İ : İ — YA Ğ, ĞAA D SUO #—-SCPFTFLCPF/ F - 23lkincikânun 628 Fransanın eski dostları Birer birer Almanya ile anlaşıynrlar V Fransa için çok tehlikeli görülüyor !, : Italya ile Amerika Arasında Vaşington — Amerika ile İtlay a- İrastndaki ticaret muahedesi akdi İ- çin cereyan eden müzakerelerden kadar bir netice çıkamıştır. &. Bu anlaşmalar | Fransa yeniden faali-| LAlmanya yeni dost-| (larını kuvvetli bağlar- la kendine çekmiş yete geçip eski dost-| larını kazasmaya çalışacak! » || — b imazalanack muabedenin başında bunun İtalya kral ve Habe- şistan imparatoru namına imzalan- 'dığı kaydinin bulunmasında israr e- diyorlar. Halbuki Amerikalılar İtal- yanın Habeşistanı zaptetmesini ta- nımamışları uluy_or_! gi l “> Şüpheli bir adam anlar ır. Yugoslav Başvekili Almanyada Göringin misatiri! Paristen yazılıyor: Fransadan |o da Fransa olmak lâzım gelir. Fran- kabine buhranı çıktıktan sonra ha- İsa Avrupa kıt'asında en kuvvetli bir tıra gelen ilk sual şu olmuştu: Jorduya maliktir. Fransa, umumi — Acaba kaç gün sürecek? harbde çok para kaybettiyse de, ge- Maamafih Fransada kabine buh- |ne harbden en Zzengin çıkmış bir | ranlarına alışılmıştır. Bazı buhran- |memlekettir. Ve nihayet Fransa ların ne kadar uzadığı unutulmamış- | Müstemlekelöri itibarile dünyanın tır. Maarpafih bu seferki buhranda |ikinci derecede bir imparatorluğuna Fransızların çanını sıkan sebâbler g- |malik bulunuyor demektir. Sonra rasında hariei vaziyet büyük bir yer|Fransaniın ilmi, irfamı, dili dünyanın tutmuştur. Bir zamanlar, m bir çok yerlerine yayılmış bulunu- sene evvel Fransız paytahtı diğer bir Yor. Fransanın bugünkü nüfusu 42 çok devletlerin başvekilleri, harici- /Milyondur. Halbuki bir hesaba göre birinci asırda Fransanın nufusu e nazırları tarafından sık sık ziy Jon îvt adilen bir. yerdi O zen ancak 25,000.000 kişi olduğu halde © Yransanın ebeamiyeli pek bü: zaman Fransa Avrupa kıt'asında tü. Bu gün ehemmiyetsiz ransa en başta geliyordu. O zaman- Hayır... Fakat bugün Paris lar geçmiştir. Şimdi ister istemez sa Avrupa kıt'asında malik ol- bu iyon nüfus ile mevki- a etmek mecburiyetin. ektir. Bu mevkli terk *k olursa şimdiye kadar kendi- m etrafını almış olari dostları da birer ondan yüz çevirecekler, onlar da menfaatleri icabı olarak ha—,m yi kendilerine yeni ye- i dostlar, müttefikler arıyacaklar dı— Fakat mevkiini muhafaza eder, ! Berlin de artık ziyaret edilen, Hp konuşulan bir yer olmuştur. Al- manya son beş senc Ve ahedesini yırttıktan beri alabil, ne silâhlanarak ordusunu yeni baş- tan vücude getirdikten sonra vazi - yet eskisine göre çok farklı olmuş- tur. Almanya böyle kuvvetlend tensonra ise Orta Avrupada gitgide nüfuz ve faaliyetini arttırmağa b: lamıştır. İşte kan sebebleri hülâ düği ini muha de kalıyor de Sinemacılık 100,000 figüran-10,000 #Hili - 5O ylekenli Avrupada en chemmiyetli namak mevkiinde bulunan ketlerden biri de hayır, belki