a TFELCPA ——— LESKkİ bir akşamcının defterinden Yezen: Osman Cemal Kaycılı Kadın haykırdı : A... böyle mahzur bana viz ge- lir. Ben külhanbeylerden falan korkanlardan değilim !.. — Öyie ise ben de şu kadar kişi «|ve arkadaşlarını bulamayınca nin içinde onu alâme innas bağırarak |daha meydanda görünmez olmuştu, 7 Şubat 1eeg CILAR İ ge ae bir! buradan nt Reftin sözü biter bitmez kadın on- Bu kış Sirkeci, Balıkpazarı, Gala - ta, Godikpaşa meyhanelerinde Tur- GENE O! (5 inci sahifemizden devam) iy işten geçmiştir. Küçücük çantasın- ufacık bir derisini de para eder bir şey zanni- le götürmüştür. Ameli'nin hayatını bilenlerin söy - lediğine göre bu kızcağız her akşam bir kahvede oturur, kendisile tanı mak istiyenler olursa onların ikram lettiği içkiyi içer bu suretle bir gecelik arkadaş bulurmuş Ameli'nin hayatı a cı geçiyordu. Bru'nun dediğine göre Onu o gece sinemaya götürdüğü za- İman Ameli hemen hemen hiç kimse- den görmediği bu hal karşısında çok memnun olmuş, hayduda çok teşek - kür etmiştir. Kadının başına gelecek ları görmüş, şimdi 9 masaya doğrul- | muştu Yanlarına yaklaşınca Refet a- yağa kalkarak: — Buyurun bamfendi! * Mazlum Nesari, Affanın kulağına: — Ne yapacağız şimdi? — Sen işi bana bırak! Kadın daha yerine yerleşir yerleş- han'ın ikinci olarak karşısıa — çıkan İremancı (Mazlem Nesari) olmuştu. Vakın o bir aralık mizahçı (Aflan Kemâl) ile de buluşmuş, — tanışmış- iki buluşmuş, pek az görüşebilmiş; dı. Fakat Affan Kemâl ile ancak bir * İçantasında var farzettiği parasını a - ve bir daha onu görememişti. Çün- mez Affan Komal: — Yani Mazlummcuğum, bizim yap- tığımız bu çok ayıp bir iş olur. Herif- - lere bem saat sekizde muhakkak ora- da bulunacağız! diye kat'i süz vere -| lim, hem de saat sekiz olduğu halde biz halâ burada oturalım... Mazlum Senayi işi çaktı: — Şu halde kalkalım! — Durduğumuz kabahat, tabif kal- kalım! Onlar hesap görürlerken kadın: Refet yine kaşlarım çatarak: — Gayet mühim bir işimiz var da! — Ne tarafa niyet! Mazlum Nesari boş bulunarak: — Galatada bir yer! — Bendeniz de gelebilirim tabil, değil mi efendim! Affan Kemal: — Hangi Galata yahu, herifler bi- zi Kasımpaşada bekliyecekler, — Şaşındım canım, Kasımpaşa di - yeceğime Galata dedim! Kadın şaşırdı — Eğer Kasımpaşaya kadar sizinle gelmemde bir mahzur yoksa... Atfan Kemal: — Zannederim, var hanımfendi, çünkü biz eski bir kabadayılık vaka sıtı dinleyip not almak için Kazım - paşadaki külhanbeylerin kahvesine gireceğiz! — A.. Eğer mahzur o ise bana vız gelir Ben öyle külhanbeylerden fa - | lan korkan takımından değilim İşte şimdi Mazlum Nesari de, Af - fan Kemal de apışıp kalmışlardı. Be- reket versin bazan olmayacak yerde saçmalayanve bazan umumayan yerde cevher yumlurtlayan Baba Refet im - dada yetişti, kdının kulağına eğildi : — Sizin anlayacağınız, dedi, biz bu gece sizin gibi edip, kâmil, kibar ha- nifendilerin giremiyeceği bir — yere Bidyoruz. Kadın artık fazla 1srar etmedi; be- rikilere döndü: , — Şu halde sizi yarın nerede bula- bilirim? Mazlum Nesari attı: — Öğleden önce, daha iyisi sabah- leyin saat dokuzda (...) mocmuasın - da! Eğer öğleden sonraya kalırsanız bizi bulamazsınız. Çünkü bu —hafta öğleden sonra başka bir yerde başka İkü o, buralara her akşam — devamlı gelmez, aklına estikçe arada — bir jbirbirlerile (Baba Rafet) isimli eski bir aktör Sirkecideki Manto'da Tur- |han Refet'i sünnet düğünlerindeki lorta oyunlarından falân — tanıyordu. İTurhan'ın Mazlum Nesari ile birleş- iüği bir akşamdı, Beyoğlunda Kal - |yoncukulluğunda şişman İstefo'nun meyhanesinde idiler. Burada o gece gazetelerin istihbarat işlerine bakan 've bazı mecmualara arsıra İstanbul'- un ötesine berisine ve eski âdetle - rine dair öteberi yazmaktan olan İmam Es'ad ile Cemğleddin Fikri de çen 'vardı. Yürümesi tıpkı bir fıçı yuvar- lanmasına benziyen çişman — İstefo onlara boyuna ızkaradan, yahud ta-, 'vadan yeni inmiş ve tencereden yeni çıkmış sıck mezeler taşıyor ve her mezeyi getirdikçe: — Haydi bakalum, diyordu, yeyin |sızak sızak.. Baluk taze taze... Ziyo- İraki kanlı kanlı. Koç yumurta tipkisi pamuk! Mazlum 'Nesari zaten mezeden pek hoşlan - maz, yalnız salata, turşu, portakal, işkembe tuzlaması falan gibi şeyleri çok severdi. Hususi yaveri Baba Ra- fet hiç müşkülpüsend değildi, o ne bulursa dalar ve rakıyı tıpkı kayı- 'sı hoşafı içer gibi hiç durmadan bir- İbiri peşine yuvarlardı. İmam Esad i- desini betonladıktan sonra (Devamı var) | Bir tavzih İstanbul altıncı Noter Galtp Bin -| İgöl'den dün şu mektubu aldık. Ay - pek az uğrardı. Turhanla Mazlum'u| olan âkibet hiç aklına gelir — gibi değildi. Otelin odasında yapılan tet- kikatta yatağın bozulmadığı da ayrı- can nazarı dikkati celbetmiştir. Zaten Bru bi an evvel kadıncağızı boğarak lıp savuşmak istediğinden — radyoyu aÇMIŞ, sesi yükselterek ondan sonra «şaka» tarzında başlıyarak cinayeti yapmıştar. Ameli bir kanapede otu -. ruyordu. Cinayetten sonra cesedi da- ha soğumadan ufak bir iskemleye o - turtmuş, lavabonun arkasına yerleş- tirerek orayı da örttükten sonra ka- til otelden kaçmıştır. O kaçarken açık bıraktığı radyoda alabildiğine bağırıyordu!... Ameli'nin fakir bir halde olduğu onu öldürmekle hiç bir menfur para hırsı tatmin edilemiyeceğini genç hay dudun masıl olub da anlamadığı so - rulmaktadır. Çünkü Ameli yukarda dediğimiz gibi çok fakirdi. Eline ge- para ile 7 yaşlarında kadar — olan kızını büyütmiye uğraşıyordu. Bu küçük kız bir pansiyona verilmiş, pa- ra ile orada büyütülüyordu. Bu kız- cağızın annesi de böylece öldürül - dükten sonra dünyada kimsesi kal - mamışdır. Alman Vaydman ile Belçikalı Bru- nun arasında birbirine benziyen nok- talar olub olmadığı tetkik edilmek - tedir. Çünkü parası olmadığı halin - den, malüm olan yaşayışından besbel- li olan zavallı Ameli gibi bir kadın- cağızı öldürmekle eline ne geçtiği me selesinde Bru'nun verdiği — ifadeden bunu para bulmak için yaplığı id - diası anlaşılıyor. Öyle görünüyor - ki bu katil de o sırada ilk rastladığı ve tuzağa düşürebildiği kurbanından ne .Be evvelâ bolca safrasını bastırıp mi-|İları arasında kadınlar mühim bir yer| rakıya|tutuyor. Bru'nun da üç kadın öldür- çullanırdı. Cemalettin Fikri'ye ge -|müş olduğu birer birer meydana çık- İlince : O, sanki masadaki dübleler,|mıştır. Fakat acaba bu katilin daha düşünmüyordu. Vaydman'ın kurban - alabilirse onu almaktan başka bir şey| Habaşistanda Yahudi yurdu Kurulacak ! (4 üncü sahifeden devam) lümat vardı. Orada isyan oluyor di- ye yazılar yazılırken şimdi bir de müstakbel — Yahudi yurdunun Ha- beşistanda kurulmak — istendi - ği sözleri arasında — tezad var