zeytinyağını karıştırmalı, bir tutam da tuz ilâve etmeli ve bir bez Wpuçan ile silmelidir. tozu— Yumurta kabuklarını HİKÂYE KANAYAN YAR Yazan: Mahmud YESARİ Moloz . Abdı, yangın yerinden caddeye çikan sokağın dönemecin - «mahkemeler» le, mahkemelerle ili.|Bu semtlerde ne & siği olan herşey ve herkesle o ka-| Mübaşir, cevap V' iyice döğünüz. Avhi '“'*“dk:rî“ “| deki yıkık vakıf çeşmeye sırt ver.|dar “<hal ve hamür» olmuştu ki'ni açtı, sakin bir m)#" n-w'"e" ve *”k"':'”“" dö süd karıştı-| | iş, lüle zifiri kara tahta kahve -| serat» deki polislerden değil, uzak-|mar kâğıdlarını karışti” rınız. İyi bir diş tozu olur. nin, tüylü sarmaşıklar, boru çiçek-|lardaki karakolların muavinlerine, | sonra, bir kâğıd çıkardi Öği | Elleriniz kirli mi?— Vazelin sü-| | lerile süslü, yatak çarşafından biraz| serkomiserine; mahkemelerin reis- genişçe bahçesine iskemle atıp o-|lerinden mübaşirlerine kadar, bil . turmuş, sabah keyfi çatıyordu. Tir.| mediği, tanımadığı yoktu. yaki harcı yayvan fincandan <ok -' — Sana, mahkemedt? Moloz Abdi, k—nd"“' iskemleden sırtüstü yf? ,; Mübaşir, emektar, hakikaten ba- 'olile kasketini ensesilt rünüz ve oğuşturunuz. - Sonra ılık | sabunlu su ile yıkayınız. 1 Halıların muhafazası— — Her sa- bah bir fırçayı, Bifkaç damla tre - bentin karı; ylar, vapurlar|rınız. Güzelce lurçalayınız. Güveleri binlerce insanı defeder. Tütün kokusu— Odalarda tütün balık olan yer- kokusunu gidermek için ilk evvel Kâğıthane ve sigara ındaki külleri atınız. Sonra n an üzerine, su dolu bir Si edip büyük kayunuz. Su, fena ko- | e giden-|kuyu | KAYISI REÇELİ ların ha -| elinciye kada vamı 7 inci Bugün Birçök kimseler yamyamlığın ya-/dört parçaya ayrılir ve pazar yer ni insan eti yiyenlerin kalmadığını / lerinde çengellere asılır, satılırdı. zannederler. İlk evvel, açlık yüzünden bağş Halbuki bu, düny: yan yamyamlık birçok milletlerde, | kalkmamıştır. — Ok; intikam hasebile ilerledi ve gilgide — OÖyle yağlı kuyruğu bu enayiye Kaptırır miyım 9. Hi, insan eti bul iştiha ile yerler Bu adalara giden lilerin bu âdetlerii çok ihtiyatlı davrar labalık ve Silâhli Yoksa halleri yamanı rilip kızaltılmaları n Eskiden birçok mil yerlerdi. jetler hemcinslerinin mideye indirir ve b bir Jezzet duyarlardı yalılar, bal şerbeti içerlerdi. üşmanları: Afrikada (Jagas) kabil kadınların krkl"ın ve Sitlen Sarmatlar, nerelerde Oturuyorlar ?. * âdet halini â Ne celbi be imanttf ) lıe kahveyi çekip de ard ara iki| ba bir adamdı ve Molozun, çok eski igara tellendirdikten sonra gevşe-| bir tanıdığı idi. Moloz, ona, bir is- hafiften bir şekerl kemle uzattı: yordu. Fakat mübaşirin,| — Otur bakalım, dinlen. diği, senselenmediği» ne» şaştı ge bildikleri için ağın üst başından sökün Mübaşir, yol yorgunu idi. Abdi -| «celp kesildi ği lar, daima ka. görünce, keş bastıran tatlı nin uzattığı iskemleye nazlanma -| «zenaat icabıs, karşısifi arak — gezerler. yamyamlıkta | uyku gev. da, — sinirleri'dan hemen oturdu; şişkin çantasını|(sa olsun, evukuatındaf" - Oburluğun bü na dikkat etmi ği enayilik sayardı. BU ter> inde yoktu; mübasit” pi Vukuatım yok, lışlık olmasın. Adımitfr çıktı, diye aslı astart kuatlara karıştırılıyo'd” h celbi? İçi genişmiş - gibi Tağmen, tir tir titriy' İson günlerde, hiç de Y* İtı. Ufak tefek