€-SONTELGRA F —2BBirincitesrin 927 üaü p b — X — Tefrike No:108 Yazan : M. Sileyman Çan ESRARENGİZ K— M $ rü8 nn 'İSTAN TANBUL - ——— ——— Yercüme ve Wtibas hakkı mahfuzdur Meyhane kapılarında sarhoş bekliyen küfeciler ! Tıflı Hasan, polis müdürüüne cevap verdi Almanyada me- İmurlar Hükümeti tenkit edemezler (4 öncü seyfadın devam) manyaya gelerek Her Hitler ile saat- latca görüşmüş olmaları, halk ara- sında dolaşmaları Almanları çok se- vindirmiştir. Zaten ötedenberi sabık İngiliz kralının Almanlara olan mu- habbetinden sedilirdi. Fakat bu ret, gören Almanları tir. Hitler misafirle- nden ayrılırken kendilerine - tek- rak gelerek Almanyayı ziyaret et- melerini ric: Jemiştir. İstanbul Levazım Âmirliği Satınalma Komixyonu İlânları Dikimevleri için 51 bin adet büyü İ106 bin adet küçük delikli tahta düğ- İme, 49 bin adet tahta çeliğ 3/11/937 içarşamba günü saat 15 te Topbane- İde İstanbul levazım âmirliği satınal- ma komisyonunda pazarlıkla alına- caktır. Tahmin bedeli 760 Uiradır. İlk teminatı 57 d ariname ve i syonda görülebilir. saatte komisyona Dük dö Vindsoru | * | Harp okulu için 1200 adet atlet fa- İnile 4/11/937 perşembe günü saat 11430 da Tophanede İstatbul levazım A janlık ile ikinci kütme klübleri arasında ihtilâf çıktı Anadolu, Anadoluhisar, Hilâl, Altınordu klüt leri dik maçlarından çekildiler “Ben Sandıkburnundan dalıpta zabtiye, yi İâmizliği - sat ; p kapısından çıkmazsam öyle rakının Allah belâsı Beyoğlunda rakt#satan pastacılar şunlardı : Löbon, Ekler sinemasının yanındaki Mina - Şimdi burası Glor- ya pastahanesidir- eski Taksim polis merkezinin bulunduğu” sokağın kö- şesinde Ancepulos, - Şimdi Fevzi Şener pastahanesi - , Bravaki, - 'To- katlıyan sırasında sağ sokağın kö- şesindeki Ada antika mağazasının bulunduğu yer -. Pastacılar, meyhane ve birahane- lerde olduğu gibi meze vermezlerdi. Verdikleri şu kabil şeylerdi : Tuzlu badem, şam fıstığı, tuzlu çörek, ek- mek üstünde dil, ançüez, siyah hav- yâr,. Süleyman Nazif merhum, Brava- kinin - demirbaş müşterilerindendi. Akşam rakılarını dalma burada içer- di, Üstad çok meze yemez, hatlâ me- zeden çokluk hoşlanmazdı. Meze o- larak şam fıstığı verdi. Dükkânc o- nun tabiatini bildiği için, çukur ve büyükçe bir tabağa ayıklarımış şam | fıstığı doldurur, üstadın önüne kor- dü. Ramazanlarda meyhane ve biraha- nelerde akşamcılık etmekten çeki - nenler de, pastacılarda dondurma ile rakı içerlerdi. Depo âlemleri de hoş olurdu. Bu- ralara her çeşit insan gelirdi: Me - Mmur, âmir, amele, zabit, esnaf, tu - lumbacı, kunduracı, kuyumcu, mü meyyiz... Gündüzcüler sabah erken- den gelirler, kollarını sıvayarak me- zelerini hazırlamıya başlarlardı. Sa- latasından koç yumurtasına kadar her türlü meze bulunurdu masala- rında... Bundan başka — mevsimine göce, bazan tepsi içinde patatesli et, yahut kiremitte palamut hazırlaya- rak fırına yollarlar, sarı kasap kâğı- dında barbunya pişirirler, rakının üstüne midelerine indirirlerdi. Kadehleri boşaltırken şarkı söy- lerler, güzel soslileri gazel okurlar- dı, Bu ahenk arasında zurnacı, klâr- netçi VE dümbelekçi çingeneler de #ökün eder, Tiz, davudi, neva üzerin- den kaypan nağmelerle köçek hava- ları yaparlar, nihayet : Ürstü açık faytonda Gezerim piyasada Harf atarım kızlara Bırakırım merakta Kantosunda karar kılarlardı. A harında ikitelij, karşılama oyn: far da olurdu. Depolarda, meyhanelerde olduğu gibi meze vermezlerdi. Müşteriler, Muhakkak mezelerini dışarıddn ge- tirirler, yahut ; — Dolmasıdır. beyim! dyam taratorludur! — Kukreceeç!... — Haniya badem isteyen?.. — Kebabım kıvırcıktır! — Limon suyile turşu.. — Topik, topik... Yok mu iştahlısı topik!.. | Diye bağıran seyyar mezecilerden | Yüzer paralık, beşer kuruşluk alarak | tabak yerine kâğıtlara korlar, bir faraftan çakarlar, bir taraltan da bunlardan çimlenirlerdi. Depolarda rakı içmiye meraklı ki- barlar da vardı. Haftanın Tmüayyet günlerinde, İstanbulun muhtelif de- polarında gündüzcülük yaparlar, ça- karlar, eğlenirler, yemeklerini ora- da yerlerdi. Bir zamanlar, babamla Ahmet Rasim de depolara dadanmış. lardı. Her hafta İstanbulun köşe buca- ğındaki depolardan birine giderler. di. Yanlarında Ramiz Paşarın oğlu ftamburi kör Ali Bey - kibar, zarif, zevk ehli zalti. Çürüksulu Ah- met Paşa merhumun kayınbiraderi idi « Beylerbeyli Ziya - Telgrafhane | memurlarındandı. Berrak, güzel bir sesi vardı. Musikimizin sayılı üstad- larındandı. Geçen yıl öldü - Beyler- beyli tamburi Fuat - eski Posta me- murlarından -; Kadıköylü udi Nazif Beyler gibi saz çalan ve okuyan ze- vat ta bulunurdu. Bir taraftan Çü - Lhrhn. bir taraftan da Türk musi- n seyyal ve cevherin parçaları, faeşhur besteleri çalımır, okunurdu. nı versin !,, Bir köşede de, yemek pişirmek hu- susunda hakikaten mehareti pek meşhur olan Ferit Bey, kollarını sı- |vayarak, mezeler hazırlar, manga İbaşında nefis yemekler bişirirdi. | Depo müdavimleri arasıtda ho - €alar, tekke şeyhleri de vardı. Bun- lar, cübbelerini çıkarırlar, sarıkları- nı, kavuklarını içine koyup koltuk- larının altına alırlar, depoya öyle Birerlerdi. Depoda şalvarla oturup kadeh göçürmiye başlarlardı. Çocukluk arkadaşım ve dostum merhum İbni Mevlânâ Hasan Sait Çelebi, Galatada eski Borsanın ar- kasındaki depo ile Tünel sokağında- ki (Çimento) adını taktığımız Ya - hudinin deposura başında «sikke,, sırtında «cübbe» olduğu halde gelir, |kapıdan girerken koltuğuna alır, yahut bir arkadaşına verir, böylece bir köşeye çekilerek |demlenirdi. Sait çok zeki, divan edebiyatına büyük vukufu olan, nüktedan, maz.- |munperdaz ve hakikaten çelebi bir Jinsandı. Ana tarafından Hazreti Mevlânâya mensuptu. Gazete ve İmcemualarımızda birçok yazılar neş reden Sait, bir müddet bilfül gaze- Iıcc:lxk te yaptı. Sonra talim ve ter- İbiye mesleğine intisap etti. Son bu- JHunduğu mektep Kabataş lisesidir. | Bu arada, din işlerile, dünya işle- rini, ibadetle zevki biribirinden ayı- ran, birinin vazife, ötekinin bir ihti- yaç olduğunu daha İkabul ve bize bu fikri aşılayan hür- lendiş ve şair şeyhlerden (V.) yi de |Sait Çelebi gibi, tübbe ve kavuğu- nu çıkararak depoya gelir, bizimle demlenirdi ç neciler için- nlâr 'da vârdı, Bazı- nt kapadıktar sonra, birkaç