ı tı ; | t % 1 " B.. ğ k | k 5 ğ t - “ Tefrika No : 92 KT Üİ eee _-Xm[_ | D “Yuf,, neye derler? “Sekiz telli,, nasıl yapılır ? “Sarı kıza çok selâm, bizi unutmasın!,, İçmesini, sigara gibi çekmesini söyledik. İtizar etti. İçşmek niyetinde olmadığını, yalnız nasıl içildiğini, $ çenlerin vaziyetini görmek istediği- ni söyledi. Hamdi, kabağı Hacı Sümbüle ver- di. Esrar kahvelerinde usuldendir, ilk nefesi nargileyi ısmarlayan adam çe- ker, Sonra onun yanındaki nefesle- nir, böylece sırasile dolaşır, herkes birer nefes alır. Nargile 1smarlayacak parası olmi- yanlar, esrar müptelâsı birinin gel- mesini beklerlerdi. Böyle biri geldi- ği zaman, sevinirlerdi. Çünkü ısmar- layacağı nargileden — nefeslenmek haklarıydı. Esrar kahvelerinde bu usul, âdeta bir örf, bir kanun halini almıştı. İkinci nazgileyi biz ısmarladık, 0- radakilere ikram ettik. Arkasından bir de ben ısmarladım... Sıra ile hop- si birer nefes aldı. Sonra gözler ka- panmıya başladı. Etrafta ses, sada yoktu. Çıt yoktu. Şimdi, tavanda asılı lâmbanin ışı- ğı, sanki meçhul bir sihirbaz eli ta- rafından tepesinden tutunarak salla- nıyordu. Ve bu sallandıkça, gölge- ler, birer sarhoş gibi, o duvardân bu duvara yıkılıyordu. Bodrumdan çıktığımız zaman, E- mil Bunarkla arkadaşımın sapsarı olduklarını farkettim. Duman onla- T Etmişti, Acaba ben nasıldım?.. Esrarın, İstanbul külhanbeyleri a- rasında bir çok isimleri vardır: Mal Sarı kız Nefes Bir de egibar» denilen toz halinde sarı toprak gibi bir esrar vardır ki, ynamış!» devı;len cinsi makbuldür. / Bu, gayet salâbetli o- lur. Çakıyla, bıçakla zor kesilir. mektuplar okunduğu için, doğru - dan dağruya: — Bana esrar getir! Diye yazamadıklarından: — Sarı kıza çok selâm, bizi unut - masın! Diye bir selâm haberi yazarlardı ” ki, bu bir porola, ve: — Bana esrar getir! Demekti. Esrarın diğer içkiler gibi bir türlü kullanma tarzı yoktur. Meselâ şara- bi birayı su gibi bardağa koyar, öy- le içeriz. Rakı ise ya sulu, yahut su- #uz içilir. Halbuki esrarın, bu yaman tehirin altı türlü içiş tarzı vardır: 1—Puf! 2 — Nargile, kabak fa. ki, Enkarnasyon esasen büu vaziyot- tedir ve Gernika'nun hukükan, ka- nunen mirascısıdır. Eğer genç kadı- nan böyle fâ Zum var mı? Bu aralık kapı vuruldu. İçeri bir polis girdi, Müfettişe bir kart uzat- tı. Bu, Senter'in kartı idi, Vens, delikanlıyı bir an evvel sor- güya çekmek istiyordu. Bunun için, görüşmenin bittiğini bildirir bir tarz- da ayağa kalktı, içinden Enkarnaş- yon için : e DÜDESRARENGİZ İSTANBUL aA_ Yercüme ve iktibas hakkı mahfuzdur | 3—Macun 4 — Çifte kâğıtlı, dört kâğıtlı, altı, sekiz kâğıtlı $ — Fitil 6 — Kahveli evrar. Püt, bir diş -elma çekirdeğinin iki Yazan : M. Süleyman Capan 'Süleymaniye Kütüphanesinde . Avıga $e Esrarengiz hâdise, (4 üncü sayfadan devam) | Misafir sözünden müdür kahveye intikal etti: — Betaberce bir kahve içelim, ba- İyım, dedi, fakat beyanatta buluna » mam. — Peki, ben de zaten beyanatta bulunmanızı İstemiyorum. Yalnız, |beni aydınlatmanızı rica edeceğim, bu kitaplar sahiden kayıp mı oldu, ne oldu?. Biraz