sişçilik” e dizlerinin üstüne kı muhakkaktır.. Hetler insan eti Müasa- Nezleye tutulur gibi, yılın dört mevsiminde, bazan da mevsimleri | şaşırarak <hak yeri> ni, <Tevkifha- etini iştiha ile | Oüler | ne» yi boyladığı için, mübaşirin Bö-| — Bir okkalı gel. |daha lezzetli bulurlar. Vücudün ba- | rünmesini, hiç de hayra yormadı. | Görünüşte soğukkanlı idi amma; :| İ kınmlarına, bilhaşşa ayakların | ”— Mübaşir yaklaştığı raman, Moloz| Jiçi düğmesine basılmış bir elektrik tabanlarına, avug içlerine bayılır - | Abdi, hemen davrandı: id. lardı. — Merhaba babalık! ,)Sızlıkla: — Merhaba evlâd! — Hayır ola, dedi. Gene ne var? Abdi, «polise le, «karakollar» la.İHoş, sen, pek hayra gelmezsin yal | Coloz, para gözünde olmıyan bir mirasyedi tavrile kolunu savurarak |kahveciye bağırdı: Yamyamlar tereih eden yaşlı İfT etini hayvan di. - Çocukların damların - etlerinden | n bundan — büyük » İskandinav - nin kafa tasile İzili gibi titriyordu; zoraki bir Yamyamlar, kurbanlarını daima (Devamı 7 inci sahifemizde? sinde, er- vücudleri | SİMONE Simon MAHKEMEDE KÂTİBİLE ALTIN ANAHTARLARIN SIRRI W Simone Simonun, İambl davaya, n den - birisi şu ( n imkânı yoktur. Zi - | <Altın anahtarların sırrı...» Kâtib, mahkeme — Matmazel Simone Simon Pa-| - Acaba, han; de iz, filân bışfıl Tum amdma, kör şeytâf varmadan mandepsiy” şım? Mübaşir, onu, uzuf ten, meraktan kurla! — Seni şahidlik lar. 3 Moloz, ducakladı" | Ne şahidliği be Mübaşir, kâğıdı W Meselenin ı-.ın!',f miyorum. Suçlu diye Ü in çağırıyorlar. 1!;"/ Abdinin okuma yö kâğıdı, elile geri itti — Hele sen, şunu BF y yango, ne günü vurU' — Ne piyangosu? Ne gün gideceğii Mübaşire ters teti Bunca yıldır. kopukt Marlen Ditrih Pariste Saat biri 18 geçiyor. (Kraliçe Me- ri) Transatlântiği ile Amerikadan gelen yolcuları getiren tren üç saat teehhurla Parise geldi. Marlen Detrih kocası Sieber'le beraber vagondan indi. Arkasında güzel, şık bir tayyür; boynunda, ti kiden bir eşarp, başında kocaman fötr bir şapka vrdi. Kendisile konuşan CENKLEŞİYOR gazetecilere: — Tatil müddetini geçirmek, din-| ğer kon lenmek ve gezmek için geldim. Tıp-| esnafça konuş: b a Bala bi ao gibi... | Mübaşir, Moloza V — Kırınızı görm gidecek mi. çekti, okudu: | — Haziranın on 4 ba günü saat birde Abdi, dalgın dal Bugün ayın ki Kahvecinin getirdiğ! höpürdete hâpürdet? gözlerine Kit . 4 Ç kalaca. Bum. Iv.nılıs Iı..ı ada kısa bir seyahat yapmak niyetindeyim, So: ra tokrar Prise döneceğim. filmini çevireceğinizden bahsı nuyor. — Bize ilk haber... Son baharda Holivuda döneceğim. Radyoda ça. | İlşacağım. Sonra Prank- Kapro'nun Aımanyaya gideceğiti” kâtibi aleyhine|riste iken halis altından iki anah.|bancının olacak... ah muharrirle -|tar yaptırdı. Bu anahtalar, ikamet| Maheme devam ettiği sırada se- vermiştir: |ettiği köşkün kapısınındır ve her| vimli yıldızın köşkü zabıtanın mu- |Tin birinde Jorj Son rolünü yapa: birinin üzerinde bir marka vardır. | hafazası altın alınmıştır. Buna rağ- | Cağım. Şopeni' de Şral Boyer temsil — Kimin markası?... men, Ceymis Rişand adlı vedi vaş- |Edecek... — Her halde dostlarından bir ya- (Devumı 7 inci de) | — Müsaadenizle bir sual dahal, iki filmini çevireceğim- Bu filimle- Jar, — Kim uydurdu İ — Herkes söylüyüü — Bu, aşlı olmu)" ismi kuzurunda: