GRA Ey nnya! kan tutmu başını yere dik!.. Allah Allah! Harp korkusu dün- yanın ne kadar yüreğine işlemiş! İspanyada silâh patlar patlâmaz dünyayı sanki kan tuttu! İnsanlık sanki dünyanın silâhlardan yastığı üstünde felçten yatıyor!. Hiç siz aylardanberi deliresiye bir hınçla sürüp giden kanlı bir harp gördünüz mü ki milletler hâ- lâ: Hayır efendim! O harp değil- demekte bu kadar inat edebil- Bin Peki, harp değil de bu nedir: Sulh perisinin lohusalığı mı?!.. Bilâkis medeniyetin mürüvveti- ni mi görmüş oluyoruz ki: Şehirler tayyarelerle süprülüyor, nefis in- san kanile sulanıyor, tarlalarda ça- hışan yoksul kadınlara mitralyöz - Jerle kefen biçiliyor!... Yalınayak, başıkabak insanların başına bornba giydiriliyor!.. Medeniyet bu kadar ilerilemiş diye sevineceğiz mi?,. Hiç işittinizmi ki, -hem kara insanlar değil!- beyaz insanlar ara- sında kıyasıya bir harp olsun da, milletler, yaralılarına, harp artığı çoluk çocuğa imdat için olsun sali- biahmerler — bile göndermesin?. Dünya İspanyol insanlığına boy - kot mu ediyor?.. Bilbao şehrine 300000 kadın ve çocuk sığınmış bulunuyor: Dünya- nın her tarafına: — Biz erkekler bir şey istemi- yoruz! Fakat açlık ve ölüm mah- kümu bü yüzbinlerce kadın ve ço- cuğa imdat ediniz! Diye, radyolar dehşete düşmüş çakallar gibi havlayıp durmakta,, ünkü ajanslarda okuyacağınız af tüyleriniz üzerine bom- balar yağdıracaktır: General Franko, Bilbao'daki 300 bin kadın ve çocuğun imdadına ko- şan, tahliyeye çalışan İngiltereyi protesto etmiye kadâr bile yörü « müş! Öyle ya biraz sonra: O, bu kadın ve çocuğun tayı larım tahliye edecek, değil n Ey Franko! Cihan Harbinden Ga- ha büyüğünü yaptın: Koca insan- lığa harp itân ettin?.. Ve galiba da o: Mağlüp!.. 300.000 * Öyleyse tereddüt etme! İşte muhterem bir okuyucu da bir gazeteye yazdığı cevapta: — Ağır başlı bir kadın isterim! Diyor, Ey muhterem zat: Milletler Cemiyetile evlen!!.. F — 4 Mayıs 1927 Şirketi Satin alındı 'Trabzon Liman Şirketinin satın alınarak İstanbul Liman İdaresile birleştirilmesi hakkındaki forma » Yite ikmal edilmiştir. Ankaradan dün şehrimize dö - nen Liman Umum Müdürü Bay Ra« ufi, yanında mütehassıslardan mü- rekep bir heyetle bu pazar Trab- Bir eşek aranıyor. zma giderek teikiklerine başlya - Baylar! Biz günlerce şu sucuk — Saktır. ve pastırma derdini boşuna mı ya- WMMM'— zp durduk? Gördünüz mü dünkü - 77 hükümetçe tasvip edilmiştir. Bu gazeteleri: programa göre Ük yapılacak işler arasında Mumhanede en son sis - tem tesisatla mücelhez yeni an- trepo inşası vardır. Liman idaresi bütün vasıtalarını temin edebilmek için Kasımpaşada dünden itibaren büyük ve modern Zeynel isminde bir bahçıvan e- şeğini sebze iskelesinde bir nal - band dükkânmın arkasına bağla - mış. Döndüğü zaman bakmış ki, eşeğin yerinde yeller esiyor!.. E, İstanbullular diti sucuk da ye- miyorlar a!.. Aramışlar, taramışlar, nihayet bir zatten şüphe etmişler. Şahitler- den bıri mahkemede diyor ki: — Bize burada bir adam var, de- diler; Eşek alır, sucuk pastırma ya- par! Bir defa da ona bakın!.. Vükıa dava edilen zat beraet et- ti. Fakat zavallı bahçıvanın