evvel dışardakilerin tezviratından bahis buyurdunuz!.. Muhatabım, sükünet bulmuştu: — Bir kitap kaybolmamıştır;ars- lanım, dedi, Şu dışarda gördüğünüz adamlar içinde bazıları bunu bir mâaksatla etrafa yaymışlardır. nesinin dahi kaybolmasının imkânı büyüklüğündeki osrar parçasına ve- rilen isim - esrar, bir toplu ve dikiş iğnesinin ucuna takılır, kibritle ya- kılır, sonra sigara ağızlığının ağza alınan tarafı, yanan esrara yaklaştı- rılir, Çıkan düman bu vasıta fle çe- kilir. İşte (püf) budur. Erarkeşler sigara kâğıdı bulamadıkları zaman bu usule başvururlar, Nargileye gelince, bu herkesin İbildiği nargile nev'inden değildir. Bu, içi oyulmuş Hindistan cevizine kamiştan bir sap, bir de nargile lü- lesi ilâve edilerek yapılır. Esrarkeş- ler arasında buna (Kabak) derler. Kabağın lülesine tömbeki, onun içi-, ne de ufak ufak esrar konarak içilir. Macun şöyle yapılır : Esrar diş diş kesildikten sonra, kahye cezvesinin içine konur. Buna çok miktarda şeker, biraz da su ilâ- ve edilir. Meraklılar biraz «mber, (Devamı var) aai vi azanisdenNzirmencinc ahai aai maaname| | İstanbul Asliye Birinci |mahkemesinden : " Kemalin İğneadada mahrukat tüc- carı İstanbullu Şevki aleyhine açtı- ğt Üç yüz liranın tahsili davasında : M. aleyhin İstanbulda gösterilen ad- resine tebligat için istida gönderil- işse de ikametgâhının meçhul ol- measından istida örneği mahkeme di- |vanhanesine talik edilmiş ve yirmi |günlük cevap müddeti tayin edile- |mk mahkeme 20/9/937 saat 14 e bi- (rakıldığı ilânen teblig edilmiş oldu- ğu kalde M. aleyh Şevki cevap ver- memiş ve davete de icabet etmemiş olduğundan hakkında gıyap kararı verilerek (istiktap için mahkemeye |gelmesi ve aksi takdirde istiktabdan |kaçınmış ve senedi kabul etmiş sa. yılacağı) mezkür kararda gösteril- mesi istenmiş ve muhakemel2/11/937 tarihine müsadif cuma günü saat 14 e bırakılmış olduğundan pösteri- len günde mahkemede hazır bulun- ması veya tarafından tasdikli bir ve- Hit göndermesi lüzumu teblig yerine geçmek üzere ilân olunur. — (509) Kadıköy Sulh Birinci Hukuk Hiâ- kimliğinden : Fatihte Binaemini sokağında 1 'No. da inşaat müteahhidi iken hâlen ikametgâhı meçhul Hamdi Güney'e: Mahkemenin 937/168 sayılı dos - yasile Göztepede Mama Cad. 15 No. ida Hasan Vefa tarafından aleyhiniz- de açılan mal ve nakliye bedelinden alacağı olan iki yüz elli beş liranın maamâsarif ve tazminat tahsili tale- bi davasının icra kılınan muhake - mesi esnasında 38 adet pusula muh- teviyatı 75 metre mik'abı taş ve 3 a- det pusula muhteviyatı D ton kireç ve 42 adet pusula muhteviyatı 3333 ve 1809 tahta ve 263 döşemclik ve 36 kalas ve 184/80 metre mik'ab kısa kereste ve 9 adet pusula muhteviyatı görülecek hesaplarımız var, Bununla beraber, gayet nazik bir İhareketle genç kadını teşyi etti, ve t bir niyeti olsa, tekrar |bu işi yaparken bu güzel kadının | iki gençten birisile evlenmesine lü- masum olduğu takdirde, —diğerleri | gibi meçhul katilin darbeleri tehdi- di altında olduğunu da düşünmüyor değildi. Ve işin garibi şu idi ki, bu Hukuk Burada