İ ( e 4-£0 ELC PP P- 27Birincikânun 937 Çin-Japon Çin - Japon muharebesi uzadı. Ja- PHaza ettiği soğuk kanlılı ponlar harbi çabuk bitirerek mak- |rak her hangi şiddetli Sadlarına varacaklarını ümid edi- |bir harekete geçecek mi? Çin - Ja- yorlardı. Fakat haber verilen mu- İpen işlerinde Amerika kuvvetle mü- vaffakiyetlerine rağmen henüz ne onlar hedeflerine tamamile varmış sayılabilirler, ne de Çinlilerin mu- kavemetleri büsbütün kırılmış de- nebilir. Lâkin mesele yalnız Çin - dahale edecek halde değildir. Tokyo kükümeti icabeden tarziyeyi verdik- ten sonra ise Vaşington hükümeti da- İha ileri gideceğe hiç benzemiyor. İngilterenin Amerika ile evvelce Japan muharebesi de değildir. Japon (anlaşmadan her hangi bir harekete lar ilân etmeden Çine harb açtılar. 'geçmesine ihtimal verilmemektedir. Bu malüm. Fakat diğer taraftan baş- Londra ile Vaşington arasında sıkı ka bir vaziyet daha vardır ki o da |bir teşriki mesai lüzumundan çok Japunların diğer devletlerin Çinde- |bahsedilmektedir. Halbuki bu teşri- ki menfaatlerine ilişmiş olmalarıdır. ki mesaiyi gösterecek zaman artık İngiliz ve Amerikan gemilerine edi- |gelmiştir; diyorlar. Londra hüküme- lon tecavüzler içe bilhassa göze çarp- ti Uzak Şarka dair kendi kendine bir maktadır. Fakat Tokyo kümeti hali ve istikbali daha iyi düşündüğü için Japonyayı tehlikeye sokacak bir surette diğer devletlerin menfa- âtine ve hukukuna tecavüz vaziyeti- ne geçmiyeceği besbellidir. Fakat hâdiseleri öyle görmiyen, Çindeki sskeri muvaffakiyetler üzerine artık (diğer devletlerle de boy ölçüşmek kabil olacağı zannına düşen bir ta- kım Japanlar da vardır. Fakat her ne olursa olsun Tokyodaki mes'ul hükümet artık kendisince “kat'i bir kârar vermek mevkiindedir. Hem de en kısa bir zaman zarfında... Nan- kin alındı. Japonya kendi hesabma ve menfaatine olarak Şimali Çini işlemek mi istiyecek?.. Yoksa Çang- Kay-Çek'i kovalıyarak Cenubi Çine mi inmek İstiyecek?.. Buna para ve kuvvet yetişmiyecektir. — Japonlar Nankini aldıktan sonra istedikleri gi- bi sülh şartlarını ileri süreceklerini ümld etmişlerse de bugünkü hal um- dukları gibi çıkmamaktadır. Geçen gün Hankeöde olduğu 'söye lenen Çang-Kay-Çek hiç de öyle sulh| müzakeresine girişmek niyetinde gö- TÜünmüyor. Uzak Şarkın vaziyeti Japonların Cenubi Çine inmeğe teşebbüs etmek ihtimalleri İngilirleri çok düşündür- müştür. Onun için Çin sularına do- nanma göndermek lüzumu kendini göstermektedir. Bu takdirde Akde- niz filosunun mühim bir kısmı Uzak Şarka yollanırsa Akdenizde Fransız donanmâsına büyük bir iş düşmüş olacaktır. Tabiidir ki buna dair Pa- tis ile Londra arasında müzakereler sereyan etmektedir. Bundan başka Londra ile Vaşington arasında da ko- ouşulduğunu söylemeğe hacet yok- tar. Çünkü Amerika efkârı umumi- yeşi de son zamanlarda çok sinirlen- * mektedir. Amerikalıların Panay is- mindeki gemisi bombardıman edile- rek batırıldıktan sonra bu asabiyet bir kat daha artmıştır. Fakat Vaşing- ton hükümeti şimdiye kadar