mı, yoök mü bahsi bir tara - fa birakilem da İtalyan'ların niçin Yahudilere Afrikada bir yer gös - termek arzusu besledikleri tetkik e- bebler muhteliftir: 1 — İngilteredeki | para piyasasının Yahudi sarrafları - nın elinde olması hasebile Londra'-| dan para almak için Yahudiliğe kar- a tevecedhkâr görünmek Tâzım. — | 2 — Filistinde Yahudi yurdu ola - mamakla beraber yerli Arablar yine oraya getirilen Yahudi muhacirlerin artmasından şikâyetçidir. Eğer Ya- hüdi muhacirleri bundan sonra Fi - listine değil de Habeşistanda — tesis >dilecek Yahudi yurduna akın eder- lerse Filistin Arabları, büyük — bir rahatsızlıktan kurtulacaktır. Bu su- retle İtalya Filistindeki Arabların da kemsinin teveccühünü kazanmış o - lacak; 3 — Hitler Almanyası Yahudileri stemiyor. Bunlar da Almanya'dan çıkınca oraya buraya gitmek — için dilsin: Bunun için ortaya sürülen se-|s Kadın ha ngi yâşia | güzeldir? (5 inci sahifemizden devam) bir kadının mevcudiyetini kabul e - (diyorsanız gülerim size! Hele bir ka- valye olarak tanımmak isteyen hor hangi bir erkek de böyle bir iddla - da bulunmaya asla cüret edemez!.. Greta Garbo Ben kadınları iki kısma ayırırım: 1 — Hoşuma gidenler, 2 — Hoşuma gitmiyenler. Daha doğrusunu — söylamek gelirse, bu düşman kadınlar arasın - da mutad olun geçime iştirak etma - i için, kaç yaşında olması icabede - lâzım İve artık beni onun başka şeyleri a- |lâkadar eder. Esasen düşünülecek o İlursa, kadının yaşından ziyade, ca « ibesinin, teshir kabiliyetinin — daha |mühim olduğu tasdik ecilir. Povel Aman!... Ne kadar soğuk, ne ka « dar zarif olmayan bir sorgul.. Kadın için herkesin tenkidi mü - himdir. Bunun lehimizde olmasını temin etmek de elimizdedir: Biraz nükte, ânce bir gülüş, küçük bir ha- teket, yarım bir kahkaha... Sözün kısası: Kadın cazip olmalı- hiç düşünmedim. |dır. Böyle olabildi mi, daima boşa a gitmek kendimi sevdir -| gider. Ho tiği müddetçe de yaş mek için bir kadının daha genç — ve a yaşlı olmaları icabedeceği hük- ında nasıl bir hüküm vetilebi Bir kadın, sempati beslediği, kal - binde ona karşı bir meyil duyduğu bir erkeğin boşuna gilmek istedimi yaşın malüm hududüunü - geçtikten sonra da bu emelinde muvaifak ola- meselesi üzerinde değmez. kafa yormağa Marlen Ditrih Bence kadın, aşk oyununda ken - disi ile boy ölçüşebilecek eşle karşı - laştığı zaman entevesan olmaya baş- lar. Bu mücadele beni cezbeder. Kadwun güzel olmak için kaç ya - dolaşıyorlar. Eğer İtalya Habeşistan- da Yahudilere bir yer gösterirse Al- İman Yahudileri oraya giderler, Hit- ler Almanyası da memnuniyetle Ya- hudilerden kurtulur. Bu suretle Ber- in - Rama mihveri yine faal, — ve her iki taraf için faydalı bir — rol oynamış olur 4 —'Yahudilere şimdiye kadar bir yürt — temin edemiyen İngiltere'nin senelerdenberi bu muvaffakıyetsizli- ği karşısında İtalya kendi Afrika İm- paratorluğunda onlara derhal yer açarak kabul etmekle büyük bir muvaffakıyet göstermiş olacaktır ki bu suretle Yahudilik dünyasının İn- giltereden ziyade şükran ve minetini kazanmış olacaktır. 