SON P e OSTA, MAREDİP ayakkabı | ri ii pm gele abı, öküz al mumi mağazaların yandığı mak ısıracaklar, hattâ bu âni değiş vi otobüsle Atatürk Köprü- meyi fena tefsir edip, hakkımda: — Karaborsacıığı başladı mi .. Kimbilir o da mı bir yerden sünden geçiyordum. © atmdan duman ve alevler fişki- ay binaya içim acıyarak bak- 'arşambadır, Çarşamba: f YANAN UNKAPANI DEĞİRMENİ kim gocuk ayakkabısı hem de kelepir.) .. Mi ihtilâs yapmıştır. dir i eyunap Çağa sarayı, Adli- vere e lime ee rp VE imei ara diğ m ele ii görmeseler, hattâ eşlen desttan|zım, ne al desinler, ke geldiğimi bur ME, e serilmesi Da lek ela ie gn ve bütün vesait yokluğuna pi A eş iğ korumasını iliği o canım Ne ise ben kimseye söylemiyeyim > 5 dim e ii Mide şi yerine yale çocuğa birer çift, hattâ ikişer çift a- İlâmi okuduğum gazeteyi şöyle bir) e vi kiymet © bilmiyoruz. Onlar pençeji, | çevirdim. Ne göreyim? Ankarada $i-| Ne mii zararlar, ne a e yüzleri yamalı ayakkabılardan kurtu-| Kân «Ulus» deği mi Seiş, nesillere karşı mesul olmak düşünc , ben de onların Meğer kelepir ayakkabı haraç me-| si bizi ürkütmüyor. Ali veri tularum, zad İstanbulda değil, Ankarada sati-| mefhumlarının en uygun örnekleri! vi > idi, O keyifle düşü- Me biz vermekteyiz. Bârân yerine gökten ayakkabı yağ-| — Ne çikar efendim? Daha kl bir çifti pal Zaten orada, muâ2z: ği © © düğüm zaman, karile çocuk kimbilir |düşmiyecek demek! Varın o noktasında -bu değirm. v a Ea alum, ali de bu kahvelere ne kadar sevineceklerdi? Ertesi gün, İsmet Hulüsi İMSET iz e meler e b gibi in ederiird. Bi Samanlı z i 1 elerinde, «Semai kahveleri» nin en Prensesler seyahatte eN cemaailileri buralarda idi. Tâ Topka- » lan bir şehrin kaldırım Yeki bi- |pıdan; atiyadan, Lângadan, 'Dİ- le ve e e Mz ii e Bu | vaıyoiundanı, Mm ey- ölheti ak danından za! m 4 “şanı erme. ani bu, im. kameri ii e yi 2 m ve e bir köşkü, ne GAR ür e VE yi ii r Rıza Te bile bu si ala ne nde Köprülü a vi semai kahvelerinin link seli 5 vi vezirin hi bem birldi . |Türk ve İstanbul folk z ii aya” vi okul hay: et aöteğmenli ii ip tanın ezeli âşıkı ve bilgini bulunan önceki de- | Sayın Doktoru, «Şairler» tanır ve her ve yemek masrafı — Saat 18. han sre Salo- nunda karanlık! kimse yok. Bar salonu iki Kiye kalmış gibi: E- « tekleri diz e ei in üstüne ka- avalı rl, sarışın bir bay yl e Bar Ameriken bom boş: barmen şişelerle Mi bir muha- vereye dalmış, — Kalabalık saat 20.den sonra baş 19... Her yemekte misafirleri de idüğü halde otel 2000 emlerine verdiği Yazan; SİS Er SALAY Gi Meşitiyate 'n vire veyahud işte o için Tastla- lira tuftu, otel müs- üz yoktur ki, O bahşiş de 500 lira der: gündüzlü, durmadan işleyen sinen. buğday öğüdürken çıkar- ıği yumuşak sesi kulaklar katiyen rın ve uzak, yakin devlet