a $ k T a e beni buraya bağlamasın - /— TetrikaNo: 52 'Süleymanın Sarayında US KIZLARI Yazan : M. Necdet Tunçer | Ü Yorum ki, çok muztaripsiniz, Mellâ! Ateşi, bazan içerseniz, ıztırabınızı K k .'“"—-ı- hazinesi, sarayın bançesinde mesara Benzeyen tek katlı bir fen ibarettt. Burası, uzun zamandanberi güverciniere yava olmuşta b:'hrıuı.: *Ben şaraptan Bbaşka , — Şaonün Amonda kalması ihtima- #Y sevmem!> demesi Süley - | li Sahrayı çileden çıkartmıştı. Tübın © kadar hoşuna gitmişti ki: — Şaan yalnız benim olacak. O - Elie bir tas şarap uzatarak: nu bev sevdim.. Kimseye vermem.. ş; Haydi sen de iç, Sahra! Dedi. | — Piyordu. Bedevi aşkı bu.. Ve çöl kızlarıölünciye, öldürünceye — ka- Ç de kendini unut! Fakat, hi, Ai n Tadrüm © | dar severlerdi. Candan severlerdi. N mi ki, kendinden geçtiğin DT ü çek neyi seversin? Riyasız severlerdi. Sühra çaşaladı.. Acaba Şaanda Sahrayı bu de Süleymana cevap veremiyordu. | "ece kuvvetli bir aşkla seviyoc Bu sırada Süleymanın akşamdan-| TüYdu ? b tlinde tuttuğu mektup yere | — Sahra bunu düşünmüyordu.. Dü-| grt"'“şlü. Sahra mektuba şöyle | şünmek te istemiyordu. &öz attı. Zaten seven insan, karşısındaki- * Şaonun imzası. nin kendisini sevip sevmediğini dü- Ye mırıldandı. şünebilir mi? İşte Sahra da tıpkı böyle.. Şaa- nun kendisini sevdiğine, kendisin - den başka bir kadına el uzatmıya- cağına jinanmıştı Ve bu inanışla hükümdârın ya - den bu mektupta altın talebin-| aşka neler yazılı idi? _:h'j Yavaşça yere eğildi. Mek- wmho aldı. Süratle gözden ge- /— dleşten başka bir şey söndüremez. Bu şarabı ) unutacaksınız! ğer orada bir kaç ay daha kalacak olursa, kraliçenin ebediyen esiri o- Jacak.. Ve buraya dönmiyecek. — Onun buraya dönmesini isti- yor musunuz, Meliâ? — Şüphesiz Beni İsrail orduları Şaon gibi bir kahramanı — Amon kraliçesine feda etmek — istemez. Şaonun bıraktığı böşlüğü kuman - “danlarımın hiç birist doldurama - dilar. — Şaonun Kudüse dönmesi için Amonlularla sulh yapmanız kabil | değil mi? — Bu sulh Beni İsrailin aley - hinde netice vereceğini düşüne - rek, Amon kralına sulh teklif ede- miyorum Eğer bir kaç talan altın bulsaydım. — O zaman Şaonun Kudüse dön- mesi kolaylaşır mıydı? — Şüphesiz. Hemen - gelebilir.. Fakat, bu sırada bir talan — altın bulmak bile imkânsızdır, Sahra! Sahra, hükümdarın yere döktü- Bü tası tekrar şarapla doldurdu , Süleymana uzattı: — © bhalde bu şarabı müsterih 0- larak içebilirsiniz. Mellâ: Süleyman gözlerini hayretle açtı: — Gökten altın mı yağıyor. Sah- | ra? Neye ve kime güveniyorsun? Hazinemin bom büş olduğunu duy- madin mı? — Size güveniyorum, Mellâ! Bu işi iki satırlık bir mektupla temin etmek mümkündür: Eski dostunuz Sur kralı bir mektup yazarak, kendisinden ö- dünç bir kaç talan altın isteyebilir. siniz! l ı Sahra, hükümdara bir tas şarap sundu: — Görü- B TFTKRALAI! İ AR HAKLI Yasef Levi müşterisi bulunduğu Salamon — Kohenin mağazasında | oturürken, —merkumun — diğer bir müşteriyi tâ merdivenin alt başı- ; nü kadar teşyi ettiğini gi ve kendisine hiç bir zaman vaki ol - mıyan bu müsmeleyi kiskanarak acı acı söylendi. Bunun üzerine Salamon dedi ki: — Dostum, sebebini - soyleyim. Sen Merdivenden aşayi duşup da yederirsan, benin vazifesi olmaz, Fakat bu müşteri duşer da ulür - san, bana olan borcunu kim vere- cek? — Anne, babam dişçi diye mi, böyle dişsiz bir çocuk aldın? * LOKANTADA — Garson, bu balık taze değil! — Nasıl olur efendim? Bir hat - tadır buzda dürüyor. — Şimdi ne vereceksin bana? Salra nına sokuldu. Şarap tasını doldur- ı ÜSS | e. Dü öelrüaleibiyön. . Na Oayala Mektübur son satırlarını | ga rtlarkeale. B — İçiniz, Mellâ! İçiniz!.. Henüz || | — Hayar .bağır. dektür.