— Berberlerin yeni bir derdi Pazar günleri semt €mt dolaşan seyyar erberler mi var ? verili__vıermiyen ve gizli çalıştığı iddia olunan edilerin hemen önlenmesi isteniyor Hkenmi berberlerinin bitmiyen,|liyen berber M, Selim, bu işin mah- S Streza'nın hatırası Nisbeten kığa bir zamanda olup biten müzakerelerin sonunda niha-| yet İngiliz - İtalyan anlaşması im-| zalandı. 935 senesi ilkbaharını ba - tırlayınca Streza cebhesinin nasıl kurulmuş olduğu da gözününe geli- yor. O senenin baharında İtalyanın bu isimdeki lâtif bir yerinde İngi- liz, Fransız ve İtalyan Başvekilleri toplanmıştı. Üç devlet arasında bir Sabiha Gökçen Tayyaresile şehrimize geliyor Kadın tayyarecimiz Atatürk kızı Bayan Sabiha Gökçen, bu sabah ve- ya yarın «Türkkuşu» tayyaresi ile ve arkadaşlarıile şehrimize gelecek- Bayan Sabiha Gökçen ve arkadaş- ları; İzmirden başlayacakları ve Ça-, Zengin yerler ingiltere ile Japonya | Harbederse üçüncü bir devletin olacağı vaziyet şayanı dikkattir Holanda gibi Avrupanın küçük bir/)iz dominyonları arasındaki deniz| devleti uzak yerlerde zengin ve ge/ yollarına hâkim bulunmaktadır niş müstemlekelere malik bulunu. yor. Umumi harbde bitaraf kalan l İşte hep istikbal düşünülüyor: İn- giltere ile Japonya arasında bir mu- anlaşmadan bahsedildi. Fakat çok Holanda, zengin bir memleket ola- , y Glursa Holandalıların elin- Hatili Bu Sele etrafında en çok dedi- berberlerdir. Bun -| yi ı._u“' kısmı, Meriyete h:':f tutulmalarımı istemi; BÜ tatik çi Mücibe olarak ta, umu- Yade kea f öRlerinde halkhın en zi- Jihtiyaç, * Olmak ve tuvalet yapmak he nda — bulunduğunu, 'ıııf”'“— hem kendilerinin isti- Tatün tami Tet in edecek olan bu istis- Verilmesini istemişlerdi. diktan sonra berberler Yehi bir şekil başgösterdi. lerin Belediyeye bu 8Cdate karar verdikleri meselesidir. Menedildiği zamandan- bı Beçil kalkmış bulunan sey- Büzı p hafta tatili günleri %'“’br_wm tatbik e - Galar p Olduğu hakkında bazı id- Potaz sürülmektedir. ı:înlm edevatını çantaya | Nm'" Bclarına Gdirler berberler; evlerdeki B TMüracaat ederek — sa fraş yapmakta, kadın| tndülâsyon tatbik etmek-| Mesel, '€n bir derdi vardır: Haftalzurlarını anlatmâkta ve ezcümle 'daha hafta tatili bir keyfiyetti Modern berber salon- Birdiği zaman ta-larının bugünkü makineli vasıta - iş -|larla techizi büyük sermayeye ihti- |mandanberi esasen azalan müşteri- Çİlerin bu suretle evlerinde rahatça |eekleri cihetle kendilerinin korun- | Açılacak gunları ilâve etmektedir: — Seyyar berberliğin men'i, bu. san'atin ilerleyişi bakımından elzem 'yaç göstermekte, cüz'i olan ücretler| ile berberlik ancak ufak bir geçim vasıtası teşkil etmekledir. Halbuki tatil günleri berberlerin çantalarına ületlerini koyarak ev - lere gitmekte oldukları, bu suretle hem hafta tatiline mugayir iş işle- dikleri, hem de diğer esnatın kazan- cına mâni teşkil ettikleri görülmek- tedir Bu hal, hem memnu olan seyyar berberliğin revac bulmasına, hem de bir nevi kaçakçılık mahiyetinde ulunmasına göre Belediyoce men- edileceği