Yazan: — » Ahmet Cemalettin Balkan: Deniz Niçin ve Nasıl Harbi : Kaybettik? Hatıralarını söyleyen: Amiral Ramiz — 44 — Bğrharpsta 22îyangın Buna taği vam ediyor ve uzaklaşması bir - fırsattı rofun Hamidiyenin kömürsüz kalması im- kâm yoktu. Bu iş nasıl olmuştu? Hiç birimiz akıl erdiremedik. Toplanan ki elisi harpte dedi; «Arkadaş - larım! Biliyorsunuz ki, dozanmanın bir çok nevakısı vardır. Bu noksan. Jarla denize açılmak her halde doğ- ru değildir. Fakat ortada öyle bir va- ziyet hasıl olmuştur. ki, bizim için huruçtan ve zayallı gemimizi zilleti esaretten kürtarmaktan başka çare kalmamiştır. Derhal çıkalım düşma- na rastgelirsek harbederek Hamidi - yeyi kurtarâlım. Rastge İmaezsek çe- kip getiririz. Arkadaşlarım kemali kat'iyetle fikrime iştirak ettiler. Ar- 'tık Hamidiyeyi kurtarmak bizim için bir hayat memat meselesi olmuştu. M harp dağildıktan iki saat san- ra bütün gemiler de : Hazırız. Flâmaları sallamıyordu, derhal ce- vap verdim: Hareket ediniz. Filo tabil birinci huruçtaki vaziyette idi. 'Torpidoları yine donanmanın sancak baş omuzluğuna aldım ve besmeleyi gekerek «Virademir.» kumandasını verdim. Donanma bu defa yalnız harbetmek için değil belki harbet « mekle beraber Türkün namusunu kurtarmak için de çıkıyordu. Han diye kruvazörümüzün düşmana esir olması tam manasile folâket ola « caktı. Donanma hareket eder etmez Foks gemisine, yani Hamidiyeye tngilizce olarak şu telgrafı verdim: eDışarı çıkıyorum, bana iltihak et!» İKİNCİ HARBİ BAHRİYİ İNGİ- LİZLER Mİ İDARE EDİYORLAR? Boğazı terkettiğimiz zaman düş - man donanması görünmüyordu. Mon- dros üzerine yürümiye başladığımız zaman Yunan donanması da karşı - iktı. Yekdiğerimize — (9000) metr laşmıştık ki, harp başladı. Her iki donanma bütün şiddetile a- teş toati ederek Midilli istikametinde ilerliyordu. Vaziyet (Muvazi) rota idi. Boğazdan (75) mil kadar ileride harp başladığı zaman gözlerimle mü- temadiyen Hamidiyeyi arıyorum. Deniz üstünde Hamidiyeye benzer hiç bir şey yoktu. Ben hayret ve taaccüp içinde iken Takenderiyeden çekilmiş bir telsiz aldım. Hamidiye: .— Ben İskenderiyedeyim!» diye bize haber veriyordu. İski sıl gitmişti? Han- Bi kömürü y ” g bi Bgemi nasıl hareket ederdi? Bülün bunlara hâlâ şaşıyorum. Bu huruç- tan maksat, herçi büd âbâd Hami - diyeyi kurtarmaktı. Eğer Rauf Bey bize o haberi vermeseydi, şüphesiz daha beş on gün çıkmıyacak ve nok- tanımızı ikmal edecektik. Fakat işte a: kmıştı? Kömürsüz bir Olan olmuş, harp başlamıştı. Bundan | sonra yapılacak iş kalmamıştı. Düş- manla hem harp ediyor ve hem de Midilli istikametine gidiyorduk. A- teş teatisine başlanalı henüz bir saat telmuştu ki Barbaros 24 Jük tam 38 İsabet almıştı. İlk kontrol mermisin- Gen sonra gelenler mütemadiyen İ- Sübet ediyordu. Bu ateş Yunan bah- Tİyesinin yapacağı iş Geği kos Höörettebatla topçu zabita - Tarkettiy Slz oldukların: derakap im. Barbarosta 22 defa yan- f;’:’:ı:r:kmnı Tağmen harbe devam k ” O sırada Averof ta bir isabet âldı Ka Yükselen dumanlar içinde battı