Gece yarısından sonra OGAZİÇ Sirketi Hayriyenin çalgılı Vapurlarile boğazın şaırane köşelerini gezdiniz mi ? Sarıyerin sâkin suları yavaş Boğaziçi niçin Boşalıyor ?.. Vapur k""'m Böçiyor. Fırsattan istifade Mı“üazm sonbahar - güzellikleri ?üşınınk ihmal edilecek bir M," “ld-ı her geçen gün, tatlı bir tü düşüncesile şehrin tozlu, ::.î":lu Yöllarından kaçıp Boğazın kim ©.. Sessiz kırlarına — gitmeyi K " İsternez? tip *Y3e bir k.ıç arkadaş Boğaza gi- fik, Ve a kana eğlenmiye karan ver- Müzkü l'dik ammna bu sefer yeni bir lâtla Karşilaşmış bulunüyo - gi tarafına ken Ahadolu cihetine gide Ze ""mck lâzıni, — Ve Ş S Peki İ *oîk' Si nasıl? TYobil ASı iyidir. Geç de kalsak öto- döneriz AŞİMizin ilk ağızda bizi ikaz a) ) Ce İşe yaradı. Çünkü, be Tadan * €Ve dönmemiz Tâzımda. S: Zar gi ladık ki, cumartesi ve pa- n İ leri Beç vakte kadar nwvmık | Vürmış, Hay, ’-v..., etetmeyiniz: Gideceğimiz ver | *“Eğer ısrar ederseniz bir manastıra gidip ölü- Oğazı, sakın a Yrupanın her har ::"““ Bidiyoruz Vahurl. iliğimizi gi bir € sanmay 4 Sarıyere kadat git- tırırıa,m dik bir para a) tlimize aldığımız bilet- Kaday hç0 Birerken Boğazı bilen ar: X Oi Ten atıldı: Vapurla ©, allimiz varmış. Rad ş.:: Üdesne armış. Radyolu İtüngi Pepimiz bu 7 Vince aei hirsimızı K d0 V. : İMiştik. Ölkeri D akat _d:'"udn.. devam ediyordu. hlıy,.__ lfmsw_ İnsanın aklına ne YOT Musunuz? $U gramofor ) a hu hoparlöriy Yeten £ denize fırlat, Ben, müjd .ıx Bi; laşın kulağı Nler 'nLı;"' bü konseri her zaman Madan, Yi? dedim. O istifini boz- < B Enda çocuklük hönirslari. Ti nı.în Parçalar var. Onun *skiliğine bakma, Se- '0 ya, F ata sözü geldi: y'“k ürküttüğün kur- uhm'd'"' derler, Şirketi Hayri- "n.— .nırııâıık etmek- Istiyor, y N, k 1 Wıı;î: Erini dinle Başare z itada bıı Süsel ecek zannet- Su Ç* çıktık. Gün cumartesi bi n c"""r Sapı Sldukça kalabalık. Ga. onl"”"’ kadar .._ dolu. lab "*’"Pnn_ş Bunları nbi '*k.mlı bü gü ullulara he- Bölür. Ceşit Büzel yerden ayrılmak Seçit parklar, g; ilerleyince... İ Fakat Violette annesi ve âşıkı ta- yavaş hırçınlaşmıya başlıyor Yazan : Murat Kayahan Söyleyin bakalım deniz kı radyolu bir gazinoda dört k; kaç kuruş verdik?. İmkânı yok bileme?siniz. Onun için ben söyliyeyim: Tam yüz yirmi iki kurüş verdik. Kahvenin tanesi 25 kuruşmuş. Bir şişe Kocataş suyu Büyükderede 10 kuruş, yüzde on garson parası da on iki kuruş, hep - sini toplarsanız yekün doöğrü çıkar. .. Gece saat ön ikiyi iş. Vapur yok, otobüs yok. Yalnız otomobille Zarla bulunan bir taksi İstanbula gitmek için 6 lira is- Biraz daha tenzilât y yapması için mıya başladı | Mecburiyet bu. İstersen gitme, iş- tersen yayan git. Düşündük, altı İrayı gözden çıkarıp ötümabile bin- |dik: — Haydi, çek bakalım. Şoför gerindi, esnedi, bilmem ka- çıncı uykusunu bitirdi ve sözde o$0- mobil yola çıktı. Lâstik patlam |Kibi korkularla güç belâ Şişliye gel- dik. O âna kadar konuşmıya cesaret Jedemiyen bizler çenemizi açabildik. Ben Boğaziçi gezintisine evvel ta- lip olan arkadaşa sordum — Gelecek hafta bir gezinti daha yapalım, Ark; bit — Tövbeler tövbesi... Onun sözüne ben de iştirak etme- mek için bilmem ne yapmalıyım? — ğında çocuk gibi yerinde duramıyan deniz, ne kadar güzeldi. Ciğerleri - mizi Böğazın serin rüzgârile yıka « dık. Oh.. ne güzel yermiş, diye övün- dük, Bravo İstanbullulara, Bura - larda yaşamanın zevkini almış klinde takdirler savuruyorduk. Yorgunluğumuzu gidermek için o- turdüğumuz