müşteriyi yanları- na alarak, o devirde çok meşhur bir eğlence yeri olan Yorgancı bahçesi- ne, Arnavutköyüne Akıntıburna ga- ları dük sevdikleri çalgı çaldı: lar, çalgıya ar, kasap havasi necidiyeler, ınlar a- Jtarlar, bütün masrafları görürlerdi. |bazıları da dükkânlarım ka; tan İsonra yine kafa dengi birkaç arka - İdaşla, içeride içerler, eğlenirlerdi. Hovarda patranların en başta ge- leni Ancepulostu. Dükkânın kapan- ma saati geldikten sonra kepenkleri İçeker, sevdiği müşterilerden mer - hum Çürüksulu Yüzbaşı Kâmil, Be- yoğlunda Baba namile maruf Yüz- başı Sadık Beylerle beraber rakı i- çer, onlara ikramda bulunurdu. Gü. zol sesli okuyucularımızdan küçük Yaşar, oranın başlıca müşterilerin- den olduğu için daima orada bulu- (P'ur, gece âlemlerine o da işlirak e- (der, şarkılar. gazeller okurdu. Ya- Tefrika No. : 11 gae Kendi kendime düşünerek bütün |bu kuvvet membalarından niçin is- tifade edilmediğine hayret etmek- ten kendimi alamıyordum. Kamaramda birsaat kadar yalnız jkalmıştım. — Bu esnada kamaramın kapısı çalındığını hissettim. | Britanyanın telsiz memuru, bana, Joldukça uzun bir telgraf Betirmişti. — Her halde, ihtilâl hakkında ye- ni bir haber olacak, Dedim ve telgrafnameyi açtıra. Bir sürü rakam. Ve altındatek bi rkelime : Vuls. Bu şifreyi, hakiki kolonel Vuta yazıyordu. Şifrenin mahreç merkezine bak- tam : İskenderiye. Kolonel Vuts benden evvel vazi- fesi başina vacmıştı. * İpazarlıkla alıracaktır. 'Tahmin be - bunları çıkarır, | yıllarca evvel | hürmetle anmak lâzımdır. O da tıpkı zinolarına götürürler, ikram ederler, oynar- Ask ölmezi ( füncü sahifeden devam) yanın Londra Sefiri olan prens Li « arp çıkınca memle- Prons bundan on | seno evvel vefat etmiştir. Dul zevce- | Si olan Prenses, şimdi bir İngiliz ile evlenmektedir. Bundan atuz söne eve vel Münihte genç bir İngiliz le genç bir kız sevişmiş, biribirlerini almayı vüdetmişlerdi. Fakat bu tasavvur İhayalden ibaret kalmış, çünkü genç kız için daha parlak bir izdivaç fır- İsatı çıkmıştı. Genç prens Lihnovskt İile evlendi. İngiliz Ralf ise evlonme- iş, şimdi dul olan kadını bulmuş, | otuz yedi sene evvelki tasavvuru fii- iyat sahasına getirmek istemiştir. Söylendiğine göre bu muhabbet da- a muhafaza edilmiş, solmamıştır. İLihnovskinin dul zevcesi Londraya İgetmiştir. Merasimle nikâhları yapı- llaraktır. İşat, orada bulunmazsa, bulunduğu İyerlere haber gönderir, getirtirdi. |Ne yanık, ne güzel, ne büyülü sesi | vardı Yaşatın... 50 - 60 yıl evvelki selâtin meyha- İnelerin, koltukların kapısında kü - |fecilerin beklediğini, fazla sarhoş o- lanları küfeye yükleyip evlerine gönderildiğini babam söylüyor. Hat- tâ, meşhur tuhaflardan ve nükte- gdanlardan Tıflı Hasan Efendi, bir akşam Sandıkburnunda küfelik de- recede sarhoş olmuş, arkadaşları kü- feye yerleştirmişler, Tıflıya bir aziz- lik yapmak için Zaptiye kapısına | yollamışlar. Polis Müdürü Agâh Efendi, Tıflı- van küfe ile Zaptiye kapısına geldi- İğini duyunca küplere binmi; lamak için ayılmasını beklemi den sonra Tifli kendine gelmiş. | Agâh Ffendi sormuş: — Bu ne kadar içmel yor musun?.. 