hazı A':" Uzaklaştı, gilti. | ir d Uuzaklaşması bizim için | bi zel ,_:;i“’— Çünkü endahtı gayet gü- Yapmamı tdildiği cihetle manevra ır..yun,ufıa hemen hemen imkân kal- îuq;ırıamn tstifadeye — çalıştık. tir im, donanmaya istikamet ets m_î_;'k Mondros üzerine düşmek ve ei kat'i bir harbe girişmekti. İ- dile '€Tİ sordum; kömilen yandı, de- ":L D;İ“"lle'rin ucuna filâma ta- kesit du"Bli kömürü yakmaktan, Bitünik Aan içerisinde bulunan do- da: YA güç belâ şu emri verebil- «16 he bîn'n: DÖNÜNÜZ! » man ki, sür, tur, Ürnüsroe b yapılması matlup- bir türlü tam sür'sti men gemi harbe de- Ave- Hiktisap edemiyor, ancak 5 - 6 mil sür'atle yürüyebiliyordu. Kumanda |borularından fışkıran dumanlara |baktım, aşağıda, kazanlarda bir in « wukubulduğunu zannettim. Ya- verim Abdullah yanımda idi kedisine| Abdultah Efendi, aşağıya inip şu - nun sebebini anlayınız! dedim. Ab - dullah Efendi gidip geldi ve şu ha- |beri getirdi: | —. Güvertedeği zırhların yarılması İsebebile makine dairesine nüfuz eden İzehirli dumanların tesiri yüründen ateşçiler bihoş bir hale gelmişler. Stim tabiatile düşmüştür. Sür'atin İtezyidine şimdilik imkân yoktur. | “Vantilâtörler. işlerken dümanı bit- tabi çukîyorlıniı. Derhal vantilâti lerin durdurulmasını emrettim. İşçi- ler sabahtan beri cansiparane bir surette fayrap ediyorlardı. Bu su - retle makine dairesi dumandan kür- tuldu, Biz bu zayıf sür'atle manevra- mızt ancak yapmıştık ki Averaf tek- İzar Barbarosun baş tarafına geçtAL İBu esnada Barbarosun baş taret deri kâmilen kırılmış ve taret yalnız kemerlere istinad etmişti. Bu taret tabif dehşetli surette sarsılmı- ya başladı. Orta taret esasen içerisi- ne giren 24 Jük bir merminin infilâkile efradile beraber parça par- ça olmuştu. Kemerler kâmilen eğil - miş, endahta mahsus bütün takım - lar kırılarak taret battal olmuştu. E- limizde yalnız kıç taret kalmıştı. Hal- buki Averof baş tarafımıza geçmişli. Bu vazlyette düşmana karşı kullanı- lacak topumuz yoktu. Mükemimmel bir hedef olduk. Vaziyetin fenalığını görerek kıç taretten istifade için ge miye poyraz — istikametini verdim. Ve donanmayı kıç omuzluğuna al- dim. Mes'udiyeye verdiğim işareti yanlış anladı ve hattı harpton çıktı. Aldığım yeni vaziyet üzerine Ave- irof Barbarosun iki, Turgudun da altı ki, sekiz topun tesiri altında kaldı. Bu ateşe dayanamayınca Barba - rostan kurtulup yalnız Turgutla başbaşa kalacak bir vaziyet ihdast- na çalıştı. Bunu hissetmekte geçik - medim. İkinci bir manevra ile Ave- rofu yine sekiz topun ateşi altında bulundurdum. Yani vaziyeti iskele kıç omuzluğu vaziyetine tebdil et - kahramanı Londrada 11 yaşındaki Lenon Be- zon ismindeki bir çocuk akıllara hay- ret verecek derecede hesabı. zihni yapmaktadır. En büyük zarpları, tak- simleri bir anda yapan bu çocuk karşısında herkes şaşırmaktadır. Çocuğa 8-10 haneli dahi olsa söy- lenen iki sıra rakamı derhal zarbet - mekte ve düşünmeden neticeyi de söylemektedir. ——.—...