24 Kasım 1942 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6

24 Kasım 1942 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

6 Sayfa SON POSTA Wieomleket Einberleri . Myonda | Bediz son yağınarlarla ma a yeniden kahardı «Son Postar nin spor tefrikası: 147 2 Hergel Hendeğe bol miktarda kar yağdı e yendi! l Diye nezaketle ve mana dolu'tın! Yorgunsun!, Gelecek hafta yapıldı, belediye verimli çalış sözlerle mukabele etti. Paşanın| daha iyi.. malar gösteriyor, içme suyunun : i ıslahı di ülüyor , Hendek (Hususi) — Evvel le e İm o, > e değen Emredi- isi — ki akşam Hendeğe (çok fazla » gadi Yağı ii zmirde ve cıvar köylerde bazı yerleri sular (i miktarda kar yağmışır. Heç i| | — Oğlum? Davudu mağlüb) Bunun üzerine paşa, emrini ilet, ondan sonrası kolay... Ede «| verdi, Ben de kazan dibine çeki. i mezsen Arab Saiddön güreş iste-İ lip beklemeğe koyuldum. Yan i meğe hak ve salâhiyetin yoktur.) gözle Arab Saide bakıyordum. ayrıldım. | Onun rengi a taraf bembeyaz olmuştur. Yerde 2 santim kadar kar olmuşsa da derhal erimeğe başlamıştır. MARAŞTA bastı, Küçük Menderes de taştı Bir temenna edip şti. Eski suratı İzmir (Hususi) — Fasılasiz ya-Jlediye reisi Reşad Leblebicioğlu, i | | İ f | i i l | p nk VE zo b er, Çay o belediye reisi o Abdür - rahman Yalgın lerini içine alan büyk bir bina yar pılmış, merkezde bir ilkokul bina- si inşastna başlanmıştır. Belediyenin bütçesi 25 bin Fira- ya yükselmiştir. Nahiye, sitma mü- cadele mintakasına dihi olduğu için sıhhat memurları burada bu sene daha sik görünmeğe başlamaşlar ve mücadeleye germi Belediye emrindeki mavib cereyanla çalişir. Kasaba dar hilinde 423 sbone var, Kilovat üc- reti 15 kuruştur. Belediye bir un değirmeni kurmak istemekte ve halki uzaklara gitmekten kurtarma ğ ir. Bu değirmen ku rulduğu tekdirde elekirikin (geceli gündüzlü çalışması mümkün olacak demektir, Yalvaç boğazı boyunca akıp gelen mebzul suların Çay be lediye bahçesi üzerinde yaptığı bü yük sukut, elektrik cereyaninir bun| dan istihsaline hizmet etmekte ve| daimi surette çalıştığı taledirde bu tesisin genişletileceği temin ( elum- maktadir. Nahiyenin çalışkan belediye relsi Abdurrahman Yalçın bunu kuk ettirmek için gayret sarfetmek tedir. «Çay» in tek noksanı içme s5- yu işidir, Mevcud su iptidai kanak İar içinde gelmekte ve yabancı maddelerle karişik bulunmaktadır. Bunsislâh Için bir formül düöşünü- lüyor. GE Myonda sılma mücadelesi Afyon (Hususi) — Afyonda bu sene umumi denebilecek bir sıtma salgmı görülmüş, kinin kıtlığı yü. zünden halk çok sikinti çekmiştir. Havaların soğumasından sonra sit, ma sineklerinin ortadan kaybolma. sı, hastalığı azaltmış ve doktorla- rin mmuayenehanelerinde sitmalılar görülmez olmuştur. Fakat bu salgı. min gelecek yaza gene ortalığa ya” yilacağı şüphesizdir, Bu itibarla Ve. kületin burada önümüzdeki yaz fa- aliyste © geçebilecek muvakkat bir dispansor açması için şimdiden ge. rekli tedbirler alması temenni edi- Kısa bir düdük sesi, , Geminin arka tarafını saran beyaz köpükler. Bacadan fışkıran daha koyu bir duman... Rıhtımda mütemadiyen hare » ket halindeki insan