'Tıflıda cevap yok! — No susuyorsun?.. Cevap verse- ne!.. Bu nası! içmek?.. Yine cevap yok, Söyle diyorum! Ak sakalınla utanmadın mı büu kadar içmiye.. Bir de bu halinle küfe içinde Zapti- tiye kapısına kadar gelmek cesareti. ni gösteriyorsun! 'Tıflı cevap vermenin zamanı gel- diğini anlayınca — Müdür Efendi! Ben Sandıkbur- nundan dalıp ta Zaptiye kapısından çıkmazsam öyle rakının Allah belâ- sını versin! '« Utanmı- , meyhane kapılarında sar- hoş bekliyen küfeciler türedikten sonra kullanılmıya başlanmış ola - cak! Ben k küfe İle evleri rastlamadım sarhoş gördüm, Fakat ine gönderilenlere hiç (Devamı vi SOCASUS Nakleasn : Celâil Cengiz Şifreyi halletmeden düşündüm, gcaba telgraf mündericatı neden i- baretti ? Karharamın kapısını kapayınca, bu suale yine kendim cevap verdim: Elbette Bombay ihtilâline aiddir! Şifreyi hallettim. Pipomu yaktım. Aldığım netice çok gülünçtü. Kah- kahalarla gülmemek için kendimi |tor zaptediyordum. İsmini ve şerefini taşıdığım Kolo- nel Vuts, bakınız bana ne yazıyordu: BİR TELSİZ... İskenderiye, saat 4 - sabah Britanya vapurunda Kolonel Vuts «Size, Londrada namınıza bırak- itağım mektupta, mühim Bir noktayı masılsa işaret etmemişim. Şundi ha- tırıma geldi: Ben Bombayda iken, deli 600 liradır. İlk teminatı 45 Jiras dir. Şartname ve nümunesi komis- lebilir. İsteklilerin belli saatte komisyona gelmeleri. | «213> — <1292> * | Harp okulu için'1300 çift lâstik a- |yakkabı 4/11/937 perşembe günü |saat 14 te Tophanede İstanbul leva- İzım âmirliği satınalma komisyonun- da pazarlıkla alınacaktır. Tahmin be- İdeli 2340 lira, ilk teminatı 175 buçuk (liradır. Şartname ve nümunesi ko- |misyonda görülebilir. İsteklilerin İbelli saatte komisyona gelmeleri. 214 <7293> * Harp Akademisi süvari grupu hay- vanalı için 300 ton yulaf 15/11/937 pazartesi günü saat 15 de Tophane- de İstanbul levazım âmirliği satın- alma komisyonunda kapalı zarfla eksiltmesi yapılacaktır. Tahmin be- |deli 15000 tiradır. İlk teminatı 1125 ıliradır. Şartname ve nümunesi ko- misyonda görülebilir. İsteklilerin kanuni belgelerile teklif mektupla- rını ihale saatinden bir saat evveline kadar komisyona vermeleri. « «7316> Harp Akademisi hayvanatı için 225 ton kuru ot 15/11/937 pazartesi günü saat 15,30 da Tophanede İstan- bul levazım âmirliği satıalma ko - onunda kapalı zarfla eksilt İsi yapılacaktır. Tahmin bedeli |buçuk liradır. İlk teminatı 379 lira 69 kuruştur. Şartname ve nümune- İsi komisyonda görülebilir. İstekli - İlerin kanunt belgelerile teklif mek- İtuplarını ihale saatinden bir satt ev- veline kadar komisyona vermeleri x216x <7311> Aşıya başlandı Dünden itibaren, memleketimiz - deki yabani zeytinlerin mahsul ve- rir zeytinlerle aşılanmasına başlan - mıştır. Aşılanacak ağaçların yekânu 10 milyona yakındır. İlk olarak işe İz- mirde Urla kazasınad nmübaşeret o- lunmuştur. Askere davet Eminönü Ybaancı Askerlik Şube- sinde 1 — Yüksek ehliyetnameyi yüksek okul mezunları 1/ikinciteş- rin/937 de yedek subay — okuluna sevkedileceklerdir. 2 — Eminönü, Fatih ve Eyüp ka- zaları mıntakalarında ikamet eden taşra şubelerine mensup Şubemizde kayıtlı ve kayıtsız yüksek ehliyet- namelilerle bu mıntakalar haricin- de İstanbulda bulunupta şubemizde kayıtlı bulunan yüksek okul mezun- larının sevkleri yapılmak üzere nü- fus cüzdanı, şahadetname, ehliyet. name ve'iki kıt'a vesika foloğrafı ile < >* 2/fbirinciteşrin/937 günlerin- 'de şubeye müracant etmeleri — * * sol kolumun bir kurşun yarasnından sakat kaldığını ilân etmiştim. Soka- ga çıktığım zaman kolumu göğsüm- İdz tutarak gezdiğimi, helk, hiç şüp- İhesiz, tahattur edecektir. Bombaya İçıktığınız zaman kolununun sakat- İliğini unutmayınız!. » Vüuts Bu telgrafı okuyunca, ayaklarımı uzatarak, saatlerce güldüm. Kolonel Vuts ne zeki adamdı. Mü- him vazifeleri arasında beni hatır- jladığına hayret etmiştim. (Britanya) nın güvertesine çık - m. Kendi kendime birçok teerlibe- | lotururken ,tiyatrada oyun seyreder- |ken, ziyafetlerde nutuk irat ederken (sol kolumu nasıl idare edeceğimi dü- şündüm ve kendimi alıştırmıya ça- | hştım. Öyle ya.. kırk beş, elli yaşından sonra bedeni yeni bir itiyadla ülfet letmek kolay bir iş midir?.. | Mühim bir mecliste, sakatlığımı unutarak, kolumu kaldırırsam, huz- zarın nazarıdikkatini celbetmiş ol- maz mıyım? Kolonel Vutsçok şeytan adümdir. vesselâm! haiz | yaptım, yolda giderken, büroda | Son hâdiseler dolayısile on dört- ten ona indirilen birinci küme klüp- leri, bir gün evvel yeni sene lik maç- larının fikstürünü çekmişlerdi. Dün akşam da ikinel küme klüpleri ken- di aralarında, yeni senenin fikstü- rünü Çekeceklerdi. Yalnız birinci kümeden ikinci kümeye inen Hilâl, Anadolu klüpleril birinciye geçmek için itirazda bulu- lan sekiz klüp, kendi aralarında ye- ni sene lik maçlarının fikistürünü müutemed ve bir de kâtip seçilerek kongreye başlandı. Fakat bu arada Fener, Güneş, Be» şiktaş, İstanbulspor klüpleri de ay- rıca 2 ci kümeye birer takım sokmak istiyorlardı. Fakat bu istek mınta- kaca kabul edilmedi. Yalnız bu dört klüp kendi aralarında anlaşarak ge- nel Federasyona müracaat etmek ü- zere bir senet imzaladılar. Bundan sonra fikistür ve saha me- selesine geçildi. Bu sene Fenerbahçe mınlaka ile aralarındaki beş sene- lik konturatın bitmesi üzerine, bu sene sahasında bir maçtan fazla oy- natmak istemiyordu. Beşiktaş da kendi sahasını başka klüplere ver- mek istemediğinden yalnız bir tek 'Taksim Stadı kalıyordu. Bu yüzden orada haftada bir tek ikinci küme maçı yapılacaktı. Bir tek sahada maç lerile mıntaka arasında bir ihtilâf inci kümeden, | nan Anadoluhisar ile Altınordu klüp-'leri maçların yapılması teklifine leri iştirak etmiyorlardı. Geriye ka- 'Taz etmiyerek maçların bir an çekmek üzere toplandılar, Evvelâ bir yapmak istemiyen ikinci küme klüp- | çıktı. Bu suretle sekiz klüpten kondi ar ında anlaşarak sahalarında ayrıca bir turnuva tip edeceki Daha © lerine teklif edilen cumartesi maç yapmak üsüle müvafık 8 İmodi. j Sekiz klüpten yalrız Sümerf İDavutpaşa klüpleri cumartesi g: rdir. Â 1 ajan tarafından ketl” rük İvel başlamasını istediler. Fakat ; İjanlık ile klüpler arasında ihtilâf € tığından fikistür çekilemedi. | “ikinci kürne