5 — Katolik kilisesi Yahudiliğe karşı vaziyeti bugünkü — görül hiç aleyhde değildir! Yahudiliğin uğ- radığı ıztırablara karşı Katolik kili - sesi alâkadar görünüyor- Onun — için bu suretle İtalya hükümeti Vatikan'ı| 'yor. İleri sürülen bu sebeblerden en baştaki İtalyanların Yahudilere bir yurd tesisini düşünürken nasıl — bir hesabı göz önüne uldığını gösteriyor. Bu ilk sebeb maddi, paraya taallük e- başka kanuna girmiş olduğu zavallılar Baannm nni bin ae samcnn İ VOK MUĞUT?, Vaydman eline geçirdiklerini, tu- zağa düşürdüklerini öldürmekte te- reddüt etmemişti. Fakat daha bir ta- kimseler vardır ki onları da yal- den mühim bir sebebdir. Diğerleri İ- talya'nın dünyada nüfuz ve şerefini larttırmak için göz önüne aldığı nok- talar sayılabilir. Fakat yukardan be- ri gelen bu sebeblere şunu da ilâve letmeli ki İtalyanlar Yahudileri Şark! bir | *|erkeği mağlüp da memnun etmiş olacağımı düşünü -| HLADA 'nız gözüne kestirmekle kalmış, tu -|Afrika'ya topliyabilirlerse Habeşis - « — Mahkemede otobüs işleri haklzağa düşürememişti. Birer iş bulmak |tan'a çalışacak adamlar ve para döke- jkındaki dava münasebetile geçen i -İbahanesile Vaydman'ın ötekile, be -|cek sermyedarlar götüreceklerini de fade ve şehadetim 25 - 2 - 938 tarihlijrikile mektuplaştuğ malümdur. Tu -| düşünüyorlar. Pariste çıkan Tempsi mühterem gazetenizde, bu baptaki|zağa düşmiyenler de şimdi ucuz kur-|gazetesinin 19 Şubat tarihli nüsha -| beyanıma tetabuk etmemektedir. tulduklarına şükrediyorlar. Fakat Bel|sında bundan bahsedilirken istikbali Noter daireleri memloketin emni-|çikalı haydudun da böyle elinden u-|porlak görülen Afrikada; İtalyanla - İyetini muhil ve umum? ahlâk ve ada-|€uz kurtulmuş olanlar var madır? Bulrın kendi İmparatorluklarını kurmak 'ba muhalif olmadıkça tebliğ için ha-|Hokta ehemmiyetle tahkik edilmekte-|isterlerken Yahudi teşriki mesaisin riçde hazırlanıp getirilen evrakı ol-| duğu gibi kabul ve sevkederler. Ancak maznun — avukatının şahsi — kansatimi — ğronmek is - teyen — talebi — Üüzerinedir — KıI, muhterem mahkeme reisi benden bahsı geçen protestoyu ka - nuna mütabik bulüp — bulunmodarnn | şeylerle mesgul olacağız. Halbuki yarın öğleden önce, hele saat dokuzda Mazlum Nesari en de - rin uykuda olacaktı. Zavallı kadıncağız o hafta — her sa- bah saat dokuzdan — öğlelere — kadar - bütün mecmu arkadaşlarını dolaşmış ! Folie rrrmrenıNo 64 ONU KiM ÖLDÜRDÜ? Yazan: Moris Löblan Nakleden:fa., Nihayel Marki hareket etti ve bun-| Antonin, Raulü yanında hissedince dan on beş sene evvel, Elizabet Or - kıpkırmızı kesilmişti. Fakat bir keli- | nen ile geçtiği yoldan tekrar yürü -|me bile konuşmadan yürüdüler., moğo başladı... Arkasından Antonit ,| Marki harap olmuş duvarlar ara - sonra da Raul ile polis müfettişi yü -İsında ve yabani otlarla dolmuş yol - rüyorlardı.. lardan geçiyordu. Bu dört kişiden en sakini şüphesiz Bu yolun iki tarafında küçük - Rauldü. Önde giden Antonini tetkik'lar, arasıra da büyük, geniş ıne::r ediyor, onunla Klâra arasındaki fark-vazolar vardı... Nihayet, merdiven - ları tesbit ediyordu. Genç kızın, Klâ*'lere doğru, bir ağaçlık yerde durdu - vardı. Buna mukabil daha emniyetli yürüyordu.. Antoninde Klâradan da ha az şehvet, daha az sihir vandı... Ama, Klâradan daha çok gurur ta- şıyor, ondan daha tabil görünüyordu. Raulün yürürken ve arkadan gör . düğü şeyler, genç kızı karşıdan gör » düğü zaman da belli oluyordu. Bunu, Raul. genç kızın yanına doğru soku- lup da yüzüne baktığı zZaman anladı.. radan daha az ahenkli bir yürüyüşü lar ve Raul sordu: — Elizabet ile burada