dairelerinin maaşlı ufak e ından iba- olan semt ahalisini, esnaf, 50y- maktan çekini apanının ta takımı da urdu. Adını unuttuğum, zenci bir relsi vardı. Ayni zamanda Şalrdi Rama: ri, kahvede s€- sö SL 3: RE » 8 6 # 2 aklarını daha ziyade belirttiği gözle ,İtini Sa sağ elini de, i kulağına götü- an!» bastırdığı ie UVAVAVAVAVAVAVYAVAN İstiklâl marşımız deği şemez stiklâl Marşınm sai ve bir hatıra ık sak- çan bu iii ami minin alt tarafını şıpşak getirive ünuna bir âhenk katardı. ei ucuzluktu. Haftanın belli günlerinde yan sokakların içine doğ“ ir gece, kahve halkı, reisi de ar a oturup dururlarken, en yangın za dai köşklün! iç ıklar ii b dayı od öğütül karti, be bein ir işleyen belli başlı #ki değirmeni vardı. bu, öteki de | tad ia Tantaviza- iy başka yerlere de lığı Kapama — Unkapanı sem- sinin can ve hare- işti. , eskidenberi bu semi, b EN iğ idi, RR gibi, ii eki gi-|bi mi alış veriş e eke ii; Şaha a unlar ve marifetile burada tartılır, res- alındıktan sonra tücca teslim bibl Köprünün iki başı da, zamanın ün- pazar yerlerinden e ğu deği 1 nındaki anbarın, kasşıdaki havuzla- — Hayt! Aas 'Taştekneler.. (Devamı 6 ıncı Sayfada) mukaddes seki cürettir, O nesillerd. Nersret Safa COŞKUN Meslek hayatının 50 inci yıldönümünde Kitapçı İbrahim Hilmi Eski el günü, “İstanbulun e güzel mak Bu ayın 2 Ankara caddesi, rmediği, alışmadığı mul hik çağına girerken, onu bilgi dünya- şına götürecek olan bir başka basa. mak keşfetti; Şimdi Hilmi'yi bir mi “Küfüphanei İslâm ve Askeri,, sahibi İbrahim Hilmi Çığıraçan, rçekten Türk kitapçılığında bir çığır açmıştır okuma ihtiyacını takdir etmekten ço) uzaktılar; Babiâli kitapçıları, memles ketin hakiki okuma fhtiyacını takdir Sahaflar Ça 1898 yılı Ocak ayının 21 inde mes- lek hayatına ii e ve editör |gkı Hilmi Çığıraçan, 1946 yılı Ocak nın 21'inci 1 günü 51 inel yılına adım e : Bu hâdise sadece bir mesleğin de- di ayı- atının Mürettiplik, Hilmi'nin bir yandan (okuma iştiyakını tatmin ederken, öte sısı, dini neşriyat nam: sadece taassup ve rte ayı di. Bu devirde Hilmi, hayatında bir yoktası teşkil edecek eserle tanıştı: Bunlardan biri Frank- lata tarafında “Tersane, Azep emeydanı, A epelli si kun di şi Vefadan Şehzadebâşi- n Fatihe çıkılırdı. en Eminönüne kadar, üşel i bu yıl ziyaretinde — O eski kalabalığı aramayın &r- tik. Eğlence piyasasında da durgunluk e eri bir beklediği ve a a -apısı, jref hâlesile çevrili bir ömrün de 2â- feridir, Hilmi Çığıraçan ii in kadar, hangi mi sun, ayni derecede La seni Kerestecileri, Tahthaka amma 1, Tahmis, sörlerebi ecek O nadir e e tin sert çehresile karşı karşı hayatı idi. ar olan iki) bilec: , ötekisi de Edison'un pe) tık Hilmi, devrin bir kültür kaynağı ibm atin nz olmuştur: Bir let, İkdam gözetesinin abone e çalar