yığını gittik. çe geriliyor. Yalnız mendillerin çırpmışları gö mekte gözüne, Kolları güverte demirlerinin üs - tüne düşüyor, şapkasını geriye atıyor, ter içinde, sersem, şuur - suz, bitkin, omuzları düşük, yaşlı gözlerile rıhtıma bakıyor. İnemez artık.. Hem niçin inecek? Gönül ya vaz geçti, yahud ka- çamadı. Vazgeçtiyse, tekrar kandırma- ğa çalışmak budalalık. o Mesele anlaşıldı ise, dönmeğe, tekrar Se. mahate görünmeğe imkân yok. Gözlerindeki yaşları kolları - nın yenile silerken, içini çekiyor. Bu saadet de yarım kaldı. Bu sev gili de gitti elinden... Ümid, se vinç, beyecan hiç hiç bir şey, hiç bir teselli kalmadı artık... Bu darbe ile öyle sersemlemiş- ti ki... Son defa başını çevirerek rıhtıma baktı. O ne; gözlerini kırpıştırıyor. Kalabalığı yarma - ğa çalışan bir kadın... Ablası.. Meserret Hanım, rıhtımı doldu . ran kalabalığı yarıp ön tarafa geçmeğe uğraşıyor. Demirlere basarak, düşecek kadar eğildi. Şapkasını sallıyor- ikin bazı köylerde büzumlu ğan yağmurlardan Manisa ve Me » semen ovalarında biriken sulardan Gediz nehri kabarmiştir. Nehre ya- tedbirler ahamış, köyküler nehrin yatağı ci- varmdaki sedleri takviye etmeğe başlamışlardır. üçük (Menderes nehrinin de Tire ve Torbalı kaza - larinda bazı köyleri tehdid etme » sinden korkulmaktadır. e Şehrimizin muhtelif | semi de bazı iğimlar patlamış, münhat yerleri su basmiş, fakat belediye te-! 'mizlik amelesinin ve itfaiyenin mü. dahalesi ve çalışmasile zarar önlen- Bühassa Tepecik semtinde Ke - mer çayinin geçtiği yerde ve Tepe. elkte yeni yapılan yol civarindak! bazi evlerin bodrum katlarına sular| dolmuştur. Keyfiyetten haberdar edilen be - Edirnede kesme şeker 550, İtedir. Bu vaziyet üzüm ve incir toz şeker 530 Edime (Hususi) — Şeker fiati- min artmasi üzerine şehrimizde kes- me şekerin kilosu 550 ve toz şeke. rin kilosu da 530 kuruşa satılmağa başlanmıştır. Şehir kahvehaneleri belediyece İki sinifa ayrılarak birin ci sinif sayılanlarda kahve ve çay 15 kuruşa, İkinci sınıfta da 14 ku- ruşa sattırılmaktadır. Ayrıca şekerli maddelerden pas- taya 30 kuruş, diğer tatlıların porsi, yonları da 30 kuruşa satılmakiadır. Bu arada tahanhelvasi da 400 ku- ruşa satılmaktadır, Şekerin artması üzerine civar ka- zalardan bal ve pekmez getirilmek. atlarını da artmasına sebeb olmuş tar, KÜÇÜK HABERLER 4 Eşme kaymakamı Ali Nusrat Türker mezunen İstanbula gitmiştir. Mumaileyh orada gözlerimi (tedavi ettirecektir. # Bulvadinde inşası biten ilk o. kul binasında bu sene okutma ça- lişenaları bağlamıştır. Okul mun. zam bir bina olduğu İçin kaza ih. tiyacima yetmiştir. * Afyonun Çay nahiyesi Çocuk Esirgeme Kurumu, bu sene faali - İ yetini artırmıştır. Halk bu kuruma yardımdan çekinmemektedir. Hava kuruuna da bu sene kiymetli yar - dımlarda bulkmulmuştur. Teberrü du. Gördü.. Ablası ellerini ağzına götürmüş bağırıyordu: Gelemiyecek, bırakmıyor - lari, Bu iki kelimeden her şey anla- mişti. Demek mesele anlaşılmış. Acı acı gülümsedi, Bahtı kendisine bir defa daha ihanet ediyordu. Meserret Hanım, arasıra göz- lerine götürdüğü mendili sallı - İyor.. Mendil, gittikçe küçüldü, küçüldü, sisler