Yetmişlik fakir ve kimsesiz bir ıhııyın:şn. Kalktın, Anadoludan İstanbula geldin: Belki memleke- tin bu büyük şehrinde, âhir öm « ründe veni sürünmekten kurtara - Cak bir insan evi veya eli bulabilir- gin ümidile... Ne yaparsın? Hangi şefkat ve hayır cemiyetinin veya mücssese - sinin kapısını çalarsın? Velevki bir kaç gece misafir olmak için?. İşte bak Belediye işleri kılavuzu « na'l. Buyurt... Üç çeyrek milyon nüfuslu ma - mur ve zengin İstanbulda böyle bir insanlık müessesesi bilen varsa, Jütfen bu hayır müessesesinin ad- Tesini, macerasını yine gazeteler - den nakledeceğimiz - şu ihtiyara bildirsinler: İstanbula misafir gelen ve gaze- telerin 68 yaşında Halil ismile yaz- dığı bu ihtiyar adam bu misafir - likteki macerasını Müddeiumumi- liğe aynen şöyle anlatıyor: — Ben İnebaluluyum. Orada iş bulamadım. Yaşım da ilerledi. Kimsesizim «İstanbulda bir fakir » hane var. Oraya gidersen âhir vak- tinde rahat edersin» dediler. Ben, dün bir motörle İstanbula geldim. Motör beni Köprüye çıkardı. So - kakta kaldım. Gidecek hiç bir ye rim yoktur. Gece Yenicamiin mer- merleri üstünde titriyordum. So - ğuktan ölecektim. Baktım kapıda bir perde var. Onu kesip de ken - dime yorgan yapacaktım. Yakala - dılar. Bunun günah olduğunu bi- lirim amma, ne yapayım. Cami Al- lahın evidir. O benim günahımı af- feder. Kul hakkı zordur.» Be ihtiyar! Vakıa, İstanbula her düşen kimsesiz gibi Allaha misa - fir olmuşsun amma, çalacak şeyi bilememişsin: Cami taşları üzerinde Tanrıya büsbütün misafir olmamak - için , perde çaldığına göre hayır ve şef - kat müesseselerimizin alnındaki perdeyi çalaydın a!... Bu yetmişlik ihtiyar, namusile ölmediği için ve bu yorganla ke - fçn arasında perdeyi çaldığı için, muhakeme edilecek, Şüphesiz, cür- mü sabit olursa mahküm edilecek- tür, Adaletin kestiği parmak acımaz. Fakat, bize öyle geliyor ki, eğer bu ihtiyarın - söyledikleri — doğruysa, zannederiz mahkeme, olsa olsa, bu ihtiyarı evvelâ karnını döyurmağa mahküm edecek!!... * Sasılacak maçlar! Bir de gazetelerin öbür sahilesi- Istanbula tanrı misafiri gelirsenizkorkmayın!.. ne bakın, madalyanın tersi gibi: İskoç milli takımm İngiltereyi yenmiş! Bu maçı 150 bin insan seyretmiş! Gazeteler bu rakamı âdeta övü- nerek, hâyret verinek İçin küyde- diyorlar... l Sanki bu hayret edilecek bir şey- miş gibi! | 150 bin kişi de bir şey mi? ür tarafta İspanyada gö- Ttülmemiş bir maç olüyor: Bir buçuk milyar insan esyredi- Bıçak kemiğe Dayandı (Birinci sayfadan devam) güan bir şekilde bitirmesi ve 24 Mayısta toplanacak olan Milletler Cemiyeti konseyine verilmek üzere anayasa projesini bazırlaması lâ. zım gediğini söylemiştir. . Murabhas'arımız. müzakerelerin en kısa zamanda bitirilmesini isti- yeceklerdir. Bu delaki toplanlılar. da Fransız eksperleri geçen dela olduğu gibi yine kaçamaklı yole lara sapmak isterlerse, beyetimiz buna müsaasde etmiyecektir. Hattâ söylendiğine göre, Fran sızların maneyralarına meydan bi- takmamak üzere İcap ederse ken- dilerine ültimatom — mabiyetine de telâkki — edilebilecek — şekilde mühlet vermeğe kadar ileri gidee teklerdir. Buradaki hava Türk tezinin be- hemebal galip geleceği intibamı bırakıyor. Ğ ga el Şerbetli olduğu- muz bir tohlike! Haril şu gazetelere göre de ra « kamların hiç bir kıymeti kalmadı, yâni baksanız a: Amerikada da yal- nız geçen sene zarfında 100,000 ki- şi banyo yaparken ölmüş!.. Bir senede 100,000 kişi? Az felâ- ket değil. Bereket, bizim memleket için *düğün geceleri hariç!