bir kaç adam var ki.. müte- iyoktur. Bunu size nasıl anlatayım? Meselâ, ben şu ağızlığımı buraya ko- iyarım, her zaman buradan almıya â- lışkınız, şayet, meselâ, buradan, şu kâğıdın arasına karışırsa ararım, a- | rarım, bulamam, fakat bir müddet sonra kâğıdı çekince ağızlık meyda- na çıkar, Mesele aynen bunun gibi- dir. Kitap kaybolmamıştır. Bir yere konulmuş, nerde olduğu bilinmiyor. Fakat bir gün, hiç ümit etmediğimiz bir yerden çıkıverir. — Bu kitaplar çok kıymetli mi?. Bay müdür güldü: — Yirmi kuruş edeceği şüphelidir. — Deseniz e, bu kitaplar gayri mü- badil bonosuna döndü!.. — Neden?. — Dışarda bir kaç bin lira fiat biç- tiler de.. burada yirmi kuruşa indi. I_lüdin'ln yüzü, nefret çizgilerile takallüs etti: — Bunlar, dedi, hep uydurmadır. madiyen bu meseleyi körüklüyorlar, Fakat, ne yapsalar nafile.. — Memurlarınız arasında münafe- ret mi var?, — Aşağı, yukarı!.. Bana kalırsa bu münaferet, me - murlar ârasında değil, müdürle me- |murlar arasında olacak! Nihayet müdür, son sözü söylü - yor: — Mesele, dedikodudan ibarettir. Böyle bir şeyden haberim yoktur. Maarif Müdürü tekzip etti. — Demek kaybolan kitap yok!. — Hayır!.., « cut değil mi? — Evet!.. — Şayet biri isterse?) Müdür durdu: — Tabil şimdiki halde elde mev cut değil... Dışarı çıktık, memurlar sordular: — Ne diyor müdür? bolan yoktur, diyor. Bana kâlırsa, mesele tekzip değil, tavzih istiyor. Bu kitaplar nerde a- caba, deve mi oldu, yoksa müdürün Bgibi bir yerde mi takıldı kaldı. Eğer böyle ise ihtiyarların milracaat et - tikleri çareye baş vurmaktan, yani şeytanın bir şeysini bağlamaktân başka yapılı ir i 471 kalın kalas ve kalım direk ve 39 metre 60 santim uzun keroste 4 pusu- Burada 30-40 bin kitap var. Bir ta- || — Şu üç kitap hâlen fihristte mev- | — Böyle bir şey yok, çalınan, kay- | dediği gibi, ağızlık misalinde alduğu | ğ İstanbulun Dans Akademisi.. (5 inct sayfadan devam) Nizamnamenin birinci ve ikinci maddeleri sarih olmasına rağmen dans ederken © kadar çok gürültü oluyordu ki... Bir defa kalkmıyanlar profesöre 've doçenti bayâna kafa tutmrya baş- ladılar ; Ç — Bizi hiç kaldırmıyorsunuz!.. — Hey.. Sakelaridis! Sen yine saç- malamıya başladın be!.. Sonra istediğile dansa kalkamı - yanlar da geri kalmadılar: — Ben hep bununla mı dans ede- ceğim?. — (.) benimle hiç dans etmi - yor. Bir daha gelmem buraya.. Sayın profesör bu gürültü üzerine ü di : — Minganis... Doçent Türkçeye çevirdi : — Gürültü yok be.. ne oluyorsu- nuz ?.. Dans bittikten sonra herks yerli yerine oturdu. Fakat dans başlama- don, dansa kalkmak piyangosunun |kendisine çarpacağını hesaplayanlar |kaşla, gözle karşıdan karşıya anla- şıyorlardı. Genç kızlar olsun, genç erkekler olsun az yaramaz değillerdi hani.. Zavallı profesör, bir ilkmektep ço- cuğu İle uğraşır gibi onlarla didiş - mek mecburiyetinde kalıyordu. Bu mubassırlıktan artakalan zamanda da bana lüf yetiştiriyor : — Buraya gelenler hep talebedir. Bendeniz en pratik bir usul ilen on- laar fokstrot, tango, karyoke, slov öğretiyorum. — Tahsil müddeti ne kadar?.. — Talebenin