içinde kayboldu. Vedad, halat bağlanan demir - lerden birinin üstüne çöküvermiş iti. Başı dönüyor, gözleri kararı- İ yordu. Rıhtım, binalar, insanlar, birdenbire gözünün önünde dö- nüverdi. Ümidin, sevincin en yük sek tepesinden, inkisarın en derin uçurumuna yuvarlanmıştı. Gözü, gittikçe genişliyen, kay- naşan beyaz köpüklere saplan » mış, hareketsiz, kaskatı duru yordu. Kâh genişliyen, kâh bir! rinin üstüne devrilen dalgalaı rasında Gönülüm yüzünü görü - yordu. Bu hayalde, pek çabuk ar kada bırakılan beyaz, gittikçe maevileşen izin arasında kaybo - lup gitti. Güverteyi dolduran kalabalık dağılmıştı. Yüzünü serin bir rüz- gür okşuyor. Şapkası uçtu, ald. madı bile... Şimdi rüzgâr şima » rik bir çocuk gibi saçlarını da - ğrtıyor. Derin bir nefes alarak, kupkuru kesilen dudaklarını kı- derhal hâdise rnahalline gelmiştir. İtfaiye erleri de yetişmiş, evlerin! bodrum katlarına dolan suları mo- #örpomplerim boşaltmışlardır. Halk bu alâkadan çok mütehassiş olmuş. tar, Belediye temizlik amelesile itfal - ye erleri şiddetini | artiran yağmur re a ağa devam et. yazi çalışmağa devam Yağmur civar kaza ve köylerde daha şiddetli yağmıştır. Evvelki ge- ce Bergamanın Zeytindağ mahalle- sinde yağmurların tesirile bir ev çök Mmüştür.. Evinde yatmakta olan Boz.! kırlı İsmall gece yarısı müthiş bir. gürültü ile evinin duvarları çökmüş, biri çocuk olmak üzere 4 kişi ağır surette yaralanmıştır. Kızılay Ber - gama şubesi gereken yardımı yap- miştir. Edirne vilâyet umumi meclisi seçimi Edirme (Hususi) — Müddeti 40.) na eren vilâyetimiz Umumi Meclisi azalarinim yeniden seçimleri İçin hazırlıklara başlanmıştır. | Seçim bu ayin 25 Inci günü ya- pilacaktır. ———— Karabük posfanesine bir | paket ve havale memura daha !âzım Karabük (Hususi) — Karabük postanesinde paket, havale ve kiy. metli evrak kabul ve tediyesi işi İniz bir memurun üzerinde olup işçisi ve meuru İle kalabalık bir şe- hir olan Karabükte bu tek memur haklı olarak işini o yetiştirememekte ve bu yüzden halk saatlerce posta. nede bekliyerek iş ve gücünden kay betmektedir. Karabüklüler beyhude, zaman sarfıni ve İş kayıbını icab etiren bu mahzurun ortadan kal) dırılması için alâkadar makamlar, dan Karabük postanesindeki mev. cud paket ve havale memurunun! hiç olmazsa ikiye çikarılınası busu, sunun teminini rica etmektedirler. aaa edilen paranm bu sene ihtiva ettiği yekün sekiz bin liradır. # Edirne memleket hastanesinin Baştabibi Operatör Bürhanettin Ö-! meyi Baştabibiikten İstifası kabul edilmemiştir. pırdattı, Elini alnından geçire rek, başını kaldırıp, Sarayburnu- na doğru son bir nazır fırlattı. Hayır, o güvertede (okalamı - yacaktı. OBiraz sonra Ye- şilköy © önlerine (| gelecekler, Fener beyaz o endamile ona Gönülü, köyü hatırlatacak, izl” rabını kamçılıyacaktı. Müşkü - lâtla doğruldu, halsiz bir iki a- dım atmıştı; — Nereye Vedad)., Dehşetle geri döndü, Dışarı uğrayan gözlerini hayal (görüp görmediğini anlamak için üstüs- te kurpıştırdı, başını salladı. Karşısında Saadet vardı. Genç kadın, gülümsiyerek ken dine bakıyordu. — Çok mu üzüldün Vedad! Düşmemek için hava borula - rından birine tutunmağa mecbur öldu. Saadetin yüzündeki müs - tehzi tebessüm, gözlerinde şey - tani bakışlar birdenbire, kafası - nın dinamolarını — çalıştırmağs başlamıştı. Gönül gelemiyor, çün kü, kaçacağı anlaşılıyor; sonra da Sandet vapurda karşısına çı - kıyor. Şimdi bu muamma çözül- müştür. Bu yılan kadın, meş'um rolünü oynamıştır. İstikrahla yü- “ İzünü buruşturuyor: — Beni nasıl yere vurduğunu örüyor ve memnun © oluyorsun eğil mi? Genç kadın gülümsiyerek, ya- nma yaklaşıyor. Kıpkızıl dudak- larmda hâlâ o insanı çıldırtan te- bessüm! g di Fakat sinirlenmiştim. Kazan di- bine geldiğim zaman tarif ettik. leri Arab Saidi gördüm... Beş kat enseli, geniş omuzlu, ipiri bir Maraş (Hususi) — Şehrim iel de şu son günlerde fazla miktar? da yağmur yağmağa başlamış» ; tır, Çeltik o mahsullerinin har, dam, Davud pehlivanın a - manlarda- oluşu dolayısile bu :| larını bağlıyordu. Yüzde Yüz o, halin devamı karşısında çeltik- i/idi. Çünkü bana da yan yan sır iz büyük endişe duymak- 3| tarak bakıyordu. Herif, apaçık tadırlar, “ İl alay ediyordu benimle... Davuda Yağışlar o yüzünden havalar eyler söylüyordu. Sonradan da soğumağa başlamış ve etraf. i anladığıma göre şöyle diyor - muş: — Bir elde işini görüver şu - nun! Ne ise meydana çıktık!. Benim taki yü lar: Me ne hararetle çalışmaktadır. Bir ? yük odun 400 kuruşa ve bir yük İİ kimsem yoktu. Görüyordum ki, kömür de 12 . 13 liraya alın #| herkes Davud pehlivann beni maktadır, yeneceğine gözlerinde işaret var dı. Peşreve başladık. Ben, bili - İ yorumuz ki, güzel çırpınınım.. Baktım, Davud pehlivan de çok İ güzel çırpınıyordu. Ve, gevik bir pehlivan... Zaten yapısı da peh. livana benziyordu. Çok usta idi. Kapıştık... Bir iki el»,, Üç dört el... Nihayet beni çapraza aldı! sürdü, Güzel bir kapiş yapmıştı. | Fakat güzel bir yan baş oyunu, mukabelesile Davudun çeprazını kalâde ahvale rağmen, şüphesiz bü. söktüm. Hasma üste de bir çen. Yal gayyok ve hlümet “oerfla RL | gel k vurdum... Önüme zumlu bazı eserler daha yükseltili. | savrulup düştü. Kaçmasına mey- yor, Kısa bir zaman içinde bütün) dan vermeden üzerine atıldım. vilâyette ismine saygi ve itimad) Altta beş dakika kadar boğuş toplamağa evuvafak olan Vali Şefik| tuk. Baktım, Davud iyi bir altçı.. Biciğin bu eserlerin tamamlanışında | Davud, beş dakika sonra kalletı. takib fikrine sahib bulunmaktadır. Tekrar ayakta güreşe koyul - İnşa halinde bulunan dörtyüz küsur) duk... Ben, Davudu yeneceğime Fen keşifli yüz yataklı memle, kanaat getirdim. Fakat oçobuk ket hastanerinin, yükselen malzeme yenmeli id'm. Birkaç dakika son- fiatları karşısında daha üç yüz bin|ra Davudu tek çapraz budayarak liraya ihtiyaç hissettirmesine de yeni | altıma aldım. Davud birkaç daki. bir kombinezonla cevab verilmesi Ka sonra gene kurtulup ayeğa mümkün görülmüş, bu yılki vilâyet| kalktı. bütçesinden 83 bin lira para ayrıl- mıştır. Vilâyetin mali vaziyeti şim.) kikalarına doğru Davudu tek pa- diye kadar görülmemiş derecede) ça kaparak sürdüm ve, bastırıp iyidir. Hâlen bankada 200 bin liraj altıma tekrar aldım. Ve, beklet- Ya yakin parasi bulunmaktadır, Ya, meden kündeyi doldurdum. Ge- pılan hazırlıklara göre önümüzdeki| ne bekletmeden asıp aşırdım. El- 400 bin liralık yüz yataklı mem- leket hastanesi ve beden tsı yesi binasının inşaatı devam edi- yor, stadyomnda da ıslahat yapılacak Afyon (Hususi) —“Afyonda fev İyılda bakayanın tahsiline ekemmi| siz ayaksız Davud, mağlüb ol. yet verilecek ve Lir miktar da ban-| muştu. kadan istikraz suretile bir mütcah.