muha- Polis romanıNo.22 karar vereceğe hiç benzemiyor. Fakat Tokyo hükümeti her bangi tün gerginleştirecek bir vaziyet al- mağı kendi hesabına menfaatine uy- gun bulabilir mi? Uzak Şarkta şimdi gede silâhları azaltma meselesile meşgul ONU KiM ÖLDÜRDÜ? Yazan: Moris Löblan Nakleden: fa. bu zavallı kadın da vaktile Marki- nin sayısız metreslerinden birisi i- miş Demek Antonin de kızı... Ta- mam! Raul her şeyi yerli yerine bırak- tıktan sonra odadan çıkıp indi. Bu sefer üç pençere öteye merdi- veni dayadı. Burası genç kızın oda- sı idi.. Raul, ayni kolaylıkla o1 ve lânbosım yakmıştı. Hafif ışığın altında genç kız sarı saçları perişan, yüzü duvara dönük uyuyordu. Raul bir dakika bekledi. Bir daki- ka daha bekledi.. Bir üçneü dakika daha.. Niçin kıpradamıyordu?. Niçin genç kızın müdafaasız bir vaziyette şattığı bu yatağa doğru İlerlemiyor- du?,. Geçen akşam, Marki'nin yazı- hanesinde onun, kollarının arasında 'a girmiş, vuçlarına terekktiğini halırlamıyor muydu?. Niçin fırsattan istifade et- miyordu? Gündüzkü heyecanlı mü- | maneatına rağmen Antonin'in artık mümaneat etmiyeceğine emin değil miydi? Raul daha fazla beklemedi. Geri dönerek merdivenden indi ve şato- idan çıktı. -V insan bazan kendini kurnaz zanne- diyor amma bir armuddan farklı ol- muyor, Meselâ, fakir kulunuz.. Öy- İle değil mi İsteseydim, elim- İdeydi. Fakat mesele ş !zamcn islemek istiyemiyor. | Raul Viş istirahatten sonra tekrar otomobile Jatlıyarak Paris yolunu tuttu. | Nihayet kendinden memnundu. vay, vay.. diye söylendi, nsan her e döndü, üç dört saat biran kendinden göçtiğini, elini a- |Şimdiki halde kalenin içine girmiş- w bir hareketle bundan sonra İngilte- | re ve Amerika münasebatını büsbü- | elde ettiği muvaffakiyetleri sağlam- ! Silâhlanma yarışı ve bir mukayese Harbinde İngiltere- Amerikanın rolü bilfii di anlaşılıyor Londra hükümetinin Vaşingtonla anlaşmadan evvel herhangi bir harekette bulunmıyacakları, fakat Japonya daha ileri giderse mukabeleye mecbur olacakları zannediliyor Küi Japonların eline düşen Çi kin'in kuleli bir manzarasSı. Ortadaki köşk Japonla- rım hedef ittinaz ettikleri mühim bir mukavemet Nnoktası olan eski bir köşk. laştırmak için Japonyanın İngiltere Devamı 6 ıncı sayfamızda Eski seneler bu günü” göl- bıraktı! yveni bir ingiliz cenizartısı Cenevrede Milletler Cemiyetinin |bir şubesi vardır. Burada hazırlanan Devamı 6 ıncı sayfamızda ti. Antonin emrine âmade idi. Üste- lik Marki ile tanışmış, bir de şato sahibi olmuştu. Bir kaç gün içinde, mesele ile bizzat meşgul olalıberi Sade döşenmiş, loş bir oda. Köşe- de bir karyola var. Veremin pençe- en Neclâ, arlık son (dakikalarını yaşıyor. Yağı bilmek ü- zere olan bir kandil gibi gitgide sö- nüyor. Karyolasına uzanan uzun vü- cudü, artık bir. iskeletten farksız. Işıksız gözlerinin altları, derin bir uçurumdan daha çukur. Krpiklerinde göz yaşları titreşir- ken — Ablas Diye seşleniyor. — Ne var Neclâ? Boğazını tıkıyan korku, yüzünü sarartan nedamet, vicdanını