gazino-bahçelerden bi- rinde garson bulmak mesele oldu. Artık istikbalinden korkan miras - yediler gibi bizi bir düşünce aldı. |Epey zaman bekledik. Nihayet Bay İgarson üsire' mümeyyizi 'edasile bi- İze ne istediğimi: Getirilen kahveye kahve demek için ömründe kahve içmemek bile | İkâfi değil. Neyse bu da geçti. Sıra motör bozulması ordu. , kâbustan kurtulur gi , cani kadın.. mümü beklıyecegım İ Bundan Üç sehe övvel Fransada Pa- İtiste Vinlettes Nazieres isimli bir ka- Üç sene evvel |dın eski dastu olan Jan Dabin'i ağir surette yaraladığını ve Jean Dabin'in Biye e eai |hast üzere iken kaldı. sevgılısını ol. rıldığırı yazmışlardı. Son zamanlarda Vi Neziyerin- affe- dürmüştü! Bu dileceği hakkında Pariste bir takım b şaşialar dalaşmaktadır. Ad - gün affı nı yına bu mesele için müracsat eden Z 4 gazete muhabirleri bu iş hakkında ıstemıyor_ daha kenüz bir karar verilmediğini affedildiğini duyunta dü- şeyin mühtemel olabi: İçüp bayılmış've çok ıstirap Çekmişe rşilaşmışlardır. — İlir, nlerde gelen yeni bir haber, ümuümiyeyi çok şaşırtmıştı: rafından Viölette Nogieres affedileceği fik- teddediyor, cezasını çekmek is- tediğini ağlıya ağlıya anlatmıştır. A- şağıya yazdığımız yazılar Paris-Soit geazetesi muhabirinin yazısı çok alâ- kayı caliptir. efkârı |kızını affettiği meselesidir. Ha dadır ki, muhakeme cereyan |ken bu ihtiyar kadın anneliğini fa- lan unutmuş, samiin mevkiinden hiddetle kalkarak kızını itham et - miş ve hâkimlere dönerek: | — Lütfen bu cani kadıma ölüm ce- İzası veriniz, demişti. | Bu kadin, geçenlerde. Solir ge - zetesinin bir muhabirini oturduğu küçük Nuvre kasabasında kabul et- miş ve kızını affettiğini yana yakıla anlatmıştır. Asıl şayanı hayret vaziyet şudür ki: Bu kadın tarafından yaralanmış o- lan Jean Dabin, yaralı olarak yat - tığı hastane köşelerinden kendini görmek için gelen gazetecilere, bü- tün hayatınca sevdiği kadını âffet- tiğini sö, .. Bugün Nuvr& kasabası Violette Nogiğre'in annesini gördüm. Bu za- vallı ihtiyar kâdının acısını tazele - 'diğimden dolayı çok üzülüyorum. Sinir hâ: ğina tutulmuş ölan Ma- dam Nöziöre yüzünde daha maddi ve müânevi acıların taze çizgilerini ta- şıyordu. Madam Niziğre: <— Violette acıyın, zavallı koca - mın hatırası namına — söylüyorum. O, bunu istiyerek yapmamıştır, me- zarlığa gidip de zavallı kocamın me- zarı üzerinde dua ettiğim n kal- |bim onun zavallı iniltilerile birle - şerek kızımın affı için bağıran sesi- me küyvvet veriyor, (Devamı Ginct sayfada) l Af kabul ; etmiyen | eeei nnn a blecar nnn eui alamaie ee amananmum ae di aa madaçürammer e asarenumuam nyan nnn d “Günlerce aç ve ümitsiz gezen adam bir gün |— sinema yıldızı oldu 1926 da Rudoif Valantino öldüğü —. ae zaman büyük bir kasırga dalgası ka- | dın dünyasını altüst etti. Semada bir yıldız eksikti. Ve bu eksikliği Ramon Novaro unutturdu. Aylarca Beyoğ- 1 onun filmlerini oynat- tılar, Ben-Hür isimli film nutamaz, | Ben-Hür kimdir? Ramon Novaro!. Ramon Novaro kimdir?. suali sor günlerde Parise gelmiş lan Ramon Novaroya Paris- Sur ga- zetesinin muharr liğini ne şekilde sını rica etmiştir. Sevimli ortist, bu suali işitince bir uzun nefes almış ve şunları anlatmı- ya başlamıştır Küçük bu gibi şeylerle meşgul ol- makla beraber o da diğer küçük çö- için İcuklar gibi mektebe gidiyordu... oktur. | Seneler geçti. çocuk büyüdü ve İçok güzel bir delikanlı oldu. İşte bu- İgünlerdedir ki, aşk onun kalbine ilk ziyaretini