| o Galibiyet temennasını bastım. hide defaten yapılacak ihale Nihayet güreşin on beşinci da.| ile) Fakat meydandan çekilmedim. | maktadır, sinin inşaatı ilerlemekte bu sene bitirileceği temin olunmak. #lahi için sarfedilen emekler, tele. bünlerin de gelecek sene inşası İm. kânıni şimdiden temin eylemiş ba. hunmaktadır. — Benim yalnız nereden biliyordun? — Sakin olmağı vâdedersen anlaşırız. Rengin o kadar sarı ki, beni korkutuyorsun! Sonra bu ne ter böyle.. Mendille yüzünü kurulamak için elini uzatıyor. Sert bir hareket, kadının bir darbede yanma düşen kolu. — Her şeyi anlıyorum... Sen korkunç bir kadınsın! Amma, ba- na nasıl fenalık yaptığını bitmi- yorsun! Bana yaklaşma ve sakın gözüme gözükme. Senden nef- ret ediyorum, iğreniyorum. Şa - yed yaklaşmakta israr edersen hakarete maruz kalırsın! Saadet endişe ile etrafına ba- kıyor; — Rica ederim yavaş konuş. Etrafımızda insanlar var. Hem — seni iy haine gösteren r.. Biliyorum, şimdi çok hiddetlism, muztarib- sin! Lâkin beni dinlemeğe mec. bursun! Ben sana kaç defa söy- ledim, elimden o kartulamazsın, diye.. Sanıyor muydun ki, şu ba- cak kadar çocuk seni benim e - lmden alabilecektir ve ben se- nin onu alıp kaçırmana göz yu- macağım. Zaten seninki bir bu. dalalıktı, göz göre göre kendini uçuruma atıyordun. Sana iyilik yaptığımın hâlâ farkında değil misin? Dişlerinin arasından, hayatın- da ilk defa ağzıma aldığı bir ke- İme, ezilerek çıkıyor: — Seni yalnız bırakmamak için ben de geliyorum. Senden teşekkür beklerken, nefret bulu” yorum. Dişlerini sıkıyor: — Ah, orospu!... Şu sıkılı yumruklarını, bu ka- dının mülevves suratına bir indi- tadir, Valinin himmetile stadyomun| hastane İşinin halledileceğ'! anlaşıl.| Paşanın huzuruna gittim. O: Âferin oğlum!, Beğendim Merkezdeki beden terbiyesi bina| güreşini... Gelecek hafta Arab ve bunun| Saidle yaparsın! Deyince, derhal: — Paşam! Ben, gelecek haf. a kadar kalamam.. Soyunsun simdi güreşelim., Diye dikilince, paşa: — Şimdi hiddeti, asabiyeti bi-| rak... Seninle seyahat arkadaşlır ğı yapmak bana kismetmiş! Yal. nız gideydin daha fena ola. tın. Halbuki, ben seni teselli bilirim, oyalıyabilirim, Sonra s6 nin bir dişiye de ihtiyacın var, seyahat, deniz, insanın ihtirasını ön er. Vâkıâ sevgiliniz kadar körpe değilim amma, bulunmaz kadınlardan olduğumu daima tekrarlardın. Bavullarımı kama rana gönderdim. Merak etme, sana Gönülü aratmamağa çalı - şirim, Yumruklarını uzatarak, sesi - nin bütün gücile haykırıyor: — Defol karşımdan! — Vedad, kendine gel herkes bize bakıyor.. — Maşallah, sen utanmak ne- dir biliyorsun demek! Herkes bi- ze bakıyormuş. Utanıyor musun; Sende ar, haya duyguları var mı7 Zerresi mevcud olsaydı, bu