şübhesizdir. Belediyeye müracaat etmeğe ka- rar veren berberler bu işe süratle, nihayet verdirilmesini istiyecekler, bu suretle berberliğin korunmasını ve jilet makinelerinin çıktığı za -| saç kstirme usulüne alışnca dükkân sahiblerinin çok fazla zarar göre - masının teminini de di Kursları | geçmeden Habeşistan meselesi baş. gösterdi. Artık ondan sonraki yaz ayları Habeşistana sevkiyatla, son- bahar ve kiş ayları da harbin başla- masile ve devamile geçti. İngiltere ile İtalyanın arası açıl-. dı, - Habeşistan — meselesi Milletler Cemiyeti ile İtalya arasında bir me- seledir; dendi, İngilterenin bu me- selede o kadar alâkadar olması hep Milletler C: misakına olan merbutiyetinden ileri geldiği tekrar edildi. Şimdi vakayi gözününden birer birer geçiyor: Tam üç sene evvel vücude gelen Streza cebhesi yine bu üç sene zarfında dağılnuş, mazi.) ye karışmış, önün yerine Berlin.- Roma mihveri gelmiştir. İngiliz - İtalyan anlaşmasını bun- dan sonra Fransa - İtalyan anlaş - müası lakib edecek görünyor. “Puris ile Roma arasında konuşmak için zemin — hazırlanmaktadır. — Fransız devlet adamları evvelâ Londraya giderek görüşecekler, ondan sonra da İtalya ile Fransa arasında müza. kereye girişilecektir. Bu işler artık pek yakın bir zaman meselesi gö- Tünüyor. İngiltere ile İtalya arasında bir| /taraftan, Fransa ile İtalya arasında diğer taraftan böyle bir anlaşma el- de edilmiş olması, ister isltemez| Streza'yı hatırlatıyor, Bu hal karşısında Berlinin alâka-| elmasa gerektir. Şu aylarda di;lo-| | nakkale - İstanbul yolunu takib e - derek yapacakları bu hava seyaha-i tinden sonra Ankaraya gidecekler- dir. Ayni zamanda Türkkuşunun baş-, öğretmeni olan «Bayan Sabiha Gök-. çen» yakında; «İnönü» kapmına gi- derek oradaki 'Türkkuşu gençlerinin yetişmesi ile meşgul olacaktır | Tapu Müdürlükleri Lağvediliyor Yeni teşki!ât; işlerde sür'atide temin etti Tapu sicil muhafızlıklarının bü - tün her vilâyette tesis olunması i - çin büyük bir gayretle çalışılmakta- dır. Peyderpey bütün Tapu Müdür- lükleri de lâğvolunacaktır Ezcümle — İzmir — vilâyetin - |de de bütün Tapu Müdürlükleri lâğvolunmuştur. .Bunların - yerine |«Tepu Sicil Muhâfızlığı» teşkil o - lunmuştur. Sicil Muhafızlıkları, mülga Tapu Müdürlüklerinin bütün hukuk ve lühiyetle: tir. Vilâyetin, büyük ve küçüklüğüne göre Taepu Sicil Muhafızlıkları teşkilâtının sa- yısı arttırılmıştır. İzmir vilâyet merkezinde dört Sicil Muhafızlığı vardır. Her kendi mıntakalarında tapu tasarru! işlerini, mülga Tapu Müdürlükle - rak para âleminde büyük bir roli X: bu adalar en mühim rolü oyna- oynamaktadı. S ühim harekâta sahne ©-| Dünya çok değişti. Holanda da bu Yârük en mühim harekâta N i ü lacaklardır. O halde bir gün Japon İgün kendini korumak için silâblan- ü maktadır. İstikbalde Avrupada yine İğgiliz harbi olursa Holanda "d' bir harb olursa Holandanın da kim Taf kalamıyacaktır. Onun için şimdi nasıl bir taarruza uğrayacağı İngiltere ile Holanda arasında bir düşünceslle bu memleket te lanlaşma olmuştur. Her iki tarafın erler gibi silâhlarını arttırarak ha-|deniz erkâmıharbiyesi — arasındaki Singapurdaki yerli müdafiilerin levazım çadırı arlanmak meeburiyetinde bulunu-|müzakereler neticelenmiştir. -Eğer yor. İbir gün oralarda bir kavga çıkarsa Feakat Holandann uzakta, deniz - gerek İngilizlerin, gerek Holandalı-| ler aşırı yerlerde müstemlekeleri Jarım elinde bulunan üssübahriler. 'vvardır. Bunların istikbali çok düşü- den her iki taraf karşılıklı olarak mülmektedir. istifade edeceklerdir. Bunun müna- Bir zamanlar İngiliz ve Holanda' .: kuyyetli olan İngiliz donanması h.aW .Sibi imalâthaneler Bilhassa meyva amba- nda yeni hüküm- lâjına ehemmiyet matlar âleminde görülen fnaliyet, | gitgide ehemmiyet almaktadır. | Ahmet Rauf rinde olduğu gibi vilâyetin ayrı ayrı birer idare şubesi vaziyetinde ted- vir ederler ve vilâyetin diğer idare | menfaatleri Cavanın zengin adala- rına malik olmak hırsiyle çok aykı- yı gidiyordu. Lâkin bu mücadeleler ler hazırlandı 4:.1 Yapıl Meclisi tarafndan tedkikle- ua p Makta olan yeni Belediye za- Matnamesinin şeker, pasta, İtne ve helva yağan ve Katan Nn Güz Ştler hakkındaki hükümleri ere edilmiştir. BK İ dalımatnamenin bu husus - _:“h:ıml—-ı— göre bu kabil mü- erıımdı hiç bir suretle Ve bu karar altına alınmış, karara ayrı kapısı olmiyan yatakhane ittihaz edi- Tüşei, EAnları da şiddetle menedil- Mücehhez bulunmaları, *dilecek mamulâtın da Fİsiminde ihracatın temini için Türk | İ—.::'mlır içinde ve kapalı 'da meşruttur. temizli; veriliyor Memleketimizin — başlıca —ihrac maddelerinden sayılan yaş meyva- ların dış piyasalarda büyük rağı Üsküdar ve Kadıköyün - lartık tarihe karışmıştır. Şimdi İn - şubelerinden bir farkları yöktur. v e F O Ka Grup Müdürlüğü İzmir, Aydın, Gar birleşmiştir ki bunun neticesi Manisa vilâyetlerinin Sicil Muhâ -| Gişrak İngiliz ve Holanda sermaye- flıkları üzerinde murakabe hak -/1eri de birleşmiştir. Lâkin bundan kma maliktir. Binaenaleyh İdaha fazla olarak Japon tehlikesi harekât sahasındaki Holanda müs- temlekelerinden üssübahri olar: | istifade edecek demek değil -midir?) Japonların, Holanda emle - kelerine göz dikmeleri bunların yal- Jtız askeri noktadan eh tü o- İluşundan değildir. Hattâ daha zi - İyade bu ehemmiyet iktısadidi:, Çür- gördüğü, fakat ambalâj işlerini İmarı Belediye imar müdür- dığı cihetle henüz ambı modern vasıtaların meyva istihsal muntakalarında bütün müstahsil gaö ee unılı:dnıı tatbik edilmediği mı::;î lüğü maktaları hazır- mektedir. Ziraat Vekâleti meyva is- lamaya başladı tihsal mıntakalarında ambalâj kurs-| Tamamile hazırlanmış olan İstan- ları açmak etrafında tedkikler yap-|bul Ve Beyoğlu semtlerinin «avan maktadır. |projeleri» nden sonra şimdi «Üskü- Tedkikler neticesinde yapılacak dür» ve Kadıköy semtlerinin avan projeye göre birçok kursların açıl-| Projelerinin hazrlanmasına — geçil- ni lanar . ASAT U AM hircilik mütehassısı Bay Prost İs - tanbuta gelecektir. | Belediye İmar Müdürlüğü, şim - mesi ve hiç bir sebeb veya suretle diden Üsküdar ve Kadıköyün bu- de bu kabil yerlerde sinek bulun .