eşeği bulunamadı, bulunamıyor. Buluna- maz da! Sen ne diyorsun arkadaş: İstanbulda kaybolmuş bir eşeği bu- Tabilmek için en aşağı bin kişinin midesinde cürmü meşhut yapmak lüzam!! * Biçarelere ekmek ve tabanca veriniz Şu tevkifhaneden kaçıp Adana- da yakalanan mevkufların ifadele- Tini okudunuz mu? Gazeteler şöyle yazıyor: —Tabancayı bir mevkuflan al- at Çok şükür, bir şey değilmiş! Biz de budala gibi hür bir adamdan zan- nediyorduk!!.. Fakat madamki bizde mevkuf- lara tabanca veriliyor, şu halde korkmak çocukluk olur: Tevkifha- meden mahkemeye gidip gelirken Şü azgın jandarmalar yerinden bi- le kıpırdayamaz!! * Merinosçuluk ilerll yorsa,.. Gözetelerimizde ayni zamanda memnuniyet ve merak verici bir havadis daha var: Merinosçuluğun memleketimizde çok ilerlediğini bildiriyorlar. Şüp- hesiz memnun olmamak kabil de- ğil, fakat, bu ciheti de merak et- memek kabil değil: Bakalım biz de şu Merinosun ke- çisini de elde edebilecek miyiz?! _S;E ğ Biriken para yazısından çıkan dava (Birinci sayfadan devam) Şahit — Muttariden öyle bir geyi yoktur. Valinin avukatı — Şahit afak olarak dediler ki: Yazıyı okudum, Madem kiş akşamın müdürüdürler, Doğrudan doğruya gazetesini âla. kadar eden bu husus hakkında kimseye bir şey sormıumışlar mıdır, Telkik etmemişler midir? Rois — Bunu sorduk ya.. Avukat — Evet soruldu. Fakat süzller pek afaki oluyor. Bu cihe« tin tacrıhini isterim, Kâzım Şinasi — Beni alâkadar eden nokta, yazı imzasızdır. acaba bundan — bir mes'uliyet gelir mi geknez mi? idi. Kimin yazıp yaz madığını Matbuat kanunu — müci- bince tetkik etmek lüzumunu - hiş. setmedim. Avukat — Kendilerinin mevkii içtimalleri ve şerefleri vardır, ye- min ettiler.. lütfen bu mevzu etra- fında Hüseyin Cahitle görüşmüşler midir? Şahsi kanaatleri nedir? Kâzım Şinasi — Kendisile dava işini görüştük, fakat sen mi yazdın veya yazmadın? diye sormadım. Şahsi kanaatim, bu yazıyı Hüse- yin Cahit yazmış da, yazmamış da olabilir. Bundan sonra gazetenin eski ser- mürettip muavini Beşiktaşlı Fevzi dinlendi. Fevzi gazeleden bir bu- Çuk sene evve! ayrıldığını, binacna- leyh bir şey bilmediğini söyledi. Bilâhare çağırılan üçüncü şehit #ermürettip İzzet de: — *Yazılar bana tomar halinde verilir, Kimin tarafından yazıldı - ğını tetkik etmeme imkân yoktur.» dedi. Avukat Hüseyin Cahidin Ak- Şam gazetesine yazı yazıp yazmadı- ğının şahitten sorulmasını — istedi. Şahit: — Hüseyin Cahidin Akşama yazı yazıp yazmadığını da bilmiyorum. Şahsi kanaatim hakkında bir şey diyemem, dedi, "Buııdı Hüseyin Cahit söz istedi — Polis İkinci Şube Müdürlüğü acaba şahitten bu meseleye dair bir tahkikat yapmış mıdir? Lütfen sorulsun, dedi. Reis — Bunun ne lüzumu var?. Hüseyin Cahit — Suça lüzumu vardır, Bilâhare l Avukat Hüseyin Cahidin Akşam gazetesinde yazı yarıp yazmadığı- nın bü şahitlen sorulmasını istedi Burada Hüseyın Cahit. asabiyetle Söz aldı: — Bü efendileri böyle suallerle diğer tarafın tazip etmesine akıl ve mantık müsâade etmez. Ben Ak - şam gazetesinde yazı yazdığımı in- kâr etmiyorum ki şahitlere soru - yorlar... Esasen saklanmış bir şey yoktur.. Avukat — Bu