mı durdu nuz? — Evet... — Tamamen burada mı? — Evet. Ben şimdi durduğum yer. de Idim. dir. «Son Telgraf» o safhayı da ya- sordu. Yazılışındaki uslubun bu baptaki mutad usluba muvafık — olmadığını söyledim ve aynen: (Böyle bir pro-, testoyu bizzat ben yazmazdımve teb- Wi adim. Alâkadarından tadil ve idisinden ayrıldığınız zaman — şurada duruyordu. Raul elile bir yeri işaret ediyordu. Marki tasdik etti: — Evet! — Katiyen emin misiniz? — Evet, Hatıram bu son birleştiği- miz anı aynen muhafaza — ediyot Hatta, dönüp baktığım zaman bana bir öpücek göndermişti. Bu manza -| rayı nasıl unutabilirim? Fevkalâde muhteris halile yaptığı bu işareti, etrafını çeviran yeşillik -| leri, şu yan taraftaki vazoyu... Her şe- yi, hepsini aynen hatırlıyorum. —- Kendisinden ayrılıp da köşeyi sa- parken tekrar döndüğünüz zaman 'onu yine gördünüz mü? — Evet.. — Derhal gördünüz mü? — Derhal değil, fakat bir kaç sa - niye sonra!.. — Fakat, mantıki olarak düşünür - den elde edecekleri menfaatleri hesab lettikleri gösterilmektedir. aslahını isterdim) suretinde şeha te bulundum. Şu bir kaç satıra değerli sutunla - rınızda yer verilmesini rica ederim.., İstanbul 6 ıncı Noter Galip Bingöl det -| — Niçin gülüyorsunuz? Antonin de lisanı halile ayni suali soruyordu, Raul onları daha fazla üz-| ;mek istemedi, | — Niçin mi gülüyorum? Zira, bir|dim. O kadına çıldırasıya tutulurum |mesele ne kadar karışık olursa, in - sanlar anun halledilmesini o kadar arışık zannederler, Halbuki bir hakikat peşinden kimse koşmak istemez, karışık, dönemeçli yollara| basit| İşında bulunması lâzımgeldiğini ta - İyin etmek bahsine gelince, bunu ta - yin etmeği mümkün görmem... E - vet, hem mümkün görmem, bem de ıllıca bir iş saymam! Haruld Loyd için kat'i ve rhuayyen bir kabul edilemez. Ben in den kendilerini genç müddetçe genç sayarım. Dccum Piyer Betova | Yazıyı yazı işleri müdürüne ver « Sorgunuza cevap vermeden evvel, mek için, matbaanın yolunun tut - güzellik hakkındaki fikrimi - hülüsa Muş, Ankara caddesini uruı:ı_nı:l:en, edeyim: Kadın güzel kalmak için her' Yokuşta üstad Hamami zade İhsanla şeyden evvel üç şarta riayet ve itina| karşılaştım. Ve bunu bir fırsat bile « etmelidir: rek sordırm: 1 — Olduğu gibi görünmelidir. — Kadımn hangi yaşta güzeldir üs « 2 — Pudra, allık, Rimel ve sair gi-|tad-... bi şeyleri kullanmasını - bilmelidir.. Hamami düşünmeden cevap ver - Bilmiyorsa öğrenmelidir. Çünkü, bu kabil şeyler, erkeklerin gözlerini bo- yamak, kalblerini çalmak ve kendi- leri hakkında alâka uyandırmak için| kullanılır.... Bunün için, bu aldatıcı| şeyleri büyük bir ustalıkla kullan -| malı, erkekler burların yapma şey - ler olduğunu asla farketmemelidir. Aksi takdirde maksada varılmış ol - maz. 3 — Bir erkek kendinin hoşuna| İIİSR-“ULI('I'II Klark Gabl — Doğmadan evvel ve sonra! öldükten vvt #ölkamtilinmeesanemenanasan ai ea sirmeni ei nni üren Karilerimizle başba şa Edirnekapıda Ahmed Ekim: Posta telgraf, telefon teşkilâtma asgari orta mekteb mezunu olanlar alınırlar. Siz, )gilse bile, kadın unda aksi kanaati U ancak 6 na fa kadar okumuş ol « yandırmalı ve mücadeleyi üsladane | bir meharetle idare ederek Bonunda| vaziyete düşürerek uğraşma sahasından — götürmelidi Bunları yapabilen kadın taziptir. Ca-| zipse gençüir. Genç ise benima hoşu - ma gider. Nastl, cevabım: Kâfi mi? duğunuzdan talebinizin is'af olun - ışı muhakkak bundadır. 