'Snanya harbini ge- lin de Boğazda gö- rün... sis ve duman İcinde ilerleyen tan- kın içinde nasıl he- yYecan geçirdik ?. Röportajı yapan: Reşat Feyzi ğ çi Meemuası taras fından (ktibas edilemez — izim Zeki Cemal Bakı, Anado- luhisarında bir ev tuttu.. Şir- daki rek- B keti Hayriye mecmuasın İâtnlar, hiç kimseye ka ki Cemali kandırdı. Çocı Eytana uyup E en fepesinde, Ye bulup, yazlığına taşımıverdi N üç beş arka - ya cenneti> Sabahın erken bir saatinde, Köp- Tü altında Anadoluhisarına kalkâ- Sük vapuru arıyoruz. Hacca giden Tibet müslümanla - Tinın, İstanbul Iimanında — vapur bekleyişleri ve aruyışları kadar u- zargan, Köprüde, bir inip çıktı. Bir kaç vapura yaklaştık.. Bir et anlaşıldı Memura sorduk. Niha ki, Köprünün Emini inde bağlı vapur, Hisara gi- he en yakın daki o Şir- rı da, ne naz- e memi Hangisine bir şey sara - | Sak olsan, surat bir karış. İnsanın | Yüzüne bile bakmıyorlar.. Vikırdı, Ağızlarından dirhemle çık puru bulup güvertey füğum zaman, sanki Singapur li- Manında vapur aramış, bi bancı * Bibi, kendimi yor Nihayet vapur k otur - Yüz. Köprüden uzak! © kadar sıcak ki, denizde bile rüz- Bâr yok, $ıkardığımız halde, ) Tam ter döküyoruz Zarda gözüne çarpacak basit tarifeler lâzım mı, değil mi?. Arkadaşım Fuat İhsanla, bunun mü yaparak, Beşiktaş ön - . Fuat İhsan , dedi, yeni bir ders kaymah.. Vapur tarifeleri hesabatı | Ve nazariyatı de. — Çöok şükür ki böyle bir ders konmadan Mamızı almışız.. Yoksa, imtihanda, Önümüze bir Şirketi Ha tari Anadoluhisarına gidecek vapurla- Tin saatini bul.. Ö zaman, yandık.. sıfır alır, topu Sarız.. Yahut, meselâ, bu dersin bir de tatbiki kıtmi olsa.. Başta mu- allim, Köprü altına iniyoruz. Mual- Tim bağırıyor: - — İşte burası Köprü altıdır.. Hay- Yi bakalım, Arnavutköyüne gide - teğiz, Vapur nereden kalkıyor, kaçta kalkıyor, iki dakikada bulu - huz., deseler, yine yandık.. Arkadaşım Fuat İhsan İlâve etti: gülerek Kanlıcakoyunda ne şi- İr kalmış, ne bülbül, n de sevdal!, Göksuda, ematozoher ve tifo mikrop- ları hatıralarını anlatıyorlar.. e Yalniz uzaktan görünüşü güzel Boğae — Bu derate İstanbullu ler, sınıfı dönerlerse, ya Anadolu - | dan gelen talebeler ne yapac?.. ... Vapur İskel, Güve Anadoluhisarına yanaş - , Zeki Cemal, bizi bek- n bağıran bağıra- ti liyor na — Bağa: zular, gi çi safasına geldik.. Ku- hazır mi?. ındaki kuhveye ©- nuştuk.. Osman Cemal, sıcak - tan şikâyet edenlere: Burada serinlik aramayın, de- arılara çıkmâk lâzım.. Kahvelerimizi içtik.. Zeki Cemal önde, biz arkada, yola düştük.. Ye- nimahalleye' gi Reçtik, Şodalar geçtik, Yokuşlar Çik- tık., Şöyle bir 10 dakikadan fazla, kızgın güneşin altında yol aldık.. et eve gelmiştik.. Denize ba - kan, üst kat &alon kendimizi y: kınca, «Dünyan; İskelenin tür balkonunda, koltuklara bıra- zgâr, bütün vücudü « müzü tatlı bir masajla okşuyor « Terimiz bir lâhzede kurudu ek ki, dedim, Boğaziçine azın iki tarafındaki en e çıkmalı ir ü mürtefi tepole Anadolühisarı iskelesinde nimahalleye çıkan yollar ve yokuş- lar bizi hayli yormuştu. Bu yolla - rın Methüsenasını — yapmı Çünkü, şirket, Boğaziçi me meşhur Göksuda O Göksu ki, hakkında şi: ler, methiyeler yazılari Gök: bilelim, her yazılan doğru sandık.. Hani meşhur bir h su tarafını siz tamamlayınız... Gelin de, Göksuyu, ben size anla- tayım: Pis, durgun, sarı yeşil, kirli bir Su... Üzerinde sivrisinekler, bö - tekler, süprüntüler.. Meşhur Cök- su çayırının hali Ge şöyle: Allahın kırı.. Sahillerde hayvan pisli Boğazın bir köşe.ine tepeden bakış , Ye - | Meşhur Çubukluda bir bardak buzlu su istedim;adam yüzüme bakarak güldü.. burada buzlu su ne arar, dedi.. cenneti. Boğaz- | | neti» Boğaziçindin gı fiyenin temiz havasını aldık (!)