Bay Laval Almanyaya Yaptığı seyahaltan ne Neticeler aldı? Ekrem Uşaklığil FE ransız başvekilinin umu- mi Alman karargâhından Parise döndüğünü bildiren kısa bir Paris telgrafı Mösyö Lavalin pek neş'e göründüğünü de an. latıyordu. Fransız başvekilinin, eğer doğ- ru İsi bu neşeyi, muvaffakıyet ile başarılan hangi işten aldığını henüz bilmiyoruz, fakat Fransız| hududundan alındığı kaydı ile — bildirilen, ve bü bakımdan da © çok ihtiyatla karşılanması icab eden bir habere bakılacak olursa Almanya şark cephesinde vazi- yetin çetinleşmesi üzerine Polon- ya topraklarında asayişin muha. © fazası için kullanmakta olduğu kuvvetlerini cepheye yollamaya karar vermiş, bu suretle meyda- “pa çıkacak boşlukları doldurmak üzere de Fransadan asker iste miştir. Almanyanın bu talebi ka- bul edilmiştir. Fransa Almanya ile yaptığı! “ mütarekenin hükümlerine uya. © rak iki buçuk yıldanberi s'lâh ak © tında ancak yüz bin kişilik küçük “bir ordu bulundurmaktaydı, fa- kat Fransız donanmasının Tou- londa batırılması Ohâdisesinden sorira Almanyanın arzusu ile bu küçük kuvvet te terhis edilmişti. Fransanın bugün silâhlı kuv- - vet olarak elinde ancak devlet reisinin erarine bırakılmış muha- fız alayından başka hiçbir teşek- kül yoktur. Vakıâ Almanya Ma- reşal Petene mutlak surette sa- “dık yeni bir subay kadrosunun © emri altında yeni bir Fransiz or- © dusunun teşkil edilmeşine müsa- © »de edeceğini, hattâ bu ordunun > vücuda getirilmesi işin yardımda “bulunacığmı Vişiye bildirmiştir, fakat bu mesele o vakittenberi © osullantıda kalmıştır. Bununla bs- © raber yalnız jandarma vazifesini — görecek “küçük ölçüde bir Fran. $ız ordusunun kısa bir zaman içinde teşkil edilebileceğini ka - bul edebiliriz, fakat çok ihtyat © ile seçil subay kadrosunun emri altında olsa bile böyle bir Franuz (Ooordusunun Lehistana gönderilmesinin, icabında efkârı umumiyenin tel illerini gözö- “ nüne almadan hareket edeceğini söylemekten (o çekinmemiş olan Mösyü Lavali yailmesi çok çetin birçol: güçlüklerin karsısında b- © rakacağını da mubakkak göre- biliriz. Bize öyle geliyor ki Fransanın bu dakikada Almanyaya yapabi- © leceği en büyük yardım Polonya- © ya bir işgal ordusu göndermek: ten, yahud da Tunusta Alman- larla birlikte müttefiklere karşı “ harbetmek vaz'fesile o mükellef yeni bir kuvvet teşkil etmekten ziyade Almanyaya mütebassıs Fransız işçileri göndermekten ibaremi- ve Almanyada çalışan mütehassıs Fransız isçilerinin sa- çısımın 250 bine yaklaştığına ba- lacak olursa hükmedilebilir ki © Fransa bu yardımı fazlasile Yap- maktadır, esirlerin serbest bıra. kılması temnosunun — bızlılaştır- ması seklinde bu yard k seansa sanane sonam ema Takvim 5 1 indikten 24 Pargamba 1992 Zilhicen 16 : Kana 48 İm. Gn. Ör İL Av Yat 8.1251 210 ZİR mA İZ) OL Va, 6,03 304 18,14 1583 17.0 KA? p İ | ! İ Tarihi tefrikamız: 45 j AİLE HANIM © Bir “tesadüf yüzünden Ham. xa Bey gibi sözü ge - “çer ve çok cesur bir sipahi ileri © gelirini ele geçirdiğine seviniyor. du. İdareli davranabilirse bu de- Hkankya çok işler yaptırabilirdi. Sabahleyin uyandığı zaman, “ortalık yeni ağarıyordu. Az son- ra Şehzade ve Süleymaniye mi 'narelerinden yanık sabah ezan sesleri gelmeğe başlamıştı. Oda Shin de ———. M öledenberi tanıdığınız kimseleri bir yaşa geldikten sonra başınızı geriye çevirerek gözönüne getiriniz ve araların- da bir tasnif yapınız. Görürsünüz ki, yalnız dört sınıfa ayrıl - mışlardır: Geriliyenler, yefinde liyenler... Bütün kâr hadle- rinin yeniden tesbiti muhtemel |€VI Toptancı kârlarının tespiti için 4 ticaret odası müömessiller sında ilk toplantısını yapmıştır. Top lantıda kârları tespit edilecek tüc- carların iştigal O mevzularına göre Gruplama işi görüşülmüştür. Aldığımız malümata göre teda. vül hacminin daralması (dolayısile şimdiye kadar bütün maddeler için vermiş olan kârların yeniden tet. kik edilmesi alâkadarlarca düşünül mektedir. Bu hususta müspet bir, karar verilime komisyon tedavül hacmini gözönünde tutarak kâr had Terini tespit edecektir, Alikadarlarım söylediğin» — göre komisyonun mesalsi 2 ay kadar sü. recektir. | Askerlik işleri | Şubeye davet Beşiktaş Askerlik yubesinden; YA. P. As, Tim. Hulüsi Gökmen (2822) in 24 smat sarhında | çebemize mira eünediği takdirde hılnda 1076 sayılı kanmun maddesi mulhsarına göre muamele yapMarağı İlân olunur. şılığını da görmektedir. Fransa Almanyaya yapmakla olduğu bu yardımın çerçevesini Almanyaya fayda verecek bir şekilde nasıl genişletebilir, ve bu hizmete kar- şılık olarak ta Almanyadan neler bekliyebilir) Hiç şüphe yok ki, Alman umumi karargâhında ak. tedilen konferans esnasnda bu mesele konuşulmuş, ve belki de esas hatları kararlaştırılmıştır. Fransız başvekili Mösy3 Laval Pariste ancak bir gün kaldıktan sonra Vişiye gitmiş ve orada Ma- veşal Petenin yüksek başkanlığı altında toplanan Fransız nazırlar heyetine Almanya seyahatinden aldığı neticeler hakkında malü- mat vermiştir. Biz bu neticelerin mahiyetini ancak f'il sahasma girdikleri zaman öğrenebileceğiz. 9 vakte kadar makul olan hare- ket Fransız hududundan alındığı kaydı ile verilen bütün haberleri propaganda mahsulü addetmek. ten ibarettir. Elsan Ulyşaklığil tı, Bahçede yeşil ağaç dallarınd. sayanlar, emekliyenler ve iler- iKızılay Kasımpaşa aş dün faaliyete geçti inden müs| o Kızılayın Kasımp. Heşekkil komisyon TİE Gi hk iklimde We b» ettiği aşevi far yoksul vatandaşa sıcak yemek da.! ğitilmiştır. 5İ Yeni aş evinin ük tevzlata baş. laması münasebetile dün Kızılay aş evleri yardım komitesi bakanı İstan | bul şmeb'usu Sadettin Uraz, Kasim- İpaşaya gitmiş, kendisine refakat ©. den Beyoğlu Kaymakamı Gafurla birlikte aş ocağı tesisatini ve tevzi işlerini gözden geçirmiştir. Kasım. paşa aş evile adedi yediyi bulan İtevzi merkezleri hakkında dün ken disile görüşen bir arkadaşımıza Sa.! dettin Uraz şu izahat vermiştir: Elktrik w tramvay İdaresi mistahdemlerine zam yapı'dı Elektrik, Tramvay, ve Tünel İda resi müstahdimlerinin öcrlilerime be şer lira zam yapılmasını okararleş. tirmiştir. Bu karartı o tatbikina bu| aydan itibaren başlanacaktır. Dünkü ihracat faaliyeti İhracat piyasasında birkaç gün. denberi fanliyet artmıştır, Müubtelif güzel bir 20 Servet istediğimizi yapıp yapamamağa kullamlan basit bir vasıtadır, bir hayat ölçüsü deği İnsanın maziye nazaran ne halde bulunduğunu anlamak için onun servetine değil, her cihetten mes'ud olup olmadığına bakı nız ve numaranızı ona göre veriniz. m varana sesssesasamsaaan esir ve renran mara yanmmae anna Bd4 Ma ban b0 940490 zem ma vaser sanm ban SANAN RANeA BANA gündenberi faaliyete geçmiş bu. İman aş evlerinden hergün munta- tazaman 17 bin oyoksul vatandaş sicak yemek almaktadır. 10 bin li. ra sarfile ve modern bir bina da- hilinde tesisine muvaffak olduğu. İyük bir intizamla yapılmıştır. Neti, «— Şehrin muhtelif semtlerinde!ceden çok memnunuz.» 2 MAZ <vC KT La?» ildir. Altın dün 20 liraya kadar düştü Altın fiatlarında bir hafta- danberi devam eden düşük- lük dün hızlanmış, birdenbi. re fiatlar daimi bir istikrar. sızlık arzetmiştir. Borsada altın dün 24-22 ve hattâ 20 liraya piyasaya arze- dilmişse de ancak bir iki mu, amele olmuş ve piyasa istik- rarsiz bir vaziyelte kapan Kadıköy başkomiseri Şükrü velat etti Kadıköy başkomlseri Şükrü, evvelki alıştım sal 20 ararlarında vazife ba. şında ani bir fenalık geçirmiş ve derhal kaldırıldığı Haydarpaşa Nümune hasa. mesibde İatlmamiz yapıla âcli müda. vatı rağmen kurtutamıyarak saat 21 de dimşizir. sedi çikarilmiştir. Cesed hüviyeti) Rubu asra yaklaşan mesiidik İstan, «in tesbiti için morga kaldirilmiş.| bu! zabılam arasında bulunduğu ner, tir. ——— Prof. Sadi Irmakın konferansı keelerde muhitine ve âmirlerime daima kendisini wevdirmesigi bilen mwmalley, hin Bm şekile ölümü arkadaşları seda derin teessirler (o uramhrmişi Eminönü Haikevinden:; Perşembe gü-| Cereizesi düm saat 12 de lörenle Haydar. mü saat (18) de Evimiz salamanda Prof. | pışa Nümüune hasianesinden kaldırma. Dr. Sadi Irmak larafından (Türk mifle.| rak Karaeaahmed şehldiiğine Avrupa memleketlerine 500-600 bin Hira arasında mal ihraç edilmiş. tir. Gü İSTER Bir arkadaşımız, manasız, lüzumsuz, zararlı tasarruflar- dan bahsederken şöyle bir mi. sal gösteriyor: u4Tanıdığım bir ailenin mü- kemmel salonları, âlâ yemek odası, gümüş takımları, porse» len ve billörları, Brüksel dan- #elâsından örtüleri vardır. Mi. safir gidecek olursanız: — Yahu, bu ne ihtişam... - diye düşünürsünüz. - Prens gibi yaşıyorlar. ! metçilerinden genç bir cariye te- serçeler cıvıldaşıyordu. Doğu ta-|lâşlı telâşlı geldi: rafından gitükçe ağaran İstan - bul üzerinde kısa bahar gecesin- den kalma bir gevseklik ve do- nulkluk vardı. Sok-k tarafından çatırtılı at nalı sesleri gelmeğe başlamıştı. Pencereden başını u - zatıp bakınca, sabah akartısında gelen süvarinin saray hesek'le - rinden biri olduğunu tanımakta gecikmedi. Padişah kendis'ni is- tediği anlaşılıyordu. Fekat, böy- le sabah sabah saraya davetten maksad ne olabilirdi? Yüreğ'ne şüpheli bir sıkıntı ve vesvese be- ni düşmeğe başlamıştı: Sultan Osman ne istiyordu? Yoksa, yok- sa dün öğleden sonra Eskisaray- da kaymvah'desi sultanla görü: tüklerini padişahın gizli rı dinlemizler, koşup haber mi vermişlerdi? Eğer böyleyse şim- diden mahvolup gitmiş sayılabi. birdi! Oda dışından ayak sesleri ge- liyordu ki, Davud Paşa kapıyı a- kadar aç!ralayıp basını