- böyle bir tehlike ezelden yok!!... Çok şü « kür!... * İstanbulda Rokfel- —İer gazetesi |.. Gazete dedik de.. hani şu meş- bur 90 lık milyarder Rokfeller -Al- lah İstanbula misafir olmayı nasip etmesin, amin!- için, sırf kendisine mahsus olmak Üzere ve dünyayı güllük gülüstanlık gösteren bir ga- zete neşrediliyordu ya. Son günlerde Rokfellere İstan - bulda da bir gazete neşredilmiye başladı: Bakınız karilerine bir haftalık yemek listesi tavsiye ediyor: Pazar — Kılıç balığı kebabı, kiy- malı ispanak, salçalı makarna, hur- ma tatlısı... Pazartesi — Pilâvlı kuzu, zeytin yağlı enginar, pof böreği, çikolata- b mahallebi... Salı — Çerkes tavuğu, kıymalı prasa, zeytinyağlı yaprak dolması, lalanga... Çarşamba — Ciğer yahnısı, zey- tınyağlı bakla, kıymalı tepsi böre- ği savaren...... ilb... Olur a, milyarderlikya bul!.., * Ya bizdeki? Senin ağzını afallatacak dahi neler var: Camdan — elbiseler yapılmıyor mu? Camdan yapılan bu ipekler harikulâde az yer tutuyormuş. Bir süt şişesinden 50,000 kilametra ba- yunda ipek çıkıyormuş!... Evet çıkar çıkmasına, Amerikalılar hakikat şayanı hay » Tet şey yapmışlar. Fakat bizdekini de tstihfaf edemeyiz: Zira, bizde de bir süt şişesinden bu 50,000 kilametre ipeği baştan nihayete kadar kolalıyacak kola çıkar! * Ekmek ve Nark Oh! pek acıdık: Narh komisyo- nu toplanmış: Ekmet fiatlarımı 1p- ka etmiş!... Yazık, yazık: Hepimizin bu kadar üstüne düş- tüğümüz şu ekmeğin ilim erbabın- «dan olmıya hiç hevesi yok: Aç ka- latak!! * Hayret! Hayret şey: Sarih isim ve adresini bildirmi- yen bir zat gazeteye yazdığı bir cevapta: — Deniz gibi bir kadını beğeni - tim! Diyoör, Hayret!. daresi evleniyor!! â—ız?m&:" Galiba çöpler - SN ataamUÜmAN beriDNE B İN MEENUKANZR HlaNEY MA KNN LN < KÜLETERAKİ M ANıvcaNAuazalnanur yürmmm ae Esrarlı bir hadise ( T inci sayfadan devam) vakit, dükkânın büyük kepenginden yan caddedekinin bir metreden hılıı" ıııııneıç.:u:âl.diılıl ve kalın camların — parçalandığını — hayretli görmüşlerdir. K B n Biraz sonra dükkânın diğer ke- Lıııkıl muayene eden müstahdem. d“:uın::'ı üyıııdıı kesilmiş ol- Nü - görmüşler n lise haber vıı-* dvî:. ae e Zabıta memurları derhal vaka mahalline gelerek tahkikata başe lamışlardır. İlk olarak — isticvap edilen mahalle bekçisi Mevlut gece yarısındau biraz sonra son süratle gelen bir otomabilin kaldırıma çı karak dükkâna çarptığını ve Eı müsademe ile kepengin kırıldığını iddin etmiştir. Bekçi bu meçhul otomobilin numarasımı görememiştir. Kazadan sonra şolöre durmasını ihtar eden bekçinin ihtarını dinlememiş gaz. lara basarak son sür'atle kaçmışe ur, Dükkân sabipleri ve civardaki komşuların bir çoğu ise bu iddiayı kabul — etmemektedir. Tahkikat devam ediyor. Vali - Hüseyin Cahit davası Eski adliye nazırı Necmettin Koca- taş bu sabah şahit olarak