— Talebeye ılnııııı; dans | yasak Amırlhd'ı.' Yıı'uhl Üniversitesi -handan üç ay evvelinden itibaren im- handan üçay evvelinden itibaren im- tihan sonuna kadar hiç bir talebenin sinemaya, tiyatroya VE dans yerle- rine gidemiyeceğini bildirmiştir. Bu müddet zarfında bu kabil yer- ierde görülen talebe derhal mektep- ten tardedilecektir. ——— Z > U —< o P -“BUGÜNKÜ PROGRAM Akşam neşriyatı: Saat 18,30 Plâkla dans musikisi, 19,30 radyo fonik kamedi: Yorgi Dan- dini, 20 Fasıl saz heyeti, 20.30 Ömer Rıza tarafından arapça söylev, 20,45 Fasıl saz heyeti: (Sant ayarı), 21.15 Orkestra, 2215 Ajans ve borsa ha » berleri ve ertesi günün programı, 22.30 Plâkla sololar, opera ve öperet parçaları, 23 son. YARINKİ PROGRAM Öğle neşriyatı: Saat 1230 plâkla Türk müsikisi, 1250 havadis, 195 müuhtelif plâk neşriyalı, 14 son. K PŞ ĞA FO SİNEMA Brigitte Helm Meş'um kadın rolünden artık bıktı, masum olmak isti yor! . Ben sincmada, haki. uğum gibi bir rol al - yel Jmanyadan kovulan ve zehirle - İrolünü 4 meceği kakkında etraftan tehdit |K? hayatta ol Beykoz Sulh Mahkemesinden: HALK - OPERETİ Hü**e000000000000AKDKADA | DOKTOR j Ali Rıza Sağlar Bu akşam İÇ HASTALIKLARI Üvküdür Salasak MÜTEHASSISI İ x Her gün Beşiktaşta tramvay İ Bahçesinde caddesindeki muayenehanesinde $ — A gaat on beşten sonra hastalar $ — Enayiler —“”SS44> $irini kabul ediyor. $i 21 Ağustos Cumartesi akşamı verercCLLELELELELELERİ İ Büyükada Aile Bahçesinde Beykoz Sulh Mahkemesinden: T Halime Hazine vekili Mithat tarafından |Beylerbeyinde Burhaniye mahalle. Kâfıtçıbaşı sokak 10 sayılı eve — İstanbul Muhakemat Müdüriyeti | edilen film artisti Brigitte Helm ahi- ven Prise gelmiştir. Brigitte Helm Pa. İriste bir gazeteciye şu cevapları ver- miştir: — Affedersiniz, matmazel, siz film- lerinizdeki meş'um kadına hiç ben « — Hayır, asla... Hattâ meş'um ka- |mayı tercih ederdim... Bir iki ay ka- dar Pariste kalmak niyetindeyim. İÇünkü Parise bayılırım, Fakat ola « bilir ki, burada daha fazla kalırım. Burada bir film çevirmekliğim tek- lif ediliyor. Bu da film çevirmek ha- |yatına yeniden girişim olacaktır. Çok İsevdiğim bir memlekette film ço N da Elmalı çiftliği korucusu iken hâlen ikametgâhı meç- bul Hüseyin ve Beykozda Elmalı çiltliğinde oturan ve hâlen ikamet - İgâhı meçhul olan Sari Hüseyin aleyh- jlerine sebzevatçı çiftliğinden izinsiz ağaç kestikleri için 23 lira 4 kuruş ve ÜÖcreti vekâlet ve masarifi muhake - imiken bâlen ikametgâhi —— İmeçhul olan ölü Hüseyin Hüsnü ka- — rısı Halise aleyhine kocasının 47 li- va 22 kuruş harcirah avansı aldığı 1ınldı- memuriyet yerine gitlmeden vefat ettiğinden açılan dava üzerine yapılan duruşmada 7/6/937 tarihin e 47 lira 22 kuruşun 96 de beş ücreti lıemiyı,rsunuı? dın rolünü yapmaktan usandım bi- |mek çok eğlenceli bir şeydir. Fakat |man ile tahsiline dair açılan dava du- ruşması da 7/6/937 tarihinde M. 0- leyhlerin gıyabında 23 Hira 4 kurü- gun $b beş ücreti vekâlet ve masa « rifi muhakeme ile birlikte tahsiline gıyaben karar verildiği ilân olunur. Te Bu rolü ben hiç bir zaman his- içevireceğim film hakkında henüz isetmedim. Eğer film çevirmeden ev- ,kat'i bir şey söyliyemem. Çünkü he- 'vel bana sorsalardı, ben kendim için lı’.z mukaveleyi imza etmedim. Bir başka bir kadın tipi seçerdim. Meş- |hafta yarfimda het şey anlaşılacaktır. 