( yemek .._q Eğer bir kaç tatah altın | kendinizden geçmediniz.. Kendini- yerken okumayı menetti. :'ıek kraliçeyi tatmin etmi- | unutmadınız! x B Blaratisi, üzün zamga, bel - | — Süleymen şarap tasıni yere vur- — Cremendşalny ai UN RUĞÜNKÜ PROGRAM HESAP DERSİ du. — İçimdeki yangımı ben söndür- mek İstijyorum. Sen bana aveş ve- riyorsun, Sahra! | — Sahra şaşırdı: | — — Ateşi bazan ateşten başka bi şey söndüremez, Mellâ! Görülü - yor ki, çok muztaripsiniz! Iztırabı- nızı ancak şarap dindirecek!.. Siz de her 7aman böyle söylemez miy- diniz? Muztarip insanlara — şarap tavsiye rden siz değil misiniz? Süleyman gözlerini yere indir- ğa olacağım. Günler geçtik e Nüâyayı sever gibi olu - Bu sevginin ilerlemesin - $e beralı Yoran © Endişe ediyorum, Mellâ» 'a bu satırları okurken, sar - &w%uş boğalar gibi homur- Benek | h ki, Amona giderken, çok ı,'z'ü Göneceğini ve Sahradan kiyez, bir kadın sevmiyeceğini söy- Htin Şaon şimdi Amon kraliçe - _h"nn manasile esiri olmuştu. | Gi. Bir kaç dakika sükün içinde, Biz gd Süleymamın hazinesinde | dalgin dalgın gözdesinin yüzüne ).::htm altın olmadığını bili - | baktı.. Sonra hazin bir gölüşle: — BSahra! dedi Sen Amon krali- çesini tanır mısın? — Hayır, Mellâ! Tanımam.. Diye cevap verdi Hükümdar yavaş yavaş konuş - mağa başladı: Nâya çok güzel, çok — sehhar bir kadındır, Sahra! Bir erkeğin o- nu görüp le sevmemesi kabil de - Bildir. Şaon'a hak veriyorum - E Nı Süleymanın ızlırabının. se- temadiyen şarap içen hü- ** acıdı., Bir kaç talan bül - Pi aat hükümdar bunu nereden ı*:de(—ıku? M_ De yapıp yapacak, Şaonu b..h":'l Kudüse getirmeğe çalı- slar romanı : İ4 — ——— —”— İT RRAN F İ rarı Çeviren : Muammer Alatur ali sorardı: — Güzel hemşireciğim. bu akşam rahat bir uyku uyuyabilecek mi - yim acaba? Casus kadır mahküm edildikten sonra odasına Üüç karyola kurul: muştu. BT İltiği Hüinlevvel sabahı idam edi.? kadar, bapishanesin - « N'"İln dışarıya bırakılma- iki defa, 24 ve 23 tem üni İttifakla —idama tden divanıharbe gitmiş » h'l_lev.-vn sekiz ây - içinde, Birinde Mala Hari yahyordu. sabah, casus kadının | Diğer ikisindede mahpuslar ara- hücreye — giderdim, | sından bilbassa seçilmiş iki kadın b mid de orada bulunu- | yatıyordu: Baril beyaz badanalı odada En son günü bir defa daha an » €vvel daha ne kadar | Jatalım: yatmamıştı ki... «Birinci kata çıkıldığı — zaman. t ;rücmuaı. model de-| havagazı ile hafifçe aydınlatılmış 4 & Mmahpustu. İdam | uzun bir koridor geçilir. Hapisha- OA Tnig E'dikten sonra, hemşi- | nede vazife almış olan hemşireler, u,__’:_:ı Hari uyumadan | mahküm kadımın şüphesiri uyan- Üapj götden dişarı çıkmazdı. | dıracak ayak seslerine mani olmak ç 'a her akşam şu su- üzere, bu koridora kilim ve hah î— Akşam neşriyatı: Saat 17.00 İnkılâp dersleri Üni- versiteden naklan Yusuf Kemal Tengirşenk taratından, 18.30 Plâkla dans musikisi. 19.25 konferans Emin- Önü Halkevi neşriyat kolu namına Nusret Safa, 19.59 Konlerans: Spor fevaidi hakkında Bay, Sami Karas yel tarahından, 20.00 Belma ve ar- kadaşları tarafından Türk musikisi ve halk şarkıları. 