Bu iş hayatını| aİtemine kâfi gelmediği için, ERİ Paza 85 ae Üç kap yemeklik bekliyorsak, ömrümüzün ii ka-|içeci 2! elm çıra İzetel ğı oldu. Fakat terzilik, bambaşka şey dar iye a sikimi iz in ri sade civar hal- ik sayfada) Eg nel ai İst ıdı. Küçük Hilmi, delikanl: şuna buna okutmak suretile «Ki aye 25- ikça bilgisi de artı-| Devrin iii memleketin cinayeti kanlar sızmasına roğmen, zaptiyelerlej Buh re , Âli Osmana: hara her ne e öde Het. Onun hayatını kurtara-İlar: ; z k yataktaki Hattâ bir delikanlı Fakat bu mücadele, uzun (14 Haziran 1806 indi p e İN — ar kendisini pen- satar tekrar kendinden geçti. , biraz iyiliğe yüz ilmi, rü ecönen | und eheni Dalma li a tereden sokağa raytının, hükümet hestanesin - ik bir sevince kapılınştı. dikkate alarak »İ ve iğiyor, hem de: Cerrahı, ler söylediği içi ta da hiç kimse ehemmiyet vermiyecek-İevine nuktedildi. Doktor getirtildi. Bir |tarlığım kazanmıştı. Ne'çare âl genç La müddet tedaviden biç ir 1s duk. Be-|ağaları, bu uma şiddetle muhalefet Bu malümat, o tatmin edemedi. EM Tesadüfen demini ge - astgelmi; — Tabur ağası gönderdi. ölüp giti, İiap ii siye ör ir de hiç aâ1 bir şey söyliyeme Pi ne N Eğer|di. Bütün sözler, zayif ihtimallerden be - adını tedevi eden, Mekki Bey e e ri ere tam... ölüm mukadderse, bırakınız burada öl - | retti. bazıları bunu, sıcağın şidde- medi genç bir tabibti. Asker ran (Doktor bey.. Öl » Yok ZE derken, bi lr ii dmağı büsbütün ihtildi eyi | mektebinden lıkla çı çıkmaz, SA & p b Sultan Hamid halkında söner; bir) m . | Dediler, Ve bunda ısrar gösterdiler. | Lâkin ben, verilen malümeta itimadet in Rear Hicoza sürgün edilmişti. hemen yerim| N, ap miyordum, Bu kadının hayatında, mü « muha-|Oradı he: : lm ye edilmişti. CL) e O emye Se, ce; ana elinizi sürmeyin. Sisli ea, esianede, . operat de sür bü bir. teessüne gözden kk Beyin müsaadesile iL . Aslına tamamile sadık Kalmak) Kalktı yan karakola doğru koşmuya, başladım. şeyleri getirtilm. Tedaviye gi Hastanın vaziyeti vahim olmakla bö“ sonunda ve kalenin 8 diyorum. Başlı başma bir romen mev - — Aman eylâdım!, Sürgün sarâylılar 15 Haziran 1806 Bahaeddin arlar tarafından tevkif çöllen son-)bilmiyorsam da, nakledeceğim satırlara| Karnaağactaki Hilâhllahmer. hastane Mekki Bey tarafından hiç bir gey dikten sonra, ederek başka bir odaya geçtim. Başıma ağı iğ y yaralanmış. tarafından evine kaldırılmış. : Bevaptır. gune bakıver. mâve|Git Banâ, Bu kadın, hâkân sabık Adı da, Nâvli- vücudünün “Diye bağırdıktan sonra, lurdehaş olmasına ve her tarafından, edeceğim notları, hana esaxetten sonra,| buldu verdi, gibi kayde geçirildiğine çok büyük bir) stan kanaat besliyörüm. © Kafa kemiğin 'Kol ve hacak Yaralara, dikkatle pansüman yaptık, Dedi, vine gönderdi. TArkası Varl r vi