yaptı. Onun ismi Maria idi. Ramon bu güzel kızı gördüğü za- man uzaktan seyretmekten başka bir şey yapamıyordu. Nazarları birbiri erinde durduğu zaman bizim ace- hmizın kalbinde bir şey bur- kuluyordu. Fakat bir gün onun par- maklarına dokunmiya — cesaret etti ve buna da muvaffak oldu. Bu mu - vaffakiyet onu cesaretlendirmişdi. Artık gece gündüz kızın evinin et- Jrafında dol Bizim a- ,ı—emı Römdo'muz hem mes'ut ve hem | |de bedbahttı. Ve bütün hayatı da le geçmiştir. Ramon hem bahti- İyar, hem de bedbaht oldu. Fakat he it olduğu gibi bunu da zaman halletti, İhtilâl çıktı. İhtilâl Meksi- kada çok mümbitti... Fakat bu se- k bir felâket oldu. k artist olacağına kendi |Bütün Meksikayı sildi, süpürdü. Bu kendine yemin ediyordu. O vakitten- |meyanda Ramon Novaro'nun silesi berl küçük Jose-Ramon kardeşlerile de iflâs etmiş, Meksiko şehrine sı- ve diğer bir çok artistle öynıya oy- |ğınmıştır nıya biıkmadı ve bikmiyacaktır. Ve bu şehirde Ramon ailesi için — Ben, meziyi düşünmedi, Dti idüm., Benim için mazi ) Sanki başka birisinin hayatı imiş gi- | bi beni hiç alâkadar etmez, Ramon Novaronun hangi maksat- la bu süzleri söyledi buradı i a ayı daha sonraya bırakalım ve döğru biraz gidelim. İLK AŞK ok güzel —manzaralı küçük bir vardır: Durango. Bu şehirdeki ailelerden birinin ikl ço ri kız, diğeri erkek iki küçük çocuğu yazın evlerinin önünde uza - nan geniş çayırlığın bir köşesinde jküçük bir komedi oynuyorlar. Bu loynadıkları komedi, Campamor'un |Guadaly isimli bir eseridir. Ve bü - yük babalarının senci devriyesi mü- nasebetile oynanıyor. Şimdi bayram, komedi bitmiş ve bu ailenin oturduğu küçük evde her- kes a çekilmiştir. Fakat bu kü- çük evin odasında bir çocuk uyuya- lr.-m çök bü; |enı, Meksikodi Holivudun Baharı Betty Furness Ramon Novarro geçmiş günleri anlatıyor Meşhur yıldızın hayatında ö heyecanlı sayfalar var kı.. yle Gece yarısın- dan sonra oda- sına giren ka- dın kimdi ? sefalet başlamıştır. Ramon günlerce aç kalmış ve nihayet papas olmıya karar vermiştir. Fakat yeni gelmiş olan baharla be- raber Maria'nın hatırası da gitmiş - tir. On sekiz yaşında olan kahrama- nımız, babasından akdığı yüz dolar para ile maceraya atılıyor. Ve Ka- liforniya'da yıldızlar şehrinde taliini deniyor. Fakat şehre geldiği zaman cebinde 10 dolardan fazla para kal- mamıştır. Ailesinin de yardım et - mekten âciz olduğunu bilen Ramon para kazanmıya Relmekte ol cının içinde hiç bir şı dan mükellef otomobillerinin içine kurulmuş geçen sinema yıldızlarına bakıyor. Bu, ona açlığını hatırlatı- or. Ve karşısında duran Jokantaya adımlarla giriyor ve müdü- emeğe mukabil şarkı söylet- İbul etmesi üzerine oradaki yüksek- çe bir yöre çıkıyor ve «Zavallı Ke- İlı-bçk. isimli * şarkısını başlıyor. İşte şimdi Ramon'u lokantada fii- len şarkı söylerken görüyoruz. Fa- kat şarkısının en güzel yerinde et- rafından gelip gitmekte olan gar - sonların ellerindeki yemeklerin ko- kusuna dayanamıyor ve düşüp bayı- liyor. Ne kadar aç kalmiş olduğuna bakın, Los Angeles'te para kazanamıya - cağım anlıyor ve Marion Morgan'ın idaresinde turneye çıkan bir artist trupile turneye çıkıyor. YARIN, DAİMA YARIN New-York'tadır. Fakat Nevyork - ta da Los Angeles'te olduğu gibi kim- se onu farketmiyor. Bir kaç dolar buluyor ve Holivuda gidiyor. Ve ©- rada büyük tiyatrolardan birine ka- pıci olarak yazılıyor. Bir gün gene otomobillerin kapılarını açarken meş (Devamı 6 nc: sayfamızda) İ