dinlendi V inci sayfadan devam) varakası okundu. Bunda; Hüseyin Cahidin Akşam gazetesinde <Ak- şamcı» imzasile Vali Muhittin Üs- tündağı, gazete yazısı ile tahkirden | maznun olduğu iddi edildiği ve bu hususta eski Kastamoni - saylavı Necmeddin Kocataşın sahit sıfati- le mahkemeyo celbi ile mezkür ya- zının Hüseyin Cahit tarafından ya- zıhp yazılmadığının sorulması la- lep ediliyordu. Alelusul hüviyetinin ve manli şahadet bir hali olmadığı tesbit e - dildiklen sonra! Rcis — İzmitten gelen tezkereyi okudunuz. Bu hususta - bildiğinizi söyleyiniz dedi. Necmeddin Kocataş — Namus ve şerefim üzerine söz vererek Söy - lüyorum. Bahs buyurulan yazının Hüse - yin Cahit Yalçın tarafından yazıl- dığına şahadet edecek derecede bir malümat ve kudrete sahip değilim, Valinin avukatı Farukt — Kendi- keri Bay Hüseyin Cahit Yalçın ile bu hususta görüşmüşler midir lüt- fen onu sörünüz Bay Reis. Reis — Evet siz Hüseyin Cahit Yalçın Kaya ile... Bu sırada Hüseyin Cahit atıldı: — Benim ismim Hüseyin Cahit Yalçındır Kayası yok Bay Reis. Reis — Pardon Hüseyin Cahit Yalçın ile görüştünüz mü bu hu - sust Necmeddin Kocataş — Arzede « yim. Bay Hüseyin Cahit 40 senelik bir dostumdur. Fakat bu dostluk kendisinin meşgalesi üzerine sure- ti mahsusada bir malümat almağı icap ettirmez, Reis — Bazan icap etirir... İn - delicap.., Necmeddin Kocatağ — Bttirme- diği de olur... (devamla) Bu neşri« yatı ben.de gazetelerde gördüm. Gerek (Akşamcı) ve gerek Valinin yazıları çıktıktan ve mütekabil da- valar açıldıktan sonra Bay Hüse - yin Cahide hiç müsadif olmadım. Yalnız bir gün.. 2 ay kadar evvel kendi şahsi işim için Valiyi ziya - | Tete gittim. Kendisi rahatsızdı. Fakat telefonları işliyor ve daire şefleri yanına girip çıkıyardu. O sırada telefon çaldı vali telefanu e- line alarak seslendi: »Bay Faruki siz misiniz?.. Be - nim davamın esası; kanunsuz vergi | almak sebebile benim — aleyhimde halkın busümetini tahrik edecek mahiyette neşriyattır. Mahkemede bizzat isbatı vücut ederek hissi-| yatımı da — söylemek — istiyorum. Fakat işlerim verr. İlk cek sede bulunamıyacağım, Acaba cel- seyi tehir ettirmek mümkün mü?.» Ve telefonu kapadı. Bunun üzerine valiye her ikisini de tanıyıp sevdiğimi söyledim ve aralarını bulmak için tavassut mü- saadesi istedim. Vali bunu yapınız veya yapmayınız demedi, Yalnız müsbet bir vaziyet aldı. Bunu ka- hbul telâkki ederek yanımdan ayrıl- dim, Fakat münasip bir şekil bulama- dım. Bilâhara valinin avukatı Ne « catiye telefon ettim çok muvafik olur dedi ve Jki tarafın da mahke - meye gitmiyerek davanın düşme- sinin bilâhara da benim evimde ve yya bir çayda vali ile Hüseyin Cahi- di karşılaştırıp barışlırmağı karar- laştırdıx. Aradan bir veya ik igün geçlik- ten sonra Hüseyin Cahide gittim. Fakat bu yazı senin mi veya değil mi? diye sormağa gitmedim. Çün » kü vali ter Hüseyin Cahit yaz « mıştır demişti ve vali de ayrıca bu yazıya bir cevap vermişti. Yâni bir istimzaç mevkiinde değildim. Hüseyin Cahidi fazla müteessir ve müteheyyiç gördüm. Kendisini teskin ettim. Ve vali ile olan mü - Tâkatımı anlattım. O bana: — Emin ol bu davaya ben de se- nin kadar müteessirim. Hattâ ge - Istanbulun yıllardır gör Yıllardanberi İstanbulda vukua gelmeyen bir hâdise olmuştur. İse tanbul tevkifhanesindeki suçlulara dan ikisi esrarengiz bir şekilde tevkifhaneden kaçmışlardır. Firâar hâdisesi, iç içe dört kapı da bekleyen jandarmalar ve gar- diyanlar arasından tevkifhanenin amumt — vaziyetine hiç bir halel getirmeden yapılmıştır. O kadar ki tevkifhane müdür ve memurları sabahleyin mutad ü« zere binayı teltiş ettikleri zaman her şeyi yerli yerinde görmüşler, hiç bir şeyin farkına varamamış- lardır. İlk nazarda akıllara Jhayret ve- ren bu işi becerenler, vaktile de ayni şekilde iki büyük cinayet İş- lemiş kimselerdir. Bunladan birisi, tafsilâtı henüz hepimizin pek iyi hatırladığı Karaköy — postahanesi vezaedarı — Hüsnüyü — Maslakta bir tuzağa düşürerek öldüren Ab- ondan aşağı kalmıyan ve Hatayda bir Türkün kanına girdikten sonra tekrar sınırlarımıza giren - sabıkalı Tevliktir, Bu iki gözü kana susa. miş kaladar, işledikleri cinayetin »hesabıni. vermemek için günlerden. beri bir plân düşünmeğe başlamış- lardır. Talin garip bir cilvesi olarak ayni koğuşa düşenAbdu ilahla Teve fik aralarındaki dostluk çoğaldıkça zihinlerinde kurdukları tatlı hülya. larıda hakikat sahasına gölürmek için Aaraştırmalara başlamışlardır. Nihayet tali bu iki gence burada da yar olmuş ve önlerine güzel bir fhırsat açmıştır. Tevkilhane müdürlüğü, tevkif. hanenin üst katında, yangın yerle. rine bakan arka cihetinde bir ameliyathane ve hastahane yaptır. maktadır. Buranın inşaslı geçen- lerde sona ermiş, kapıtı kilitlenmiş- tir. Ameliyathane ve hastahanenin bu günlerde kabul kat'i muamelesi | Sabah ve akşam başm | Bugün münderecatımızın çokluğundan baş makalelerin hü- lâsalarını koyamıyoruz. Fakat bugün bütün gazeteler baş dostluğuna hasretmişlerdir. dullah, diğeri de cinayet İşlemekte | mediği hadise: Firar- yapılacak ve ondan sonra burası açılacaktı, Bütün zekâ ve şeytanetlerini kötü yolda sarfetmekte mümaresc sahibi bulunan Abdullahla Tevfik buradan istifade etmenin kendileri için yegâne kurtuluş çaresi oldu. ğunu keslirmişlerdir. Bunun üzerine, henüz mahiyeti anlaşılamıyan bir faaliyete koyul. muşlar, bergün kapısı kilitli bulu. nan ve nezaret altında bulunduru. lan — ameliyatbanenin — kapısına anahtar uydurmuşlardır. İş bu kadar kolaylaşdıktan son- râa artık plânın üçüncü safhasına geçiliyor. Yangın yerine bakan pencere « lerden birinin demir parmaklığı kesiliyor ve bir de aşağı inmek i- çin ip hazırlanıyor. Herşey bu suretle yolunda git - tikten sonra artık sıra tevkifhane- yi terk etmeğe geliyor. Bu düşün- celerini de jandarma devriyeleri - nin yangın yeri tarafında tık sik dolaşmalarına rağmen sabaha kar- şı saat beşte tatbik mevkiine ko - yuyorlar. Abdullahla Tevfik şu dakikada İstanbulun kenüz anlaşılmıyan bir yerine gizlenmiş bulunuyorlar Hödise evvelâ nazarı dikkati celp Eetmiyor, sonradan yapılan yoklamada bu iki şeririn mevcut olmadığı görülüyor. Derhal araş - ftırmalar yapılıyor. Etrafta hiç bir ize rastlanmıyor, nihayet ameli « yathane akla geliyor, hâlâ kapısı kilitli olan burası açılıyor. İşte o zaman her şey meydana - çıkıyor. Bunun