- | Ağır, pis kokan bir hava.. Müthiş sıcak ve insanâ kasvet basan mâan- zarasız, kapalı bir çukur.. Fakat, her şeye rağmen, Allah sizi inandırsın, sırf Şirketi Hayri « yenin hatırı kalmasın, diye hay- van pisliklerini bir tarafa toplayıp, © berbat, sıtma yatağı bataklığın kenarında bağdaş kurup oturduk.. 20 sene evvel, Göksuda sandallar kürek çekemezleri © kadar ka- labalık olurmuş.. Bugünkü Göksu- dan, insanlar, sıhhat namına kaç. malıdır. Akıl ve ferasetine mutlaka iman etmemiz lâzım gelen İstan- bul balkı, bunu yapıyor.. Siz, iste- diğiniz kadar Göksu için şiirler yaz- dırın. Göksu çayırında (!) bizden başka kimse yoktu.. İn cin top aynuyor.. Sandal yerine de, bir müddet dere- de bizim attığımız karpuz kabukla- r: yüzdüler. Maziyi böylece yâd ettik. Dereye nüzır, evlerin pencerele - rinden bakanların, bizi Amerikalı seyyah, yahut da deli zanneden mü- tecessis ve manalı gözleri önünde daha fazla duramadık.. Yeme; diğimiz gibi, meşhur Göksu âlem ne ve safasına nihayet vererek, iskeleye geldik.. Kim bilir, bir iki '& tutulacaktık İskeleye geldiğim zaman, Maç - kadaki apartmanımın, poyraza ba- kan serin odası burnumda mis gibi tütüyordu.. Üstüm, başım, suratım, ayaklarım, yazlık, elbiselerim, toz, mikröp içinde idi.. Kirpiklerimize kadar, bembeyazdık.. Osman Ce- mal: — Yahu, dedi, Köprüye çıkınca, bizi gören bayanlar halimize bakıp, yeni bir pudra sürme asdası çık - mış, diye dikkatli dikkatli tepeden tırnağa kadar süzecekler.. — Aldırma, dedi nya cen- Say- dinlendik.. Şehrin pisliğinden, to- zundan, mikrobundan bir müddet için uzak kaldık (!)., *“.. Arkadaşlar, bilmem neden, meş- görmeyi, biraz da oranın güzelli - ğinden, havasından, serinliğinden istifade etmeği akıllarına koy - muşlardı. Fuat İhsan: t — Kanhea koyunu görmek lüzım, dedi. Edebiyatımıza uzun' seneler ilham kaynağı olan güzel koy., Şiir, sevda, güzellik, musiki, bülbül yü- vası Kanlıca.. Biraz hava almak, etrafımızı sey- rTetmek, bülbül sesi dinlemek dü - Şüncesile, Anadoluhisarı iskelesin- den, ceketler ellerimizde, yav vaş yürümüye başladık. Gitt yol son senelerde yapılmış, yeni bir | $osa imiş.. Aman yarabbi.. kargı' « dan doğru birden, bir araba görün- dü. Arkasından bir kamyon.. Fakat (Devamı yedinci sayfada) iş ya- hur Kanlıca koyunu, Çubukluyu | Avrupa gazetelerinde Meraklı şeyler Tadı aranan —— Birreklâm usulü | Londrada büyük ıtriyat mağaza - | ları sahiplerinden biri, yeni müs - tâhzaratını t n bir rek- lâm usulü düşünmüş ve mağaza - tamekkâi a bit benivar koymuş- tur. Her gün saat on birden ön ikiye | kadar camekânın önünden geçen - ivarda çlı, mavi | göz ece güzel bir- kızın | banyosunu almakla meçgul oldu- | ğunu görmektledirler, Antak güzel misin z başı ve omuzları gö - rünmektedir. Benivarın önüne konmuş olan bi evhada da şu satırlar okun dır: «Mis Leonora her gün yeni pi yasaya çıkardığımız banyo tozları- | ni kullandığı için kendisini pek mes'ut addetmektedir.» j Gelip geçenlerden 'çoğu bu man: zarayı seyretmek için tamekânın önünde durmaktadırlar. Bir gün banyo saatinde seyircilerden biri şapkasını çıkararak, yüksek sesle İngiliz milli marşını söylemiye başlamıştıı Müdabhale eden polis sormuş: Sen deli mi oldün? Durup du- rürker sokak ortasında mülli marş söylenir mi? — Hiç de deli olmadım amma, affedersiniz. Yalnız Mis Leonora - nın sudan çıktığını görmek iste - dim de.., | (Devamı 6 net tayfamızda) 5- SONTELGRAF — 14 Temwruz 1937 SAYFİYE 'Çin ordusu en modern vasıtalarla hazırlanmış bir ordudur Japonlarla başlayan silâhlı ihtilâf daha büyür- se, muharebelerin ne derece kanlı ve çetin olacağını anlamak güç değildir Çinde Yunnan eyaletinin garbında Kla Kann geçidi inde son günlerde bir çok mü- | him hâdiseler olduğunu ajans telgraflarından öğreniyoruz. 