şmm yaziyetlerini gösteren ma - durulmaması, bu hususları nazarı- kattalarını hazırlamağa başlamış - itibara almıyanlara para cezası ve|tır. Mütehassıs Bay Prost; bu iki dükkânları kapatma müeyyideleri- Makta üzerinde icab eden plân - ofis tarafından tertibat alınacaktır. Miştir. Pek yakında bu iş için şe -| Muhafızlıkları ile yapılacak mu berelere grup müdürlüğünün tavsi edilmesine mahal olmadığı gibi re: mi törenlerle toplantılarda — Sicil D afızlıklarından her birinin ayrı birer idare şubesi reisi sıfatı ile ha- zır bulundurulmaları - muhaberatla yeni unvanların kullanılması bildi- rilmiştir. Deniz Bank Umum |Müdürile muevini- nin seyyahati Bundan 3 - 4 gün evvel Ankaraya gitmiş olan «Deniz Banke Umum Müdürü Bay Yusuf Ziya Önişin ya- İrın şehrimize dönmesi beklenmek- Diğer taraftan «Deniz Bank» n |Umum Müdür muavinlerinden Bay Bahrimuhiti Kebirdeki Kü yukarıda dendiği gibi, evvelâ en |İngiliz ve Holanda menfaatleri ara- m“hi_m bir uryü_olmk petrol var- İsındaki birlik daha kuvvetlenmiş -|dir. Sonra artık diğer mevaddı ibti- ir. İdaiye geliyor ki bunları Japonya ha- Japonlar, Asyada pek çok yerlere rieden tedarik etmek mecburiye - göz diktikleri gibi Holandalıların tinde kalıyor. Oralardaki petrol ku. Şarki Hind müstemlekelerini de yularını işletmek için İngilizler çok y Şi çol le geçirmek istiyorlar. Bu suretle mikdarda para yatırmışlardır. Öyle Asyanın bütün cenubu şarki tarafı. ki Holandanın petrol istihsalâtı de- na hâkim olmak için askeri noktarı . A l T taklığı 'ları ele geçirmeyi düşünüyorlar, Bu B ila Tana aKN 3 hiç unutulmamalıdır. Lâkin İngi Ğ N erle — Holandalıların — ettikleri hiti Kebirde artık — vurular a ZL halde korunmuş olacaktır. Dier Müşterek istifade yalnız petrol taraftan unutulmamalı ki Holanda- kaynakları da değildir, ların elindeki bu mühim yerlerin | Eğer bir gün Holanda müstemle- karşısında petrol membaları, Japonlar için u- keleri başka ellere geçerse şimdiye| nutulur gibi değildir. Çünkü Jepon- kadar Londra ve Liverpol piyasa -| ya bugün bile oradan * 75 derece. Jarında geçen kauçuk ile çay isdh-i elidü, petrel getittmekledir. salâtına İngilizlerin ve Holandahla. Holandalıların elindeki adaların le tesbit edilmiş bulunmaktadır. Bu müesseselerde çalışan işçiler DELİ GÖNLÜM YAZAN NUSRET SAFA C ROMAN EDEBİ ve sandaldayız: lim B(y,' S€eVMiyor musunuz Se . Diyor bana.. Cıvs.;, Vetiyorum: umlz Peğeniyorum / Süheylâ Hanı ;:, l:ılıuı,.,:"' lömetreleri TTemnlej 'Ce Uzak yabancı S V Stle bile seninle bazbaşa: OŞKUN 103 Gözlerimi daha sıkı yumuyo - rüm. Onunla şimdi burada, önünde oturduğum masanın - başındayız. Gülüşerek yemeğimizi yiyoruz. — Ne iyi ettik de İstanbuldan kaçtık! diyor.. Burada herşeyden, berkesten uzak yalnız birbirimi » Ziniz!.. Elimden tutuyor benim. Bera - ber küçük sandalın ipini çözüyo. TUZz, — Aman çabuk olalım Suad! Sahibi görmeden açılalım. İki kaçakçı gibi çabucak atlıyo- ruz içine.. O daha oturmadan ben Tarını vücude getirecektir. Üsküdar ve Kadıköyden sonra Bo-|leyh Almanyada