de en ehemmiyetli rolü oynıyacak Avru- İmer... İki meşin parçasının içine tı- önderdiği eşyamla beraber gelen Mmektubun mânasını da bu on beş yaş öğretti ve bağırdım: — Yüzümü kafa etlin. Yüzün kara olsun Ömer.. Bana nasıl kıydın?. — Daha çocuksun. Safsın. Yaşın ilerledikçe her şeyi öğreneceksin?, Dediğin bu çok çocuğa kasdetmek için kendinde nasıl cesaret buldun?.. — Hastalığım hastalığın oldu... Diye kandırıp kanına girdiğin bir kendi başına kalmış yavrunun canavarı olurken kalbin parçalan- madı mı?. Allahtan ve kendinden utanmadın mı?.. No: İdisinden ayr: |Ti tekrar gelip onu bulacaklardır. — | İda da kabine buhranı olması ve buh- |Gene bu mehafilin harici siyaset! Tek gözlü MEHİ6 ANİBAL'in idaresindeki taribinin en muazzam filmi LM Jacaksın. Ezelden ebede hükmeden kudretin kararı | Prag 21 — Çekoslovaka ile Lehis- tan ve Alman hududu üzerindeki bosamin mevkiinde Yugoslav tobaa- Jsından birinin Çekoslovak polisi ta- rafından şüpheli görülerek tevkif e- dildiği bildirilmişti. Tahkikata göre bu adam Mostaviç ismindedir. Al - manyaya gitmek Yugoslavya- dan geldiği anlaşılmıştır. Bir riva 'yete göre Mostaviç, Marsilyada Yu- N? (goslav kralı Aleksandı'ın ve Fransa küvvetli olduğunu, gösterirse, ken- lmağa başlıyan dostla- San zamanlarda Avrupanın muh- telif paytahtlarında bir takım ziya- retler devam edip giderken Fransa- ranın uzaması üzerine bir çok Fran- sızların canını sıkan düşünceleri... ge S galkidtek düşündükleri İhariciye nazırı Barto'nun de hülâsaten şudur İneticelenen suikasdi tertib edenler — Harbden sonra Fransa da bulunanların karı i kuvvetlendir - ti Yugosla milletler — arasın Mostaviç gizlic mek ve bütün Müşterek emniyeti tesis etmek setini takib eylemiştir. Devamı 6 ıncı sayfamızda üzere Joradan geçmişi Gizli teşkilat Fransayı dehşet içinde bırakan bu teşkilâlın kurbanları üze- rinde yapılan tahkikat.. Ev Kadını olmalıymış Yazan : Muazzez Kaptanoğlu (Apartımanın koridorunda konu- | Halbuki; onlardan başka kimseye şuyorlardı:) ehemmiyet vermeyişi, gece gündüz — Havadisim var Süheylâ.. Yep- (onlara gidişi, beraber gezmeler.. Bü- iyeni bir havadis.. Mahmuda kız arı- |tün bunlar gözümden kaçar mı?. | *O beni abdal yerine koydu am - Mma!.. Yalanı böyle mükemmel şekile orlarmüş!.. Olur a Muallâ.. Bundan: tabii ne olabilir ki.. Yoksa seni mi beğen- |de meydana çıklı. eçit 3a | —— Garib değil mi Muallâ.. Söyle- Yok canım.. Bu arada Azizenin |diklerinden hiç bir şey anlarmyorum 'e Yağmii calı Wa€ — Anlamıyacak ne var kardeş.. — Anlamadım. Mahmuda aranan | Mahmudla, Azize — sevişiyarlarmış.. kızla Azizenin yalanı arasında no |Fakat bilmediğim bir sebebden ara- Tei dün Seli, ları açılmış. Azize bunun önüne ge- Müalli, kızıl Saçlarını & çecek yerde kendisini eğlenceye ven el hareketile karıştırıp, rimelli Kir- |Miş- Haydi, o sinema senin, bu sine- pikleri arasında kırışan gözlerinde |Ma bhenim. Dolaşı glamış. Kire