maçlarının ne zamif başlıyacağı henüz belli değildir. |Macar takımı bi geldi Bugün saat onda konvansiyont' Macar muhteliti şehrimize İve klüpler, sporcular tarafından Kf İşılanmışlardır. Macar 'takımı d ca Ankaraya hareket etmiştir. Bugün Macar takı karşı ikinci bir hazif* lik maçı yapılıyor Bugün Taksim stadında Macafik ra karşı çıkacak takım bir egzert” maçı yapacaklardır. Viner Spor gelmek lıllg Haber aldığımıza göre Viyani Winerspor klübü buraya müri ederek ilerideki bir tarihte iki WE yapmayı teklif etmiştir. Fakat PS İhüz bir cevap verilmemiştir. — g lira “99. kuruşlur. Nafia Vekâletinden: ı”ı’d'î 1 — Eksiltmeye konulan iş : Bursada Kirmasti Çayı ve A ASN gölü seddelerile tefcir kanalları ve teferrüntı, keşif bedeli - *5621374 2 — Eksiltme : 9. Sonteşrin 987 tarihine rastlıyan Sal günü #t8' — 15 de Nafia Vekâleti Sular Umüm Müdürlüğü Su eksillme Komissi” — nu odasında kapalı zarf usulile yapdacaktır, Z 3 — İstekli'er : Eksillme şartnamesi, mükavele projesi, Bayındırlık İşleri genel şarinimesi, fenni şariname ve projeyi *“28, lira sait | $İ $ «12, kü* ruş bedel mukabilinde Sular Umum Müdürlüğünden ahabilirler. 4 — Eksiltmeye girebilmek için isteklilerin ruşluk muvakkat teminat vermesi ve *150000, liralık Nafia *26235,, fira * şlerin katiliyeti olduğuna dair Nafia Vekâletinden alımınış müteahhitlik VE edilemez. *3805,, — "6928, Baş, diş, nezle, İsim ve markaya dikkat. Brstarıyanın güvertesinde dolaşır- ken, a bu eski ve zeki doöstu- mun bir tavsiyesi geldi : Yine böyle birkaç sene evvel Londrada oldukça mühim bir rol oynamışlım. Başve- İkil Asküitin daire müdürü bir akşam otamobil ile, geç vakit evine gider- İken, otomabilinin önüne, beş altı o- tomobil ile kuvvetli bir haydut çe- tesi çıkmış ve ağzımı, kollarırm bağ- layıp şehir haricine götürmüşlerdi. Birta raftan Başvekilin ücretle tultuğu hafiyeler, diğer taraftan hü- kümetin zabıta kuvvetleri mütema- diyen Asküitin daire müdürünü arı- yorlardı. Aradan bir kaç hafta geçtiği halde, zavallı adamdan esaslı bir haber a- hnamıyordu. Başvekil, her gün Polis ve Emni- iyeti Umumiye Müdürlerini sıkıştı- rıyor : — Nihayet üç gün zarfında daire İmüdürünün izini bulmalısınız ! Tarzında emirler veriyordu. Hâdise gazetelere aksettiği için, hükâmet, matbuatın şiddetli hücum- larına maruz kalmıştı. ; (Devamı var) | sikası ibraz etmesi, isteklilerin teklif mektuplarını ikinci zılı saaçten bir saat evveline kadar Sular Umum Müdürlüğüne buz mukabilinde vermeleri lâzımdır. Postada olan gecikmeler kâ taahhöt edip muvalfakiyetle bitirdiğine ve bu kabil işleri başarmakli j grip, romatizmâ ve bütün ağrılarınızı derhal keser. İcabında günde 3 kaşe al Taklitlerinden sakınt! (AKSARAYD Bu gece (KAYNANA), Y (SEFİLLER) Pazartesi akşam! İDIKÖY - SÜREYYA) sinemi” (ÇAMURDA ZAMBAK) Şehzadebaşı | TURAN 'TİYATROSU Bugece saat ;'“3 20,30 da Büyük san'atkâr Naşit VE — KİMİ SEVERSE Di GÖNÜL KİMİ SEVERSE —| (Komedi 3 perde) ! Yeni varyete, solo, Kimyager*” | Hüsameddin $ Tam idrar tahtili 100 Bilâmum tahlilât, Eminönü * ye Eytam Bankası ki İzzet Bey Hanı, 4 Bereereeerce sreRrAPÇ. ” 1