yaptığı «Vapurcu- | İngilizlerin elindeki Malaya ile A- için Belediyece kabul edilen şekil- ğaziçi ve Adaların imarı için lâzım- luk» hakkındaki tedkikatının. neti-| vustralya arasında köprü oluyor, deki gömlekler giydirilmesi de ka-| gelen proje ve plâlar ihzar oluna-|cesini bir raporla İktısad Vekâleti-| Bu adalar, Singapur ile cenubi Bah- iğe itina edil-'rarlar arasında bulunmaktadır. caktır. küreklere asılıyorum. Birdenbire sandal sallanıyor. Ciyak ciyak bağırıyor. — Az daha devriliyorduk Su - adi.. — Demek devrilmekten bu ka- dar çök korkuyorsun?.. — Sudan ödüm kopar. Ona bir şaka yapmak istiyorum. Sandalı iki tarafa sallayınca, kü- Ççük sandal muvazenesini kaybe - diyor.. Ve-haydi biz sulara.. İki kulaçta onu belinden kavrı- yorum. Saçları yüzüne yapışmış, korkudan çeneleri birbirine kilit. lenmiş.. Şimdi üzerine yapışan elbisele- rile kollarımın arasında.. Ağzına sular hücum — ederken bağırmağa çalışıyor. — Çıkar beni, boğulacağım şim- dit Dudaklarını düdaklarımla ka - piyorum. Harun Berlinden gelmiştir. Mumal-| eheramiyeti de başka: Bu adalar, İrın vedâ etmeleri “lâzımgelecek!.. Idirecektir. Sırası mi şimdi Suad! Yı Tamaz çocuk.. Bu ne dalgınlık Suad?... Silkiniyorum: Daldığım bu tatlı hülyadan be- in uyandıran, Cina'nın sesi... Elinde iki tabak; lokantacının karısına yardımdan geliyor: — Bu manzara karşısında ken - dimden geçtim! — Acaba?... Siz ne tahmin ediyörsunuz? — Düşünüyordun! — Belki de farkında olmadan.. — Hayır... İnsan kendini cez- beden manzaralar karşısında unu- tulmıyan hatıraları ve sevdiği in- sanları düşünür, Bu yeni dekor i- çinde yine eski tanıdıklar rol a- hırlar... — İhtimal... Fakat benim bu 'yeni dekorda, kendilerini hatırlı- yarak, rol vereceğim o kadar az kimse var ki... 'Şeker kamışı da başka,. İstikbal ne gösterecek? Ingilizler| İde bunmu düşünüyor, Holandalılar rimuhiti Kebirin cenubundaki İngi-/da: Bugünlük bu bahse nihayet ve- L O YA Beklememesini istediğim bir kimse var!... — Sizi bekliyor mu?... — Sanırım!... Cevab vermedim. Manasız bir mevzua girmiştik. Vakıü bunun ne zamandanberi Ci- nanın tecessüsünü tahrik ettiği nin farkındayım, Lükin bana aid olan bir şeyi bir yabancı ile ko- nuşma mevzuu yapmanın ne ma- nası var?... Galiba farkında olmadan sura- ftımı asmış olacağım ki, Cina özür dilemek lüzumunu duydu. (Devamı var) gAA DÜZELTME: Dütkü sayımızda çıkan kasım- da «gecikiyor» kelimesi egereki- yörs şeklinde olacaktır. Bu yanlış maneyı bozduğu için düzeltmek mecburiyetinde kaldık. Düzeltir ve özür dileriz, Masayı hazırlârken, yüzüme bakmamıya çalışarak: — Suad... Bir kaç defa soracak- tam, cesaret edemedim, dedi... Hu susi hayatınıza aid bir şey sormak münasebetsizlik... münasebetsiz- lik amma, böyle bir sual sormak- tan alamıyorum kendimi... Türki- yede sizi bekliyenler var mı?, — Pek tabii... Meselâ kardeşim... — Pek tabil. Meselâ kardeşim:. — Anne, baba, kardeş gibi ai- leden olan kimseleri kasdetmiyo- rum... Yâni... Cesaret edemedi. Sustu. Ne sor- mak istediğini anlamıştım. — Buna, kat'iyetle