20.30 Bay Ömer Rıza tarafından arapça söylev 2045 Cemal Kümil ve arkadaşları tara- fından Türk musiki ve halk şarkıe ları: Saat ayarı, 21.15 orkestra, 2215 Ajans ve borsa haberleri ve ertesi günün programı, 22.30 Plâkla sololar, opera ve öperet parçaları. 23.00 Son. YARINKİ PROGRAM Öğle neşriyatı: 12.30 Plâka Türk musikisi, 12.50 Havadis. 1305 Muhtelif plâk neşriyatı. 1400 Sor parçaları sermişlerdir Hemşire Leonid kapıyı açmşıtı. İçeriye giren zabit, höcerede — üç kadının yattığını görünce sordu: Hangisi? Hemşire cevap verdi: Ortadaki! Zabit mahkümu kolundan durt- tü Mato Hari büyük bir korku 1- le gözlerini açtı. Bir şeyler söyle- mek istedi mütekallis yumrukla « rının üzerinde doğruldu Zabit ne kadar sert olsa da, heyecanla söy- lediği şu sözleri dinledi: — Zel, cesur olunuz! Cumhure - ist af talebinizi kabul etmedi, ce- za saatiniz geldi. Bir süküt fasılası... Sabahın ala- ca karanlığında parlayan bir çift göz. Mata Hari kendisini topladı, de- &i ki: — Mümkün değil! Mümkün de ğgüt Fakat bunun mümkün olduğunu anlamış olacak ki. hemşire Leo - nid'in kendisini teşci için söylediği sözleer şu cevabı verdi: Hemşire Leomid'in kendisini teş- Hoca talebesine kesirleri öğreti- yar: — Meselâ farzedelim ki bir aile- de altı çocuk, buna mukabil de dört yumurta var, O çocukların annesi ne yapar? En arkadaki bir talebenin sesi duyulur; — Çıilbır yapar. l 3 7 A BELLİ Mevki sahibi Kızımı istiyen adam, yüksek bir mevki sahibi olduğunu — söyledi, doğru mu acaba?. — Evet.Eyfel kulesinin asan « sörcüsüdür. x YALAN İki arkadaş konuşuyorlar: — Hem bu kadın çok yalancı! — Ne biliyorsun? — Baksana, bana yazdığı mek- tupta «benim güzel sevgilim> di- yor. x- KARAKOLDA — Sen bir piyano çalmışsın? — Vallahi yalan.. Hiç bir çalgı İhtiyar kadın — Ömrümün son saatleri çalınıyor artık.. Ziyaretçi — Niçin saati dur - dur muyorsuruz? * ŞAPKA İLE TEDAVİ Bir İngiliz doktoru soğuk algım- lığına karşı bir ilâç keşfetmiş. Keş- fini şöyle izah ediyardu: — Bir İspanyol dahi olsa grip hastalığından kurtulmak için gayet emin bir çare vardır, Dört şapka t- le tedavi usulü! — Bu nasıl usul böyle? — Anlatayım: Vücudunuzda bir kırıklık hisseder etmez, bir — şişe konyak ve bir de şapka alarak ya- tağa girersiniz. Şapkayı ayak ucu- nuza koyarak konyağı ağzınıza dik- meğe başlarsınız. Yavaş yavaş göz- leriniz önündeki şapka bir iken iki olur, Siz içmeğe devam edersiniz. Derken şapka Üç olur. Nihayet dört şapka görmeğe başladığınız 24 - man şişeyi bırakır, yorganı başı -« nıza çeker ve uyursunuz. Ertesi sa- bah ya büsbütün dirlir veyahut... Ölürsünüz! yor.. — Hayır, hayır. Yemekten sonta — kahve tstemem.. Uykumu kaçırı- — Hemen uyumuya mı gidiyorsunuz bayım? Hayar, mecli idare içtimaymna | S1 için söylediği sözlere şu cevabi verdi: — Hiç bir şeyden korkmayınız hemşireciğim, nasıl cesaretle öle - ceğimi göreceksiniz. En güzel bir ölüm olacak benim ölümüm! Mahküâm yatağına uzanmış - bir halde giyindiriliyordu. Ben de ya- tağının yamı başında idim. Göm- Teği söylendiği gibi, alelüâde kumaş- tan değildi. —Hemşirelerden birisi Üzerini örtmek istediği zaman: — Bırakınız rica ederim, dedi, şimdi ismet ve (ffet Imtihanı geçi- recek değiliz. Fakat ölüm kerkusu hâkim ol - miya başlamıştı. — Mata Hari koen- disini ölüme mahküm eden memle- ketin kanunları aleyhinde bir çok küfürler savurdu. Nihayet yine ken- disine hakim oldu. Mata Hari şimdi lâcivert tayyörü- nü giymişti. Şapkasını