sâklanmış, gizlen- miş olmıyan -: hakkında ser. Mürettip, musahhih hep birden a- demi malümat beyan ederse bu alâ- kasızlık nazarı dikkati celbetmez mi? Ve bu calibi alâka halde biz tevakkuf etmiyelim mi? » bir fabrika yaptırmıya başlamıştır. kında ikmal edilecek ve hemen in- şaata başlanacaktır. Yeni yolcu Salonunun projesi ya- Bu programda kömür mıntaka - sında yapılacak yenilikler de da - hildir. Fakat bu hususta her şey - den önce İngiliz mühendislerinin avan projeleri beklenmektedir. İstanbul ve Galata Limanlarının da bu programda gösterilen yerle- te kadar uzatılması işi için yine İn- giliz grupunun plânları bitirmele- rine intizar olunmaktadır. Tac giymemera- Bi .. * siminde Türkiye Tünci sopfadın deren ) İNGİLİZ KRALININ TAHSİSATI Londra, 4 (A.A.) — Hazınei Has- sa hususi Komitesinin dün öğleden sonra neşrolunan vesayasına göre Kralın tahsisatı 410000 İngiliz li- rası olarak ipka edilmekte olup Prenses Elisabeth'in senelik tahsi- satı 21 yaşına kadar 6.000 ve sinı rüşdden sonra bir Duc de Corno- nailles'in dünyaya gelmesi takdi- rinde icabeden tadilât yapılmak kaydi ihtiyatisile 15.000 ve Pren - ses Margaret Rose'in sin! dden sonraki tahsisatı 6.000 İngiliz lirası olarak tesbit edilmiştir. Valide Kraliçenin tahsisatı 70.000 İngiliz Hrası olarak ipka edilmiş - tir. Duc de Gloucester'in tahsisatı, 25000 İngiliz lirasından 30.000 İn- giliz İirasına İmiştir. Duc de Windsor'dan bahis yök- tur. İsmet İnönü dün akşam Büyük Kurmay Başkanı Fevti Çakmağı ziyarel etmiş, uzun müddet görüş: müştür. Başbakana gaybubeti esnasında Sıhhiye Vekili Refik Saydam ve- kâlet edecektir. BİNL:::DLI ZEİT İNGİLTEREDE ira, 4 (ALA) — Taç gi ııerıdınirz :l ıAk) ed;roe "ı);:: Hind ordusuna mensup 1,000 zabit ve nefer dün Southampton'da karay çıkmışlardır. Sözlerile münakaşaya girişti. Re- is münakaşaya lüzum olmadığını ihtar etti. Musahhih Şevket de Polis İkinci Şubeye çağırılmadığını Hüseyin Cahidin sorgu ricası üzerine söy - ledi, Beşinci şahit ve diğer musahhih İhasn Tek de hiç bir şey bilmedi- ğini, kimin yazısı olduğunu dahi el yazılarından tanıyamıyacağını bildirdi. Belediye avukatı: — «Akşamcı» sütununa kimin yazı yazdığının bu şahitten de so- Tülmasını talep etti. Bü istek üze- rine müdediumum!: — Bu gibi suallerle davanın ha- ricine çıkılıyor. Davanın mevzuu bu yazıyı kimin yazdığıdır... rica e- derim, Sözlerile saded haricine çıkılma- masını İstedi. Altıncı ve son şahit gazetenin i- dare memuru Nazım da «Kendisi- nin paar alıp verme işlerile uğraş- tığını ve Hüseyin Cahidin yazıla- yından dolayı Akşamdan para al- madiğını, eskiden çıkardığı «Fikir | Hareketleri» mecmuasından gaze - teey borçlu bulunduğunu ve yazı» larının bedellerinin bilâhare bu borçla mahsuben ödeneceğini söy ledi. Ve kaç yazı yazdığı hakkın » daki suale de tahakkuk etmiş bir şey olmadığı cevabını verdi. Listedeki şahitlerin hepsi dinlen- mişti. İstinabe evrakının İzmit Mah- kemesine gönderilmesine karar ve- rilerek mahkeme bitti. İzmitte davaya bu avın TI İnde devam edilecektir. Remayi Berlin, & (A.A.) — Gazeteler, İn- ketini değiştirmiş almakla muaha- ze