hayır diye - mezsem bile, evet de diyemem, Duraladı, kızararak yüzüme baktı: — Demek beklemesini ümid et- tiğiniz, arzuladığınız, fakat, san- madığınız bir kimse var?, — Böyle değil de, şöyle diye- ü , Ahmet Ziya Onun gazete sütunlarında sık sık — |ismi geçen bir şöhreti yoktu, Sağlı- İğinda bir fıkra muharririne mevzu da olmadı. Başını tozlu kitabların a- rasına sokmuş, saçlarını ağartan se- neleri kütübhane köşelerinde harca- mış, şen ve nüktedan bir ilim ada - mıydı, Resim müzesi açılıncıya ka - |dar da ressamlığı takdir. edilmemiş bir san'atkârdı. İşinde titiz bir dik - |kat gösteren bir takvimci idi. Mem- ressamlarına eşyayı düzgün çizme - İsini öğreten bir menazır hocasıydı. Ve hâlâ bugünkü Akademi onun ta- lebesidir. Onu üzerinde binbaşı el - bisesile tanıdım. İçi gülen boncuk gibi mavi görleri, pembe yanakları vardı. Beyarz kırpık biyıklarının al- Jtmdan insana ferahlık veren bir gü. İlüşü vardı ki, tertemiz ve karışıksız kalbinin ifadesini taşırdı. Tekaüd ol- duğu zaman yaşına İsıhhat dinçliğile çalışmağa t kollarını sıvalı görenler onu İnkılâb Müzesine müdür yaptılar. Orada yeniden kitahların srusma başını soktu. Bir tek siyat (hli kalı mamış, gümüş gibi beni' sik gaçlı başını düne kadar da bu kitah- stünden kaldırmadı, Dün, mü- dürü olduğu müzenin karçısındaki Beyuzıd camiinde namazı kılındı ve Silivrikapıya defner'i Bu adam yaşlıy: di, Her msan gibi elbette . Fakat onu, osnun neş'csini, dinçliğini ve nütedanlı - İğmı yakından bilenlerle, tamıyanlar bu ölüm için şu hükmü vermekte iltifak ettiler: — Çök erken. Niçin mi bugün sütunuma onun — matemini serdim? Çünkü mubalâ. ğasız söylüyorum. Gündelik höd; « selerin içinde bugün onun kaybu dan daha büyük hâdise yuktur. «İr- fan dünyamız 2iyesiz kaldı.» HALK FİLOZOFU . —< | Çocuğun,neşesi sıhhatıdır. Hasta- lıklı çocukların çokluğu milletimizi inkıraza sürükler, * © Çocuğun ilk muhtaç olduğu —şey Annesi süt güneş ve temiz hava « |dır. ——— — rirken şunu da ilâve etmek lüzıra' — ki eğer Holandalıların Şarki Yind denilen yerleri ellerindeh #ider de Japonlara mal olursa, bundan yal- —— nız İngilterenin nüfuz ve Raklim yeti müteessir almakla kalmışacak, İngiliz zenginlerinin cebleri' c bo- şalacaktır. r İşte şimdi hep düşünülen ş î"' mâni olmaktir. Yumurta mı Tavuktan ?. — Bir büyük muharrir günün ga - — izetecisini şöyle tarif etmiş: — Gazeteci deveyi pire, pireyi deve yapan bir san'atkârdır. 4 izim Serdengeçti, bundau hahs- 'ederken: — Eğer kast mali bakımdan pire- (yi deve yapmak ise en büyük ser- mayeleri bile deve yapanları gör. 'dük.. Diyor.. ve: v — Yine eğer maksat bizim ödetini kalicak gll 'liba kendi vücudundaki gelişmen . — Sana göre hangisi?... — Bu meşhur yumurta hikâyesi gibidir Deve mi gazeteciyi pire ya- |par, pire mi gazeteciyi deve ya par! Hülâ işin içinde çıkılama « maştar.. Dedim, ilâve ettim: — Ben kendi besabıma bir zaman- — ların pirelerini şimdi deve — degil 'DEV almuş bile gördüm!.. Ve.. ondan sordum: — Buna zatüilileri ne buyarur lar?... BURHAN CEVAD a