üzerine mesele derhâl müd- delumumiliğe ve zabıtaya haber veriliyor, iki cepheden tahkikata elkonuyor. Henüz suçlular yakalanmamış - ftur, Zabita bir taraftan şehirde ve Hmanda sıkı takyidat ve takibata başlanlış, diğer taraftan da Müd - yharrirleri çen gün biz İzmitte iken benim kı- zımla eski arkadaş olan valinin kı- gelmiş. O da müteessirmiş. it bütün ailemiz de mütecesi dir, Fakat şiddetli bir hücuma ma- ruz kaldım. Davadan sarfı nazar #demiyeceğim. Beni affet. Mazur gör... Dedi. Yine ısrar ettim istersen sana va- kit bırakayım düşün dedim. O va - kit bana: — Gerçi benim aleyhimde dava açmışlar fakat bu doğru değildir. Ve benim aleyhimde dava ikame edemezler... Çünkü matbuat kanu- nunun 27 Inci maddesi namı müs - tearla yazılan yazılı lamıyacağını natıktır. Dedi ve ay- ni maddeyi beraber okuduk. Tek - rar ısrar ettim o vakit: «Rica ede- rim bu bahsi burada keselim.» De- di. Ben de ayrıldım ve valiye müs- bet bir netice almadığım için bu- güne kadar birşey söylemedim. Kendisini de görmedim. Burada valinin avukatı söze ka- rıştı: j — Bu muhavere esnasında ya - zının kendileri tarafından yazıldı- ğma dair Hüseyin Cahit bir şey söylemedi mi?... Diye sordu. Necmeddin Kocataş buna şu ce- vabı verdi: « ŞU Ş S FAŞ L O Pa | Diş Siş | ması lâzım gelmektedir. ış Siyasa ?_ Ana bu deia bött mehal hazırlanacakti” | Cenevrede Hatayın anâ n tesbit edecek olan eksperler #L tesi bugün tekrar mesaisine PÜ hyor, Komitede bundan İ yt içtimalarda Fransız — eksperlel çıkarmış oldukları müşkülât zünden bir neticeye — vari ve patkalya yortuları münat le celseler tâlik edilmişti. B başlanan müzakerelerin ise yısta toplanacak Milletler ti konseyime arzedilnfek üzefö İ yasayı behemehal hazırlamış Bu ikinci toplanışta Fransıf projeleri de Türk projesi ile Taştırılacaktır. Fransız projesinin - esas malüm olmamakla beraber, da Fransız müstemleke id şimdiye kadar takip etmiş siyasetten bazı istintaçlarda DW mak mümkündür. Yâni F eksperleri bu defaki toplant da ellerinden geldiği kadar ? külât çıkarmağa çalışacaklard Ancak Hatay meselesi gibİ zik bir davada, çok dikkatli © ranmak gerek olduğuna görü sız eksperlerinin son mant' ne olursa olsun, milltler Ci konseyinin bundan — evvel Vi karardaki esas batların şüi ve teferruatıma uygun - bİF ile yine Milletler Cemiyeti 3 FBF FEFEEFİEFEZ — Bana yazdım da yazmadım da demedi. Çünkü bu yazıyı yazıp yazmadığını sarmadım ve kendisi de bu hüsusta bana bir şey söyle - medi... Hakikatin böyle olduğunu şeref ve namusumla temin ederim.. Bu izahat kâfi görüldü. Hüseyin Cahit zaptın tekrar okutulmasını rica etti. Sondakl cümle biraz ka- rışık yazılmıştı. Hüseyin Cahit bu- nun tashih edilmesini rica etti. Ve son cümle isteği üzerine değişti - rildi. ? Müddelumumt — evrakın - İzmit mahkemesine hemen gönderilme- sini talep etti. Şahit ve davacılar çekildiler .. * Şenlik için * .. Bir mülakat (Birinci sahifeden devam) Bu sene Müsoliniye Ciano, Alfieti ve tirçok İtatlyan ricali refakat edecektir. Görüşmeler, bilhassa tezyin edil. miş olan Prefektörlük sarayında yapılacaktır. Bu akşam yemeklen sonra Mu- solini ile Şuşnig, sarayın bak konunda