namussuzluğu yapmazdın! Kadın, erkeği çıldırtmasını bildiği gibi, onu kuzulaştırması- nı da bilen bir mahlüktur. Ya - vaşşa Okoluna giriyor. | İri gözlerinde — ihtirasları gıcık - layicı ışıkları yanıyor. Kızıl du- daklarını yaklaştırıyor, nefesi yü zünde... — Haydi kamaraya gidelim. Orada konuşuruz, Hiddetini, nef retini daha geniş, daha rahat iz- har edersin. Burada yumrukla - yamıyor, dövemiyorsun beni... Bilirim ki, sen beni dövmeden, hırsını almadan teskin olmazsın. Hiç sesimi çıkarmıyacağım. Yum rukla, tokatla, hıncını al... Am- — Olur mu?. Simdi güreş yap kalmamıştı. vudu mağlüb edi- şim Saidi alllak bullak etmiş ol- duğu besbelli idi, Sinir içinde du ruyordum. Yirmi dakika Davüd- la yaptığım güreşi unutmuştum. Arab Said meydana çıkar çık- maz yıldırım gibi salacaktım. Arab Said, yavaş yavaş iste. miye İstemiye soyunuyordu. Ku- lağın, r suyu kaçmıştı. Ben ise olduğum yerde duramıyordum. Başta paşa olmak üzere herkesin gözü bende idi. Nihayet Arab Sa id soyundu. Meydana çıktı, Yan yana geldik... Said, çok iri adamdı. Yüz otuz okkaya yakındı. Koca Yusuftan da iri idi. Ben onun yanında ço cuk gibi kaldım. Paşa ve maiyeti bu, farkı görüyorlardı.. Bu 36 beble gönülleri ferahtı, Saidi Saidin ya Arab Said, nihayet iyi bir pehli- vandı. Pehlivan ne demek bilir. di. Davudla olan güreşimden ne olduğunu sezmişti, Bu sebeble o- nun yüzünün rengi durmadan dalag dalga değişip duruyordu. Alı al, moru mor oluyordu. Pehlivanlardan biri yağ dök- tü. Arab Said iyice yağlandı. Ben de yağımı tazeledim, Her iş bit- tikten sonra durduk. Paşanın em rini bekliyorduk. Nihayet paşa, başiyle ağasına işaret etti. Onlar da bizi sahaya sahverdiler. (Arkası var) İstanbul Borsası 23/11/1942 açılış . kapanış fiatları Esham ve Tahvilâi & 1 M1 Demiryolu * 1 Birinci teri Ml Müdafaa istikram İkramiyeli *6 5 Birine tertib Mili Didafaa ma bundan sonra sıra benim.. Gözlerini kırpıştırıyor: — Haydi! Vedad, bu kadının hakimiyeti karşısında erimeğe (başladığını sİhissediyor. Bu kadında başka bir kuvvet başka bir hususiyet var, Öyle gizli silâhlara malik ki, karşısındakinin hisleri ne olursa olsun, bunları bertaraf edip, ken dindekileri aşılamasını — biliyor. Gayri ihtiyari, gözleri, manalı yüzüne, şehvet fışkıran dudak » larma, sun'i bir heyecanla hare İkete getirilen göğsüne takılıyor Hayır, bu fenalığı da yaptık tan sonra bu kadına asla güler yüz gösteremez. İçine düştüğü züâftan kurtulmak istiyor, Başını şiddetle sallıyor: — Beni yumuşatacağını sanı « yorsan aldanıyorsun! İzmire ka- dar yüzünü görmek istemiyorum. İ Oradan nereye defolursan ol.. Unutma kı artık benim (içir sen hiç bir şekilde mevzuubahı olamazsın! — Peki, akşam, yemekten so? ra seni ihtiyaten bir kere ararım! Yürüyor. İ İlki kuvvetli adımda yakalıyor kolundan: — Gel buraya... Bu oyunu na sıl oynadığım anlat da ondan isonra defol! Kolunu o kadar sikiyor ki genç kadın can acısından yüzünü buruşturuyor: — Canımı yakıyorsun Vedad! — Dur daha; seni kaldırıp denize atmadığıma dua et! Gülümsüyor: — Bunu yapamazsın! Çünkü bensiz yapamazsın! (Arkası var)

Bu sayıdan diğer sayfalar: