Üa — ÇüreHir ei a D he DÜ # — SONTELCPRPR — 1e-8 « Japonlara 1 Şubat Boykotaj mı? quefikalılar kendilerini harbe sürük- liyecek her hangi meselede ön safa geçmek istemiyorlar.. | ekilin verdiği cevap şöyle hul, sa edilmektedir : dan takip etmektedir. meselesinin takip ettiği safhaları an-| latmış, tafsilât vermiş, netice olarak | , ta hükümetin vaziyeti yakından tet- kik elmekte olduğunu tekrar etmiş- Amele partisinin bu teşebbüsü rafında Londra siyasi — mehafilinin fikrine gelince: İngiltere serbest memleket olduğu için Başvekile böy- Te bir müracaat edilmesi tabii rülmektedir. Fakat bugün böyle bir Neville Chanberlain — kareket hükümeti harict münasebet Londradan yazılıyor: — İngiliz iş- | lerinde gıkintili bir vaziyete Sokabi- çi fırkasından bir heyet — Başvekil|lif. Bugün bir-çok müşkülât varken | Çemberlayn'ı ziyaret ederek Uzak -| İngiltere hükümetinin Japonya aley- | şark meselesi hakkında teşebbüstejbine diğer devletlerle müşterek böy- bulunmuştur, Bu heyetin başında|le bir harekette- bııı_ur.mn, üzere te- Sir Valter Citine ile amele partisi-|Sebbüse geçmesine ihtimal verilme; nin Avam Kamarasındaki Reisi Atli| mektedir. Geçenlerde Belçikada top- vardır. — Heyet Başvekille görüşür- lanan beynelmilel sosyalist toplantı- ken amele teşkilâtı fırkası meclisi -| Sında büyle bir karar verilmişti. Bu nin Uzakşarka dair noktai nazarmı Ğmîuşîrf (u,::ı-:jcı:x;înş:yî » bildirmişlerdir. Uzak Şark meselesi den muhtelif memlı sosya - İngiliz amele partisini çok — meşgul|listleri mensup oldukları hükümet - etmektedir, — Amelo partisi, İspan - wînı nezdinde ;gvfbh;ğn;ubpn;ıwa- ya işlerinde de vekayüi çok dikkat-|TA —-'-P':"Vü'vü Ka yi İiğkylin, hi İater le takip etmektedir. Parti reisi Atli|kette bulunulması lâzım geliyor. Bu- nın geçenlerde İspanyaya gidip gı!-':'“ı';ı a J-;(ı.'*ı. ılıytmğı îîıı:: 1 bir mesele teşkil etti-|tedbirler almak demektir, N bir Çok dedik: _,,d,,dlğ:h.ma. zecri tedb meselesinin unutulmamıştır. Şimdide Uzak s_ırk*îh:f"f" k*ml'—'ollkmCT:*fıîınd: u"ğ. meselesi etrafında hükü in- kadar nazik müzakerelere yol açtığı| :;_l Tv;r);bîı y . malümdür. İtalyaya zccrt — wedbirler! b tti "elalak bi cle | tatbik edildiklen ve malüm surette a- nına bu heyet Başveki-| im kaldıktan sonra — Milletler Ce - li ziyaret ederek düşi l miyetine dahil Bir takım devletle - lemişlerdir. Amele partisi heyeti - Fin şimdi ne kadar aykırı bir vaziyet nin Başvekile söylediklerinin hulâ - |aldıkları besbellidir. —Milletler Ce -| sası şudur Z iyetinin dostu olanlar ise Cenevre 1 — Japonyi altında Müessesesine artık — takatı har hiç bir para verilir de işler yükletilmemesini söylüyör - ların silâh ve mühü çin kullandıkları her türlü madde -| İngiliz amele partisi - beynelmileli leri de onlara satmamalı, 3 — Ja -| sosyalist toplantısının verdiği karar| ponyadan mal almamalı. Amele he-|üzerine İngiliz hükümeti — nezdinde | yeti bu noktâları her devlete kabul|teşebbüste bulunduktan sonra acaba ettirmek için İngiliz hükümetinin| Amerikadaki amele teşkilâtı - Uzak b ça eli 2 — Japon - mat yapmak i-| İâr. faaliyete geçmesi fikrindedir. Dev - Şark işleri karşısında ne düşünü - letler arasında müşterek bir hare -|yör? diye merak ediliyordu. Ame - ket vücüde getirmek ve mutlaka Ja-|rikan amıcle teşkilâtinim noktai na- ponyaya karşı bir tazyik yapmak 1â- zım olduğu kanaatini besliyen giliz amele partisi zarı da anlaşılmıştır. — Bu teşkilât Japonyaya karşı böyle barç para ve- rilmemesi Japonyadan mal alınma-! İn » beyetine karşı ması Japonyaya silâh ve — Hükümet vaziyeti pek yakın -|tekliflerini reddetmiş Başvekil şimdiye kadar Uzak Şark susta demiştir ki: — Amerika am mez. ya karşı boykot .-. f | ç a , 'Ablasının, eniştesinin bu * yanaşmıyor!. - (Devamı 7 inci sahifemizde) |de oturuyor R BELD f husuta şüphe, endişe etmelerine mahal yok tu. Evet, Nihal artık hasta idi; köyü: i in, çocukluğunun, zavallı ma: İnin acıları kalbinde birike birike ©- İnu, soğuk rüzgârların elinde kalmış bit sonbahar yaptağı gibi - günden *'İgüne soldurmuştu. nin önünden sürü sürü elüler, 8- a cephand| JAGiliz arnele ilderi Attiz . |"abalar, inekler. geçiyordu. İyapacağı “ maddelerin satılmaması Fakat Nihal, her gün köyünü, ço r. —Amerikan|le arzu eder, Fâkat Amerikayı Dit cukluğunu görür gibi olduğu bu ye İamele teşkilât reisi Grin bu hu -|harbe sürükliyebilecek olan herhan-İde büsbütün sakinleşmiş, dalgın, çe gi bir hareketin önüne geçmek iste-|kingen bir olmuştu. D Bir Babah | p beraber bir bahçe - dı. Adnan bey bi ispanya hükümetinin yeni ordusu En son vasıtalara malik olarak techiz edilmektedir! Böüyük — Fransız edibi ALEXANDRE DUMAS'. nın dünyanın her diline çevrilmiş olan şabeser : tilm, Beynimin nlanan bir tecessüs şimşeği çaktı: « Niçin geliyor?.. Yanında başkâ bir kadın mı - Başkasını ma seviyor?. Sağını, solunu, arkasını, önünü araştırdım: Kim- &e yok. O zaman, biraz ferâhladım. İskeleden çıkma- gsını bekledim. Memura biletini uzatırken dua edi- yordum ki, bizi gürmesin de ben kendisine se yim: — Vecdet Bey., Veçdet Bey,, Bunu, en çok «Nestren» den çekindiğim için is- tiyardum, Amma, olmadı. İskeleden çıkar çıkmaz bizi gördü, güldü. Ben de, onu hemen yeni görmüş gibi güldüm. «Nestrens ©: — A- Vecdet Bey de buraya gi nin.,, Derken, yahımiza geldi. Elimi sıktı. Arkadaşımı da tanıttil - Nestien Ulvi Hanım.. Nezihenin çok iyi ârkâ- r, Nezihe- di Yavaş Neziheyi Ondan sonra söze ben başladım, güvendiğim Vecdete sözün cereyanını, vaziyeti susiyete müsaid olmadığını hissettirdim? — Nasılsınız Veodet Bey?.. Sulara mı geldiniz?, Yoksa ahbablara mı?,, — Hem sulara, hem de ahbabları ziyarete:. Fena A, işte sizi de gördüm.. Bu sözü bana pek manidar geldi. Tavırlarile an- latmak istiyordu ki: — Seni görmeğe geldim... sordum: ÜÇ SİLÂHŞORLAR'”ı hissediyordum. Hele, bi bir ayrilık ta olunca, Nasıl?, Çamlıcadan döndü mü?. Daha dönmedi. Bir iki gün sonra. — , Dedi. Bu cevabı verirken gözlerine dikkat ettim: Püriştiha. Zaten bütün şehevi ihtirasları tutuşturan ve kendi yangınınım alevinde kavuran o'güzlerde ne zaman iştiha yak ki?.. İhtimal yalmız olsaydık, o anda bu iştiha bizi de ta, fundalıktaki âşıklar yoluna ka- dar sürüyüp götürecekti! Bazan, insan öyle İN a bi ğ bn dti a / ö (Devamı 7 eden bir his!. Müuhakkak ki, o da: Damarları tutuşturan ayni kıvılcımların kalbinden kanına karış yor, benimle konuşmaktan büyük bir zevk alıyordu, yavaş hi farkedi- tığını n yürür, hem de konuşurken dik.' » Nestren: tanburu gösterdi: —— $la..; taşkın e d S SA ASA ı İspanyada hükümet kuvvetlerinin |gün geçtikçe ne kadar intizama gir - İdiği İspanyayı gören Jartık tastik ediyorlar, Hükümet gim-İtiyemedi, sonra gözleri bir nokta; ıdıyr kadar âsilerle muharebe eder -|takıldı ve: İken pek çok müşkül: mecburiyetinde kaldı. $ elin zaptı meselesi de geçenlerde İn- inci sahifemizde) — Nazan nereye böyle?., Sahilin Mesarburnuna doğru tam rindeyiz. Şuursuz, yürüye yürüye buraya kadar gel- zanla karşılaştık. Nereye böyle' Diye sorunca, çe Dedi. Ben, hemen atıldım — Hay- hay.. Sizi dinlemek isteriz. anmış eski mecmuaları or, Muazzez Hanım Nihale vaktile okuduğu bir românı anlatı - İyordu. Nihal dinler görünüyardu. |Fakat zihninde tamamen başka şey- |ler, gene o her zamanki düşünceler, içini her an derinden sızlatan acı ha- tıralar dolaşıyordu. Nereden, 'nasıl bir tesadüf — oldu, Nihalin gözler yoldan geçen köylü - lerin arasında bir genç kıza takıldı. Ah... Bu kız kimdi!.. Nihal bu yeşil gözlü kızı tanıyacaktı!'.. Biraz müte- reddid durdu, sonra bahçe kapısına koşarak: — Zeynep!.. Zeynep!.. Diye bağırdı. Köylüler hepsi bir - den sesin geldği tarafa döndüler; iç- lerinden birsi, o yeşil gözlü kız, bu ismin sahibi kendisi olduğunu mey- (dana koyan şaşkın bir tavurla Niha- le baktı. Bir saniye sonra Nihal Zey- nebin boynuna sarılmış: Zeynep, benim güzel Zeynep - çiğim, diyordu. Beni tanımıyorsun değil mi... Bak ben Fatmı koltuğa y karıştırı; köyde Gülsüm ninenin Hatırladın ma Zeynep... Han ie derede kayık yüzdürdük, sonra ninem beni İstanbula gönderdi... diler. Nihal boğazına 1 hıçkırıklara rağmen ağlamı ağlamayı enişti hürmetsizlik sayıyor - a, senelerce öna bütün |mevcudiyetlerile bakan, onu hiç bir şeyden mahrum etmeyen bu temiz kalpli insanların yanında eski gün- leri anarak ağlamak ne kadar ma - iyilikleri hiç unutur muy Zeynep yakında gelin olacak » mış, bir kaç hafta evvel babasile İs- tanbula gelmişler, bugün de gidiyor- larmış. cukluk zamanlarını andılar, Nihal en nihayet alacağı cevabı evyelden bi - |liyormuş gibi sesi titriyerek sordu: — Ninem nasıl Zeynep?.. yabancılarda| Zeynep birden şaşırdı, bir şey söy- Gülsüm nine... Bülsüm Nine... on Teru-|diye söylendi. hal, gözleri dolu yen duüdaklarile: Stla çarpışmak | — dolu olmuş, kkür l& şen, ne i birden . Zaten İki dastün tanışmaları — çok aciklı İçldu, Uzun uzun dertleştiler, sonza Adnan bey ile M: da ön- | nasız olurdu; Nihal kendine yapılan | Uzun uzun köyden bahsettiler, ço-| *” nle beraber gelmeyi çok LA ELER Yazan : A. K. Şamerk elj ' İrarı var, ben her şeye taham İderim... Nihal gene ağlamar! zına tıkanan-hiçkir yordu.Artık Zeyneple da... Çünkü konuşursa O sene Nihallor yazı geçirmek için,|tedemiyecek, içindeki yaranın bütün daha doğrusu Nihale hava tebdi - İacısile ağlıyacaktı. li olsun diyı taşınmışlardı.| Zeynepler uzaklaştıktan sonra Mu- |Evleri deniz kenarındaki yolun üze-|azzez hanım Nihalin — koluna girdi, jrinııc bir bahçenin içnde idi. Nihal,sonra hep beraber bahçeye geldiler, bu Pendiği ço Burada bir|Muazzez hanım şu hâdiserin Nihali Üy kokusu vardı. Sabahları evler-İne kadar üzdüğün yordu. Kol - |tuğa oturdu kit belki oönu a- vuturum diye — Nihal, dedi, kızın sana Fatma demesi ne tuhaf oldu l mi, biz rtık bu tuk bile! Nihal, Mu; va bakmadan, |bakamadan ceva di | — Haşır abla, ben is: jmadım, bana Fatma d |o kadar mes'u ki Daha fa e nuna — götürecek bi hıçkırıklarla ağlamağa buşladı — AL Nihal, Nihal, ne oluy kızım... Haydi yapma yavrucu Bak herkesin — sevdikleri öl (Devamı 7 inci sahifemizde) AMAİA B aeanlarae n bi aa laleamanndır b nnn 'Kış gecelerinin Eğlencesi.. mi unut - elini boy- zinı — sar a sö BK N | Sade, fakat çok yakışan örnegi İbulmak bir hünerdir. Kış gecelerini İ|Bayanlar çin en büyük zevki örgü işleri olduğuna şüphe yok.. Buna merak sardıkça her örülen şeyde bir yenilik yapılabildiği için bunun zev- İki daha artmaktadır. Hatıra bir yenilik, güzel bir şöyin dâh işler — dikkat İluyor. Avrupa mecemualarında gö - İrülen şu resim genç laz için bulun - muş. yakıştırılmış bir büluzu göste- riyor. Kış bitmeden örülmesi dü nölen büluz varsa bu genç kızın ü - İzerindekini de bir kere görmek fay- |dasız olmasa gerek. Yeni görülen güzel örgülerden bir örnek te diğer resimdeki tayyördür. —— ederim,.. Fakat, bir başka arkadaşa daha burada kalırsanız bir başka Yapma.. canım... haydi, bize gidelim?.. şirin, oynak kız, Menekşe - gözlerile süzdü, gene gülerek: rim amma, yok ki., Dururken güln ydi daha iyi idi. Gene, öyle çabuk oluyor ki?,, Ne tehlike, ne felâket, L o, ı—yloxkc_r. de, ::urur?(f-ıı (xh lx.ğ—kı—n doır%mı-- Kanımın bir anda alev- alâığını ü görmüyor, kendini tabiatin kucağına bu "3,"': yanaklarından gülücükleri hiç * eksitmiyor. yle arada.on, on beş günlük ek istiyor. Bu, damalrardan taşan ve gözleri kor eskren ç SRTTMAB SÜĞ FÜN ÜARMRNUR B Z 4 Ö halde'biraz bizimle beraber yürü, Dedi. Şa- kacı kız buna da: Peki.. Ne sinin ortası, yür dönenleç ye- ; .i nı birbirlerine t: — Nazan çalarlar... ve boppa kız güldü, eli — Çok ti runu dinlemey mok isterim... "dalkbilie e LRünL Vecdet tanburdan da hiç farksız 6 ahenk sesile mukabelede bulund 'nin, ne benim dedi ürüz... n olsun. İki- Dedi. Yürüdük. Sonra, Nestren Vocdotle Naza- akdim etti: — Vecdet Bey,. — Teşekkür ederim... Suad Hanım.. Enfes tanbur ve piyano gdolü amefendinin. tanbu- ni ettiğimi arzet- ür ederim, bendeniz de teme