'um kadın rolünden büsbütün baş - |Her halde artık meş'uma kadın rolün- ka, meselâ'basit ve masum bir kadın |de bulunmıyacağım... WWMCNJW—PMM'W)ZM 100 sene evvel fakir bir ai bir gün nasıl milyoner oldu? Oynadıkları kara olduğunu anladıktan sonra iş değişti ve zenginlik başgösterdi uhansburg -Cenubi Afrika- (Hu- susi) — Dünyanın en büyük ve €n zengin kıymetli maden taşları şir- keti olan Centbi Afrikada Şalk fon bikel şirketi, kuruluşunun 100 ün- ü yıldönümünü büyük Merasimle kutlulamıştır. .Bu merasim münasebe ünya- nın en zengin şirketi ve yalnız bir ailenin malı olan Şalk fon Nikel hak- kında şu garip malümatı verdiler: 1837 senesinde Holandalı bir çok adamlar arasında Nikel ailesi de bu- Tunuyordu. Bunlar Cenubi Afrikaya |gitmişler, büyük araziye yerleşerek çiftçilik yapmıya başlamışlardı. Fakat biçare sile buraya hicret et- mekle büyük bir felâkete uğramış ğunu bir yıl içinde anlamıştı. A- zi çöl kenarında.. stepler arasında.. bugünkü Yuhansburga yakın bir İaçlığa uğramıştır. Nikel allesinin reisi bulunan M. Nikel 6 tane çocuk ile karısı ve diğer aile eiradının yiyeceğini büyük en- dişe ile düşünüyordu. Aylardan ağüstos.. kış yine geli - ,yor. Fakat ambarda bir tane bile yi- (yecek bir şey yok. Ayrıca tohum da İyok.. Nikel cebindeki san parayı da kışlık tedariki için sarfetti. Artık bu aile burada ölüme mah- kümdu. Hollanda koloni idaresi de yardımdan âciz bulunuyordu. Bu günlerden biri.. Nikel'in 9 ya- gındaki oğlu Şalk Fon Nikel, steple- rin arasında yerleşmiş bulunan Ho- tanto çocuklarile sabahtan akşama kadar oynuyordu. Çocukluk bu.. ba- bası açlığı düşünürken O, yerli ço « cuklarla taş toplama oynuyordu. 'Yerli çocuklar kulübelerine sak- yadıkları parlak taşları getirip Şalk'a İatıyorlar. O da onlara kara taşlardan tıiqmı'. Sonra topladığı parlak taş - ları eve getirip dolduruyordu. Bir gün yerli çocukların, birlikte oynarken taşları bitmişti. Çocuklarla uzaklara gitti ve ora- da bu parlak taşların yerini öğrendi. Bu, büyük bir dağdı. Oradan kucak- la taş topladılar. Gelirken akşam ol- muştu. Babası; 9 yaşındakl çocuğunun he- nüz eve gelmediğini görünce - step- terde acaba kurtlar mt yedi? - yoksa bir felâkete mi uğradı, diye düşüne- çocuklarla oynadığını görmüştür. Fakat çocukların elinde garip şekil- de parlayan taşlar vardı. Oğlu da bu taşlarla oynuyordu. İhtiyar aile reisi çocukları korkut- mamış, ortalık kararınca taşların da- ha çok parladığını farketmiştir. Nihayet çocukların yanına Bide - rek taşları almış ve hep birlikte eve dönmüştür. Yolda çocuklarla kantı şurken bu taşları nereden aldıklarını sorup öğrenmiş oğlu da evde bu taşlardan dolu olduğunu, hepsini İgahırın kenarındaki büyük çukura doldurduğunu söylemiştir. Alle reisi ertesi sabah erkenden