büyük kanalda yapılacak olan deniz şenliklerini seyredecek- lerdir, Cuma günü, Saint - Marc mey- danında büyük bir nür yapı- lacaktır. Burada Musolini'nin bir outuk söyleyeceği zannolunmak- tadır. MUSOLİNİ - HİTLER MÜLÂKATI yine gidileceğine şüphe yaktlir, Artık müzakerelerin de leY” Taalle ile daha ziyade uzatıldiNE tahammülü kalmamıştır. MUf has heyetimizin bu defa işi V mağa sebebiyet verecek şekil lüzumsuz ve çürük iddialarlâ Ti mitenin daha fazla uğraşMü'l, fırsat verilmesine müsaade yeceğini de şüphesiz görüyü?” Hatay, behemehal kendi yık olan ve dört gözle b müstakil idaresine kavuşadi 23Nisan Bayramı Yarın, Atatürkün — te Ankarada 1920 de ilk defâ Birinci Büyük- Millet- Me | toplandığı ve <Türkiye Büyi let Meclisi Hükümeti» adile | bulda ngayri bir hükümet duğu gündür. 23 Nisan, ayni zamandâ bayramıdır. Bütün mektepler pazı bahı tekrar açılacaktır. Çocuk bayramının ilk gö yarın şehrimizde yapılacak # ler Beyoğlu ve İstanbul © zere iki mıntakaya ayrılmı$ Beyoğlu yakasında: Sal 11 de Beyoğlu, Kasımpaşâ, Şişli, Maçka / taraflarındaki mektep talebesi muallir raber Taksim meydanınd$ Berlin 22 (A. A.) — Siyasi ma« bafil, dün Rama'ya bareket etmiş olan Göecring'in — yakında yapı» lacak olan Müsolini - Hitler mülâ- katımın tarih ve telerruatını tesbite memur olduğunu beyan etmektedir. ——— deiumumllik ikatı cep - heden derinleştirmeğe koyulmuş- | tur. Alâkadar bir çok kimselerin malümatiarına müracaat edilmiş olup henüz bu firar hâdisesinden suçlunun kim olduğu tesbit edile- memiştir. Yalnız tahkikat esnasında alâ - kadarları en ziyade meşgul eden nokta, daima kilitli duran ameli - yathanenit istenildiği zaman açı - Tabilmesi, gardyan ve jandarmala- rin nazaretlerine rağimen parmak- Tığın kesilip bunların iple sokağa rahatça inebilemeleri meselesidir 'Tahkikat bilhassa bu noktalar Üze- rinden derinleştirilmektedir. Bu mesele hakkında malümatına Müracaat ettiğimiz Müddelumumi Hikmet Onat bir muharririmize demiştir ki: — Firarfler henüz yakalanama « Muş ve suçlular'da henüz tesbit e- dilememiştir. Şimdilik nazaret al- tında kimse yoktur. Tahkikat devam etmektedir ne yazıyorlar? nin önünde toplanacak sırada İstanbul Çocuk Kurumu tarâfından hazirli çocuk mümessillerinde Jan bir otomobil kafilesi gelecektir. Kafile gelir ge? velâ şehir bandosu tarali tiklâl marşı çalınacak, geme Kurumu — nazmink Tahsin ve Beyoğlu Halkeyi başkan Ekrem tarafından V tabe irad edilecek, sırâ ile cuk mümessilleri — çocük münasebetile duyduklarini elerini anlatacaklar, büyü' aö zim telgrafları ıpkecekwlü f gdandaki direğe bayrağı çekilirken YAY ç bayrağımızı selâmlı!"ku' Öğleden sonra saat 14 D , başında — mektepliler Halkevi tarafından bif ” verilecektir. 4 İstanbul yakasında: öpeli dâar mekteplerde gi laşacaklar ve '“'""““";,;J iıtılacak. Saat 14 de VÜT tüphanesi — önünden binilerek şehirde bir :_' t lacak, saat 15 den son aa rede Belediye, Parti cekdefal | ier çocuk arkadaşlarini Ç tarafından bir çay siya cektir. YEDEK SUBAY © YARINKİ A Yarın Yedek Su*;",' ı" | da iki bine yakın talebfl yi teyzli merasimi Y münacebetle meklep Atatörk anılının. açti O yapılacaktır.