kemi- Ten itiraf arasında bocalıyor. Büyük 'bir enerji sarfederek konuşmağa baş- hyor: Abla sana bir şey söyliyeceğim. Acaba beni affedecek misin? diye Ilk ve Son Günah. Yazan : İrfan Göksel. Muallâ mazinin boşluklarında KAY” 'bolan, o tatlı hatırayı, kalbine gÖRÜ len o hazin aşkı zaten Uni kise ; Kendisine teklif edilen bir çok W divaçları, iyi kısmetleri, bu içii S#Y7 giden kurtulamıyarak red Gim! |miydi?. | - Kaybettiği hatıra; bütün conlılıği Vile, gözlerinde yeniden canlanıy0fi İyaşıyor. Onunla ılık bir mayıs ayıtda: |nutulmıyan bir gününde tanısi İtardı. Ferdi, Muallâyı ailesinden F tiyerek, onunla nişanlanmıştı. Sıcak bir yaz akşamı.-. Ferdi ge Muallâ, geç vakte kadar kırlarda Ğ” İlaşmışlar, ve temiz havayı derifi haz ile emmişlerdi. Akşam yemmelii” de nişanlısında kalmiş - olan F& w sonradan evine dönmüştü. Fal rtesi gün, Muallâ Fı—rd“”, zehirlenerek öldüğünü duyunca Bit çılgına dönmüştü. Çok ağlamış Sf lamış, bedbaht kederine, muk: yalvarıyor. Ona bir ana şefkatiyle cevab veri- yor. Sevgi dolu gözlerle süzerken: Seni ne zaman affetmedim ki ? Ne İstiyorsun söyle.. ratına boyun eğmekten Diyor. bulamamıştı. Biraz cesaret düyuyor, fakat bel- | Üzgün cevab veriyor: H ki korkusu tamamen kaybolma- —- Evet Neclâ, devam oet... miş. Sizin ber dolaştığınıaı BÖ Soluyarak: dükce, ilk zamanlarda çok saraıldif! — Sana itirafa mecburum ablâ, |hattâ arkanızdan ağladım bile: DN — artık viedan azabı beni boğuyor. Sir- |marlarımı bir çıra gibi tutuştüfü'i » rimi artık saklıyamıyacağım, gizli- yemiyeceğim, onunla beraber ölemi- yeceğim abla. Derin bir nefes aldıktan sonra: Ferdi ile nişanlandığımı, acaba Yhatırlar mısin?, Bit dü e mimemin aei HüimnE ada e iseninkanmacn italya müstemleke in merkezi hükümeti Nan- ve Nankın müdafaasında kapatacak! Habeşistanın servet kaynakla- irından istifade işi lâftamı kalıyor İtalyanın gelecek sene bütçesinin İmasraf ve irad kısımları neşredildi. Verilen malümat resmi mahiyelle olduğu için İtalyanın gelecek tem - İmuzda başlıyacak olan mali senes (den itibâren tatbikine geçil ni bütçe hayli yüklü görül Evvelâ bu sene bütçesinde fazlalık- tan bahsedilmekte, fakat bu fazla « lıklar gelen seneye devredilmiye « rek sarfolunduğu söylenmektedir. Bilhassa silâhlanma masarili o ka- dar ağırdır ki değil böyle arta kalan paralarla, daha bir çok milyar lirete ler üste konarak bu masraflar ancak karşılanabilmektedir. İtalyan Afrikası denilen yerlere sarfedilmek üzere ayrılan paranin mikdarı 1 milyar, 185 milyon lirete : tir. Bütçenin diğer masraf tarafları- nı gösteren rakamlar da mevcuddur, Fakat başlıca bir kaç noktayı naza- rı dikkate almak icabederse harbi- ye, nafıa ve afrika masraflarını söy- SARAY lemek yetecektir, İtalyanın gelecek sene bütçesine dair verilen resmi malümattan an- LOREL - HARDİ YENİ SENE PERiİLER ile bel TÜRKÇE SÖZLÜ S.E. EMmanvuel ve Musolin!i | başka Çf İkalbimi yakan ateş gitgide slevlt * niyördu. Onü Ssönden kırkanıyö” dum, çünkü artık onu sevdiğimi