eylemektedirler, Gazeteler, Bilbaodan ortaya atılan yanlış haberleri sistematik suzette neşreden İngiliz matbuatına da hü- cum etmekte ve bu neşriyatın Al- manya ile İtalya aleyhinde bir pro- paganda teşkil etmekte olduğunu ilâve eylemektedir. Deutsehe Allgemein Zeitung, di- yor ki: «İspanya etrafında çevrilmekte olan bütün bu manevralar, esasen günün mühim meselelerinden bu- lunan ve vaziyeti umum? surette tetkik ve ieabeden tedbirleri itti- haz için bir fırsat teşkil edecek olan Von Neurath'ın Roma ziyaretine daha büyük bir ehemmiyet izafe etmektedir. Havas Ajansı muhabiri, bu mü- nasebetle diyor ki: «Almanya Hariciye Nezareti ile sıkı bir teması bulunan baş mü - harrir Karl Silex tarafından imza edilmiş olan ve Almanya ile İtal - yanın Berlin - Roma mihverini baş- heca hedefi İspanya harbini kendi arzularına göre takip etmekten iba- ret askeri bir ittifaka tahvil etmek istemekte olduklarına dair ortada dolaşan şayiaları teyid edecek ma- hiyetteki bu makaleye büyük bir ehemmiyet etfedilmektedir. BALIKÇI GEMİLERİ SİLÂH GETİRİYOR. Bilbao, 4 (A.A.) — Reuter Ajansı muhabirinden: Bask'lar dün Bermeo ile Munda- ca arasındaki yol üzerinde bir k5p- rüyü dinamitle berhava ederek bu suretle İtalyanlara İspanyolların kumanda etmekte oldukları cenup alayını tecride muvaffak olmuşlar- dir. Aşk, kadın Tours, 4 (A.A.) — Bir çok ga - zeteler sinemacılar, fatağraf muha- birleri, bugüt Duc de Windsor'un gelmesi beklanilmekte olan Cande şatosuna giden yolları tutmuşlar- Trudan doğruya otumobille şatoya gidecektir. Cende Şatosuna müntehi olan yollar, mühim polis ve jandarma küvvetlerinin muhafazası altında- dir. İzdivaç tarihi, henüz tesbit edil- memişse de bu işin her halde krâ- lin tac giyme merasiminden sonra yapılacağı öğrenilmiştir. Cande şa- tosunun tâbi clduğu Monis kasaba- sının belediye reisi Dr. Mercier, izdivaç merasimini ifa etmek üze- re Adliye Nazırından hususi salâ- hiyet ve talimat almıştır. Karı, kocanın evlendikten sonra İtalyaya gidecekleri istihbar edil- miştir. Duc de Windsor'un Cande şatosunu satın almış olduğu tekzip edilmektedir. NEREYE YERLEŞECEKLER? | | Viyana, 4 (ALA.) — Dük de Wind- sor, İnnsbruck'dan geçmiştir. Dü- kün, izdivacını mütcakip, üç hafta sonra Avusturya'ya avdet edeceği zannolunmaktadır. Dükün Corin - thie'de kâin Wasserleonburg şato - sunda yerleşeceği rivayet edilmek- tedir. ESKİ ROMANYA PRENSİNİN MACERASI Tunmaktadır. koş bir | sandal görüldü Dün öğleden sonra Ada açık. lJarından geçen bir mocör denizin ortasında boş bir sandalın sular almıştır. Motör kaptanı tarafından - san beşinci şubeye Ceslim edilmiş tahbkikata başlanmıştır. Sandalın ne suretle - böyle bo; bir halde deniz ortasını sür.k diği araştırılmaktar Ü yazıdan sandaln — Yeni olduğu anlaçılmıştır. ehemmiyelle tahkıkata devam et- mekle . Öğrenildiğine göre, Duk de Wind- sar'u hâmil olan tren, meçhul bir | yerde duracak ve Duk, buradan doğ Eski Raomanya Prensi Nikola, şimdi karısile birlikte Viyanada bu- ;Donlz üstünde bom tarafından sürüklendiğini görmüş ve derhal yanına giderek yedeğine dal derhal Emniyet Müdürlüğünde ve