kabiliyetine göre, ba- Zı üç ayda sertifika alıyor. — Çok talebeniz var mı? — Pek çoktur. Ben ön yedi sene- lik profesörüm; yarım Türkiye be- nim talebemdir. — Ordinaryüs profesölüğünüz ya- kınlaşmış., taşdik etti : — He.. öyledir. — Buraya daha çok kimler gelir? — Hep kibarlar gelir, pasâ zadeler gelir, yüksek familya kızları gelir. — Belli, gözüküyor.. — Evet, baktı iseniz gürmüssünüz- hep bunlar aile kızlarıdır. — Ne kadar ücret ulırlar? — Kim?. — Bu hanım kızlar.. Profesör, anlamamış — gözüktü. |Mektepte talebeye ücret verildiği nerede görülmüştür. Fakat souradan öğrendik ki Paris barlarındaki taksili dansöz kizlar gi- bunlar da ücret alıyorlarmış. Va- zifeleri, oraya gelen dans meraklıla- rına damlık etmekmiş. Dekorun bütün gülünçlüğüne rağ- |men bu tarafı çok acı.. kızlar, koca gün durmadan dans ettikleri halde ancak 40-50 kuruş alıyorlarmış... Biz ayrılırken döçent (!) bağırı - İyordu : — Oturun be. ben kalkacaklara işaret edeceğim! İşte aziz okuyucularım.. biz İstan- gürdük. Fakat sizin bunu okumanızı 'akat görmenizi, asla!.. Ikılınan 27/10/937 çarşamba günü sa- la muhteviyatı beş buçuk araba yev- miyesinden fiatlarına itiraz edilen kalemlerin listede yazılı olduğu üze- re miktar ve fiatta olmadığına dair usulün 337 inci maddesine tevfikan olduğunu sakladı? Ne diye şimdiye 1kııi:ı- söylemedi? Yoksa hususi ha- yatını ifşa etmek istemiyor muydu? Fakat neden? Bunda ayıp bir şey |var mı? Karı koca olmak ayıp mi? Kapı tekrar vuruldu ve içeri Sen- ter girdi. Vorobeyçik ayağa kalkti, elini uzattı. Lâkin delikanlı kendine uzanan bu eli görmedi ve haykırdı: — Bu ne biçim muamele? Ne ©- luyoruz?.. YEMİNİ İCRA ETMEK üzere tayin | mahkemesinde bizzat hazır bulun- |madığınız takdirde yemin edeceğiniz |vükıaları ikrar ve yeminden imtina letmiş addolunacağı teblig makamı- na kalm olmak üzere ilân olunur, (516) disi de oturdu. Senter oturmamıştı. Ayakta duruyordu. Müfettiş aldırış etmedi : — Hatırlıyorsunuz; dedi, dostunuz Gerniko ölmeden evvel, meçhul bir adamın aranızdaki müukaveleyi her nasılsa öğrendiğini ve sizleri öldü- rerek servetinize konmayı düşündü- ğünü söylemişti. Bu adam.. — Ey, ne demek istiyorsunuz? Hi- kâyeyi biliyorum, Müfettiş hayretle kaşlarını kal - dırdı : — Ne muamelesi?.. — Ne zamandanberi bir insanı görmek istediğiniz zaman evine,po- lis gönderip onu tevkif eder gibi ge- İtirtiyorsunuz?.. — Eğer böyle bir muameleye ma- ruz kaldı iseniz affinizi rica ederim. — Biraz sabırlı olunuz. Ben de bu ihtimali düşündüm, Sonra bu meç- hul şahsın, hiç te meçhul bir şahıs olamıyacağı kanaatine vardım. Zira, altınızı birden, daha doğrusu doku- zunuzu birden öldürmekle, mirası- mıza nasıl konabilecekti? Senter, müfettişin «altınızı» de - dikten sonra edokuzunuzu» diye tas- esrarengiz mesle .