yaptırmıştır. Kimyager bu taşların elmas olduğunu söyleyince ihtiyar ve fakir muhacir düşüp bayılma hal- leri geçirmiş, fakat soğukkanlılığını muhafaza ederek köye dönmüştür. Babası böyle hareket ederken me- yerde idk Aile, toprağın fenalığından | şehre gitmiş ve bu taşların tahlilini | taşların mücevher iğer oğlu da babasının sözlerinden meraklanmış ve birçok taşları cebine | doldurarak şehre inmiştir, Şehirde o da başka bir kuyumcuya göster « miş, kuyumcu da bunun bir elmas olduğunu söylemiştir. Akşam, çocuk köye gelince baba- sına koşmuş : — Baba.. elmas buldum.. diye se- vinerek boynuna atılmıştır. Babası da ayni şeyi anlatmış ve kimseye duyurmadan bütün bu ara- ziyi ve dağları;idareleri altına almış- lar ve etrafına çitler yaparak kendi arazilerine ilhak etmişlerdir. Ertesi gün bir kucak yükü sırtla- rına vurarak sahile inen baba oğul yükleri olan taşların pahasının tam 15,000 İngiliz lirası tuttuğunu para- Tarı ceplerine doldurdukları zaman anlamışladır. İşte fakir bir ailenin son zaman - larında (kul sıkışmayınca Hızır yetiş- mez) fehvasınca imdada yetişen taş- lar bugün hâlâ ayni ailenin malıdır. Bu aile 9 yaşındaki çocuğun bulduğu arazinin 10 da birini bile tüketeme- mişlerdir. Yani bu aile, milyarların içinde henüz servetlerjnin 10 da bl- tini bile meydana çıkaramıyan dün- ya zenginleridir. ai me aei ae ae asenmmım Okuyucularla Baş basa Sebzeler Pahalı ve f ena mı?. 'aksimde oturan okuyucuları |dan Fuat imzasile yazılıyor: İ «Bu yıl sebzeler hem çok pahali, hem de fenadır, Meselâ, her yıl kilo- su dört kuruşa kadar domates satılır- ken bu sene hâlâ 10-15 kuruştur. 15 kuruşu vermeyince, Iyi bir domates alamıyoruz, Patlıcan keza. Dördü çeyreğe patlıcan almayı beklerken, hâlâ tanesine 100 para, üç kuruş ve- riyoruz. Halbuki, bu patlıcanlar da iyi değildir. Siyah ve çekirdekli, do- layısile lezzetsizdir. Fasulya da 15 kuruşa.. Halbuki, geçen seneler 7,5, 10 kuruşa alınabilirdi. Acaba bu pahalılığın sebebi ne- dir?, Yağmursuzluk mu, yoksa ihti- yek kırlara çıkmış ve çocuğunun yerli|kâr mı?., Bu iş üzerinde alâkadar. lar ne diyorlar?, Yazın sebzeler böy- le pahalı alunca, kışın, yazdan ha- zırlanan bazı şeyler de çok pahalı olacak, demektir. Meselâ damales salçası, bu kış, kim bilir kaça satıla- cak?.> 71 No. lu vapur avdet edecektir. Büfe, Ha Âyrıcı: S. ATİLLA Anadolu Revü heyeti yepyeni programile İstanbul Gümrüğü Başmüdürlüğünden: — (ça ŞİRKETİ HAYRİYENİN Yarınki orkestralı ve cazlı gezinti seferi mehtaba Tastlıyor. - , ,14,15 de Köprid Vapurda,Sarıyer'e kadar memleketimize yeni gelen 8 artisten mürekkep LILLY SZKELY idaresinde “POGANY,, Macar orkestra takımı en lâtif ve klâsik parçaları çalacak ve Sarıyerden itibaren mükemmel caz takımı Köprüye avdet edinceye kadar dans havalarını :ılınklıı:' ö n Mehtabın ea canlı ve parlak safhasından - istifade lokantacı meşhur — Pandeli iwekâlet ve binde yürmi ilâm harcı ile İbirlikte tahsiline M. aleyhin gıya - 'bınd;ı kazar verilerek işbu ilân tari- hinden 8 gün müddetle