uzaltı, Oda hiz - — Hasan Beçe «mabeyin» ka- pisını urup osaadeilü padişahın hasek'si Mustafa ağayı gönder - diğini söyledi. Ne buyurırsız? — Hasan Beçe başka bir şey söylemedi mi? — Yok, söylemedi efendim. dı. Aşağıya, selâmlığa indiği 2 man Haseki Mustafa ağayı ket- hüda Ömerle görüşürken buldu. Mustafa ağa hemen yerlere ka - paklandı: — Sevketlü efendimiz cenabı şerifinizi isterler idi sultanım. Davud Pasa zülümsiye gülüm- s'ye Terleyip sedire oturdu: — Ya, sarayı hümnyunda vü- zeradan başkaları dahi var mı- de ? — Bizim cıktığımızda gelen olmamıs İdi sultanım, — Ya, bizden gavriye davet vâki olmamış mı idi? #inin kuğret kaynak'arı) mevsumda bir) müntür. konferans vorileeektir, ERER ai AN em — Gigi MENİ İNAN, İSTER İNANMA! Fakat, hayır! Aldanırsınız... Hepsi göstermeliktir... Hepsi merasime mahsus... Ziyaretçiler dağılıp ta el e- tek çekilince, ne var, ne yok büfelere yerleşir. Salonlar ki. Htlenir. Aile, on sekiz odalı köşkün bekçisi halini alır, Ot minderli oturma odasında gün- lerini geçirirler; bodrum ka- tındaki kırmızı tuğla zeminli sofada, muşamba örtülü bir masada, çatlak çinkolara bana çıka karınlarını doyururlar...» İSTER İNAN, İSTER İNANMA! Sustular. Davud Paşa haseki Mustafanın yanında duran ket - büdası Ömer ağaya baktı: — Hasan Beçe anda mıdır? — Bundadır sultanım. (Kethü- da kapıya koşup hizmetçi Hasanı çağırarak döndü) gelürler efen- dim, — «Esb» ibzar eylemelerini söylen. Kethüda tekrar dışarıya se - öirtti, Çok"geçmeden Hasan Beçe gelip, «hayvanların hazır oldu - ğunu» haber verdi. Sabah serinliği içinde tatlı bir eşkinle ssray yolunu tuttular. A- yasofya önünden sola kırdılar. İleride sarayın dış sürları orta. sındaki büyük kapı kovuklanı * yordu. AM tarafta mavi ve kı - pırtılı bir deniz vard. o Durup, Oi Pafakın Loca Ömer Efendi, RADYO PERŞEMBE 24/12/1942 730: Sani ayar, 7,32: Vöcudumunu çalaştanısım, 7,40: Ağıns haberleri, 2,55/ 8,30: Karışık progrum (P1), 12,30: Saat ayam, 1433; Karışık program | (Pİ), 12,45: Ajans haberleri, 13/13,20: Karışık şattılır, 18: Saai ayan, 18,03; Geçit programı, 18,30; Komuşma (Dış politika | temali), 18,45: Saz eserleri ve oyun hü vaları, 19: (Zimal santi) 19,15: Dans müziği (PL), 19,30; Saat ayarı ve ajans İ haterteşi, 1945: Serbest 10 dakika, İ19,5ö: Şarkı ve türküler, 20,15: Radyo İ sanetesi, 2045: Meşhme sesler (PL), Bi: Komusına (Evin santi), 2115: Mürik sohbetleri, 2145; Madye senfoni erkese. #rası, 22.20: Saat ayarı, ajans haberleri ve borsalar, taze yükselmeğe başlıyan güneşi seyrediyorlardı ki, dış kapıdan dal kılıç bir zabit uğrıyarak ya- naştı: — İstical eylen paşa efendi- miz, sandetlü hünkâr anda bulu- nurlar! a Dedi, eli ile dış ve ikinci kapı- lar arasındaki geniş meydanlığı gösterdi. Davud Paşa kalın sesini tatlılaştırmağa çalışarak sordu: — Ya, nezdlerinde kimesne var mıdır) v — Az mükaddeminde hoca e- fendi gelmiş idi. — Ya, sabibi devlet hazret - leri? (2) — Yok, devletlü efendim. Eski padişah Sultan Mustafa- nın kayınbiraderi oDavud Paşa rahat bir soluk aldıktan sonra beygirini kapıdan içeriye sürdü. (3) Bir iımım okuyvenlar için: Sağ. Sabahtan Sabaha: Ferman okutmak İddiasından hâlâ Vazgeçilmiyecek mi? karda Burhan Cahid A İmanya bir ayağı bir ayağı kumda harbe devam ediyor. Harbin dördüncü yılındayız. Netice alacak bir za- fer ortada yoktur. İşte böyle bir durumda Al . manya yeni hizamının Avrupaya yn , olacağı tdiadimdzi ir, eni Bizamın temeli de geçen - lerde İngiliz hariciye MEL ağzile ifade edilen Anglo-Sakson nizammın benzeridir. Röyter a- Jansının tam metnini verdiği o beyanata göre Anglo-Sakssu za. ferinin kurulacağı yeni dünyada yalnız İngiltere, Amerika ve e ee Edi Çünkü yal- nız r kuvvet sahibi kalacaklardır. e Alman nizamının yarı resmi Alman gazetelerinin yazıla; dan anlaşılan krokisi de küçük Avrupa milletlerinin Almanya ve İtalyaya bağlı olacağını gösteri- yor. Şu halde hangi taraf galib gelirse gelsin, küçük milletler için hürriyet ve İstiklâl gibi mef. humların manası yek R Buna mukabil iki taraf da mü- dafaa ve emniyetini sigorta ede- cekleri yeni âlemde her milletin sıkacak, milletler büyük hege monyaların içinde yalnız iktisadi birer varlık halinde yaşıyacak » lar. Daha açıkçası Avrupa ve da- ha geniş ölçüde dünya bir büyük giftlik olacak, bunun iki üç silâh- lı kâhyası çorbacılık edecekler ve milletler yaşadıkları toprağım iklimin iktisadi değerine göre yanaşmalık, ırgadlık edecekler. Fikir yamandır. Fakat taze değil dir. Orta çağ cihangirleri daha iktisad ilmi keşfedilmeden bu fi- üstünde çok kan dökmüşler. li, Avrupa milletleri iki asır mik yet bislerile beslenip sinirleri yay gibi gerildiği, müstemleke halkımın yeni yeni millliyet duy- gularile © aşılanıp şahlanmağa hazırlandıkları bir devir için böyle tek elden ferman okunmak kolay olmasa gsrek. Çönkü tank ve tayyare şehirleri yakar, yıkar, amma fikirleri yenmiye muvaf- fak olamaz. Burhan Cahid TEŞEKKÜR mek, tefelen ölmek, telgrat çekmek ve mekinib gönlermek sureie &ederimizi paylasmak alâkısını gösteren ve kendi, sini cenaze töreninde bulunarak halı, rasını taziz eden dostlarımıza minnet ve irşd &ürlerimizi ayrı ayrı o bildirmeye mecal bırakmıyor. Ba vazifeyi irayı si yın güzetenirin İavassei iültona are diyoruz. Merhimun ailesi adma Refka Nevvare Yeni neşriyat ÜLKÜ — Bu miti, küllür dergisinin 15 Birinelkânan tarihii sayısı çıkmışlar, Okuyucularımız tavsiye ederiz, MİLLET — Bu İlm » fikir , sana mecmusının 8 inci sayısı çıkmışlar, Piza 25 kuruştur. İLK ÖĞRETİM — Ba öğretmen s& ze'esinin Atmtilrke tahsis ettiği 119 wn. Evet, nöbetçi zabit doğru söy lemişti. İleride sağ yanda kara . ran sarayın kışlık odun sdağla- ri önünde birkaç karaltı vardı. Yaklaştıkça, üç beş kişil'k bir ta- kım ortasında Sultan Osmanın gelişik ve kalıplı vücudu iyiden iyiye seçilip farkedilmeğe baş - lamıştı: Genç ohüdavendigârm yanında kızlar ağası Süleyman ağa, Ömer hoca vs bir de bos - tancıbaşı Mahmud ağa vardı. Daha beride muhafızlık eden dal kılıç hostancılar duruyordu. Suk tan Osman Davud Paşaya doğru yürüyüp elinde tuttuğu bir oku gösterdi: — Salkımsöğüd kapısı içinden atup bunda düşürdük! (Bostancı başının elindeki kemanı alıp oku geçirerek gerdi) bundan : aşağı dahi endaht eyliyelim mi der 1iz? — (Arkası var)