ıı alâkaları olan- (k.t'iyen böyle bir niyetim yoktu. |bih edişine aldırmadı, sadece ommuz- İların hepsi, ya katil idiler, yahut ta İSadece sizi acele görmek istediğimi, |larım silkerek cevap verdi : masum ve ölüme mahküm, SENTER'İN HİDDETİ Ve kendi kendine düşünüyordu : — Yavrum, dlyw—dlğı seninle | — Ne diye Gorniko'nun, kocası | Müfettiş, delikanlıya, evinize bir haber gönderilmesini söy- lemiştim. Her halde sözlerimi yanlış tunuz. / “masasının — Nasıl olacağını bilmiyorum. Lâ- kin bu hikâyenin hayali bir şey ol- masasına — dönerken İanlamış olsalar gerek. Lütfen otu - |duğunu Gernikoya söylemiştim. Sa- idece saçma... karşısındaki koltuğu gösterdi ve ken- | | | | | Manasını anlamadı, başile gülerek h | | | | RADYO BUĞÜNKÜ PROGRAM Akşam neşriyatı: Saat 18,30 plâkla dans musikisi, 19 ârmonik solo, 19,30 konferans: E- minönü Halkevi namına: Doktor Ba- ki Piregok tarafından (Meslek in- tihabı), 20 Türk musiki heyeti, 20,30 Ömer Rıza tarafmdan arapça söy - lev, 20,45 Vedir Rıza ve arkadaşları tarafından Tütk musikisi ve halk şarkıları (saat ayarı), 21,15 orkestra, 22.15 Ajans ve Borsa haberleri ve er- tesi günün programı, 22,30 plâkla solalar, opera ve operet parçaları, 23 sön. Ertuğrul sadi Tek Bu gece (Suadiye) plâjı (kapalı) kışlık kısmında (Erkekler kırkından sonra azarlar) İstanbul Belediyesi Şehir Tiyatroları saat 20.30 da Kuru Gürültü 3 perde 16 tablo Türkçesii M. Şükrü Deniz Levazım satınal- ma Komisyonu İlânları 1 — Tahmin edilen bel Tira «9S4> kuruş olan «13011» adet &- «bÜUTTA İlektrik ampulü, 16/Birinciteşrin/$37 tarihine rastlayan cumartesi günü saat 11.5 da kapalı zarf usulile alın- mak üzere münakasaya konulmuş- tur. z 2 — Muvakkat teminatı <455, lira «85» kuruş olup şartnamesi komis- 'yondan her gün parasız olarak alına- bilir. 3 — İsteklilerin, 2490 sayılı kanu- nun tarifatı dahilinde tanzim ede - cekleri kapalı teklif mektuplarını en geç belli gün ve saatten bir saat evveline kadar Kasımpaşada bulu- nan komisyon Başkanlığına makbuz mukabilinde vermeleri «6640. Kadıköy Sulh Birinci Hukuk Hâ- kimliğinden : Kadıköyünde — Yledeğirmeninde Karakol sokağında No. 65 te İbra - hime : İstanbul Belediyesi tarafından a- leyhinize açılan Kadıköy Halinin altında 4 No, lu dükkânın kira be - delinden 45 lira elli beş kuruşun tah- İsili hakkındaki davanın bakılan mu- bulun dans akademisimde — bunları | Jat 14 te Kadıköy Sulh Birinci Hukulc GENEREEEENENZ Ckik Baş, diş, nezle, grip, romatizma bütün ağrılarınızı derhal keser. İcabil” günde üç kaşe alınabilir. İsim ve markasına dikkat! Taklili hakemesi neticesinde: tafsilâtı za - bitnamesinde yazılı olduğu veçhile ancak müddeinin talebi veçhile bir ay yedi günlük icarci muzaafeden bilhesap matlubu olan kırk lira yet- miş kuruşun asıl kiracı ve borçlu sizden tahsili lâzımgelmesine binaen meblâğı mezkür kırk lira yetmiş ku- ruşun yüzde on ücreti vekâlet ve yüzde beş faizi nizami yürütülme- sine ve bilcümle masarifi muhake- menin tahsiline 21/4/937 tarihinde kabili temyiz ölmak üzere gıyabı - nızda karar verildiği ilânen teblig olunur, (518) İstanbul Nafia Müdürlüğünden : 25-10.937 Pazartesi günü saat 15 de İstanbulda Nafia Mi binasında (52646,50) lira keşif bedelli Üsküdar Valdebağı yomu talebe ve öğretmen Sanatoryomu inşaalı kapalı zarf V47 eksillmeye