başına ge çirdi, eldivenlerini geçirdi. Büyük bir soğuk kanlılıkla: — Buyurunuz, hazırım! dedi. Sonra hemşire Leonid'e döndü: — Hemşircciğim, dedi, ben çok seyahat etmiş bir kadınım, — Fa- STRE L ASN kat bu seler son seyahatime çıkı- yorum. Büyük istasyondan geçe- ceğim amma, bir daha dönmiye- ceğim. Siz de benim gibi olunuz Neye ağlıyorsunuz böyle? Zabit yanına geldi. Kanunun i- caplarına göre, bir söyleyeceği o- Tap olmadığını sordu. Mata Hari: — Söyleyecek hiç bir sözüm yok- tur. Dedi, söyleyecek sözlerim ol- 84 bile, yine söylemem, Yine kanunun icaplarına göre, kendisinden son bir sual daha s0- Tulması icap ediyordu Bu vazi - fe de doktar Soke'ye bırakılmıştı. Doktor mümkün olduğu kadar mü- lâyım bir sosle, Mata Hariden, ge- be olup olmadığını sordu. Mata Hari gülerek cevap verdi: — Hah, hah, hah! Benim gibi bir kâdın hiç gebe olur mu? Kafile koridora çıktı, Direktörün odasında etrafındakilere veda et - ti, bir kaç mektup yazdı ve ondan sonra hemşire Lecnid ve rahip Ar- bu ile birlikte otomobile bindi. Hemsire kendisine Mmütemadiyen ELGRAF —1 Ma MiZAFİ | | yı EVLİLİK — Evlilik 'âleminden memnun | musurt birader, nasıl vakit geçi - riyorsun? — Nasil olacak? İlk hararetli an- larda ben söylerdim, ©o dinlerdi. Sonraları o söyle: haşladı, ben dinledim. Şimdi azizim, ikimiz de söylüyoruz, komşular dinliyor. Erkek — Ah ilkbahar.. ülkbahar ne güzel. kendimi we şen, ne ha- fif hissediyorum. Genç kadın — Hafif olmak., sen daima hafifsin.. ağır bustığın 20 - manı görmedim. ki.. * PLÂJDA Plüjda bir erkek bir kadınla ko- nüşüyor: — Kocanıza neden arkanızı dön- dünüz? — Nefretimi göstermek için. — Ne güzel nefretiniz var. ——— Fatih Sulh Üçüncü Hukuk Hâe kimliğinden; — Hatice — tarafından Sıvas vilâyeti hapishane gardiyanı üzeyrin —yanında kocası Abmet oğlu Cemal aleyhine ikame eyles diği sulh teşebbüsünde dava o'ue nanın ikametgâhının meçhul olduğu mübaşir meşruhatından ve lan tahkikattan ':ılqddıyın&ıu":ııb- kemece 20 gün müddetle ilânen tebligat İcrasına katrar verilmiş ve muhakeme günüde 2-6-937 çare şanba saat 10 tayin edilmiş oldu. gundan — mezkür takdirde gıyaben karar verileceği tebligat — yenne geçmek — üzere ilân olunur. ——— — kadıköy ikinci sulh hukuk ha- kimliğinden: Hakimliğimizce terekesine el konan ölü kasap Aliye ait Kad köy Hasan paşat — mahallesinin Mirim Çelebi sokağında 15 No: lu yanyana bitişik iki evin birinci arttırması 10-6-937 Perşenbe ikin- €i arttırması 25-6-937 Cuma günü yapılacaktır. Muhammen - kiymeti 300 liradır. İsteklilerin ©fy 7,5 pey kçesile gelmeleri ilân olunur, sükünet tavsiye ediyor, Fransız « lardan af dilemesini rica ediyor - du Mata Hari epey — devam eden bir mukavemetten sonra Fransız - ları affetti. İdam kararı geçe tatbik edilecekti. Şafak sök- müştü Manga üç saf üzerine dizli- * Mişti Otomobil idam direğinin tam karşısında durdu. Mata Hari, herkesin üzerinde te- sir bırakan derin bir sükünet için- — de otomobilinden indi. Hemşire Le onid'in, otomobilden inmesine yare dim etmek için elini tuttu ve ko- huna girdi. Jandarmalar her iki « sinin etrafını çevirmişti. Leonid yüksek sesle dua ediyordu. Ölü « me mahküm kadın yavaş yavaş i- lerliyordu. Direğin dibine varınca, Mata Ha vı birdenbire hemşireyi bıraktı: — Hemen beni öpünüz ve yal- nız birakınız! dedi, isterseniz, sağ tarafımda bir kenarda durunuz, &- diöt — (Devamı var) S Muslafi saât altıyı çeyrek |