400 milyon nüfusa malik Çinin muazzam hudutları içindeki bu ka- bil vukuatın mahallinde en basit bir mıntaka kavgasından ileriye geç- mediğini söylemek zaltttir. Müaamafih son hâdiselerin içinde Japon parmağı olduğundan buna fevkalâde ehemmiyet atfetmek 1â zımdır. Nitekim Çin'in başkuman- | danı Mareşal Çang Kay Şek de bu son hâdiselere fazla eh iyet ver- mektedir. Mareşal, hariçten gele - cek her hangi bir taarruza karşı derhal mücadeleye geçilmesine ka- vermiş ve ordu kumandanlığına verdiği emirde bir karış toprağın bile mücadelesiz Japonlara veril Mmemesini bildirmiştir. [ hâl seferber edilmiş ve gelen taar- Tüzİ karşı müdafaa vaziyetine Bgeçmiştir, Mareşal Çang Kay Şek; şimdiye kadar yalnız Çin milliyetçili çalıştığından Çinde büyük bir sevgi Ve muhabbet toplümıştır. Bilhassa Çinde Cumhuriyet ba- bası olarak tanınmış olan Doktar Sün-Yat-Sen'in ölümünden on sonra n koyduğu prensipler üzerinde üÜmüş olması bu sevgiyi tam bir man haline koymuştur. Bugün her Çinli Mareşal Çang Kay Şek'in başladığı her işde mu- hakkak surette muzaffer olacağına kanidir. 3 Çünkü Dr. Sün-Yat-Sen'in ha - yatta iken bütün Çin milletini a- yaklandırarak modern hayata sok- ması ve yeni hayat hakkında orla- ya bazı maddeler atması ve bunu tatbik etmiye muvaffak oluşu, ye- ni fikrin Çinde yerleşmesinc sebep olmuştu. Dr. Sün-Yat-Sen'in pek çok iti - madını kazanmış olan Mareşal Çang-Kay-Şek de cumhuriyet ba- basının ölümünden sonra yalnız cumhuriyet ve yalnız Çin birliği esası Üzerinde yıllarca mücadele etmiş ve nihayet bütün Çin milli - yetçilerini etrafına toplamıştır. Çinin bugünkü idaresi bir cum- huriyettir. Çin'de bir de milli icra Bu Komitesi Komintang - vardır. Komintang'in verdi kümet tatbik eder. Esasen Çin'deki bütün hükümgt işleri Komintang'ın elindedir. Komintang'ın reisi ve Çin hükü- metinin icra yuvanı başkanı da Ma- reşal Çang-Kay-Şek'tir, Çin'in diğer vekâletleri de Aâli- ye yuvanı, teftiş yuvanı ve maarif ve imtihanlar yuvanı başkanlıkla- rdır. Çin milliyetçilerinin bugün etra- fında toplanmış oldukları bir de Çis Milli Partisi vardır. Parti'nin idare heyeti ba; yine Mareşal Çang-Kay-Şek maktadır. Parti memleketin; en modern ha- yat içinde terakkisi için Jâzım olan her türlü mücadeleyi göze almış - tır. Nitekim bugüm Çin'in merkezi olan Nankindeki bütün nezaretler Avrupal bilgi ile idare edilmekte - dir. Çin çocuğu Avrupa sistemi mo- | dern mekteplerde okumaktadır. Çin Bunun üzerine Çin ordusu der - kını Avrupalı gibi terbiye görmek- tedir. Çinin bütün işleri yollar, demir- yollar, köprüler, limanlar, vesaiti- nakliye, vapurlar, araba kuvvet - leri hep Avrupalı ve Çinli müken- disler tarafından - hazırlanmakta - dır. Bugün Çinde bir kere dolaşanlar | eski ve yeni Çin arasında bir muka- yese yapacak olurlarra y ni Çinin | ne kadar ilerlediğini derhal anlır- lar. Çin ordüsü da en yeni vesait ile hazırlanmış olduğundan Japonlae rın mücadeleleri karşısında taar - ruz edebilecek vaziyette bulun - maktadırlar. Bundan altı ay evvelki komü « nist taarruzuna karşı Çinin kuv « (Devamı 6 ıncı sayfamızda)