Y ce anlamıştım abla... Yakında evleneceğinizi hatırladık ça çıldıracaktım. Demek — sevdil adam bir başkasını alacaktı. İÇiM br ses: — Madem ki o senin olamıyatlkı fı I mamalıdır, diyordu. e masrarflarını naSıl — <osyen nnn yarlığını kıskanan, vahşi bir eaf var. Nişanlını ben öldürdüm. Ben bir katilim... Abla, enişte K” tili... Artık dudakları konuşmuyordü sanki Ba: kıyorları r. biribirlerine - b Düşmemek için bil |lerine sarılmışlar, hıçkırıyorlardı. . Neclânın yüzündeki korku ve d€ şet, gitgide sölan yüzüyle kaybült yor, halbukt Müallânın çehresift İyâvaş yar y yu bir :stırah pef' lsi örtülüyordu. Ertesi gün bu 1 tün karanlık bir yere iki yolcuyü taşıyorlardı. İki tabut birden ÇKF 'yordu. Biri ruh, biri kalb hastasil Jölüsü. Çiseliyen hafif yağmur, u. Önun ilk günahı sevdi 'k, son günah mü olmuştu. laşılıyor ki her memleket çok parasızlık derdinden mü: dır. Para bülmak için yalnız varidatına dayanmaktan başka Çü retf olmiyan, dışarıdan: yardım BT remiyen faşist İtalya için halin (Devamı 6 (mer sayfa' raber en mükemm el filmleri ne muvaffakiyet!.. Raul bu işin mü- kâfatı olarak Marki'nin kızı ile € lenmeği pek tabil olarak düşünmü- DiYARINDA Tes'id edilecektir. yordu: — Ben, diyordu, iddialı bir adam değilim.. Asaletle alâkam yok.. Asıl maksadım.. asıl maksadım.. ey, asıl maksadım nedir bakalım?. Marki- nin mirası mı? Şatosu mu? Muvaf- fakiyet keyfi mi? Yok efendim.. İşin doğrusunu kendimden saklıyacak değilim ya.. Asıl maksadım Antanin, işte o kadar.. Maamafih, pek enayi adamım doğrusu. — Milyonlar, para ve şato hepsini bırakıyorum.. Niçin? Sadece sarı saçlı bir güzelin mavi gözleri için!.. Vay Don Kişot va; Raul bir taraftan da düşünü du, Onu düşünüyordu. Fakat mu - hayyelesini işgal eden Volnik şato- sundaki endişeli, esrarengiz Anto- değildi. Hayır.. Bu Antenin, bir gün evinde, koltuğunda otururken kapıyı çalarak karşısındaki aynada aksi sında tan büyük bir tahavvül yapmakla bera- ber acılığını zevkle tadmış Yalnız ,Raul'ü sinirlendiren bir mesele varsa, o da genç kızın hare- | ketinin ne gibi gizli sebeblere isti- meselesiydi. Bu sebebi, yor, bir türlü bu- genç kız Marki'nin hareket İlamıyordu. Niç emniyetini kazanmak için ın, babası olduğun- dan şüphesi mi var? Annesinin in Yoksa yor?. kamını mı almak maksadı Sade para mı? (Devamı var) i görmüş olduğu Antonin'di. Gayri ihtiyari ve kısa ziyareti esna- Bu s AK AHY sinema- 1 Antonin!. O dakika- akşam sında Yeni bir arlistik hâdise ; Paris sergisinde birinci mükâfatı kazana? SUİSTİMAL DAVASI Emsalsiz filminin ilk büyük iraesi * En parlak yıldız DANİELLE DARRİEUX'nün CHARLES VANEL PİERRE MİNGAND -YVETTE LEBON- JEAN WORS ile beraber çevirdiği en müessir ve en mükemmel (filmi. Yerlerinizi evvelden aldırınız Telefon : a1341 tir. Harbiye için 2 milyar 591 milyon bulunuyorsa İtalya da bu derıld”: 4 liret ayrılmıştır. Nafıa işleri için ay- kendini kurtaramaı ter e rıları para 1 milyar 244 milyon liret- nın da önünde bir çok müşkülât V | i !