ziyareti Bermeo'yu işgal etmekte olan mehafil, Bilbao'daki sivil ahali - 2000 Gsi, Garrna adındaki silâhla teçhiz edilmiş balıkçı gemisinin getirmiş olduğu maltemeyi almış- lardır. Bu gemi, bir top bataryası $le, bir mitralyöz ve mühimmat ka- Taya çıkarmıştır. TAHLİYEDE MÜŞKÜLÂT Paris, 4 (A.A.) — Salühiyettar mahafil, Bilbao'daki sivil ahali - nin tahliyesini kabul etmiyen Ge- neral Franco'nun İngiletre'ye vu- kubulan tebligatı hakkında tefsir- lerde bulunmaktan içtinap etmek- tedirler. Bu mehafil fagiltere ile Fran- sanın açık denizde bulunan tica - ret gemilerini himaye etmek hak- kıma malik bulunduklarını beyan etmekle iktifa etmekte ve Bilbao'. daki ihtiyarlarla kadınları ve ço- cukları tahliye eden vapurların â- silerin taarzuzuna uğrıyacaklarını zanne:memektedirler. İlk mülteci kafilesile hareket &- den Somme ismindeki FPransız avi- zosunun Saint-Jean-Luz'a gelme - sine intizar edilmektedir. ORTADA İSPANYA MESELESİ OLDUKÇA Roma, 4 (A.A.) — Gliornale d'İ- talia'da B. Von Neurath'ın Roma ya muvasalatından bahseden Güy- da diyor ki: «Ortada İspanyol meselesi bu- Tundukça Garbi Avrapanın sulh ve salâha kavuşması meselesini hallet- miye uğraşmak mevsimsiz olur. Muharrir, İtalya ile Almanya'nın İspanya'da ne arazi bakımından, ne de siyasi hiç bir menfaat bekleme- mekte olduklarını ilâve eylemek- tedir. Yalnız, ecnebilerin İspanya- da zorla çıkarmıya uğraştıkları ko- münist ihtilâline mâni olmak İste- mektedirler. KN YEYENL eT HADK UU AA NAAKANKANNA Nu emaNUNNsamGANNA N H SAYK AMENN MK ENEGN aN afbaanab eV NMN şEREn ehene eT nnn ve saltanan Romanya Muhafazakâr Pat Şefi ve Saltanat Meclisi aza: Gregvar Filipesku prensin bütün hukukundan nasıl feragate mecbur bırakıldığı hakkında şunları söyle- yor: »- Kaki prense hükümet tarâfın- dan bir ültimatam verildiği söyle- niyor. Bu rivayet doğru değildir. Proens altı senedenberi evlidir. ve bu izdivaçta Kralın muvafakati yok- tur. Fakat Prens daima günün bi- rinde Kralın bu izdivaca muvafa- kat edeceğini ummuştur. Fakat se- neler geçip de umduğu netice hasıl olmayınca, vaziyetini düzeltmek için harekete geçmiştir. Prens bu yıl Kral sarayındaki ananevi noel ağacı merasimine işlirak etmemiş- tir. Başvekil Prensi iknaa çok ça- Dşmıştır. Nisanın ilk günlerinde dört nazırdan mürekkep bir heyet Prensle görüşmüş, fakst Prens Ni- kola bütün ısrarlara rağmen karı - sından ayrılamıyacağını kat'i bir ifade ile söylemiş ve bu hususta Krala da bir mektup yazmıştır. Bü mektup Saltanat Meclisinde okunduğu zaman, heyecan uyan - dırmıştır. Bizzat Kral dahi heyeca- ninı saklıyamamıştır. O zaman Kral Saltanat Meclisin- den kendi kardeşi hakkında hane- dan silesi statüsünün 18 üncü mad- desinin tatbik edilmesini istemiş- tir ve şunları söylemiştir: — Kardeşimdir, fakat krallık öto- ritesinin icaplarına uymak mecbu- riyetindeyiz. Mektubun muhtevi - isi şeri ve insan? bakımdan yüksek his- Ter vardır. Hükümdarın bu sözlerinden son- ra mecliste derin bir sükün hasıl oldu ve celse tatil edildi. Heyecan o kadar — fazlaydı. ki, mecliste hazır bulunanlar şunları düşünüyorlardı: Memleketten gi - decek ve prenslikten çıkarılacak &- dam, büyük kardeşinin krallığa ge- tirilmesi için en çok çalışmış in- sanlardan birisiydi. )a Faki prens Romanyadan ayrıl « mış olmakla beraber, bütün mille- tin muhabbeti kendisile beraber - | dir. ÜŞ eai a ememnmanraamndenn n * Şehircilik mütehassısı Bay Prost dün şehrimize gelmiş ve işe vinde Halid Ziya gecesi yapılacak- tır. — DIŞ 7 yatını öğrendiniz. Bu mektupta be- q SIYASA - Gospodin Ma Bulgaristenın eski Bi rinden Gospodin Malinof yaşında imiş.. Geçen güt Ö e) ve eski siyasi düşmanları e mışlar, yetmiş yaşına basüf 5 Başvekili kutlamışlar. S97 lardan değildir. Bizde ilânı günlerinde idi, Prensi ve Rumelii Şarki letlü fehametlü Ferdinand nıin da - istiklâlini ilân duüyülüdü. O zaman Bülft'ğ, hükümetinin başında G? Malinof vardı. Kakt Bal zamanki «düveli muazzamif? podin Malinof ile mü: 4 rişiyordu, O zaman BBŞ"'”' gak kırk bir yaşlarında Tarihi vukusta ismini KAF mak fırsetina malik olan G Mizlinof ondan on sene $0? bir kere daha meşhür old Bulgar cephesi bozuldu. Malinof Pransızların Şark * Kumandanından mütarek€ | etti. Bulgaristan, Almanyanif tyetindeki merkezi d ilk mütareke isteyen ve Yi lettir. Bunu takip eden vakâf, Yümdur: Bir zamanlar B f Prensi ve Rumolil Şarki ç lan Müşir Ferdinand Paesâ | g başmetlâ Bulgar Çarı g idi. Çar Ferdinand — Büli bıraktı, gitti. Pek sevdiği Vâboratuvarında meşguldür Avrupada kışın Mısırda Yi İşte Gospodin Malinof'un A mılınca şöyle böyle otuz olup bitenleri de gözönüne Bir devlet adamı için yetif her halde az vakayile dölü dir. Unutmadan şu satırlaFİ Ü miyelim: Bulgaristanda © partizanlık vardı. Baş, gÖ intihabatta herkes biribirit? P di. Siyas! düşmanlık o & ı detliydi. Gospodin Malinof'f ğğ lamıya gelenlerden biri $A Ti yı kaydediyor: «sağ iken DİLE gar devlet adamının bÜNÜ siyast düşmanları tarafi rik edilmesi bir hazikadır” G Mânidar değil mi?.. ©? Malinof demokrat fırkasi Onun için demokrasinin öt ne dair birkaç söz söyl kündedir: N — Demakrasi her yerdt sarsıntıya uğradı. Fakat olsun, Amerikada olsun gayretlere bakılırsa istikb min olmak lâzımdır. V kendi kendini düzeltmek taç olduğu kuvvet ve 0e5#7 gfi lursa ve halk kütlelerinin şeraiti düzelirse ve bil partizanlıktan — vazgeçilirse iyi olacaktır; diyerek kutlıyanlara — cevap günkü kısa merasim bu? K Ahmet Kaçak Katiller | Bekleniyor Tevkifhaneden kaca' Adanadan trene biıdmlM kında bugün saat on ikiy İstanbul — müddeiumumilü iş'ar vaki olmamıştır. Firariler dün sabah ilef$i kalkan trene - yetipirilü bu gün akşam 1830da | paşaya gelen (renle buray? rilmiş olacak'ardır. Akel halde ba sabit Ç bindirilmiş otacaklardır Kİ yart dirde Abdullah Tevfik şam 18,35to şehrimize ü olacaklardır. | Abdullahla Tevfiğia 'N 4| nn baber — verildiği sabah — sekizden itibardf tren veya vapurla şehil larına imkâa ve ihi mektedir. Çünkü zabıta &15 sonra bütün trenlerde Y” sonra bütün miş bulunuyorlardı. Firartler — buraya sonra nasıl kaçtıkları Taşılacaktır. * Holivudda artistlef Öye mışlardır, Dokuz füm P Bir kaç gün ehi n şel miş olan İtalyan Savua Sofyaya varmi * Londrada otobüs & etmektedir.