kabili tem - yiz olmak üzete ve aksi takdirde hük- mün kesbi kat'iygt edeceği beyan 0- — lunur. (997-87). DÜ SAT an a (937-234) lik defa olarak alaturka sahnesind! Bükreş'in en meşhur ve maruf ÇİGAN ORKESTRA ve BALETOSU PANORAMA Bahçesinde büyük muvaffakıyetler kazanıyor. MÜNİR NURETTİN İstanbul Sıhhi Müesseseler Ar. tırma ve Eksiltme komisyonundan: Istanbul leyli Tıp Talebe yurdu talebesine ve yataklarına aid olup j Mayıs 938 sonuna kadar 264000 parça çamaşırın yıkanması — kapalı zarf usuliyle eksiltmeye konmuştur. 1 — Eksiltme: Cağaloğlundâ Sıhhat ve içtimaf muavenet müdür- Tüğü binasındaki komisyonda 25.8-937 Çarşamba günü saal 15 de yapılacaktır. 2 — Muhammen Fiat: “785S1,, lira şartaamede yazılıdır. 3 — Muvakkat garantir “588, lira “86,, kuruştur. 4 — İstekliler şartaameyi Çemberlitaş civarında Fuatpaşa Tür« besi karşısında I_.eyl( Tıp talebe yurdu merkezinden parasız - olarak alabilirler, 5 — İstekliler carf seneye aid Ticaret odası vesikası ve ba işe yeler muvakkat garanti makbuz veya Banka mektuplariyle birlikte teklif mektuplarını ihale saatinden bir saat evvel kom'syona vermeleri - (5066) Akay işletmesinden: 1 — İşletmemizin Yalova Kaplıcaları methaline Iki kilometre me- safade tesis edeceği elektrik santralının bina kısmile, yaptırılacak olan transformatör kulübesi kapalı zarl usulile eksiltmeye konulmuştur. ? — Bu işe aid evrak şunlardır * a ) Eksiltme şartnamesi . b ) Fenni şartname, € ) Keşiller. g ) Projeler. d ) Mahal listesi © ) Mukavele projesi. t) lîennl şartname lâhikası : 3 ) Eksiltme 7-Eylâ.1937 salı günü saat 16 da İdare merkezinde şefler Encümeninde yapılacaklır. 4 ) Santral binasınta bedeli keşfi (29,598) lira (12) kuruş Transe MA Nİ 5 el l r keşif — yeküimi | muvakkat teminat zelirıc:klor!ür. KN y - 1 6 ) Teklif sahipleri getirecekleri zarfları — yuki ü | ::h:uyetı saat b:ıî şe kadar makbuz nüıhîşlınd:ue:"e::ıe’um;eiı'iim ! vi ı.;.,.,: .ılı:riı;m"unmıhdırlar. Postada vaki olacak geçikmeler naıırı_ ] 7 ) Şartname ve keşifler id; iz v G GD0 lare — veznesinden üç lira mukabilinde —— *S0, kuruştur. “ Müfredatı Haydarpaşa gümrüğü ambarından bulunan V S markalı nümae rolu 83 sandıdkta ve 37 ton saf ağırlkta ve 14656 lira ığ kuruş değerinde olan bütün teferruatile beraber tamam iki adet kereste bkızar makinesi Jokomobil ve tranemisyonlarla birlikte 31-8-937 gü- münde kapalı zarf usulile Sirkecide Reşadiye caddesindeki satış sa- Tonunda satılacaktır. Şartnameler bu yerdeki satış Müdürlüğünden parasız alınır. İsteklerin 1100 lira teminat akçesi makbuzlarını Ticaret odası vesikalarını usuli dairesinde ııdhnnılqııılınllı: dır. Teklif mektoplarım havi zarfların aynı günde tam saat 12 yı kadar satış Müdürlüğüne —makbuz karşılığında verilmesi ve ıııq': ların şartnamelerimiz altındaki yere yazılması mecburidir. Zarflar —| saat 13 de s&liş salonunda usuli dairesinde açılacaktır. (51.96) ; mutad gezinti seferini yapmak Üzere — | n kalkacaktır. e Tmesi için vapur 2215 de Köprüye Va rühte — edilmektedir,