çirkin bir mâna ile kurnaz; kurnaz |bilir, belki de aklı Mahmudu b kıskandıracak ve bundan sonra de- — Dinle bak. Ben Azizeye, daha |P3 cok sevilmeği kurmüştur. İlk geldikleri günlerde, Mahmudla | Fakat, iş onun düşündüğü gibi ol- aralarında yakın bir bağlılık sezdi- (Müdt. Zaten Mahmudun hatırı için im de.. bana: (Şüphesiz si bemen kiz & ahmud yakın bir a- |ile dostunun oğludur!) Ben | Aklı sıra benimle alay - etti. yutar miyim hi için i- İhanmış gözüktüm. n mahiyetini an- j terzi, bu fırsatı İkacırır mu hiç?.. Hemen sarmuş: —— Azizeyi niçin almıyorsumuz?!» | Mahmudün anmeti mânale bir baş İsallayışile e— Biz ev kım' arıyoruz, demiş. İTahsili daha az olsun. Fakat ev kızt arıyı olsun!.. Anlarsın ya (!).. Tabii ” Azizenin bir şeyden eri yok. Hâlâ Mahmıs dun geri döncceğini ümid ederek gezmesinde.. tozmasında!.. — Fransa adliyesi tahkikat etrafın- — Garib konuşuyorsun — Muallâ. ıBır kere, Azizeyi iyice tanımadan, Mahmudla aralarındaki — yakınlığın mahiyetini bilmeden fikir yürütmek doğru olmaz... Sonra, ben öyle zan ediyorum ki, Mahmudun annesi bun İ da çok ketüm davranıyor! Yeni meydana çıkarılan gizi! bir deponun slilâhları Türkçe sözlü atlı asker-300 muharebe *i Tarihi şaheser, tarihi harb gemisi her birinde daha olup biten neler (bu tahkikat dolayısile tevkif edile kahraman KARTACALILARI memleket içindeki bozguncular arkadan vurmasaydı ROMA tarümar olur, tarihin gidişi değişirdi, KARTACA MUHAREBELERİ SARAY ve İPEK sinemalarında birden Programa ilâveten : Çin sularında Japonlar tarafından Amerikan PANAY zırhlısının - batırılması (Türkçe sözlü) ve Yunan Veliahdının Atinada izdivaç merasimi ları söylememiştir. Çünkü, hepimiz bundan evvelki karşılıklı samimiyeti karşılık ruz. Bunun her hargi bir sebeble kalmadığını, yahut Azizeyi fena bir insan zannet 'tiklerini ksbul etsekbile.. 6 çok kt Gizli silâh depoları, Bizli teşkilâti | tır. Pransada meydana çıkarılan ce- miyet hafiyenin ne kadar dal budak | salmış olduğunu- İlerlemekte - olan tahkikat bütün çıplakliğ; mektedir. Evvelce de - yı ildiğı İbar gözüken kadının, kendi menfa- atleri sile oynıyadük zannetmi: ç kızın izzeti nef- küçüleceğini için, bir gel kadar lerin çoğu Fransanın mutcber adam- larıdır. En başta Pozodi Borgo gibi bir asılzade jle harbde hizmet etmiş general ve askerler vardır. Fakat bütün bu teşkilâttan başı nerede ol- duğunu Fransanın içinde mi, dışın- (Devamı 6 *ner sayfada) i ben yalan ı söylüyorum kendi ağzile söylemiş. Ter- zi kızına, kızı kardeşime, kardeşim (Devame 6 ncı sayfamız Ja) İki saat durmadan kahkaha, katıla katıla gülmek, Meşhur Fransız komedyenlerinin emsalsiz eseri BAŞKASININ KILIĞINDA 5 ARMAND BERNARD « ANDRE LEFAUR PİZELLA » JANİNE MERRY Bu kadar neş'eli, zevkli, eğlenceli film görülmemiştir. Bugün TÜRK sinemasında Ş G BUGÜN filozofun kendine göre bir var! Galiba, dünya kurul- du kurulalı herkes aklına gelen bir şeyi söyleyiver- miş, O