konulmuştur. Mukavele, Eksiltme Bayındırlık işleri İstanbul Levazım  Satınalma Komisyonu İlâ İstanbul Levazım Yollama Müd lüğü emrinde bulunan hamule İrünün makine ve teknesine ait miratın açık eksiltmesi 127i salı günü saat 15,30 da Topanedt İvazım âmirliği satınalma ko nunda yapılacaktır. Makinenin Şif bedeli 682 lira Hk teminatı SE ra 15 kuruşlur. Teknenin keşif ” deli 884 lira ilk teminatı 66 lira kuruştur. Keşif ve şartnamesi misyonda — görülebilir. — İstekli belli saatte komisyona gelmelei : Harp Akademisinin tamirati S 10/937 perşembe günü saat 1430 ” İstanbulda Topanede levazım liği satınalma kömisyonunda eksiltme ile eksiltmeye konul! tur. Keşif bedeli 999 lira 765 kı tur. Teminatı 75 Hiradır. projeleri komisyonda görülebilir. teklilerin kanunt bolgeleriyle b likte belli saatte komisyona leri, <172. « " * ğ Dikimevleri için 192 bin adet #f | |kuruştur. Şartname ve nümüt kek büyük kapsül, 142 bin adet büyük kapsül 1,278,920 adet küçük kapsül, 962,250 adet dişi çük kapsül 20/10/937 çarşambâ mü saat 1530 da Topanede İsti levazım ğmirliği satınalma Ki iyonunda kapalı zarfla eksiltmesi fi pılacaktır. Tahmin bedeli 12,738 63 kuruştur, İlk teminatı 955 komisyonda görülebilir. İsteklil kanuni belgeleriyle teklif larını belli saatinden bir saat komisyona vermeleri. «173> * Dikimevleri için 169,000 adet ra perçin çivisi ve 172,000 adet P 21/10/937 perşembe günü saât 'Topanede İstanbul levazım satınalma kömisyonunda pf eksiltmesi yapılacaktır. Tahmifi deli 4432 lira 90 kuruştur. İlk natı 332 lira 47 kuruştur. $ 've nümuneleri kamisyonda $? bilir. İsteklilerin kanuni beli belli saatte komisyona gelmelefi «174> İstanbul Dördüncü Noterindets, Bin dokuz yüz otuz yedi senesi Tül ayının yirmi birinci salı gü tanbulda Yenipostane cadd sayılı dairede iş gören ben İstüf Dördüncü Noteri Ali Murtaza #6 İstanbul Bahçekapıda Dolçt yant Bankın memuru bana atla bir kıt'a poliça ile İstal Sultanhamamında Çiçek p Fındıklıyan hanında 15 No. ll YÜÇ hanede mükim Yorgi Papadis ? metinde alacağı olan yedi yüz * kiseh markın ademi tedi; dolayı kanunen lâzımgelen P nun icrasını talep etmiş, ta! len protesto nüshası teblig' 00 üzere borçlunun adresine miş İse de mumaileyhin y nin kapalı ve kendisinin bit &yı mütecaviz bir umıM : zihaneye gelmediği ve ( resinin de meçhulü olduğu han odabaşısının ifado ve ih ve mübaşirin tahkikatından mış olmakla talep veçhile kamma kalm olmak üzere İ nur. « ” “Zenel, bastist va Tenal BÜ meleri, proje, keşil hulâsasile buna müteferri diğer evrak ç mukabilinde dairesinde verilecektir. Müvakkat teminat (3883) liradır. İsteklilerin teklif mektuplarını ve en az (50.000) liralık bu zer iş yaptığına dair Nafia Vekâletinden almış olduğu müt ve Ticaret Odası vesikalarını havi kapalı zarflarını 25-10-937 tesi günü sant 14 e kadar Nafia Müdürlüğüne vermeleri. 0900 Yüksek İktısat ve Ticaret Mektebi Ditektörlüğün Mektebimizin Orta Ticaret ve Ticaret Lisesi kısımları Ti lin yedinci Perşembe günü ve Yüksek İktisit ve Ticaret Teşriolevvelin 15 inci Cuma günü saat 8,30 da derslere b