100 lira muhammen bedel ile 'Askeri fabrikalar yollamasına ait bir adet mavna 4-8-938cuma günü saat 14 de Salıpazarında Askeri Fabrikalar Yollamasındaki Satı - nalma Komisyonunda açık arttır- maya konulacaktır. İsteklilerin 17,5 lira teminat parasını herhangi bir mal müdürlüğüne yatırarak mezkür gün ve saatle Komisyoan- Boksör Şeraeling | Kadınları nyirmi, yahut otuz yı şına daha güzel olduklarını — iridia etmek mümkün olamaz. Kadın var -| dır ki, hayatın baharında daha gü -| zeldir. Kadın vardır ki, hayatının ya- zında daha güzeldir. Ben kadın bilirim ki, ağarınış saç-'da bulun maları. ları ile, yanıbaşında duran taze, ba -| Mavna köprünün Haliç cihetin- har kokulu şen, körpecik bir kızdan|de ve Eminönü tarafında Askert daha cazip, daha füsünkâr görün -|Fabrikalar Umum Müdürlüğüne müş, berkes genç Kızdan ziyade o -ait merakibi bahriyenin bulun - nunla alâkadar olmuştur. duğu mahaldedir. İstekliler her - Bu tamamen şahsa aid bir hususi-' gün görebilir. (946) yettir. Hiç bir katiyet mülâhaza olu-| ... namaz. Değişmiyen, nüfuz edilmeyen| ve ekadın» denilen mahlük kadar za| Tahmin edilen bedeli (5635) ten katiyet ifade eden; dei;ışmcymşu,. (70) kuruş olan 679 —takım bir şey var midiır?... Böyle bir iddia-'yazlık erat elbisesi Ankerada As- 'da bulunan yalan söyliyor, yahut da keri Fabrikalar umum müdürlü - kadınları tanımıyor demektir. Hü Satın Alma Komisyonunca 16- Rober Taylor (mart - 1938 çarşamba günü saat Bir kadının kaç yaşında olduğunu|15 de kapalı zarfla ihale edilecek tahmin edebilir misiniz?.. Hayır de -|tir. Şartname parasız olarak ko - ğil mi?.. O halde kaç yâşında daha gü misyondan verilir. Taliplerin mu zel olduğunu tahmin edebilmek büs-|yakkat teminat olan (422) lira bütün imkân haricindediz. Bu imkân-| (68) kuruşu havi teklif mektep - sızlığı hazırlıyan, icad edilen güzel-İJarını mezkür günde sant 14 de leşme vasıtaları mıdır. Kadınlar e-|kadar komisyona vermeleri — ve bedi gençliğin sırrına mı ermişlesdir?| kendilerinin de 2490 No. lı kanu- Bü hususta hiç bir şey diyemem.İnun 2 ve 3 üncü maddelerindeki Bir kadının kaç yaşında — olduğunu| vesaikle mezkür günde ve saat « tayin için hiç bir zaman düşünme -|te komisyona müracaatleri. (1045) 679 takım yazlık erat elbisesi. sapılır. Bu şatoyu aldığınız zaman bu raya geldiğiniz zaman, ne aramağa geliyordunuz Marki hazretleri? El - masları mı? — Hayır, Mademki - çalınmıştı, ne| diye arayayım.? Sadece belki katile| ait izler bulurum ümidile arıyordum. | — Gerdanlıkların çalınmamış olmak tinali bir defa olsun aklınıza gelme - di mi? — Hayır, ne münasebet? — Evet, hakkımız var, Jorjöre - ile! hempaları da bu noktayı bir kerecik olsun düşünmediler. Zaten öyledir. sek, onu derhal görmeniz lâzımdı, — Şatodan sizi görmezlerdi değil|değil mi? mi? — Hayır, ağaçlar mani oluyordu.. — Evet. Raul hafifce güldü. Marki yanına — O halde, Elizabet Ornen, siz ken sokularak sordu: İnsan hakikate karşı gözlerini yu - mar da, esrarengiz şeylere, karanlık lara tevcih eder. — Hangi hakikat? (Devamı var) İ ELPİ İ | B l ip, romatizm. Ütü z ı.:.'.'..;'."a.',î..ı"ı'.':hü. İcabında günde 3 kaşe- nabilir. ğ NEVROZİN ve bütün ağrılarınızı derhal keser, icabında nde 3 kaşe alınabilir.