kadar, Bence, hayat ne o, ne bu, ne öteki; hiç bir taril değil. Hayat: KaNleş, vefasız, zalim bir soytarı. Güh sırıtıyor, gâh güldürüyor; bazan avuti bazah avunduruyor. Hüküm altında değil, hâkim. Eğer. yer yüzünde hayatın bütün inkişaflarına tahakküm edebilenler varsa ne mutlu onlara'. O zaman dâ hayat: £ — Sinirdir... Demeli, Siniri en ku olan yer yüzünün d€ var, Neler?,, Biz, 'Temin ederim: Toprağın üstünde ve altında, bugün ve yarın ellerim yakanda kalacak Ömer!.. Sakın aldanma! Bana: — On yedi yaşından evvel açma.. dediğin tene- ke kutu içindeki çıkını da ben yine on yedi yaşım- dan evvel açtım. Sana ne diyorum?.. On beş yaş ba- na herşeyi öğretti. Gözlerim cinayetini farkettiği, şuurum cinayetini sezdiği gün o çıkını da açtım. O- nun içinde bıraktığın yüz altın yerlere geçmeden ır- zına geçliğin sabi Vicdan'ın bekâret hakkı mı?, Bü- nun için mi bıraktın da kaçtın?.. İzini kaybettin?.. Fakat, namussuz olan yine sensin. Ben değilim.. Ömer! Ben cebanetten ders, cinayetten feyiz aldım. Ce- / banetim beni yıkmıyacak, fakat sen behemchal yıkı- budur.. Bunu bil'. İşte: Bana bütün bir gece uykuyu haram eden mazi. Az w iztırablı?.. Her levha iztırabın asıl kene dinden bir parça değil mi?.. Eğer, kısaca tesbit ettiğim bu hayatı bir başka- sı bana: — Hayatım... Diye anlatsa — inanmaz... u kadar gayri tabillik olmaz. Anlattığın şey bana pek düzme geliyor... Derdim. Muhakkak ki, insana garib ve biribirini tamamlıyacak gibi umulmaz tesadüflerin - birleşti- rilmesi manzatasını veren bu hayat benim hayatım. Kimbilir, günün bin dört yüz kırk saniyesinin zaten her şeyi bilsek çıldırırız! Dünya güldüren de- ğil, ağlatan dünya., Bu meşakkât cenderesinin İçin- de çekilen iztirabın sonu yok. Fakat, bu kadar iztı- rab da bana yetmez mi?. Yalnız şu: Yarı kızlık., Bu, kara tali.. benim için İztırabın en can- ahcısı değil midir?... Acaba, şimdi de bu on iki sene evvelki bir başka türlüsünü Vecdet mi işlemek istiyör?.. 'Yağma yok. O zaman çöcuktum, he mde Ömer'in de- diği gibi çok çocuk... Akşama doğru Hayat ne tuhaf bir muamma?. Bir saniye: yesine benzemiyor. Zaten hayatın ifadesi Kimi hayat tesadüftür; kimi müca- deledir; kimi mizahtır. . diyor. En doğrusu hangisi en kuvvetlisidir. Bu muhakkak. Biz, bir saftaki V€ bir çırpıdak! İnsalar, henüz onlarla boy ölüşebilecek Ribi değiliz. Bizim gözlerimiz yalnız bu soytarınll parmakları neuna uzanabiliyor. Üst - tarafı bizdeli saklı Belki, onu da göremiyecktik. Fakat, küreniti derinliğinde bizi kukla gibi öynatan ve her saniyü rolümüzü değiştiren o kalleş parmakları dâ nasıl gö“ — N ıcmcvxı”. Bu vefasız soytarı, düşündükce beynime cinütt nöbeti gibi çarpan ve gözlerimden aci yaş boşali kara, muzlarib bir mazi sanki yetişmiyor dâ de başıma Vocdet'i musallat etti! Amma, bu tast” Jütun münası ne?.. Mos'ud olmak mı?, Bol bol, der Pa doya sevilmek mi?, Yoksa sadece aldanmak ve datmak mı?. (Devamı ver)